1641.
dün, cidden dandik bir gün oldu. sabahın köründe elektrikler mi kesilir ankara'nın ortasında? kesildi. gerçi, ankara'nın değil de etimesgut'un ortasında kesildi ama olsun. kaldırımları yapan ekip kablo mu söktü ne yaptıysa, içinden geçmişler. 3-4 saatten daha uzun süre elektrikler yoktu. bende internet olmadığı için minik hanımı aradım, rica ettim yerime bir şikayet mikayet halletti bir şeyler. önceki gün de kesilmişti ama 1,5 saat kadar sonra gelmişti. neyse, konumuz bu değil. gelelim mevzuya:

elektrikler kesik diye çalışmak için kafeye gideyim dedim. eskişehir yolu üzerinde park fırın var, ne zaman bunalsam oraya giderim çalışmaya vesaire. arabayla tam çıkarken, kaldırıma araba oturdu resmen. neyse ki toparladım, hallettim. kafeye oturdum, tam çalışacağım, daha 2 ay kadar önce 2,5k tl verip tamir ettirdiğim pc zortladı. ekran gitti. telefon şarj ediyor ama fare görmüyor falan, bir garip oldu. onu tekrardan adama yaptırmak için döndüm. onu teslim ettikten sonra, bayram öncesi yarım kalan boyaların tamamlanması, hallolması için benim boyacı ibo'ya gittim. kuşaklar ve çıtalar söküldü, oradan da eve geçeyim dedim.

parka girerken, yan yan girmeme rağmen yine sürttü. artık deli oldum. o esnada yönetici geçiyordu, "abi araba girerken de çıkarken de sürtüyor" dedim ve sadece annelerinin ücretli beden işçisi olduğunu iddia ettiği bir küfür ederek yoluna devam etti. neyse dedim, eve girdim. fakat, evde vızır vızır dönüyorum. o esnada, dışarıda çalışanların geldiğini duydum. hemen tekrar dışarı çıkıp çalışanlardan rica ettim, "abi, böyle böyle, şuraya 2 kürek daha harç atıp düzlerseniz daha rahat girip çıkabilirim" dedim. nazlandılar, bir şeyler ettiler. en son "yahu, arabanın sürtmemesi lazım ya" falan yaptılar. "la' abi valla' sürttü" falan derken baktım bunlar işi sallamayacak ama içlerinden gelmese de "hallederiz, tamamdır" yaptılar. ben de ne olur ne olmaz diye asker emeklisi gibi işin başında dikilmeye başladım. ileride bir baktım bir dayı var ama yetkili abi o gibi. hemen yanına vardım. hızlı 2 muhabbetten sonra, arabanın girerken de çıkarken de (böyle deyince de bir garip oluyor, türkçe dilinin lastikliğine veriyorum bunu) sürttüğünü söyledim. o da "ya hallederiz, benim memleketlim ister de olmaz mı" falan yaptı. aynı memleketten de değiliz aslında ama öyle gördüyse benlik bir şey yok diyerek saldım. adam şirketin patronu, bu kekolara harcı döktürttü, sonra malayı alıp kendisi düzeltti. yalnız, harbiden özene bezene düzeltti, ellerine sağlık haydar abim.

velhasıl kelam, işinizi düzgün yapın, lütfen.
devamını gör...
1642.
35'lik bana yetmez 70'lik sana değmez
devamını gör...
1643.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kısa ve öz..
devamını gör...
1644.
devamını gör...
1645.
maalesef ki farklı değiliz, marjinalize olmadık. gariban anadolulu ailenin yoksulluğu devralan çocuklarıyız, sıradanız. şimdilik bu kadar evet.
devamını gör...
1646.
söylemek istediklerimi yine söylemeyeceğim çünkü söyleyince oranız buranız tavan yapıyor. kendinizi bi bk sanıyorsunuz.
devamını gör...
1647.
türk erkekleri çok yakışıklı
devamını gör...
1648.
telefonda, ilk görüşmemde ankara'dan bir müşterime, şakk 11 milyon bedelle 1+1 daire satışını yaptım. her zamanki gibi alkışlar, tebrikler..

kendimi çok seviyorum çocuklar. durduramıyorum kendimi,, ufff bi kasıldım bi kasıldım.. satışçılara dönüp 'potansiyel satışlarınızı listeleyip önüme getirin' dedim. gol oldu.

11 milyonluk satışı 2.49 faiz oranıyla banka kredilendirme işlemlerini başlattım.

bu ülkeyi bakan yiğenine, vekil kuzenine vb kim olursa olsun satmaya ant içtim.
devamını gör...
1649.
çiğ yemedim ki karnım ağrısın!
devamını gör...
1650.
söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil durumları.
devamını gör...
1651.
haksızlığa sınav diyorlar. hakkı elinde tutanlar şükretmiyorlar.
devamını gör...
1652.
biraz daha beni üzerlerse göz yaşlarımla ankara'ya deniz getireceğim.
beni üzmen kuzum.
devamını gör...
1653.
seninle bir sabahı içimize alsak saklasak.
devamını gör...
1654.
ekşi'ymiş, normal'miş buralarda bir daha kimseyle kişisel bilgilerime dair hiçbir şey paylaşmayacağım, kimseyle tanışmayacağım, buluşmayacağım.
kötü bı şey yaşadığımdan değil, bariz bi zararını görmedim ama faydasını da görmedim. gerek yok.
kendime sözüm olsun.
devamını gör...
1655.
sıcak yüzünden kafama sıkacam çok az kaldı. bitsin bu ıstırap diye. yeter bu sıcak. sokayım yaz mevsimine. oturduğum yerde litrelerce terliyorum. işe gidip gelmek zaten zulüm. yaz mevsiminin de yaz mevsimini sevenlerin de, bir hafta zippo bir tatil yapabiliyo diye yazsevici olmuş fedöcülerin de abv.
devamını gör...
1656.
where do you,where do you go?
my lovely...
devamını gör...
1657.
patlamak üzereyim, gözyaşımı da durduramıyorum bir yere içimi dökmem lazım şu an. kendimi aşırı değersiz hissettiğim şeyler yaşadım 1 saat içinde. ilki kuzenimin doğum gününün instagramda pek çok tanıdıklarımca kutlanmasıydı, perinin doğum gününü hatırlayan bir allah’ın kulu yok ama. kutlanmasını asla kıskanmadım, kırıldığım şey beni tek başıma bir köşeye fırlatıp, kendi aralarında birlik olmaları. ki ben o arkalarına bakmadan kaçtıkları babaannemin hizmetini, bakımını yapıyorum ki onlara sataşmasın diye, biraz da mecburiyet. hiçbir vasfı olmayan insanların el üstünde tutulması beni acayip deli ediyor..
ikinci olay ise ; eski bir arkadaş ile geçen gün konuşmuştuk, iş arayışında olduğumu bilerek yardımcı olmak istedi. çok teşekkür ettim, gerçekten minnettar da oldum ama ona “beni kim olarak tanıttın?” diye sorduğumda, “kardeşimin arkadaşı” olarak dedi. kanım dondu, beni arkadaş kategorisine bile sokmamış. halbuki böyle değildim onun için. yani kalbimde şu an hissettiğim şu yükü size anlatamam. sessizce yanaklarıma düşen yaşları siliyorum mecburen. başkalarına kepçeyle verilen şeylerin bana damlası verilmiyor. deliricem ya , üzüntüden midem bulanıyor. insanları pek takmamaya çalışıyorum amaa ben size değer veriyorsam sizin buna karşılık beni değersizleştirmeniz gerekmez. bu bir insanı kullanmaktır, hakka girersiniz. midem bulandı tüm insanlardan yeniden. alayının ağzına tüküreyim. işte yalnızlık bu yüzden güzel.


edit: bu tanıma yorum yapmadan önce 2.5’tan 8 kere falan düşünün. hayatımın her anlamda zorlaştığı bir dönemdeyim ve saçma sapan olaylar bile benim gözümde büyüyebiliyor. her şeyi içime atarsam sonumun ölüm olacağını bildiğime göre o gereksiz , aşağılayıcı yorum ve tanımlarınızı kendinize saklayın. destek olanların başımın üstünde yeri var ama varsayımlarınız, önerileriniz size kalsın.
devamını gör...
1658.
artık her hedeye, her şeye, bilime, tıbba, topluma, beşere, kavramlara, hayata son derece septik bakıyorum, yüzde yüz doğru diye dayatılan tüm gerçekler manasını yitirdi. her şey yalan ve düzmece. oyun büyük yiğenim. kşjkşj
devamını gör...
1659.
keşke ülkenin %99'u inançlı olacağına ahlaklı olsaydı.
devamını gör...
1660.
tanıdığınız hiç kimse aynı kalmıyor. onun için insanlara fazla değer vermeyin. eninde sonunda değmeyecek hâle geliyorlar.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim