5281.
10 mayıs 2025

saat: 03.42

uyandım,
alt balkona inip bir sigara yaktım.
üst balkona sürülen vişne ağacının gürültüsü geliyor,
vişne çiçek açmış.
köpekler ve kediler suskun,
boğaz'dan motor sesleri gelmiyor.
hava soğuk ve rüzgârlı.
"gelibolu’nun ayazı yamandır. hiç acımaz, çarpar insanı.
gelibolu’nun ayazı serttir. ege’den hiç beklenmeyecek kadar hırçındır, insafsızdır. uğultulu seslerle ürkütücü bir hikâye anlatarak dolaşan rüzgâr insanı döver, hırpalar. " demiş buket uzuner.
o kadar haklı ki...
sitenin ışıkları sönük,
ay bulutların ardında kalmış,
hava zifiri karanlık.
bir harp anı sanki.
mayınlar, silahlar, bombalar patlıyor.
simsiyah boğaz'ı bu sesler aydınlatıyor.
gökyüzü ve deniz o anda kızıla çalıyor.
aklımda ne bir kadın, ne bir aşk,
ne bir dert ne de bir sorun var.
sigara dumanında kayboluyorum.
sadece kendim için yaşadığım bir andayım.
biraz üşüyorum, içim ürperiyor.
hayatım boyunca bencil bir insan olmayı beceremedim.
buna rağmen kendimi düşünüyorum.
haziran'da 37'ye gireceğim.
annemle babam giderek yaşlanıyor.
evlenmeyi düşünmüyorum.
hayat biraz yordu beni,
başımdan sorunlu bir evlilik,
sancılı bir boşanma süreci ve ardından
akıl hastanesi günleri geçti
ama toparlanıyorum galiba.
eskisi gibi her şeyi dert edinmiyorum.
ne zaman umutsuzluğa düşsem,
bir şeyi kafaya taksam,
gelecek kaygısına kapılsam,
aman boşver diyorum.
bunda aldığım antidepresanların payı büyük tabii.
yarın merkeze ineceğim.
ziver'in kahvesinde dağ suyundan yapılmış demli bir çay içeceğim,
arkadaşlarımla sohbet edeceğim,
sevgilimle buluşacağım,
standart bir cumartesi günü yani.
bir balıkçı barınağında sabahlamak isterdim bugün,
etrafımda filozof gibi balıkçılar,
çay bardağından içilen rakılar,
onun üzerine yüksek alkollü birayla çekilen cila.
onlara içimi dökmek, felsefe yapmak, hayatın anlamını sorgulamak isterdim.
deniz ve balık kokusunu buram buram hissetmek isterdim.
sabahın ilk ışıklarında demli bir çayla gazete üzerinde kahvaltı ederdik belki.
sonra helalleşip bir daha görüşmemek üzere yolumuza giderdik.
evde bir duş alıp
tertemiz nevresim ve çarşafların üzerinde öğlene kadar uyumak isterdim.
uyandığımda ne dert kalırdı ne de tasa.
devamını gör...
5282.
uzun zamandır çok söylemek istediğim var ama yok gibiydi de.. işte saçmalık.. neyse...

hazır ilham perilerim kendilerini göstermişken söylemek istediğim şudur ki..

her şey kendi zamanını bekliyor.. sırası gelen oluyor.. yollar ayrılıyor.. her seferinde bir yol ayrımı.. gitmen gerektiğini bilirsin ama yine de girmezsin o yola.. dersin bildiğim yol yaaaa.. amaan bee ne olacak.. acısını da biliyorum tatlısını da..

olmuyormuş o iş.. o yoldan dön artık diye gir şu yola artık diye artık resmen abartmıyorum hayat, tanrı, evren bilimum güçler kafana kafana vuruyor.. ve öyle bir yeter anı geliyor ki.. o yeter anında artık uyanıyorsun gaflet uykusundan.. yazmıştım belki bu ama.. o yeter anı çok önemli.. tüm hücrelerinden taşan o yeter duygusu... o yeter sesi.. o yeter çığlığı.. bırakma onu kal orada işte.. o yeter duygusu ile kalınca.. yol kendiliğinden dönüyor.. açılıyor nereden açılacaksa kapıları.. direnme.. bırak.. üzül, ağla, yıkıl, öl...

sonra nefes zaten.. doluyor içine o oksijen.. o oksijenle tekrar nefes aldığını fark ediyorsun mesela.. gözlerini etrafta gezdiriyorsun.. ee bu dünya varmış zaten.. ölmemişim aslında.. ya da yeniden doğmuşum gibi bir his.. öyle işte..

geçmez sandığın her şey geçiyor.. gelmez dediğin o günler geliyor.. korkma.

hayat beeee.. teşekkürler tanrım.. ben de seni seviyorum.. çok teşekkür ederim..
devamını gör...
5283.
neler neler söylemek istiyorum da söyleyemiyorum. istemiyorum çünkü. muhattabımı karşımda istiyorum. kime ne söyleyeceksem, o taş kafasının almayacağını bilmeme rağmen yüzüne söylemek istiyorum.

sorsan kimse kötü değil, herkes mükemmel, bir tane , tektane. maşallah. ama yaptıklarına baksan ağzın açık kalır.

sen vicdanını susturmamışsın , sen vicdanını söküp atmışsın. onsuz yaşıyorsun. yoksa yapamazdın bu kadar şeyi.

bu nasıl bir hırs, bu nasıl bir kibir. olma ya olma sende 'şu' olma.

kimse hakkında konuşmamak , ileri geri karşılık vermemek korkaklıktan değil , tarafsızlıktan yorgunluktan olamaz mı? banane mesela kardeşim. herkes kendine yakışanı yapıyor. ben ne diye çene yoruyorum buna . bide arkasından . senle aynı fikirde olmak zorunda mıyım.

yine başım ağrıdı...
devamını gör...
5284.
bi insanı mutlu etmek çok kolayken
niye insanlar birbirini mutsuz etmeye çalışıyor.
devamını gör...
5285.
uyandım. odadan çıkacaktım ki kapıda örümcek ağı gördüm. daha önce de olmuştu diyerek tekrar yattım
devamını gör...
5286.
11 mayıs 2025

aşk, yolculuk ve gençlik hataları

çok yorgunum,
belki bitiririm belki de bitiremem yazacaklarımı.
18 yaşında bir gençle tanıştım bu gece,
bu saatte buradan otobüs geçiyor mu diye sordu.
geçmiyor, taksiye bin dedim.
sadece 15 liram var dedi,
gel götüreyim gideceğin yere dedim.
okuldan uzaklaştırma aldığı için annesi para vermiyormuş,
tuvalette bir kızla basıldım abi dedi.
anladım dedim.
1 yıldır gelibolu'da yaşıyormuş,
ailesi buradan ev tutmuş,
buraya gelmeden önce kadıköy yoğurtçu parkı yakınlarında yaşıyormuş.
acıdığım çocuğu benim 18 yaşındaki halime benzettim bir an.
şımarık, zengin ve özgür.
ben de tek başıma yurt dışına çıkmıştım o yaştayken,
bir kızın peşinden gitmiştim.
aylarca orada yaşamıştım.
en büyük farkımız benim monogomiyi
onun poligamiyi tercih etmesi.
ailesi para vermeyerek cezalandırmış kendisini.
ne saçma.
ben olmasaydım kendi başının çaresine bakacaktı gecenin köründe.
o kadar yolu yaya mı gidecekti yani?
ya da otostop mu yapacaktı?
artık orasını bilemem.
iyi ki götürmüşüm evine.
vicdanım rahat.
hayatım boyunca tek eşli ve sadık bir insan oldum.
şimdi durum biraz farklı.
aşık olduğum kadın başka
sevgilim başka.
neyse girmeyelim hiç o konulara.
ya da azıcık girelim.
bir roman yazarı var,
benden 7 yaş büyük.
ona aşığım 5 yıldır.
hayatıma birileri girip çıkıyor
ama benim kalbimde yalnızca o var.
ömür boyu da kalbimde olacak.
daha önce sosyal medya üzerinden
birkaç kez diyalog kurdum kendisiyle
ama henüz tanışma fırsatı yakalayamadım.
bir gün elbet tanışacağız bir imza gününde.
belki 40, belki 50 belki de 60 yaşında.
karşısına çıkmak için henüz hazır değilim çünkü.
aşk güzel şey.
insanı bir ağaç gibi yontar ve şekil verir.
sonunda bir sanat eserine dönüşürüz.
bir daha eskisi gibi olamayız.
doğaya, ağaçlara, insana, kadına, denize, gökyüzüne eskisinden farklı bakarız
ve her yerde onu görürüz.
daha iyi bir insan oluruz,
ruhumuz soyut halden somut hale geçer.
kimseyi incitmeden sevdim ben,
haddimi bilerek.
bu aşk benimle birlikte mezara gömülecek yaşarken de sayfalara.
devamını gör...
5287.
kedilerden biri doğum yaptı. biri hariç diğer yavrular ölü. kendisi de kaldıramadı öldü, çok zor bir doğum olmuş belli, yavruyu reddetti. kalan tek yavruya üç gün bakabildim. minicik bir şey. şırınga deniyorum yutamiyor. emzik denedim ememiyor.

bu akşam vücut sıcaklığının iyice düştüğünü fark ettiğimde tenime temas ettirip hohlayarak sıcak hava ufledim, başını sevdim, kabullenmiş gibi saldı kendini. sardım sarmaladım yuvasına koydum. az evvel baktım, ölmüş. bir anne tarafından ısıtılma hissiyatını tadarak öldüğünden emin olabilseydim keşke.
devamını gör...
5288.
uyuyamıyorum ve şu an inceden bir panik atak geliyor. bayağıdır yoktun piyasada, bir sen eksiktin. sen de gel hadi bakalım…
devamını gör...
5289.
niye bu ülkede yaşıyoruz lan?
devamını gör...
5290.
aboo
devamını gör...
5291.
pazartesi günü yengem vefat etti, 6 aydır yoğun bakımda uyuyordu. her şeye hazırlıklıydık ama ölüm gelince yine de başka bir yere dokunuyor. bugün de yemeği için memlekete geçtim.

çocukluk anıları dolandı durdu kafamda. biz gittiğimizde mutlaka sevdiğimiz şeyleri yapan, her detayda bizi düşünen bir kadındı. sadece birini değil, bir dönemi kaybetmişim sanki.

bir yanda annesiz kalan kuzenimi teselli etmeye çalışmak..işte bazı yokluklar var ki, ne desen dolmuyor. sadece yanında duruyorsun, sessizce sarılarak.

garip bir gündü. hem içim doldu, hem bomboş bir hissiyat.
devamını gör...
5292.
bu başlığa beşten fazla tanım girenin ciddi psikolojik sorunları vardır.
devamını gör...
5293.
evden sadece sigara almaya çıkıp, geri dönüp bolca football manager oynayıp kendimi herkesten soyutladığım bi döneme girdim. hayırlı olsun diyorum kendime.
devamını gör...
5294.
kendimi layıkınca sevebilmek için bir günlüğüne kadın olmak isterdim. bir günlüğüne ama çok değil!
devamını gör...
5295.
hollywood romantik komedilerinde falan olur ya kişiler 1 haftalığına yer değiştirip birbirlerinin hayatını yaşar. bu hafta öyle biri lazım bana ama misafir gittiğim hayatın stres düzeyi düşük olursa sevinirim.
devamını gör...
5296.
bu aralar ekmeğe falan mı bastık anlamadım. okuyun üfleyin beni arkadaşlar. tövbest!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5297.
napıyonuz ya
devamını gör...
5298.
ruh hastası olmayan insan olmadığına ikna oldum

artık sağlıklı ruh hali olan insan aramayı bıraktım

sanırım kendime geldim, hamdım, oldum galiba

kırılmamış ruh arayan ruhsuz kalır.
devamını gör...
5299.
birisiyle görüntülü konuşurken arkadan gelen aramalara feci tilt oluyorum.
devamını gör...
5300.
kırgın ruhlara göre, aralarında gezen burnu havada hayaletleriz. bilge gözlere göre, bulanık mı bulanık sularız. özgür kalplere göre, parmaklıklar arasındaki karanlık zihinleriz. zindanda çürüyenlere göre ise yaşamın değerini bilmeyen ahmaklarız.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim