sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
2561.
ismin net olarak aklımda ama soyadını hatırlamakta çok zorlandım. epey hafızamı zorlamam gerekti. hafızam iyi olsa da çift haneli çok fazla yıl geçmiş aradan. her şeyi hatırlamanın büyük bir "lanet" olduğunu düşünsem de hatırlamaktan kurtulamıyorum.
bugün o şarkı rastgele karşıma çıkmasaydı aklıma da gelmezdin sanırım. şarkı çalar çalmaz gözümün önüne o kadar çok anı geldi ki anlatamam. bu kadar neşeli bir şarkı nasıl böyle buruk hatırlanır anlamak güç gerçekten.
sana yaşattıklarımı düşündüm sonra. ne kadar büyük bir yıkımdı onu tekrar anlamaya çalıştım. sonucunu bilerek yapmıştım bunu. neler hissedeceğini, neler yaşayacağını az çok tahmin edebiliyordum. inan ben senden çok daha zor günler geçirdim. ama yapmak zorundaydım. başka çarem yoktu.
o zaman gerçekleri sana anlatamazdım. kendime bile itiraf edemiyordum çünkü. sanırım sen de bunları hiçbir zaman öğrenemeyeceksin.
benden sonra neler yaşadın tam olarak bilemiyorum elbette. ama ben uzun yıllar çok eksik kaldım. bunu biliyorum. fotoğrafını yırtmam bile yıllarımı aldı. bana aldığın hediyeleri de sanki canlılarmış gibi yıllarca sakladım. artık o günler elbette geride kaldı. ama bugün, ne varsa gözümün önüne geldi. ne varsa aklımdan geçti.
soyadını hatırlayınca da dayanamadım baktım tabi. çok değişmişsin. ama ifaden aynı. sana baktığımı anladın gibi hissettim ve kapattım sonra. garip bir histi. ürperdim...
şimdi düşünüyorum da belki de başka bir hayat mümkündü. şartlarım ve benim hayatım o kadar zor olmasaydı başka şeyler yaşanırdı belki de. bilemiyorum. senden sonra hayatıma kaç kişi girdi sayısını bilmiyorum. ama hiç kimsenin senin bıraktığın kadar izi yok hayatımda.
umarım aklına hiç gelmiyorumdur ve de umarım fotoğraftakilerden çok daha mutlu bir hayatın vardır...
ve evet bunları yazarken hala o şarkıyı dinliyorum. çok neşeli ve çok buruk!
bugün o şarkı rastgele karşıma çıkmasaydı aklıma da gelmezdin sanırım. şarkı çalar çalmaz gözümün önüne o kadar çok anı geldi ki anlatamam. bu kadar neşeli bir şarkı nasıl böyle buruk hatırlanır anlamak güç gerçekten.
sana yaşattıklarımı düşündüm sonra. ne kadar büyük bir yıkımdı onu tekrar anlamaya çalıştım. sonucunu bilerek yapmıştım bunu. neler hissedeceğini, neler yaşayacağını az çok tahmin edebiliyordum. inan ben senden çok daha zor günler geçirdim. ama yapmak zorundaydım. başka çarem yoktu.
o zaman gerçekleri sana anlatamazdım. kendime bile itiraf edemiyordum çünkü. sanırım sen de bunları hiçbir zaman öğrenemeyeceksin.
benden sonra neler yaşadın tam olarak bilemiyorum elbette. ama ben uzun yıllar çok eksik kaldım. bunu biliyorum. fotoğrafını yırtmam bile yıllarımı aldı. bana aldığın hediyeleri de sanki canlılarmış gibi yıllarca sakladım. artık o günler elbette geride kaldı. ama bugün, ne varsa gözümün önüne geldi. ne varsa aklımdan geçti.
soyadını hatırlayınca da dayanamadım baktım tabi. çok değişmişsin. ama ifaden aynı. sana baktığımı anladın gibi hissettim ve kapattım sonra. garip bir histi. ürperdim...
şimdi düşünüyorum da belki de başka bir hayat mümkündü. şartlarım ve benim hayatım o kadar zor olmasaydı başka şeyler yaşanırdı belki de. bilemiyorum. senden sonra hayatıma kaç kişi girdi sayısını bilmiyorum. ama hiç kimsenin senin bıraktığın kadar izi yok hayatımda.
umarım aklına hiç gelmiyorumdur ve de umarım fotoğraftakilerden çok daha mutlu bir hayatın vardır...
ve evet bunları yazarken hala o şarkıyı dinliyorum. çok neşeli ve çok buruk!
devamını gör...
2562.
avuçlarında siyah beyazlar, parmaklarının arasında koyu bir gri ve kalbinde pastel tonlarıyla yaşıyor. dünyayı küçük bir pencereden izlerken hayatının resmini çizebiliyor. kalbindeki ışığın gözlerinden dışarı parladığını gösterebilmek için inşa ettiği çizgilerin kesiştiği yerde durması gerektiğini biliyor. artık değişecek bir şeyi kalmamış ve bunu istemiyor. rengini seçmiş, yalnızca iz bırakmayı bekliyor.
devamını gör...
2563.
‘’neresinden tutarsan tut, bir önemi yok. çünkü elinde kalıyor, çünkü
tutarsızlıklar silsilesi. çünkü. çünküyle başlayan ne varsa
olumsuzluklarla devam ediyor. çünkü sen yoksun. bundan daha kötü ne
olabilir ki?
bir olmayışın olamaması. çok acı. özenle suladığın bir çiçeğin açmayışı
gibi bir şey. oysa sen rengarenk bir şeyler hayal etmiştin. ortaya çıkan
manzara bir çöl.
bu kadar da olmaz ki diyorsun. oluyor. daha kötüsü de olacak. ve bunun
daha kötüsü de. kalbim çok atıyor bu ara. az atmalı bence. ne kadar çok
atarsa o kadar sensiz. günde bir kere yeterli mesala.
konuşmak isteyip tek kelime konuşamadığının farkına varmak daha acı.
yaşamak isteyip susmak zorunda kalmak gibi. bence yaşayın. susmayın.
söyleyin. hayat dinlemese de duvarlar dinliyor.’’
tutarsızlıklar silsilesi. çünkü. çünküyle başlayan ne varsa
olumsuzluklarla devam ediyor. çünkü sen yoksun. bundan daha kötü ne
olabilir ki?
bir olmayışın olamaması. çok acı. özenle suladığın bir çiçeğin açmayışı
gibi bir şey. oysa sen rengarenk bir şeyler hayal etmiştin. ortaya çıkan
manzara bir çöl.
bu kadar da olmaz ki diyorsun. oluyor. daha kötüsü de olacak. ve bunun
daha kötüsü de. kalbim çok atıyor bu ara. az atmalı bence. ne kadar çok
atarsa o kadar sensiz. günde bir kere yeterli mesala.
konuşmak isteyip tek kelime konuşamadığının farkına varmak daha acı.
yaşamak isteyip susmak zorunda kalmak gibi. bence yaşayın. susmayın.
söyleyin. hayat dinlemese de duvarlar dinliyor.’’
devamını gör...
2564.
insanlara akıl vermeyin, huzur verin.
devamını gör...
2565.
insan hayatı boyunca bazı boşlukları dolduramaz.
ne diyor sezen;
ben senin hayatından gittim oğlum, hadi yerime koy birini koyabilirsen.
ne diyor sezen;
ben senin hayatından gittim oğlum, hadi yerime koy birini koyabilirsen.
devamını gör...
2566.
dünyada daha çook fazla keşfedilecek şeyler, gidip görülecek yeni yerler olduğundan söz edenler vardır.. bunu o kadar pompaladılar ki gerçekleştiremeyen herkes kendini eksik hissetti... dünyayı tanımak, görmek mühim. anlamlı ama her şey de buna bağlı değil. az olur öz olur, yetinmeyi bilmek gerekir, bundan daha iyisinin keşfetmiş olduğunuz şeylere yoğunlaşmak olduğunu düşünmelisiniz.
yeni arayışlar, yeni yerler, yeni insalar vb. aslında bir gelişim, zenginlik, kazanım sunsun diyedir. sanırım artık günümüzde daha ziyade sayısal anlamda bir değer ifade ediyor gibi. çok şeye talip olmak, buna gezmek görmek de dahil, yerine göre engelleyici bir faktör olarak bile düşünülebilir. herkes aynı kitabı okuyabilir. ama o kitap herkese aynı şeyi vermez. senin ondan ne kadarını alabildiğindir önemlisi. bir insanın önem verdiği şeylerin başında telaşlı bir keşif arzusu, her şeye yetişme, ulaşma, görme isteği varsa anlıyorsunuz ki o insanın aslında çok şeyden alabildiği bazen bir insanın tek bir şeyden alabildiğinden az olabiliyor..
o yüzden bugün çok tahrip ettikleri irfan kavramını da ben böyle açıklayabiliyorum.
zenginlik dediğin şey bir tefekkür faliyetidir. yoğunlaşma ve durup bakma, görme işidir.
senin nereye ne kadar uçtuğuna kaçtığına bakmaz. o hız seni başka yerde ağırlaştırır. engeller, eksik bırakır.
zaten bunlarla bir adamın büyüklüğü, değeri, kalitesi de ölçülemez...
bugün piyasaya sunulan ve gençlerin de ağızları açık bir halde dinledikleri g.tü buruşmuş yarı bunak heriflerin tavsiyelerine kendinizi fazla kaptırmayın ve her söylediklerinin de doğru olduğunu düşünmeyin. kimsenin sözü allah'ın ayeti değil. herkesin bir hayat görüşü var en nihayetinde. yağmur gibi tavsiye yağdıran insanların söylediklerini on kere sorgulamak gerekir. gençler şöyle yapsın, böyle etsin demek kolay.
yeni arayışlar, yeni yerler, yeni insalar vb. aslında bir gelişim, zenginlik, kazanım sunsun diyedir. sanırım artık günümüzde daha ziyade sayısal anlamda bir değer ifade ediyor gibi. çok şeye talip olmak, buna gezmek görmek de dahil, yerine göre engelleyici bir faktör olarak bile düşünülebilir. herkes aynı kitabı okuyabilir. ama o kitap herkese aynı şeyi vermez. senin ondan ne kadarını alabildiğindir önemlisi. bir insanın önem verdiği şeylerin başında telaşlı bir keşif arzusu, her şeye yetişme, ulaşma, görme isteği varsa anlıyorsunuz ki o insanın aslında çok şeyden alabildiği bazen bir insanın tek bir şeyden alabildiğinden az olabiliyor..
o yüzden bugün çok tahrip ettikleri irfan kavramını da ben böyle açıklayabiliyorum.
zenginlik dediğin şey bir tefekkür faliyetidir. yoğunlaşma ve durup bakma, görme işidir.
senin nereye ne kadar uçtuğuna kaçtığına bakmaz. o hız seni başka yerde ağırlaştırır. engeller, eksik bırakır.
zaten bunlarla bir adamın büyüklüğü, değeri, kalitesi de ölçülemez...
bugün piyasaya sunulan ve gençlerin de ağızları açık bir halde dinledikleri g.tü buruşmuş yarı bunak heriflerin tavsiyelerine kendinizi fazla kaptırmayın ve her söylediklerinin de doğru olduğunu düşünmeyin. kimsenin sözü allah'ın ayeti değil. herkesin bir hayat görüşü var en nihayetinde. yağmur gibi tavsiye yağdıran insanların söylediklerini on kere sorgulamak gerekir. gençler şöyle yapsın, böyle etsin demek kolay.
devamını gör...
2567.
kendinize odaklanın,hayatınızın merkezinde sadece siz bulunun. aşk meşk işleri ikinci planda olsun,kendinizi sevin. herkes bir gün gidecek ve benliğinizle baş başa kalacaksınız. işte o gün kendi benliğinize "bu kim lan?" dememek için kendinizi tanıyınız,seviniz,sayınız ve başka insanlar için değiştirmeyiniz. bir de duruşunuza falan dikkat edin postür bozukluğu,boyun düzleşmesi fena ağrı yapıyor.
devamını gör...
2568.
eğer denemeye karar verdiysen, sonuna kadar git. aksi takdirde, hiç başlama. bu, kız arkadaşlarını, erkek arkadaşlarını, akrabalarını, kocanı, karını ve belki de aklını kaybetmek anlamına gelebilir. üç veya dört gün yemek yememek anlamına gelebilir. bir park bankında donmak anlamına gelebilir. hapishane anlamına gelebilir. alay anlamına gelebilir—yalnızlık. yalnızlık hediyedir. diğerleri senin dayanıklılığının bir testidir, ne kadar gerçekten yapmak istediğinin bir testidir. ve yapacaksın, reddedilmeye ve en kötü ihtimallere rağmen bir gün bişeyler yapacaksın.
devamını gör...
2569.
söylemek istediklerimi aktarabileceğimi sanmıyorum. sanki hep daha fazlası olacakmış, destan yazsam eksik kalacakmış gibi geliyor.
mesele söylenecek şeylerin büyüklüğünde veya kıymetinde değil, hiç bitmeyecek bir arayış gibi ölüme kadar gölgede saklı kalacak çözümlerde. zaman zaman gelen farkındalıklar, yeni keşifler, yanlış bildiğin doğruları veya tersini görmek, sona hep adım adım yaklaşmak ama basit bir kaplumbağa paradoksuna örnek nitelikte bir yaşam sürmek…
mesele söylenecek şeylerin büyüklüğünde veya kıymetinde değil, hiç bitmeyecek bir arayış gibi ölüme kadar gölgede saklı kalacak çözümlerde. zaman zaman gelen farkındalıklar, yeni keşifler, yanlış bildiğin doğruları veya tersini görmek, sona hep adım adım yaklaşmak ama basit bir kaplumbağa paradoksuna örnek nitelikte bir yaşam sürmek…
devamını gör...
2570.
herşeyi çöpe attım ama çöpü atmaya kıyamadım.
devamını gör...
2571.
'uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
çünkü, o ölüm uykularında
sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.'
çünkü, o ölüm uykularında
sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.'
devamını gör...
2572.
bu aralar sebepsiz, anlamsız berbat bir ruh halindeyim sebebini çözemiyorum. kadın olsam "ulan reglim mi gecikti acaba" derdim, o derece tuhaf hissediyorum.
ruh halimi bir şarkıyla anlatacak olsaydım
ruh halimi bir şarkıyla anlatacak olsaydım
devamını gör...
2573.
ne kadar emin olursan ol kendinden ve kendini ne kadar iyi ifade etmeye çalışırsan çalış seni rahatsız eden, içinde mevcut bulunan o hissi bir başkasına aktarman imkansız. bunun imkansız olması da bir o kadar saçma ama evet, imkansız.
tonla şey düşün, etrafından dolaş, öfke yok de, mantık konuşacak de ve gerçekten de öyle olsun. gerçekten de en sakin, en anlayışlı ve uzlaşmacı halin konuşsun. ister yıllardır seninle olan çekirdek ailenden birine, ister senin her haline şahit olmuş ve neredeyse seni senden iyi tanıdığını bildiğin birisine anlat - ki seni senden daha iyi nasıl tanıyabilir bir insan onu henüz bilmiyorum, bu konuda konuşabilir nice şey mevcut- yine de mümkün değildir.
belki çok yaklaşılır, belki o his çukurunun etrafında dolaşılır lakin olmaz, bu aktarımın gerçekleşebilmesi mümkün olamaz.
bu yalnızca fiilin imkansızlığı mıdır peki?
belki de mesele o değildir. her ne olursa olsun imkansız olan seylere odaklanmış bir zihnin olumsuzluğu mümkün kılma çıktısıdır. belki de aktarımın konusunu imkansıza odaklı zihin yolda değiştiriyordur. ufak ekleme ve çıkartmalar yapıyordur. ve nihai sonucun 'yaa bak gördün mü olmuyor işte' olması için elinden gelen her türlü çabayı gösteriyordur.
kaldı ki tam ifadenin kesin bir sonucu vaadettiği de görülmemiştir. bir diğer ifadeyle böyle bir kesinlik yoktur. aşağı yukarı anlamış bir zihin de mevcut aktarıma uygun şekilde davranabilir.
demem o ki anlamak ve anlaşılmak kavramlarının yetersizliğini sergileyen bin bir gerçeklikle her zaman karşılaşılabilir.
bu felsefende yanıldın eppur. senin tek hayat çıkarımın bu değil elbet ancak çıkarımlarından birisi de bu olsun.
yeterlilik yoktur. hoşnutluk yalındır. gözlerini kapatmaya çalışma çünkü hayat bir yoldur. yolda yalnızsındır. herkes de öyledir. eşlikçi/ler vardır. sen de öylesindir.
tonla şey düşün, etrafından dolaş, öfke yok de, mantık konuşacak de ve gerçekten de öyle olsun. gerçekten de en sakin, en anlayışlı ve uzlaşmacı halin konuşsun. ister yıllardır seninle olan çekirdek ailenden birine, ister senin her haline şahit olmuş ve neredeyse seni senden iyi tanıdığını bildiğin birisine anlat - ki seni senden daha iyi nasıl tanıyabilir bir insan onu henüz bilmiyorum, bu konuda konuşabilir nice şey mevcut- yine de mümkün değildir.
belki çok yaklaşılır, belki o his çukurunun etrafında dolaşılır lakin olmaz, bu aktarımın gerçekleşebilmesi mümkün olamaz.
bu yalnızca fiilin imkansızlığı mıdır peki?
belki de mesele o değildir. her ne olursa olsun imkansız olan seylere odaklanmış bir zihnin olumsuzluğu mümkün kılma çıktısıdır. belki de aktarımın konusunu imkansıza odaklı zihin yolda değiştiriyordur. ufak ekleme ve çıkartmalar yapıyordur. ve nihai sonucun 'yaa bak gördün mü olmuyor işte' olması için elinden gelen her türlü çabayı gösteriyordur.
kaldı ki tam ifadenin kesin bir sonucu vaadettiği de görülmemiştir. bir diğer ifadeyle böyle bir kesinlik yoktur. aşağı yukarı anlamış bir zihin de mevcut aktarıma uygun şekilde davranabilir.
demem o ki anlamak ve anlaşılmak kavramlarının yetersizliğini sergileyen bin bir gerçeklikle her zaman karşılaşılabilir.
bu felsefende yanıldın eppur. senin tek hayat çıkarımın bu değil elbet ancak çıkarımlarından birisi de bu olsun.
yeterlilik yoktur. hoşnutluk yalındır. gözlerini kapatmaya çalışma çünkü hayat bir yoldur. yolda yalnızsındır. herkes de öyledir. eşlikçi/ler vardır. sen de öylesindir.
devamını gör...
2574.
burada yaptığım esprileri ilk önce dışarıda arkadaşlarıma yapıyorum. eğer dayak yemezsem espriyi buraya yapıştırıyorum.
alın bu gereksiz bilgiyi ne yaparsanız yapın.
alın bu gereksiz bilgiyi ne yaparsanız yapın.
devamını gör...
2575.
bu kadar seçim kutlamasını aptalca buluyorum. lan kimse kazanmadı. ertesi gün çöpe atılacak tüm o afiş ve posterler için, seçim arabaları için hatta adayların miting yapacağı stantlar için senin paran gitti davar! 2024 yılındayız hala bunlara para harcanıyor diye kimse ses etmiyor. ama seçim kazanınca 4 yıl seni s..ne takmayacak adamlar için gece arabanı çalıştırıp yakıt harcıyor ve seviniyorsun. o adamlar 6 ayda bir kaldırım yenileyip ceplerini dolduracak!
saygılar...
saygılar...
devamını gör...
2576.
"insanın onsuz yapabileceği ne çok şey vardır"
devamını gör...
2577.
anlaşılmak en büyük hazine.
devamını gör...
2578.
burası beni muhakkak çıldırtacak. ne basit muhit yarabbi... düşün kardeşim, konuşulacak bir insan bile yok. hepsi alalâde, hepsi dümdüz. memleketin civarı hep bozkır, gözünün alabildiği kadar çıplak dağlar uzanıyor. yalnız yozgat' ın tam karşısında bir çam ormanı var... ama o da dümdüz araziye yakışmıyor. adeta kirli bir bakkal önlüğüne yamanmış yeşil bir kadifeye benziyor. buraların dağları bile münasebetsiz. üstlerinde bir ağaç, bir iri kaya bile yok. yalnız toprak mı? hayır, o da değil... çakıltaşı gibi en büyüğü yumruk kadar taşlarla örülü. ahali fesat, dedikoducu. kendimi yalnız okumaya verdim. kitap, gazete, mektup okumakla vakit geçiriyorum.
devamını gör...
2579.
biri var, sesimi beğeniyor. yalnızca müzik değil konuşma anlamında da sanırım. belki de anlatmak istediğimi sesle anlatırsam çözülür mevzu?
devamını gör...
2580.
çok basit olan şeyleri hiç beklemediğim anlarda fark ediyorum bazen.
birkaç saat önce otobüs beklerken hiçbir şeyin zannettiğim kadar önemli ya da zannettiğim kadar önemsiz olmadığını fark ettim. nerden geldi aklıma bilmiyorum.
ya da birkaç dakika önce müziklerin beni ağlatabilecekleri kadar güldürebileceklerini daha iyi fark etmiş oldum.
birkaç gün önce sosyalleşmeyi aslında sevdiğimi fakat bazı korkularımdan dolayı sevmediğimi sandığımı fark ettim.
kısa bir zaman önce duygularımın ne kadar ani değişebileceğini fark ettim. küçük bir müzik, kedi, bir insan, sevdiğim bir içecek, çiçek, güzel ya da güzel olmayan bir resim… bunlar beni olumsuz duygularımdan kurtarıp kendi güzelliklerine çeken şeylerden birkaçı mesela.
galiba kendimden ve yaşamaya çalıştığım hayattan o kadar da nefret etmiyorum. sadece tadını çıkartmasını bilmiyorum birçok şeyin.
acı, tatlı ve ekşi tatlar arasında sadece acı tadını alabilmek ve sadece onu tanımlayabilmek berbat bir şey olurdu, kendi durumumu da buna benzetiyorum. yaşadığım ve özellikle yaşayamadıklarımdan ötürü acı tat baskın geliyor, tatlı bir tat alacağım zaman acının tadı daha da kapsıyor bedenimi. ama acının baskın olduğundan ötürü de değil, diğer tatları tanımlayamadığım için.
tatlısının da acısının da ekşisinin de tam olarak tadına varamıyorum bu anlattığım şeylerden ötürü.
boğazınıza düşkün biriyseniz tat alma kısmında daha iyi anlatabilmişimdir sanırım kendimi.
birkaç saat önce otobüs beklerken hiçbir şeyin zannettiğim kadar önemli ya da zannettiğim kadar önemsiz olmadığını fark ettim. nerden geldi aklıma bilmiyorum.
ya da birkaç dakika önce müziklerin beni ağlatabilecekleri kadar güldürebileceklerini daha iyi fark etmiş oldum.
birkaç gün önce sosyalleşmeyi aslında sevdiğimi fakat bazı korkularımdan dolayı sevmediğimi sandığımı fark ettim.
kısa bir zaman önce duygularımın ne kadar ani değişebileceğini fark ettim. küçük bir müzik, kedi, bir insan, sevdiğim bir içecek, çiçek, güzel ya da güzel olmayan bir resim… bunlar beni olumsuz duygularımdan kurtarıp kendi güzelliklerine çeken şeylerden birkaçı mesela.
galiba kendimden ve yaşamaya çalıştığım hayattan o kadar da nefret etmiyorum. sadece tadını çıkartmasını bilmiyorum birçok şeyin.
acı, tatlı ve ekşi tatlar arasında sadece acı tadını alabilmek ve sadece onu tanımlayabilmek berbat bir şey olurdu, kendi durumumu da buna benzetiyorum. yaşadığım ve özellikle yaşayamadıklarımdan ötürü acı tat baskın geliyor, tatlı bir tat alacağım zaman acının tadı daha da kapsıyor bedenimi. ama acının baskın olduğundan ötürü de değil, diğer tatları tanımlayamadığım için.
tatlısının da acısının da ekşisinin de tam olarak tadına varamıyorum bu anlattığım şeylerden ötürü.
boğazınıza düşkün biriyseniz tat alma kısmında daha iyi anlatabilmişimdir sanırım kendimi.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247