6281.
yarın tatil dönüşü ilk iş günüm. işe hiç gidesim yok. bazen aklıma banka hesabında milyonlarca lirası olan insanlar geliyor. acaba diyorum benim de çok param olsa nasıl olurdu. işi gücü bırakıp bankadan gelen faizle mi yaşardım yoksa yine çalışmaya devam mı ederdim. bunun cevabını da bilmiyorum. yarın iş var ama bunu biliyorum.
devamını gör...
6282.
bilgisayarımdaki word'de bir sorun olduğundan, günlüğüme yazamadım.
(ağlamayarak yazıyorum. aksatmadan yazınca iyi geliyor)
buraya da zaten yazmayı bırakmamın sebebi sanırım bu günlük şeysini yeniden yapabilmemdi. ama işte bazen hayat insana küçük sürprizler yapabiliyor.

bugün annemin bir arkadaşı kahvaltıya gelmişti. çok güzel bir kadın biliyor musunuz... mutsuz bir evlilik yaptı. sırf ailesinde sevilmediği için ona sevgi gösteren ilk insanla evlendi.

babası ona küçükken seni sevmiyorum demiş. bunun gibi bir sürü anıyı içinde biriktirip güzel bir kadın olmadığına inanmış sonunda.

demin de , sanki sabahki olayla sözleşmiş gibi bir arkadaşım, bana attilla ilhan'ın bir görselini gönderdi. bilenler bilir. kendini çok çirkin bulurmuş.

dedim ki içimden... sevilmeyince kendini çirkin bulmak kadınlara özgü değilmiş meğer.
sonra dedim ki neden içimden diyeyim ki yazayım ben bunu.
e başta belirttiğim sebepten dolayı da buraya yazdım. size açıklama bile borçlu değilim. zaten kendi istediğim için açıkladım.

ben kendimi güzel buluyor muyum? bilmem. bazen. iyi hissediyorsam dünyanın en güzel kadını benim.

aman işte neyse.

kendinizi sevin tamam mı?

ben bazen kendimi çok çaresiz hissettiğimde, mutsuz olduğumda ama o an elimden bir şey gelmediğinde başlarım orada burada gönderi kaydırmaya.

şimdi diyeceklerimi yanlış anlamayın.

bir gün yine o haldeyken bir kız gördüm. makyaj yapıyordu. ama kızın gözlerinin olması gereken yerde iki boşluk vardı. cildi yanmış gibi gergindi.

ama size o öz güveni anlatamam.

yanlış anlayacağınız kısım burası işte. burada bakın iki gözün ağzın var mutlu ol şükret demek istemiyorum.

mutluluk dışarıda değil içeride demek istiyorum. ben de bu gücü bulamıyorum her zaman tabi. ama hep gözlerimin önüne o kızı getiriyorum. hevesle video çekişini, heyecanını ve buna inanın mutluluğunu.


şu hayatta en fazla 80 yıl ortalama zamanımız var ve biz hep o ömrü acı ve dertle besliyoruz.

polyanna olalım da demiyorum ama ne bileyim işte.

biz yetiştiriliş tarzı olarak kendimizi sevmeyi değil de aileyi, eşi dostu mutlu etme göreviyle büyütüldük.
benim neslim böyle en azından.
yapma. dur. sus. konuşma.

çok azımızın ailesi "nasılsın " dedi.
hani olur ya yabancı filmlerde çocuk bağırarak odasına gider ve arkasından bir aile bireyi gider ve konuşur.


ben bağırarak odama gitsem annem koşarak gelir azarlardı mesela. yok ona da kızmıyorum. o belki daha da azını gördü.
aman böyle işte.

kendimizi sevmek için umarım geç kalmamışızdır. ben seviyorum 3 senedir filan.
devamını gör...
6283.
fizyolojik ve saykolojik kondisyonumdan ötürü gündeme çok bulaşmak istemiyorum ama 7/24 web'in içindeyken de başarılı olunamıyor haliyle. bu memleket insanın ömründen saat başı 1 hafta götürüyor.
devamını gör...
6284.
bu hafta cuma gecesi işimizi bitirdikten sonra ayrılacağımı ve işi bıraktığımı söyledim, yoğunluktan dolayı daha yapamadığımı çalışmak istemediğimi belirttim. bugün de patron gelmiş sözleşme imzaladık sorumlulukların var zaman tanıman lazım öyle olmuyor diyor kısaca, ben şimdi yarın hiçbir şey olmamış gibi işe gidicem ve yine gecelere kadar çalışıcam. çalışmak istemediğimi ayrıldığımı söyledikçe anlamıyor zaman tanı diyor, derdi zoru beni köpek gibi çalıştırmak gidene kadar. zamanında öbürlerine yaptığını bana da yapmak istiyor anlamıyorum sanıyor, he tamam dedim de mesaj atıp kararımı değiştirdiğimi söyleyip işe daha gitmeyeceğim. ne zaman kavramı var ne adam akıllı maaş var sıkıldım artık, sorumluluklarımın olması ben ayrılma kararı alana kadardı, ayrılmak istedikten sonra çalışmak istemiyorum dedikten sonra istediğin kadar sorumluluk yükle yapmam. hayır gitsem yarın kesin tartışıcaz kavga falan edicez, onunla mı uğraşıcam bide hiç gitmem daha iyi. elemanı yok yana yakıla bir şekilde ikna etmeye çalışıyor ama yemezler, emek harcadığı ve sosyal hayatta iyi davrandığı doğru ama bu çalışırken tamamen tersine dönüyor, köpek gibi davranıp saat fark etmeksizin çalıştırıyor. benden buraya kadar valla gitmiyorum a**.
devamını gör...
6285.
başlıklarda yine aynı nakarat...

“kadın şöyledir, böyledir…”

belli ki adamların internet paketi kadın düşmanlığıyla sınırsız yapılmış. sanki evde prizden takınca otomatik “kadın suçludur” cümlesi doluyor ağızlarına.
o kadar çok kadınla dertleri var ki.. belki de asıl mesele kadınlar değil, aynaya bakınca gördükleri tip diye düşünmeden edemiyor insan..

bir de sürekli “kadınlar şöyle yapamaz, böyle edemez” diye ahkâm kesiyorlar.
kardeşim, sen sabah pantolonunu ters giymeden evden çıkmayı başaramıyorsun, kadınların neyi başarıp başaramayacağına sen mi karar vereceksin?

şunu da fark ettim.. kadın düşmanlığı aslında bir tür terapi gibi. adam kendi başarısızlığını, beceriksizliğini, sevilmeyişini kadına yükleyince bir rahatlıyor...
kendi hayatını eline alamayanların kadınlara “şöyle yap, böyle yapma” demesi kadar komik bir trajedi olamaz.

bir de bu tayfanın ortak özelliği var..
kadına düşman, erkeklere köle.. patronu “yarın mesai var” deyince ses çıkaramıyor ama “kadınlar fazla özgür” derken klavyede aslan kesiliyor..
cesaretin adresini yanlış yazmış dostum, git yanlış kapıyı dövüyorsun.

kadını küçültünce büyüdüğünü sananlara bir sır.......
sen küçültmeye çalışırken, aslında kendi beynini mikroskopta bile göremeyeceğimiz hale getiriyorsun.
o yüzden kadın düşmanlığı bir görüş değil, düpedüz zeka yoksulluğunun diplomalı hâlidir..
devamını gör...
6286.
henüz içmeye başlamamamın sebebi halen çalışıyor olmam. mühendis bekliyoruz bu saatte. neyse ekmeğin saati olmaz.
devamını gör...
6287.
sabahları; hayatımdaki her şeyi yoluna koymuş, kendimi ispatlamış, sessiz sakin yolumda hissediyorum.

akşam olunca hiçbirinden eser kalmıyor, çöküyorum ya olduğum yere.

az kaldı az.
neredeyse bir ay izne çıkıyorum.
çalışmayı unuturum inşallah. *
devamını gör...
6288.
arkadaş şu son iki günde işten çıkmaya çabalıyorum, iyice arap saçına döndü durum. yav bak şimdi ben gelmeyeceğimi söyledim mi söyledim, istifa dilekçemi ileteceğimi söyledim mi söyledim, belgemi belgeleri olan birini bulana kadar ücreti karşılığında kullanabileceğini söyledim mi söyledim. şimdi, o bana sözleşmemiz olduğunu, ihbar zamanına uymadığım için tazminat ödeyebileğimi söylediğinde beni sindirmeye ve korkutmaya çalışmış oluyor mu olmuyor mu? ben de istifa dilekçeme mesai ücretlerimi alamadığım için direkt sözleşmemin feshedilmesini istediğimi bildirdikten sonra ise karşılık gelmiyor. ben hakkımı ararken kötüyüm, siz hakkınızı ararken "sen bizi sattın" moduna giriliyor. ya bir yere kadar dayanabiliyorsun bazı şeylere, işi yaparken zırt pırt eleştirilip hakaret bağırtı işitince insan herşeyi sktir ediyor cidden, ne saygı ne sevgi kalıyor günün sonunda. her neyse, ben dilekçemi öyle yazınca da "benim de alacaklarım var, herkes alacağını ortaya döksün, ben vereceğimi veririm ama hakkımı helal etmem" moduna niye giriliyor peki? ulan bu dünyada hep karşınızdaki insan mı kötü a** ya? şimdi beni köpek gibi çalıştıramadı içinde kaldı, çalışmam abi ben diğerleri gibi enayi miyim? herkese aynı muameleyi çekmeye çalıştığını ben farketmiyor muyum? olum ben ciddi derecede psikolojik sıkıntıları olan insanlarla senelerce iç içe yaşamışım, günün sonunda hepsinin zihnini okumayı başarmışım, bunu başardıktan sonra da kendi psikolojimi istediğim zaman bozup istediğim zaman normale döndürebilen biri olmuşum, insanların neler yapabileceğini fark etmeyecek kadar mal mıyım? her neyse, kötü adam ilan edildim, varsın ilan edileyim, bu birilerine ders olacaksa sıkıntı yok, bundan sonra hadlerini bileceklerse buna değer, namım çok önemli değil bu noktada.
devamını gör...
6289.
bu hayatta en güvendiğim insanlar listemde ilk beşe girerdin. çocukluğumuzdan, yan yana geçirdiğimiz güzel günlerden geriye çok az şey kaldı şimdi sayende. birini ne kadar çok seversen, canını da o kadar çok acıtıyor işte. sen benim bu noktada “asla” diyebileceğim nadir insandın. aklım almıyor duyduklarımı, aklayamıyorum seni.
seni kimsenin sarmadığı kadar ben sardım, en çok ben korudum, en çok ben kıyamadım, seni en’im yaptım bir çok konuda. aramızdaki bağa inancım öyle sarsılmazdı ki, bir gün olsun bunları söyleyeceğini düşünmedim. çünkü sen çocukluğumdun benim, içimdeki çocuğu korumamın bir sebebi de sendin.
ben değil, o masum kız çocuğu kırıldı en çok bu gece öğrendiklerimle. yazıklar olsun sana verdiğim emeğe de, değere de diyeceğim ama kahretsin, yine kıyamıyorum! sen bana değil, çocukluğumuza ihanet ettin. en çok bu yüzden üzgünüm.
devamını gör...
6290.
bir şey diyecek hal mi kaldı allah aşkına.
yazılacak sayfalarca söz var ama yazmaya mecalim yok.
kader utansın.
devamını gör...
6291.
herkes diyor ki bak bu durumlar seni motive etsin. çalışmaya tutun.
ama bilmiyor ve anlamıyorlar ki bende sistem öyle çalışmıyor. ben keyfim yerindeyken çalışkan olurum.
kafam rahatken güzel olurum. kendime bakarım. üstüme başıma dikkat ederim.
bi haftadır tek kelimeyle bk gibiyim. yalnızca duygu olarak da değil. tip olarak da. çirkinleştim resmen bi haftada. yaşlandım. miskinleştim.
devamını gör...
6292.
nasıl sabrettiğime benim bile şaşırdığım bazı mevzular var
devamını gör...
6293.
bir öyle bir böyle
yok öyle yok böyle
işte yok öyle
devamını gör...
6294.
hayat ne acaip lan.....

dün ne idin bugün ne oldun ....

son 3 haftada büyüdüm galiba hissettim büyüdüğümü zaten hep yaşımdan olgun bir insandım, ama galiba biraz daha büyüdüm.
devamını gör...
6295.
son sürat üzerine gelen cümbüşün aniden durması. fakat içinden geçip giden bir şeyler var. kimleri alıp götürdü senden? aynı yolun tam ortasında kaç kez yaşandı bu mutsuz kazalar? aynı soruları kaç kez tekrarlayıp cevaplarını boşluğa savurdun? gecenin en koyu deminde kaçıp gitme isteği. ve hadi üçü beşi boşver, bu kez dört dörtlük olsun. sen bu kez en kararlı pişmanlığındayken ötekiler renkli rüyalar aleminde. son bir cümle hakkını kullanmayı bile yük olarak gördün. zamanı dondur usulca süzülürken, nasıl olsa şiddetli bir darbeyle filme son noktayı koydun. yanında bir tek vazgeçilmez dostun var. onu da koluna takıp gidiyorsun. seyirciler bu sonu bekliyorlardı ama neden şaşkınlık çemberinde debelenip karaya çıkmaya çalışıyorlar anlayamıyorsun. soluk kovalardan parlak yüzeylere çarpan dalgalar hiçbir kiri temizlemeye yetmiyor. iki tebessüm arasında ince bir yaş olarak saklanmaya devam ediyorsun. hadi şimdi sahiden gülümse, kalan tüm mürekkebin son sürat kuruyacağını biliyorsun.
devamını gör...
6296.
ben bu zamana kadar gitmek isteyen hiç kimseye gitme demedim. hep arkalarından "tek o mutlu olsun, yel essin, kokusu gelsin" dedim. bunu mağrur olma kaygısı ile de yapmadım. aksine kendime bunu hak görmedim. ben, birinden kalmasını isteme hakkım olduğuna hiç inanmadım.
bugün hayatımın en zor günlerinden biriydi. bu hayatta güvendiğim, sırtımı yaslayabileceğime inandığım tek kişi, yurt dışına yerleşti. gittim, havalimanından uğurladım. o'nun için iyi olacak, orada mutlu olacak diye kendimi teskin etmeye çalıştım ama gitme diye yalvarmayı, ne olur beni bırakma demeyi öyle çok istedim ki. yapamadım. belki de bu gidişin benim hayatımda nasıl bir yıkıma sebep olduğunu bilseydi, gitmezdi. o'na söyleyemedim.
beni bu cehennemde bırakıp, gitti. beni bıraktı ve gitti.
devamını gör...
6297.
iyiyim, mükemmelim demiyorum ama insanların salak saçma şeylerin peşinden koşmalarını gördükçe sinirlerim hopluyor. yapma, deli olursun... ! hayat yeterince zor, bırak o seni sevsin.
devamını gör...
6298.
yol başladı. birkaç günlük küçük bir turneye cikiyorum. enteresan bir huzursuzluk var icimde, neden bilmiyorum.
evde kalsam daha iyiydi de para lazım mecbur. bir de acıktım oğlum lan.
neyse, my rab yardımcım olsun gerisini çok da şeyapmamak lazım
devamını gör...
6299.
s...m böyle sözlüğü
devamını gör...
6300.
yaklaşık beş yıldır görüşmediğim ve zamanında çok yakın olduğum bir arkadaşımı bugün tekrardan rüyamda gördüm.
sıklıkla görüyorum, hatta hep aynı şekilde görüyorum.
benden her zaman yardım istiyor, kendisini kurtarmam için yalvarıyor resmen.

bu arkadaşımla arkadaşlığımızın bozulma sebebi de aslında onun kendisine şiddet uygulayan birisiyle yıllar önce severek evlenmesiyle başlıyor. o zamanlar daha kendisi 18 yaşında bile değildi , evlendiği kişi de 30'larına yakın olması lazım. sadece şiddet değil bazı olaylar da vardı ama o kısma hiç girmeyeceğim.
zamanında bu sebeple kendisine çok kırıcı laflar ettim o an içerisinde bulunduğu psikolojiyi düşünmeden. bana düğün davetiyesini getirdiği gün de direkt hayatımdan çıkartma kararı verdim.
şu anki aklım olsa yanında olmaya çalışırdım her anlamda, hiç değilse ailesinde de şiddet durumu bulunduğunu göze alarak ve onun psikolojisini düşünerek hareket etmeye çalışırdım, direkt kestirip atmazdım.
ama o zamanlar işte kendisine saygısızlık olarak gördüğüm bu davranışını kabullenemedim, kaç yıldır yanında olduğum kişinin kendisine bunu yapması açıkçası çok acizce gelmişti, ki bu düşüncemden dolayı da aşırı utanıyorum.
neyse işte bir şekilde birbirimizin hayatından çıktık, yaklaşık iki yıl önce ailesini gördüysem de gidip sormaya cesaret edemedim.
öldürülmüş olma ihtimalinin bile olduğunu adım kadar iyi biliyordum çünkü.

rüyamda yine hangi ev olduğunu bilmediğim bir evde aniden geliyordu, ağlayarak yardım istiyordu.
elinde yine aynı çanta, yine aynı mont, aynı yüz ifadesi.
ben de yine diğer rüyalarımda olduğu gibi içeriye almadan ona boş boş bakıyordum.
ben baktıkça o daha da korkmaya başlıyor, daha fazla yalvarıyor.

bugün rüyamda eğer onu içeriye alabilseydim belki bu kadar etkilemezdi beni, bilmiyorum.
ama olmadı işte.

ve bugün yine onu her rüyamda gördüğüm zamanki gibi çeşitli sosyal medyalarda onu bulmaya çalıştım.
ismini , soyadını çok net bir şekilde hatırlıyor olsam da yine bulamadım.
bulsaydım da varlığımı belli etmeye cesaret edebilir miydim bilmiyorum.

bir de bu rüyaları görmeye başladığımdan beri hayatımdan insan çıkartmakta neden bu kadar zorlanıyor olduğumu artık daha iyi anlıyorum.
tekrardan bu tarz bir pişmanlık yaşamaktan çok korkuyorum çünkü.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim