4821.
1 saat kadar önce öyle bir canım sıkıldı ki sormayın
sokağa çıksam 3 kişiyi döverim bahane bile bulmam cezam neyse yatar çıkarım hic düşünmem
potansiyel 1 tehlikeyim artık
belalıyım diyorum kızım neden anlamıyorsun
ğaaaaaa çekilin önümden koşucam
yumruk aticam şimdi sağa sola ama münker nekir birbirine düşer diye yapmadım
sokağa çıksam 3 kişiyi döverim bahane bile bulmam cezam neyse yatar çıkarım hic düşünmem
potansiyel 1 tehlikeyim artık
belalıyım diyorum kızım neden anlamıyorsun
ğaaaaaa çekilin önümden koşucam
yumruk aticam şimdi sağa sola ama münker nekir birbirine düşer diye yapmadım
devamını gör...
4822.
“vakt-i şâdî de gelir,
mevsim-i mihnet de geçer.
gün olur ey meh-i nazım,
bu sâbahat da geçer.
bizi hicranda koyan,
bu şeb-i hayret de geçer. “
mevsim-i mihnet de geçer.
gün olur ey meh-i nazım,
bu sâbahat da geçer.
bizi hicranda koyan,
bu şeb-i hayret de geçer. “
devamını gör...
4823.
bu kadar çok sevildiğini bilerek yaşayınca bunu hakediyor muyum diye düşünüyor insan. güzel sevmek bu olsa gerek. doyurmak belki tüm ruhunu…
devamını gör...
4824.
devamını gör...
4825.
.... ve nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin başını.
çok uzun yıllar geçse de, ben gözlerimi o yerden alamıyorum.
çok uzun yıllar geçse de, ben gözlerimi o yerden alamıyorum.
devamını gör...
4826.
az önce hayatımın ilk yapıştıramama sorununu yaşadım...
evet, şarkı linki.
evet, şarkı linki.
devamını gör...
4827.
12 yıldır görüşmediğim ilkokul arkadaşlarımla buluştuk. birkaç gündür görüşüyoruz. çoğunluk bunca zamandır kimseyle görüşmemiş.
organizasyon yapıldı ama sanki 12 yıldır hep berabermisiz gibi bir samimiyet var ortada.
bunca zamandır ne yaptığımızı nasil aldatildigimizi nasıl nişan attığımızı işsiz kaldığımızı her haltı anlatıp enteresan duygulara gark olduk.
inanılmaz iyi geldi bu olay.
tanrım herkes ne kadar değişmiş.
o çocukluk... oturup ilkokulda hazırlanan bir slaytı izledik. ilkelerimiz diye bir bölüm vardı "arkadaşlığımızı sonsuza kadar sürdürmek" unutmuştum. 12 yıl sonra birden böyle bir karar alıp görüşmek ve bunu izlemek.. ya ne desem bilemiyorum.
mesela o slaytta bir bölüm vardı herkesin fotoğrafının altında büyüyünce ne olacaksın sorusu vardı. roman bir arkadasimiz vardı o dönemler. ailesi lunaparkta çalışırken zabıta ile hep sorun yaşardı çocuk da zabıta olmak isterdi ailesi için.
motosiklet hırsızlığından içeri girmiş. hepimizin bı içi burkuldu bunu öğrenince tabi.
ne bileyim ya. insan bi değişik hissediyor.
organizasyon yapıldı ama sanki 12 yıldır hep berabermisiz gibi bir samimiyet var ortada.
bunca zamandır ne yaptığımızı nasil aldatildigimizi nasıl nişan attığımızı işsiz kaldığımızı her haltı anlatıp enteresan duygulara gark olduk.
inanılmaz iyi geldi bu olay.
tanrım herkes ne kadar değişmiş.
o çocukluk... oturup ilkokulda hazırlanan bir slaytı izledik. ilkelerimiz diye bir bölüm vardı "arkadaşlığımızı sonsuza kadar sürdürmek" unutmuştum. 12 yıl sonra birden böyle bir karar alıp görüşmek ve bunu izlemek.. ya ne desem bilemiyorum.
mesela o slaytta bir bölüm vardı herkesin fotoğrafının altında büyüyünce ne olacaksın sorusu vardı. roman bir arkadasimiz vardı o dönemler. ailesi lunaparkta çalışırken zabıta ile hep sorun yaşardı çocuk da zabıta olmak isterdi ailesi için.
motosiklet hırsızlığından içeri girmiş. hepimizin bı içi burkuldu bunu öğrenince tabi.
ne bileyim ya. insan bi değişik hissediyor.
devamını gör...
4828.
millet eski sevdiğinin aşkından kendini deliye bağlıyor, dünyasından vazgeçiyor, benimkilerse daha ayrılmadan… neyse ya kaderim bu benim, bu benim kaderim bu.
devamını gör...
4829.
sizin kadıköy, cihangir ve türevlerinde yaşadığınız ruhsuz ve steril hayatlar hayatın gerçekleri ile örtüşmüyor. ahkam kesecekseniz önce bunu düşünün.
zayıfa acımak doğaya ihanettir. /adolf hitler
zayıfa acımak doğaya ihanettir. /adolf hitler
devamını gör...
4830.
geceleri gökkuşağına boyamak mıdır suçum?
herkes bağırırken şiirler okumak mı? susmak mı sözün bittiği yerde?
kusmak mı sindirebildiklerinizi?
apansız uykum kaçıyor kaç gece,
bu da mı aleyhime kanıt?
sondan saymaya başladım adları böyle hoşuma gidiyor.
beğenmeseler de seviyorum ellerimi,
hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan.
silin adımı listenizden, yokum;
aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda.
kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni.
gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum.
yalan övgülerinize ihtiyacım yok. gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin.
bir sürgün nereye sürülebilir?
gölgeler kelepçeye vurulur mu?
çekilin, yürümediğiniz yollarımı kirletmeyin!
fyodor mihayloviç dostoyevski
suç ve ceza
herkes bağırırken şiirler okumak mı? susmak mı sözün bittiği yerde?
kusmak mı sindirebildiklerinizi?
apansız uykum kaçıyor kaç gece,
bu da mı aleyhime kanıt?
sondan saymaya başladım adları böyle hoşuma gidiyor.
beğenmeseler de seviyorum ellerimi,
hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan.
silin adımı listenizden, yokum;
aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda.
kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni.
gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum.
yalan övgülerinize ihtiyacım yok. gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin.
bir sürgün nereye sürülebilir?
gölgeler kelepçeye vurulur mu?
çekilin, yürümediğiniz yollarımı kirletmeyin!
fyodor mihayloviç dostoyevski
suç ve ceza
devamını gör...
4831.
sabah 7’de izmir’e yola çıktım, bi benziliğe uğrayıp yoluma devam edeyim, dedim, ne olduysa ondan sonra oldu. araba su eksiltmeye başladı. ustayı aradım, senin çekici hakkın vardı, çekici göndereyim, hararet yükselirse yakarsın motoru, dedi.
zor bela kenara çektim, su ekledim. baktım araba bi rahatladı, boşverdim çekiciyi. bilmem nereden çekici gelecek de, beni götürecek de, bir dünya angarya. bir süre sonra bir daha uyarı geldi, çektim sağa bir daha su ekledim. baya at biniyormuşum da arada dere kenarında suluyormuşum gibi araç “yandım” dedikçe su veriyorum. saf su falan yok tabi, erikli’yi dayıyorum.
neyse, son sulamadan sonra hararet göstergesini gözetliycem diye kemeri takmayı unutmuşum, 2 km gittim, tak polis çevirdi. ehliyet sorunca anladım ki, cüzdan yok. ya benzinlikte ya da araba sularken bi yerde cüzdanı düşürmüşüm. adam öyle bakıyor yüzüme, kemeriniz de takılı değil, zaten diyor. tc kimlik söylüyorum, giriyor, ben yokum kayıtlarda! hadi bakalım! neyse ki birkaç deneme sonra var olduğum anlaşıldı. kimlikten olmasa da kemerden ceza yazdılar.
usta yolda kaldım sanıp aradı. usta dedim, cüzdan yok ben bi benzinliğe gidip sorayım. yoğun ısrarlarıma dayanamayıp “iyi hadi git bari” dedi. niyeyse ustanın böyle bir tahakkümü var, izin verme kudretine sahip.
onca yolu geri dönüp benzinlikte kamera kaydı inceledik. kendimi ilk defa kameradan izledim, ilginç bir deneyim oldu. ama çözemedik mevzuyu.
gitmişken biraz daha su aldım. araba istiyor, malum. öyle böyle ustaya teslim ettim aracı.
e devletten kimlik ve ehliyeti iptal ettim. kredi kartını bankadan iptal ettik. silah taşıma ruhsatıyla ilgili ne yapılacak hiç bilmiyorum, ikamet ilçe emniyet falan yazıyordu, bunaldım okumadım.
usta aracı 2 saate teslim etti. bilmem ne contası patlamış, kıytırık bir şey, ondan ötürü yukarıdan koydukça aşağıdan akıtıyormuş. usta beni lüzumsuz telaşa sokmuş. 3 kuruşluk conta davasına cüzdanla birlikte kimlik, ehliyet, silah ruhsatı, banka kartı, 3-4 bin nakit gitti, üzerine trafik cezası yedim.
ama inadım inat, su doldura doldura geldim ya acayip hoşuma gitti.
zor bela kenara çektim, su ekledim. baktım araba bi rahatladı, boşverdim çekiciyi. bilmem nereden çekici gelecek de, beni götürecek de, bir dünya angarya. bir süre sonra bir daha uyarı geldi, çektim sağa bir daha su ekledim. baya at biniyormuşum da arada dere kenarında suluyormuşum gibi araç “yandım” dedikçe su veriyorum. saf su falan yok tabi, erikli’yi dayıyorum.
neyse, son sulamadan sonra hararet göstergesini gözetliycem diye kemeri takmayı unutmuşum, 2 km gittim, tak polis çevirdi. ehliyet sorunca anladım ki, cüzdan yok. ya benzinlikte ya da araba sularken bi yerde cüzdanı düşürmüşüm. adam öyle bakıyor yüzüme, kemeriniz de takılı değil, zaten diyor. tc kimlik söylüyorum, giriyor, ben yokum kayıtlarda! hadi bakalım! neyse ki birkaç deneme sonra var olduğum anlaşıldı. kimlikten olmasa da kemerden ceza yazdılar.
usta yolda kaldım sanıp aradı. usta dedim, cüzdan yok ben bi benzinliğe gidip sorayım. yoğun ısrarlarıma dayanamayıp “iyi hadi git bari” dedi. niyeyse ustanın böyle bir tahakkümü var, izin verme kudretine sahip.
onca yolu geri dönüp benzinlikte kamera kaydı inceledik. kendimi ilk defa kameradan izledim, ilginç bir deneyim oldu. ama çözemedik mevzuyu.
gitmişken biraz daha su aldım. araba istiyor, malum. öyle böyle ustaya teslim ettim aracı.
e devletten kimlik ve ehliyeti iptal ettim. kredi kartını bankadan iptal ettik. silah taşıma ruhsatıyla ilgili ne yapılacak hiç bilmiyorum, ikamet ilçe emniyet falan yazıyordu, bunaldım okumadım.
usta aracı 2 saate teslim etti. bilmem ne contası patlamış, kıytırık bir şey, ondan ötürü yukarıdan koydukça aşağıdan akıtıyormuş. usta beni lüzumsuz telaşa sokmuş. 3 kuruşluk conta davasına cüzdanla birlikte kimlik, ehliyet, silah ruhsatı, banka kartı, 3-4 bin nakit gitti, üzerine trafik cezası yedim.
ama inadım inat, su doldura doldura geldim ya acayip hoşuma gitti.
devamını gör...
4832.
reaalllll af
devamını gör...
4833.
(bkz: yetersizlik hissi)
devamını gör...
4834.
sen, seni seveni görmeyecek kadar körsen,
o da, seni sevdiğini söylemeyecek kadar gururludur...
o da, seni sevdiğini söylemeyecek kadar gururludur...
devamını gör...
4835.
kendime itirazlarım...
uykumu alamıyorum. bugün içtiğim kahveler akşam beni tırmalıyor.
işe geliyorum mal gibiyim kafamı toparlayamıyorum.
göbek adım olan çok sıkılmak durumuna farklı efektler ekledim durum iki adım bir geri.
bir şeyleri sürekli yarıda bırakıyorum tamamlayamıyorum.
sayıyorum sövüyorum rahatlayamıyorum.
alıp başımı gidesim geliyor kapı eşiğinden çıkarken eve dönesim geliyor.
tatil planları yaparken birden etek almaya kalkışıyorum sonra sinirleniyorum tüm sekmeleri kapatıyorum.
ders çalışacağım diyorum film açıyorum.
tatlı sert ona buna sataşıyorum sevimliyim gerekli reaksiyonu alamıyorum.
kaosun içinde geri de durup alay ediyorum.
tüm geç dönüşlerin alayına küfür ediyorum.
sonunu da bağlayamadım defolup gidiyorum.
uykumu alamıyorum. bugün içtiğim kahveler akşam beni tırmalıyor.
işe geliyorum mal gibiyim kafamı toparlayamıyorum.
göbek adım olan çok sıkılmak durumuna farklı efektler ekledim durum iki adım bir geri.
bir şeyleri sürekli yarıda bırakıyorum tamamlayamıyorum.
sayıyorum sövüyorum rahatlayamıyorum.
alıp başımı gidesim geliyor kapı eşiğinden çıkarken eve dönesim geliyor.
tatil planları yaparken birden etek almaya kalkışıyorum sonra sinirleniyorum tüm sekmeleri kapatıyorum.
ders çalışacağım diyorum film açıyorum.
tatlı sert ona buna sataşıyorum sevimliyim gerekli reaksiyonu alamıyorum.
kaosun içinde geri de durup alay ediyorum.
tüm geç dönüşlerin alayına küfür ediyorum.
sonunu da bağlayamadım defolup gidiyorum.
devamını gör...
4836.
ben cahil, beyinsiz, saldırgan, aptal bir kız gibi görünüyorum ya hani arkadaşlar aslında tam olarak öyleyim.
özüm budur benim. biraz da kürtlük var ama bunun şu an konumuzla ilgisi yok.
işin şakası bir yana dursun aman durmasın ya.
özüm budur benim. biraz da kürtlük var ama bunun şu an konumuzla ilgisi yok.
işin şakası bir yana dursun aman durmasın ya.
devamını gör...
4837.
kurşun kalemle yazı yazarken defteri yırtmışım, montumun fermuarını çekerken fermuarım bozulmuş, perde takarken kornişe bir düğme atlayıp tüm perdeyi takmışım gibi mutsuzum şu an. öyle böyle keyfim yok.
devamını gör...
4838.
#3459358
yine hayal kırıklığı
tuzlu çiğdem'e yapılan yersiz yatırım
döviz kurlarında yukarı yönlü gidiş teyitli
yine hayal kırıklığı
tuzlu çiğdem'e yapılan yersiz yatırım
döviz kurlarında yukarı yönlü gidiş teyitli
devamını gör...
4839.
deli gibi ağlamak istiyorum, içeride bir şeylerin biriktiğini hissedebiliyorum ama ağlayamıyorum.
devamını gör...
4840.
şu an çok güzel bir pumpkin spice içiyorum.
yapanın getirenin bu şekilli mugı üretenin emeğine sağlık be.
öyle güzel.
mmmm dudaklarım ve dilim bayram etti mmm*
yapanın getirenin bu şekilli mugı üretenin emeğine sağlık be.
öyle güzel.
mmmm dudaklarım ve dilim bayram etti mmm*
devamını gör...