5121.
ne söyleyebilirim ki. bir gün de hatta bir dakikada belki her şey çok değişiyor. düşündüğün konular, önceliklerlerin, hissettiklerin, hayatına dahil olanlar, hayatından çıkanlar.

çok garip. çok güzel. çok korkutucu.

edit;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bana bugün bunlar gelmiş bir de.
devamını gör...
5122.
menemen soğansız olmaz... tüm söylemek istediğim buydu.
devamını gör...
5123.
başlık başlık gezmeyeyim kelebek gibi, hepsini buraya yazıvereyim-sanki nolcak;
-çayın olmasına 7 dakika var. yani saat 15.23. ben şimdi yazana kadar dakikalar geçer giderse bu beni bağlamaz çünkü şu anda saat 15.23.
-modların fotoğraf başlığı hassasiyetini asla anlamıyorum. bence bu halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu oluşturur. en azından tahrik suçunu oluşturur. herkesi fotoğraf paylaşmaya zorluyorlar. bir tane mod çıkıp da demiyor ki değerli kardeşlerim şu yüzden bu yüzden ülkemiz hassas durumlardadır. he, ben yine inanmam ama konuşsun bi, bi etkileşim olsun, bi bi şey.
-arada iş kitlediler dakika kaybettim.
-bir daha taşınmak istemiyorum. 104 yıl boyunca tek bir çay kaşığı bile taşımak istemiyorum taşınma maksadıyla. (sevgili evren, full bölf yapıyorum yani beni süpper malikaneme ışınlayabilirsin veya taşınmamı istersen hemen taşınırım yani şakalarımı nolur negatif enerji gibi algılama. amin, amen, der voghormia ect.)
-umumi tuvaletler ne kadar temiz olursa olsun pistir. evdeki tuvaletler ne kadar temiz olursa olsun pistir. hiç kullanılmamış bir tuvalet ne kadar temiz olursa olsun pistir.
-çok şey söyleyecektim ama niyeyse sözlüğe girip bu sayfayı açana kadar hepsi aktı gitti zihnimden. ben buna süper zeka diyorum da ruminasyon gibi uydurma kelimeler de var bunu karşılayan.
-sanki harika sololar atıyor gibi parmak uçlarımı hiç etmişim. sol elimdeki parmak izlerim silindi gitti. suç işlesem parmak izimden beni tanıyamazlar. mafyatik topluluklar, dm' de buluşalım.
-kahve makinelerine sayıp sövüyordum. yok efendim şöyle gereksiz yok efendim böyle para tuzağı diyordum. inşallah bana hediye alacak insanlar danaya girer gibi kahve makinesi borcuna girer ve bu tuzağa düşüp bana bilmem kaç bin liralık kahve makinesi alırlar. ben de onu evin salonuna koyarım çünkü mutfakta yer yok. bir de borçlanarak kurban kesilmezmiş-son 1 yıl içerisinde böyle bir bilgi öğrendim.
-son 3-5 ay içerisinde öğrendiğim diğer şey de örgü iplerinin kağıtları atılmazmış çünkü aynı seriden olmayanların renkleri tutmayabilirmiş bilmem ne bilmem ne. aslında bu bilgiyi ballandıra ballandıra anlatıp sayfalarca yazı yazardım ama bunu anlattığım ilk insanlar (yani adem ile havva) bana kahkahalarla gülüp 'bilmiyor muydun?' dediler. bilmiyordum kardeşim ve de zorunda mıyım
-madde madde yazıyorum tolstoy gibi. bakın tolstoy ileri görüşlü olduğu için yani günümüz insanlarındaki dehb'i tahmin edebildiği için uzun uzun kitapları çok bölümlü yazmış. ben de işte aynı sebeple böyle yazıyorum, siz değerli halkımıza sunuyorum.
-kesin ben sizlere modlar ve yoldaş'tan daha çok seslenmişimdir -sözlüğü üzerime yapın.
-bir şey daha diyecektim ama unuttum. bunu söylemeseydim asla bilemezdiniz unuttuğumu. işte şeffaflık desen var ve liyakat o biçim.

=>sözlüğü üzerime yapın
devamını gör...
5124.
uzat elini güzellik
belki de bu el o eldir....
devamını gör...
5125.
dünkü depremden sonra düşündüğüm ve kafamı kurcalayan çok fazla düşünce var.
oysa istanbul'da bile değildim , ne bu gerginlik?
bilemiyorum ama ülkedeki problemler gitgide daha da can yakıcı bir hâl almaya başlıyor.

depremden ne ara ülkedeki problemlere geldiğimi sorgulamayın, türkiye'deki her şeyin politik olduğuna inananlardanım.
elimdeki bardağı yere düşürsem bile kesin ülkenin başındaki birileri bir götlük yapmıştır, o derece.

deprem korkusundan ziyade sevdiğim insanları * bu tarz sebeplerden ötürü kaybetmeye korkum var.
sevdiğim insanları kaybedecek olduğum gerçeğiyle bir şekilde yüzleşebilirim ama onları ülkede alınmayan önlemlerden ötürü kaybetme gerçeğiyle yüzleşemem. beni asıl delirten konu bu.

depremde kaybetmesem belki daha sonra çıkacak olan bir yangında kaybedeceğim, yangında kaybetmesem belki bir iş kazasında, iş kazasında kaybetmesem belki kendi canına kıyacak, kendi canına kıymasa başka bir şey olacak, belki günün birinde başka birisi tarafından öldürülecek.
ve tüm bu saydığım şeylerin genelinde aynı konu var aslında. hiçbir konuda önlem alınmaması.
ülkedeki hiçbir insanın önemsenmemesi, sanki daha önce aynı hikayeleri yaşamamışız gibi her seferinde aynı şeylere katlanmak zorunda olmamız.
bir insanın kendi canına kıymasının bile politik sayılabileceği bir ülkede fazla mı beklentiye giriyorum diye düşünüyorum bazen.

beklediğim şey zor bir şey de değil aslında, ölecek olan insanın bu tarz politik şeylerden ziyade kendi ecelleriyle ölmesini bekliyorum sadece.
insan ölümlerini bir şekillendi kabullendim ama şu politik şeylerden ötürü gerçekleşen , önlem alınmadığı için gerçekleşen insan ölümlerini hiçbir zaman kabullenmeyeceğim.
insan hayatını bu kadar basite indirgeyen , ülkede yaşanan onca şeye rağmen hiçbir önlem almayan ve ülkedeki 'sayın' olarak adlandırılan kişileri de hiçbirini affetmeyeceğim.
devamını gör...
5126.
şimdi şöyle:

biyolojisinde üç 'uyuyan dev' ile var oluyor insan. bu devler 'değersizlik', 'yetersizlik' ve 'çaresizlik' duyguları. bunlara neden uyuyan dev denilmekte? çünkü uyandırıldıklarında kontrolü ele geçirebilme potansiyelleri var. bir uyaran, herhangi bir iletişim kanalı vasıtasıyla, bize bir şekilde bu üç duygudan birisini hissettirebilecek şekilde bir uyarıcı gönderirse ortaya 'yine' bir duygu çıkıyor: 'öfke'.

bu 'öfke' duygusu hukuki, dini, ahlaki, sosyolojik vb. nedenlerden dolayı herhangi bir şekilde 'uyarana' gidemeyince dönüp yine bu üç duygudan birisine saplanıyor. örneğin bir kişi bizi değersiz hissettirdiğinde ve o kişiye cevap veremediğimizde bu durum kendimizi yetersiz hissetmemize yol açabiliyor. böyle olduğunda buradan da tepki olarak yine öfke duygusu çıkıyor ve yine bir duyguya saplanıyor. nihayetinde böyle böyle burada bir döngü oluşmaya başlıyor.

bu üç devi çevreleyen bir yapı var, buna 'ego' deniliyor. bu duygu durumunun sürekli olarak yaşanması/tecrübe edilmesi bu döngüyü güçlendiriyor. bu döngü güçlendikçe işbu üç devi çevreleyen ego şişmeye başlıyor ve böylece kişi yalnızlaşmaya başlıyor. kişi yalnızlaştıkça bu döngü güçleniyor, döngü güçlendikçe ego şişmeye devam ediyor ve kişi daha da yalnızlaşıyor. böylece ortaya birbirini besleyen bir fasit çember çıkıyor. duygu döngüsü başlıyor, ego şişiyor, kişi yalnızlaşıyor, duygu döngüsü güçleniyor, ego şişiyor, kişi yalnızlaşıyor, duygu döngüsü güçleniyor, ego şişiyor, kişi yalnızlaşıyor... o meşhur dizideki gibi, bir nükleer reaktör işte böyle patlıyor!

lenin'in kitabının adı olduğu üzere 'ne yapmalı?'.

bu fasit çember kırılmalı. gerek profesyonel yardım alarak, gerek şahsi gayretle. nasıl mı? hayat bireysel bir yolculuk, bundan dolayı yürünen yol biricik. bu kısmı ancak kişi kendisi keşfedecek. yalnız şu söylenebilir: bazı şeylerin üstesinden gelebilmek kişinin kendi canını ne kadar yakabildiğiyle doğru orantılı.

buraya kadar olan kısmı sana dairdi, bundan sonrası ise bize.

sakin, huzurlu, farkında ve onurlu bir hayatım oldu. dürüst yaşadım, kimseyi incitmemeye gayret ettim, herkese de hakkını vermeye özen gösterdim. emin ol ki kötünün ne demek olduğunu çok iyi biliyorum ve özellikle iyiyi tercih ediyorum. belki mizacım biraz serttir.

ben teklifimi yineliyorum. bence bir kahve içebiliriz.
devamını gör...
5127.
arkadaşlık sitesinde gibiyim. sen kaybettiklerine yan. lanet olsun dostum. snsnsksk.
devamını gör...
5128.
hiç çalışmadan maaşım ödensin ve hiç borcum olmasın istiyorum.
devamını gör...
5129.
eppuru okudum.
allahım bu eppur gerçek olamaz. ne kadar da tam bir eppur bu nasıl bi eppurluktur yarebbim allahım yardımcım ol bu nasıl mıkteşem bir o bir yav.
sapıkın gibiyim farkındayım lütfen rahatsız olma beni bir hayranın seni de bir ünlümüşsün gibi düşün. ben rahatsızlık vermekte özgürüm sen ünlü olmasaydın ne yapabilirim ve de ben demiştim sözlüğü üstüne yapacam diye ben neden ciddiye alınmadım. yapabilirim hayat ne gösterir biz bilemeyiz bilebilir miyiz yo.
devamını gör...
5130.
otu çöpü sorup deprem sonrası nasıl olduğumu sormayanları engelledim.
devamını gör...
5131.
bugün yaşanan durumun anlamına binaen:

devamını gör...
5132.
babam beni hiç tanımıyormuş. ama hiç yani. hani tamam aramız öyle super ozenilesi degildi kabul ama bu kadar yabanciligin farkına varmak canımı yakmadı degil. yıllarca aynı evde yaşamışız sagolsun paramı eksik etmedi hiç sabah okula hep uyandırdı. ama hiç tanımıyormuş. yıllarca içinde bulunduğum depresyonun çözüm yolunu biliyormuş. yıllarca benliğimi sorgulatan sorularıma cevap vermeme yardımcı olacak donanıma sahipmiş. ama o annem ve ablamı suçlamayi tercih etmiş beni depresyondan cikaramadiklari için. sözde hep iyiydi. ama iyi bi baba olduğunu bize öğretmişti hissettirmemisti. yıllarca neden o evde misafir gibi hissettiğimi evden ayrılınca fark ettim. bana beraberliği hissettiremedikleri icin teşekkür ederim. şimdi yanımdaki her insana yükmüşüm gibi hissediyorum. sadece yalnızken kimseyi rahatsız etmiyormusum gibi hissediyorum. teşekkürler.
devamını gör...
5133.
siyasi görüşü, mesleği, titri vs..ne olursa olsun bnim icin herkes önce insandir .. insanlarla muhatap olurken hep bu kurali rehber alirim..
devamını gör...
5134.
insanın işi ters gitmeye başlayınca gerçekten üst üste geliyor. dün iş yerinde lahmacun siparişi verdim. akşam giderken alırım dedim.
yaşlı memur unutmuş söylemeyi . düşün işin başında o var. ahaha yav işin başında olup unutmuş. kizamadim bile . o kadar uzak ki çarşı 30 km. gitsen ne yiycen.
eve geldim. dedim yumurta yapayım peynir zeytin yerim.
elektrikli ocağım var iki gözlü. tüplüsü bozuldu tüpü de duruyor yapmadım uğraşmadım bile. kaldırdım depoya.
ocağı açtım. elektrikler gitti. şalter attı ya.
tüm komşularım diyor noldu.
yok olmuyor ocak yok iptal.
dedim hava sıcak ama bari sobayı yakayım. sobada yumurta yaparım. çayı ketilda yaparım.
sen sobayı yak.
soba durmuyor tüm duman eve giriyor ya. soba gürül gürül ev yanacak.
baca da tıkanmış soba boruları tıkanmış baca zaten uçmuş mu nolmuş . diyolar di baca da sorun var. ev yanacak yandı.
yav böyle bir şey olabilir mi.
hisse senetlerim düştü düştü az toparladım gümüş aldım. bu sefer gümüş düştü.
hava soğuktu ağaçlar çiçek açtı şeftali badem erik vs hava soğuk diye hepsine poşet geçirdim.
sonra poşetleri çıkardım çünkü soğuk olmadı. meteoroloji yanılmıştı. bu sefer yine soğuk olacaktı. boşa poşet harcamayım hem kim uğraşacak dedim hepsi yandı meyvelerin.
dallar bile kurudu.
iki gündür sürekli elektrikler kesiliyor.
bence bir sıkıntı var.
devamını gör...
5135.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5136.
bıktım artık!
kendilerini gösterme arzusu ile mi yoksa insanların iyiliğini düşündüklerinden midir bilinmez söylenen sayısız depremler olacak, kıyamet ortamına dönecek vari sözlerden bıktım!
yıllardır anlatılan hikayelerin imgeleri gözlerimize doldurulduktan sonra her türlü sarsıntıda o deprem bu deprem mi diye bekliyor olmak rahatsız edici. adeta bak öleceksin ve böyle olacak ama bil bakalım hangisi gibi bir oyuna döndü.
madem bir bilim kurulu olarak göreviniz var o halde bunu yüreklerimize korku zihinlerimizde felaket şemaları oluşturmadan yapmalıydınız. nacisi de celal'i de diğerleri de yerin dibine batsın arkadaş.

mesele deprem olması değil! yıkım olduktan sonra "bu şehir temizlemekle olmaz molozları denize sürüklemekle temizlenir ancak", "kimse yardıma gelemeyecek aylarca", "açlıktan, hastalıktan ölecek insanlar" gibi sözler duymaktan 6-7 yıldır bunalmışken artık tahammülüm kalmadı bu felaket senaryolarını gözlerimize sokanlara. bilinçlendirmek korku imgeleri yaratmak değildir.
devamını gör...
5137.
(bkz: kötü tanımların daha fazla oylanması)
devamını gör...
5138.
o kadar değişik hissediyorum ki, yani aslında dümdüz kötü hissediyorum ama bu kötü hissin bir nedeni yok, bir farkındalıktan ibaret. sen nesin ki diyen değersiz olduğumu bana söyleyen hissettiren bir his.
devamını gör...
5139.
yakın zamanda askere gidecek olan arkaşıma bol bol deneyimlerimi anlattım, nelerle yüzleşeceğini ve neler alması gerektiğini vs anlattım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bizim muhabbet ve agamın gözünde min karizmam
devamını gör...
5140.
"bundan sonra ne olacağını bilmiyorum" dedi küçük prens.
küçük prens, bu kez insanlar ve hayvanlar arasında bir çıkarım yapmamıştı. bazen düz de olabiliyordu küçük prens. normal, sakince, kafası hafif çakır da idare edebiliyordu.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim