6321.
yarın iş yerinden bir arkadaşımın düğünü var ve ben hala düğünlerden nefret ediyorum. nikah neyse tamam da düğün… şimdiden afakanlar basıyor. hof.
devamını gör...
6322.
geçirdiğim ameliyatlar sonrası bi süredir tek gözümle kendimi idame ettirmeye çalışıyorum. diğer gözümün bir an evvel iyileşmesini umuyorum. sağlam gözüme ise tüm varlığımla yatırım yaptım. tek dayanacağım o. geçen günkü muayenemde onda da minik bi yırtık çıktı ama hemencik lazerlediler oracıkta.
anksiyete seviyem oldukça yüksek. bir şeyler olumsuz giderse diye çok korkuyorum. bazen tek gözle dünyayı algılıyor olmak klostrofobik sancılara girmeme neden oluyor. kendimi tek gözüme odaklasam muhtemelen kriz geçiririm.

çok zor bir süreç. çok yıpratıcı oldu. ruhen bedenen resmen tükendim. duyu organlarımız çok önemli. ve ben en önemlisiyle büyük bir sınav veriyorum. gözümde şu an silikon var. birkaç ay sonra alacaklar yine cerrahi bi işlemle. şu an tek isteğim silikon alındıktan sonra sağlığıma kavuşmak. allam nolur ya.
diğer gözümde de bir problem çıkmasın, bundan sonraki hayatım düzenli kontrollerle geçebilir. yeterki aynı şeyleri bir daha yaşamayayım.

yüksek derece miyop olan varsa lütfen doktorunuza retina kontrolü yaptırın ara ara. düşmanımın başına vermesin çok kötü bir durum. kimsenin yaşamasını istemem. düzenli kontrollerinizi yaptırın.
devamını gör...
6323.
spor yapmaya başladım sözlük
tembel ruhum için çok büyük bir olay spor yapmak
aşırı yoruluyorum ama
hayır mutluluk hissini bekliyorum ama hala gelmiyor.
yaptıkça mutlu olunacak bir şey diye anlatmışlardı ama öyle değil gibi
bağımlılık yapar mı bilmem
ama şuan dükkan beklerken kolumu kaldırmaya dermanım yok
ah sözlük ah
enerjik pozitif olan insanlara hayran olmak istiyorum
bırak öyle olmayı hayran olmaya bile enerjim yok
spor huzur mutluluk verir falan olayı
benim için yalan
yapıp mutlu olan varsa anlatsın nesi mutlu ediyor
devamını gör...
6324.
dünler nasıl da uzak şimdi
devamını gör...
6325.
emil michael ciora
çürümenin kitabından
beni etkileyen bir paragraf.

saatler boyunca başka saatleri bekleriz
insan hayatı çoğu zaman bekleyiş lerle örülüdür.
birşeylerin olmasını, zamanın gelmesini, şartların değişmesini bekleriz.
oysa bu bekleyişler içinde yaşadığımız anın çoğu kez ihmal ederiz.
gelecekten beklentiler kurarken elimizde olan şimdiyi gözden kaçırırız.
oysa hayatın gerçek değeri, tam da içinde bulunduğumuz anda saklıdır.
yaşadığımız anın kıymetini bilmek, geleceği şekillendirebilmeninde yegâne yoludur.
her bi şimdi, bizi gelecekte olmak istediğimiz yere taşıyan bir adımdır.
bu nedenle, beklemekten ziyade, elimizdeki anı dolu dolu yaşamak,hayatı gerçek anlamda kucaklamaktır.

tanım: insan hayatı zamanın içinde zamanı bekleyerek ve umuda kapıldıkça, zamanın geçmesi, hayatından azar azar eksiltiğinin farkına vardığı gün, mücadeleyi bırakır teslim olur ve farkında olmadan kaçırdığı zaman içinde ki gençliği, hayalleri, mutluluğu ve huzurun geçmişte yaşayamadığının pişmanlığı susturur.
devamını gör...
6326.
bu başlığı okudukça şunu anlıyorum, ülkece herkes depresyona girdi galiba. herkes olmuş bir dert babası. yapmayın arkadaşlar gençsiniz, gençliğinizi bu kadar melankolik geçirmeyin. en basitinden kulaklığınızı takın iki sahil yürüyüşü yapın diyorum genç kardeşlerime. bütün gün evde, bilgisayar başında geçmez.
devamını gör...
6327.
kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!
devamını gör...
6328.
düğünlerden nefret ediyorum.
devamını gör...
6329.
yorgunluktan çöktüğüm için evdekilere ve kendime pizza sipariş ettim.

hayır, konunun mutfakla hiç aramın olmamasıyla ilgisi yok. istesem yaparım bir şeyler,

bir şey şeyler,
makarnaahöhöh filan gibi şeyler. *
devamını gör...
6330.
yumruk yemiş gibi olduğum anlarda, bana bu anları yaşatanlara yumruk atılmasını istemem beni kötü insan yapmaz.
yumruğu üstelik ben atmayacağım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
öldürücü bir yumruk atılacak duyacağım bir yerlerden. hadi inşallah..
devamını gör...
6331.
bugün oturduğum pub'daki kız ojemin numarasını sorduğu için çok mutlu oldum.
sonra yanımda o ojem olduğu için kendisine de sürebileceğimi söyledim.
aaa gerçekten mi falan dedi, yanındaki çocuğu bırakıp benim masama geldi.
çocuğu bırakınca daha da mutlu oldum çünkü serseri tipli bir şeydi yani açıkçası, bir de yan masadan duyduğum kadarıyla mahallenin ağır abişkosu rolünde kendisi, öğkk ki öğk kısacası.
bıraktı dediysem de geri döndü gerçi ama her neyse.

kızda mavi tonlu bir oje vardı gerçi ama direkt o ojenin üzerine sürdüm.
gayet de güzel sürdüm bu arada, hiç taşırmadım. o yüzden daha da mutlu oldum.
neyse efenim kızla da oje sürerken çok kısa muhabbet ettik. yok nerde yaşıyorsunlar, burcun neler, ayy ben aslan burçlarıyla normalde hiç anlaşamamlar falan derken ojesi de kuruyunca masasına geri döndü.

sonra ben de dışarıyı izlerken biramı yudumladım öyle.
avcılar'dan bir kez daha nefret ettim.
o az önce gömdüğüm serseri tipli olan şahıstan 10 tane daha gördüm.
kedi falan gördüm, üçlü yapmaya çalışıyorlardı en son ama aşklarını kıskanan bir esnaf tarafından aşkları engellendi.
aynı esnafın kendi kedisine olan ve sokak kedilerine olan farkını gördüm.
kendi kedisi bilmem kaç bin lirayla almış olduğu cins kedilerden olduğu için onun gözdesiydi sanırım, sonra bu düşünce eşliğinde biraz da esnafa sövdüm.
sonra bir tane daha bira söyledim.
sonra biraz da mekandaki insanları izleyeyim dedim, 50 yaş üstü olduğunu düşündüğüm 4 tane abinin konuşmalarını dinledim.
biri boşanmak istiyormuş ama çocuk varmış ortada.
masadaki diğer kişi de bekarlığı övüyor, bir diğeri herkesin lafını bölerek her saniye ortaya farklı bir fikir atıyor.

sonra da pub'dan çıktım ve daha beş adım atmadan yere kapaklandım.
her yerde düşen biri olduğum için alışkınım ama umarım kimse görmemiştir düşüncesiyle ayağa kalkıp kendi kendime kendi düşüşüme gülmeye başladım.
sonra minibüse binince de gülmem geçti çünkü minibüs şoförlerine karşı ayrı bir fobim var.

neyse işte iki saatlik şeyi niye bu kadar uzuuun uzun anlattığımı merak ediyorsanız eğer çünkü başka nereye , kime anlatacağımı bilmiyorum da ondan.
anlatmama da gerek yok gerçi.
bir de birisiyle özel olarak konuşmak son zamanlarda daha da strese sokuyor. burada kişiye özel yazmadığım için o kaygıyı taşımıyorum sanırım.

şimdi de biram olmadığı için can dostum kahveyle idare edeceğim.
bu arada bugün yeni bir tatlı kupa bardak almama mücadelesinde al*mayarak kazanan ben oldum.
çok güzel olmasına rağmen direndim ve başardım.

bu başarı hepimizin değil, hükümetin.
çünkü 800 tl'ye bardak mı satılır lan?

ki seramik, özel yapımlı fantezili bir şey de değil.
neyse sakinim.
devamını gör...
6332.
twitter’da o kadar çok kaydırdım ki sözlükten kimseyle takipleşmememe rağmen eylulling’in twitter hesabına rastladım.

garip bir andı. *
devamını gör...
6333.
chopin dinlerken 'olabileceklerde korkma' şeklinde bir his doluyor içime. piyanoyla gelecek olayları anlatmak olası mıdır? hiç değildir de bu his ne?

belli ki geçmişe takılmama yol açan 'helaleşmediğim' bir kasrmaşam var. bu nedenle zihnim 'olabileceklerden korkma' moduna geçip, bu işi halletmeden ilerleme diyor. evt

nasıl analiz ama... uzmanlık alanı kendi olan bir garip bukowski.
devamını gör...
6334.
ben birini sevmiyordum o da beni sevmiyordu bir gün bir yerde 'randevüleştik' ben gitmedim.o da gelmedi.
diriruuuuu riri riri ri riiiii riii(sad fon)
devamını gör...
6335.
bugün kadıköy'den bir kez daha nefret ettim sözlük.
ama nefret de etsem yine bir şekilde oraya gitmemi de alışkanlığa bağlıyorum, neyse.

yine de kadıköy'deki kediler de beni diğer yerlerdeki kedilere kıyasla çok daha fazla sevdiler bugün.
yanıma mama aldığım için hissetmiş olabilirler.

onun dışında yine denemediğim antin kuntin ışıltılı fişekli bir kokteyl denedim.
eğğhh birayı tercih edebilirdim çünkü beklediğim ekşilik yoktu, dümdüz tatlı bir şeydi.
müzikleri duyamadım.
yan masayı da duyamadım.
sonra da sadece teki çalışan kulaklığımlan kendi istediğim şarkıyı açıp etrafı izledim.

sonra çıktım, yürüdüm bir kedi sevdim.
bir kedi daha çıktı karşıma, onu da sevdim.
bir diğerini de sevdim falan derken marmaraya gelene kadar tüm kedilere ellemiş bulundum.

sonra da eve geldim, kedimi sevdim.

kendim ve kadıköy dışında birçok şeyi, özellikle de kedileri sevdiğim bir gün oldu.
devamını gör...
6336.
net olun, dürüst olun, insana insan olduğu için kıymet verin. bu o kadar zor değil inanın.
devamını gör...
6337.
eski esimleyken cok hasta bir kadina donusmustum.
sanirim olmasi gereken yeniden birlesmemiz degil birbirimizi cok sevsek de.
devamını gör...
6338.
biraz goygoy yapıp eğlenip gülmek istiyorum. ama olmuyor.
devamını gör...
6339.
sadece uyumak istiyorum.
devamını gör...
6340.
ben hallederim dediğim şey şuan asla mantığıma oturmuyor içimde yine halledeceksin bir yolunu bulup diyen bir ses var fakat mantığım bu sefer çok acımasız davranıyor. galiba haklı da. neden ve neye dayanarak kendim halletmeyi göze aldım onu da anlamıyorum sanırım bende c2 seviye her şeyi kendi halletme bağımlılığı var
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim