sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
1541.
bence hayatta neyi, hangi başarıyı elde edersen et en büyük kazancın hayatına aldığın güzel bir insan oluyor.
devamını gör...
1542.
ne seni opme istegim bitti ne de kafani duvarlara vura vura kavga etme istegim
devamını gör...
1543.
bugün her zamankinden daha huzursuzum. hayır olsun.
devamını gör...
1544.
söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.
çektiğim alamı bir ben birde allah'ım blir.
çektiğim alamı bir ben birde allah'ım blir.
devamını gör...
1545.
sözlükte bile torpil var :/
devamını gör...
1546.
devamını gör...
1547.
devamını gör...
1548.
babamın çocukluğumdan beri anlattığı bir hikaye var. çingenenin* biri, karısına "bir koyun alalım. onun da kuzusu olur. o büyür, onun da kuzusu olur." demiş. karısı da "ne güzel, o zaman onun kuzusunu anneme veririz." demiş. adam da "vay bilmem ne ettiğimin karısı, sen benim kuzumu nasıl annene verirsin?" diyerekten öfkeyle kadının kafasına elindeki şişeyi indirmiş, kadın o anda ölmüş. ortada ne kuzu var, ne bir şey... şimdi hayatımızın çoğu, işte böyle gelecekte olma ihtimali olan şeylerin kaygısından dolayı bugünümüzü zehir etmekle geçiyor. terapistimin tavsiyesiyle, şahsen anda kalma pratikleri* yapmak suretiyle "onu da olduğunda düşünürüz." cümlesini hayatıma soktuğumdan beri kaygılarım, daha idare edilebilir* hale geldi. bunları niye anlattım bilmiyorum ama halihazırda yoğun bir sürece girdiğim için, kafa iznine çıkmadan önce buraya birkaç kelâm bırakmak için yazmışımdır belki de...
devamını gör...
1549.
canım çok sıkılıyor. o kadar ki bir şeyler oluyor sanki diye ufak bi paranoya bile geliştirdim. sanki hayatımda bir şeyler değişiyor ya da değişmek üzere ve ben tam eşikteyim. ufak ama o çok önemli adımı atmanın zamanı mı bilmiyorum ve kontrolü kaybetmekten ölesiye korkuyorum. belki de anksiyete atağı geçirmek üzereyim ve onun telaşına kapılıyorum, belki de sadece canı sıkılan basit bir adamım. bilmiyorum. bu kadar durağanlık benim için bile fazla.
devamını gör...
1550.
bir daha ayakkabı aldığımda kesinlikle giymeyeceğim. tüm gün araba sürüyorum ama sadece arabaya binip inerken bile bu kadar kirlenmiş olması canımı sıkıyor!
devamını gör...
1551.
saat 6'da kalktım. yüzümü yıkadım. kedime mamasını verip, günün ilk kahvesini hazırladım.
aslanlar gibi duşumu çaktım. özenle torbasından çıkardığım siyah takım elbise, beyaz gömleğimi giydim. siyah güneş gözlüğümü de astım yüzüme.
aheste aheste çıktım sokağa, apartmanın kapısını araladığımda, güneş yaladı suratımı.
hofsss şov başladı.
bir savaşa daha hazırım.
canım kendim.
aslanlar gibi duşumu çaktım. özenle torbasından çıkardığım siyah takım elbise, beyaz gömleğimi giydim. siyah güneş gözlüğümü de astım yüzüme.
aheste aheste çıktım sokağa, apartmanın kapısını araladığımda, güneş yaladı suratımı.
hofsss şov başladı.
bir savaşa daha hazırım.
canım kendim.
devamını gör...
1552.
sen bıkmadan iste yeter ki allah verir derler.
devamını gör...
1553.
birkaç aydir rayından çıkan şeyler oldu. birkaç güne başka bir şehre gidiyorum. sonra hemen taşınıyorum. hayat bazen garip. belki onun ardından çok kısa bir zamanda yine başka bir yerde olacağım. nasıl ya, nasııll?
yalan yok, biraz heyecanlıyım ama epey de stres var. olsun. bakalım neler olacak.
yalan yok, biraz heyecanlıyım ama epey de stres var. olsun. bakalım neler olacak.
devamını gör...
1554.
kendimizi sevmemiz gerekiyordu ama biz hep salak gibi başkalarından bekledik.
devamını gör...
1555.
küçük bir kız çocuğu saçları zeytin gibi siyah gözleri boncuk boncuk hiç dokunamiycagam o çocuğa hiç sevemiycem hiç koklayamiycagam bir okadar uzak bir okadar benden hayyalerim o küçücük bedende can bulmuş bana ait tek bir şey yok bana ait olan sadece hayalerdi yaşayamadım çocukluğun hayaleri vardı o kucucuk bedeninde ama dedimya sadece düşlerde ve ömür boyu da sadece düşlerde kalcak hayatın yüzün kadar güzel olsun ela sen beni hiç tanimiycak hiç bilmiyceksin ama ben seni en derin duygularımda saklayıp dualarıma dahil edcem ben sevilmedim sen sevgiyle büyü
devamını gör...
1556.
niye uyandım ki ben şimdi?
devamını gör...
1557.
uyku gel al beni, zaten sabah 7 de kalkacaktım. 2 saattir uyuyamıyorum. keşke 2 saat daha uyuyabilsem. sabah uykumu birazcık almış olarak araba kullanmak istiyorum.
devamını gör...
1558.
bir an önce bayram tatili gelsin lan. nefes alamıyorum.
para kazan kazan nereye kadar dimi ama..
ülkeyi akplilerle peşkeş çekmekten yoruldum.
dinlenmek istiyom.
para kazan kazan nereye kadar dimi ama..
ülkeyi akplilerle peşkeş çekmekten yoruldum.
dinlenmek istiyom.
devamını gör...
1559.
yeni bir güne uyandım. yeni umutlar,hayaller. hadi bakalım rastgele.
devamını gör...
1560.
iki özel insan birbirine nasıl denk gelir? nasıl aynı dili konuşur? nasıl paylaşımda bulunur? zamanı ve mekanı kim belirler?
bazen kendimi ot gibi hissetmeme sebep olan sorulardır bunlar. ben yapamıyorum. senelerin iletişimsizliği içime işlemiş resmen. kıramadığım zincirler ayağıma pranga olmuş. ne kadar evrene yüzümü dönsemde, ellerimi açıp umut ettiğimi dile getirsemde onun her daim arkası dönük olduğunu bilmek ruhsuzlaştırıyor beni. kaba tabirle mal gibi hissetmeme sebep oluyor. güzel bir enerji yaysam bile etrafa onun karşılığını alamayışımın hüznünü taşırım hep içinde. bu yüzden sevgimi bastırmayı öğrendim. kimseye güvenmemeyi tercih ettim. hayal kırıklıkları yaşamamak için hayallerimi sattım. ihtiyacım olanı alamadığım için hırçınlaştım. belki de kendimi bu yüzden hep yanlış yansıttım. insanların ne söylediği, ne dediği umrumda bile olmazdı ama onlarla yaşamaya gelince bu tavır işimi zorlaştırdı. onaylanmak değil hep bir samimiyet bekledim. yoruldum beklemekten keyifsizliğim her seferinde başıma bela oldu. gözlerimin etrafına yaşanmışlığım değil yaşanmamışlığın hüznü oturdu. o mutsuzluk hem kullandığım cümlelere hem yüzüme dokundu. dokundukça ağlayacaktım, yanaştıkça teslim olacaktım diyeceğim duygusal açlığımı kendi ayaklarının üzerinde durduğunu iddia eden ruhumla hep harmanladım. bu gitgel ruhuma çok acı çektiriyor. o duygusuz imajı veren, somurtkan ve isyankar kişiliğimin altından neler çıkacağını ben de çok merak ederdim. dışarı çıkamayan, çıkartılması için hiçbir fırsat eline geçmemiş o bahtsızın sevgi dolu değişimini görmek isterdim. hayat geçti, zaman ilerliyor ve beklenen değişimin rüzgarı yüzüme çarpmıyor. ufacık bir çarpıntı ile yolunu değiştirmeye yeltenen bu yürek hep bir yanılgıyla evine dönüyor .
gerçekten çok çabaladığım bir şeyin olmayışının yorgunluğunu yaşıyorum
tolstoy
bazen kendimi ot gibi hissetmeme sebep olan sorulardır bunlar. ben yapamıyorum. senelerin iletişimsizliği içime işlemiş resmen. kıramadığım zincirler ayağıma pranga olmuş. ne kadar evrene yüzümü dönsemde, ellerimi açıp umut ettiğimi dile getirsemde onun her daim arkası dönük olduğunu bilmek ruhsuzlaştırıyor beni. kaba tabirle mal gibi hissetmeme sebep oluyor. güzel bir enerji yaysam bile etrafa onun karşılığını alamayışımın hüznünü taşırım hep içinde. bu yüzden sevgimi bastırmayı öğrendim. kimseye güvenmemeyi tercih ettim. hayal kırıklıkları yaşamamak için hayallerimi sattım. ihtiyacım olanı alamadığım için hırçınlaştım. belki de kendimi bu yüzden hep yanlış yansıttım. insanların ne söylediği, ne dediği umrumda bile olmazdı ama onlarla yaşamaya gelince bu tavır işimi zorlaştırdı. onaylanmak değil hep bir samimiyet bekledim. yoruldum beklemekten keyifsizliğim her seferinde başıma bela oldu. gözlerimin etrafına yaşanmışlığım değil yaşanmamışlığın hüznü oturdu. o mutsuzluk hem kullandığım cümlelere hem yüzüme dokundu. dokundukça ağlayacaktım, yanaştıkça teslim olacaktım diyeceğim duygusal açlığımı kendi ayaklarının üzerinde durduğunu iddia eden ruhumla hep harmanladım. bu gitgel ruhuma çok acı çektiriyor. o duygusuz imajı veren, somurtkan ve isyankar kişiliğimin altından neler çıkacağını ben de çok merak ederdim. dışarı çıkamayan, çıkartılması için hiçbir fırsat eline geçmemiş o bahtsızın sevgi dolu değişimini görmek isterdim. hayat geçti, zaman ilerliyor ve beklenen değişimin rüzgarı yüzüme çarpmıyor. ufacık bir çarpıntı ile yolunu değiştirmeye yeltenen bu yürek hep bir yanılgıyla evine dönüyor .
gerçekten çok çabaladığım bir şeyin olmayışının yorgunluğunu yaşıyorum
tolstoy
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272