4701.
o zamanlar 11-12 yaşlarındayım. ramazan bayramı arefesine bir gün kalmış. hoca camide vaaz ediyor ve diyor ki: arefe günü mezarlıkları ziyaret edin. kabirdekilere dualar okuyun... ölülerin ruhları o gün dolaşırlar ve sizden dua isterler...

evet o son cümlede benim gözler faltaşı gibi açılır, 6-7 yaşlarındaki fırlama biraderle bakışırız ve korkarız bir an. sonra eve geliriz. o gece gözüme uyku falan girmez. dedem mi gelcek lan! oha! anasını satim dedem gece yarısı basarsa burayı sıçtık olm! gibi düşüncelerle uyuyamaz ve yatakta patinaj çekerim.

neyse sabah olur babam bizi halil amcalara ispiral* almaya yollar. halil amcaların evi de mahallenin aşağısında kalan evlerden biri. var bi 500 metrelik yokuş aşağı. haliyle yol kenarı caminin yanından geçeriz ve mezarlıktır yanı. güzergahı aşağıya bırakıyorum.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sonra yola koyuluruz biraderle. mezarlığın yanından geçerken bir anda dua edenleri görürüz. tabii arefe günü o gün. aklımızda ruhlar alemi ve ferruh. bir de bakarız ki dua edenlerin arasında kadın kılığında ama baştan aşağıya bembeyaz birini görürüz uzaktan. onu ruh zannedip topuklarız geri eve doğru. ama babamdan da korkarız. napıcaz, nası alcaz ispirali? diye düşünürken tarlalardan gitmeye karar veririz. aha bu da yeni güzergah:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yolun uzaması bir yana tarla aşağı koştura koştura gideriz, geç kalmamak için zaman kazanırız. halil amcaların evine gelir ispirali alırız ve aynı güzergahtan eve geri döneriz. mezarlıktan ne kadar uzak o kadar iyi düşüncesiyle bir garip yarı çember çizeriz.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
en sonunda yokuş yukarı soluk soluğa eve varıp ispirali de babama verdikten sonra yukarı eve çıkarız ki bir de ne görelim? misafirler gelmiş eve, aralarında o beyaz ruh! ruh dediysem babamın halasıymış o. beyaz giyinmiş baştan aşağı ananasını satim. başörtüsü beyaz, üstündeki boydan boya elbise beyaz, ulan çorapları bile beyaz çorapları! la dikkatlice baktım da baş örtüsündeki oyalar bile beyaz azına sıçimm. bu ne manyaklıktır yarabbi! ben içimden sövüyorum burnumdan soluyorum ama birader zıpır ağzından düşmez küfür. senin giyceen elbiseyi ***im. ***na koyim o kadar yolu boşuna mı çektik. demesiyle annemin üstüne kapaklanması bir oldu sdfgh

ulan yol dediği de en fazla 500 metre uzattık. ama tabii oruçluyuz ve aceleyle yokuş çıkıyoruz yorulmuştuk baya. bu da böyle bir çocukluk ve ramazan anısıdır. adi ayırlı geceleee o/
devamını gör...
4702.
birini sevince insanın içi gürül gürül akan bir şalele gibi oluyor. ben bu hissi tatmayalı uzun zaman oldu. sevildim çok, sevmeyi de denedim. ama olmayınca da olmuyor.

bir adam vardı yıllar önce, çok sevmişti yaralarımı. beni anlamak için zamanından epey çalmış, çabanın kitabını yazmıştı. çok istedim onu sevmeyi. hatta bir dönem sevdim belki ama geçmiş yaralarımdan kurtulamayacağımı anlayınca terk ettim onu. daha fazla zamanını çalmak istemedim.

şimdi düşününce “keşke onunla kalsaydım” diyorum. kimse içime öyle güzel bakmadı bir daha. insan belki de sadece bir kez öyle güzel seviliyor. kader diye bir şey var mı bilmem ama karma mı artık ne haltsa, yüzümü güldürmedi ondan sonra. neyi tutsam elimde kaldı. gerçekten sevilmenin kıymeti de boğazımda ukde kaldı.
devamını gör...
4703.
bazen insanın içi daralır nedenini bilmeden. sanki göğsümün ortasında görünmez bir yumru var. ne ileri giderim ne geri dönebilirim. içimdeki boşluğu tarif edemem ama hissederim; taş gibi ağır. ne dışarı çıkmak isterim ne de evde kalmak. insanlarla konuşmak istemem ama yalnızlığa da katlanamam. her şey fazladır, her şey biraz eksik. bir sigara yakarım belki açılırım diye ama duman da aynı sıkıntının içinden geçer havaya karışmadan önce bana uğrar.

bazen diyorum insanın kendinden kaçmak için nereye gidebilir ki? hangi sokağa girsem, hangi köşeye saklansam yine kendimle yüz yüze geliyorum. aynada gördüğüm yüz benim mi hâlâ? yoksa yıllardır üstüne basa basa şekillendirdiğim bir yabancı mı? kendi sesim bile yadırgatıyor bazen. konuşuyorum kelimeler dökülüyor ama sanki ben söylemiyorum onları. içimde başka biri varmış da o konuşuyormuş gibi. ve ben sadece dinliyorum.

bir müzik açsam diyorum belki sesler taşır beni ama her nota daha da derine çekiyor. kitap okusam kelimeler boğazıma diziliyor. insan kendi kafasının içinde sıkışınca dünya ne kadar geniş olursa olsun dar geliyor. dışarıda hayat akıyor ama ben sadece bakıyorum. gözlerim açık ama sanki hiçbir şey görmüyorum. sadece içimde dönüp duran düşünceleri izliyorum bir girdap gibi beni içine çeken.

belki de en kötüsü bu sıkıntının ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini bilmemek. belirsizlik insanı yavaş yavaş kemiren bir kurt gibi. her gün biraz daha oyuyor içimi. ama hayat sanki hiçbir şey olmamış gibi sürüyor. gün doğuyor, insanlar sokaklara dökülüyor, kahveler taşırıyor masaları. herkes bir şeylerin peşinde. bense sadece kendimden kaçıyorum. ama nafile. en karanlık gölge insanın kendi içinde sakladığıdır.
devamını gör...
4704.
istediğim olmayınca "acaba çok mu şey istiyorum" diye düşünüyorum son günlerde.

bitmeyen muhabbet,
seven bir kalp,
düşünceli davranışlar,
sarılınca sıcaklığını hissedeceğim bir çift meme...

bunlar lüks olmamalı ya, çok görülmemeli bence bana.
devamını gör...
4705.
allah adı verdim artık yakamdan düş.
sapıkmışsın gibi seni engellemek istemiyorum ama sonunda olacak olan bu. bir insanı bir yere davet ettiysen ve hayır yanıtı aldıysan bunu sal. karşındaki insan sana açık açık bana 3 günde bir aynı soruyu sormaktansa durduğun yerde durup karşı taraftan mı artık teklif beklesen diyorsa amaç nedir arkadaşım amaç nedir?

yapışıp kalıyorsunuz sülük gibi ya, kurtulamıyor insan. kendi dünyanızda bir şeyler yaşıyorsunuz ne yapıyorsunuz anlayabilmiş değilim. sen böyle yapıştıkça ben tedirgin oluyorum salsan kendi halime 50 kere gel bira içelim demiştim.

allah rızası için deli meriçler de uzak dursun benden ya. herkes uzak dursun hatta mümkünse.
devamını gör...
4706.
başlığı biraz okudum sağlıklı bir tane insan evladı yok. buna ben de dahil. normalde böyle şeyleri buralara yazmam ama bazı şeyler çok üst üste gelmeye başladı. aile tarafı bir yandan, kendi sağlığım bir yandan, bağzı kişisel çöküntüler bir yandan… uzun zamandır hiç böyle kapana kısılmış gibi hissetmemiştim. camı açıp yeter silkicem ama haaa diye bağırmaya az kaldı.
devamını gör...
4707.
kalp atacağım , hepinize assagidaki kalp den .
devamını gör...
4708.
çok iyi nickaltları yazabilirdim ama panikledim ve hepsini aynı anda düşünmeye çalıştım bu yüzden de düşünemedim
düğünde takılan altınları sayabilen insanlara saygı duyuyorum
devamını gör...
4709.
masum bir dokunuşun peşine takılan bir anlık hevesti bizimkisi
en umulmadık anında son bulan
ve de sınırların ötesine taşan
bir düştü belki
sırf bu yüzden uyandırıldık
basitçe ve bencilce
ucuz bir ruh gibi kullanıldık
kukla misali..
devamını gör...
4710.
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
devamını gör...
4711.
terk edildim sözlük. toksik bir flörte kapıldığım için 10 senelik sevgilim tarafından terk edildim. özür diledim, pişmanım dedim ama kabul etmedi. bir şey diyemiyorum, bu hikayede suçlu olan taraf benim, lütfen ilk taşı en günahkar olanınız atsın.

ve ben de bu acı gerçeği kabullenebildikten sonra her yıkık erkek gibi soluğu spor salonunda aldım.

şimdiye kadar 5 kez 100 kilonun üzerine çıktım ve her seferinde 20 kilo vererek 82-85 kilolara tekrar düştüm. bu sefer 98 kiloyum. 98 kiloyum dediysek şişman damgası vurmayın. göbeğim hiç olmadı. 106 kilo olduğum en ağır zamanımda bile belim göğsümden çok daha inceydi ve gayet orantılıydım.

haftanın 3 günü koşu günüm. her bir seferinde 23 km koşuyorum. koşmak iyi geliyor. günahlarımdan kaçıyorum sanki.

ağırlık kaldırmak beni rahatlatıyor. vicdanımın ağırlığını böyle unutuyorum. biliyor musunuz? squat yaparken bazen gözlerim kararıyor, bayılacakmışım gibi hissediyorum, gözlerimin önünde yıldızlar uçuşuyor, işte tam o anda burnum kanıyor, kendi kanım genzime kaçıyor, demir tadı geliyor, işte o zaman bir mucize oluyor sanki ve kendime geliyorum, acılarım bana bir güç veriyor ve dizlerimden bedenime dalga dalga yeni bir güç yayılıp ayağa kalkıyorum. deadlift yaparken bar eğiliyor lan, o an kendi gücümü görüyorum ve kendi kendime hayran oluyorum, gülmeyin. şu an özsaygımı kaybettim ve kazanmanın başka bir yolu yok!

6 ağustos doğum günüm, o tarihte 80-83 kg demirden bir adam olacağım ve kendime en güzel doğum günü hediyesini vereceğim, söz veriyorum.

aylık olarak süreci fotoğraflayıp sürecin sonunda paylaşacağım, sizden ricam sevdiklerinize değer verin ve onları üzmeyin, kırmayın. bazen size mutluluk veren şeyler o kadar sıradanlaşıyor ki değerini yokluğunda anlıyorsunuz. keşke zamanı geri alabilsem.
devamını gör...
4712.
gotikler değil de cosplay hatunlar çok bambaşka bir olay hojam. değerleri bilinmeli, el üstünde tutulmalı ve baştacı edilmeliler. hatta anayasada kendileri için özel bir madde çıkarılmalı.

tanrım bu iki oluyor. lütfen kaderime update yaparak daha fazlasını gönder <333.
devamını gör...
4713.
şahane bir hava var, balkonu açtım, tanım giriyorum. içeriye mis gibi temiz hava kokusu geliyor. nihayet iftar davetlerim başladı.
akşam çok güzel olmalıyım. hazırlanma hevesi beni mutlu ediyor.
yani hava güzel, kuşlar uçuyor, daha ne ister bir insan.
devamını gör...
4714.
geçen sene bu zamanlar uyanmaya başlamıştım. ah be ne güzel uyanmışım gerçekten. dünya varmış.

bazen hala aklım almıyor bir insan kendine neden bunu yapar düşünüyorum. bulamıyorum. nasıl bir çaresizlik, nasıl bir yalnızlık, nasıl bir dünyanın sonunda yaşıyormuşum hissi. anlatmaya çalışıyorum ya anlatamıyorum yani içinden geçtiğim her hali.

her işte bir hayır var. her işte. ilk başta kabul etmekte zorlandığım her bir detay benim bu güzelliğim içinmiş.

çok şükür beeeeee.

o zamanlar şu şarkı ile nefeslenmişim. hep birlikte dinleyelim.

devamını gör...
4715.
ateist olduğum için bu işlerden pek anlamıyorum ve meraktan soruyorum :
bu kadar hırsızı, yalancıyı ve ahlaksızı alkışlayıp ardından oruç tutmak
namaz kılmak nasıl bir duygu? çok merak ediyorum ?
alnı secdeden kalkmayan arkadaşlar şu konuya bir açıklık getirseler...... ?
devamını gör...
4716.
hepinizi seviyom. kıhkıh
devamını gör...
4717.
düşman değiliz sen anlayana kadar benimle konuşmayı hak etmiyorsun. bence burayı komple bir elden geçir başa sar tekrar tekrar oku,dinle,anla.. beni yargılayıp cezalandıracağına kendine bak önce. hatayı kendinde ara.

sen neden diğer insanlar gibi değilsin sen neden normal değilsin diye sarsmak istiyorum seni. bazı duygulardan ve gösterme anlama becerilerinden çok yoksun birisin. verdiğin tepkiler bile beklenilen değil ve olması gereken hiçbir şeyi yapmıyorsun. niçin normal davranamıyorsun aman tanrım nasıl bir sınavsın sen hiç bitmiyor?

ulan ne üzücü sen bambaşka şeyler düşünüyor iyi niyetle olanla bitenle başa çıkmaya çalışıyorsun karşındaki halen seni yargılayıp cezalandırıyor bir de bu insan evladına aile kavramını atfediyorsun.
yazık ya. yazıklar olsun. yani senden cidden haz etmiyorum ve biri hayatıma girsin gel desin kaçıp gideceğim arkama bakmadan. zerre hatıralara saygın yok senin.
yok ol o zaman. varlığının kıymeti bile yok benimkini harcayanın..*
devamını gör...
4718.
yenisi için eskinin tamamen yıkılıp yok olması gerekir derler.

son 3-4 yıldır hayatımda kırılmadık dalım kalmadı ( ailem hariç ) zaten onlar da olmasaydı bu süreci bu kadar kolayca aşamazdım.

ama bu yıkıntılar içimde öyle devasa bir boşluk oluşturdu ki, eskiden eminim dediğim hiçbir şey için artık eminim diyemiyorum.


değer yargılarım bile boşa çıktı sanki, iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış hepsinin mahiyeti değişti.

şimdi daha iyi anlıyorum ki bu değerlendirmelerin hepsi benim şahsi yorumumdu ve asla hakikatin kendisi değildi. zaten kanaatimce hakikatte tek değildir herkesin hakikati kendine göre değişir yani yoruma açıktır.

kafamı yoran şey ise şu, bu yıkıntılardan oluşan bu devasa boşluğu neyle doldurmak gerekir?

bu benim sığ yorumlarımla dolmaz artık o kesin, e bunu anladıktan sonra eskisi gibi olamam bu da net.

o zaman geriye üretebildiğim tek seçenek kalıyor, akışa bırak akışta kal. kal hele bir bak bakalım yol seni nereye götürecek?

direnmeyi bırak, her şey güzel olacak lan!
yeter ki herşeyin ama her şeyin sadece basit bir ilüzyondan ibaret olduğunu bilerek yaşa. takılma, kapılma, yıkılma hepsi geçecek sen yola devam et.
devamını gör...
4719.
üstümde eşek ölüsü varmış gibi bi ağırlık var sözlük. kolum kanadım kalkmıyor. üstüne baş ağrısı ve mide bulantısı da cabası. bu lanet mevsim geçişlerinden kesin. zaten yazı sevmiyorum, güneş ile aramız limoni. gündüz tüm gün uyumak istiyorum gece de asla uyumak istemiyorum. evden dışarı adım atmak istemiyorum, insan sesine tahammül edemiyorum, yemek yemiyorum. üff yazarken daraldım. çıkmam lazim bu kafadan. yay burcuyum ben silkelenip kendime gelmeliyim.
devamını gör...
4720.
yine kafamı duvarlara sürtmek istedigim bir günden merhaba. hiçbir şeyin iyiye gittiği yok. daha doğrusu iyiye gidiyormus gibi göründüğünün farkındayım ama bundan hislerimin haberi yok. hâlâ bok çukurunda debelenip duruyorum. çok yoruldum allahım nolur beni kurtar
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim