3721.
üzülünce durup da bir düşünmelidir insan kaybeden ben miydim diye
devamını gör...
3722.
her geçen gün bir öncekinden nasıl daha kötü olabilir, bir senenin içine nasıl bu kadar saçma ve zorlayıcı şeyler sığabilir benim artık aklım almıyor.
yaşadığım şeylerle ilgili her olasılığı düşünüyorum ama görüyorum ki hepsinin sonu yine bombok bir yere çıkıyor; hiçbirinin asla oluru yok.

sinirlerimin, sabrımın, akıl sağlığımın ve insanlığımın hiç bu denli sınandığını; bu sene olduğu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum.
"hayır olsun", "bu da geçer" diye diye, ruhumu ezip geçen şeyleri alttan almaktan; görmemeye çalıştıkça zorla gözüme sokulan olumsuz şeylerden çok sıkıldım artık. her boktanlığı örtecek bir iyilik sıkıştırmaya çabalıyorum aralara kapatsın diye ama yok, yine yettiremiyorum.

neyse geçer. bunlar da geçer.
devamını gör...
3723.
sesim iyice kisildi ya of
devamını gör...
3724.
en yakın arkadaşının karısını çaldı.
aynı senaryoyu yaşadı.
şimdi de tacizden yargılanıyor.

allahın adaleti şaşmaz.
devamını gör...
3725.
dün gece bir rüya gördüm.
almışım elime telefonu ınstagramdan arama yapacağım. mesaj falan atmayı planlıyorum ama bir bu kadar da bilincim yerinde rüyada. öyle büyük bir istek öyle büyük bir arzu ile yapacağım ki bunu zaman duracak ölüler bile uyanacak öyle bir coşku hali işte.
sonra ne olduysa bir anda uyandım.
yarı kendime gelmiş bir halde aldım elime telefonu ınstagramdan hesabını arayacağım. bilinç yok sanki bir şey bana hükmediyor öyle diyeyim. bir an durup ne yaptığımı sorguladım o an.
ve telefonu aldığım gibi sessizce yere bıraktım.
yorganımı üzerime tekrar çekip duvara döndüm.
aklımdan ya baksaydım o an profiline ya nişanlandıysa ya evlendiyse dünyalar güzeli gülüşünü fotoğraflar halinde paylaşmışsa diye geçirdim. sıkıntı bastı tabi. kalktım.
ve yine nasıl olduysa 6 tane sigarayı üst üste içtiğimi fark ettim.
bir şekilde uyuyup birkaç saat sonra yine kalktım. mesaj atma isteğim o kadar da yoktu. hayatın günlük koşuşturması başlamıştı çünkü 8,30 da. çalış derken beyin uyuşuyor çünkü.
oysa askerde usta birliğime katılalı daha 2 hafta olmuşken beni sorduğunu öğrendim diye dağ başındaki karakoldan firar etmeye kalkmıştım.
bir şey söyleyebilseydim ona sadece beş kelime.
"her şeyim var ama sen yoksun"
evet bunu söylemek isterdim. ama hiçbir şey söyleyemeyeceğiz. öylece susup geçip gideceğiz.
devamını gör...
3726.
bazen eskiden bulunduğum, sevdiğim yerleri sokakları googlemaps’te gezerim. değişik bir his verir. bu gece üçümüzün vakit geçirdiği parka gittim mesela. hayat ne tuhaf. o günler ve hisler uzak.
devamını gör...
3727.
biri var. kafasından kıvılcım çıkarmak istiyorum. benimle muhattap olmasına asla dayanamıyorum. bir insanı belki bu kadar sevemezdim yani. sinir ediyor beni yaa varlığı. ööeeeggghhh.
devamını gör...
3728.
bu başlığa ilk ve son yazım olacak.
uzun da olacak. sen geç kardeş.

şey vardır ya, senin götünden ter damlar,iflağın şey olur,iyi insan olmayı tercih edersin.

ve kötülüğe gücün yetmediğinden değil ,tercih.
ama biri gelir, aksidir terstir, tembeldir , aptaldır.

ama hayatı müthiştir.
biliyorum senin de var hayatında böyle birisi ya da birileri. belki de sensin ve eğer sensen yürekten tebrik ediyorum seni .
dalga geçmiyorum bak gerçekten .

çünkü kazanmayı, sevilmeyi garantilemişsin . asla gelip de buraya böyle şeyler yazmazsın. o kadar lafı bir araya da getiremezsin zaten. gerek de duymazsın.

yeter ya. ne yazmanın faydası var ne anlatmaya çalışmanın. içim bir gram hafiflemedi .

söylemek istediklerime sokayım.


bu arada ilk yazım değilmiş. bir de müstehçen diye kaldırmışlar. iflağından sonraki kısmı düzelttim.

müstehcen değil artık.
devamını gör...
3729.
biraz da yanlış yoldan gidelim,
hem gezmiş oluruz.
devamını gör...
3730.
içimdeki orman yanıyor.
devamını gör...
3731.
bir tek dileğim var mutlu ol yeter.
devamını gör...
3732.
artık umutsuz keyifsiz hissetmiyorum çünkü artık genel olarak hiçbir şey hissetmiyorum.
devamını gör...
3733.
arşivci ruhuma kafa göz dalasım geliyor bazen.

biraz olsun anlam ifade eden bir günün/olayın tam olarak bir veya birkaç sene öncesinde neler yaşandığına şahit olup "vay be, bu andan tam x yıl sonra şunu yaşayacağını tahmin eder miydin ey h.n. efendi" demeyi o kadar kolay başarabiliyorum ki kendime kızıyorum. dakikası dakikasına hem de.

e madem rahatsızsın, yüce programcılar vaktinde shift-delete diye bir komut sunmuş kardeşim, basıver dimi? yok. birkaç yıl daha geçecek ve şu hayıflanmam dahi imrendiğim bir mukayesenin mezesi olacak.

yakın mıdır gelmişimi geçmişimi sileceğim vakit? sanmıyorum.
devamını gör...
3734.
ikarus reis naptin icimizden gectin...

t: couldn't sleep but dreamt about you
devamını gör...
3735.
hayatımda hiç senin kadar bunu hak etmeyen birisine hak etmediği kadar değer vermedim, sana gösterdiğim anlayışı göstermedim ama o kadar hak etmedin ki sen bunu!!! o kadar her seferinde daha da hadsiz ve terbiyesiz, kötü birine dönüştün ki! bir insan nasıl ve ne kadar kötü olabilir tam olarak karşılığısın benim için artık.

ben kimseye zarar verebilecek birisi olmadığımdan seni allah'a havale ettim, ediyorum.

aslında en baştan beri hata bendeydi, ben sana çok çok fazlaydım sen de demiştin bunu ve nasıl da haklıydın...

sana hakkımı ne bu dünyada ne varsa öbür dünyada helal etmeyeceğim. sakın ama sakın karşıma bir daha çıkma. allah da sana bana yaptığın tüm haksızlıkları tek tek sorsun inşallah...

başka sözüm yok...
devamını gör...
3736.
bu basliga uzun uzun bir şeyler yazmistim ki elektrikler gitti, tabii yılmadım bu kez telefonu elime aldım yine yazıyordum ki telefon dondu, giris yapamadım, sonra acilan bazi basliklari görünce de dedektifcilik oynamak için malzeme çıktı bana. bu başlıkları acan kimin yan hesabi acaba diye arastiracaktim ki artik bunu istemiyorum.
neyse bir işaret bana yazma diyor ben tekrar gidiyorum.
devamını gör...
3737.
çok şükür!..
devamını gör...
3738.
çok eski birşey anlatayım madem. uzun olacak baştan söyleyeyim.

daha 12 yaşımda felandım sanırım yada 11. orta okula gidiyorum daha. neyse okullar tatil oldu
babam dedi ki hadi köye gidiyoruz.
çok heyecanlandım, çok mutlu oldum.
neyse gittik köye hemen çocukların yanına koştum. biraz oyun felan hadi dediler ırmağa gidiyoruz balık tutmaya dediler. tamam dedim çıktık yola.
köyden çıkmadan söğüt dalından öyle yalap şap bir olta yaptılar bana devam ettik.
çayırdan çekirge topladık bir sürü. lakin bende bir sorun vardı.
biz şehirde yaşıyorduk. arkadaşlarım köyde doğup büyümüşlerdi benim ise köyümüze 2. gidişimdi daha.
daha küçükkende gitmişiz felan ama hatırlamıyorum o anılar yok bende.
neyse bizim çocuklar nasıl çekirge topluyorlar, çifter çifter yakalıyorlar. ya o kadar fazla ki anlatamam. adım attığın yerden 20 tanesi zıplıyor.
bende topluyorum ama içim bir garip kıyamıyorum böyle. ama çaktırmıyorum arada bana bakıyorlar felan en küçükleriyim diye.
bide tatile gittim ya hani, babamda tembihledi heralde oraları bilmediğim için başıma bişey gelmesin diye kontrol de ediyorlar beni.
neyse gittik ırmağa, yerleşti herkes bi yerlere. açtılar kibrit kutularını bende izliyorum.
ulan çekirgeyi aldı bülent hart diye geçirdi canlı canlı, iğne kafasından çıktı hayvanın öldü gitti. ya hu nasıl üzüldüm anlatamam ama çaktırmıyorum bi yandan. he tamam dedim geçtim bende bi kenara.
çıkardım çekirgemi kutudan elimde tutuyorum. bakıştık hayvanla bir süre ve inanmazsınız özür diledim ya.
geçirdim kancayı attım suya.
sonra bir daha, bir daha, bir daha. artık pekte umursamamaya başladım.
neyse ilk balığım tuttum. yalnız nasıl asıldıysam oltaya kanca balığın gözünden çıktı bu sefer.
ya hu deliricem. aldım hayvanı elime yaptığım vahşete bakıyorum.
gözüm doldu yav.
yani anlamıyorum evimizde yiyecek bir sürü şey var. biz niye bu hayvanları katlediyoruz abi? zıkkımın kökünü yiyelim hani anladın mı? niye yapıyoruz biz bunu diye böyle içimden yardırıyorum kendime.
balıktan da özür diledim.
hala çırpınırken hayvan mutlu ya dedim olum gözü çıktı bunun atıyorum ben bunu suya dedim.
lan yok suda ölmesin mundar olur dedi. at kenara dedi.
mundar olmak?
anlamadım ama neyse tamam dedim. 2 tane daha yakaladım toplam 3 balık tuttum. bülent gitti ince bir söğüt dalından y harfi şeklinde bir dal getirdi. aldı balıkları böyle solungacından sokup laap diye ağzından çıkarıp o dala geçirdi.
son balık canlıydı. diri diri söğüt dalını soktu lan hayvanın ağzına.
ben yine tabi mal mal bakıyorum ve anlamlandıramıyorum. olum bizim buna ne ihtiyacımız var lan!
neyse ırmağın kenarında çok kötü bir gün geçirdim. dönüş yoluna çıktık.
aynı yoldan dönerken, yine aynı çayırdan geçiyoruz. ben bir metre felan gerideyim, moralim bozuk, kafamda deli sorular yürüyorum mal gibi.
aniden bağrıştılar bir yandan da gülerek. anlamadım tabi.
melancholyman melancholyman koş lan koş dediler.
yerde bi hayvan öyle pusmuş, korkmuş dişlerini gösteriyor.
ne bu dedim sansar dediler.
dikkat et pis ısırır diyorlar ama nasıl dikkat edicem o kadar seri bir hayvan ki. almışız araya hayvanı kışkırtıyoruz.
abi biz bunu niye yapıyoruz. e dedim bırakalım gitsin dedim.
olmaz bunlar köye dadanıyor ne tavuk, ne cücük, ne yumurta hiçbişey bırakmaz dediler. o esnada biri tekmeyi bir koydu hayvana. hayvan sersemledi takla atarak yuvarlandı gitti. bizde peşinden koşuyoruz. bunlar hala kahkaha atıyor.
oğlum biz niye mutluyuz lan!
ya hu anlamıyorum, böyle deliricem.
gittik başına.
ben tam biraz daha yaklaşırken hayvan can havli ile bana hamle yaptı. çok korktum be sözlük.
bende can havli ile geri attım kendimi. olta elimdeydi. refleks olarak vurdum hayvana.
sonra bir daha hamle yaptı ben yine vurdum. içimden de şunlar geçiyor;
ya ben sana saldırmadım, gülmedim, yolunu da ben kesmedim. bana neden saldırıyorsun diyorum kendi kendime.
bir yandan da sinirleniyorum çünkü haksızlığa uğruyorum o anda.
tekrar atladı bu.
bu esnada çocuklar da hala gülüyor ama bu sefer bana gülüyorlar korktuğum için. bu beni daha da öfkelendi.
elimde ki balıkları yere attım sözlük.
oltayı iki elime aldım ve giriştim hayvana. vura vura öldürdüm hayvanı. vururkende şu geçiyordu aklımdan;
bugün hiçbir suçu olmayan 20 kadar çekirge öldürdüm. aç olmadığım gibi ihtiyacım da olmadığı halde 3 tane de balık katlettim.
bu hayvan da ölse ne olur ki dedim ya. normalleştirdim kendimce ve daha güçlü vurmaya başladım sözlük. hayvancağız orada can verdi, öldü gitti.
çocuklar kuyruğundan tuttu, havaya kaldırıp suratına baktılar, gülüştüler ve ardından da bana helal olsun lan deyip hayvanı bir kenara attılar. yolumuza devam ettik akşam olmak üzereydi. vardık köye sağa salim.

ben o gün birçok hayvan öldürdüm. ama en çokta içimde ki masum çocuğu öldürdüm.
sebepsiz yere katlederken bir şeyleri, merhametimin nasıl köreldiğini, nasıl umursamadığımı ve aslında ne kadar vahşet dolu olduğumu gördüm.
korkmadığımı, saldırabildiğimi gözümün nasıl döndüğünü gördüm.
umursamayışımı, çabuk unutuşumu gördüm. üzüldüğüm çekirge ve balıklardan sonra olanca gücümle vururken sansara.
katlederken insannoğlu amaçsızca birşeyleri, bununla ne kadar eğlendiğini gördüm.
sebepsiz sevginin olmadığını da gördüm. damda ki buzağılarımızı severken, kendi halinde gezinen o hayvancağızı sırf gaza geldim diye vahşi bir şekilde öldürdüğümde.
biz kümeslerimizde tavuk değil de sansar besleseydik yine öldürecekmiydik acaba o hayvancağızları?
bizim değil diye mi katledebiliyoruz rahatça?
ya da hükmedeğimiz herşey düşmanımız mı bizim?
inanmazsınız bak şunu bile düşündüm.
birileri yada o sansar, eline bir değnek alıp beni vura vura öldürse annem babam ne düşünürdü ya hu?
ya o hayvanın yavruları varsa? ya annelerini bekliyorlarsa?
ben çok uzun süre evden çıkamadım sözlük. defalarca kapıya geldiler. anneme hasta de dedim. çıkmadım dışarı.
tatil boyunca evden ayrılmadım, resmen psikolojim bozuldu. annem babam beni darlayıp duruyorlar bi yandan. babam bişey mi oldu, sana vurdular mı, dövdüler mi felan diye soruyor bir yandan. edemedim anneme açıldım.
o günü komple anlattım, sansarı nası öldürdüğümü ağlaya ağlaya anlattım. özür dilerim dedim anneme, çok özür dilerim anne dedim.
sarıldı bana kadıncağız, öptü kokladı bir sürü konuştu.
sonunda dedi ki. büyüsem, büyüsem diyordun. al işte büyüdün oğlum dedi.

30 yıldan fazla bir süre geçti bu olayın üzerinden. tüm samimiyetim ile söylüyorum hala karşımdadır o hayvancağızın masum ve korkmuş gözleri. dönüp dönüp bana bakıyordu neden bana vuruyorsun diye.
ben ise gözüm dönmüş bir halde umursamadan onu öldürmeyi düşünüyordum.
o gün, benim hayatımda ki belki de ilk dönüm noktamdı.
o gün ben o hayvanı serbest bırakabilirdim. vuruyormuş gibi yapıp onun kaçmasına imkan verebilirdim. çünkü vuruyordum oltamı havaya kaldırdığımda dönüp bana bakıyordu. sonra ben bir daha vuruyordum.
velhasılı...
ben o gün büyük bir merhamet sınavına girdim ve kaybettim sözlük.
ben o gün bana kalırsa insanlığımdan çok büyük bir parçayı da o hayvan ile birlikte katlettim.
son olarak...
affet beni.
özür dilerim, çok özür dilerim
devamını gör...
3739.
üç koca gün! özlemem için gayet yeterli bir süreydi zaten. şimdi dört oldu ve beşin boynu bükük...

cemali olsa buna duymak istiyorum derdi.

"boğazıma bıçak dayadıkları için arayamıyorum." desem, diğerleri abarttığımı düşünecek; sanırım sadece sen anlayıp güleceksin. çünkü bence komik.

bir de gamzen, gözlerimden saklanamayacak kadar aklımda. gülmesen de.
devamını gör...
3740.
bazı tanımları okuyunca;” vay beee, ne aşklar var, varmış” diyorum. kim bu kadınlar bu adamlar? nasıl bu kadar seviliyorlar veya seviyorlar? nasıl bu kadar güzel sözlerle duygularını ifade ediyorlar? hani es keza biz birinin hayatına girsek ve gitsek, adam göbek atar;” kurtuldum.” diye bırak ağıt yakmayı!
maşallah diyorum ben sadece.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim