1621.
bir vakitler yazılar yazardım, o eski büyük korkumu yendikten sonra. boş kağıtlara, defterlere, hoş bulduğum derilere; kırık dökük de şiirler. senaryolaştırma hevesiyle yarıdan hallice uzunca bir öykü, roman olacak kadar büyümese de. her zamanki gibi yarı yolda bıraktım ve cümlelerin olduğu sayfaların cümlesini yaktım. yine o şahane duman yükseldi göğe. yazı kalırdı, söz oldu uçtu çoğu, bilmem hangileri kaldı hatırımda. ama o gri dumanları görmüş olmak yetti bana. bunun için bile değerdi.

hepsi bu kadar işte.
devamını gör...
1622.
işin gücün yok mu yavrum senin ?
hep aklımdasın da ..
devamını gör...
1623.
o kadar söylemek istediğim olaylar var ki hangi birisinden başlayacağım bilmiyorum...

bir taraftan hayat köşeye sıkıştırıyor beni. diyor ki, şu anda elinden geleni yapmazsan kaybedersin. diyorum ki, her zaman bir çıkış yolu vardır. ben bugün buralara hep çıkış yolum olarak geldim. hep açık kapı vardı. bir durum olunca saklanıp, kendime gelebileceğim bir yer vardı. o yer yavaş yavaş kirleniyor mu diyeyim, nasıl diyeyim? yok oluyor, huzur bulamıyorum, canımı sıkıyor.

öte taraftan insanlar, genel olarak insanların varlığı, beni çok yoruyor. fazla çabalayasım gelmiyor. çabalamıyorum demiyorum, çabalıyorum elbette ama ilk başta uyuşmazlıklar olunca diyorum ki, ne arkadaş ne de başka bir şey olabilir diyorum... nasıl arkadaş ediniyorduk? unuttum.

kötü zamanlardan geçtiğimden beri insanlara iyi olduğumu, herhangi bir problemim olmadığını söylerim (merak eden yok aslında, yüzlerine bakınca anlıyorsunuz bunu, klişe olan bir laf 'nasılsın'). aslında yüzüm hiç gülmez, güldürmeye çalışanı da zor gördüm (sıfırlanmış sayı şimdi fark ettim, çok ayıp arkadaşlar, toparlayalım şunu). * çevremdekilerin çoğu benim mutsuzluğumu istiyor. ben mutluyken mutsuz etmeye çalışıyorlar beni, niye ki? sana ne zararım oldu ki?

başka bir sorun ise dün arkadaşıma bizim ailenin sorunlarını ve yaşadıklarımızı anlattım. anlatınca yine bazı olaylar aklımda tekrardan ve daha iyi şekillendi... dedim, demek ki ondan dolayı böyle bir kişiliği var. belki de böyle olması daha hayırlıymış. erkenden göçmek varmış. kurtulmuş.

her şeyi bıraktım, benim gittiğim okuldan bahsederken 5+ fazla intihar vakası olduğunu söyleyince sebebini sordu. ben de bilmiyorum dedim. neden bizim okul? ben de belki onlardan birisi olabilirdim. nasıl garip bir yerdeymişim? yaşamam mucize benim (abart, abart). ırkçılıktan, ayrımcılıktan (hem kendi aralarında, hem yabancılara), saçma sapan öğretmenlerden geçilmiyordu. insanlar iyi (hem karakter olarak, hem ruhsal) değil işte, anlayın. bir de gidip en sempatik olmayan okul psikoloğunu getirmişsiniz. aptallar. yeni okul yaptınız diye eski okulu unutacağımızı mı sanıyorsunuz, ha? söylesenize! küf olan yerlerde okuttunuz bizi (aklıma niyeyse balkan bölgesinde bulunan okulların geneli geldi, o kadar değildik ama yenileyin artık yenileyin... sonuna kadar oturup da ani bir durumda can kaybına mal olmayın), var mı sizin vicdanınız be! okul üzerimize çökecekti, kolonlar tutmuyordu ve bu şekilde hâlâ okula gittik biz. evet, çok sağlam, mükemmel okuluz. aynen, ayakta alkışlıyorum sizi. hiçbirinizin yüzünü görmek istemiyorum bir daha gerçekten (beni koruyan melek öğretmenler dışında). rüyalarıma girmeniz de hoş değil, kış kış, naş naş.

eskiden çok anlatırdım başıma gelenleri ve insanlardan talebim beni anlamalarıydı. elim boş gidiyordum ve anlaşılmamak, hepinizin tecrübe ettiğini biliyorum aksini iddia edeni kovalarım itiraf edene kadar, en kötü duygulardan(?) birisiydi. sonunda dedim ki, seninle aynı şeyi yaşamayınca seni anlaması mümkün değil. burada sorun şu ki, hiç kimsenin hayatı benimkisine benzemeyecek, ne kadar denesek bile, sapma oranları olacak, karşısına aynı insanlar çıkmayacak. zaman asla geriye akmayacak. benimle aynı zamanda doğup, büyümüş, aynı zamanda göç etmiş, göç ettiği anda olgunluğu tatması gerekirdi. hiç sanmıyorum hiç. ama varsa bul beni. en yakın zamanda. ortaklık kuralım. seni senden iyi tanıyacak olan nadir kişilerdenim. korkutucu bir fikir, biliyorum. başkasının seni senden daha iyi bilmesi... ürpertici. kendine itiraf edemediğin şeyleri yüzüne söylemesi... (gerçi ben bundan onur duyardım ve elini sıkardım çünkü karşımda tam anlamıyla bir profesyonel duruyor. tahrik edici. sinir de olurdum. ama hemen öğret derdim. huyum kurusun be.) ben asla izin veremezdim mesela beni benden iyi bilmesine. sanki bana karşı her zaman elinde bir koz var(mış) gibi gelirdi. tedirgin olurdum. koz olması ama yine benim elimde oluyor... ama hayal etsenize, nasıl güzel bir şey aslında... koz olması için yine ipler benim elimde, hiç şaşırmadım.

hayat hilebaz oynamayı öğretti. sahtekar olup çıktık, iyi mi? çok yolumuz var, görüyorsun. anla beni. anla. zor değil.

bu yazıyı bir şarkı sözüyle tamamlamak istiyorum:


yitip gitsem de
sonumu bilsem
ölümü tatsam da
yenilmem yine de
senin için bütün zaferlerim


'senin' kelimesi gelecekteki 'ben' için olarak da yorumlanabilir aslında (sadece bu dizeleri yorumlamak zorunda kalırsak). 'sen' gelene kadar ben varım, sen gelince 'biz'. (anlatamadım yine. bir de kalemim kuvvetli denildi, alakası yok arkadaşlar, siz anı dinlemeye gelmişsiniz)*
devamını gör...
1624.
hiçbir kötü alışkanlığım yok. buna sigara da dahil. hayatımda hiç içmedim, içmem de. herhangi bir bağımlılığa sahip olmak, bile bile kendi özgürlüğüne pranga takmak benim için. o yüzden bağımlılıkları gereksiz görür, hayatıma sokmam.

ama hani "bir sigara da buna yakalım" dönemleri vardır ya... heh işte o dönemler beni benden alıyor. bir de aklıma bir alıntı vs. gelirse yandık... evire çevire düşündükçe düşünürüm. işte az önce tam olarak öyle bir alıntı okudum... allah'ım yarabbim yüce mevlam... şu ruh halinden sana sığınıyorum.

giden en fazla gölgesini götürür yanında, sen neden yüreğimi alıp gidiyorsun.
devamını gör...
1625.
millet hep kavga ediyor sözlükte ben o kadar uğraşıyorum birisi bana satassin diye ama kimse benimle kavga etmiyor.

ya kimse beni umursamıyor ya da herkes bana çok saygı duyuyor herhalde.

inşallah ikincisidir.

o değilde canım çok pis sıkıldı haa. lan yapacak hiçbir şey yok.
devamını gör...
1626.
az önce biraz rezil bir şey yaptım buraya yazıp kendimi rahatlatmam lazım. haklı olduğum bi konu vardı ben de ss alıp başka bi arkadaşımla haklılığımı tartışmak istemiştim ama ss i ve bir kaç mesajı konunun muhatabına göndermişim ve cevap gelene kadar fark etmedim. biraz kötü hissediyorum ilk yanlış mesajım. bi daha yorgunken mesajlaşmak yok.
devamını gör...
1627.
sal gitsin
devamını gör...
1628.
bana söylenen yalanlara inanıyorum. bilerek, isteyerek, gerçekten inanıyorum. hangi konularda ve zamanlarda yalan söylendiğini önemli buluyorum. bir de şu var; ya yalanı söyleyen kişinin tek dayanağı, o yalanın gerçekliğiyse...
devamını gör...
1629.
söylemek istediğimi söylememe
konjonktür müsait değil.
devamını gör...
1630.
zaten soyadi adima uymuyodu
devamını gör...
1631.
kimse için uğraşmam.
devamını gör...
1632.
devamını gör...
1633.
bir psikoloğu antidepresana başlatan hayat size neler yapmaz arkadaşlar. herkes kendine sahip çıksın
devamını gör...
1634.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1635.
ğaybubed evimde, maklube pişirdim, akşama pilavlı sohbet var, by-lockdan şakirtleri çağırdım, sonra pensilvanyaya bağlanıp video seyredeceez.
devamını gör...
1636.

çok yalnızım be atam!

çok yaşa be mesut ceylan.
devamını gör...
1637.
uykumu kaçırma sözlük. vallahi çok uykum var. hazır haftasonu da gelmişken...*
devamını gör...
1638.
ben bana ait değilim
devamını gör...
1639.
yaptığım şakaların sonunda neden hep şakaydı ciddi değilim demek zorunda bırakılıyorum?
daha kaç kişi yoracak beni böyle?
yormayın, üzmeyin beni.
devamını gör...
1640.
ulaşabildiğim her yere cv bırakıyorum, başvuru yapıyorum. su an icin benim en önemli mevzum is bulmak. kendim icin yapabileceğim, gelebileceğim en üst noktaya gelmek istiyorum. çünkü bana ciddi emekler verildi ve hep idealist bir kadın oldum. ailem de beni bu konuda zorlamıyor ama ben evde boş boş oturmak istemiyorum. ilk olarak ehliyet almakla başladım bu kişisel gelişim serüvenime. bundan sonra aile danışmanlığı eğitimi geliyor. is mevzusunu bir an önce halletmem gerek.
tamam, bunu hallettim diyelim.
birileri hayatıma geliyor, tanışmak istiyor ben de deniyorum fakat içimde hep bir huzursuzluk.. sebebini bir türlü çözemiyorum.. birini tanımak, kriterlerime ve mantığıma uygunluğunu ölçmek benim için cok zorlaşmış bunu anladım. daha 1 saat önce benden hoşlandığına emin olduğum biri hakkında annemden fikir aldım, annem bu konularda acayip insan sarrafıdır. söyledikleri bana mantıklı geldi. zaten içimde kötü bir his olduğu icin ondan fikir aldım. sevseydim hic fikir almazdım, ‘seviyorum’ derdim. ona kötü hissettirdiğim için kendime kızıyorum fakat şunun da bilincindeyim; birini sevmek kadar birine karşı bir şey hissetmemek de normaldir. ama içine yara olmak istemiyorum kimsenin, kimsenin karmasını yasamak istemiyorum. doğru insan kim, ne zaman gelecek, nasıl biri bilmiyorum ama ne istediğimi biliyorum. galiba bu yüzden kimseyle olamıyorum, seçiciyim. konuşuyorum, tanışıyorum fakat ilerisi olmuyor.. yani o kadar çok yoruldum ki.. bunu daha nasıl anlatacağımı bilmiyorum. içimde bir huzursuzluk.. ne olacak böyle..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim