3561.
canim o kadar, o kadar cok cekiyor ki; cok acil ama cok cabuk raki icmem lazim ya.
yalniz basina icmeyi basaramadigim icin aglayarak gunlugume yaziyorum, arkadassizlik zor.
yalniz basina icmeyi basaramadigim icin aglayarak gunlugume yaziyorum, arkadassizlik zor.
devamını gör...
3562.
kimseye bir yük yüklemek istemem, benim için uğraşsınlar istemem. portakal kasasından bir kutu, bir küçük servi fidanı, ayinsiz, duasız... lütfen o yeşil örtüyü örtmeyin üstüme, o yeşil, yeşilin en kötü tonu, yakışmaz bana çünkü.
devamını gör...
3563.
bazı insanlara söylemek istediğim.
“bağıra çağıra yapılan tüm gösteriler, bir olmamışlığa, eksiklik ve değersizlik duygularına işaret eder. olmamışlık gürültülüdür, olmuşluk ise sakin ve dingin. “eğer bir kral 'ben kralım' diye bağırmak zorunda kalıyorsa gerçek bir kral değildir.” sözü bu kavramı çok güzel özetler.”
“bağıra çağıra yapılan tüm gösteriler, bir olmamışlığa, eksiklik ve değersizlik duygularına işaret eder. olmamışlık gürültülüdür, olmuşluk ise sakin ve dingin. “eğer bir kral 'ben kralım' diye bağırmak zorunda kalıyorsa gerçek bir kral değildir.” sözü bu kavramı çok güzel özetler.”
devamını gör...
3564.
yaradılışının sebebini bilmeden sebepler bulduğun yaratılışa bir kez daha gözünü açmanın verdiği saçma mutlulukla günaydınlar herkese.
devamını gör...
3565.
her tarafı mafyalar sarmış, milletin umurunda değil, anca çocuğu hastanede falan ölürse sesi çıkıyor, yoksa hiç bir şey umurunda değil.
geçen hafta bu gün gene bir mafya hikayesi ile memleket sallanıyordu
köfteci yusuf hikayesi, ya sarayın huzur hakkını vermedi, ya da mafya çökmek istedi
üsetlik mafyanın altından bir mafya daha çıktı, et mafyası
bir hafta geçemeden, hastane mafyası ortayı çıktı
3 kuruş için bebekleri öldürenler ve bunu hiiiiç umursamayan bir halk
ödleri patladı çünkü bu mafyanın ardında bir mafya daha var
organ mafyası
insanları öldürüp organlarını çalan ve sarayda da bir ayağı bulunan
organ mafyası
bunun açığa çıkacağından korktular ve alelacele bir kaç hastaneyi kapatıp
kurtarmaya çalışan akape.
her tarafı mafyalar satmış, akapenin ülkeyi getirdiği yer.
bakalım haftaya hangi mafya ile ortalık çalkalanacak ?
geçen hafta bu gün gene bir mafya hikayesi ile memleket sallanıyordu
köfteci yusuf hikayesi, ya sarayın huzur hakkını vermedi, ya da mafya çökmek istedi
üsetlik mafyanın altından bir mafya daha çıktı, et mafyası
bir hafta geçemeden, hastane mafyası ortayı çıktı
3 kuruş için bebekleri öldürenler ve bunu hiiiiç umursamayan bir halk
ödleri patladı çünkü bu mafyanın ardında bir mafya daha var
organ mafyası
insanları öldürüp organlarını çalan ve sarayda da bir ayağı bulunan
organ mafyası
bunun açığa çıkacağından korktular ve alelacele bir kaç hastaneyi kapatıp
kurtarmaya çalışan akape.
her tarafı mafyalar satmış, akapenin ülkeyi getirdiği yer.
bakalım haftaya hangi mafya ile ortalık çalkalanacak ?
devamını gör...
3566.
son zamanlarda usudugum halde onlemini almiyorum bu demek oluyor ki donarak olsem hic tepki vermeyebilirdim icgudusel olarak titremek disinda.
devamını gör...
3567.
vicdanının sesini dinlemeyen, arzularına kul olur.
devamını gör...
3568.
bir umuttur yaşamak.
devamını gör...
3569.
çok sıkıldım vallahi, ne arkadaş bulunuyor ne dost... yahu şiirden edebiyattan tarihten felsefeden konuşalım diyorum yüzüme ufo görmüş gibi bakıyor...
devamını gör...
3570.
soguk biraz, sortlayim.
devamını gör...
3571.
neyse ben tekrar gidiyorum.
devamını gör...
3572.
dün akşam arkadaşlarımı beklerken bir tane kitabevine girdim. epey de büyük ve sevdiğim bir yer. sonra orda dolanır dururken nerde vakit geçirip neye bakacağımı bilemedim. 30 dakika beklediysem 20 dakikası böyle kitap kapaklarına birer resimmiş gibi bakmamla geçti.
ben böyle değildim
böyle olmadığımı unutmuşum
kitap listeleri yapar, telefonumun arkasında taşırdım. aradığım ve merak ettiğim kitaplar olurdu. beni bu kadar kitabın olduğu bir yerde bıraktığınızda zaman kavramını unuturdum. bana ne olmuş acaba?
hangi bıraktığım alışkanlığın eşantiyonuydu bu özellik yahut bunun bir eşantiyonu var diye aslından da vaz mı geçtim, inanın bilmiyorum.
çok okumuş etmiş, entelektüel birikimi olan biri olduğumu söylemiyorum. sadece hep aklımda en az 2 kitap olurdu, benim eskiden merak ettiğim şeyler olurdu; bunu demek istiyorum.
bunu mu demek istediniz?
evet bunu demek istedim
merak ettiğim şeylerin azalmış olması işini sevmedim
bu kısmın benden uzaklaşması-yahut- benim bu kısımdan uzaklaşmam işini sevmedim
bilmiyorum bilmiyorum
ben böyle değildim
böyle olmadığımı unutmuşum
kitap listeleri yapar, telefonumun arkasında taşırdım. aradığım ve merak ettiğim kitaplar olurdu. beni bu kadar kitabın olduğu bir yerde bıraktığınızda zaman kavramını unuturdum. bana ne olmuş acaba?
hangi bıraktığım alışkanlığın eşantiyonuydu bu özellik yahut bunun bir eşantiyonu var diye aslından da vaz mı geçtim, inanın bilmiyorum.
çok okumuş etmiş, entelektüel birikimi olan biri olduğumu söylemiyorum. sadece hep aklımda en az 2 kitap olurdu, benim eskiden merak ettiğim şeyler olurdu; bunu demek istiyorum.
bunu mu demek istediniz?
evet bunu demek istedim
merak ettiğim şeylerin azalmış olması işini sevmedim
bu kısmın benden uzaklaşması-yahut- benim bu kısımdan uzaklaşmam işini sevmedim
bilmiyorum bilmiyorum
devamını gör...
3573.
bir kitap bitirdim.. uzun zamandır okumanın içimden gelmediği bir kitaptı bu, boşuna da değilmiş meğer okumayı istememem...
kitap bittiğinde o kadar ağladım o kadar ağladım ki, herhalde susamayacağım dedim bir an. keşke okumasaydım diyorum bir yandan, sarsıcılığı yüksek bir romandı zira, bir yandan da iyi ki okumuşum diyorum en azından uzun zamandır içimde biriken şeyler vardı, onların ağırlığının azaldığını hissettim. pek çevreme belli etmedim iyiyim dediğim ama iyi olmadığım bir süreçten geçiyorum, her şeyi ti'ye aldığım fakat hic iyi hissetmediğim noktada kitabı bitirip hüngür hüngür ağlamak epey iyi geldi bana. iç dünyamı şööyle bir çalkalayıp ne olduğunu şaşırtan kitabı kapayıp rafa kaldırdım. bir kere okuduğum kitapları arada yeniden okumayı seven biri olarak bunu yeniden okuyabilir miyim hiç sanmıyorum.
kitap bittiğinde o kadar ağladım o kadar ağladım ki, herhalde susamayacağım dedim bir an. keşke okumasaydım diyorum bir yandan, sarsıcılığı yüksek bir romandı zira, bir yandan da iyi ki okumuşum diyorum en azından uzun zamandır içimde biriken şeyler vardı, onların ağırlığının azaldığını hissettim. pek çevreme belli etmedim iyiyim dediğim ama iyi olmadığım bir süreçten geçiyorum, her şeyi ti'ye aldığım fakat hic iyi hissetmediğim noktada kitabı bitirip hüngür hüngür ağlamak epey iyi geldi bana. iç dünyamı şööyle bir çalkalayıp ne olduğunu şaşırtan kitabı kapayıp rafa kaldırdım. bir kere okuduğum kitapları arada yeniden okumayı seven biri olarak bunu yeniden okuyabilir miyim hiç sanmıyorum.
devamını gör...
3574.
iğneye karşı dahi çok büyük bir korkum var. aşırı fazla.
iğne ile bu kadar büyük sorunları olan ben, büyük ihtimalle ameliyat olacakmışım, bilek tendonumda büyük bir yırtık varmış.
tırsıyorum. *
iğne ile bu kadar büyük sorunları olan ben, büyük ihtimalle ameliyat olacakmışım, bilek tendonumda büyük bir yırtık varmış.
tırsıyorum. *
devamını gör...
3575.
bitmek bilmeyen bir şeyler söyleme isteğimizi beyhude bulduğumu beyan etmek istiyorum. ne bu kendini ifade telaşı sanki nereye varıyoruz? hiiç... sıfır.
(yine ifade etmiş olduk tabi) neyse.
(yine ifade etmiş olduk tabi) neyse.
devamını gör...
3576.
surekli uplandigi icin surekli biseyler soylemek zorunda hissediyorum kendimi. netice de söylenecek bir sey hep buluruz degil mi. bazen sozun bittigi yer falan olur ama bu o degil. ama bu sefer kendimi tutucam. soylemicem. bu soylememis halim evet. bak isine hadi cnm
devamını gör...
3577.
zamanla girdiğim çabasız mücadelede, tarzım, tavrım, teknolojik tüketim alışkanlıklarım * sebebi ile dogaldan galip gelerek doldurduğum 38 yaşımdayım. totomda uçuş uçuş bir mini etek, üstümde transparan desenli bir tişört var, havalıyım çok. rüzgar sert esiyor diye sırtıma hırka geçirdim *, ayağıma da çorap giydim bilek üstü; murat diyor ki, "sen yine babanne modunu açtın". *
yeni nesil çok acımasız. kırılan kalbimi biraz olsun avutmak için üşüyen ellerimi saçlarıma götürdüm *, tutup bir kokladım şöyle...
yeni yıkanmış ve ütülenmiş nevresim kokuyor. şampuan kokusuna karışmış tenimin kokusunu hayal etmiştim. ama çarşaf kokuyor...
hiçbir şeye, hiçkimseye güvenim kalmadı.
ah, kalbim...
yeni nesil çok acımasız. kırılan kalbimi biraz olsun avutmak için üşüyen ellerimi saçlarıma götürdüm *, tutup bir kokladım şöyle...
yeni yıkanmış ve ütülenmiş nevresim kokuyor. şampuan kokusuna karışmış tenimin kokusunu hayal etmiştim. ama çarşaf kokuyor...
hiçbir şeye, hiçkimseye güvenim kalmadı.
ah, kalbim...
devamını gör...
3578.
üst edit:bir yazar uyardı. bu tanım müziksiz olmamalıydı dedi.
tanımı okurken tıklamalık o halde:
dön bak dünyaya:
biraz uzun olabilir ama aslında hayatımın bir özeti gibi.
inişler, çıkışlar, hatalar, aşklar , mutluluklar, hayal kırıklıkları, neşe, hüzün , yine neşe, yine hüzün ve final.
gişe yapar mı bilmem ama bu da benim filmim olsun:)))
başlıyorum gari.
bana hep rahatına çok düşkünsün derlerdi,
oysa ki ben her zaman şansımı zorlamayı seçmişimdir.
aslında bir dönem bütün umutlarımı heyecanımı kaybettiğim bile olmuştu.
çok sordum neden ben diye. muhtemelen aslında hata yine bendeydi.
bazen de imdada aşk yetişti. çok aşk:))
artık kaderime razı bir şekilde bekliyorum yarını, ne olacaksa olsun modunda.
fakat yine de şansıma güveniyorum.
çünkü yol nereye götürürse o kaderi yaşarım olur biter diyebilmeyi öğretti bana bu hayat.
akışına bırak, her zaman bir umut vardır diyorum kendime her gün.
ve tabii ki kaçınılmaz son da gelecek. gelsin önemli de değil.
mutlu bitmesi önemli.
tanımı okurken tıklamalık o halde:
dön bak dünyaya:
biraz uzun olabilir ama aslında hayatımın bir özeti gibi.
inişler, çıkışlar, hatalar, aşklar , mutluluklar, hayal kırıklıkları, neşe, hüzün , yine neşe, yine hüzün ve final.
gişe yapar mı bilmem ama bu da benim filmim olsun:)))
başlıyorum gari.
bana hep rahatına çok düşkünsün derlerdi,
oysa ki ben her zaman şansımı zorlamayı seçmişimdir.
aslında bir dönem bütün umutlarımı heyecanımı kaybettiğim bile olmuştu.
çok sordum neden ben diye. muhtemelen aslında hata yine bendeydi.
bazen de imdada aşk yetişti. çok aşk:))
artık kaderime razı bir şekilde bekliyorum yarını, ne olacaksa olsun modunda.
fakat yine de şansıma güveniyorum.
çünkü yol nereye götürürse o kaderi yaşarım olur biter diyebilmeyi öğretti bana bu hayat.
akışına bırak, her zaman bir umut vardır diyorum kendime her gün.
ve tabii ki kaçınılmaz son da gelecek. gelsin önemli de değil.
mutlu bitmesi önemli.
devamını gör...
3579.
benim mi allahım bu çizgili yüz
ya gözler altındaki mor halkalar
neden düşman görünürsünüz
yıllar yılı dost bildiğim aynalar
ya gözler altındaki mor halkalar
neden düşman görünürsünüz
yıllar yılı dost bildiğim aynalar
devamını gör...
3580.
şeytan da sanıyor ki insanları bıraksa hep iyilik yapacaklar. hey yavrum hey.
devamını gör...