2801.
fake hesap açacaksanız, biraz zeka parıltınızı görmek istiyoruz.
ulan bari tanıyor olabileceğim kişilerde çıkan, 15 ortak arkadaşımın olduğu insanın profilinden fotoğraf atmayın.*
gidin, dışarı kapalı bir siteden alın fotoğrafları (lens'e takılmayın)
evet arkadaşlar, fake üyeden geldim.
siz ne yaptınız? *
ulan bari tanıyor olabileceğim kişilerde çıkan, 15 ortak arkadaşımın olduğu insanın profilinden fotoğraf atmayın.*
gidin, dışarı kapalı bir siteden alın fotoğrafları (lens'e takılmayın)
evet arkadaşlar, fake üyeden geldim.
siz ne yaptınız? *
devamını gör...
2802.
erkeklerin aklen eksik olduğunu düşünüyorum. kocam bugün işe giderken bilgisayarı açık bırakmış. oynadığı oyun da açık ama kapalı gibi. kızım gitmiş oyuna girmiş, bir şeylerin allahına rahmetini okutmuş. ahahahahaha ulan. 3.5 yaşındaki çocuğa ben mi öğrettim oyuna giriş yapmayı. gitti paralar diyor. ahahahahaha.
devamını gör...
2803.
çocukken atari salonunda ne zaman tek başıma street fighter oynamaya kalsam yanıma üç numara tıraşlı, abisinin eski pantolonunu giymiş, kazağının koluna burnunu silen bir çocuk gelirdi. hiç jeton almazdı o çocuk. gelir ve bana derdi ki:
-ver geçeyim bi tur.
keşke yine gelse, hayatıma bakıp aynı şeyi söylese.
-ver geçeyim bi tur.
keşke yine gelse, hayatıma bakıp aynı şeyi söylese.
devamını gör...
2804.
lisede yurtdışı projesine gitmiştik. ben 9 gerisi 12. sınıftı. annem o sene kanser olmuştu. hayatımın en zor senesiydi. zaten bu yüzden iyice içime kapanmıştım. projedeki görevli öğretmen sürekli beni bir şeyler itham ediyordu. örneğin karışık grup durmuş sohbet ediyoruz giderken kolumu sıkıp "naptığını biliyorum" diyordu. onun yüzünden projeden de soğumuş iyice diken üstünde hissetmeye başlamıştım.
üstelik o projede (ve okulda) yer alan çocukların çoğu yasaklı madde kullanırken ben yarım birayı zor içen sigaranın kokusuna dayanamayan bir tiptim. üstümden on küsür sene geçti, hala ara ara o kadım aklıma gelir.
bize gelen kız evin her yerine kusup (alkolü vücudu kaldırmıyordu) gittiği ve otobüste ona kızdığım için beni otobanın ortasında bırakıp gitmekle tehdit etmişti.
bugün annem tekrar kanser oldu, zaten hiç bitmemişti ama yenisi başladı. ve yine aynı süreçleri düşünürken o kadın geldi aklıma. umarım bana yaşattığı her şeyi o ve çocuğu da yaşar. keşke o zamanlar bir yetişkin olsaydı etrafımda, beni görüp hiç değilse arada başımı okşayabilecek.
öyle yani sözlük, bir öğretmen bir çocuğun aklında nasıl kalacağını, hayatına nasıl etki edeceğini kendisi seçiyor. şimdi düşünüyorum da 30+ bir yetişkin 14-15 yaşlarında bir çocuğa bu şekilde davranırken bilinçsiz olamaz, en basitinden bunun formasyonunu almıştı. karma var mı bilmiyorum, tanrı var mı bilmiyorum ama ah' ah olsun. tanrı, karma, yahova, hızır ya da herhangi bir yetkili kişiyi de göreve çağırıyorum, ahım için değil. anneme derman olması için.
thankss
üstelik o projede (ve okulda) yer alan çocukların çoğu yasaklı madde kullanırken ben yarım birayı zor içen sigaranın kokusuna dayanamayan bir tiptim. üstümden on küsür sene geçti, hala ara ara o kadım aklıma gelir.
bize gelen kız evin her yerine kusup (alkolü vücudu kaldırmıyordu) gittiği ve otobüste ona kızdığım için beni otobanın ortasında bırakıp gitmekle tehdit etmişti.
bugün annem tekrar kanser oldu, zaten hiç bitmemişti ama yenisi başladı. ve yine aynı süreçleri düşünürken o kadın geldi aklıma. umarım bana yaşattığı her şeyi o ve çocuğu da yaşar. keşke o zamanlar bir yetişkin olsaydı etrafımda, beni görüp hiç değilse arada başımı okşayabilecek.
öyle yani sözlük, bir öğretmen bir çocuğun aklında nasıl kalacağını, hayatına nasıl etki edeceğini kendisi seçiyor. şimdi düşünüyorum da 30+ bir yetişkin 14-15 yaşlarında bir çocuğa bu şekilde davranırken bilinçsiz olamaz, en basitinden bunun formasyonunu almıştı. karma var mı bilmiyorum, tanrı var mı bilmiyorum ama ah' ah olsun. tanrı, karma, yahova, hızır ya da herhangi bir yetkili kişiyi de göreve çağırıyorum, ahım için değil. anneme derman olması için.
thankss
devamını gör...
2805.
ne sen leyla' sın, ne de ben mecnun
ne sen yorgun, ne de ben yorgun
kederli bir akşam
çay içmişiz sarhoşuz hepsi bu
ne sen yorgun, ne de ben yorgun
kederli bir akşam
çay içmişiz sarhoşuz hepsi bu
devamını gör...
2806.
bazılarının yokluğu o kadar güzel ki
yeniden nefes almaya başlamak gibi
yeniden nefes almaya başlamak gibi
devamını gör...
2807.
devamını gör...
2808.
mutsuzluk kanserli hücre gibi
her yeri kaplıyor. 2002 yılından beri kendimi iyi hissetmiyorum. mutluluğumuzu kimler çaldıysa onların ben ta anasını avradını s.. .
her yeri kaplıyor. 2002 yılından beri kendimi iyi hissetmiyorum. mutluluğumuzu kimler çaldıysa onların ben ta anasını avradını s.. .
devamını gör...
2809.
değmiyor bazen uğruna yorulduklarımız.
devamını gör...
2810.
devamını gör...
2811.
(bkz: cemil olabilir mi cemil)
devamını gör...
2813.
tamam hoş sohbet güzel de.
sanal özellikle bu dönemde tamamen hezeyandır. kabul edin büyük bir çoğunluğunuz kişiliğiniz ile burada bile değilsiniz. *
ha tabi ki reele dönüşen dostluklar olabilir ama sahte kimliklerle değil. ha bu reele dönüşenlerde isteyen sevişir, isteyen gardaş edinir, ister buluşur içmeye gidilir falan ama bunların hepsi yalancı karakterle olmaz.
salıverin nefret odaklarını da görmezden gelin geçin. ha illa nefret edeceğim, negatif olgularla beslenip hazlanacağım diyorsanız alın buyrun ama yap biraderlerim/bacılarım valla manyak olursunuz. saçma kıskançlıklar, saçma nefret odağı. niye yıpratırsınız ki kendinizi.
ha evet bazen bazıları hak ediyor olabilir ama siz hak etmiyorsunuzdur belki.
zaman akıyor, akarken temiz su ile yıkayın kalbinizi.
bataklığın içinde ne kadar bilge olursan ol burnun hep boktadır.
öpüldünüz. *
sanal özellikle bu dönemde tamamen hezeyandır. kabul edin büyük bir çoğunluğunuz kişiliğiniz ile burada bile değilsiniz. *
ha tabi ki reele dönüşen dostluklar olabilir ama sahte kimliklerle değil. ha bu reele dönüşenlerde isteyen sevişir, isteyen gardaş edinir, ister buluşur içmeye gidilir falan ama bunların hepsi yalancı karakterle olmaz.
salıverin nefret odaklarını da görmezden gelin geçin. ha illa nefret edeceğim, negatif olgularla beslenip hazlanacağım diyorsanız alın buyrun ama yap biraderlerim/bacılarım valla manyak olursunuz. saçma kıskançlıklar, saçma nefret odağı. niye yıpratırsınız ki kendinizi.
ha evet bazen bazıları hak ediyor olabilir ama siz hak etmiyorsunuzdur belki.
zaman akıyor, akarken temiz su ile yıkayın kalbinizi.
bataklığın içinde ne kadar bilge olursan ol burnun hep boktadır.
öpüldünüz. *
devamını gör...
2814.
umudunu kaybetmemeli ya insan, peki bu gerçekleşmeyeceğini bilerek istemsizce düşlediğiniz, yüzünüzde tebessüm oluşturan bir hayat söz konusu olunca nasıl başarılabilir? imkânsızlığı gözardı edip kendini mi kandırmalı yoksa her şeyi kabullenip hayata buruk bir tebessüm ve kırık bir kalple mi devam etmeli? eğer insan bu ikilemde kalıyorsa cevabı her ne olursa olsun büyük bir çaresizlik içerisindedir, net. umarım bu ve benzeri çaresizliklerden uzak, her şeyin yolunda gittiği bir ömrünüz olur..
devamını gör...
2815.
ses 1 2. deneme 1 2.
mararlabarba
mererleberbe
mırırlıbırbı
mirirlibirbi
mororloborbo
mörörlöbörbö
mururluburbu
mürürlübürbü
mararlabarba
mererleberbe
mırırlıbırbı
mirirlibirbi
mororloborbo
mörörlöbörbö
mururluburbu
mürürlübürbü
devamını gör...
2816.
bugün kimseyi sevmiyorum niye.
devamını gör...
2817.
ojede lacivert bi' başkadır.
devamını gör...
2818.
şarkılardan fal tutasım vardı, hevesim içime kaçtı.
devamını gör...
2819.
yazmaya uykudan daha fazla ihtiyaç duyulan geceler vardır, onlardan bir tanesine düştüğümü idrak ettiğimde kafamın içindeki monoloğu kısa kesip buraya damladım. bağğzı şeylerin halklara açık söylenmesi lazım, insan kendine dürüst olamayabiliyor.
hani aslında buncağız gibi de neşeli sayılmam ama, nedense bu müziğe ihtiyaç hissettim.
çeşmenin contası gevşemiştir, pat pat damlatır ya. suyun akası vardır, çeşmenin suyu tutası. bitmek bilmeyen bu çekişmeye bir son verip uzun bir süre sonra suya: "hadi ak" dedim. contaymış, çeşmeymiş. su bu, su. duracak mı sanıyorsun?
kafamda milyon şeyler var, şeyler neler bilmiyorum. bazı tercihler yaptım. vazgeçmek bedelini ödeyerek bir karar almanın rahatlığına eriştim. kalbim bu meseleye ne der diye de çok tarttım, aldım karşıma: "söyle kızım, anlat, dökül. ne istiyorsun?"
ne istiyorum?
yarın öleceğimi bilsem bugünümden pişman olmamayı istiyorum. sevmek istiyorum, içimdeki sevgi nehirleri kırkikindi yağmurlarınca dolup taşsın ve denizine kavuşsun istiyorum. kavuşmak istiyorum, nereyeysem, kiminsem, kimsem oraya kavuşmak. olmak ve varmak. yolda olmayı sevmiyor da değilim, sadece belirsizliğin insanı minik minik kemirerek azalttığı o sabretme hali var ya. sabrımın canı pes etmek istiyor. az daha dayan diyorum.
muradın neyse benden, muradım neyse benden, neyse o, nasip et gayrı. azıcık yoruldum be allahım.
hani aslında buncağız gibi de neşeli sayılmam ama, nedense bu müziğe ihtiyaç hissettim.
çeşmenin contası gevşemiştir, pat pat damlatır ya. suyun akası vardır, çeşmenin suyu tutası. bitmek bilmeyen bu çekişmeye bir son verip uzun bir süre sonra suya: "hadi ak" dedim. contaymış, çeşmeymiş. su bu, su. duracak mı sanıyorsun?
kafamda milyon şeyler var, şeyler neler bilmiyorum. bazı tercihler yaptım. vazgeçmek bedelini ödeyerek bir karar almanın rahatlığına eriştim. kalbim bu meseleye ne der diye de çok tarttım, aldım karşıma: "söyle kızım, anlat, dökül. ne istiyorsun?"
ne istiyorum?
yarın öleceğimi bilsem bugünümden pişman olmamayı istiyorum. sevmek istiyorum, içimdeki sevgi nehirleri kırkikindi yağmurlarınca dolup taşsın ve denizine kavuşsun istiyorum. kavuşmak istiyorum, nereyeysem, kiminsem, kimsem oraya kavuşmak. olmak ve varmak. yolda olmayı sevmiyor da değilim, sadece belirsizliğin insanı minik minik kemirerek azalttığı o sabretme hali var ya. sabrımın canı pes etmek istiyor. az daha dayan diyorum.
muradın neyse benden, muradım neyse benden, neyse o, nasip et gayrı. azıcık yoruldum be allahım.
devamını gör...
2820.
perde pencereden
müzik kelimeden
masal gerçekten
daha güzeldir
ha de uyuyun musmutlu rüyalar görün
müzik kelimeden
masal gerçekten
daha güzeldir
ha de uyuyun musmutlu rüyalar görün
devamını gör...