4441.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
4442.
kendini kuru fasulye gibi nimetten sananlar var bir de arkadaş sandıkların..
devamını gör...
4443.
(bkz: millet aj aj)
devamını gör...
4444.
saat 11'de diş temizleme randevum var. saat 10:40. evimin hali berbat ötesi. depresyonda olduğum o kadar bariz ki. anahtarı bulamıyorum, ayakkabımı bulamıyorum. dişimi fırçaladıktan sonra diş fırçası saçıma değmiş, asansörde fark ediyorum... zor günler yaşıyorum anlayacağınız.

tramvaya binmek yerine uber çağırdım. irandan gelmiş ama sırp tipli bir şofor suzuki vitara ile geldi. çat pat almancamla uber'den ne kadar kazandığını konuşmak istiyorum. öyle görünüyor ki bana en uygun iş sanırım bu. kimsenin üzerimde tahakküm kuramayacağı, beni sınır dışı etmeyecek kadar gelir getirecek bir işe ihtiyacım var. en azından 1-2 seneliğine.

-uber'de aylık ne kadar kazanıyorsun
+ 2500€
- kaç saat günde
+ 12 saat. sabah 6'dan akşam 6'ya
-12 saat... çok .... çok.... araç sahibi ne kadar kazanıyor
+40% - 60% paylaşıyoruz.

ben 6. müşteriyim, 100€ kazanmış 3 saatte. araç sahibinin de payını koyarsak 5000€ ciro yapıyorlarmış. tüm masrafları düşsek 4000€ nete gelir. araç sahibinin 20 araçlık filosu varmış. tahminen 400.000€ ile oturduğu yerden senelik 90.000€ net kâr cebe koyuyor. güzel para...

diş temizleme randevumdan çıktım. sağa döndüm. karşıdan tramvayın geldiğini görüp durağı bulmak için arkama döndüm. tam o sırada gitmek istediğim yöne giden tramvay geliyordu. koşarak son anda yetiştim. boş bir koltuğa oturdum.

karşımda babama benzeyen, belki annem olmasa babamın olacağı halde düşkün bir adam gördüm. 70 yaş üstüydü, saçları ve sakalı uzamıştı, altında gösterişli yazlık bir spor ayakkabı. çok eski ve yırtılmış. üstünde birkaç kat ceket. soğuktan titriyordu. ne zaman karşılaşsam bilirim ki benimle karşılaşmalarının bir sebebi var. cebimde ne bozukluk varsa veririm. ama vermenin bir adabı olmalı. kalkarken cebine attım. fark etmedi. börneplatzda indim.

birkaç gündür iş yerinde yaşadığım hukuki-psikolojik savaştan nasıl en kârlı çıkacağımı hesaplıyorum. yapılanların yarattığı tahribata ilişkin delile ihtiyacım var fakat geriye dönük delil alamam, işlerin bu noktaya geleceğini tahmin etmediğim için bu yola hiç girmedim. artık açacağım muhtemel davada delil olması için yapılan sistematik yıpratma için doktor raporuna ihtiyacım var. yalan yok... yaşadığım hasarlar gerçek. sadece zamanı büküp sanki yeni başıma gelmiş gibi anlatmam lazım. ama hangi doktora ulaşsam ya cevap vermiyorlar ya da "boşluğumuz yok", "en yakın randevu bilmem ne kadar zaman sonra..." gibi cevaplar. zaman da daralıyor.

tramvaydan indim. yine ilginç bir gün oluyor. iner inmez aktarma yapmak istediğim tramvay belirdi. "her şey, her detay planlanmıştır. tesadüf yoktur" sözleri zihnimde yankılandı. kafamı çevirdim, boş olan tek koltuk vardı. karşımda bir kız. fasulyeli bir salata yapmış, bacak bacak üstüne atmış onu yiyordu. kızın yaşını anlamaya çalıştım. 19 yaşında mı 32 yaşında mı çözemedim. bu kız tam istediğim gibiydi. balık etli. suratında, dudaklarında, tırnağında boyanın pudranın zerresi dahi yok. bacakları beyaz pantolonun içinde harika duruyor. eski bir okul çantası var. sıfır gösteriş. sıfır abartı. o kadar doğaldı ki sadece izledim. mavi gözlerinin içinde siyah gözbebeği. kocaman gözlükleri. küçük dudakları. küçük burnu. salaş mı bakımlı mı anlayamadığım kumral saçları

1-2 an göz göze geldik fakat uzun sürmedi. ayaklarının birine temas ettiğimde. artık vucudu bana dönmüş, saçlarıyla oynamaya başlamış, bacaklarını titretmeye başlamıştı fakat göz teması kurmadı. inmeye yakın donakaldı. göğüs kıllarıma mı bakıyor ... çeneme mi bakıyor.. anlayamadım. kalktı. gün içindeki tesadüfleri düşündüğümde "ilahi nizam" sanki bir şeyler anlatmak istiyordu. kalktığını görünce ben de inip peşine takıldım.

herhalde evine gidiyordur. 30 saniye sürmedi köşeyi döndü. koşup yetişirim dedim. üniversitenin psikiyatri kliniğine girdi. psikiyatri kliniği burada mıymış? bilmiyordum. ben de hemen peşinden. öğrenci olduğunu zannederken kendisini bekleyen başka bir öğrenciyle merdivenden çıktılar. kilitli bir odayı anahtarıyla açtı. sanırım master veya doktora öğrencisi olmalı. bekledim... bekledim .... bekledim .... kapı açıldı. kafamı uzattım. online toplantıda olduğunu gördüm. çıktım... bitmesini bekleyecektim. ardından bir odaya girdim.

-yardıma ihtiyacım var
+nasıl yardımcı olabilirim?
-doktorla görüşmek istiyorum nereden randevu alabilirim
+sağa dönün. yirmi metre ilerde kayıt masasını göreceksiniz
- teşekkürler.

ileride açacağım muhtemel tazminat davası için aradığım yeri istemeden buldum. içeride 5-6 kişi bekliyor. neyi beklediklerini anlayamadım. dışarı çık, içeri gir, bekle.... bir süre böyle geçti. randevu aldım. doktor 1 saat sonra sizi alacak dedi. çıktım... kızı bulmaya çalıştım. kız yok oldu sanki. saatlerce bekledim. 1 kez gördüm. ilgisiz göründü veya uzağı göremiyor, tam anlayamadım. iş yerinde rahat hissetmez diye düşündüm. bir bakıma testosteron/depresyon yarışında depresyonun ağır basmasından başka bir şey değildi. yazılmak için binadan çıkmasını bekleyecektim.

doktor adımı seslendi. girdim. olanları anlattım. bu kızcağız o kadar pozitif biri, o kadar yardımcı olmaya çalıştı ki... bir noktada tanrıya inanıyor musunuz, dindar mısınız diye sordu. tanrı senin gözlerinden benimle konuşuyor, diyemedim. bugün beni buraya tanrı getirdi diyebildim.

çıktım. doğal güzelliğin binadan ayrılmasını saatlerce bekledim. hayatımda bu da oldu. daha önce hiçkimseyi saatlerce beklememiştim. sonunda pes ettim. zaten saat akşam 7 oldu. doktoru çıkarken gördüm. beni ruh hastası zannediyor sanırım. +iyi akşamlar! -hala gitmemişsiniz... +evet birini bekliyorum... -hasta mı? +hayır akademik personel..... -ah tamam o zaman. +tanıştığıma çok memnun oldum. -ben de!

2 hafta sonra tekrar randevum var. bakalım kaderde ne var?
devamını gör...
4445.
aslında bir tartışmaya müdahale edecektim. zamanında birisi, birilerini aşağılayarak kendini tatmin eden insanları eleştiren bir açıklama yapmıştı.
bu açıklamayı yapan kişinin aynı şeyi kendisinin yaptığını görüyorum. hatta kendisi de eleştirdiği kişinin açıklamasını bence yanlış anladı. muhtemelen eleştirdiği kişiye karşı olan nefreti buna sebep oluyor.

biliyorum biraz karmaşık oldu. müdahale etmeyi düşündüm ama hiç içimden gelmedi. tartışmalardan da sıkıldım açıklamalardan da… kimse artık hiçbir şeye ikna olmuyor.
devamını gör...
4446.
bana "beni dövmeye kalktı" diye iftira atıp, tutanak ve savunma yememe sebep olan kadını bugün işten çıkarmışlar. bu devirde kimsenin işsiz kalmasına sevinemem ama öyle boş boş iftira atıp insanların ekmeğiyle oynarsan allahın adaleti seni bir şekilde yakalar.
devamını gör...
4447.
bitmesi mümkün olmayan özlemler içinde boğuluyorum.
devamını gör...
4448.
bir arkadaşla denk geldik bir yerde. aaa naber falan derken ne kadar duracaksın burada, işin yoksa beraber çıkalım, hem muhabbet ederiz, hem de beni eve bırakırsın olur mu? dedi. ben de olur dedim. arabayı köşe bir yere bırakmıştım, park yerinden çıkarken arkadaş da yandan bir şeyler anlatıyordu. ona bakarken arabayı o köşeye sürttüm. geri aldım indim baktım arabaya kocaman bir çizik ve göçük vardı. kendi salaklığıma kızıyorum zaten, bir yandan arkadaş da of ya benim yüzümden oldu, seni lafa tuttum diye söyleniyor. ona, onunla ilgisi olmadığını, benim hatam olduğunu söylüyorum. bir yandan da kendime kızıyorum aptal gibi hareket yaptığım için. o yol boyunca sızlandı. ben, o kendisini suçlamasın diye çaba sarfettim. anlayacağınız berbat bir akşam oldu, güne puanım sıfır. o köşeyi mızrak gibi yapan mimarın da elinin ayarını öpeyim ama yine de benim salaklığım olması canımı sıkıyor.
devamını gör...
4449.
tum denyolar gene bu baslikta toplanmissiniz bakiyorum. naber lan, sevimsizler. evet.
devamını gör...
4450.
bir mekanda kıvanç tatlıtuğ'un yan sanayi ürününe benzeyen bir eleman görmüştüm. bugün aynı yerde yan tarafta oturuyor arkadaşına bir şey anlatıyordu. benim, insan sesini duymamak için aldığım bas tonları kuvvetli veren kulaklığı bile aşıp, çok rahatsız edici bir şive ve tarzda, eften püften konularda kafa ütülüyordu. tadım kaçtı ve bununla takılan kadınlara bol şans dileyerek kalktım. insanların çoğu ebu cehil karpuzu gibi ''kokusu güzel, tadı iğrenç''
devamını gör...
4451.
odak sorunu yaşıyorum, kafamda kurduğum yapacağımı söylediğim hedeflerime isteğim olsa da hırsım, gücüm yok gibi harekete geçmekte güçlük çekiyorum. ve anı yaşıyorum. yarını düşünerek değil şu anki keyfime bakarak ilerliyorum. kendimden verim alamıyorum. gerçekten sıkıldım ilerleyemiyorum.
devamını gör...
4452.
aniden gelen "keşke böyle olmasaydı" hissi.
...
ne uyku bıraktın ne başka bir şey
devamını gör...
4453.
ne yapmaya çalıştığını görüyorum ama neden yapıyorsun anlamıyorum.

anladık egonu benim enerjimle besledin, ben de seni fazlası ile şişirdim hani çok pişmanım da şimdi uyandık canım senden de uyandık.

allah büyük bakalım.
devamını gör...
4454.
devamını gör...
4455.
zihnimi susturamıyorum.
devamını gör...
4456.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
4457.
özlem aşkın mı, acının mı öyküsü?
devamını gör...
4458.
şu hava bir düzelsin artık ya.
devamını gör...
4459.
işten gelince iş kıyafetlerimi makineye atmıştım, beklerken uyuyakalmışım, şimdi uyandım ve feci derecede açım. canım bol mantar soslu makarna istiyor çünkü ayda 30 gün günde 2 öğün dışarıdan yemek sipariş vermekten 6 ay sonraki maaşımı 3 ay önce yediğim için iflasın eşiğine geldim. 16 şubat doğum günüm kendime bir ton hediye almam lazım, biraz kendimi tutayım da o gün kendimi hediyelere boğayım. ulan keşke evli olsaydım kocam bana makarna yapardı. makarna yapsın diye biriyle evlenmek sjsjsjjs tövbe estağfurullah jshhs.
8 4 vardiyasını bu hafta iş kazasız bitirdik çok şükür. 12 8 vardiyasına döndük, en sevdiğim.
şeyi söylemiş miydim erkek olup lise 1 kız öğrencisi gibi trip atan, küsen erkeklere ayar oluyorum. millete adam gibi adam şahsi oğlanlar düşerken bize düşen helelehölölere bak allahım kafayı yersin ya. neyse gideyim çamaşırları asayım, merdivenleri yıkayayım, makarna suyu koyayım, sonra avrupa yakası açıp peteğin dibine kıvrılayım.
devamını gör...
4460.
içimdeki polyana öldü.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim