4921.
daha neler duyup, görebilir ki insan diye sordukça daha fazlası geliyor.. bu kadar yüze gülerken yapmayın bunu yaaa.. cidden yapmayın..
devamını gör...
4922.
salağa yatarken uyuyakalma ihtimalimi düşünüp akıllılık etme niyetiyle alarm kurmuşum da, alarmın sesi için sevdiğim şarkıyı seçtiğimden dolayı rüyamda ritme kapılıp uyanamıyormuşum gibi dizi dizi sıralanan günler geçiriyorum.
devamını gör...
4923.
bayram ziyaretleri sebebiyle çoğunuzun da yaşamış olabileceği gibi akraba maruziyeti yaşadım biraccık.

yaşlı bir teyze var. teyze kadın maaş soruyor. normalde söylemeyi tercih etmem. mantıklı bi aralıkla beraber sordu soruyu. o civarlar dedim.

sonra ailene ne kadar veriyorsun, ailene para ver, ver ver, paraaaaa gibi şeyler geldi arkasından.

evlenmeden verebildiğin kadar ver diyor. leş bir zihniyet.
bu kısmı detaylandırmayacağım, sabah sabah sinirim bozulmasın. maalesef onun da kodlamaları böyle.

ben hem yaşlı kadını bozmayayım, bi de niye açıklama yapacağım kendi hayatımla ve beklentilerimle ilgili diye, gülümseyip geçiyorum.

annemle eve gidince dövüşeceğim ama. ortamda o da vardı ve sessiz kaldı. kadını da tanıyor o. ben, ulan kim bu kadın diye afalladım ama o cevap verebilirdi.
hani yok yaiaaa, biz hallediyoruz dese konu kapanacak. neymiş mesele, merak ettim. bi anda esra erol ortamı oluştu, ben de hayırsız çocuk. ne olmuş da neyi vermemişim. bekle beni anne. defterini düreceğim.

bi hediye almıştım ev sahibine. en son onun fiyatını sordu kadın. çok pahalı mı dedi. çok pahalı dedim. rahatsız olduğumu hissetti biraz berat albayrak teyze. ve şükür kapanışı yaptık.

bazen kendimi fanusta yetişmiş gibi hissediyorum.
devamını gör...
4924.
dort farkli kisi yasimi 19 sandi bugun. cok saskinim sözlük. en son operator degisikligi icin gittigim yerdeki abla da besincisi oldu. kucuk duruyosun dedi. kabul gunum mu bugun benim. buyudugumu fark ettirdiler gozume soktular. hayin insanlar
devamını gör...
4925.
ronaldinho'nun ingiltereye attığı frikik gibi sokmak istiyorum güm güm güm.
devamını gör...
4926.
türkiye'de kadın olmak başlığı'nı sol framede görememe sebebimin ne olduğunu düşünüyorum.

benim sözlükte mi bir sıkıntı var yoksa herkes mi göremiyor en son bugün 14:21 de entry girilmişken görememem ilginç.

(uygulamada görünüyor evet. tarayıcıda diğer tüm başlıkların görünmesine rağmen bahsettiğim başlık görünmüyor nedenini merak ediyorum)

edit: şu an itibarıyla başlık sol framede. nedenini öğrenememiş olsam da artık görebiliyorum.
devamını gör...
4927.
kafamı çok fena çarptım, fabrika ayarlarıma döndüm resmen.
devamını gör...
4928.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
4929.
kuralları da insan evladı koyduysa; yargı, adalet, hukuk gibi kelimeler kurulu düzeni korumaya veya iyileştirmeye yönelikse neye göre yaşıyoruz? yani bir kişinin koyduğu kuralı diğer bir kişi yıkabiliyorsa bütün bu çaba niye? her alanda, her mecliste bir karar veren varsa ve bu karar verici mercii bir insansa saf bir adaletten veya realizmden bahsetmek mümkün müdür? ya da verilen kararın yüzde yüz doğru olduğundan?
devamını gör...
4930.
kendimizle aynı fikirde olmayan; aslında bize bir zararı da dokunmayan insanlara saygı duymayı ne zaman öğrenicez acaba toplum olarak.
aynı düşüncede olmadığınız hiçbir insana hakaret edemezsiniz. onu kıramaz, aşağılayamaz veya incitemezsiniz vs.
sadece karşı fikrinizi belirtebilir ve tartışabilirsiniz ama haddinizi aşmadan.
devamını gör...
4931.
gerçeğin ne olduğunu bilmeme rağmen bilmiyormuş gibi yapmak zorunda kalmak artık midemi bulandırıyor.

bir de türk telefoma geçtiğimiz günün sabahını..
iki dertlenicez şarkıyı dinleyemiyorum bile doğru düzgün.
devamını gör...
4932.
hayat bize borçlu değildir.
devamını gör...
4933.
aranızda şuraya gelip iki satır çiziktirip, kafa dağıtıp, eğlenip deşarj olmak yerine gitar teli gibi gerim gerim gerilen arkadaşlar görüyorum. üzülüyorum. cidden.

olum dışarıda yeterince gerginlik yok mu zaten? az mı geliyor nedir, deli misiniz siz? :)
devamını gör...
4934.
hayat bize mutlu bir gelecek borçlu değil. çektiğimiz onca sıkıntı bize ileride muhteşem günler sunmayabilir. o sıkıntıları, gelecek olan günlere kefaret sanmayın. her şey daha da kötü olabilir.
devamını gör...
4935.
muhatabımız mı var, kime ne anlatıyoruz farkındalığı geldikten sonra sarmayan başlık.

hadi bu haftada hepinizi allah'a havale edeyim. ondan sonraki haftada bi başka havale ederiz *
devamını gör...
4936.
hayat bana 128 milyar dolar borclu
devamını gör...
4937.
ayrıntıda kaybolmasam şu anda başka gündem konularım olabilirdi. kendimi detayda boğuyorum.
devamını gör...
4938.
çok sıkılıyorum bugünlerde. sebebini bilmiyorum. hani beden kayıt tutuyor diyorlar ya onun etkisi mi diye düşünüyorum. ne bileyim ben yaaa.

ama bir şey var yani yok diyemem. iyi hissettiğim yerden kalmaya keyif almaya çalışıyorum farkındayım. ama biri dokunsa ağlayacağım galiba.

neyyyssssee.

noktayı koyduğum an çalan şarkı vay aww

tanrım ne demek istiyorsun anladığımdan emin değilim.
devamını gör...
4939.
uçsuz bucaksız bir köknar denizi içindeki köyümüze yılın ilk karı düştüğünde, doğa ölümün soğuk uykusuna yattığında, tüm yılanlar soğuk inlerinde birbirine sokulup gözlerini yumduğunda, kurbağalar donduğunda, mutlu insanlar tahtadan evlerinde teneke sobadan tavana vuran alev yalazlarını izlerken uyumayan bir canavar vardı.

kürdevanın kurtları.

kurnaz, güçlü ve güzeldiler. buzdan gözleri, kül rengi yeleleriyle ayaz değmiş berfi savura savura koşarlardı.

ama tehlikeliydilerdi de, ağıllarımızda koyunlarımızı boğazlardılar.

her evden nöbetleşe korucu dururduk, o gün ben ve kore gazisi muhabere eri dedem.

1950’de türk tugayı kore’ye ayak bastığında türkçe bilmeyen erler muhabere eri olarak vazifelendirildi. hepsi sırtlarında 40 kiloluk seyyar röleyi taşıyacak kadar güçlü, esir düştüklerinde tek kelime türkçe cevap veremeyecek kadar dilsizdiler.

rüzgarı önümüze alıp pusuya yattık, altımızda post, başımızda kıl papak kar örtülü, yılanlar kadar ölü, kurbağalar kadar donuk. kar altında nefes almayan ama yaşayan bir yaşlı diğeri çocuk iki kişi sahara geçidini gözlüyorduk.

dedem katarakt çökmüş dumanlı gözleriyle kürdevan’ı seçemiyordu bile. boyum kadar bir moskof mavzerinin üzerine yatmış, tento dürbününden karşı yamaçları seyrediyordum.

işte bir karga karakaya’da topçam’ın üstünden havalandı, dal üstünde birikmiş berf kristal bir yağmur gibi dalgalanarak yere döküldü.

bir kırmızı tilki dilini dışarı atmış arkasını kolaçan ede ede patileriyle buzunu kıracağı donmuş bir su birikintisi arıyor.

ben ağzımdaki armut kurusunu emiyorum, soluksuz bekliyorum, saatlerdir bekliyorum.

sonra sürü görünüyor. 3 taneler, havada uçan kuşlar gibi v düzeninde ilerliyorlar, havayı soluyorlar, birbirlerini gözleyerek, temkinli.

tetiğin boşluğunu alıyorum, hissediyor dedem.

-taledo ço, taledo diye fısıldıyor soluk verir gibi.

bekliyorum, şartul köprüsünden belli belirsiz bir rüzgar esiyor, insan teniyle hissedilmeyecek kadar hafif ama yapraksız kavakları tatlı tatlı eğecek kadar güçlü.

mesafe kuş uçuşu 300 metre kadar,

hava, durgun suyun yüzeyini cam kalınlığında donduracak derecede soğuk.

dürbünde artıkılın 4 yanında pas değmiş ince çizgiler var.

öğretildiği gibi, her 200 metrede bir, bir çizgi yukarı, hava don olduğu için iki çizgi kabul edilebilir.

bir çizgi de rüzgar payı için köprüye doğru.

fısıldıyor dedem;

-erti

-oriiii

-tetshvli, ço, tetshvliiii

son kelimeyi söylerken boşluğu alınmış tetik düşüyor, kürdevan yankılanıyor, tilki arka ayakları üzerinde sıçrıyor, elektrik tellerindeki kargalar yaylanarak uçuşuyor. teller bir gitardan akort alıyormuşçasına ritmik cıvlıyor.

en öndeki kurt karların üzerinde yuvarlanıyor.

kar kurdun kanıyla pembeye dönüyor. eğer sonunda ölümün korkunç gerçekliği olmasa, hoş bile sayılabilir bu pembe renk, sanki güzel bir çiçeğin yaprakları gibi.

bir canlının ömrü tükeniyor, başka canlıların yaşaması için.

kimin ölüp kimin yaşayacağına tanrıdan başka kim karar veriyor?

bu evrensel düzeni niye bozuyoruz düzen sağlamak adıyla, anlamıyorum, bilmiyorum!
devamını gör...
4940.
cahit zarifoğlu nun "herkes kendi işine baksın değil, herkes kendi içine baksın daha güzel." cümlesinin haklılığının olduğu günlerdeyiz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim