5961.
önceleri bir insan ya nettir ya g.tür sanırdım.
ama artık sanmıyorum, eminim.
evet bir insan ya nettir ya g.tür.
devamını gör...
5962.
herkes allah şifa versin diyo ama kimse allah bu hastalığı niye verdi diye sorgulamıyor. dün bir yayıncıdan duyup boşluguma geldiği için gülmustum bu lafa. çok mantıklı.
devamını gör...
5963.
günü borçlanarak geçiriyorum. akşama vadeli alıyorum .
akşama kadar parayı denkliyorum .
bıktım artık .
bize ne zaman verecek mevla parayı.
devamını gör...
5964.
özel olarak anlatmak istediğim herhangi bir şey yok. sadece anlatma isteği, kaşınır gibi. saçma. özel olarak konuşmak istediğim herhangi birisi yok. sadece konuşma isteği. kiminle olursa olsun. özellikle de hiç kimseyle. o yüzden en iyisi yazmak. ben de o yüzden buradayım. kim okur, okur.

hayat boyunca sağımda ve solumda dikenli tellerin olduğu bir yolda yürüyorum. her şeyin baştan belli olduğu, zaten yazgınızın dışına çıkamayacağınız, her şeyin olup, bittiği bir hayatın seyircisiyim. acı çekmekte bir seçenek. birkaç kez kanlar içinde dikenli tellerin ötesine geçmişliğim bile var üstelik. kanadığıyla kalıyor insan. çünkü dön dolaş, fark etmez, aynı yerdesin. üstelik bu hiçbir yere varmayan, sürekli olarak kendi etrafında döndüğün yolda artık nerede olduğumu da önemsemiyorum. ha orası, ha burası, ha şurası. orada da burada olduğundan başka bir şey yok. ne de olsa orada şurada da bir şekilde vakit geçirmen gerekecek. zaman algım yok. çünkü gece ve gündüzden ibaret. döngüsel. her şey dönüp, duruyor, ben de onlarla öylece.

yazgının dışında bir yazgın yoksa, o halde, nereye gidebilir ki insan? yazgım tek başınalık ile yalnızlık arasında gidip gelmekten ibaret. aradaki fark şu; tek başına olduğun zaman karşında mücadele etmen gereken insanlar var ama yalnız olduğunda kimse yok, bir nevi lüks. ve ben hayat boyunca sürekli olarak yalnız kalmaya çalıştım.

başına gelebilecek felaketlerin sonuna vardığında, artık orada hiçbir şey kımıldamıyordur. öylece rahatça oturabilirsin. zaten diğerleri de ancak başına gelebilecek felaketlerin sonunda seni yalnız bırakırlar. çünkü ister arkadaş olsun, ister sevgili, ister eş, kim olursa olsun, fark etmez, mutlu olduğun sürece yanındadırlar. hayır. onlar mutluluğundan nemalanmak için orada değillerdir. aksine neredeyse mutlu olmanın yasaklanması gerektiği bu cehennemin zebanileridir onlar. mutsuz olduğunda, görevleri tamamlanmıştır. kendilerine mutsuz etmek için başka mutlular ararlar. onların görevi budur. dediğim gibi herkesin bir yazgısı vardır. onlar en kötü yazgı tarafından lanetlenmiş zebanilerdir. içlerindeki cehennemi her yere taşımak, her yeri cehenneme çevirme çabası onların tiksinç yazgılarıdır.

ben de böyle tiksinç yazgılarla donatılmış insanların içinde büyüdüm. annem, babam, kardeşlerim dahil hepsinin bu senaryodaki rollerini oynayışlarını seyrettim.

arkadaşlık, sevgililik, bunların hepsi de bir arada bayağ romantize edilmiş, o yüzden de hayatta bir gerçekliği olmayan abartılardır olsa olsa. öğrenmem gereken her şeyi zaten biliyordum. etrafına baktığında tek gördüğün herkesin atanamamış birer düşman olduğu gerçeği. içlerindeki öldürme arzusunu saklayamıyorlar ama arzularını gerçekleştirebilecek kudretleri de yok bir yandan. o yüzden düşmanlık edebilmek için ya güçlenmeyi ya da zayıflamanı bekliyorlar. herkes herkese dişini göstermek için fırsat kolluyor. ta ki dişleri derisinden geçebilecek kadar sivrilsin ya da derisi incelsin. ta ki o leşçil bir kemik daha sıyırabilsin.

insan avlanma yetisi olmayan leşçil bir canlıdır. o yüzden her yerde düşkün ararlar. bulamazlarsa da düşürmeye ya da düşmesini beklemeye başlarlar. doğa o kadar acımasızdır ki; bazı aslanlar pençesiz doğar. o halde onlar da erdemlerini silaha çevirirler, o pis şefkatleri, tiksinç merhametleri ve gerçek olamayacak kadar abartı boyutuna vardırdıkları sevgileri ile düşmenizi beklerler. düşenin vay haline.

nefretin sonsuz çölünde sevgi bir damla sudur sadece. daha herhangi bir şeyi yeşertmeye karar verip, toprağa düşmeye karar verdiği anda havada buharlaşıp gider. o kadar işlevsizdir ama her yerde yüceltilen odur. dünyayı sevgi kurtaracak falan. oluyor mu öyle? o öyle olmaz işte. daha havada buharlaşıp, havaya karışır öylece. hava civa derler ya, hah, odur işte sevgi dedikleri.

ahmak insan beyni basit olan her şeyi algılamakta zorlanır. algılayamaz. ona gereken karmaşadır. halbuki sevgi basit bir mevzudur. bir kedi ayağına sürtünür, sen de onu okşarsın. bu kadar. daha fazlasına gerek yoktur üstelik. ama onlar sonsuzluğa uzanmak isterken abartma yoluyla her şeyi hiçe çeviren yeryüzü ve varoluşun en ahmak, düşkün formudur. ölümsüzlük peşinde koşarken ölü bir hayata mahkum olmuşlardır. o kadar ölüdürler ki; ölü olduklarının farkına bile varabilecek hayatın zerresi kalmamıştır içlerinde.

hükmetme sapıklığı daha şimdiden onları olmayacak şeylerin peşinde heba etmektedir. doğada hiçbir şey israf olmaz. insan israf olacağı sanrısı ile israf olur. mesela bir karpuzun hepsini tüketemediği anda onun israf olduğu sanrısı ile hırpalar kendisini. solipsizmin batağında çırpınır. halbuki o karpuz karıncalara besin olacaktır, kargalara besin olacaktır, mantarlara, bakterilere ve daha nice varoluşun başka sakinlerine. ama ona yar olmayan ne varsa hiç kimseye yar olmamalıdır. bu bencillik bile değildir üstelik. daha da beteri; aşağılık kompleksinden kaynaklı, narsistik bir şizofrenidir. o her şeyin kendi etrafında dönmesi gerektiğinin sanrısından muzdariptir ve bu hastalığın çaresi yoktur. bırak çaresini, bunu fark edebilecek kapasitede bir hekime bile rastlanmaz. psikiyatri bile daha şimdiden kendileri de bu hastalıktan muzdarip bir sürü ahmaktan teşkil etmektedir.

hükmetmek karşındakine üstün gelip, onu boğmakla ilgilidir. dişleri olan aslanlar dişleri ile boğarlar. olmayanlar ise ya zaten hali hazırda boğulmuş bir kurban bekleyen akbabalar gibi etrafta öylece döne döne uçarlar ya da daha iğrenç bir şekilde abartılı sevgi, şefkat ve merhametleri, o tiksinç erdemleri ile üstün gelip, boğmaya kalkar.

iktidar insanların dünyasında bir sanrıdan ibarettir. çünkü başkalarının algısına dayanır. manipüle edilebilir nitelikte bir sürü ahmak öylece ağzı açık dolanır. mesela hayvanlar kısa süreli de olsa belli bölgelerinde iktidar kurabilirler.

kedigiller içinde sosyal olan sadece aslanlardır. diğerleri sadece çiftleşmek üzere kısa süreli ilişkiler kurarlar. erkek aslanlar aralarında en az iki aslan olmak üzere koalisyon kurup 10 ila 15 dişiyi haremlerine katarlar. dişiler ise sürekli olarak sürü halindedir. dişilerin aksine bazı erkek aslanlar koalisyon kuramamış, herhangi bir sürüye sahip olamamışlardır ya da tercih etmemişlerdir. onlara göçebe kral denir. hayat onları diğerlerinden ayrı kılmıştır. eksik bırakarak veya fazla kılarak, fark etmez. sonuçta onların yazgısı ya yalnız olmaktır ya da tek başına olmaktır. tek başlarına avlanırlar, bir av da sonuç olarak bir düşmandır ve çoğu zaman diğer aslanlar tarafından tek başlarına öldürülür, ölür, ya da ecelleriyle yalnız ölürler nadiren.

insanlar da aslanlar gibi sosyal hayvanlardır. ben işte tek başıma ya da yalnız olarak göçebeyim sürekli. hayat beni bir şekilde her türlü diğerlerinden ayrıksı kıldı. hiç kimse ile ne ahlaki, ne kültürel, ne duygusal, hiçbir şekilde hiçbir bağım yok. hiç kimsyle düzenli, uzun süreli ilişkiler kuramıyorum. istesem de yapamıyorum. çünkü yazgımda yok. her şey yazılmış, çizilmiş, bitmiş. yapacak bir şey yok.

ben hiç kimseyle uğraşmak istemiyorum. kimsenin göğsüne basmak istemem. ama dediğim gibi hayatım tek başınalık ve yalnızlık arasında gidip, geliyor. bu uğraşmak istememe hali karşılıklı olunca yalnızlığıma dönebiliyorum. ama karşılıklı olmayınca, ben de birilerinin tiksinç göğsüne basmak zorunda kalıyorum. hayatta aslolan tek şey hayattır. gerisi boş. bir erkek başının çaresine bakabildiği anda hayatı başlar. ondan önce yaşamıyordur. hayattayım. şu an birilerinin tiksinç göğüslerini ezdim bayağ bir. biraz daha ezmem gerekiyor. ondan sonra umarım yalnızlığıma dönebilirim. uzun süredir alkol kullanmıyorum, kendimi ot gibi, kütük gibi hissediyorum. neşe namına hiçbir şey kalmadı içimde. sadece sınırlarını bilmediğim bir nefreti taşıyorum. işte bununla yaşıyorum. kimseyle uğraşmadığım, kafayı çekip, şarkı dinleyip, sızdığım zamanlara dönmek istiyorum sadece. kafama göre takılıp, kimseyi iplemek zorunda kalmadığım o güzel zamanlara.
devamını gör...
5965.
hayat devam ediyor

bir zamanlar sıradan bir cümleydi benim için bu. özne ve yüklem. sonra kitap adı oldu. "ipek ongun, hayat devam ediyor". 3 aydır neredeyse her gün duyduğum, her gün yüzüme vurulan ya da kendiliğinden çarpıveren bir söz.

hayat, ben ne yaparsam yapayım; aksi için ne kadar çırpınırsam çırpınayım, devam ediyor. etmek zorunda olduğu için değil, tanrı bize bu şansı vermediği için devam ediyor.

3 ay önce çok sevdiğim biri demişti; "insan istediği zaman tırtabilmeli." o kadar haklı ki... istediğimiz zaman delirebilmeliyiz. "ben delirdim" diyip çıkabilmeliyiz bazen. evladını toprağa koymak mesela. anneni kaybetmek, sevdiğin kadını/adamı yitirmek.

çalıştığım şirketin yakınında oturan yaşlı bir kadın vardı. sanırım oğlunu ve eşini kaybetmiş. sonra toparlayamamış. yüzüne bakan herkese küfür ediyordu. "delirmişti". 3 ay önce kadına "ah yazık, vah vah" derdim. bugün düşününce... o kadar haklı ki... delirmek için daha iyi bir sebep olamaz.

kimseye zarar vermeden delirebilmeli insan. sapıtıvermeli. "ya ben ne yaşıyorum, sizin haberiniz var mı? hayatım kaydı benim. aklımı yitiriyorum ben." diyip beynini uzak diyarlara gönderivermeli. istiyorsa kalbi sakinleşince geri gelsin aklı. ama insanlara delirebilme şansı vermeliyiz.

ayrıca cenaze yemeğini beğenmiyorsanız, cenaze evinde yemek yemeyin. başka bir şey yiyebilirsiniz, kimin ne yediğine kesinlikle karışmayız. *
devamını gör...
5966.
hayatım nereye gidiyor bilmek istiyorum. ama bilemiyorum maalesef. neden hayat bu kadar zor?
devamını gör...
5967.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sevgiler...
devamını gör...
5968.
rica ayrı, dilencilik ayrıdır.

rica ettiniz olmuyor mu, karşı taraf istediğinizin ne kadar önemli olduğunu anlamıyor mu?
anlıyor ya da farkına varıyor ama ciddiye mi almıyor?

vazgeçin.
kendinizden eksiltmeyin.
devamını gör...
5969.
insanlardan, kafamın içindeki ve dışındaki gürültüden, yaptıklarımdan, yapacaklarımdan, yapamadıklarımdan her şeyden o kadar bunaldım ki. içimde tarif dahi edemeyeceğim bir nefret var, ki ben bir şeylerden nefret etmeyi yıllar önce bıraktım. çilehaneye kapanıp iki gram ekmek ve suyla kafa dinlemek istiyorum ya.
devamını gör...
5970.
erkek arkadaşımla çok tatlı bir tanışma hikayemiz var, #3108837 burada okuyabileceğiniz.

her sene nerede olursak olalım, ne yapıyor olursak olalım, aynı evin içinde ortak bir hayatı paylaşsak dahi 16 aralık’ta (birbirimizi ilk gördüğümüz zaman) aynı kıyafetlerle, aynı olayları birebir yaşayarak o sahildeki yerde buluşma sözü verdik birbirimize. geçen sene aynı heyecanla yürümüştüm o yolları, umarım bu sene de ilk günki heyecan baki kalacak bizde.

şimdi düşününce bir an önce 16 aralık’ın gelmesini beklediğimi farkettim. doğum günümü bu kadar beklememiştim ben.

öyle işte…
devamını gör...
5971.
sözlük. çok seviyorum sözlük.
delirecek gibi seviyorum.
yatıp kalkıp düşünecek kadar. mutfakta, salonda, odamda, markette, yolda her yerde.

bu kadar düşünüp de sakin kalabiliyorum bu daha ilginç.

baktığım yerde hologram gibi kafası duruyor. hep bir fludan bakıyorum etrafa. bazen bir şey söylenildiğinde ikinci defa anlıyorum. çünkü onu düşünüyorum.

bunun için bir çaresi olan varsa bildirsin.
devamını gör...
5972.
gidemiyorum kafasına göre geçmişimi yargılayıp, engelli listemdeki erkek sayısına göre geçmişimi kirli ilan edip bunlarla beni suçlayıp üstüne üstlük ailem seni istemiyor bütün bunlardan yoruldum artık deyip terk eden sevgilimden neden bir türlü gidemiyorum. neden kendimi suçlu hissediyorum. bütün aşağılamalarına katlanmama rağmen 4 gün önce ben sensiz yaşayamam deyip ağlayan, seni canımdan çok seviyorum diyen ama sonrada yoruldum deyip beni hayatından çıkaran kişiden neden gidemiyorum.
devamını gör...
5973.
yarın için hastane randevusu aldım, hem kontrole gideyim iyi olur hem bir gün mola vermiş olurum hem de öbür mühendis az iş yapsın diye düşündüm. patrondan izin aldım, direkt okeyleyip öbür mühendise yapılacakları yapmasını söylersin dedi. adamın geldiği günden beri maskesi yok, üstüne bile düşmüyor o kadar umursamaz bir adam. "bana lazım olur mu acaba, öbürlerinin belki işi gücü olur bana iş düşer ben yaparım maske lazım olur" falan diye de düşünmüyor. kendi yedek maskemi bıraktım ona, durumu izah ettim adam yine tamam falan demiyor, yapacak mı yapmayacak mı belli değil. ekip arkadaşımı da "sakın onun yapması gereken şeyleri yapma, söylerse de "risk alamam" de çık işin içinden " dedim. neler yaşanacak yarın çok merak ediyorum bakalım, iş güç yapacak mı, yapmazsa kendi patlar gram umurumda olmaz.

bir de şu" benim moralim bozuk, öyleyse öbürlerinin de moralini bozmalıyım" kafasındaki insanları kesinlikle s**lemiyorum artık. senin moralin bozuksa bozuk başkasınınkini bozmaya hakkın yok, şöyle insanları umursamayın, üstüne zararlı çıkartın konuşmayı sonlandırın bitsin. istediğiniz kadar yakın veya uzak bağınız olsun herkes sınırını bilmeli.
devamını gör...
5974.
az once annem igneden iplige yumusak g mi olcak diye sordu. boyle seyleri bazen karistirabiliyor. ben de uzunca bi sure dusundum ve dabilyu y dedim. kafasal olarak nasilim şöyle soyliyim malim sozluk
devamını gör...
5975.
herkesin hiçbir şey ifade etmediği zamanlarda insan daha mı mutsuz
yoksa daha mı anlamış. böyle bir anlamak insanı mutlu mu eder yoksa
mutsuz.?
bir diğer yoksa yalnız mıyız?
tam unutacaksın, bir hatırlama geliyor!
gelme, nolur gelme diyemiyorsun.
aklın sana acı çektiriyor. insan aklı işte acıya duyarsız..
devamını gör...
5976.
farkında mısınız?
bugün cuma.

şenlikler başlasın.
devamını gör...
5977.
dondurma yemek istiyorum ama şekeri de kesmem lazım. keşke gökten bi dondurma düşseydi. dışarı çıkıcam ama çok üşeniyorum almam zaten. başkası alınca suçluluk daha az oluyor.
devamını gör...
5978.
"öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna."
devamını gör...
5979.
ben de diyorum sözlükteki kızlar neden yüz vermiyo
meğer hepsi manit yapmış.
bize de kala kala 40lık teyzeler kalmış.
devamını gör...
5980.
sanırım benim tatilin tatiline ihtiyacım var.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim