981.
sabrım taşmaya çok yakın, taşarsa tüküreceğim birilerinin çarkına.
devamını gör...
982.
hayatım boyunca solcu taklidi yapan kripto islamcılar kadar aşağılık/despot bir insan güruhu daha tanımadım.
devamını gör...
983.
güzel qizlar az benlen ilgilenin dm kutusunun alektarlari paspasin altinda.
devamını gör...
984.
ınsan kendine yapılan herseyi affedip görmezden gelebiliyor ama evladına yasatılan seyleri affedemiyor. annelik ölene kadar ama babalık boşanana kadarmış gercekten.
devamını gör...
985.
hayat çok kısa deli fişekler birbirinizi çok üzüyorsunuz. cıks cıks...
devamını gör...
986.
yarın doğum günüm ve hatırlamayan tüm arkadaşlarımla ilişkimi bitirme kararı aldım.
devamını gör...
987.
az once gozumun önune sozlugun cokusu geldi.
bilimsel demiyorum ama en azindan fotolar basligi basiboslara falan dusmeli hatta kaldırılmalı; sozluk, sozluk olmak disinda tinder vs gibi uygulamalara döndü.
azeri kardeslerimin dedigi gibi soxam bele vaxiyete.
bilimsel demiyorum ama en azindan fotolar basligi basiboslara falan dusmeli hatta kaldırılmalı; sozluk, sozluk olmak disinda tinder vs gibi uygulamalara döndü.
azeri kardeslerimin dedigi gibi soxam bele vaxiyete.
devamını gör...
988.
nasıl bir his biliyor musun? hani çayı dökerken ayarını tutturamayıp, yanlışlıkla ağzına kadar doldurmak gibi. onunla ne yapacağını bilememek, önce bir ucundan tutmaya calışmak; tuttukça yanmak, yandıkça bırakmak, sonra tekrardan denemek. birazını dökmek ya da soğumaya bırakmak arasındaki saniyelik kararsızlık. ve geriye kalan kaçan bir heves, bazen o bile kalmıyor.
şekeri yeni bırakmış biri gibi tatsız tuzsuz geliyor her şey. geri gönderiyorum mutlulukları, acılarıyla beraber. bir ucundan tutamamak hayatın, bir türlü karışamamak içine, demlenememek. dumanı tüten su gibi kalmak ortada. ve soğumak, soğumak, soğumak... soğuduğun yerden yeniden yanmak. çünkü bilirsin soğuk da yakar insanı, hatta tüm güllerden daha kırmızı bırakır o umutla merhemlediğin, hayata doğru uzanan ellerini...
şekeri yeni bırakmış biri gibi tatsız tuzsuz geliyor her şey. geri gönderiyorum mutlulukları, acılarıyla beraber. bir ucundan tutamamak hayatın, bir türlü karışamamak içine, demlenememek. dumanı tüten su gibi kalmak ortada. ve soğumak, soğumak, soğumak... soğuduğun yerden yeniden yanmak. çünkü bilirsin soğuk da yakar insanı, hatta tüm güllerden daha kırmızı bırakır o umutla merhemlediğin, hayata doğru uzanan ellerini...
devamını gör...
989.
saat gece 4' e yaklaşıyor ve sigaram bitti. bir not bırakmaya karar verdim. hiç böylesine bir serzenişte bulunmadım belki hayatımda. o yüzden okumamanızı öneririm...
bana 1 yıl önce gelip şu an bu halde olacağımı söyleseydin kendimden nefret ederdim. biraz olsun değişebilmek adına çok çabaladım ama hiçbir zaman bunu başaramadım. bazı şeyleri bırakınca daha iyi olacağımı düşündüm lakin yanıldığım çok bariz.
bilirsin arkamda iz bırakmayı hep sevmişimdir. hep izler bıraktım sana. oku ve fark et diye gözlerinin içine baktım ama sen oralı olmadın.
sadece bir ara bulacağım dedin.tamam bir ara bulursun. sadece unutma yeter...
bana gel demiyorum benden gitme diyorum...
aynaya baktığımda benim gördüğümü görüyorsun lakin halen istiyorsun... belki kalbin biraz kırık.
saklandığım kayalığın arkasından çıkamadım..
beni arayıp bulamazsan en huzurlu hissettiğim yerde olduğumu bilmeni isterim.
her zaman gittiğimiz sahilde ol.
canım çok yandı. ben sadece güldüm...
nasıl üzüldüğümü belli edemedim... özür dilerim..
bunlar beni çok yoruyor artık..
keşke sana içimi daha kolay dökebilseydim. küçük bir 4 duvar içinde senin için kahrolduğumu görebilirdin...
bana 1 yıl önce gelip şu an bu halde olacağımı söyleseydin kendimden nefret ederdim. biraz olsun değişebilmek adına çok çabaladım ama hiçbir zaman bunu başaramadım. bazı şeyleri bırakınca daha iyi olacağımı düşündüm lakin yanıldığım çok bariz.
bilirsin arkamda iz bırakmayı hep sevmişimdir. hep izler bıraktım sana. oku ve fark et diye gözlerinin içine baktım ama sen oralı olmadın.
sadece bir ara bulacağım dedin.tamam bir ara bulursun. sadece unutma yeter...
bana gel demiyorum benden gitme diyorum...
aynaya baktığımda benim gördüğümü görüyorsun lakin halen istiyorsun... belki kalbin biraz kırık.
saklandığım kayalığın arkasından çıkamadım..
beni arayıp bulamazsan en huzurlu hissettiğim yerde olduğumu bilmeni isterim.
her zaman gittiğimiz sahilde ol.
canım çok yandı. ben sadece güldüm...
nasıl üzüldüğümü belli edemedim... özür dilerim..
bunlar beni çok yoruyor artık..
keşke sana içimi daha kolay dökebilseydim. küçük bir 4 duvar içinde senin için kahrolduğumu görebilirdin...
devamını gör...
990.
bı kere haksız çıkın dişimi kırayım. hep mi haklı çıkılır?.. kkfhfjkdldl
eh, oturduk bekliyoruz. mezdeke eşliğinde oynuyoruz. ups! daha doğrusu onlar oynuyor, pardon.*
eh, oturduk bekliyoruz. mezdeke eşliğinde oynuyoruz. ups! daha doğrusu onlar oynuyor, pardon.*
devamını gör...
991.
bitti ulan bitti.
popomu kaşımaya zaman bulamadığım yaz aylarında tüm her şeyin sonuna gelmenin gururu içindeyiz kutlu olsun * bundan sonrası sağlık sıhhat seks falan.
popomu kaşımaya zaman bulamadığım yaz aylarında tüm her şeyin sonuna gelmenin gururu içindeyiz kutlu olsun * bundan sonrası sağlık sıhhat seks falan.
devamını gör...
992.
evde şu an yalnızım ve kuzenim benimle kalıyor ( çağırmadığım halde). 1 haftadır yemeği, temizliği vs her şeyi ben yapıyorum. 1 kere ekmeği al dedim almadı, 1 kez de çöpü at demiştim onu da yapmadı. bahane olarak da unuttum diyor. hadi unutmak insanlık hali, telafi etmek için niye caba sarf etmiyorsun?
3 gün önce süt içtiği bardağı mutfağa götürmediğinden artık sinek bastığı için kalkıp ben aldım. iğrenç ya... pijamasını dahi çıkarıp evin yüzünde bırakıyor. yatağını toplamaktan, pijamasını dahi katlamaktan aciz bir insan. tuvalete girip pedini değiştiriyor elini bile yıkamıyor. ve bu insan 22 yaşında... dün ben tuvaletteyken yemek siparişimiz geldi ve kendisi müsait olduğu halde benim tuvaletten çıkıp kapıyı açmamı bekliyor. "zaten hiçbir şey yapmıyorsun, kapıyı açmayı bir işten sayma" dediğimde de "ben evde kapıyı bile açmıyorum" diyor. sanki onu bizim eve ben çağırmışım gibi... yüzsüzlüğün de bu kadarı! ben de dedim "burası sizin ev değil". kafayı yememek elde değil.
ya ben gerçekten titiz bir insanım ve bu bir haftada ondan öyle bir tiksindim ki. aynı evde nefes alınacak bir insan değil. bu tip aşırı dağınıklık ve gözle görünür pislikten nefret ederim. benim için ev de, ev hayatı da çok önemlidir. bu yüzden bir gün biriyle evlenme niyetim olursa bundan sonra en önemli ölçütüm sevip sevmemek değil onunla aynı evde yaşayabilir miyim diye düşünmek olacak.
( buraya bol kusma emojisi koyuyorum. )
3 gün önce süt içtiği bardağı mutfağa götürmediğinden artık sinek bastığı için kalkıp ben aldım. iğrenç ya... pijamasını dahi çıkarıp evin yüzünde bırakıyor. yatağını toplamaktan, pijamasını dahi katlamaktan aciz bir insan. tuvalete girip pedini değiştiriyor elini bile yıkamıyor. ve bu insan 22 yaşında... dün ben tuvaletteyken yemek siparişimiz geldi ve kendisi müsait olduğu halde benim tuvaletten çıkıp kapıyı açmamı bekliyor. "zaten hiçbir şey yapmıyorsun, kapıyı açmayı bir işten sayma" dediğimde de "ben evde kapıyı bile açmıyorum" diyor. sanki onu bizim eve ben çağırmışım gibi... yüzsüzlüğün de bu kadarı! ben de dedim "burası sizin ev değil". kafayı yememek elde değil.
ya ben gerçekten titiz bir insanım ve bu bir haftada ondan öyle bir tiksindim ki. aynı evde nefes alınacak bir insan değil. bu tip aşırı dağınıklık ve gözle görünür pislikten nefret ederim. benim için ev de, ev hayatı da çok önemlidir. bu yüzden bir gün biriyle evlenme niyetim olursa bundan sonra en önemli ölçütüm sevip sevmemek değil onunla aynı evde yaşayabilir miyim diye düşünmek olacak.
( buraya bol kusma emojisi koyuyorum. )
devamını gör...
994.
kendimi bildim bileli edebiyat ruhunun şah damarı gibiydi. onunla keyifleniyordum, hitabetim de iyi olunca hissettiğimi destan gibi anlatabiliyordum. edebiyatı seven birinin bir çok şeyin kıymetini anlayacağına inanırım, belki de bu sanatın tüm dalları için böyledir.
yıllarca bu sebeple edebiyatı veya sanatını paylaşacağım birini aradım, bulamadım. denedim düştüm kalktım. yaşanan her şeyin bir şekilde beni güçlendirdiğine inandım. öyle de oldu ancak yine de insanın belki de nankörlüğünden bir kere de olsa başarmayı da isterdim. ama yine şuna da inanıyorum ki bir zaman makinemiz olsa ve gidip en son vardığımız hali görsek belki de makine ile geri dönünce yaşadığımız zorluklara teşekkür ederdik.
yıllarca bu sebeple edebiyatı veya sanatını paylaşacağım birini aradım, bulamadım. denedim düştüm kalktım. yaşanan her şeyin bir şekilde beni güçlendirdiğine inandım. öyle de oldu ancak yine de insanın belki de nankörlüğünden bir kere de olsa başarmayı da isterdim. ama yine şuna da inanıyorum ki bir zaman makinemiz olsa ve gidip en son vardığımız hali görsek belki de makine ile geri dönünce yaşadığımız zorluklara teşekkür ederdik.
devamını gör...
995.
bugün kent merkezindeki birkaç işim var. önce o işleri hallediyorum. öğleden sonraya teslim almam gereken birkaç kağıt var haliyle vakit geçirmem gerek. birkaç kitapçıya giriyorum.artik daha düzgün bir işim olduğuna göre uzun süredir ara verdiğim romanlara donebilirim. kitapçı ülke genelinde epey meşhur bir dükkan. fakat nedense kitap çeşidi az. o zaman kasada duran kadına sadık hidayet'i soruyorum. damdan düşer gibi "kör baykuş" diyor. kadına küfür edemiyorum. ama eğer kör baykuş'a kaç hatim indirdiğimi bilse kendisine seve seve küfür etmeme müsaade ederdi. dergi reyonuna dönüyorum.en azından bir yerde bir şeyler içerken vakit geçer,kafedeki kadınları izlemek istemiyorum. karşıma 'ot' çıkıyor. kapakta kafka. hiç şaşmaz. bazıları acı çeker bazıları o acının ekmeğini yer. arka kapak güzelidir kafka artık. bir de şu tek kaslı meksikalı kadın. kafka'yı usulca elime alıyorum, bana hayatın sırrını verebilir misin diye soruyorum.yanit yok. felaketin sesi bir kez daha yankılanıyor zihnimde. hala yanıt yok.
devamını gör...
996.
kadın ve erkekleri birbirine düşüren başlıkları açmayın yahu.
devamını gör...
997.
normal sözlük kilisesi günah çıkarma birimi olarak değişmesi gereken başlık.
devamını gör...
998.
devamını gör...
999.
bugün tüm gün sınıf gözlemiyle geçti günüm ve sınıflardan birinde dışarıdan bakıldığında fiziksel engeli olduğu sanılan fakat yaşıtlarından gelişimsel olarak hiçbir farkı olmayan bir çocuk vardı. hocası belirtmese sanıyorum ki fark etmezdim, sınıfa öyle güzel uyum sağlamıştı ki halk arasında betimlendiği gibi herhangi bir ''eksikliği'' olduğunu düşünmezdim. ki eksiklik olarak görülen uzvunun aksine mükemmel bir problem çözücüydü. yaşıtlarından bu özelliğiyle her zaman önde olacak. ah benim güzel çocuğum, sen azmin mükemmel bir örneğisin. umarım hayatın boyunca o güzel kanatlarını gereksiz damgalanmalara maruz kalmadan çırpmaya devam edersin. biliyorum ki engel sadece zihinlerde, çocuğun engeli olduğu için hiçbir şeyi başaramayacağını ona aşılamaya çalışan zihinlerde.
6 yaş grubunda ise sınıfa girer girmez ilgisini çektiğim ve daha sonrasında beni gördüğü birkaç yerde sarılmak için can atan bir minik kalbimi sıcacık etti. tanımadığım kişilere fiziksel yakınlığı ilk kuran biri olmadım, çocukluğumdan beri. ama tabii çocuklarla bağım bambaşkadır. tanımadığım çocuğa fiziksel olarak yine ilk adımı atmam belki ama onu derinden sevebilirim. sarılıp kucağıma geldiğinde çok tatlıydın miniğim, bir dahaki denk gelişimizde kollarımı ilk ben açacağım.
neyse velhasıl kelam, çocuklarla çalışmak hala planlarım arasında değil. bunun birkaç önemli sebebi var fakat yetişkinlerle çalışabilmek için de çocukların dünyasını anlayıp deneyimlemek gerekiyor. staj günlerim yorucu ama keyifli geçiyor. çocuklar, sizden öğreneceğim çok şey var. hepiniz çok tatlısınız, umarım yaşamınız boyunca sağlıklı bir şekilde büyüyüp mutlu olursunuz. psikolog adayı ablanızın yüreğini sıcacıkkk yaptınız.
6 yaş grubunda ise sınıfa girer girmez ilgisini çektiğim ve daha sonrasında beni gördüğü birkaç yerde sarılmak için can atan bir minik kalbimi sıcacık etti. tanımadığım kişilere fiziksel yakınlığı ilk kuran biri olmadım, çocukluğumdan beri. ama tabii çocuklarla bağım bambaşkadır. tanımadığım çocuğa fiziksel olarak yine ilk adımı atmam belki ama onu derinden sevebilirim. sarılıp kucağıma geldiğinde çok tatlıydın miniğim, bir dahaki denk gelişimizde kollarımı ilk ben açacağım.
neyse velhasıl kelam, çocuklarla çalışmak hala planlarım arasında değil. bunun birkaç önemli sebebi var fakat yetişkinlerle çalışabilmek için de çocukların dünyasını anlayıp deneyimlemek gerekiyor. staj günlerim yorucu ama keyifli geçiyor. çocuklar, sizden öğreneceğim çok şey var. hepiniz çok tatlısınız, umarım yaşamınız boyunca sağlıklı bir şekilde büyüyüp mutlu olursunuz. psikolog adayı ablanızın yüreğini sıcacıkkk yaptınız.
devamını gör...
1000.
bir playlistim var. çok iyi. dinlerken modtan moda giriyorsunuz.*
roman havası var, oyun havası var, kürtçe halay var, türkçe halay var, ibrahim tatlıses var, ...
bir de arabesk var ki... o benden uzak kalsın. dinlemek nasip olmasın.
roman havası var, oyun havası var, kürtçe halay var, türkçe halay var, ibrahim tatlıses var, ...
bir de arabesk var ki... o benden uzak kalsın. dinlemek nasip olmasın.
devamını gör...