sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
3061.
bana ne*.
devamını gör...
3062.
bir gece ne kadar uzun sürebilir? saydım. bir ömür sürüyor.
devamını gör...
3063.
afkur!..
devamını gör...
3064.
yine özlemle dolup taştığı bir gün. bunu yazdığı mesajlardan anlamak zor değil. sürekli benim olmak istediğini, benimle her şeyi yapmak istediği söylüyor. bununla ima ettiği şey ne? ne anlamalıyım, anladığım şey doğru mu? hala bana karşı tamamen dürüst olmadığını düşünüyorum. bilmem neden bazı konuları konuşmak istemiyor. doğrusu ben de istemiyorum. çünkü ne diyeceğimi bilmiyorum. ilişkimizin başladığı gibi her şeyin aniden olmasından korkuyorum. ama bu böyle olacak... büyük bir felakete doğru yürümekteyiz fakat zarar görmeden atlatacağız. çünkü bunun olmasına müsaade etmeyeceğim. güçlüyüm, kararlıyım, aşığım.
sadece onun için endişe duyuyorum. hayatı boyunca geçmişinden kurtulamadan yaşarsa... elbette insan kolayca unutamaz. unutmamasından değil bu hatıraların onu sürekli korkutmasından, incitmesinden tereddüt ediyorum. sadece benim kadar sağlam bir psikolojiye sahip olduğuna inanmak istiyorum. gerektiğinde tüm geçmişini silebilecek, o geçmişi içindekilerle birlikte ateşe atabilecek güçlü bir karakter ve zihin yapısına sahip olduğuna inanmak istiyorum. çünkü ben yapacağım. çünkü ne söylersem söyleyeyim ailemin düşüncelerini değiştiremem. ancak bu sırrı koruyabilirsek hayatımızı güvence altına almış oluruz. bunun içinse çok dikkatli olmalı ve parmak uçlarımızda yürümeliyiz.
bu kadar düşünmenin gerekli olduğunu da sanmıyorum. gitmek en iyi çözüm, uzaklaşıp kaybolmak... hayatım boyunca hayalet gibi yaşadım, kimse benden daha iyi yok olamaz. gel gelelim bir insanı hayalet olmaya ikna etmek, zorlamak pek kolay olmayacak. üstelik bunu hiç de yapmak istemeden yapacağım. başka bir yol yok. zaten yürünmemesi gereken bir yolda yürümeye çalışıyoruz, iyi bir yol fikri bizim için çok uzak şimdilik.
aşılır, aşılacak. her yol bir gün sona erer... yeni yönlere sapılır, konaklanacak evler çıkar, sınırlar geçilir, şehirler değişir... her nerede yürürsek yürüyelim bu yol hiç değişmeyecek. hep korku ve acı dolu olacak. mutluluğumuzla bunun üstesinden gelebiliriz elbet ancak hayat boyu kaçarak, korkarak yaşamak zorunda kalacağız... sadece benim zihnim ve gözlerimle bakabilmeni diliyorum. bütün endişem senin zayıflığından ileri geliyor. güçlü bir kadınsın fakat benim kadar arzuya sahip değilsin. seni suçlayamam elbette. sahip olduğum bu zihni, karakteri elde etmek için epey yalnız kalmam gerekti. özgürlüğün bedeli buydu, çare yok. bütün ölülerin gözünde henüz çocuğumdur belki fakat yaşam süresince bana kocaman göründü bu hayat. otuz yıl, muhteşem bir yalnızlık inşa etmek için harcandı. kazanımı ise ortada. sınırsız bir zihin. özgür bir karakter. elbette cezasız kalmayacaksa da her şeyi göze aldım çoktan. sen buna değersin. en büyük acıya, en ağır cezaya, öldürülmeye, sürünerek yaşamaya, her şeye değersin... değerin kendisi sensin. ıssız, karanlık, soğuk bir mağarada bulduğum bir sandık dolusu altınsın sen, hiçbir cin seni benden alamaz... uğruna binlerce bebeği bile kurban ederim. bunu yapabilirim.
sendeki şeyi anlayamıyorum. doğrusu anlamak istemiyorum. sevmeye devam etmek istiyorum, büyüsü bozulmasın bu sevginin. benim için hep gizemli, anlaşılmaz kal. seni keşfederken geçsin ömrüm ama hiçbir yere varamayayım. bir hayat boyu oyalanacağım bulmacam ol. tüm vaktimi sana harcayayım, tüm yaşamımı senin için harcayayım. bir kazanım elde etmeyi düşünmeden, yalnızca mutluluk verdiğin için seninle sürdüreyim kalan zamanımı. her sabah uyanıp içerisinde ne olduğunu anlayamadığım o gözlerine bakayım. sonra sorayım: ne var senin bu gözlerinde? her zaman yaptığın gibi utanıp boynuma sarıl.
sadece onun için endişe duyuyorum. hayatı boyunca geçmişinden kurtulamadan yaşarsa... elbette insan kolayca unutamaz. unutmamasından değil bu hatıraların onu sürekli korkutmasından, incitmesinden tereddüt ediyorum. sadece benim kadar sağlam bir psikolojiye sahip olduğuna inanmak istiyorum. gerektiğinde tüm geçmişini silebilecek, o geçmişi içindekilerle birlikte ateşe atabilecek güçlü bir karakter ve zihin yapısına sahip olduğuna inanmak istiyorum. çünkü ben yapacağım. çünkü ne söylersem söyleyeyim ailemin düşüncelerini değiştiremem. ancak bu sırrı koruyabilirsek hayatımızı güvence altına almış oluruz. bunun içinse çok dikkatli olmalı ve parmak uçlarımızda yürümeliyiz.
bu kadar düşünmenin gerekli olduğunu da sanmıyorum. gitmek en iyi çözüm, uzaklaşıp kaybolmak... hayatım boyunca hayalet gibi yaşadım, kimse benden daha iyi yok olamaz. gel gelelim bir insanı hayalet olmaya ikna etmek, zorlamak pek kolay olmayacak. üstelik bunu hiç de yapmak istemeden yapacağım. başka bir yol yok. zaten yürünmemesi gereken bir yolda yürümeye çalışıyoruz, iyi bir yol fikri bizim için çok uzak şimdilik.
aşılır, aşılacak. her yol bir gün sona erer... yeni yönlere sapılır, konaklanacak evler çıkar, sınırlar geçilir, şehirler değişir... her nerede yürürsek yürüyelim bu yol hiç değişmeyecek. hep korku ve acı dolu olacak. mutluluğumuzla bunun üstesinden gelebiliriz elbet ancak hayat boyu kaçarak, korkarak yaşamak zorunda kalacağız... sadece benim zihnim ve gözlerimle bakabilmeni diliyorum. bütün endişem senin zayıflığından ileri geliyor. güçlü bir kadınsın fakat benim kadar arzuya sahip değilsin. seni suçlayamam elbette. sahip olduğum bu zihni, karakteri elde etmek için epey yalnız kalmam gerekti. özgürlüğün bedeli buydu, çare yok. bütün ölülerin gözünde henüz çocuğumdur belki fakat yaşam süresince bana kocaman göründü bu hayat. otuz yıl, muhteşem bir yalnızlık inşa etmek için harcandı. kazanımı ise ortada. sınırsız bir zihin. özgür bir karakter. elbette cezasız kalmayacaksa da her şeyi göze aldım çoktan. sen buna değersin. en büyük acıya, en ağır cezaya, öldürülmeye, sürünerek yaşamaya, her şeye değersin... değerin kendisi sensin. ıssız, karanlık, soğuk bir mağarada bulduğum bir sandık dolusu altınsın sen, hiçbir cin seni benden alamaz... uğruna binlerce bebeği bile kurban ederim. bunu yapabilirim.
sendeki şeyi anlayamıyorum. doğrusu anlamak istemiyorum. sevmeye devam etmek istiyorum, büyüsü bozulmasın bu sevginin. benim için hep gizemli, anlaşılmaz kal. seni keşfederken geçsin ömrüm ama hiçbir yere varamayayım. bir hayat boyu oyalanacağım bulmacam ol. tüm vaktimi sana harcayayım, tüm yaşamımı senin için harcayayım. bir kazanım elde etmeyi düşünmeden, yalnızca mutluluk verdiğin için seninle sürdüreyim kalan zamanımı. her sabah uyanıp içerisinde ne olduğunu anlayamadığım o gözlerine bakayım. sonra sorayım: ne var senin bu gözlerinde? her zaman yaptığın gibi utanıp boynuma sarıl.
devamını gör...
3065.
şuan bi kafede iş arkadaşımı bekliyorum, hastane randevusu varmış. ne değişik zevkler var ya, avokadolu kahve nedir olum avokadonun tadı mı var sanki bir de kahve aroması olarak düşünmüşler. insanların zevkleridir tamam ama bazı şeyler cidden anlamsız.
devamını gör...
3066.
evvel zaman iken, deve tellal iken, saksağan berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ip koptu, beşik devrildi. anam kaptı maşayı, babam kaptı meşeyi, döndürdüler dört köşeyi. dar attım kendimi dışarı. kaç kaçmaz mısın. vardım bir pazara. bir at aldım dorudur diye. bineyim dedim, at bir tekme salladı bana geri dur diye. padişahın topları ateşe başladı. topladım gülleleri cebime koydum darıdır diye. tozu dumana kattım, edirne’ye yettim. selimiye minarelerini belime soktum borudur diye. yakaladılar beni tımarhaneye attılar delidir diye. babamdan haber geldi, onun eski huyudur diye. bereket inandılar, tutup beni saldılar. neyse uzatmayalım, masala başlayalım…
devamını gör...
3067.
yağmurlar seni bana getirir, ne güzel!
gör ki kendimi toprak etmişim.
oysa ben gözlerindeki sarhoşun,
cebinde duran son şişesindeyim...
(bkz: murat çelik)
gör ki kendimi toprak etmişim.
oysa ben gözlerindeki sarhoşun,
cebinde duran son şişesindeyim...
(bkz: murat çelik)
devamını gör...
3068.
çok güzel bir kadın olduğunu söylemek istiyorum.
içimden geldi.
içimden geldi.
devamını gör...
3069.
napıyonuz len değişikler.*
devamını gör...
3070.
#yazkapatılsın.
devamını gör...
3071.
ben senin sokağına ulaşamam dardayım vs.
devamını gör...
3072.
bunca zaman söyledik de ne oldu ?
bi b*k olmadı gerek de yok
bi b*k olmadı gerek de yok
devamını gör...
3073.
savaştan başka her şeyi unutan
biri olmamalı bir komutan.
hedefe varmak için bazen
ayrılman gerekir hedeften.
biri olmamalı bir komutan.
hedefe varmak için bazen
ayrılman gerekir hedeften.
devamını gör...
3074.
düşündüğüm şeyi kağıda anında yazabildiğime her seferinde şaşırıyorum. düşüncelerimin aklımın dışında gezinmelerini çok seviyorum.
devamını gör...
3075.
"bütün bunların hepsi beyaz bir yalan"
devamını gör...
3076.
küfürbody buldum. karşılıklı başkalarına küfur edip rahatlıyoruz. çok eğlenceli yaa. (bkz: swh)
devamını gör...
3077.
değmiyor.
devamını gör...
3078.
bazen hissedersin, bu bilmekten öte bir şey...
devamını gör...
3079.
insana haddini en iyi bildiren, uzun vadede bizzat kendisidir. bu hiç şaşmaz. gençlik ateşinin pastel renkli rüyasında, dünyayı kurtaracakmış gibi hissederdim kendimi. büyük değişiklikler yaratacak, derin izler bırakacak biri olduğumu düşünür ya da öyle olmayı umut ederdim. reşit olur olmaz, pek de hevesli olmadığım mesleğime başladım. geleceğe dair hayallerimi bir kenara bırakmak zorunda kaldığım için, beni bu duruma iten kişilere ve olaylara kızmak işin kolayıydı ve ben de bunu yaptım. çünkü ben çok iyiydim, çok kıymetliydim, bu duruma itilmiştim, yoksa böyle sıkıcı bir işi yapar mıydım?
zaman geçti. yaşım ilerledi. yaşım ilerledikçe aslında çok da matah biri olmadığımı fark etmeye başladım. yıllar önce bana gerçekten kıymet verdiğine emin olduğum bir kadın, beni benzer bir kariyer serüvenine sürüklemek adına canla başla ateşlemeye çalıştığında gerçekten korktum ve istemsizce kendimle yüzleştim. zira bu kez bahanem yoktu. bana gerçekten desteğini gösteren biri vardı ve ben, onunla kol kola o mücadeleye girmek, hayatımda bir şeyleri kökten değiştirme uğraşına girişmektense başarısız olmaktan korkup geri çekildim. çok sonra anladım başarısız olmanın başarısızlıktan korkup eylemsiz kalmaktan daha kötü olmadığını.
zaman geçti. bir kedi sahiplendim. en yakın arkadaşımla birlikte eve çıkmaya karar verdik, aslan evladımı da yanımda götürdüm elbette. ruhumun en güzel dinlendiği dönemdir herhalde. bir sahil kasabasında, yalıtımsız eski püskü bir yazlık evde kalmak, kışın ortasında baltayla odun kırıp sobayı tutuşturmaya çalışmak, düzenli olarak kedi kumu temizlemek, bulaşıkları elle yıkadığımızdan durulama sonrası muhakkak soğuk algınlığı çekmek, hasta olunca da kediyi yorganda sırtıma doğru sokuşturup soba gibi kullanmak ama nihayetinde bu kadar sıradan bir rutinden gerçekten keyif almak... hayatın sıradan aksiyonlarla da ne kadar sorunsuz ilerleyebileceğini gördüm. o arkadaşımla birlikte o sakin ve huzurlu evde güzel şarkılar yazdık, besteledik, çaldık ve söyledik. askerlik için birbirimizden ayrıldık ve sonrasında yeniden birlikte yaşamaya üşendiğimiz için ev arkadaşlığımızı sonlandırdık. bugün hâlâ o günleri hatırlar ve tebessüm ederiz.
zaman geçti. yapmak istediğim birtakım şeyleri halen başaramamış olarak hayatıma devam ediyorum. bazı hedeflerim gerçekleşmiş ve bazısı gerçekleşmeye yaklaşamamış bile ancak artık bunları kendi hayatımı zehir edecek seviyede de düşünmemeye çalışıyorum zira zaman geçiyor ve bazı şeyler, biz gerçekleştiremeyelim diye var hayatımızda. buna inanıyorum. hem hayat, önümüze çıkan sonsuz seçenekten bazılarını seçip diğerlerini kaçırmak üzerine kurguladığımız bir süreçten ibaret. yine de keyifli kılmak için çabalamak, farklılıklara göz atmak onu daha da anlamlı kılıyor gözümüzde.
şükrü erbaş'tan tam da buna dair bir alıntıyla bitirmek istiyorum zırvayı;
yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir.
yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
zaman geçti. yaşım ilerledi. yaşım ilerledikçe aslında çok da matah biri olmadığımı fark etmeye başladım. yıllar önce bana gerçekten kıymet verdiğine emin olduğum bir kadın, beni benzer bir kariyer serüvenine sürüklemek adına canla başla ateşlemeye çalıştığında gerçekten korktum ve istemsizce kendimle yüzleştim. zira bu kez bahanem yoktu. bana gerçekten desteğini gösteren biri vardı ve ben, onunla kol kola o mücadeleye girmek, hayatımda bir şeyleri kökten değiştirme uğraşına girişmektense başarısız olmaktan korkup geri çekildim. çok sonra anladım başarısız olmanın başarısızlıktan korkup eylemsiz kalmaktan daha kötü olmadığını.
zaman geçti. bir kedi sahiplendim. en yakın arkadaşımla birlikte eve çıkmaya karar verdik, aslan evladımı da yanımda götürdüm elbette. ruhumun en güzel dinlendiği dönemdir herhalde. bir sahil kasabasında, yalıtımsız eski püskü bir yazlık evde kalmak, kışın ortasında baltayla odun kırıp sobayı tutuşturmaya çalışmak, düzenli olarak kedi kumu temizlemek, bulaşıkları elle yıkadığımızdan durulama sonrası muhakkak soğuk algınlığı çekmek, hasta olunca da kediyi yorganda sırtıma doğru sokuşturup soba gibi kullanmak ama nihayetinde bu kadar sıradan bir rutinden gerçekten keyif almak... hayatın sıradan aksiyonlarla da ne kadar sorunsuz ilerleyebileceğini gördüm. o arkadaşımla birlikte o sakin ve huzurlu evde güzel şarkılar yazdık, besteledik, çaldık ve söyledik. askerlik için birbirimizden ayrıldık ve sonrasında yeniden birlikte yaşamaya üşendiğimiz için ev arkadaşlığımızı sonlandırdık. bugün hâlâ o günleri hatırlar ve tebessüm ederiz.
zaman geçti. yapmak istediğim birtakım şeyleri halen başaramamış olarak hayatıma devam ediyorum. bazı hedeflerim gerçekleşmiş ve bazısı gerçekleşmeye yaklaşamamış bile ancak artık bunları kendi hayatımı zehir edecek seviyede de düşünmemeye çalışıyorum zira zaman geçiyor ve bazı şeyler, biz gerçekleştiremeyelim diye var hayatımızda. buna inanıyorum. hem hayat, önümüze çıkan sonsuz seçenekten bazılarını seçip diğerlerini kaçırmak üzerine kurguladığımız bir süreçten ibaret. yine de keyifli kılmak için çabalamak, farklılıklara göz atmak onu daha da anlamlı kılıyor gözümüzde.
şükrü erbaş'tan tam da buna dair bir alıntıyla bitirmek istiyorum zırvayı;
yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir.
yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
devamını gör...
3080.
kararımı verdim. bu kadına aşığım ve onu hamile bırakacağım. bu gece neredeyse oluyordu.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329