461.
ağustos böceği ve diyojen çok iyi arkadaş olurlardı.
devamını gör...
462.
içim daralıyor sözlük. hayatımda genel olarak yalnız hissetmiştim ama en azından ailem vardı. şimdi hiç hissetmediğim kadar yalnız hissediyorum. ailem hala var ama yok gibiler sanki. yalnız olmayı çok severdim, şimdi nefret ediyorum yalnızlıktan. tüm her şey o kadar çok üstüme geliyormuş gibi ki, boğuluyorum. her uyandığım gün için lanet ediyorum. bir yandan geleceğimi düşünürken bir yandan da yaşamak istemediğim şeyler yaşıyorum. en kötüsü de beni anlayabilen kimsenin olmaması etrafımda. offff. bir gün biter mi acaba yaşadıklarım? bir gün kurtulur muyum yalnızlık halinden? hiç sanmıyorum ama o kadar çok umuyorum ki bunların olmasını.
devamını gör...
463.
yazsam mı yazmasam mı bilmiyorum sözlük. aramızda garip bir bağ var ya da ben öyle olduğunu sanıyorum. kendisiyle konuşmak istiyorum ama bir o kadar da konuşmaya çekiniyorum ki uzaktan uzaktan takip etmekle kalıyorum sadece. hedefleri sürekli değişiyor, ona kavuşamadan gitmesinden korkuyorum ve beni istememesinden.
devamını gör...
464.
gideriz ve hiçbir şey eksilmez bu diyarda
güneş yas tutmaz, ertelemez doğuşunu
bu akışın aşığı olmalı insan,
gidenlere geçmiş ola...
gökyüzü, kuşlar, güneş, yıldızlar
sabahlar, akşamlar, mevsimler, hoş kızlar
gidenlerle yaşamak ölümü sevmektir
yaşayanlarla yaşamaksa mutlu olmaktır.
devamını gör...
465.
her gün her şey her an değişiyor, bunu hissedebiliyorum. düşüncelerim, fikirlerim, dertlerim, sıkıntılarım ve marketlerdeki fiyat etiketleri durmadan değişiyor. aslında hep böyleydi ama bu aralar kendini fark ettirecek kadar hızlı oluyor bu değişim. en yakın arkadaşımla konuşmayı kestim. bu beni değiştirdi mesela. farklı hissediyorum. ekonomik sıkıntılarım var. aklımdan yapmam gereken harcamaları hesaplayıp hesaplayıp küfür ediyorum. ne kadar yapmamaya çalışsam da başkalarının hayatlarına imreniyorum sürekli. bir de sabahları kalkmak var tabii. her sabah amaçsız, ümitsiz ve yorgun uyanıp dünkü rutinlerin aynısını bugün de yapacağımı bilmek beni psikolojik olarak yoruyor. aşk hayatına gelirsek. artık karşı cinsten kimse dikkatimi çekmiyor. kaldı ki ben de onların dikkatini çekmiyorum artık. benden hoşlanan bir çocuk vardı. o da ümidini kesti herhalde. artık ilgilenmiyor benimle. özetlemek gerekirse elde var sıfır. bugün de günlük yerine buraya yazdım. okuyanların vaktine üzülerek herkese iyi geceler diliyorum.
devamını gör...
466.
ımm yorgunum, üzgün ve kusursuzum. *
devamını gör...
467.
belki de psikolojik bir savunma mekanizması, bilmiyorum, ama ben resmen kafamın içinde, hayallerimle yaşıyorum. orada huzur buluyor, kendimi orada sakinleştiriyorum.
devamını gör...
468.
anlam veremediğim bir hayatın içinde, istemediğim durumları gerçekleştirerek mutsuz oluyorum. bazen ne hissediyorum onu da tanımlayamıyorum.
özgürlük gerçekten var mı? varsa benim adresi de vermek istiyorum. neden, gönlüme göre yaşayamıyorum? gelecek daha iyi olması için. ya o gelecek gelmezse de ben yaşadığım şimdileri onun için harcayıp hayatı tükettiysem?
bu hayattan büyük şeyler hiçbir zaman istemedim, ulaşamayacağım durumları gözlemedim, içimden geleni istedim.
bu hayatta ne için varız? bizi yaşatan tanrı istediği için mi yoksa istemediğimiz durumlara maruz kalmak mı hayat?
sıkıntıları düşünmek hatta içinde bulunup mutsuz olmak bu kısacık ömre hakaret gibi geliyor.
gönülden dileklerimle içinizdeki hayallerin gerçekleşmesini temenni ediyorum.
devamını gör...
469.
ben böyle hayatın içine tüküreyim diyorum. açık ve net. ulan karanlıkta kalkılır mı be? resmen hava karanlık iken kalkıyoruz işe gidiyoruz bu nasıl iş kardeşim? lan ben ayı gibi karanlıkta uyumayı seven insanım. gerçi ayı da olabilirim yani ayıları severim de konumuz bu değil. ayol çıldıracağım, çok pis uykum var bi yatsam 12’ye kadar temiz zıbarırım. bana bir şeyler oluyor, gideyim 3 tur koşu yapayım olmayacak bu iş…
devamını gör...
470.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
471.
sinirliyim ve çatacak yer arıyorum. bu akşam önüme çıkmayın!
devamını gör...
472.
ölüyorum eriyorum. anlatamıyorum ifade edemiyorum kendimi varoluş sancısı büyümüşlüğün korkusu gelecek endişesi geçmiş takıntısı ölüyorum sözlük bitiyorum rahatsızım rahat edemiyorum. sanrısız bir korku saklanıyor damarlarım da, anlatamıyorum sözlük, muhatabım yok sözlük anlaşılmadan ölmekten çok korkuyorum sözlük.
devamını gör...
473.
yaşam akıp giderken insan sürüklenip gidiyor işte. aklımız da içimiz de yaşadığımız hayatta dinginliğin olmadığı zamanlar yaşıyoruz. bazen en çok ihtiyaç duyulan basit şeyleri bile olmadığı olduramadığımız gerçeğiyle yüzleşiyoruz. insanlar , ilişkiler o kadar yapay ve güvenden samimiyetten uzak ki . herkes birbiriyle bu konuda yarış halinde sanki. sessizliğe gömülüp ölmek bile lüks artık evet . insanların yüzleri , yüzlerinin ardından ki maskeleri bizi onlardan kendimizi korumak için zırhlar giydiriveriyor işte. güvenilmez bağlarla birbirine bağlı hayatlardan ibaret yaşamlar. kıstaslar, önyargılar, korkular, kendimize dahi itiraf edemediğimiz geçmiş yaşamdan kalma anılar. en çok da bunlar yormuyor mu bizi? güvenememek hasarlı bir ruhun mu zihnin mi desem onarılmaz yarası haline geliyor ve artık o eşik aşıldığında şüphe nüfuz ediyor tercihlerine. arkadaşlık, dostluk, sevgili olmak hepsi bittikten sonra ardından birer acı ders olarak olarak kalıyor. kendi olarak yaşayan insanı yaşamaktan alıkoymakdık mı hepimiz. belki farkında bile olmak istemedik/istemediniz. kangrene dönünce de kendi olmayı kesip atıp insanların , toplumun normları altında ezilip yok olmadı mı gerçek varlığı bir çok insanın. bilmiyorum aklımın düşündürdüğü belki yanlış belki doğru şeylerden bir kaçı bunlar.

donanımlı , bilgili, kültürlü vs gibi etiketlerle donanmış bir insan olduğumu hiç iddia etmemişimdir, değilim çünkü. aklıma gelenleri yazıyorum yazarken anlamlı bütünlüğünü koruyan cümleleri bir araya getirip bir kompozisyon halinde ortaya çıkaramıyorum belki. kendimle konuşuyor gibi yazmak istedim şunları ama yazamadım. ne olduğunu bilemediğim bir umudum var halen hayata dair . zihinimi hafızamı zaman çürütmeden birşeyler yazmak istedim belki de bilmiyorum. iyi bir insan olamadığımı biliyorum . iyi bir insan olmanın başlangıç noktası da kendine iyi davranmaktan geçmiyor muydu sahi? kendine iyi bakamayan kimseye de iyi bakamaz belki de bilmiyorum.

neyse.
ben bir şarkı kahve sigara eşliğinde biraz daha zamanımı eskiteyim.
devamını gör...
474.
herkesin her istediğinin olduğu bir dünya cennet oluyordu değil mi ? bazen cenneti hiç bir zaman hak etmeyeceğini düşünüp üzülüyorum. günahlarımı,verimli kullanmadığım boş zamanlarimi, aksattigim ibadetlerimi en çok da giybetlerimi falan düşünüp üzülüyorum. sonra umitvar olunuz hadisi aklıma geliyor da biraz sakinlesiyorum. tekrar kelime-i şehadet getiriyorum, bildiğim dualari okuyorum, tövbe estagfurullah falan diyorum biraz içim ferahliyor. her beşer gibi hayal kuruyorum.

cennete gitsem diyorum; ne isterdim ilk? altından ırmaklar akan köşkler saraylar mı ? elini uzattığında dalında büyümüş türlü meyveler mi ? ben kacirdigim trenin gelmesini isterdim.soyle kimseyi mutlu etmek zorunda olmadan yaşayacak özgüveni. bir de o çok merak ettiğim,hiç yasamadigim duygunun nasıl bir his olduğunu yaşamak isterdim.cok isterdim hem de ama sadece meraktan. belki yaşasam "amaann, pek de önemli değilmiş." diyerek boşveririm belki.

kalp kırıklıkları olmuyor değil mi cennette? ne kötü bir söz ne boş bir laf olmuyor orada. hani bu dünyada bizi çok üzen ya da kalbimizi çok kıran insanlar oluyor. o insanlar değil, yaptığım bir günahın kefareti olarak kalbimin kırıldığını düşünmek istiyorum. günahlarımızın kefaretini bu dünyada çekelim bitsin istiyorum. bu yüzden kimseye hiç dır dır etmemeye çalışıyorum.

hakkımı arıyor ama boşa kafa ütülemiyorum. ancak asıl hatayı sanırım bu noktada yapıyorum. ağlamayana meme vermiyorlar sözlük. o ağlata ağlata verecekleri emziğe de benim tenezzülüm olmuyor. böyle tarlanın ortasındaki korkuluk gibi kalıyorum işte. bu gece de kaldığım gibi.
devamını gör...
475.
özellikle bu son olaylarda kendilerinden farklı düşünüp hissettiğim için beni linçleyenlere ve nickaltıma havlayanlara bir kaç şey söylemek istiyorum. sizler; sadece artı oy toplayabilmek için klavye arkasından insanların onurunu kıracak şeyler yazan, kendinizden farklı olan herkesin üstüne üstüne giden, ben kuzenime aşık oldum diye "dünyada insan mı kalmadı huuu" diyen ama aynısını lgbt bireylerine söyleyemeyen aciz ve ezik tiplersiniz. hatta ben bir lgbt bireyi olsaydım, çoğunuz da bana saygı duyardınız. benim kendi doğrularımı savunmamdan rahatsız olursunuz, ama her gün cinsiyetçilik ve seks/karı-kız içeren başlıklara bu kadar laf etmezsiniz.

sırf sakat çocuk doğma ihtimalini arttırıyor diye akraba evliliğinden tahrik olursunuz, ama mustafa murat ayhan denen alkollü sapık, o haliyle iş arkadaşı bir bayana tecavüz etti diye alkol yasaklansın diye çığırtkanlık yapmazsınız.

kendiniz kuzeninizle kardeş gibi büyüdüğünüz ve asla kuzeninizle ilişkiye giremeyeceğiniz için benim gibi kuzenine aşık insanlara sataşır, açtığım başlıklara format dışı tanımlar yazarsınız. pedofililere ve tecavüzcülere bu kadar laf etmezsiniz. fakat kuzen evliliği hakkında "ıyk, iğrenç, bu devirde bitmesi lazım, dehşet verici sapıklık, yasaklanmalı, bunu yapan kardeşiyle de birlikte olsun" vb. şeyler dersiniz.

güya en atatürkçü, en vatansever, en ırkçılığa karşı, en ülkenin bu halinden şikayet eden tiplerisiniz. fakat klavye üstünde sadece. hepiniz de özünüzde kaostan beslenirsiniz. sorsan hepiniz dinden çıkmışınız ama o sapık ve yasakçı olan ortadoğu ahlakını terk edememişsiniz. kadınlara sporu yasaklayan taliban zihniyetinden gram farkınız yok.

eğer ki cidden gerçek bir ateist, gerçek bir deist veya gerçek bir agnostik olsaydınız, vicdanınızla hareket eder ve bu kadar üstüme gitmezdiniz. çünkü insanların bir konu için bu kadar kalbini kırmanın ne kadar etik dışı olduğunu bir davranış olduğunu bilirdiniz. bu paragrafı yazan ben, deistim bu arada. en azından sizin gibi direkt sorguladım dinden çıktım olayı değil benimkisi, ona seviniyorum. bir de müslüman olduğunu iddia edip laiklik adı altında islam dinlerinin izin verdiği kuzen evliliğine laf atıp şiddetle karşı çıkanlar var ya, en çok da onlar gibi aşk düşmanı bir yobaz olmadığım için seviniyorum.

nefret ediyorum şu anda sadece. hepinizden, sizin gibi olan herkesten nefret ediyorum. o saçma ahlak anlayışınızdan da nefret ediyorum. komşu kızıyla veya çok yakın arkadaş olduğunuz bir kızla bile evliliği normal görüp kuzenime aşık olduğum için bu kadar üstüme gitme zihniyetinizden de nefret ediyorum. bu ülkenin iki kesiminden de nefret ediyorum. 1.doların sürekli artmasına rağmen gerekirse soğan ekmek yeriz oyumuz reise diyen tipler. 2.'de sizin gibi özgürlük ve aşk düşmanı insanlar. sizin kafa yapınıza göre isterse dolar 50 ytl olsun ama ben kuzenimle evlenemeyeyim.

hatta bu soğan ekmek yeriz diyen herkesin de anne ve babası öz kuzen, kesin öyledir(!). siz sadece arapların ve kürtlerin kuzenleriyle evlendiğini zanneden boş heriflersiniz. kanada, hollanda vb. bazı liberal ülkelerde millet halasından teyzesinden çocuk yapıyor, bu kadar umrunuzda olmuyor. bu ülkelerde her ırktan insan yaşıyor. adolf hitler gibi tarihe adını yazdırmış bir adamın baba ve annesi, amca yeğen mesela. hadi akraba evliliği güzellemesi yapın şimdi. yahudi şeriatı ile yönetilen israil'de akraba evliliği %20 ile %30 arasında olmasına rağmen israil gelişmiş bir ülkedir. demek ki benim kuzenime aşık olmam öcü gibi bir şey değil. fakat siz bunu asla anlayamayacak kişilersiniz.

uzun oldu ama dilerim ki bir şeyler beyan edebilmişimdir.
devamını gör...
476.
suzan hacıgarip şarkısı söylemek istiyorum.
yandığım sokakları bir bir gezdim,
küllerim saçılmış etrafa.
duvarları boyamışlar kan rengine,
tanımak zormuş unutunca.
devamını gör...
477.
söylemek istediklerimi söylediğim zaman neden uzaklaşıyor insanlar. duymak istediklerini söylemek zorunda değilim. düşünsene ben de duymak isterim belki söylemek yerine. dinlemek istediğim bazı ağızlardan çıkan bazı sözler var. hayat bu. yıkılmadım da tam da ayakta da değilim. malum günlerden çarşamba. sevmiyorum.
devamını gör...
478.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
479.
havalardan dolayı herkesin başında bir buhar oluyor.*

bu bana kışın olan kurban bayramlarını hatırlatıyor.hayvan kesildikten sonra o buz gibi soğuğa hayvanın gırtlağından karışan sıcacık yaşam kanıtı karışıyor ve bir hayat daha bitiyor.*
devamını gör...
480.
mutlu olmaya çalışın, hayat üç günlük. biz kaçıncı günündeyiz, ne kadar zamanımız kaldı bilemeyiz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim