3941.
bundan 14 sene önce bir rüya görmüştüm kendimi pek de parlak hissetmediğim bir dönemde. konya’ya çağırmışlardı beni. anlam verememiştim. sabiha gökçen’de panolar var bazılarında “bir sonraki yolculuğunuz konya olsun” yazıyordu ve görünce rüyamı hatırlayıp inşallah diyordum. kısmet bugüneymiş, şeb-i arus’a imiş.
devamını gör...
3942.
şimdi twitter' da trendyol 2024 özeti gördüm ve şaka sanmistim ama gerçekmiş

bende yeri farklı olduğunu öğrendiğim bir marka paylaşmak istiyorum
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bir de yani......
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
alllaşşkına

ne bileyim
ne diyeyim
nerelere gideyim

trendyol özeti kötü bir türk komedi filmi gibi hissettirdi
devamını gör...
3943.
korsan
çs
sorsan
soyler
herkes
1
sey
noksan
yoksan

evet.
devamını gör...
3944.
sevdiğim yazarlar hesaplarını dondurmuş, ben de diyorum ki neden sözlük sessiz.
devamını gör...
3945.
bakıyordun, öyle ya bakmak biraz öylecene ve biraz da öylesine bir eylemdi. baktın, baktın, baktın. sonra birden görmeye başladın. görmenin geldiği anlamlara bir yenisinin eklendiği varoluş hali.

içinde bulanan denizlerin çalkantılı iklimlerinden devşirdin bu hislerini. aldın, biçtin, şekillendirdin. daha önce bilmediğin şekillerdi bunlar, isimlendiremedin ama bildin. bilmeye meftun yanlarına şenlik. bilmekle değişmeyenlerin adedince yas. biraz neşe az biraz hüzünle tekrar yoğurdun şeyleri. şekiller karıştı, örselendi ve sen yenilerine doğru keşfe çıktın. bilmediğini bildin, bileceklerinin çokluğunu bildin. sığdıramadıklarının yokluğuna şaştın, ne de çoklardı.
aynalarla dolu yolunda kaybolmuşluğunu aynadan bildin, halbuki aynanın hükmü senin gördüğün kadardı. gördüm sandın, aynadan bildin. göz sendendi. gördüğün de sendin.
tuttun, anlam vermeye çalıştın. içinde bükülüp duran bu sıkıntılar öylesine yokluyor değillerdi. öğrenemediğin bu dersi kaçıncıya tekrar ettiğini saymayı bırakalı birkaç vakit dilimi olmuştu. yazdıkça ağısı akar derdin, yazdığın sana ağı oldu. ne tuttun, ne bıraktın. ne gittin, ne kaldın. ne ilerledin, ne vazgeçtin. sen, çocuğum, sandın. sandığın döngülerce yaprak gibiydin, rüzgarı kendinden sandın. ol'manın yolu bundandır, böyle olunur sandın. olamadıklarınca horlandın. ümit devşiren yanların ceketlerini dahi almadan terk ettiler seni, birden bire, ansızın, kalakaldın.
kalakalanların da sahibine sığındın. öyle ya, başka türlüsü bilgin dahilinde değildi. çareyi de derdinden sordun. biliyordun, oradaydı. göremiyordun.
elbet bir gün, göstereceklerdi.
sabır dilenmezdi, ya sabur dedin.
ya sabur.
devamını gör...
3946.
ben daha çocukken amerika ırak’a girdiğinde evlatlarını kaybeden annelerin çok fazla ağlamaktan gözyaşlarının kuruduğunu söylemişti halam. hayret etmiştim, nasıl kuruyabilir ki diyip ağlar durur, gözyaşımla oynardım. sonra ağlayabildiğim için mutlu olurdum. kaybedilmemiş bir duyguydu bu benim için.

şimdi ağlayamıyorum. kuruyan şeyin kalp olabileceğini de gördüm, hayret edemiyorum. kaybettim.

ama neyi mi kazandım? aylarca sol adımı atıp sağ bacağımı oynatamadığım bel ağrısını. (doktor strese bağlı omurların iç içe geçtiğini söyledi)
yoğun kaygı yüzünden kalp çarpıntısı ve ağrısını.
şimdi de başedemediğim her şeyi derimden kazıyıp atmak istercesine tüm vücudumun kaşınıp duruşunu…
bu “ağlayamama” haline kolay gelmedim.

artık sol bacağımdan sonra sağım da adımını atacak ve o ahlaksızlıkla suçladığın kadın kolay gelmediği yolları tek nefeste gidecek.
merakın olmasın, rahatsız edilmeyeceksin.
hıçkıra hıçkıra ağlatacak cümlelerin karşısında donuk bir ifadeyle ekrana baktım sadece. ekrana bakarken beynimdeki ses senin bana vermiş olduğun sözleri tekrarlayıp durdu, ufaktan bir tebessüm kondurdum yüzüme.

sen beni güldürdün, hayatta seni güldürsün.

edit: ağlayabiliyormuşum.
devamını gör...
3947.
aşırı yorgun hissediyordum. ruhen, zihnen, bazen de bedenen ama bir süredir daha iyiyim kesinlikle. hayatı kovalarken kendimi kaybetmek bir klişe ve çok gerçek. neyse ki hayatta kötü kadar olmasa da ona yakın nicelikte iyilik de var gibi. hatta bazı anlar var ki, insanı tamamen savunmasız yakalıyor; herhangi bir sevimli hayvanla yaşanan minik bir etkileşim, güzel bir yaz akşamında yudumlanan bira, bir dostun sesi... hayatın bazen ne kadar karmaşık göründüğünü düşünürken, bir yandan da basit anların huzurunu yakalamanın mümkün olduğunu hatırlıyorum. "çok büyük bir şey olmasına gerek yok" diyorum bazen. küçük bir işaret yetiyor bazen. “tamam, buradayım,” diyorum o anlarda. “belki her şey harika değil ama tamamen kötü de değil.” yine de, şu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum: daha fazlasını istemek nankörlük mü, yoksa doğal bir dürtü mü? hayat dediğimiz bu şey, gerçekten sadece alışıp gitmek mi? yoksa bambaşka bir anlam bulma çabası mı? bu soruların cevapları bende yok. ama bu soruları sormak bile bazen kendimi biraz daha iyi hissettiriyor. çünkü demek ki hâlâ bir şeylerin peşindeyim. biliyorum, tam bir çözüm ya da bir mucize gelmeyecek. ama belki de çözüm, her şeye rağmen adım atmaya devam etmekte. yürüyemiyorsan sürün, derler ya. işte öyle. şimdilik sadece nefes alıyorum, o bile bazen yeterli oluyor.
devamını gör...
3948.
fiziksel olmasa da ruhsal olarak zamanda yolculuk yapabildiğimi uzun yıllar önce keşfetmiştim. ama bir farkla. bu yolculuğu sadece geçmişe dönük olarak yapabiliyorum. gerçi geleceğe yolculuk yapmayı da tercih etmezdim sanırım. belirsizlikler dışında, ileride neler olacağını merak ederek yaşamayı seviyorum.

he bir de bu geçmişe dönük ruhsal yolculuklar isteğe bağlı gerçekleşmiyor. bir ses, bir koku, bir benzerlik, geçmişe yönelik tüm detayları bir anda hatırlamamı sağlıyor. sadece travmadan ibaret de değil üstelik. güzel şeyler de hatırlatıyor. hafızamı çoğu zaman lanet olarak nitelendirsem de bu hafıza ile yaşamayı zaman zaman seviyorum sanırım.

bugünkü yolculuğum da çok kötü olarak nitelendirilemez o yüzden. çok fazla şey hatırlattı bana. çoğu güzel hatıralardı. hatıraları güzel yapan şeyler aslında hatıranın kendisi değil, o anda hissedilenlerdir. ben çok güzel şeyler hissetmiştim. birçoğu yeniden aklıma geldi bugün.

ama sana yaptığım şeyi de hiç unutmadım. gerçekleri sana açıklayamadığım için çok üzgünüm. kendime de itiraf edemiyordum çünkü o zamanlar. bir gün sana her şeyi anlatmak isterim. bu ukte içimde sürekli yaşıyor çünkü.

sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum aslında. ama hatırlattıklarını seviyorum. umarım hiç aklına gelmiyorumdur. umarım yanında güvendiğin birileri vardır. ve umarım mutlusundur.

ve evet, hala bunu dinliyorum arada.

devamını gör...
3949.
kendileri bizden daha fazla imkana sahip olup,bizden daha çok şey yaşamalarına rağmen niye hala gözleri bizim mutluluğumuzda veya yaptıklarımızda anlayamıyorum.asıl kıskançlık ve saf kötülük bu bence.
devamını gör...
3950.
geri dönüşü olmadığını söylediğin bı durumda neden şimdi kafa karışıklığı yaşıyorsun ? neyi uzatıyorsun ? amacın işkence etmek mi yoksa gerçekten kalbin mi el vermiyor ? beklemek belirsizlik seni de yormuyor mu ? sorduğumda sonuç değişmeyecek derken bı anda ne oldu da tekrar düşünmeye başladın ?
devamını gör...
3951.
2 yaşındaki bir ziyaretçiye en sevdiği eserin hangisi olduğunu sordum. elindeki bileti göstererek "munu" dedi. hayatımda hiç kimse picasso'yu bu kadar sert eleştirilmemişti.

ayrıca haklı çocuk. 7.5x10.5 boyutunda (suluboya resimler genellikle bu ve buna yakın ölçekte yapılır) kağıt var elinde.
devamını gör...
3952.
para insanın hayatındaki en önemli bir kağıt parçası. para, bir gereksinim, bir araç ama bir amaç olmamalı. insan paraya tapmamalı, insanın kıblesi para olmamalı.
devamını gör...
3953.
her konuştuğumuzda kalbimde kelebekler uçurduğun teşekkür ederim.
gerçekten iyi ki varsın.
devamını gör...
3954.
ben tekim, onlar eminem'ler jay z'ler falan demis sair zamaninda. evet.
devamını gör...
3955.
pencere aynı pencere mevsim değişiyor sadece
devamını gör...
3956.
hayır mevsim değişince pencere de değişir mevsim geçişlerinde pencerelerin gıcırdaması bundandır
devamını gör...
3957.
gece gece herhangi bir şey yeme isteği gelen, çatır çutur fare yiyen kedi videoları izlesin.
devamını gör...
3958.
algı, yapı, kumpas, operasyon çekmek gibi ifadeleri gördükçe sinirleniyorum bazen. biraz önce sinirlendim mesela. muhatabımın fıkırını cıklatasım geldi. sonra dedim oğlum levi, hangi birini cıklatacaksın.
devamını gör...
3959.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
3960.
çok uyumak mallaştırır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim