2621.
yaşadığım stresin çok geçici ve büyümüş(opsiyonel) insanlara göre sıradan olduğunun farkındayım ama içinde bulunduğum zaman dilimi bu strese kafa tutmamı gerektiriyor. işin ilginç yanı yaşayan benim, kendime bunun geçici olduğunu söyleyen de benim. her neyse keşke zaman makinesi icat edilse..
devamını gör...
2622.
artık bir şey söylemek istemiyorum bu zamana kadar fazla ifade etmedik mi zaten kendimizi? artık durup anlaşılmak isterim biraz susmak biraz sessizlik
devamını gör...
2623.
birine duyduğunuz sevgi, onu kaybetmekten korkmadığınız an bitiyor. işte bu, müthiş bir ferahlık veriyor insana.

"sonra herkes kendi dünyasına daldı.
geçti geçmez dediğimiz zaman."
*
devamını gör...
2624.
hislerimi belli etmediğim, çoğu anda da belli etmekte zorlandığım için çevremdeki insanlar benim herhangi bir şey hissetmediğimi düşünüyorlar, bunu az çok anlayabiliyorum. fakat fazla şeyi aynı anda yoğun bir şekilde hissettiğim için hislerimi belirtmekte zorlanıyorum. bu konuda hissiz rolü yaparak kolaya kaçıyorum genelde, bundan dolayı çevremdeki insanlara bu konuda herhangi bir şey söyleyemem.
sadece hislerimi insanlara açık ve sakin bir şekilde anlatabilmeyi isterdim. mutluluğumdan , hüznümden, sinirimden , kırgınlığımdam , hiçbir duygumdan bahsedememek, bahsetmemek gittikçe zor oluyor. her duygumu içime attıkça o duyguları daha da yoğun yaşamaya başlıyorum, onları anlatamamak daha da zor oluyor, onları da içime atıyorum ve bu döngü bu şekilde devam ediyor.
en basitinden beni mutlu eden çok küçük bir şeyi bile birisine anlatamadığım ve sadece o duyguyu içimde bir yerlere gömdüğüm zaman geriye kalan tek şey hüzün oluyor.

insanlarla yüz yüze konuşurken onlara hislerimi belirtemediğim için bu sözlüğü de hislerimi tamamıyla boşaltabileceğim bir yer olarak görüyorum. bundan dolayı yazdığım birçok tanımda her şeyi fazla uzatıp her şey hakkında fazla detay veriyorum, hiçbir şeyin içimde kalmaması için.
her ne kadar çoğu zaman hislerimi bu sözlüğe boşaltmamın iyi geldiğini düşünsem de bir şeyleri konuşarak anlamadıkça, insanlara hislerimi belli etmedikçe her şeyin benim için daha da zorlaşacağını biliyorum.

kafamın içindekilerin birçoğunu buraya kustuğuma göre artık konuyu kapatabilirim.
devamını gör...
2625.
varlığımı varlığına kattım. seninle uyuyup seninle uyandım. beni sevmediğin anlarda bile seni sevmeye devam ettim. ben sandım ki artık kimseyi tanımama gerek kalmadı ama seni tanıyamamışım. neden yaptın demeyeceğim, yaptın çünkü öyle olmasını istedin. seninle kavgalarımın temelinde seni ne kadar sevdiğimi göremedin. bana kendimi bir kış güneşi gibi hissettirdin sen. gidebilirsin...
devamını gör...
2626.
bunca iğrençliğin böylesine moda olduğu bir dönemde doğru düzgün insan kalabilene çok saygı duyuyorum
devamını gör...
2627.
her yara sahibinde başka kanıyor...

her yaranın pansumanı da başka başka.*
devamını gör...
2628.
milyonlarca edebi cümle kurabilirim halimi anlatmak için
ama sanırım "her şey boş geliyor" yeterli olur.
devamını gör...
2629.
bütün hayatını duyguları ile yöneten birinin duygusuzun tekine dönüşmesi, ne garip.
devamını gör...
2630.
bugün evden çıkmadan önce sahip olduğum geniş zamanı tamamen keyfime harcayarak hazırlanmaya dair anları dakikası dakikasına ayarladım. hani bir şey aksarsa evden çıkmam epey geç olacak ancak yine de benim canım keyfim, benim bebek keyfim. öyle bir keyif düşkünlüğünden bahsediyorum. her neyse işte hazırlandım ve oje sürmeye de vakit ayırdım. bu hazırlık kısmına dahil. hata payı için bile zaman düşündüm yani, öyle muhteşem bir planlayıcı eppur. gelin görün ki oje bir tuhaf çıktı. şekil şukul yaptı bana. neyse neyse diyerek çoğu hatayı görmezden de geldim aslında ancak sol elimin baş parmağı ve sağ elimin işaret parmağının tırnakları bana mısın demedi, sürekli bozuldu. öyle yapıyorum yok, böyle ediyorum hayır, inat mı inat. orta halli bir görünüm sağladıktan sonra da evden çıkma sürem tahminimden 7 dakika daha geçe kaldı. sonra bu iki köpek inatçısı tırnak yine şekil şukul yaptı. ben de dedim 'peki, sizin dediğiniz olsun' ve yalnızca o iki tırnak üzerindeki ojeyi sildim, evden öyle çıktım.
hani bazen böyle saçma sapan kıyafetler giymiş veya hiçbir şey giymemiş küçük çocuklar olur ya. bir aileye, bir ortama, bir de çocuğa bakıp 'yahu bu insanların hiç mi birisi farketmedi de bu çocuk böyle giyindi-giyinmedi' dersiniz ya; heh işte demeyin.
'sen misin be istemeyen' diyerek bir hiddetle üstesinden gelinemeyecek şeyler de vardır. e şimdi onları mecbur öyle kabul edersin çünkü uğraşırken daha çok zorlanacaksındır. sen de bakışlara aldırmamayı, kendi bakışlarını da oraya odaklamamayı yeğler ve her şeyi istediği haliyle bırakırsın. bir nevi akışa bırakırsın.
konunun ojeyle de her şeyle de ilgisi vardır.
devamını gör...
2631.
merak ettiğim bir husus var.
eğer hiç düşünmeyeceksen, kendine özgü hür bir fikriyatın olmayacaksa, beyin kıvrımlarını sorgulamak için zorlamayacaksan neden soktuğumun beynine sahipsin ki?
devamını gör...
2632.
taksim'de mahsur kaldım (büyük harflerle) eve dönemiyorum (hüzünlü harflerle)
devamını gör...
2633.
herkes işine baksın. oraya buraya havlamasın.
devamını gör...
2634.
şuraya az kısa yazın da okuyalım ya.
hem merak ediyorum hem de 784 kelimeyi görünce oy oy naptın arkadaşım deyip okuyamıyorum.
belki feyz alacaz yaşanmışlıklarınızdan.
eziyet etmeyin, öz yazın okuyalım.
eved!! eyyorlamam bu kadar.

ps: tüm iyi niyetlerle söylenendir.
devamını gör...
2635.
kalpten gecenlerdir.

eski esim o donem benim icin bir teselli degildi. cok yanilmis bir kalbin eminligiyle sevilen adamdi. bulutlarin uzerindeydim evlenme teklifini kabul ederken. o donem cok alternatif teklif geldi bana, hepsini kendinden emin reddettim.

ha su an eski esin geri donuyor deseniz kabul etmem. ama ilk sevgilililik, evlilik, bosandiktan sonra 7-8 sene bir numaramdi.

tesekkurler:)
devamını gör...
2636.
2637.
arkadaşlığının bana çok iyi gelmediğini düşündüğüm biri vardı. yani başlarda iyiydi, zaten ben ondan bir şeyler öğreniyordum ve arkadaşı da değildim henüz. o zamanlar lisedeydim. zaman geçtikçe arkadaş ve tavsiye bir arada oldu ve konuşmalar da böyle şekillendi. işte bu şekillenen konuşmalarda artık o da kendisini anlatmaya başladı tamamen. onu dinledikçe allasen yapma böyle diyesim geliyordu sürekli. yaşı benden büyük, belki 20 yaş var aramızda. benimle konuştukça rahatladığını görüyordum çünkü zırhını kuşanmadan toplumda yer almıyor.
onun adına düşündüm ve ona iyi gelecek şeyleri kendimce söylemeye çalıştım her zaman. lakin insan savunma mekanizması geliştirince bir kere nasıl anlatılırsa anlatılsın kabul edemiyor bazı şeyleri.
aslında sorun çok netti. ailesinden ayrışması gerekiyordu. onları yalnız bırakması mümkün olmasa bile kendi hayatına bakması elzemdi.
düşünün ki neredeyse 50 yıl ebeveyn ile birlikte geçmiş. onları da düşünerek değil, yalnızca onları düşünerek.
böyle yapınca bir sen oluşamaz ki.
istediğin kadar oku, çalış, onu yap bunu yap.
fedakarlık taleple olmalıdır. adanmışlık ise olmamalıdır. kimi ayrışmalar zorunludur.
işte bugün yine çalıştığı yere yakındım. yanına uğrasam mi uğramasam mi diye düşündüm. çünkü içindeki karmaşaya iyi gelmiyorum, bununla birlikte beni de umutsuzluğa sürüklüyor bu konuşma.
neyse, nihayetinde uğradım.
iyi ki uğramıştım.
ona demek istediğim her şeyin farkına varmış olduğunu gördüm. kendi hayatını yaşamaya karar vermişti. ailesi için üzerine düşen kadarını yapacağını ve kendi istediği şeylerle hayatını sürdüreceğini söyledi.
orda böyle içimden 'işte beeee illa sakal mı gerek? neyse neyse, ufffffffffffff çok sevindim. bak nasıl anlatayım bilmiyorum ama aşırı çok sevindim gerçekten ya. yahu zaten aklın yolu bir değil midir? öyledir. zaten mükemmel bir şey bu ama olması gereken de hep buydu. neyse neyse, asla geç kalmadın. geç diye bir şey de yok zaten.' gibi çıldırmalı cümleler kurdum.
söylediğim şeyse "oh oh çok güzel düşünmüşsün" oldu.
söylemek istediklerim de işte yukarıda tek tırnak içinde belirttiklerim.
devamını gör...
2638.
artık bir şey söylemek istemiyorum. bitti. tükendi. ne varsa.
devamını gör...
2639.
başarısızlık. sonu bu oldu. hayatım nereye gidiyor kestiremiyorum. belirsizlik boğdu beni. dönük dolaşıp aynı yere çıkıyorum dört yıldır. sorunumun farkına varmıştım ama aynı girdaba yine kapıldım, bu sefer bedeli eskisi kadar ağır olmadan çıkabilmek için her şeyi yapmam lazım
devamını gör...
2640.
yeni şarkılar söylemek lazım dediler; aldık kabul ettik eyvallah ama sesimiz kötü diye sesimiz çıkmadı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim