sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
4741.
4742.
caylakligin bu kadar uzun sürmesi sinirime dokunuyor.
kendimi okuma yazma bilmeyen ana sınıfı öğrencisi gibi hissediyorum.
kendimi okuma yazma bilmeyen ana sınıfı öğrencisi gibi hissediyorum.
devamını gör...
4743.
sanki özellikle bugün içimde bir yerlerde bir köşede hep olan ara ara da nükseden "ne yapıyorum, neler belirli hayatımda neler belirsiz? belirsiz olması çok da doğal aslında ama yine de bir durmak lazım,susup dinlemek,düzenli duruş anları lazım biliyorsun" sözlerini sarfettiren bir durgunluk hali içerisindeyim
devamını gör...
4744.
şarkılarda düşen gözyaşlarımı topladığım kabı bu akşam diktim kafama. kendini bulamayan çocuk oldum bu gece. sonra saklambaç oynarken birden karşısına çıkan çocuğun şaşkınlığını yaşadım yine çocuk olarak.
ve melodik duygularımın defterinin içinde kayboldum. kendimi çizmeye çalıştım bir kağıda. renkli kalemlerim vardı. morlardan kocaman baloncuklar ve kırmızlardan dudaklar çizdim gülümseyen.
yitip giden gençliğimin üzerine bir yudum şarap bir lokma peynir serptim,
korkmuyorum dedim. zamanın şimdisinde korkmuyorum dedim, açık penceremden gelen soğuğu doldurdum ciğerlerime ve karar verdim. bu yolculuk bitmeyecekti.
ve melodik duygularımın defterinin içinde kayboldum. kendimi çizmeye çalıştım bir kağıda. renkli kalemlerim vardı. morlardan kocaman baloncuklar ve kırmızlardan dudaklar çizdim gülümseyen.
yitip giden gençliğimin üzerine bir yudum şarap bir lokma peynir serptim,
korkmuyorum dedim. zamanın şimdisinde korkmuyorum dedim, açık penceremden gelen soğuğu doldurdum ciğerlerime ve karar verdim. bu yolculuk bitmeyecekti.
devamını gör...
4745.
sokarım böyle hayata.
devamını gör...
4746.
4747.
karnım aç sozluk
devamını gör...
4748.
hayat kısa, kimseyle uğraşmaya, bunun için zaman ayırmaya, güzel gönlünüzü, yüreğinizi yormaya değmez. sevdiklerinize, sizi mutlu eden ne varsa ona sarılın. mutluluk siz isterseniz yamacınızda, nasıl baktığınızla alakalı...bana da çok yakınmış at gözlüğünü çıkarınca gördüm*...
devamını gör...
4749.
#3440360 şuna o kadar katılıyorum ki defalarca artı vermek istiyorum.
benim söylemek istediğimse; sokarım böyle hayata.
benim söylemek istediğimse; sokarım böyle hayata.
devamını gör...
4750.
etrafımdaki insanları idare etmekten, anlayış göstermekten, karamsarlığa düştüklerinde umut aşılamaktan çok yoruldum. benim de kendime göre bir dünya sıkıntım var ben neden kimseye sızlanmıyorum ? sorunlarımla tek başıma boğuşuyorum ? çünkü "herkesin derdi kendine yetiyor bir de ben dert olmayım" diyorum ama iş bana gelince kimse aynı hassasiyeti göstermiyor, evet anlatmadan anlaşılmaz belki ama biri de çıkıp "sen nasılsın, bir derdin var mı?" demiyor ki.
devamını gör...
4751.
o zamanlar 11-12 yaşlarındayım. ramazan bayramı arefesine bir gün kalmış. hoca camide vaaz ediyor ve diyor ki: arefe günü mezarlıkları ziyaret edin. kabirdekilere dualar okuyun... ölülerin ruhları o gün dolaşırlar ve sizden dua isterler...
evet o son cümlede benim gözler faltaşı gibi açılır, 6-7 yaşlarındaki fırlama biraderle bakışırız ve korkarız bir an. sonra eve geliriz. o gece gözüme uyku falan girmez. dedem mi gelcek lan! oha! anasını satim dedem gece yarısı basarsa burayı sıçtık olm! gibi düşüncelerle uyuyamaz ve yatakta patinaj çekerim.
neyse sabah olur babam bizi halil amcalara ispiral* almaya yollar. halil amcaların evi de mahallenin aşağısında kalan evlerden biri. var bi 500 metrelik yokuş aşağı. haliyle yol kenarı caminin yanından geçeriz ve mezarlıktır yanı. güzergahı aşağıya bırakıyorum.*

sonra yola koyuluruz biraderle. mezarlığın yanından geçerken bir anda dua edenleri görürüz. tabii arefe günü o gün. aklımızda ruhlar alemi ve ferruh. bir de bakarız ki dua edenlerin arasında kadın kılığında ama baştan aşağıya bembeyaz birini görürüz uzaktan. onu ruh zannedip topuklarız geri eve doğru. ama babamdan da korkarız. napıcaz, nası alcaz ispirali? diye düşünürken tarlalardan gitmeye karar veririz. aha bu da yeni güzergah:

yolun uzaması bir yana tarla aşağı koştura koştura gideriz, geç kalmamak için zaman kazanırız. halil amcaların evine gelir ispirali alırız ve aynı güzergahtan eve geri döneriz. mezarlıktan ne kadar uzak o kadar iyi düşüncesiyle bir garip yarı çember çizeriz.*

en sonunda yokuş yukarı soluk soluğa eve varıp ispirali de babama verdikten sonra yukarı eve çıkarız ki bir de ne görelim? misafirler gelmiş eve, aralarında o beyaz ruh! ruh dediysem babamın halasıymış o. beyaz giyinmiş baştan aşağı ananasını satim. başörtüsü beyaz, üstündeki boydan boya elbise beyaz, ulan çorapları bile beyaz çorapları! la dikkatlice baktım da baş örtüsündeki oyalar bile beyaz azına sıçimm. bu ne manyaklıktır yarabbi! ben içimden sövüyorum burnumdan soluyorum ama birader zıpır ağzından düşmez küfür. senin giyceen elbiseyi ***im. ***na koyim o kadar yolu boşuna mı çektik. demesiyle annemin üstüne kapaklanması bir oldu sdfgh
ulan yol dediği de en fazla 500 metre uzattık. ama tabii oruçluyuz ve aceleyle yokuş çıkıyoruz yorulmuştuk baya. bu da böyle bir çocukluk ve ramazan anısıdır. adi ayırlı geceleee o/
evet o son cümlede benim gözler faltaşı gibi açılır, 6-7 yaşlarındaki fırlama biraderle bakışırız ve korkarız bir an. sonra eve geliriz. o gece gözüme uyku falan girmez. dedem mi gelcek lan! oha! anasını satim dedem gece yarısı basarsa burayı sıçtık olm! gibi düşüncelerle uyuyamaz ve yatakta patinaj çekerim.
neyse sabah olur babam bizi halil amcalara ispiral* almaya yollar. halil amcaların evi de mahallenin aşağısında kalan evlerden biri. var bi 500 metrelik yokuş aşağı. haliyle yol kenarı caminin yanından geçeriz ve mezarlıktır yanı. güzergahı aşağıya bırakıyorum.*

sonra yola koyuluruz biraderle. mezarlığın yanından geçerken bir anda dua edenleri görürüz. tabii arefe günü o gün. aklımızda ruhlar alemi ve ferruh. bir de bakarız ki dua edenlerin arasında kadın kılığında ama baştan aşağıya bembeyaz birini görürüz uzaktan. onu ruh zannedip topuklarız geri eve doğru. ama babamdan da korkarız. napıcaz, nası alcaz ispirali? diye düşünürken tarlalardan gitmeye karar veririz. aha bu da yeni güzergah:

yolun uzaması bir yana tarla aşağı koştura koştura gideriz, geç kalmamak için zaman kazanırız. halil amcaların evine gelir ispirali alırız ve aynı güzergahtan eve geri döneriz. mezarlıktan ne kadar uzak o kadar iyi düşüncesiyle bir garip yarı çember çizeriz.*

en sonunda yokuş yukarı soluk soluğa eve varıp ispirali de babama verdikten sonra yukarı eve çıkarız ki bir de ne görelim? misafirler gelmiş eve, aralarında o beyaz ruh! ruh dediysem babamın halasıymış o. beyaz giyinmiş baştan aşağı ananasını satim. başörtüsü beyaz, üstündeki boydan boya elbise beyaz, ulan çorapları bile beyaz çorapları! la dikkatlice baktım da baş örtüsündeki oyalar bile beyaz azına sıçimm. bu ne manyaklıktır yarabbi! ben içimden sövüyorum burnumdan soluyorum ama birader zıpır ağzından düşmez küfür. senin giyceen elbiseyi ***im. ***na koyim o kadar yolu boşuna mı çektik. demesiyle annemin üstüne kapaklanması bir oldu sdfgh
ulan yol dediği de en fazla 500 metre uzattık. ama tabii oruçluyuz ve aceleyle yokuş çıkıyoruz yorulmuştuk baya. bu da böyle bir çocukluk ve ramazan anısıdır. adi ayırlı geceleee o/
devamını gör...
4752.
puma rebound v6 low coquette ayakkap decathlon’da süper indirime girmiş. koşun.
devamını gör...
4753.
birini sevince insanın içi gürül gürül akan bir şalele gibi oluyor. ben bu hissi tatmayalı uzun zaman oldu. sevildim çok, sevmeyi de denedim. ama olmayınca da olmuyor.
bir adam vardı yıllar önce, çok sevmişti yaralarımı. beni anlamak için zamanından epey çalmış, çabanın kitabını yazmıştı. çok istedim onu sevmeyi. hatta bir dönem sevdim belki ama geçmiş yaralarımdan kurtulamayacağımı anlayınca terk ettim onu. daha fazla zamanını çalmak istemedim.
şimdi düşününce “keşke onunla kalsaydım” diyorum. kimse içime öyle güzel bakmadı bir daha. insan belki de sadece bir kez öyle güzel seviliyor. kader diye bir şey var mı bilmem ama karma mı artık ne haltsa, yüzümü güldürmedi ondan sonra. neyi tutsam elimde kaldı. gerçekten sevilmenin kıymeti de boğazımda ukde kaldı.
bir adam vardı yıllar önce, çok sevmişti yaralarımı. beni anlamak için zamanından epey çalmış, çabanın kitabını yazmıştı. çok istedim onu sevmeyi. hatta bir dönem sevdim belki ama geçmiş yaralarımdan kurtulamayacağımı anlayınca terk ettim onu. daha fazla zamanını çalmak istemedim.
şimdi düşününce “keşke onunla kalsaydım” diyorum. kimse içime öyle güzel bakmadı bir daha. insan belki de sadece bir kez öyle güzel seviliyor. kader diye bir şey var mı bilmem ama karma mı artık ne haltsa, yüzümü güldürmedi ondan sonra. neyi tutsam elimde kaldı. gerçekten sevilmenin kıymeti de boğazımda ukde kaldı.
devamını gör...
4754.
bazen insanın içi daralır nedenini bilmeden. sanki göğsümün ortasında görünmez bir yumru var. ne ileri giderim ne geri dönebilirim. içimdeki boşluğu tarif edemem ama hissederim; taş gibi ağır. ne dışarı çıkmak isterim ne de evde kalmak. insanlarla konuşmak istemem ama yalnızlığa da katlanamam. her şey fazladır, her şey biraz eksik. bir sigara yakarım belki açılırım diye ama duman da aynı sıkıntının içinden geçer havaya karışmadan önce bana uğrar.
bazen diyorum insanın kendinden kaçmak için nereye gidebilir ki? hangi sokağa girsem, hangi köşeye saklansam yine kendimle yüz yüze geliyorum. aynada gördüğüm yüz benim mi hâlâ? yoksa yıllardır üstüne basa basa şekillendirdiğim bir yabancı mı? kendi sesim bile yadırgatıyor bazen. konuşuyorum kelimeler dökülüyor ama sanki ben söylemiyorum onları. içimde başka biri varmış da o konuşuyormuş gibi. ve ben sadece dinliyorum.
bir müzik açsam diyorum belki sesler taşır beni ama her nota daha da derine çekiyor. kitap okusam kelimeler boğazıma diziliyor. insan kendi kafasının içinde sıkışınca dünya ne kadar geniş olursa olsun dar geliyor. dışarıda hayat akıyor ama ben sadece bakıyorum. gözlerim açık ama sanki hiçbir şey görmüyorum. sadece içimde dönüp duran düşünceleri izliyorum bir girdap gibi beni içine çeken.
belki de en kötüsü bu sıkıntının ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini bilmemek. belirsizlik insanı yavaş yavaş kemiren bir kurt gibi. her gün biraz daha oyuyor içimi. ama hayat sanki hiçbir şey olmamış gibi sürüyor. gün doğuyor, insanlar sokaklara dökülüyor, kahveler taşırıyor masaları. herkes bir şeylerin peşinde. bense sadece kendimden kaçıyorum. ama nafile. en karanlık gölge insanın kendi içinde sakladığıdır.
bazen diyorum insanın kendinden kaçmak için nereye gidebilir ki? hangi sokağa girsem, hangi köşeye saklansam yine kendimle yüz yüze geliyorum. aynada gördüğüm yüz benim mi hâlâ? yoksa yıllardır üstüne basa basa şekillendirdiğim bir yabancı mı? kendi sesim bile yadırgatıyor bazen. konuşuyorum kelimeler dökülüyor ama sanki ben söylemiyorum onları. içimde başka biri varmış da o konuşuyormuş gibi. ve ben sadece dinliyorum.
bir müzik açsam diyorum belki sesler taşır beni ama her nota daha da derine çekiyor. kitap okusam kelimeler boğazıma diziliyor. insan kendi kafasının içinde sıkışınca dünya ne kadar geniş olursa olsun dar geliyor. dışarıda hayat akıyor ama ben sadece bakıyorum. gözlerim açık ama sanki hiçbir şey görmüyorum. sadece içimde dönüp duran düşünceleri izliyorum bir girdap gibi beni içine çeken.
belki de en kötüsü bu sıkıntının ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini bilmemek. belirsizlik insanı yavaş yavaş kemiren bir kurt gibi. her gün biraz daha oyuyor içimi. ama hayat sanki hiçbir şey olmamış gibi sürüyor. gün doğuyor, insanlar sokaklara dökülüyor, kahveler taşırıyor masaları. herkes bir şeylerin peşinde. bense sadece kendimden kaçıyorum. ama nafile. en karanlık gölge insanın kendi içinde sakladığıdır.
devamını gör...
4755.
istediğim olmayınca "acaba çok mu şey istiyorum" diye düşünüyorum son günlerde.
bitmeyen muhabbet,
seven bir kalp,
düşünceli davranışlar,
sarılınca sıcaklığını hissedeceğim bir çift meme...
bunlar lüks olmamalı ya, çok görülmemeli bence bana.
bitmeyen muhabbet,
seven bir kalp,
düşünceli davranışlar,
sarılınca sıcaklığını hissedeceğim bir çift meme...
bunlar lüks olmamalı ya, çok görülmemeli bence bana.
devamını gör...
4756.
allah adı verdim artık yakamdan düş.
sapıkmışsın gibi seni engellemek istemiyorum ama sonunda olacak olan bu. bir insanı bir yere davet ettiysen ve hayır yanıtı aldıysan bunu sal. karşındaki insan sana açık açık bana 3 günde bir aynı soruyu sormaktansa durduğun yerde durup karşı taraftan mı artık teklif beklesen diyorsa amaç nedir arkadaşım amaç nedir?
yapışıp kalıyorsunuz sülük gibi ya, kurtulamıyor insan. kendi dünyanızda bir şeyler yaşıyorsunuz ne yapıyorsunuz anlayabilmiş değilim. sen böyle yapıştıkça ben tedirgin oluyorum salsan kendi halime 50 kere gel bira içelim demiştim.
allah rızası için deli meriçler de uzak dursun benden ya. herkes uzak dursun hatta mümkünse.
sapıkmışsın gibi seni engellemek istemiyorum ama sonunda olacak olan bu. bir insanı bir yere davet ettiysen ve hayır yanıtı aldıysan bunu sal. karşındaki insan sana açık açık bana 3 günde bir aynı soruyu sormaktansa durduğun yerde durup karşı taraftan mı artık teklif beklesen diyorsa amaç nedir arkadaşım amaç nedir?
yapışıp kalıyorsunuz sülük gibi ya, kurtulamıyor insan. kendi dünyanızda bir şeyler yaşıyorsunuz ne yapıyorsunuz anlayabilmiş değilim. sen böyle yapıştıkça ben tedirgin oluyorum salsan kendi halime 50 kere gel bira içelim demiştim.
allah rızası için deli meriçler de uzak dursun benden ya. herkes uzak dursun hatta mümkünse.
devamını gör...
4757.
başlığı biraz okudum sağlıklı bir tane insan evladı yok. buna ben de dahil. normalde böyle şeyleri buralara yazmam ama bazı şeyler çok üst üste gelmeye başladı. aile tarafı bir yandan, kendi sağlığım bir yandan, bağzı kişisel çöküntüler bir yandan… uzun zamandır hiç böyle kapana kısılmış gibi hissetmemiştim. camı açıp yeter silkicem ama haaa diye bağırmaya az kaldı.
devamını gör...
4758.
kalp atacağım , hepinize assagidaki kalp den .
devamını gör...
4759.
çok iyi nickaltları yazabilirdim ama panikledim ve hepsini aynı anda düşünmeye çalıştım bu yüzden de düşünemedim
düğünde takılan altınları sayabilen insanlara saygı duyuyorum
düğünde takılan altınları sayabilen insanlara saygı duyuyorum
devamını gör...
4760.
masum bir dokunuşun peşine takılan bir anlık hevesti bizimkisi
en umulmadık anında son bulan
ve de sınırların ötesine taşan
bir düştü belki
sırf bu yüzden uyandırıldık
basitçe ve bencilce
ucuz bir ruh gibi kullanıldık
kukla misali..
en umulmadık anında son bulan
ve de sınırların ötesine taşan
bir düştü belki
sırf bu yüzden uyandırıldık
basitçe ve bencilce
ucuz bir ruh gibi kullanıldık
kukla misali..
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247