5201.

insanlar tanımlarını kendileri seçmez…
yaptıkları onlara bir tanım bağışlar!
ben senin eşinim demekle eşlik etmez bir insan sana.
babanım demekle manevi olarak babanın yerini doldurmaz.
dostunum demekle dostça davranmak aynı şey değildir.
aynı yolu yürümekle yoldaş olmak da hakeza…
tanımların içi dolduğu zaman isim kendiliğinden gelir.
sıfatlar da öyledir!
güzel geçinen hakiki güzel,
doğruluğuna krem sürdürmeyen gerçekten doğru olmayabilir.
kişinin aynası işidir.
ve gönül en güzel aynadır.
gönlünüze sorun;
bir insan bir yeri hakkıyla dolduruyorsa o insanın vasfı odur!
vasfının hakkını verenin her daim yoldaşı gönüldaşı olun.
vermeyene de selamet dileyin.
salın gitsin…
yol verin yürüsün.
siz de yolunuzu gönlünüzce yürüyün.
bırakın özünüz gürlesin!
özgür olun!
var olun!
devamını gör...
5202.
karşımdaki kadına fazla uzun süre bakmış olmalıyım ki o da ne ayak olduğumu algılamak için bana bakıyor bir süredir.

sapık falan değilim abla,yüz hatlarını inceledim sadece hoş olduğu için.
biraz daha inceleyesim var ama yanlış anlaşılmak istemiyorum, bu yüzden an itibarıyla bakışlarımı sona erdiriyorum.

hoşça kal.
devamını gör...
5203.
gece yarısı saat tam 12. mezarlıkta yaprak kıpırdamıyor. amaaaa… birden çalıyor darbuka!
tak tak tum tak!

uyanın uyanın, çilingir sofrası kuruldu! diye bağırıyor hayriye nine, elinde rakı şişesiyle, ama kendisi 1871 doğumlu!
ah be mehmet, ölmeden önce de dansöz gibiydin, öldükten sonra da durmuyorsun be adam!
mehmet dede, kemik kemik kalmış ama göbek hala atıyor. yanında cemil bey tef çalıyor, gözlüğü kafatasında durmuyor ama ritim şahane.

ortada mezar taşlarından yapılmış bir sahne, dj kabir başında, ezelden beridir bu bizim işimiz yazan bir pankart asmış.
remikslemişler:
salla ruhunu, bırak kasveti, ölüm dediğin ne ki?

mezar taşını yastık yap, dertleri de sal gitsin!

öyle bir halay kurulmuş ki, zincir olmuşlar. aralarında cinler, üç beş hayalet ve bir tane yanlışlıkla katılan canlı var kargocuymuş, navigasyon bozmuş.
abi ben paketi bırakacaktım ama ortam çok sıcak ya, bi iki tur döneyim, diyor.
şerruh amca da orada, ayağı takılmış, dans ederken mezarın içine düşmüş ama oradan da sarkıtarak halaya devam ediyor.

gece boyunca şenlik sürüyor. ruhlar diyor ki:
madem ölüydük, bari eğlenelim
hayat kısa, ölüm sonsuz, halay sonsuzdan da sonsuz....
devamını gör...
5204.
emin misin?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5205.
dün gece burada dehşet bir fırtına ve yağmur vardı.
geçen yıl diktiğim erik fidanımı kırmış. kalbim buruk. üstelik ikinci kırılışı bu. aynı benim gibi tutunuyor hayata.
budadım şimdi.
meyveleri vardı üzerinde onları da yiyorum şimdi.
devamını gör...
5206.
tabancanın hikayesidir;

gençtiler, birkaç yıl önce çocuk sayılabilecek kadar genç,

cehennemin demir kapılarını pençeleriyle sökebilecek kadar güçlü, alev alaz yangınlara tereddüt etmeden koşabilecek kadar cesur, ölüm soğuk nefesini yüzlerine üflediğinde gülümseyebilecek kadar deli, güzel bir kadının ayaklarının altından dünyayı çekebilecek kadar da yakışıklı.

ışıl ışıl gözlerle merakla bakıyorlardı şimdi, uzun ince bir masada son 120 yıldır kullanılan tüm tabancalara hayran gözlerini kırpmadan soluksuz.

bir tuğralı fn vardı en başta, peşi sıra makaralı bir luger, yüzüklü bir browning, sonra sırasıyla cz, ruger, beretta, bhp, kılınç, ve sar9

tüfeğini göğsünden sırtına kaydırdı, uzakta beydağı’nın karları yeni yeni eriyordu, ince bir rüzgar esti, genzine kayısı çiçeklerinin kokusu kaçtı.

dağlara yürünür icap ederse ölünür,
her şafakta ufuklardan gözlerim görünür,
tüfeğimin namlusuna sıçrıyor kanlar,
benim bu derdimden ancak dağlarım anlar!


hepsi istisnasız seviyordu tabancaları, sevmeleri yetmezdi ama bugün saygı duymayı öğreneceklerdi, sonra ustaca kullanmayı, güçlü bileklerinin bir uzantısı gibi vücutlarının bir parçasıymışçasına, nasıl tutacaklarını, tetiği nasıl ezeceklerini, gezin arkasından hedefi nasıl göreceklerini, nasıl soluk alıp vereceklerini, patlama sesinden irkilmemeyi, ellerine bazen boş bazen dolu habersiz tutuşturulduğunda bin kez deneyip bir makine gibi kusursuz ateş etmeyi öğrenene dek!

uzun ince masaya yaklaştı, kısa dört köşe namlusuyla en çirkin tabancaya eğildi. sürgüsü derin çizikler içinde bir rugerdi bu.

şarjörü çıkarıp sürgüyü geride bağladı, fişek yatağını şehvetle kokladı. kabzaya baktı hüzünle. 27 tane çentik vardı, kürşatın tabancasıydı bu. çin sarayını basıp canını veren kadim adaşı gerçek miydi bilinmez! ama bu kürşat gerçekti!

sonra öptü tabancayı, göğsüne hizaladı, kalbinin tam üzerine koydu, bir sevgiliyi göğsüne yatırır gibi.

gençlere döndü, uzun sarı bir çocuğun yanında durdu aniden. trakyalı bir pomaktı bu!

-sevgilin var mı lan? dedi!

-var! dedi çocuk, a’yı siren gibi biraz alçaltıp az yükseltip biraz da uzatarak.

kendi sevgilileri geldi gözünün önüne, ruhunu inleyerek akıttığı şuh kadınların şen kahkaları!

iki adım yürüdü, karayağız bir delikanlının yanında durdu, tömüklüydü bu, boynuinceli yörüklerinden. el ense çekercesine bir şaplak indirdi, sarsılmadı bile çocuk, kırık kulaklarına bakınca anladı, güreşçiydi demek.

-anan baban var mı lan? dedi!

-yerden bitmedim ya! diye gürledi çocuk, şamarın acısından yükselmiş bir sesle.

rugerin horozunu okşadı başparmağıyla, kendi anasını düşündü, kirpikleri nemlendi.

arkasını döndü buğulu gözlerini gizlemek için. bir hınıslının yanında oturdu. titreyişini saklayamadığı sesiyle sordu;

-kaç kardeşsin sen?

-segkiz dene! dedi erzurumlu!

ah keşke bir kardeşi olsun olsaydı, yoktu işte kimsizdi!

ayağa kalktı sonra, boğazını temizleyip rugeri tutan elinin tersiyle gözlerini sildi,

-sevgilin seni terk edecek lan, peşinden ağlayacaksın günler geceler boyu, anan baban sana yüz çevirecek, kardeşinle kan revan birbirine gireceksin! dedi!

sonra rugeri tutan elini kaldırdı,

-bu! dedi, senin iraden dışında ateşlemez, kanının son damlasına kadar aklın kendinde olduğu, tetik çeken parmağında gücünün son kırıntısı kaldığı sürece son kurşununa kadar senin yanında olacak, senin kanından senin canından insanlar seni terk ettiğinde son nefesinde bile senin yanında bir tek bu olacak!

kurşun kaynayacak damarlarında
gözünün ağına kan dökecekler
sana tunç ve çelik fırlatacaklar
ve er kancıklığı, kadın hasedi
sevmeksizin taptıkları her şeyi
sırtında bıçaklar köreltecekler
işte gidiyorsun: korku ve ölüm
bakmadığın leşler gibi ardında.


tecrübe ne merhametsiz bir öğretmendi, delikanlılarının şaşkın gözlerine bakarken yüzlerinde bir bir eski dostlarını, can arkadaşlarını gördü, uykusunu, ekmeğini, suyunu, küçük mutlulukları ve büyük acılarını bölüştüğü arkadaşlarını, bazen rüyalarına giriyorlardı, uçsuz bucaksız rüzgarda harelenen bir çayırda soluk soluğa koşarken yetişemiyordu peşlerinden, oysa ne deli koşardı ama yetişemiyordu işte!

keşke en zorlu anlarda her birinin yanında olabilseydi, keşke, arkadaşlarının oluk oluk akan en ölümcül yaralarını elleriyle kapatmaya çalışırken dudağının kenarında kondurduğu zoraki gülümseyişler doldu zihnine, göreceğini görmüş, yaşayacağını yaşamıştı artık, artık daha fazla acıya dayanamazdı. keşke onların yerine de ölebilseydi!
devamını gör...
5207.
bazı başlıklarda hiç olmaması gereken yazarlar görüyorum.
lütfen*
devamını gör...
5208.
az önce markete eppek almaya gittim. üstümde polar altımda şort var tabi üstümü duzeltmeye üşendim çıktım direkt.
dikkatimi çekti kasadaki kız içeri girdiğimden beri bacaklarıma bakıyor. kılsız olduğu için mi yapılı olduğu için mi yoksa dövmeler için mi bilmiyorum. kasada parayı öderken de gözü oradaydı. güne güzel başladık hafiften bı götüm kalktı yalan olmasın şimdi.
devamını gör...
5209.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ama yine de içten içe biliyoruz ki bronte haklıydı..
acı çeken çekmiş tüm kadınların intikam almasıyla dolu içim..
dünyaya karanlığı siz getirdiniz zira.

ha, belki de doğruları söylediğim için lezbiyen de olurum.
hani hemen erkek düşmanlığı yaftasını yapıştırıyorsunuz ya
varsın bu lezbiyen bu erkek düşmanı çok dominant desinler ya.

hakkını arayamayan,duygusal ve fiziksel şiddet görmüş tüm kadınların uğruna yine aşkım için savaşır yine aşkıma rağmen aşık olduğumla karşı karşıya gelirim sıkıntı değil.
siz kendi duyarsız eril egemenliğinize bakın
nasıl da sallantıda ohohohoovv paraya tapanlara bakın hele hele
devamını gör...
5210.
tanrının yokluğuna inanıp kabloların ağına takılan kadının hüzünlü hikayesini düşünüyorum.
sadece ayağı takıldı kadının, endişelenmeyin.
korkmayın…
gideceği yere gider.
iyimser deneyleri kendine saklar.
kötümser deneylerin baş aktörü olmaya adaydır.
aktörlüğün bilimde oysa yeri yoktur.
o da bırakmıştır o yüzden aktörlüğü.
yanan bir mum ışığında gölgelerin geometrisini çözmeye kalkar
metaforlar işe yaramaz.
soyutlama ise matematiksel bir güzellikten ötedir.
devamını gör...
5211.
bugun gruba atilan modern mezar taslarini okuyabildigimi fark ettim. mutluyum o yuzden ya gotum kalkti yalan yok
devamını gör...
5212.
etrafıma kendi elimle bir duvar ördüm. kimse bir daha canı sıkıldığı için gelip neşemi alıp gitmesin diye. değiştim sanki içimde bir şeyler öldü. istesem de dönemem geriye.
devamını gör...
5213.
sen sus hiçbir şey söyleme sen sus da gözlemim konuşsun.*
devamını gör...
5214.
olaylar hiç de öyle rock'n roll geçmedi
devamını gör...
5215.
ne bileyim yani ne diyecesin ne diyeceğine deyip demeyeceğine hiçbişeyine deye ne kim kim kimse kimseyi dinleeer ne bişey anlatabilirsin ne dinleyen olur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5216.
koyduk mu?*
devamını gör...
5217.
iyi olur dedim. güzel de olacaktı. olmadı. olsa iyi olurdu.
devamını gör...
5218.
çok bunalıyorum yau
devamını gör...
5219.
seni bu kadar çok sevdiğim için bana yazık.
devamını gör...
5220.
gerçekten istediğimiz şeyler genellikle kaygıyla değil huzurla gelir. zorlamadan akışına bıraktığınızda.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim