sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
5041.
karnım ağrıyor ve kan tahlillerim önce akut pankreatit gösterdi şimdi iste hiçbir şey göstermiyor. ağrım geçmiyor. üşüttün diyorlar ama bu üşütmek değil. iyi hissetmiyorum. psikolojik olarak da yıkılmama ramak kaldı. apandisit de değilmiş, e ne o zaman? lütfen artık bir teşhis alabilir miyim iki gündür tabiri caizse imanım gevredi. yorgunum, korkuyorum ve bilmiyorum.
devamını gör...
5042.
arz’a ilk menfur cinayet düştüğü gün, habil’in kabil’i öldürdüğü o lanet günden beri insan bitip tükenmez bir cinnet’e düşüp kuyruğundan başlayıp kendini yiyen bir yılanın öz kiniyle hemcinsini öldürmeye devam etti.
işte bu; be, vav ve ra’nın hikayesidir.
kaç gün yerinden yurdundan uzak kaldın, kaç mevsim, kaç yıl geçti? ahıska artık rüyalarından bile çıktı, rüzgarda harelenen çayırlar, o çayırlarda yelelerini savura savura koşturan tüyleri çarkta yeni bilenmiş bir balta ağzı gibi parlayan bakmaya kıyılamayacak güzellikte yaban atlar, gürül gürül akan köpüklü dereler, o derelerde baş gösteren gümüşten balıklar, kokusu zamanı unutturan uçsuz bucaksız bir köknar denizi, o köknar denizinden boy veren altından bir güneş, hepsi çocukluğumdan kalan eski bir masal artık.
kaç gün üzerine yağan berfi silkeleyerek uyandın? bu kaçıncı gün yağan yağmuru sırtında kuruttun? kordan kavuran güneş ufku cayır cayır yakarken son yudum suyunu ciğeri sönmüş bir karayılana içirip kaçıncı kez yaralarından sızan kanı kana kana emdin?
şimdi can yoldaşın, kan kardeşin, uykularını, aşını, umudunu ve hüznünü paylaştığın adamdan arta kalanları sırtına vurup ailesine teslim edeceksin, ne ağır yük!
vatan sana minnettardır baver! bir cennet varsa senin hakkındır!
işte bu; be, vav ve ra’nın hikayesidir.
kaç gün yerinden yurdundan uzak kaldın, kaç mevsim, kaç yıl geçti? ahıska artık rüyalarından bile çıktı, rüzgarda harelenen çayırlar, o çayırlarda yelelerini savura savura koşturan tüyleri çarkta yeni bilenmiş bir balta ağzı gibi parlayan bakmaya kıyılamayacak güzellikte yaban atlar, gürül gürül akan köpüklü dereler, o derelerde baş gösteren gümüşten balıklar, kokusu zamanı unutturan uçsuz bucaksız bir köknar denizi, o köknar denizinden boy veren altından bir güneş, hepsi çocukluğumdan kalan eski bir masal artık.
kaç gün üzerine yağan berfi silkeleyerek uyandın? bu kaçıncı gün yağan yağmuru sırtında kuruttun? kordan kavuran güneş ufku cayır cayır yakarken son yudum suyunu ciğeri sönmüş bir karayılana içirip kaçıncı kez yaralarından sızan kanı kana kana emdin?
şimdi can yoldaşın, kan kardeşin, uykularını, aşını, umudunu ve hüznünü paylaştığın adamdan arta kalanları sırtına vurup ailesine teslim edeceksin, ne ağır yük!
vatan sana minnettardır baver! bir cennet varsa senin hakkındır!
devamını gör...
5043.
çocukken ne güzel kavga ediyorduk kafa göz dalıyorduk tüm enerjimizi sinirimizi atıyorduk, birine sinirlenince direkt kavgaya tutuşuyorduk. şimdi büyüdük diye beyinsiz herife laf etsen davalık olup hayvan gibi cezalar yiyorsun, böyle kuralların ta a**
devamını gör...
5044.
bugün saçımı kestirmeye gittiğimde berberim "sende beyazlar iyice başlamış" dedi. olacağını bildiğin ama asla olmayacak gibi gelen anların ilkiydi benim için. konu saçlarımın beyazlaması değil aslında.
devamını gör...
5045.
yeter artık gerçekten yeter istemiyorum artık hiçbir şey sadece çığlık atmak istiyorum.
devamını gör...
5046.
ekşi sözlükten gelen çöplerle birlikte kadın düşmanlarının sayısı arttı. akış çöp yığınına döndü. engelle engelle bitmiyor bi de bunlar. sorsan "geyik yapıyoz yea" diyecekler. tiksiniyorum sizden de, sizin komik olmayan, akıl ve mantık dışı tespitlerinizden de!
devamını gör...
5047.
sana ne söylesem boş! yırtmışsın perdeyi eylemişsin viran...
devamını gör...
5048.
her şey çok fazla aynı. bunu dile getirmek de öyle.
devamını gör...
5049.
bazı anlarda bazı duygular çok tanıdık, çok zor, çok üzücü.
bugün sanki dışardan kendimi gördüm bir kez daha. nasıl geçmiş bunca zaman böyle.
ben ne yapmışım, neler yaşamışım. kendime bunu niye yapmışım. hala kendimi affedemiyorum galiba. canım kendim.
bugün sanki dışardan kendimi gördüm bir kez daha. nasıl geçmiş bunca zaman böyle.
ben ne yapmışım, neler yaşamışım. kendime bunu niye yapmışım. hala kendimi affedemiyorum galiba. canım kendim.
devamını gör...
5050.
yarın biri alttan aldığım dersin sınavı olmak üzere 3 tane vize sınavım var, stresten başım çatlıyor. okuduğumu anlamıyorum, bana şans dileyin lütfen.
devamını gör...
5051.
durmak da ilerletir
devamını gör...
5052.
sabah annemin telaşlı sesiyle uyandım. karşı komşunun kızı rahatsızmış acile gitmeleri gerekiyormuş. bunu geçen sene neredeyse her gün yaşıyorduk babam yönünden. o hissiyatla apar topar hastaneye götürdüm kadını kızıyla. gittiğimiz hastane, babamın ölümün kıyısından döndüğü bir yatış süreci geçirdiği hastaneydi. onları içeri bıraktım ve kapısında bir sigara yaktım. sabahın 7’sinde o kapıda hüngür hüngür ağladım. “bazen iyileşmek istemeyiz. çünkü çektiğimiz acı, kaybettiğimizle aramızda kalan son bağdır.” diye bir alıntı görmüştüm. böyle anlarda aklıma o geliyor ara ara. babamın kaybından beri hiç doğru düzgün içmemiştim. hep tadımlık bir şeyler. ola ki bir duygu yoğunluğu yaşarım da bununla başa çıkamam diye. bugün böyle bir an yaşamışken o gün bugündür deyip bir şişe viskiyle döneceğim eve. bu da iyileşme sürecinin bir parçası nihayetinde.
devamını gör...
5053.
çok mutlu bir hayatımız vardı. umarım şu günler, o yakıp yıktığın günlere değmiştir!
devamını gör...
5054.
nefesi bile alıp geri veriyoruz. hiçbir şey bizim değil.
senol gunes
devamını gör...
5055.
ah benim aşk bağım, ah benim gönül dağım. nerdesin ki şu an, ne yapıyorsun mesela, kimler var hayatında? yapabildin mi istediklerini ya da sevdin mi yeni birisini? ah, sevdin tabii…
biliyor musun, aklıma bu geldikçe canımdan can gidiyor ve sana öfkem artıyor. bu yüzden söylemek istediğim birçok şey olsa da sözlerime devam edemeyeceğim.
biliyor musun, aklıma bu geldikçe canımdan can gidiyor ve sana öfkem artıyor. bu yüzden söylemek istediğim birçok şey olsa da sözlerime devam edemeyeceğim.
devamını gör...
5056.
sözlük yazarlarını orta parmak gösteren bir arkadaş var ha işte o. ona diyorum ki ya işte böyle. o sürekli kullandığın parmağın mı.
devamını gör...
5057.
bayır domuzu gibi oldum...
devamını gör...
5058.
paradan daha önemli şeyler vardır,daha çok para
devamını gör...
5059.
küfür etmeden nasıl yapabiliyorsunuz? ben kendimi çok zor zapt ediyorum da. fazla kalıcı olmam buralarda.
devamını gör...
5060.
aslına bakarsanız hiçbir zaman ana kuzusu biri olmadım.
mezarının başında düşünüp dururken, içimden acı bir tebessümle şu soruyu yönelttim kendime “kaç kere başımı okşadı?”
hatırlamaya çalıştım.
hafızamı epey zorladım.
birlikte geçen koskoca 34 yılı gözümden geçirdim.
fakat tek bir anı hatırlayamadım.
yanlış anlaşılmasın, bu; annemi suçladığım bir soru değildi asla.
kargaşayla geçen bir ömürde; birbirimize nasıl yetişememişiz, o ana-oğul ilişkisini nasıl yaşayamamışız hissinin yarattığı, hayata dair acı bir sitemdi sadece.
zaten annemle birbirimize olan bağımız hep farklıydı.
avatar filmini izleyenler bilir. avatar evreninde ehlileştirilmemiş, at gibi üzerine binilebilen ve uçma yeteneği olan bir tür efsanevi hayvan, ve o hayvanın başından sarkan saçakları vardır. eğer onu kontrol etmek isterseniz, kendi saçınızla o saçakları birbirine bağlamanız gerekmektedir; elbette o sizi öldürmeden..
bu bağ sağlandığında ise onun sadece binicisi değil, aynı zamanda ruhunuza yeni bir varlığı tanımlamış oluyorsunuz. artık o sizsiniz, siz de o.
bir bütünsünüzdür. acısı ve tatlısıyla.
işte annemle olan bağım tam olarak böyledi.
bir bütündük.
ve yaşadığımız tüm her şeyi gözlerimize bakarak anlardık.
konuşmamıza gerek yoktu.
ne hissederdik bilirdik.
ve birbirimizi utandırmazdık.
o’nun hüznü benim, benim hüznüm o’nundu.
benim neşem o’nun, o’nun neşesi benimdi.
çok şey istiyordum annem için.
allah şahit, mutlu olması için her şeyi yapmaya hazırdım.
ama işte.
hayat her zaman isteklerinizi karşılamanıza müsaade etmiyor.
yakalandığı hastalık her şeyi engellemişti.
kaybedeli bugün tam bir yıl olmuş.
zaman nasıl böyle hızlı geçmiş inanın hiç anlamadım.
insan, zamanın ve bu zamanın içinde yer alan sevdiklerinin her anının kıymetini bilmeli.
bunu kaç kişi okur bilmem ama yine de yazacağım.
ölüm gibi bir gerçek varken, hırsa ve kalp kırmaya hiç gerek yok.
umarım gittiğin yerde rahatsındır güzel gözlüm.
umarım ellerin ve ayakların beni büyütürken olduğu gibi kuvvetli,
sesin bana seslenirken olduğu gibi gür,
kalbin asla kırık değil,
kucağın sımsıcak ve şefkatli,
gözündeki hüzünlü bakış son bulmuş,
umarım başın okşanıyor
ve çok mutlusundur.
mezarının başında düşünüp dururken, içimden acı bir tebessümle şu soruyu yönelttim kendime “kaç kere başımı okşadı?”
hatırlamaya çalıştım.
hafızamı epey zorladım.
birlikte geçen koskoca 34 yılı gözümden geçirdim.
fakat tek bir anı hatırlayamadım.
yanlış anlaşılmasın, bu; annemi suçladığım bir soru değildi asla.
kargaşayla geçen bir ömürde; birbirimize nasıl yetişememişiz, o ana-oğul ilişkisini nasıl yaşayamamışız hissinin yarattığı, hayata dair acı bir sitemdi sadece.
zaten annemle birbirimize olan bağımız hep farklıydı.
avatar filmini izleyenler bilir. avatar evreninde ehlileştirilmemiş, at gibi üzerine binilebilen ve uçma yeteneği olan bir tür efsanevi hayvan, ve o hayvanın başından sarkan saçakları vardır. eğer onu kontrol etmek isterseniz, kendi saçınızla o saçakları birbirine bağlamanız gerekmektedir; elbette o sizi öldürmeden..
bu bağ sağlandığında ise onun sadece binicisi değil, aynı zamanda ruhunuza yeni bir varlığı tanımlamış oluyorsunuz. artık o sizsiniz, siz de o.
bir bütünsünüzdür. acısı ve tatlısıyla.
işte annemle olan bağım tam olarak böyledi.
bir bütündük.
ve yaşadığımız tüm her şeyi gözlerimize bakarak anlardık.
konuşmamıza gerek yoktu.
ne hissederdik bilirdik.
ve birbirimizi utandırmazdık.
o’nun hüznü benim, benim hüznüm o’nundu.
benim neşem o’nun, o’nun neşesi benimdi.
çok şey istiyordum annem için.
allah şahit, mutlu olması için her şeyi yapmaya hazırdım.
ama işte.
hayat her zaman isteklerinizi karşılamanıza müsaade etmiyor.
yakalandığı hastalık her şeyi engellemişti.
kaybedeli bugün tam bir yıl olmuş.
zaman nasıl böyle hızlı geçmiş inanın hiç anlamadım.
insan, zamanın ve bu zamanın içinde yer alan sevdiklerinin her anının kıymetini bilmeli.
bunu kaç kişi okur bilmem ama yine de yazacağım.
ölüm gibi bir gerçek varken, hırsa ve kalp kırmaya hiç gerek yok.
umarım gittiğin yerde rahatsındır güzel gözlüm.
umarım ellerin ve ayakların beni büyütürken olduğu gibi kuvvetli,
sesin bana seslenirken olduğu gibi gür,
kalbin asla kırık değil,
kucağın sımsıcak ve şefkatli,
gözündeki hüzünlü bakış son bulmuş,
umarım başın okşanıyor
ve çok mutlusundur.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302