sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
3641.
herkesin hoparlöre alamadıgı bir arkadaşı vardır. çünkü ağzından ne çıkacagını hiç bir zaman kestiremezsiniz.
devamını gör...
3642.
mantıksal insanların bile hayatında az çok duygusal dönemler vardır. bu yüzden midir bilinmez ama duygusal süreçleri genelde yalnız başıma geçiriyorum. insanlara bir şey anlatmadan ve belli etmeden. arkadaşlarım ve yakınlarım benim hep güçlü olduğumu, dertsiz ya da gamsız olduğumu düşünüyorlar. belki de yanlış yapıyorum ama ben böyle mutluyum.
devamını gör...
3643.
hayatim... elimden kayip gitti sadece ve ben o taci giymemek icin ne kadar diretsem de aynaya her baktigimda 3 tane parlayan yildizi giymis karanlikligin maddelesmis halini gormeye devam ediyorum.
devamını gör...
3644.
"yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz" dünyanın en güzel spoileridir :)
devamını gör...
3645.
palus cumhuriyeti 'tinin yarısı haksız kazanç elde ederken, yolsuzluğa karışırken, diğer kısmı(namuslu insanlar) ise ideolojik tartışmalara odaklanıp haramzadeleri gözden kaçırıyor.
(bkz: palus cumhuriyeti'nde kişi başına düşen torpilli sayısı)
(bkz: palus cumhuriyeti'nde denetimsizlik)
(bkz: palus cumhuriyeti'nde kişi başına düşen torpilli sayısı)
(bkz: palus cumhuriyeti'nde denetimsizlik)
devamını gör...
3646.
tüm gün yoga yaptım. bir asanayı yapamadığım için sinirden ağladıktan sonra poz kendiliğinden geldi. azcık ağlamam gerekiyormuş sanırım.
devamını gör...
3647.
siz aşk'tan n'anlarsınız bayım?
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
alt katında uyumayı bir ranzanın
üst katında çocukluğum...
kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
havı dökülmüş yerlerine yüzümün
büyük bir aşk yamadım
hayır
yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
aşk diyorsunuz ya
ben istemenin allahını bilirim bayım!
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
balkona yorgun çamaşırlar asmay
ki uçlarından çile damlardı.
güneşte nane kurutmayı
ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
insan kaybolmayı ister mi?
ben işte istedim bayım.
uzaklara gittim
uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
süt içtim acım hafiflesin diye
çikolata yedim bir köşeye çekilip
zehrimi alsın diye
sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
ilahiler öğrendim.
siz zehir nedir bilmezsiniz
zehir aşkı bilir oysa bayım!
ben işte miraç gecelerinde
bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
bir şiir aradım.
geçen üç yıl boyunca
yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
ülkem olmayan ülkemi
kayboluşumu aradım.
bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
bir ters bir yüz kazaklar ördüm
haroşa bir hayat bırakmak için.
bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
kimi gün öylesine yalnızdım
derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
annem
ki beyaz bir kadındır.
ölüsünü şiirle yıkadım.
bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
acının ortasında acısız olmayı,
kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
aşk diyorsunuz ya,
işte orda durun bayım
ıslak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
kendimin ucunda
öyle ıslak,
öyle kötü kokan,
yırtık ve perişan.
siz aşkı ne bilirsiniz bayım
aşkı aşk bilir yalnız!
didem madak
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
alt katında uyumayı bir ranzanın
üst katında çocukluğum...
kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
havı dökülmüş yerlerine yüzümün
büyük bir aşk yamadım
hayır
yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
aşk diyorsunuz ya
ben istemenin allahını bilirim bayım!
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
balkona yorgun çamaşırlar asmay
ki uçlarından çile damlardı.
güneşte nane kurutmayı
ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
insan kaybolmayı ister mi?
ben işte istedim bayım.
uzaklara gittim
uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
süt içtim acım hafiflesin diye
çikolata yedim bir köşeye çekilip
zehrimi alsın diye
sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
ilahiler öğrendim.
siz zehir nedir bilmezsiniz
zehir aşkı bilir oysa bayım!
ben işte miraç gecelerinde
bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
bir şiir aradım.
geçen üç yıl boyunca
yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
ülkem olmayan ülkemi
kayboluşumu aradım.
bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
bir ters bir yüz kazaklar ördüm
haroşa bir hayat bırakmak için.
bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
kimi gün öylesine yalnızdım
derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
annem
ki beyaz bir kadındır.
ölüsünü şiirle yıkadım.
bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
acının ortasında acısız olmayı,
kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
aşk diyorsunuz ya,
işte orda durun bayım
ıslak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
kendimin ucunda
öyle ıslak,
öyle kötü kokan,
yırtık ve perişan.
siz aşkı ne bilirsiniz bayım
aşkı aşk bilir yalnız!
didem madak
devamını gör...
3648.
bu sabah saat 8.30 sularında edirnekapı civarında ışıklara gelince arabasından inip arkasındaki arabaya saydıran 65 yaş üstü amcanın bağırdığı kişi bendim.
olayın araba sürüşümle hiçbir alakası yoktur.
kendisi benim öz babamdır.
dediği yol tarifini anlamadığım için bir miktar sinirlendiğinden dolayı olay böyle gerçekleşti.
endişelenmeyin, aramız şu anda gayet iyi.
arz ederim. *
olayın araba sürüşümle hiçbir alakası yoktur.
kendisi benim öz babamdır.
dediği yol tarifini anlamadığım için bir miktar sinirlendiğinden dolayı olay böyle gerçekleşti.
endişelenmeyin, aramız şu anda gayet iyi.
arz ederim. *
devamını gör...
3649.
livin' la vida loca .
devamını gör...
3650.
hayatım boyunca çok şey hayal ettim ve her şey genelde hayallerimin çok üzerinde gerçekleşti. hiç hayal etmediğim bir sürü güzellik, kolaylıkla yaşıyorum.
bu yüzden de bazen bazı şeylerin istediğim gibi gitmemesine de tamamım, tamamdım ama bu kısımda olacaklar, olmasını istediklerimle ilgili ya da beklediğim tepkiler, anlar böyle değildi.
bu yüzden de bazen bazı şeylerin istediğim gibi gitmemesine de tamamım, tamamdım ama bu kısımda olacaklar, olmasını istediklerimle ilgili ya da beklediğim tepkiler, anlar böyle değildi.
devamını gör...
3651.
memleket sorarlar.memleketinden genelleme yaparlar.örnek ''niğdeliler çok iyi insanlardır ya...''
toprağıysa iyi insandır mesela.
bunu ülkeler veya ırklar için de örneklendirebiliriz.
''japonlar çok nazik insanlardır.'' (ulan çok nazik insan olsalar 1945'te ortalığın damına koymazlardı değil mi! )
klüpler için mesela.angaragıçlı mesela ; ''waay ankaragıçlı ha kankam ya ,renkdaş ya ...''.
hemen kanka olurlar,onlara göre bütün angaragıçlılar iyidir.( kusura bakmayın kendim angaralıyım hatta renkleri sarı -lacivert diye sempatim de vardı ,çocukken maçlarına da mahalle abilerimle beraber giderdim.ama 6sayar'a maçı zalad ve serhat ile satıp 0-8 yenildikleri zaman bütün sempatimi yitirdikleri için kendilerine bu ismi taktım.)
bütün cehapeliler iyi midir mesela?cehapeli ya ortak nokta sohbeti bunun üzerinden götürürler ama bir süre sonra o muhabbet de tıkanır.
ya böyle genellemelerden nefret ediyorum.benim o taraklarda bezim yoktur.
toprağıysa iyi insandır mesela.
bunu ülkeler veya ırklar için de örneklendirebiliriz.
''japonlar çok nazik insanlardır.'' (ulan çok nazik insan olsalar 1945'te ortalığın damına koymazlardı değil mi! )
klüpler için mesela.angaragıçlı mesela ; ''waay ankaragıçlı ha kankam ya ,renkdaş ya ...''.
hemen kanka olurlar,onlara göre bütün angaragıçlılar iyidir.( kusura bakmayın kendim angaralıyım hatta renkleri sarı -lacivert diye sempatim de vardı ,çocukken maçlarına da mahalle abilerimle beraber giderdim.ama 6sayar'a maçı zalad ve serhat ile satıp 0-8 yenildikleri zaman bütün sempatimi yitirdikleri için kendilerine bu ismi taktım.)
bütün cehapeliler iyi midir mesela?cehapeli ya ortak nokta sohbeti bunun üzerinden götürürler ama bir süre sonra o muhabbet de tıkanır.
ya böyle genellemelerden nefret ediyorum.benim o taraklarda bezim yoktur.
devamını gör...
3652.
yapamayacağınız işleri küçümsemeyin ezilirsiniz.
klavyeden vatan kurtarırken aciz aciz el pençe iş peşinde koşanı çok gördük biz.
klavyeden vatan kurtarırken aciz aciz el pençe iş peşinde koşanı çok gördük biz.
devamını gör...
3653.
artık kelimeler de tükendi. canım yanıyor. bu içimdeki acının tek ilacı o acıyı içime koyan. seni affetmek senelerimi alırken niye bize bunu yapıyorsun anne?
devamını gör...
3654.
“ben hep sevilmek istediğim gibi sevdim.”
devamını gör...
3655.
bak ne güzel sakin sakin oturdum kahvemi içiyorum.
bir iki başlık, hemen gerildim.
sarılmadınız da, gerginliğimle bu başlığa geldim.
sevmiyorum tatlım ya.
gerginlik, küslük, melankoli vs hiç bana göre değil.
dert varsa sabaha kadar anlat, dinlerim.
ama "genel" mutsuzluğa karşıyım.
hayat kısa, gerçekten kısa.
hiç değmediğini anladığında yaşayacağın pişmanlık çok büyük olacak.
o pişmanlık bana uğramasın, beni bulmasın diye tüm derdim.
boş ver, havalar soğuyunca varuna'da sıcak şarap içelim bence.
geçer o zaman.
bir iki başlık, hemen gerildim.
sarılmadınız da, gerginliğimle bu başlığa geldim.
sevmiyorum tatlım ya.
gerginlik, küslük, melankoli vs hiç bana göre değil.
dert varsa sabaha kadar anlat, dinlerim.
ama "genel" mutsuzluğa karşıyım.
hayat kısa, gerçekten kısa.
hiç değmediğini anladığında yaşayacağın pişmanlık çok büyük olacak.
o pişmanlık bana uğramasın, beni bulmasın diye tüm derdim.
boş ver, havalar soğuyunca varuna'da sıcak şarap içelim bence.
geçer o zaman.
devamını gör...
3656.
insan delirdiğini nasıl anlatsın. hem kim demiş delirmiş o diye. her şeyi hatırlıyorsa delirdiğini kim iddia ediyor. şimdi aldığı ilaçlar yüzünden zihni daha yavaş hareket ediyor. özlemiyor değil o hızı.
bütün bağlantıların yerli yerine oturduğu ve katman katman gerçekliğin kendini açık ettiği, bir dilin nasıl olur da bu kadar farklı bir niteliğinin olduğunu keşfetmesi hoşuna gitmişti kimilerine göre delirme dedikleri süreçte.
ama biz bundan sonra bu sürece delirme demeyelim de bir kavşak ya da bir şehrin bir binasının yıkıldığında molozların üzerinde duran bir kedi ya da uçan hamamböceğinin evin balkonunun kapısında duran tele çarpışı diyelim.
tek bir kelime ile bu süreci anlatmak çünkü çok zor.
nasıl başladığını hatırlaması çok acı. size anlatsa sizin de canınız acırdı. belki günü geldiğinde zihninin dehlizinde yatan o ince cılız sesin bir anda bağırıp ben buradayım, senin zamanını mekanını ve tüm algını ben yönetiyorum, bunu bana nasıl yaparsın diye öfkeyle bağırıp ortaya çıkmasını anlatabilir.
hani şimdi bu ufak bilgiyi vermiş gibi değil. tam anlamıyla renklerin nasıl loşlaştığını, sesin hakimiyetini, el kol hareketlerini ve söylediklerini. gerçi sürecin sonunda geldiği noktada süreci tekrar anlatmak canını sıkıyordu.
ve işte masa başında şimdi anlatıyor. bir şekilde içinde tutmayıp bir noktasından, kıytırık da olsa bir noktasından başlayarak….
bu saçma oyunun içine çeken o cılız sesin aslında nasıl da bir canavar olabileceğini anlatmaya başlayarak.
canavarları hapishanelere tıkıp duvarları tırmalamalarını görmek istemez kimse.
çıktığı yere geri göndermeyi bilebildi ama bir daha çıkmayacağının garantisini kimse veremiyor, kendisi de veremiyor.
canavar sakin, canavar her zaman olduğu gibi sinsi ve bir o kadar şefkate muhtaç.
bütün bağlantıların yerli yerine oturduğu ve katman katman gerçekliğin kendini açık ettiği, bir dilin nasıl olur da bu kadar farklı bir niteliğinin olduğunu keşfetmesi hoşuna gitmişti kimilerine göre delirme dedikleri süreçte.
ama biz bundan sonra bu sürece delirme demeyelim de bir kavşak ya da bir şehrin bir binasının yıkıldığında molozların üzerinde duran bir kedi ya da uçan hamamböceğinin evin balkonunun kapısında duran tele çarpışı diyelim.
tek bir kelime ile bu süreci anlatmak çünkü çok zor.
nasıl başladığını hatırlaması çok acı. size anlatsa sizin de canınız acırdı. belki günü geldiğinde zihninin dehlizinde yatan o ince cılız sesin bir anda bağırıp ben buradayım, senin zamanını mekanını ve tüm algını ben yönetiyorum, bunu bana nasıl yaparsın diye öfkeyle bağırıp ortaya çıkmasını anlatabilir.
hani şimdi bu ufak bilgiyi vermiş gibi değil. tam anlamıyla renklerin nasıl loşlaştığını, sesin hakimiyetini, el kol hareketlerini ve söylediklerini. gerçi sürecin sonunda geldiği noktada süreci tekrar anlatmak canını sıkıyordu.
ve işte masa başında şimdi anlatıyor. bir şekilde içinde tutmayıp bir noktasından, kıytırık da olsa bir noktasından başlayarak….
bu saçma oyunun içine çeken o cılız sesin aslında nasıl da bir canavar olabileceğini anlatmaya başlayarak.
canavarları hapishanelere tıkıp duvarları tırmalamalarını görmek istemez kimse.
çıktığı yere geri göndermeyi bilebildi ama bir daha çıkmayacağının garantisini kimse veremiyor, kendisi de veremiyor.
canavar sakin, canavar her zaman olduğu gibi sinsi ve bir o kadar şefkate muhtaç.
devamını gör...
3657.
cam kolonya şişesinin beline sarılmış paket bandı yere paralel değil. düzeltmeli.
devamını gör...
3658.
cop posetlerine cop poseti deyip de kalplerini kirmanin alemi var mi.
devamını gör...
3659.
yarın önemli bir gün.
fazla gülmemeliyim,
ama güleryüzlü olmalıyım.
fazla konuşmamalıyım,
ama anlamlı konuşmalıyım.
fazla heyecanlanmamalıyım,
ama coşkulu da olmalıyım.
sevmeli, sevdirmeliyim.
yerçekimsiz ortamda elma ikram ederken muz tadı aldırmalıyım.
tövbe tövbe.
fazla gülmemeliyim,
ama güleryüzlü olmalıyım.
fazla konuşmamalıyım,
ama anlamlı konuşmalıyım.
fazla heyecanlanmamalıyım,
ama coşkulu da olmalıyım.
sevmeli, sevdirmeliyim.
yerçekimsiz ortamda elma ikram ederken muz tadı aldırmalıyım.
tövbe tövbe.
devamını gör...
3660.
başlığı okuduktan sonra bir sessizlik oluştu bende yorgunluğun vermiş olduğu bir sessizlikti. hem insanlar hem de bu şehir beni yıpratmış yorulmuşum.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247