sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
2561.
anlaşılmak en büyük hazine.
devamını gör...
2562.
burası beni muhakkak çıldırtacak. ne basit muhit yarabbi... düşün kardeşim, konuşulacak bir insan bile yok. hepsi alalâde, hepsi dümdüz. memleketin civarı hep bozkır, gözünün alabildiği kadar çıplak dağlar uzanıyor. yalnız yozgat' ın tam karşısında bir çam ormanı var... ama o da dümdüz araziye yakışmıyor. adeta kirli bir bakkal önlüğüne yamanmış yeşil bir kadifeye benziyor. buraların dağları bile münasebetsiz. üstlerinde bir ağaç, bir iri kaya bile yok. yalnız toprak mı? hayır, o da değil... çakıltaşı gibi en büyüğü yumruk kadar taşlarla örülü. ahali fesat, dedikoducu. kendimi yalnız okumaya verdim. kitap, gazete, mektup okumakla vakit geçiriyorum.
devamını gör...
2563.
biri var, sesimi beğeniyor. yalnızca müzik değil konuşma anlamında da sanırım. belki de anlatmak istediğimi sesle anlatırsam çözülür mevzu?
devamını gör...
2564.
çok basit olan şeyleri hiç beklemediğim anlarda fark ediyorum bazen.
birkaç saat önce otobüs beklerken hiçbir şeyin zannettiğim kadar önemli ya da zannettiğim kadar önemsiz olmadığını fark ettim. nerden geldi aklıma bilmiyorum.
ya da birkaç dakika önce müziklerin beni ağlatabilecekleri kadar güldürebileceklerini daha iyi fark etmiş oldum.
birkaç gün önce sosyalleşmeyi aslında sevdiğimi fakat bazı korkularımdan dolayı sevmediğimi sandığımı fark ettim.
kısa bir zaman önce duygularımın ne kadar ani değişebileceğini fark ettim. küçük bir müzik, kedi, bir insan, sevdiğim bir içecek, çiçek, güzel ya da güzel olmayan bir resim… bunlar beni olumsuz duygularımdan kurtarıp kendi güzelliklerine çeken şeylerden birkaçı mesela.
galiba kendimden ve yaşamaya çalıştığım hayattan o kadar da nefret etmiyorum. sadece tadını çıkartmasını bilmiyorum birçok şeyin.
acı, tatlı ve ekşi tatlar arasında sadece acı tadını alabilmek ve sadece onu tanımlayabilmek berbat bir şey olurdu, kendi durumumu da buna benzetiyorum. yaşadığım ve özellikle yaşayamadıklarımdan ötürü acı tat baskın geliyor, tatlı bir tat alacağım zaman acının tadı daha da kapsıyor bedenimi. ama acının baskın olduğundan ötürü de değil, diğer tatları tanımlayamadığım için.
tatlısının da acısının da ekşisinin de tam olarak tadına varamıyorum bu anlattığım şeylerden ötürü.
boğazınıza düşkün biriyseniz tat alma kısmında daha iyi anlatabilmişimdir sanırım kendimi.
birkaç saat önce otobüs beklerken hiçbir şeyin zannettiğim kadar önemli ya da zannettiğim kadar önemsiz olmadığını fark ettim. nerden geldi aklıma bilmiyorum.
ya da birkaç dakika önce müziklerin beni ağlatabilecekleri kadar güldürebileceklerini daha iyi fark etmiş oldum.
birkaç gün önce sosyalleşmeyi aslında sevdiğimi fakat bazı korkularımdan dolayı sevmediğimi sandığımı fark ettim.
kısa bir zaman önce duygularımın ne kadar ani değişebileceğini fark ettim. küçük bir müzik, kedi, bir insan, sevdiğim bir içecek, çiçek, güzel ya da güzel olmayan bir resim… bunlar beni olumsuz duygularımdan kurtarıp kendi güzelliklerine çeken şeylerden birkaçı mesela.
galiba kendimden ve yaşamaya çalıştığım hayattan o kadar da nefret etmiyorum. sadece tadını çıkartmasını bilmiyorum birçok şeyin.
acı, tatlı ve ekşi tatlar arasında sadece acı tadını alabilmek ve sadece onu tanımlayabilmek berbat bir şey olurdu, kendi durumumu da buna benzetiyorum. yaşadığım ve özellikle yaşayamadıklarımdan ötürü acı tat baskın geliyor, tatlı bir tat alacağım zaman acının tadı daha da kapsıyor bedenimi. ama acının baskın olduğundan ötürü de değil, diğer tatları tanımlayamadığım için.
tatlısının da acısının da ekşisinin de tam olarak tadına varamıyorum bu anlattığım şeylerden ötürü.
boğazınıza düşkün biriyseniz tat alma kısmında daha iyi anlatabilmişimdir sanırım kendimi.
devamını gör...
2565.
döndük geldik (bkz: 7 haziran'dan 1 kasım'a 146 günün hikayesi) ne....................
devamını gör...
2566.
kuru bir dal
iyice solmuş bir dudak.
iyice solmuş bir dudak.
devamını gör...
2567.
yine vasatın bi tık altı troller doluşmuş buraya. engelli listesini güncellemenin zamanı gelmiş.
devamını gör...
2568.
doğru bildiğim yanlışlar ile yanlış gördüğüm doğrular iç içe geçmiş, düğüm düğüm olmuş. bir yerden çözeyim diyorum başka yeri dolanıyor, tam bir karmaşıklık hakim. hangi tarafı ele alsam diğer düğüm gözüme batıyor ve ona yöneliyorum.
aklım fikrim de yerli yerinde aslında ama niye böyle oluyor bilmem.
bilirim de, bilmem.
aklım fikrim de yerli yerinde aslında ama niye böyle oluyor bilmem.
bilirim de, bilmem.
devamını gör...
2569.
her gün üstümde daha büyük bir yük hissetmekten yoruldum. neden biraz olsun hafifleyemiyorum? biraz olsun kafamın rahatlaması bana haram mı?
devamını gör...
2570.
offfffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffff
(bkz: bıktık ya valla bıktık)
(bkz: bıktık ya valla bıktık)
devamını gör...
2571.
sıkıcı bir günün finalinde yine uyku tutmaması derdiyle balkona oturdum.
biraz şehri dinledim.
manzara iyi olmasına iyi ama bugün sürükleyici hikaye sunmuyor.
en iyisi belgesel karşısında promil yardımlı uyuyakalmak.
sabahın köründe kalkıp işe gideceğim aslında...
aman neyse, onu da sabahki ben düşünsün ya.
şu an hiç onu çekemem.
biraz şehri dinledim.
manzara iyi olmasına iyi ama bugün sürükleyici hikaye sunmuyor.
en iyisi belgesel karşısında promil yardımlı uyuyakalmak.
sabahın köründe kalkıp işe gideceğim aslında...
aman neyse, onu da sabahki ben düşünsün ya.
şu an hiç onu çekemem.
devamını gör...
2572.
hiç kimse benim gibi değildi ve bende hic kimse gibi değildim.ben tek başımaydım,onlarsa herkes.ne yazdıklarım şiir ne ben bir şair.düzen bozuksa sövüyor.yürek sağlamsa seviyorum.
devamını gör...
2573.
çok fazla acı çekiyorum sanırım. bilmiyorum.
devamını gör...
2574.
dünya boştur lo.
devamını gör...
2575.
akıl yaşta değil başta hiç değil olsa olsa kimyasaldadır
devamını gör...
2576.
but you don't really care for music, do ya
devamını gör...
2577.
ya sevmeyi öğrenmeli insan,
millet ayrımı yapmadan..
ya çıkıp gitmeli bu diyardan
ayak altında dolaşmadan..
ya birlik olmalı, birlikte kuvvet bulmalı,
ya da dirliği bozanların oyununu başına çalmalı..
ya gönülden bağlanmalı aynı toprağı paylaştığı insana,
ya da insan olmaktan utanmalı.
millet ayrımı yapmadan..
ya çıkıp gitmeli bu diyardan
ayak altında dolaşmadan..
ya birlik olmalı, birlikte kuvvet bulmalı,
ya da dirliği bozanların oyununu başına çalmalı..
ya gönülden bağlanmalı aynı toprağı paylaştığı insana,
ya da insan olmaktan utanmalı.
devamını gör...
2578.
treni boşver, nehirde akıp gidene bak. yanıp sönüyor ışıklar. sönüyorlar. nar taneleri parça parça. her kabuğun altında zibilyonlarca galaksi var. dokunamasan da uzan. orada bir yerde el sallıyorlar. düşündürür, uykuya dalmadan önce son bir düşüş.
devamını gör...
2579.
bugün kafede tek başıma otururken gördüğüm bir karikatüre sesli bir şekilde güldüm fakat insanlar deli olduğumu düşünmesinler diye telefondan biriyle mesajlaşıyormuş gibi yaparak gülmeye devam ettim.
bu gülme süresi tahmin ettiğimden çok daha uzun sürdüğü için de lavaboya geçip biraz da orada güldüm.
bence artık insanların tek başınayken de hiçbir şey olmasa bile sesli bir şekilde gülmeleri, kahkaha atmaları normalleştirilmeli.
sadece bu da değil, insanların toplum içerisinde ağlamaları da normalleştirilmeli. ağlamak için de kafenin tuvalet sırasını beklemek zorunda kalırken tutamıyorum belki kendimi.
son olarak bugün kafedeki garson çöp sandığı için benim anı olarak saklayacak olduğum ve üzerine de not yazdığım o mendili aldı. o mendille iki dakikalık bir konuşma yaparak, hatta mendili bir şarkıyla bağdaştırarak duygusal bir bağ kurmuştuk. fakat gitme diyemeden aldılar elimden.
son bir şey daha, yurttan birisi daha paketini bile açmamış olduğum kafeinsiz kahvemi çalmış.
ne istediniz ulan kafeinsiz kahvemden.
kafeinsiz olmasa lafını etmezdim ama kafeinsiz olduğu için ekstra para ödüyorum ben o kahveye.
içerisinde kafein olmadığı için tam tersine daha az para ödemem gerekirken kafeinsiz özelliği için neden daha çok para ödüyorum, bu da aklıma daha yeni geldi.
içerisinde olmayan bir şey için niye ekstra 100 tl veriyorum ?
yazdıkça söylemek istediğim şeyler arttığı için artık gidiyorum .
bu gülme süresi tahmin ettiğimden çok daha uzun sürdüğü için de lavaboya geçip biraz da orada güldüm.
bence artık insanların tek başınayken de hiçbir şey olmasa bile sesli bir şekilde gülmeleri, kahkaha atmaları normalleştirilmeli.
sadece bu da değil, insanların toplum içerisinde ağlamaları da normalleştirilmeli. ağlamak için de kafenin tuvalet sırasını beklemek zorunda kalırken tutamıyorum belki kendimi.
son olarak bugün kafedeki garson çöp sandığı için benim anı olarak saklayacak olduğum ve üzerine de not yazdığım o mendili aldı. o mendille iki dakikalık bir konuşma yaparak, hatta mendili bir şarkıyla bağdaştırarak duygusal bir bağ kurmuştuk. fakat gitme diyemeden aldılar elimden.
son bir şey daha, yurttan birisi daha paketini bile açmamış olduğum kafeinsiz kahvemi çalmış.
ne istediniz ulan kafeinsiz kahvemden.
kafeinsiz olmasa lafını etmezdim ama kafeinsiz olduğu için ekstra para ödüyorum ben o kahveye.
içerisinde kafein olmadığı için tam tersine daha az para ödemem gerekirken kafeinsiz özelliği için neden daha çok para ödüyorum, bu da aklıma daha yeni geldi.
içerisinde olmayan bir şey için niye ekstra 100 tl veriyorum ?
yazdıkça söylemek istediğim şeyler arttığı için artık gidiyorum .
devamını gör...
2580.
bu aralar kulaklığın teki kabından çıkarınca bağlanmıyor telefona. birkaç kez kaba geri tak çıkar yapmam ya da bağlantıyı kesip tekrar bağlanmam gerekiyor. az önce yapılabilecek her şeyi denememe rağmen bağlanmadı.
kulaklığın tanelerini özenle yerleştirdim kabın içine. aldım elime. gerinip duvara fırlatmak üzereyken duraksayıp "özgür dur!" dedim. bi anlık sinirle kırma boşuna. sonrasında "amaaaaan benden kıymetli mi?!" diyip ümmet-i muhammed aşkına duvara çarptım. şimdi ikiside çalışıyor.
ben bunu bir süre insanlara olan davranış şeklimde de kullanmaya çalışacağım. önü açık bi teknikmiş. kısa vadede işime yarayacağını düşünüyorum.
kulaklığın tanelerini özenle yerleştirdim kabın içine. aldım elime. gerinip duvara fırlatmak üzereyken duraksayıp "özgür dur!" dedim. bi anlık sinirle kırma boşuna. sonrasında "amaaaaan benden kıymetli mi?!" diyip ümmet-i muhammed aşkına duvara çarptım. şimdi ikiside çalışıyor.
ben bunu bir süre insanlara olan davranış şeklimde de kullanmaya çalışacağım. önü açık bi teknikmiş. kısa vadede işime yarayacağını düşünüyorum.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302