3501.
ne içindeyim zamanın,
ne de büsbütün dışında;
yekpare, geniş bir anın
parçalanmaz akışında.

bir garip rüya rengiyle
uyuşmuş gibi her şekil,
rüzgarda uçan tüy bile
benim kadar hafif değil.

başım sükutu öğüten
uçsuz bucaksız değirmen;
içim muradına ermiş
abasız, postsuz bir derviş.

kökü bende bir sarmaşık
olmuş dünya sezmekteyim,
mavi, masmavi bir ışık
ortasında yüzmekteyim.
devamını gör...
3502.
hanfendi yanlışınız var bunlar ahmet hamdi'nin söylemek istedikleri
devamını gör...
3503.
niye sevmedin beni?

bir hafta değil, iki hafta değil, ay değil mevsim değil 2 yıl! iki yıl seni bekledim ben! bu süreçte ne kadar ızdırap çektim biliyor musun?! cevabın cidden bu muydu? gelmemek… ağlayamasam da içime akıttım gözyaşlarımı, ben seni seviyordum. hiçbir ortak yönümüzün olmamasına rağmen seni seviyordum. keşke hiç karşılaşmamış olsaydım seninle, keşke hiç görmemiş olsaydım… senelerdir senin yüzünden çile çektim ve yüzünden hala çekiyorum. ben de mi sorun sen de mi onu da anlayamıyorum bile. şu bir gerçek ki canımı çok acıttın. bu sözleri senin karşında söylemeye lüzum görmüyorum, gözlerimle yeterince şey anlattım… tanrı beni seninle cezalandırıyor sanki, gerçekten çok yazık…
devamını gör...
3504.
canım çok sıkılıyor.
bir de benim gibi garibi sevindirmek için bir sürü cimcime fotoğrafımı beyendi ayol.
devamını gör...
3505.
söylersem ağlarımm zaten çok duygusalım
devamını gör...
3506.
çok şey söylemek isteyip ,ne söyleyeceğimi bilemediğim günlerdeyim.
devamını gör...
3507.
hayatın boşunalığını es geçebilme hususunda çok başarısızım.
devamını gör...
3508.
oturdum saatlerce düşündüm. beni yalnız hissettiren, yalnızlaştıran, yalnızlık duygusunu tattıran ne kadar insan varsa çıkardım hayatımdan şuan. zor zamanımda yanımda olmayan kim varsa.
devamını gör...
3509.
bugün ayşenur için yapılan bir anma törenine katıldım ve kendimden belki de 10 yaş küçük birinden azar yedim. "bağırsanıza, ayşenur'un boğazı kesildi o bağıramadı, siz niye bağırmıyorsunuz" diye fırça attı bütün topluluğa kız resmen.

sesimi çıkartamadım. haklı oluşu rahatsız edici. (ama bazen insan içinde bağırsa da dışına ses vermiyormuş).
devamını gör...
3510.
umutsuz hissediyorum.
beni, sevdiğim insanları nasıl bir gelecek bekliyor bilmiyorum. düşünme, izleme, bakma bir yere kadar. yokmuş gibi davranınca yok olmuyor. keşke olsa.

az önce ibrahim haskoloğlu'nun çalınan kişisel verilerimizle ilgili olan videosunu izledim. bir de bu bilgilerle ufacık kız çocuklarını taciz eden sapıkların videolarını gördüm.
hepimizin her şeyi ellerinde. soyağacımız, ailedeki herkesin telefon numaraları, olan olmayan ne varsa tüm mal varlığımız*, anne kızlık soyadımızdan konumumuza, hatta kullandığımız ilaçlara kadar her, her şey! yani bunlara ulaşan kişiler çok rahatlıkla bizim adımıza kredi çekebilir, kredi kartımızı kullanabilir veya istediği her an kapımızda belirebilir.

hani sokakta zaten tedirgin oluyorduk da evimizde de diken üstündeyiz artık.
internette tanıştığın kimseye güvenme, gerçekte tanıştığın kimseye güvenme, kapının kilidine bile güvenme dönemi. hay lanet olsun be! gerçekten lanet olsun.
devamını gör...
3511.
-geçenlerde bir konsere gittim. konser girişinde çantamdaki aynayı alıp çöpe attılar. yaa dedim ama dedim yok, attılar. benim demir yumruklarımdan haberleri yok. asıl silah onlardı, ellerimi kesmeliydiniz. ben 2016 filipin şampiyonuyum. aynamı çok özledim.

-adamlar' ın konserine gitmiştim. utanmazsan unutmam şarkısını söyleyecekler diye çok heyecanlanmistim. evet aynami şehit verdiğim konser. neyse- heyecanla gittim sigara aldım ki bu şarkıda içeceğim ve bağırarak söyleyeceğim diye bir hedef koymuştum.
hayata dair hedeflerim genelde bu şekildedir.
söylemediler. hirslandim 3 tane arka arkaya sigara içtim. sonra elim tiryaki eli gibi koktu ve sesim ergen sesi gibi oldu.

-çantamda sigara vardı. evet şehit verdiğim aynamın hüznüyle istediğim şarkıyı dinleyeceğime inandığım konserden aldığım sigara. neyse- çantamda sigara olunca bana görev bilinci yüklendi ve bulduğum aralarda sigara içmem gerekli sandım.
görevlere bakış açım bu şekildedir.
dur yere bağımlı olmayayım acaba ne yapsam dedim ve 2 gün sonra aklıma sigarayı çantamdan çıkartmak geldi. evdeki masanın üzerinde çürük bir ayak resmi var ve onunla bakışıyoruz artık. evet, sigara kokan eppur olmadım.

*-bir de konser akşamı ömrümdeki en lezzetli kokoreçi yedim-
devamını gör...
3512.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
3513.
kişinin tanımadığı biri için ahkâm kesmesi kadar iğrenç bir eylem yok. onunla ne kadar zaman geçirmişsin, hayatı ve yaşamışlığı hakkında ne biliyorsun, ne paylaşmışsın ki böyle bir şeye cüret etmişsin. üzücü...
devamını gör...
3514.
çok boş yapıyon be abi...
devamını gör...
3515.
4 aydır alkol perhizi yapıyordum ve haklıymışım. soda gibi kaysın diye kırmızı bira aldım biraz tekrar bi 4 ay içmem sanırım. tansiyonum çıktı galiba. ağlamalık.
devamını gör...
3516.
insan olmaya çalışmak ne kadar garip bir şey. çoğu insanın hiç çabasız yaptığı şeyler için dağlar yükü çabalamak. uyumak, uyanmak, yemek yapmak, gülüşmek, konuşmak, okumak, bisiklet sürmek, temizlik yapmak… çok basit olan, basitliğinin onlarca katı çaba gerektiren bir sürü şey. hepsinin temelinde de tek şey var: var olmak- ya da var kalmak-.

şimdi bunları neden anlatıyorum. hayatımın bir noktasına kadar insan ilişkilerinde yeteri düzeyde iyi olduğumu düşünürdüm. insanlarla iyi anlaştığımı, değer verip değer gördüğümü, insanları var ederek var olduğumu sanırdım hep. bu süreçte düşünmeye ve bir şeyleri sorgulayacak zaman bırakmamaya da ayrıca özen gösteriyordum tabii.
sonra bir gün bu döngü kendi dinamiğinde ilerlerken durup dinlenme vaktim oldu. çok ufak bir an sorular sordum kendime. “çok yorgun hissediyorsun bu normal mi sence?” dedim. kesinlikle normal değildi. sonuçta istediği hayatı yaşayan bir insan yorulabilir mi? bu dinlenme vakitleri arttıkça sorular yerini kendi kendine konuşan bir iç sese bıraktı:
-empati kurma işini fazla abartıyorsun.
-şu lafı sen etmiş olsan sana demediği kalmazdı.
-90 dakikadır konuşuyorsunuz daha tek kelime edemedin.
-bu davranışın seni kıracağını bildiği halde yapmaktan çekinmedi. hala o niyetle yapmadığını mı düşünüyorsun?
-çok acınasısın yemin ederim, daha tahammül edemeyeceğim sana.
-kız sor işte aklına gelen soruyu karşıdaki insanın keyfinin kaçıp kaçmamasından sanane………. gibi bir sürü cümle.

“yaşamak” ile savaşım yetmezmiş gibi bir de bu sesler ile savaşmaya başlıyorum. seslerinin çok yüksek olduğu günler dediklerini duymazdan gelemiyorum. 90 dakika boyunca dinlediğim birine “ benim de bir sıkıntım var” demeye yelteniyorum hemen “ay boşver canım kaybolma o duygularda” denilip kestirilip atıyorum. içimdeki sesin ben demiştim edası ile kahve yudumladığından bahsetmeme gerek yok sanırım burada.
sonra bana gösterilen tepkileri aynı durumda olacak şekilde tepkiselleştirmeye başlıyorum. “ne kadar kötü bir insanmışsın.” “ gerçek yüzünü görmüş oldum” cümleleri karşılıyor beni. ağzıma sıçılıp “afiyet olsun canım” diye gönderildiğim o sohbetlerde sıçma sırası bana gelinde “dünyanın en kötü insanı” olarak ilan ediliyorum. çok üzüldüğüm bir durum oluyor, ağzımı açıp soramıyorum “neden böyle yaptın?” diye. her şey güllük gülistanlık iken sorun çıkarmak ile suçlanıyorum.

o kadar yoruluyorum ki tüm bunlar olurken, kolumu kaldıracak dermanım kalmıyor. sadece güldürebildiğim, dinleyebildiğim, iyi hissettirebildiğim, yüklerini hafifletebildiğim zamanlarda var oluyorum bu dünyada. gülmek, anlaşılmak, konuşmak istendiğim durumlarda ise profesyonelce görmezden geliniyorum.


bir kitap cümlesini sık sık hatırlıyorum şu günlerde.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


yani anlayacağınız kendim olunca yaslanacak omuz bulamama korkusu ile kendim olamadan var oluyorum bir yerlerde.
devamını gör...
3517.
canımı iyiden iyiye sıktığım ve işin içinden çıkamadığım zamanlarda etrafımda olan biten tüm olaylara karşı o kadar hassaslaşıyorum ki dünya gerçekten çekilmez bir hal alıyor. herkesin gözü önünde o kadar iğrenç şeyler yaşanıyor ki uzun zamandır, açıkçası kötü hissetmeye devam etmekte hiç de zorlanmıyorum.

hayır ağlamıyorum,
toz kaçtı.
devamını gör...
3518.
seni bi ısırırım.
haaarrtt diye!
devamını gör...
3519.
evet dünkü iş güvenlikçi kadın bugün yine fotoğrafımı çekmiş. işim gereği kum torbalarıyla vs işimiz olduğundan üstümüz başımız bazen baya kirleniyor. genelde işim bittikten sonra hava tabancasıyla üstüme hava vurup temizleniyorum. bu kadın da gördüğü gibi yine çekmiş beni, arkadaşım fotoğrafımı çektiğini söyledikten sonra hemen yanına gidip konuştum. başkası olsa baya aksi bir şekilde konuşup tartışır ama ben işimin şuanki durumundan dolayı sakince konuştum çünkü ciddiye almıyorum. bilmediğinden dolayı fotoğraf çekip asıl sorumlu olan iş güvenlik uzmanına atıp danışıyormuş. en azından çekmeden önce bize danışabileceğini ve haber verseydi poz verebileceğimi söyledim, güldü. neyse, üçüncü kez olursa artık bilerek benim fotoğrafımı çektiğini düşünücem ve telimi instamı vs vericem.
devamını gör...
3520.
hep bir merak içinde insanoğlu ne garip !
insanın başına ne gelirse ya meraktan ya da y**aktan gelir dedikleri çok doğru.
atalar ne demişler ise güzel demişler.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim