1681.
a**** k****** hayatı
devamını gör...
1682.
bazen öyle bir ruh hali geliyor ki, neden yaşıyorum diye düşüncelere dalıyorum. ne için bunca çaba, ter, gözyaşı, kan, hırs.

evrenin, var oluşundan yok oluşuna kadar olan toplam yaşını insan ömrüne göre modelledigimizde; 70 yıl yaşayacak olan bir insanın doğumunun ilk dakikalarindayiz henüz. yani evren, yaşam, bizler daha yeni var oldu. bu korkunç büyüklük ve bilinmezlik beni hem hayrete düşürüyor hem karamsarlığa .
devamını gör...
1683.
birkaç ay önce motosiklet aldım ve fark ettim ki burdan geçerim dediğin yerden geçemiyorsun ama burdan geçemem dediğin yerden geçebiliyorsun. garip
devamını gör...
1684.
ya birader, gelmişsin 45 yaşına. sabah kalkıyorsun alıyorsun eline telefonu bıdı bıdı, bıt bıt akşama kadar elinde. yaşının çeyreğinden az biraz büyük insanlar bir şeye heves etmiş. yok ben şöyle yapıyordum, yok ben size şöyle göstereyim, bugük bırakın yarın ben size şunu çıkarayım yapın. lan dal yaprak bu zamana kadar aklın nerdeydi demezler mi adama? bi süttür git ya.
devamını gör...
1685.
hani bir şeyler yazarken arada yapmak istediğimiz ekstra açıklamalar için yıldız simgesine tıklıyoruz ya *. ben bunu hep random gülmek için kullandığımdan mütevellit insanların da öyle kullanması gerektiğine kanaat getirmişim. bazen çok üzücü ya da depresif cümlelerin üstünde görünce "burada gülünecek ne var şimdi" diye kızarak geçiyorum. *
devamını gör...
1686.
bu gece dışarıdaki son gecem.
alışamadım ben özgürlüğe.


- çamaşırhaneden 15 günde bir gelen buruş buruş ve nemli çarşaflarda uyumaya alışığım ben..
- benim için "özgürlük", 9 mt.lik kalıp betonların dört tarafını çevrelediği 15 metrekarelik bir bahçede volta atıp, nöbet kulelerindeki askerlerin belli etmemeye çalışarak avuçlarının içinde içtiği sigaraya bakıp, dalga geçmekten ibaret.
- dışarıdaki hazır yemeklerdense, 5 lt.lik çay semaverinde, poşetin içinde yapılmış uyduruk tostu tercih ederim.
- dışarıda para harcamaktansa; haftada bir kez en fazla 500 tl.lik kantin fişini doldurmayı tercih ederim.
- ilk girişte büyük ihtimal maltepe açığa atarlar. açık cezaevinde iş'e gitmediğimi sorun çıkardığımı görünce, birkaç gün içinde ümraniye kapalıya postalarlar.
orada 3 ay rahat durursam, sevk hakkım doğar ve anadolu'daki küçük bir cezaevini tercih edip masraflarını öder giderim.

sana göre ne rezilce bir plan değil mi? ama böyle...

ve haklısın, ne anam ne de babamsın. "vızıklayıp durmamak için yakınında" bence gayet iyi ve işlerlerliği olan bir plan...
devamını gör...
1687.
sözlük, insanın hiç görmediği birine karşı kalbi hızla çarpabilir mi?
devamını gör...
1688.
isyan ile şükür arasında sıkışıp kaldım. hayır ortası da yok.

resmen iki kutuplu bir dünya içindeyim, şükrediyorum desem kalben değil isyan ediyorum desem nankörlük.

bilemedim buradan nasıl çıkacağım.
devamını gör...
1689.
bu adam ne zamandır yok nerede bu adam diye soran yok.
tesuf ederim
devamını gör...
1690.
her büyüyen kimse, arkasına bakar. ya anılarını çağırmak için ya da nefsini muhasebe etmek için. duyguları birbirine girer; bir tarafta geçip gidene pişmanlık, öbür tarafta gençliğe dönme temennisi, diğer tarafta vakıaya ayak uydurma, içinde bulunduğun evrenin tabiatını kabul etme ve onunla yaşamaya çalışma gayreti. bir yanda tövbe etme planları, diğer yanda da zamanında tadını çıkaramadığın şeylerin lezzetini alma hayalleri...
devamını gör...
1691.
puslu zamanların mahsulü olduğumuzdan mıdır bilinmez, tek bir cümle ile karşımıza çıkan her sorunu iyileştirebilecek kudrete sahip iken yek bir sessizlik ile etrafımızdaki güzellikleri çöpe çevirebilme hakkını tercih ederek inatla tüm yükü karşı tarafa devredip işin içinden sıyrılmaya çalışan dangalak bir nesiliz biz. olur olmadık anlarda iş olsun vakit dolsun anlayışıyla en münasebetsiz soruları sormasını çok severiz lakin bizi bu hale getiren nedir diye sorsalar düşünüp cevap veremeyiz. beslendiğimiz tüm cümlelerin müsebbibi olanların cümlesine sövmesini iyi biliriz de başkaları tek bir söz etse katiyen hazmedemeyiz...

sırları ağarmış, ağırlığından boynu bükülmüş aynalarımızdan uzaklaşıp yükü öteki evlerdeki aynalara devredebilsek keşke. yansımalarda görünen biz bu kez daha bir sahici olurdu da akıbetimiz bu denli karanlık olmazdı belki.
devamını gör...
1692.
(bkz: ama söylemeyip içine attıkları)
devamını gör...
1693.
bugün çok eklektikim.
devamını gör...
1694.
küsmek güzeldir..
arada bozuşmak, ters düşmek, bir süre görüşmemek.
ama bilirsin,
ilk sarılmada kaldığın yerden devam edeceğini.
çünkü kin yoktur.! nefret yoktur..!
yüz yüze her şeyi konuşmak vardır.
“senin bu huylarını sevmiyorum” diyebilmek vardır.
ama değiştirmeye çalışmadan.
çirkinleşmeden…!
onun olmadığı yerde ayrı,
olduğu yerde ayrı karakter olmadan.
çünkü sevgi vardır… anılar vardır…
ı̇nsan olmak vardır...
devamını gör...
1695.
beğenmesene olm beni. zirzop zirzop işler.
devamını gör...
1696.
biz burada birilerini tamamen nasıl engelleyebiliyoruz.
devamını gör...
1697.
bugün senin doğum günün. gittiğinden beri kaçıncı kez tekrarlanıyor sensiz, bilmiyorum. saymak da istemiyorum. geçen onca zaman boyunca aklıma düşmediğin tek bir gün bile yoktu. her gece sana seslendim, o eski güzel günlerimizi andım, seninle gülümseyip seninle ağladım, beni duyduğuna eminim. orada mutlu olduğuna inanmak istiyorum; hiçliğin ortasından anlam denizlerine akacağını ve bir gün orada bir yerlerde buluşacağımızı düşünüyorum. zamanın nasıl geçiyor bilmiyorum ama burası bıraktığın gibi. tek bir fark var o da bazı şeyler giderek daha da ağırlaşıyor, bazı yaralar iyileşmek şöyle dursun daha fazla sızlatıyor. senle beraber sanki bütün güzel cümlelerimi de alıp götürmüşsün, kelimeleri bir araya getirmekte zorlanıyorum. belki de hepsini oraya saklıyorum. gerginim, endişeli bir bekleyişin ağında debeleniyorum. iyi dileklere ve dualara muhtaç haldeyim. bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum dostum. ben sadece seni özlüyorum. bu biten senin hikayen mi, yoksa benim mi? gülümsüyordur belki hiç acımadan kalemi kırıveren. görünen ve görünmeyen şeylerin ardında kim bilir ne denli güzel anılar saklı. hangi şişenin içinden kurtulup okyanusa kavuşabildi o gemiler? uyurken uyanıverirsin derler, belki de öyledir ne dersin? olurdu ya neden olmasın, hayal kurmak bize serbestti hani? “and we all went to heaven in a little row boat. there was nothing to fear and nothing to doubt.” orası neresi bilmiyorum. öyle midir sahiden? mümkünse bari bu olsun, beni duy hadi, lütfen...

devamını gör...
1698.
birazdan işe gitmek için hazırlanacağım ve neredeyse hiç uyumadım. bunda çarşafın altından çıkan ayagima saldıran kedi parametresi de dahil.

yine herkesin kendini melek addedip karşı tarafı seytanlastiran bu tür başlıkları dolanırken
sevgiliyle x yapmak başlığına bir yazarın şöyle yazdığını gördüm "her sevgiliyle yapılmaz" ufff ama romantik bir cümle haa. bana nedense şunu cagiristirdi bu cümle "ya ben günübirlik takılacak insan bulamıyorum ama sevgili ayağına girip sevişmek için bir insanla oynamayı gayet etik görüyorum"


neyse sabah sabah insanlığa karşı yine nefretimi kusmak istemiyorum . ve bugün günlerden pazartesi sendromu. akşamüstü iş çıkışı gidip iki bira içme vaktim gelmiş.
devamını gör...
1699.
"bana sen gibi bakmadı kimse,
beni sen gibi öpmedi kimse.
sen nerden çıktın geldin"
devamını gör...
1700.
ankara'yı sel alırken kahve ve sigara eşliğinde koca yağmur damlalarının düşüşünü izlemeyi özledim. uykumdan üşüyerek uyanmayı, bu yüzden yorganı üstüme çekmeyi özledim.

gerçekten yeto.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim