sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
1601.
bu sıcaklar devam ederse kışı görmem ölürüm.
devamını gör...
1602.
i want you,because i am mr.vain.
devamını gör...
1603.
kimsenin kimseyi anlamadığı, anlayamadığı, anlamak istemediği; ama en büyük nimetin "anlaşılmak" olduğu bu dünyada ben seni anladım.
devamını gör...
1604.
arkada oturan adam boyuna pıs pıs salıyor bağırsak gazlarını. eşşek kadar adamsın, götüne sahip olamıyor musun.
devamını gör...
1605.
olmak istediğim yerde değilim.
devamını gör...
1606.
ben ranzanın tepesindeyken, halıda yuvarlanıp taklit yaptığın zamanları unutmuyorum. umarım haberin yoktur. çünkü üzülürüm. çocukluğumda ki gibi kalmanı yeğlerim.
devamını gör...
1607.
yoruldum ama duracak değilim.
devamını gör...
1608.
acıyorum kendime. o kadar basit ve zavallıyım ki.
neyim var bu dünyaya sunacak, neyim var insanlara gösterip sevdirecek?
donuk, kendini çok bilmiş sanan, kaba saba aptalın tekiyim işte. ne istediğimi bilmiyorum. birilerinin iç sesini içimde taşıyorum. kendime ait zerre bulamıyorum. manifestmiş çanifestmiş bilmem neymiş yapmıyorum bir şey bok gibi biriyim işte.
birilerinin çıkıp yalandan hayır öyle değilsin şöylesin böylesin demesine de gerek yok bokun tekiyim işte bu kadarım.
basit, kolay elde edilen, her anlatılana inanacak kadar safın tekiyim.
ben niye böyle oldum
neyim var bu dünyaya sunacak, neyim var insanlara gösterip sevdirecek?
donuk, kendini çok bilmiş sanan, kaba saba aptalın tekiyim işte. ne istediğimi bilmiyorum. birilerinin iç sesini içimde taşıyorum. kendime ait zerre bulamıyorum. manifestmiş çanifestmiş bilmem neymiş yapmıyorum bir şey bok gibi biriyim işte.
birilerinin çıkıp yalandan hayır öyle değilsin şöylesin böylesin demesine de gerek yok bokun tekiyim işte bu kadarım.
basit, kolay elde edilen, her anlatılana inanacak kadar safın tekiyim.
ben niye böyle oldum
devamını gör...
1609.
yaşlandıkça demiseksüel oluyorum sanırım.
devamını gör...
1610.
tatil sonrası iş çok kötü be
devamını gör...
1611.
bulanlar hep arayanlardı fakat kendimi bile bulmadığım şu yalan dünyada bulanlar beri gelsin de desinler bu işler nasıl olur…
devamını gör...
1612.
klimadan gelen hava masamdaki bayrakları sallarken bu aralar ne kadar da yüreksiz, korkak insanlarla karşılaştırıyor hayat beni o düştü aklıma. açıkça korkağın tekiyim demiyor da adam sorumluluk almak istemiyorum diyor. hadi be.
devamını gör...
1613.
abi biz suriden kaçtık abi, savaş var abi.
türkiye cennet vatan.
türkiye cennet vatan.
devamını gör...
1614.
aklındaymışım deniz yolculuklarında, bir tek ben varmışım odalarında. ne şans ki beni de deniz tutar, özellikle de uzun yolculuklar. kus artık sen de beni içinden, ne olacaksa olsun.
devamını gör...
1615.
sicaktan uyuyamiyom be sözlük
devamını gör...
1616.
bir vakitler yazılar yazardım, o eski büyük korkumu yendikten sonra. boş kağıtlara, defterlere, hoş bulduğum derilere; kırık dökük de şiirler. senaryolaştırma hevesiyle yarıdan hallice uzunca bir öykü, roman olacak kadar büyümese de. her zamanki gibi yarı yolda bıraktım ve cümlelerin olduğu sayfaların cümlesini yaktım. yine o şahane duman yükseldi göğe. yazı kalırdı, söz oldu uçtu çoğu, bilmem hangileri kaldı hatırımda. ama o gri dumanları görmüş olmak yetti bana. bunun için bile değerdi.
hepsi bu kadar işte.
hepsi bu kadar işte.
devamını gör...
1617.
işin gücün yok mu yavrum senin ?
hep aklımdasın da ..
hep aklımdasın da ..
devamını gör...
1618.
o kadar söylemek istediğim olaylar var ki hangi birisinden başlayacağım bilmiyorum...
bir taraftan hayat köşeye sıkıştırıyor beni. diyor ki, şu anda elinden geleni yapmazsan kaybedersin. diyorum ki, her zaman bir çıkış yolu vardır. ben bugün buralara hep çıkış yolum olarak geldim. hep açık kapı vardı. bir durum olunca saklanıp, kendime gelebileceğim bir yer vardı. o yer yavaş yavaş kirleniyor mu diyeyim, nasıl diyeyim? yok oluyor, huzur bulamıyorum, canımı sıkıyor.
öte taraftan insanlar, genel olarak insanların varlığı, beni çok yoruyor. fazla çabalayasım gelmiyor. çabalamıyorum demiyorum, çabalıyorum elbette ama ilk başta uyuşmazlıklar olunca diyorum ki, ne arkadaş ne de başka bir şey olabilir diyorum... nasıl arkadaş ediniyorduk? unuttum.
kötü zamanlardan geçtiğimden beri insanlara iyi olduğumu, herhangi bir problemim olmadığını söylerim (merak eden yok aslında, yüzlerine bakınca anlıyorsunuz bunu, klişe olan bir laf 'nasılsın'). aslında yüzüm hiç gülmez, güldürmeye çalışanı da zor gördüm (sıfırlanmış sayı şimdi fark ettim, çok ayıp arkadaşlar, toparlayalım şunu). * çevremdekilerin çoğu benim mutsuzluğumu istiyor. ben mutluyken mutsuz etmeye çalışıyorlar beni, niye ki? sana ne zararım oldu ki?
başka bir sorun ise dün arkadaşıma bizim ailenin sorunlarını ve yaşadıklarımızı anlattım. anlatınca yine bazı olaylar aklımda tekrardan ve daha iyi şekillendi... dedim, demek ki ondan dolayı böyle bir kişiliği var. belki de böyle olması daha hayırlıymış. erkenden göçmek varmış. kurtulmuş.
her şeyi bıraktım, benim gittiğim okuldan bahsederken 5+ fazla intihar vakası olduğunu söyleyince sebebini sordu. ben de bilmiyorum dedim. neden bizim okul? ben de belki onlardan birisi olabilirdim. nasıl garip bir yerdeymişim? yaşamam mucize benim (abart, abart). ırkçılıktan, ayrımcılıktan (hem kendi aralarında, hem yabancılara), saçma sapan öğretmenlerden geçilmiyordu. insanlar iyi (hem karakter olarak, hem ruhsal) değil işte, anlayın. bir de gidip en sempatik olmayan okul psikoloğunu getirmişsiniz. aptallar. yeni okul yaptınız diye eski okulu unutacağımızı mı sanıyorsunuz, ha? söylesenize! küf olan yerlerde okuttunuz bizi (aklıma niyeyse balkan bölgesinde bulunan okulların geneli geldi, o kadar değildik ama yenileyin artık yenileyin... sonuna kadar oturup da ani bir durumda can kaybına mal olmayın), var mı sizin vicdanınız be! okul üzerimize çökecekti, kolonlar tutmuyordu ve bu şekilde hâlâ okula gittik biz. evet, çok sağlam, mükemmel okuluz. aynen, ayakta alkışlıyorum sizi. hiçbirinizin yüzünü görmek istemiyorum bir daha gerçekten (beni koruyan melek öğretmenler dışında). rüyalarıma girmeniz de hoş değil, kış kış, naş naş.
eskiden çok anlatırdım başıma gelenleri ve insanlardan talebim beni anlamalarıydı. elim boş gidiyordum ve anlaşılmamak, hepinizin tecrübe ettiğini biliyorum aksini iddia edeni kovalarım itiraf edene kadar, en kötü duygulardan(?) birisiydi. sonunda dedim ki, seninle aynı şeyi yaşamayınca seni anlaması mümkün değil. burada sorun şu ki, hiç kimsenin hayatı benimkisine benzemeyecek, ne kadar denesek bile, sapma oranları olacak, karşısına aynı insanlar çıkmayacak. zaman asla geriye akmayacak. benimle aynı zamanda doğup, büyümüş, aynı zamanda göç etmiş, göç ettiği anda olgunluğu tatması gerekirdi. hiç sanmıyorum hiç. ama varsa bul beni. en yakın zamanda. ortaklık kuralım. seni senden iyi tanıyacak olan nadir kişilerdenim. korkutucu bir fikir, biliyorum. başkasının seni senden daha iyi bilmesi... ürpertici. kendine itiraf edemediğin şeyleri yüzüne söylemesi... (gerçi ben bundan onur duyardım ve elini sıkardım çünkü karşımda tam anlamıyla bir profesyonel duruyor. tahrik edici. sinir de olurdum. ama hemen öğret derdim. huyum kurusun be.) ben asla izin veremezdim mesela beni benden iyi bilmesine. sanki bana karşı her zaman elinde bir koz var(mış) gibi gelirdi. tedirgin olurdum. koz olması ama yine benim elimde oluyor... ama hayal etsenize, nasıl güzel bir şey aslında... koz olması için yine ipler benim elimde, hiç şaşırmadım.
hayat hilebaz oynamayı öğretti. sahtekar olup çıktık, iyi mi? çok yolumuz var, görüyorsun. anla beni. anla. zor değil.
bu yazıyı bir şarkı sözüyle tamamlamak istiyorum:
yitip gitsem de
sonumu bilsem
ölümü tatsam da
yenilmem yine de
senin için bütün zaferlerim
'senin' kelimesi gelecekteki 'ben' için olarak da yorumlanabilir aslında (sadece bu dizeleri yorumlamak zorunda kalırsak). 'sen' gelene kadar ben varım, sen gelince 'biz'. (anlatamadım yine. bir de kalemim kuvvetli denildi, alakası yok arkadaşlar, siz anı dinlemeye gelmişsiniz)*
bir taraftan hayat köşeye sıkıştırıyor beni. diyor ki, şu anda elinden geleni yapmazsan kaybedersin. diyorum ki, her zaman bir çıkış yolu vardır. ben bugün buralara hep çıkış yolum olarak geldim. hep açık kapı vardı. bir durum olunca saklanıp, kendime gelebileceğim bir yer vardı. o yer yavaş yavaş kirleniyor mu diyeyim, nasıl diyeyim? yok oluyor, huzur bulamıyorum, canımı sıkıyor.
öte taraftan insanlar, genel olarak insanların varlığı, beni çok yoruyor. fazla çabalayasım gelmiyor. çabalamıyorum demiyorum, çabalıyorum elbette ama ilk başta uyuşmazlıklar olunca diyorum ki, ne arkadaş ne de başka bir şey olabilir diyorum... nasıl arkadaş ediniyorduk? unuttum.
kötü zamanlardan geçtiğimden beri insanlara iyi olduğumu, herhangi bir problemim olmadığını söylerim (merak eden yok aslında, yüzlerine bakınca anlıyorsunuz bunu, klişe olan bir laf 'nasılsın'). aslında yüzüm hiç gülmez, güldürmeye çalışanı da zor gördüm (sıfırlanmış sayı şimdi fark ettim, çok ayıp arkadaşlar, toparlayalım şunu). * çevremdekilerin çoğu benim mutsuzluğumu istiyor. ben mutluyken mutsuz etmeye çalışıyorlar beni, niye ki? sana ne zararım oldu ki?
başka bir sorun ise dün arkadaşıma bizim ailenin sorunlarını ve yaşadıklarımızı anlattım. anlatınca yine bazı olaylar aklımda tekrardan ve daha iyi şekillendi... dedim, demek ki ondan dolayı böyle bir kişiliği var. belki de böyle olması daha hayırlıymış. erkenden göçmek varmış. kurtulmuş.
her şeyi bıraktım, benim gittiğim okuldan bahsederken 5+ fazla intihar vakası olduğunu söyleyince sebebini sordu. ben de bilmiyorum dedim. neden bizim okul? ben de belki onlardan birisi olabilirdim. nasıl garip bir yerdeymişim? yaşamam mucize benim (abart, abart). ırkçılıktan, ayrımcılıktan (hem kendi aralarında, hem yabancılara), saçma sapan öğretmenlerden geçilmiyordu. insanlar iyi (hem karakter olarak, hem ruhsal) değil işte, anlayın. bir de gidip en sempatik olmayan okul psikoloğunu getirmişsiniz. aptallar. yeni okul yaptınız diye eski okulu unutacağımızı mı sanıyorsunuz, ha? söylesenize! küf olan yerlerde okuttunuz bizi (aklıma niyeyse balkan bölgesinde bulunan okulların geneli geldi, o kadar değildik ama yenileyin artık yenileyin... sonuna kadar oturup da ani bir durumda can kaybına mal olmayın), var mı sizin vicdanınız be! okul üzerimize çökecekti, kolonlar tutmuyordu ve bu şekilde hâlâ okula gittik biz. evet, çok sağlam, mükemmel okuluz. aynen, ayakta alkışlıyorum sizi. hiçbirinizin yüzünü görmek istemiyorum bir daha gerçekten (beni koruyan melek öğretmenler dışında). rüyalarıma girmeniz de hoş değil, kış kış, naş naş.
eskiden çok anlatırdım başıma gelenleri ve insanlardan talebim beni anlamalarıydı. elim boş gidiyordum ve anlaşılmamak, hepinizin tecrübe ettiğini biliyorum aksini iddia edeni kovalarım itiraf edene kadar, en kötü duygulardan(?) birisiydi. sonunda dedim ki, seninle aynı şeyi yaşamayınca seni anlaması mümkün değil. burada sorun şu ki, hiç kimsenin hayatı benimkisine benzemeyecek, ne kadar denesek bile, sapma oranları olacak, karşısına aynı insanlar çıkmayacak. zaman asla geriye akmayacak. benimle aynı zamanda doğup, büyümüş, aynı zamanda göç etmiş, göç ettiği anda olgunluğu tatması gerekirdi. hiç sanmıyorum hiç. ama varsa bul beni. en yakın zamanda. ortaklık kuralım. seni senden iyi tanıyacak olan nadir kişilerdenim. korkutucu bir fikir, biliyorum. başkasının seni senden daha iyi bilmesi... ürpertici. kendine itiraf edemediğin şeyleri yüzüne söylemesi... (gerçi ben bundan onur duyardım ve elini sıkardım çünkü karşımda tam anlamıyla bir profesyonel duruyor. tahrik edici. sinir de olurdum. ama hemen öğret derdim. huyum kurusun be.) ben asla izin veremezdim mesela beni benden iyi bilmesine. sanki bana karşı her zaman elinde bir koz var(mış) gibi gelirdi. tedirgin olurdum. koz olması ama yine benim elimde oluyor... ama hayal etsenize, nasıl güzel bir şey aslında... koz olması için yine ipler benim elimde, hiç şaşırmadım.
hayat hilebaz oynamayı öğretti. sahtekar olup çıktık, iyi mi? çok yolumuz var, görüyorsun. anla beni. anla. zor değil.
bu yazıyı bir şarkı sözüyle tamamlamak istiyorum:
yitip gitsem de
sonumu bilsem
ölümü tatsam da
yenilmem yine de
senin için bütün zaferlerim
'senin' kelimesi gelecekteki 'ben' için olarak da yorumlanabilir aslında (sadece bu dizeleri yorumlamak zorunda kalırsak). 'sen' gelene kadar ben varım, sen gelince 'biz'. (anlatamadım yine. bir de kalemim kuvvetli denildi, alakası yok arkadaşlar, siz anı dinlemeye gelmişsiniz)*
devamını gör...
1619.
hiçbir kötü alışkanlığım yok. buna sigara da dahil. hayatımda hiç içmedim, içmem de. herhangi bir bağımlılığa sahip olmak, bile bile kendi özgürlüğüne pranga takmak benim için. o yüzden bağımlılıkları gereksiz görür, hayatıma sokmam.
ama hani "bir sigara da buna yakalım" dönemleri vardır ya... heh işte o dönemler beni benden alıyor. bir de aklıma bir alıntı vs. gelirse yandık... evire çevire düşündükçe düşünürüm. işte az önce tam olarak öyle bir alıntı okudum... allah'ım yarabbim yüce mevlam... şu ruh halinden sana sığınıyorum.
ama hani "bir sigara da buna yakalım" dönemleri vardır ya... heh işte o dönemler beni benden alıyor. bir de aklıma bir alıntı vs. gelirse yandık... evire çevire düşündükçe düşünürüm. işte az önce tam olarak öyle bir alıntı okudum... allah'ım yarabbim yüce mevlam... şu ruh halinden sana sığınıyorum.
giden en fazla gölgesini götürür yanında, sen neden yüreğimi alıp gidiyorsun.
devamını gör...
1620.
millet hep kavga ediyor sözlükte ben o kadar uğraşıyorum birisi bana satassin diye ama kimse benimle kavga etmiyor.
ya kimse beni umursamıyor ya da herkes bana çok saygı duyuyor herhalde.
inşallah ikincisidir.
o değilde canım çok pis sıkıldı haa. lan yapacak hiçbir şey yok.
ya kimse beni umursamıyor ya da herkes bana çok saygı duyuyor herhalde.
inşallah ikincisidir.
o değilde canım çok pis sıkıldı haa. lan yapacak hiçbir şey yok.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272