sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
3721.
hayatımda hiç senin kadar bunu hak etmeyen birisine hak etmediği kadar değer vermedim, sana gösterdiğim anlayışı göstermedim ama o kadar hak etmedin ki sen bunu!!! o kadar her seferinde daha da hadsiz ve terbiyesiz, kötü birine dönüştün ki! bir insan nasıl ve ne kadar kötü olabilir tam olarak karşılığısın benim için artık.
ben kimseye zarar verebilecek birisi olmadığımdan seni allah'a havale ettim, ediyorum.
aslında en baştan beri hata bendeydi, ben sana çok çok fazlaydım sen de demiştin bunu ve nasıl da haklıydın...
sana hakkımı ne bu dünyada ne varsa öbür dünyada helal etmeyeceğim. sakın ama sakın karşıma bir daha çıkma. allah da sana bana yaptığın tüm haksızlıkları tek tek sorsun inşallah...
başka sözüm yok...
ben kimseye zarar verebilecek birisi olmadığımdan seni allah'a havale ettim, ediyorum.
aslında en baştan beri hata bendeydi, ben sana çok çok fazlaydım sen de demiştin bunu ve nasıl da haklıydın...
sana hakkımı ne bu dünyada ne varsa öbür dünyada helal etmeyeceğim. sakın ama sakın karşıma bir daha çıkma. allah da sana bana yaptığın tüm haksızlıkları tek tek sorsun inşallah...
başka sözüm yok...
devamını gör...
3722.
bu basliga uzun uzun bir şeyler yazmistim ki elektrikler gitti, tabii yılmadım bu kez telefonu elime aldım yine yazıyordum ki telefon dondu, giris yapamadım, sonra acilan bazi basliklari görünce de dedektifcilik oynamak için malzeme çıktı bana. bu başlıkları acan kimin yan hesabi acaba diye arastiracaktim ki artik bunu istemiyorum.
neyse bir işaret bana yazma diyor ben tekrar gidiyorum.
neyse bir işaret bana yazma diyor ben tekrar gidiyorum.
devamını gör...
3723.
çok şükür!..
devamını gör...
3724.
çok eski birşey anlatayım madem. uzun olacak baştan söyleyeyim.
daha 12 yaşımda felandım sanırım yada 11. orta okula gidiyorum daha. neyse okullar tatil oldu
babam dedi ki hadi köye gidiyoruz.
çok heyecanlandım, çok mutlu oldum.
neyse gittik köye hemen çocukların yanına koştum. biraz oyun felan hadi dediler ırmağa gidiyoruz balık tutmaya dediler. tamam dedim çıktık yola.
köyden çıkmadan söğüt dalından öyle yalap şap bir olta yaptılar bana devam ettik.
çayırdan çekirge topladık bir sürü. lakin bende bir sorun vardı.
biz şehirde yaşıyorduk. arkadaşlarım köyde doğup büyümüşlerdi benim ise köyümüze 2. gidişimdi daha.
daha küçükkende gitmişiz felan ama hatırlamıyorum o anılar yok bende.
neyse bizim çocuklar nasıl çekirge topluyorlar, çifter çifter yakalıyorlar. ya o kadar fazla ki anlatamam. adım attığın yerden 20 tanesi zıplıyor.
bende topluyorum ama içim bir garip kıyamıyorum böyle. ama çaktırmıyorum arada bana bakıyorlar felan en küçükleriyim diye.
bide tatile gittim ya hani, babamda tembihledi heralde oraları bilmediğim için başıma bişey gelmesin diye kontrol de ediyorlar beni.
neyse gittik ırmağa, yerleşti herkes bi yerlere. açtılar kibrit kutularını bende izliyorum.
ulan çekirgeyi aldı bülent hart diye geçirdi canlı canlı, iğne kafasından çıktı hayvanın öldü gitti. ya hu nasıl üzüldüm anlatamam ama çaktırmıyorum bi yandan. he tamam dedim geçtim bende bi kenara.
çıkardım çekirgemi kutudan elimde tutuyorum. bakıştık hayvanla bir süre ve inanmazsınız özür diledim ya.
geçirdim kancayı attım suya.
sonra bir daha, bir daha, bir daha. artık pekte umursamamaya başladım.
neyse ilk balığım tuttum. yalnız nasıl asıldıysam oltaya kanca balığın gözünden çıktı bu sefer.
ya hu deliricem. aldım hayvanı elime yaptığım vahşete bakıyorum.
gözüm doldu yav.
yani anlamıyorum evimizde yiyecek bir sürü şey var. biz niye bu hayvanları katlediyoruz abi? zıkkımın kökünü yiyelim hani anladın mı? niye yapıyoruz biz bunu diye böyle içimden yardırıyorum kendime.
balıktan da özür diledim.
hala çırpınırken hayvan mutlu ya dedim olum gözü çıktı bunun atıyorum ben bunu suya dedim.
lan yok suda ölmesin mundar olur dedi. at kenara dedi.
mundar olmak?
anlamadım ama neyse tamam dedim. 2 tane daha yakaladım toplam 3 balık tuttum. bülent gitti ince bir söğüt dalından y harfi şeklinde bir dal getirdi. aldı balıkları böyle solungacından sokup laap diye ağzından çıkarıp o dala geçirdi.
son balık canlıydı. diri diri söğüt dalını soktu lan hayvanın ağzına.
ben yine tabi mal mal bakıyorum ve anlamlandıramıyorum. olum bizim buna ne ihtiyacımız var lan!
neyse ırmağın kenarında çok kötü bir gün geçirdim. dönüş yoluna çıktık.
aynı yoldan dönerken, yine aynı çayırdan geçiyoruz. ben bir metre felan gerideyim, moralim bozuk, kafamda deli sorular yürüyorum mal gibi.
aniden bağrıştılar bir yandan da gülerek. anlamadım tabi.
melancholyman melancholyman koş lan koş dediler.
yerde bi hayvan öyle pusmuş, korkmuş dişlerini gösteriyor.
ne bu dedim sansar dediler.
dikkat et pis ısırır diyorlar ama nasıl dikkat edicem o kadar seri bir hayvan ki. almışız araya hayvanı kışkırtıyoruz.
abi biz bunu niye yapıyoruz. e dedim bırakalım gitsin dedim.
olmaz bunlar köye dadanıyor ne tavuk, ne cücük, ne yumurta hiçbişey bırakmaz dediler. o esnada biri tekmeyi bir koydu hayvana. hayvan sersemledi takla atarak yuvarlandı gitti. bizde peşinden koşuyoruz. bunlar hala kahkaha atıyor.
oğlum biz niye mutluyuz lan!
ya hu anlamıyorum, böyle deliricem.
gittik başına.
ben tam biraz daha yaklaşırken hayvan can havli ile bana hamle yaptı. çok korktum be sözlük.
bende can havli ile geri attım kendimi. olta elimdeydi. refleks olarak vurdum hayvana.
sonra bir daha hamle yaptı ben yine vurdum. içimden de şunlar geçiyor;
ya ben sana saldırmadım, gülmedim, yolunu da ben kesmedim. bana neden saldırıyorsun diyorum kendi kendime.
bir yandan da sinirleniyorum çünkü haksızlığa uğruyorum o anda.
tekrar atladı bu.
bu esnada çocuklar da hala gülüyor ama bu sefer bana gülüyorlar korktuğum için. bu beni daha da öfkelendi.
elimde ki balıkları yere attım sözlük.
oltayı iki elime aldım ve giriştim hayvana. vura vura öldürdüm hayvanı. vururkende şu geçiyordu aklımdan;
bugün hiçbir suçu olmayan 20 kadar çekirge öldürdüm. aç olmadığım gibi ihtiyacım da olmadığı halde 3 tane de balık katlettim.
bu hayvan da ölse ne olur ki dedim ya. normalleştirdim kendimce ve daha güçlü vurmaya başladım sözlük. hayvancağız orada can verdi, öldü gitti.
çocuklar kuyruğundan tuttu, havaya kaldırıp suratına baktılar, gülüştüler ve ardından da bana helal olsun lan deyip hayvanı bir kenara attılar. yolumuza devam ettik akşam olmak üzereydi. vardık köye sağa salim.
ben o gün birçok hayvan öldürdüm. ama en çokta içimde ki masum çocuğu öldürdüm.
sebepsiz yere katlederken bir şeyleri, merhametimin nasıl köreldiğini, nasıl umursamadığımı ve aslında ne kadar vahşet dolu olduğumu gördüm.
korkmadığımı, saldırabildiğimi gözümün nasıl döndüğünü gördüm.
umursamayışımı, çabuk unutuşumu gördüm. üzüldüğüm çekirge ve balıklardan sonra olanca gücümle vururken sansara.
katlederken insannoğlu amaçsızca birşeyleri, bununla ne kadar eğlendiğini gördüm.
sebepsiz sevginin olmadığını da gördüm. damda ki buzağılarımızı severken, kendi halinde gezinen o hayvancağızı sırf gaza geldim diye vahşi bir şekilde öldürdüğümde.
biz kümeslerimizde tavuk değil de sansar besleseydik yine öldürecekmiydik acaba o hayvancağızları?
bizim değil diye mi katledebiliyoruz rahatça?
ya da hükmedeğimiz herşey düşmanımız mı bizim?
inanmazsınız bak şunu bile düşündüm.
birileri yada o sansar, eline bir değnek alıp beni vura vura öldürse annem babam ne düşünürdü ya hu?
ya o hayvanın yavruları varsa? ya annelerini bekliyorlarsa?
ben çok uzun süre evden çıkamadım sözlük. defalarca kapıya geldiler. anneme hasta de dedim. çıkmadım dışarı.
tatil boyunca evden ayrılmadım, resmen psikolojim bozuldu. annem babam beni darlayıp duruyorlar bi yandan. babam bişey mi oldu, sana vurdular mı, dövdüler mi felan diye soruyor bir yandan. edemedim anneme açıldım.
o günü komple anlattım, sansarı nası öldürdüğümü ağlaya ağlaya anlattım. özür dilerim dedim anneme, çok özür dilerim anne dedim.
sarıldı bana kadıncağız, öptü kokladı bir sürü konuştu.
sonunda dedi ki. büyüsem, büyüsem diyordun. al işte büyüdün oğlum dedi.
30 yıldan fazla bir süre geçti bu olayın üzerinden. tüm samimiyetim ile söylüyorum hala karşımdadır o hayvancağızın masum ve korkmuş gözleri. dönüp dönüp bana bakıyordu neden bana vuruyorsun diye.
ben ise gözüm dönmüş bir halde umursamadan onu öldürmeyi düşünüyordum.
o gün, benim hayatımda ki belki de ilk dönüm noktamdı.
o gün ben o hayvanı serbest bırakabilirdim. vuruyormuş gibi yapıp onun kaçmasına imkan verebilirdim. çünkü vuruyordum oltamı havaya kaldırdığımda dönüp bana bakıyordu. sonra ben bir daha vuruyordum.
velhasılı...
ben o gün büyük bir merhamet sınavına girdim ve kaybettim sözlük.
ben o gün bana kalırsa insanlığımdan çok büyük bir parçayı da o hayvan ile birlikte katlettim.
son olarak...
affet beni.
özür dilerim, çok özür dilerim
daha 12 yaşımda felandım sanırım yada 11. orta okula gidiyorum daha. neyse okullar tatil oldu
babam dedi ki hadi köye gidiyoruz.
çok heyecanlandım, çok mutlu oldum.
neyse gittik köye hemen çocukların yanına koştum. biraz oyun felan hadi dediler ırmağa gidiyoruz balık tutmaya dediler. tamam dedim çıktık yola.
köyden çıkmadan söğüt dalından öyle yalap şap bir olta yaptılar bana devam ettik.
çayırdan çekirge topladık bir sürü. lakin bende bir sorun vardı.
biz şehirde yaşıyorduk. arkadaşlarım köyde doğup büyümüşlerdi benim ise köyümüze 2. gidişimdi daha.
daha küçükkende gitmişiz felan ama hatırlamıyorum o anılar yok bende.
neyse bizim çocuklar nasıl çekirge topluyorlar, çifter çifter yakalıyorlar. ya o kadar fazla ki anlatamam. adım attığın yerden 20 tanesi zıplıyor.
bende topluyorum ama içim bir garip kıyamıyorum böyle. ama çaktırmıyorum arada bana bakıyorlar felan en küçükleriyim diye.
bide tatile gittim ya hani, babamda tembihledi heralde oraları bilmediğim için başıma bişey gelmesin diye kontrol de ediyorlar beni.
neyse gittik ırmağa, yerleşti herkes bi yerlere. açtılar kibrit kutularını bende izliyorum.
ulan çekirgeyi aldı bülent hart diye geçirdi canlı canlı, iğne kafasından çıktı hayvanın öldü gitti. ya hu nasıl üzüldüm anlatamam ama çaktırmıyorum bi yandan. he tamam dedim geçtim bende bi kenara.
çıkardım çekirgemi kutudan elimde tutuyorum. bakıştık hayvanla bir süre ve inanmazsınız özür diledim ya.
geçirdim kancayı attım suya.
sonra bir daha, bir daha, bir daha. artık pekte umursamamaya başladım.
neyse ilk balığım tuttum. yalnız nasıl asıldıysam oltaya kanca balığın gözünden çıktı bu sefer.
ya hu deliricem. aldım hayvanı elime yaptığım vahşete bakıyorum.
gözüm doldu yav.
yani anlamıyorum evimizde yiyecek bir sürü şey var. biz niye bu hayvanları katlediyoruz abi? zıkkımın kökünü yiyelim hani anladın mı? niye yapıyoruz biz bunu diye böyle içimden yardırıyorum kendime.
balıktan da özür diledim.
hala çırpınırken hayvan mutlu ya dedim olum gözü çıktı bunun atıyorum ben bunu suya dedim.
lan yok suda ölmesin mundar olur dedi. at kenara dedi.
mundar olmak?
anlamadım ama neyse tamam dedim. 2 tane daha yakaladım toplam 3 balık tuttum. bülent gitti ince bir söğüt dalından y harfi şeklinde bir dal getirdi. aldı balıkları böyle solungacından sokup laap diye ağzından çıkarıp o dala geçirdi.
son balık canlıydı. diri diri söğüt dalını soktu lan hayvanın ağzına.
ben yine tabi mal mal bakıyorum ve anlamlandıramıyorum. olum bizim buna ne ihtiyacımız var lan!
neyse ırmağın kenarında çok kötü bir gün geçirdim. dönüş yoluna çıktık.
aynı yoldan dönerken, yine aynı çayırdan geçiyoruz. ben bir metre felan gerideyim, moralim bozuk, kafamda deli sorular yürüyorum mal gibi.
aniden bağrıştılar bir yandan da gülerek. anlamadım tabi.
melancholyman melancholyman koş lan koş dediler.
yerde bi hayvan öyle pusmuş, korkmuş dişlerini gösteriyor.
ne bu dedim sansar dediler.
dikkat et pis ısırır diyorlar ama nasıl dikkat edicem o kadar seri bir hayvan ki. almışız araya hayvanı kışkırtıyoruz.
abi biz bunu niye yapıyoruz. e dedim bırakalım gitsin dedim.
olmaz bunlar köye dadanıyor ne tavuk, ne cücük, ne yumurta hiçbişey bırakmaz dediler. o esnada biri tekmeyi bir koydu hayvana. hayvan sersemledi takla atarak yuvarlandı gitti. bizde peşinden koşuyoruz. bunlar hala kahkaha atıyor.
oğlum biz niye mutluyuz lan!
ya hu anlamıyorum, böyle deliricem.
gittik başına.
ben tam biraz daha yaklaşırken hayvan can havli ile bana hamle yaptı. çok korktum be sözlük.
bende can havli ile geri attım kendimi. olta elimdeydi. refleks olarak vurdum hayvana.
sonra bir daha hamle yaptı ben yine vurdum. içimden de şunlar geçiyor;
ya ben sana saldırmadım, gülmedim, yolunu da ben kesmedim. bana neden saldırıyorsun diyorum kendi kendime.
bir yandan da sinirleniyorum çünkü haksızlığa uğruyorum o anda.
tekrar atladı bu.
bu esnada çocuklar da hala gülüyor ama bu sefer bana gülüyorlar korktuğum için. bu beni daha da öfkelendi.
elimde ki balıkları yere attım sözlük.
oltayı iki elime aldım ve giriştim hayvana. vura vura öldürdüm hayvanı. vururkende şu geçiyordu aklımdan;
bugün hiçbir suçu olmayan 20 kadar çekirge öldürdüm. aç olmadığım gibi ihtiyacım da olmadığı halde 3 tane de balık katlettim.
bu hayvan da ölse ne olur ki dedim ya. normalleştirdim kendimce ve daha güçlü vurmaya başladım sözlük. hayvancağız orada can verdi, öldü gitti.
çocuklar kuyruğundan tuttu, havaya kaldırıp suratına baktılar, gülüştüler ve ardından da bana helal olsun lan deyip hayvanı bir kenara attılar. yolumuza devam ettik akşam olmak üzereydi. vardık köye sağa salim.
ben o gün birçok hayvan öldürdüm. ama en çokta içimde ki masum çocuğu öldürdüm.
sebepsiz yere katlederken bir şeyleri, merhametimin nasıl köreldiğini, nasıl umursamadığımı ve aslında ne kadar vahşet dolu olduğumu gördüm.
korkmadığımı, saldırabildiğimi gözümün nasıl döndüğünü gördüm.
umursamayışımı, çabuk unutuşumu gördüm. üzüldüğüm çekirge ve balıklardan sonra olanca gücümle vururken sansara.
katlederken insannoğlu amaçsızca birşeyleri, bununla ne kadar eğlendiğini gördüm.
sebepsiz sevginin olmadığını da gördüm. damda ki buzağılarımızı severken, kendi halinde gezinen o hayvancağızı sırf gaza geldim diye vahşi bir şekilde öldürdüğümde.
biz kümeslerimizde tavuk değil de sansar besleseydik yine öldürecekmiydik acaba o hayvancağızları?
bizim değil diye mi katledebiliyoruz rahatça?
ya da hükmedeğimiz herşey düşmanımız mı bizim?
inanmazsınız bak şunu bile düşündüm.
birileri yada o sansar, eline bir değnek alıp beni vura vura öldürse annem babam ne düşünürdü ya hu?
ya o hayvanın yavruları varsa? ya annelerini bekliyorlarsa?
ben çok uzun süre evden çıkamadım sözlük. defalarca kapıya geldiler. anneme hasta de dedim. çıkmadım dışarı.
tatil boyunca evden ayrılmadım, resmen psikolojim bozuldu. annem babam beni darlayıp duruyorlar bi yandan. babam bişey mi oldu, sana vurdular mı, dövdüler mi felan diye soruyor bir yandan. edemedim anneme açıldım.
o günü komple anlattım, sansarı nası öldürdüğümü ağlaya ağlaya anlattım. özür dilerim dedim anneme, çok özür dilerim anne dedim.
sarıldı bana kadıncağız, öptü kokladı bir sürü konuştu.
sonunda dedi ki. büyüsem, büyüsem diyordun. al işte büyüdün oğlum dedi.
30 yıldan fazla bir süre geçti bu olayın üzerinden. tüm samimiyetim ile söylüyorum hala karşımdadır o hayvancağızın masum ve korkmuş gözleri. dönüp dönüp bana bakıyordu neden bana vuruyorsun diye.
ben ise gözüm dönmüş bir halde umursamadan onu öldürmeyi düşünüyordum.
o gün, benim hayatımda ki belki de ilk dönüm noktamdı.
o gün ben o hayvanı serbest bırakabilirdim. vuruyormuş gibi yapıp onun kaçmasına imkan verebilirdim. çünkü vuruyordum oltamı havaya kaldırdığımda dönüp bana bakıyordu. sonra ben bir daha vuruyordum.
velhasılı...
ben o gün büyük bir merhamet sınavına girdim ve kaybettim sözlük.
ben o gün bana kalırsa insanlığımdan çok büyük bir parçayı da o hayvan ile birlikte katlettim.
son olarak...
affet beni.
özür dilerim, çok özür dilerim
devamını gör...
3725.
üç koca gün! özlemem için gayet yeterli bir süreydi zaten. şimdi dört oldu ve beşin boynu bükük...
cemali olsa buna duymak istiyorum derdi.
"boğazıma bıçak dayadıkları için arayamıyorum." desem, diğerleri abarttığımı düşünecek; sanırım sadece sen anlayıp güleceksin. çünkü bence komik.
bir de gamzen, gözlerimden saklanamayacak kadar aklımda. gülmesen de.
cemali olsa buna duymak istiyorum derdi.
"boğazıma bıçak dayadıkları için arayamıyorum." desem, diğerleri abarttığımı düşünecek; sanırım sadece sen anlayıp güleceksin. çünkü bence komik.
bir de gamzen, gözlerimden saklanamayacak kadar aklımda. gülmesen de.
devamını gör...
3726.
bazı tanımları okuyunca;” vay beee, ne aşklar var, varmış” diyorum. kim bu kadınlar bu adamlar? nasıl bu kadar seviliyorlar veya seviyorlar? nasıl bu kadar güzel sözlerle duygularını ifade ediyorlar? hani es keza biz birinin hayatına girsek ve gitsek, adam göbek atar;” kurtuldum.” diye bırak ağıt yakmayı!
maşallah diyorum ben sadece.
maşallah diyorum ben sadece.
devamını gör...
3727.
mümkünlerin kıyısında dalgalar insanları anlatırken orada olmak istediği yerde değil. lütfen her adımda yaklaştıkça daha da uzağa gider misiniz? münasebetsizler korosu bir türlü es vermiyor. uygunsuz zamanlar silsilesi. yokuşlar omuzlarına uzanmış. dalgalar yaklaştıkça geri çekiliyor. ortada incecik bir muammanın perdesi. rüyaları tekrar tekrar başa sar. sökülen tüm yapraklar da dikilir belki. an bu an, tek bir an ise; oluyorsa hep yeni baştan, kendi yerinde dilediği gibi yaşansın bu anın hikayesi. hiç kaybolmadan…
devamını gör...
3728.
sürekli içimdeki sese, sesli cevap veriyorum. delirmiyorumdur inşallah.
devamını gör...
3729.
ah, bu insanlar, beni yine yanıltmadılar... bugünlerde daha iyi anlıyorum onlardan neden hep uzak durduğumu. bu sitemlerime itafen bir yazarın cümlesi geldi aklıma, şöyle noktalamıştı sözlerini: 'insanın içinde dalıp kaybolacağı bir dünyası olmalı. her şeyin griye döndüğü, ruhun sıkıştığı anlarda bile insanın kendine dönebileceği, kendi içinde nefes alabileceği bir dünyası... çünkü bu kayıp distopya öyle ağır, öyle hoyrat, öyle tükenmiş bir alem ki, bazen sessizliğin sesini bulamayanlar, gürültünün akıntısına kapılıp gidiyor.'

devamını gör...
3730.
en zor günlerinizi yaşarken, umursamadan hayatına bakanları unutmayın.
devamını gör...
3731.
3732.
3733.
hikayenin tam orta yerinde durdu ve aşk olsun sana dedi, aşk olsun kedi! orda elalemi sevip öpersen kalbin dursun. belki hayallerine mavi bir otobüs çarpsın. gönlünden ağır yüklü bir tren geçsin. sevmeyi tatmak nasip olmasın. notalarda hiçbir anın saklanmasın, notların hep hiç olsun. aşka ahkam kesersen kelimelerin lal olsun. kedilere sorasın da dermanın olmasın. beddualara lanet olsun fakat aşk hiç olmasın. öyleyse eğer, diyemedi, neysen o olursun.
devamını gör...
3734.
askerde bir asçavuş vardı. tam bı o.. çocuğuydu kulakları çınlasın. kaçan grubu göremedi mi dersiniz, kaçan başka bir grubu bizim pusuya yatan erlere yanlış tarif edip iki erin ölmesine veya yaralanmasına sebep olacaktı mı dersiniz neyse.
insta da önüme düştü kendisi. hesabı herkese açık. karakolda bulunan gim odasında fotoğraf çekilmiş. arka ekranlardaki 64 kamera ve görüş açıları, konumları (hangilerinin çalışıp çalışmadığı çıkarımını bile rahatlıkla yapabilirsiniz) armut gibi iphone lensi tarafından ifşalanmış. bu fotoğraflarda ınstagram'da paylaşılmış.
şimdi mevzide, karakolda veya herhangi bir askeri alanda fotoğraf çekmenin yasak olduğuna dair tebliğ tebellug imzalatilir herkese.
e ben de gidip naptım ? cimer ve bölük komutanına şikayet ettim. hahaha.
nasıl s...m onu ama ?
insta da önüme düştü kendisi. hesabı herkese açık. karakolda bulunan gim odasında fotoğraf çekilmiş. arka ekranlardaki 64 kamera ve görüş açıları, konumları (hangilerinin çalışıp çalışmadığı çıkarımını bile rahatlıkla yapabilirsiniz) armut gibi iphone lensi tarafından ifşalanmış. bu fotoğraflarda ınstagram'da paylaşılmış.
şimdi mevzide, karakolda veya herhangi bir askeri alanda fotoğraf çekmenin yasak olduğuna dair tebliğ tebellug imzalatilir herkese.
e ben de gidip naptım ? cimer ve bölük komutanına şikayet ettim. hahaha.
nasıl s...m onu ama ?
devamını gör...
3735.
size ilk günden söylemiştim bir yara bandı olarak çok işe yarayacağınızı...
devamını gör...
3736.
devamını gör...
3737.
ne zaman bir topluluğa dahil olsam orası kaos alanına dönüyor. elbette kaos severim, izlemeyi filan ama bu iş çığırından çıktı gibi. istisnasız her toplulukta olması oldukça garip. sanki lanetli birisi gibiyim, önceden sağlam bir yapılanması da olsa kaos çıkıyor sonra birkaç kişi topluluktan ayrılıyor sonra ya normale dönüyor ya da dönemiyor topluluk. yazık oluyor.
devamını gör...
3738.
uykun varken uyuyamamak gibi, tam oldu derken olmaması gibi, başladı derken bitmesi gibi, başı değil de sonuna yetişmen gibi.
yanlışlığa sarılmak gibi, ne zaman doğru olacak bu yanlışlar. işte bu diyeceksin. insanlar çok bekliyor. çok bekledikleri için mi bu acı. için için bir acı bu. için hep acı.
koca bir yanlışlıktı hayatın.
sarılmaktan başka yoktu şansın.
sarıldın
bir tek sen biliyorsun yanıldın.
ve şimdi bir uçurum
keşke ucunda olsaydın
belki birisi atlama derdi
eğer atlamasaydın.
gittin
git
gitmeli
herkes gidecek değil mi?
yanlışlığa sarılmak gibi, ne zaman doğru olacak bu yanlışlar. işte bu diyeceksin. insanlar çok bekliyor. çok bekledikleri için mi bu acı. için için bir acı bu. için hep acı.
koca bir yanlışlıktı hayatın.
sarılmaktan başka yoktu şansın.
sarıldın
bir tek sen biliyorsun yanıldın.
ve şimdi bir uçurum
keşke ucunda olsaydın
belki birisi atlama derdi
eğer atlamasaydın.
gittin
git
gitmeli
herkes gidecek değil mi?
devamını gör...
3739.
geçen gün başıma gelen bir olayı sizlere aktarmak istiyorum. bir süredir hoşlandığım gelmesini beklediğim bir çocuk vardı aynı yerde çalışıyoruz her gün görüyoruz birbirimizi. bir ikizler burcu olarak benim için en zor şey sabretmek bu kısım bana yüklenmemiş çok zorlanıyorum sabır konusunda. bir süredir de gelip bana kahve teklifinde bulunmasını bekledim. ama artık uzun bir zaman geçti hala gelmiyor. tabii ki bende de sabır kalmadı çünkü çok saçma bir durum beni görünce geriliyor heyecanlanıyor bunu hissediyorum başka durumlarda var tabii ama bir türlü gelmiyor. bende burcuna bağlayarak akrep burcu kendisi acaba benden tam anlamıyla emin olmadığı için mi gelmiyor diye düşündüm. o sıralar başıma çok tuhaf bir olay geldi instagram üzerinden biri beni onun olduğu üzerinden iddia ederek kandırdı. ama asla emin olamadım o mu değil mi diye çok zor bir hafta geçirmiştim artık işler birbirine girmişti mecbur kalıp gidip yüz yüze konuşup bu durumu anlatıp öğrenmeliydim o kişi o muydu. görüşme teklifi ettim ama diyeceklerimi bi türlü toparlayamadım kafamda.d çünkü o kadar saçma ve karışık bir olaydı ki anlatmak bile çok zor. en son görüşmeye bir saat kala kararımı değiştirdim. onunla tanışmak istediğimi merak ettiğimi ona söyleyecektim son kararım buydu bu durumu açıklamaktansa bu daha kolay geldi.d öylede yaptım olayı gerçekten anlatamazdım çok saçma ve karışıktı iyi ki de anlatmamışım gerek yokmuş sonuç şöyle oldu mental olarak hazır olmadığını zamanlamanın yanlış olduğunu söyledi. beni reddedebilecek bir erkek olmadığını söyledi. bla bla bla bende gayet cool şekilde tamam dedim şuan gene önceki gibi konuşamıyoruz anlamsız saçma durum devam ediyor. kısaca erkekler istedikten sonra her türlü gelir mücadelede eder ama gerçekten istemesi gerekir. buda bana böyle bir ders oldu. bakalım son durum değişirse bana gelirde açılırsa haberdar edeceğim. şuan umursamaz moddayım kendi halimdeyim.
devamını gör...
3740.
want her so bad that i could die for her, i could kill for her.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302