sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
1921.
yakın zamanda yeğenlerimin annesi tarafından kandırılarak her iki yeğenime de karambole gelip doğum günü hediyesi alıverdim.
çocuğuna bu hediyeyi ona kimin aldığını güzelce anlat, o da bunu baba tarafına anlatsın diyorum. arada evde durum güncellemesi yapın. duyanlar duymayanlara anlatsın.
hayır yani ne teyzeler var be, bizim yoktu böyle. *
çocuğuna bu hediyeyi ona kimin aldığını güzelce anlat, o da bunu baba tarafına anlatsın diyorum. arada evde durum güncellemesi yapın. duyanlar duymayanlara anlatsın.
hayır yani ne teyzeler var be, bizim yoktu böyle. *
devamını gör...
1922.
sartre bulantı’sında der ki; benim için hiçbir şeyin öneminin olmaması çok acayip, korkuyorum bundan..
bazen ne hissettiğimizi tamı tamına dile döken insanlarla karşılarız. yazdıklarıyla, çizdikleriyle ruhumuzu görüvermişler gibi. işte bu da tam öyle bi anımda çıktı karşıma. son zamanlarda içimi bu cümlenin kapladığını hissediyorum. her şey önemini yitirmiş, hiçbir şeyin değeri kalmamış gibi. alıp başımı gidedebilirim kalıp günlerce saçmalayadabilirim.. her türlü deliliğe atlayıverecek, karanlık aydınlık demeden her yola dalıverecek, başına buyruk, hoyratça, bi şeylere tutunma zahmetine girmeden, mücadele edecek gücü bulamayarak korkulana doğru yuvarlanıveriyormuşum gibi.
insanın söyleyecek sözü hiç bitmiyor ne garip. aynı şeyleri farklı anlarda hissetsek bile tarifi bambaşka çıkıveriyor karşımıza. hep aynı şeyler etrafında dönüp duruyorum, söz hep başkalaşıyor garip işte…
bazen ne hissettiğimizi tamı tamına dile döken insanlarla karşılarız. yazdıklarıyla, çizdikleriyle ruhumuzu görüvermişler gibi. işte bu da tam öyle bi anımda çıktı karşıma. son zamanlarda içimi bu cümlenin kapladığını hissediyorum. her şey önemini yitirmiş, hiçbir şeyin değeri kalmamış gibi. alıp başımı gidedebilirim kalıp günlerce saçmalayadabilirim.. her türlü deliliğe atlayıverecek, karanlık aydınlık demeden her yola dalıverecek, başına buyruk, hoyratça, bi şeylere tutunma zahmetine girmeden, mücadele edecek gücü bulamayarak korkulana doğru yuvarlanıveriyormuşum gibi.
insanın söyleyecek sözü hiç bitmiyor ne garip. aynı şeyleri farklı anlarda hissetsek bile tarifi bambaşka çıkıveriyor karşımıza. hep aynı şeyler etrafında dönüp duruyorum, söz hep başkalaşıyor garip işte…
devamını gör...
1923.
bugün yazacaklarım nöbette uyumadan önce içimdeki birikmişlerin kaleme alınmasından ibarettir bugün ilk defa çok kaba bi tabir olsada((bkz: delirdiğimi) düşündüm yaklaşık bi üç gündür hastaydım ve sadece uyudum ama öyle az boz uyuma değil 24 saatin 20 saati hiçbir şey yapmadım sonrada kalkıp birden işe geldim gelene kadar ne oldu neredeyim evden nasıl çıktım işe nasıl geldim bilmiyorum sanki orada yokum yer zaman kişi kavramım sanki uçup gitti arkadaşlarımla konuşuyorum anlamıyorum o kadar korkunç bir his ki en sonunda lavaboya koşup ağladım dert ortağım abimi aradım onunla konuştum o beni rahatlattı sonra kalktım tekrar içeri gittim kendime zaman verdim akşam 8 gibi biraz biraz kendime geldim o his şuan gitti lütfen gelmesinde bir daha berbat bir his.
devamını gör...
1924.
ne desem bilemiyorum cidden ya. dönüp dolaşıp kendimi çıkmaza sokuyorum.
devamını gör...
1925.
hayatım boyunca bana en ilginç gelen şey "savaş"tı.
askeri filmleri, dizileri gereksiz şövanizm olarak görüp neredeyse hiç izlememe rağmen çocukluktan beri bu konu hep ilgimi çekmiştir. nereden geldi yerleşti bu merak ediyorum.
ben çocukken fener alaylarına giderdik. yüzü kamuflajlı komandolara o yaşlardan beri hayrandım ama hep sorardım da neden ? neden ölümü bu kadar süslü göstermeye çalışırlar diye sorardım.
işte taa lise dönemlerinden beri liveleak, telegram gibi mecralardan çatışma alanlarından görüntüler izlerim. filmlerden çok daha ilgi çekici, izlerken bile adrenalini yükselten, hayatın gerçeklerini daha sert gösteren şeyler bunlar. her empati yapmayı denediğimde içimi bir ölüm soğukluğu kaplıyor.
en son yaşanan küresel çatışma bildiğiniz üzere ukrayna savaşı. putin'in fantezi dünyası yüzünden bir ülke ve yuzbinlerce insanın hayatı mahvoldu.
o videolara bir bakıyorsun kimi kafa kamerasıyla çekilmiş siper baskınları, kimi dji drone dan bırakılan şeker bombası* ya da el bombası ile öldürülen askerler.
görüntüler o kadar ilginç ki. hepsinin arka fonunda metal ya da rock müzik çalıyor, ölen her asker için ekranda tik veya emojiler beliriyor; kimi zırhlı araçtan çıkarken toprağa attığı ilk adımda mayına basıp bacağını kaybediyor kimi bir siperde teslim olacakken savaş hukukunu çiğneyen bir askerin teslim olacak olanı infaz etmesi, teslim alınıp bir depoya kapatılan esirlerin üzerine el bombası atıp kapının kapatılması... çok değişik şeyler var. empati diyorum ya düşünüyorum bunu yapan askerin bunu yapacak kıvama gelmesi için ne yaşadı ? çok sevdiği arkadaşlarını mı kaybetti mesela ?
ya da ölen her bir asker... videolarda bir başarı gibi cesetleri siralansa da her birinin bir hayatinin olduğu mutlu olduğu, üzüldüğü, sevdiği her hissinin birkaç saat öncesine kadar canlı kanlı var olup o muhtemel son geldiginde adeta bir balmumu heykeli gibi kamera lensine gözüken propaganda malzemesine donusmesini düşünmek çok ilginç. sanki hiç var olmamış hiç yaşamamış gibi. ve tüm bunların sovyetler fantezisi kuran bir ihtiyarın kararıyla yaşanması.
sadece bu da değil. orta doğu mesela. çalışacak bir işi olmayan bakacağı boğazları olup el mecbur haftada 300 dolar (o bölgeyi geçtim tr için bile muhteşem bir maaş) için savaşan militan/terörist bile isteye o yola girmekten başka çaresi olmayan insanların da bir hayatı var ya da vardı.
düşünmesi ilginç işte.
yazdıklarımdan hümanist, toz pembe biri olduğum cikarimini asla yapmayın. çünkü öyle biri değilim. tam tersi. sadece derinlemesine düşünmesi çok tuhaf.
askeri filmleri, dizileri gereksiz şövanizm olarak görüp neredeyse hiç izlememe rağmen çocukluktan beri bu konu hep ilgimi çekmiştir. nereden geldi yerleşti bu merak ediyorum.
ben çocukken fener alaylarına giderdik. yüzü kamuflajlı komandolara o yaşlardan beri hayrandım ama hep sorardım da neden ? neden ölümü bu kadar süslü göstermeye çalışırlar diye sorardım.
işte taa lise dönemlerinden beri liveleak, telegram gibi mecralardan çatışma alanlarından görüntüler izlerim. filmlerden çok daha ilgi çekici, izlerken bile adrenalini yükselten, hayatın gerçeklerini daha sert gösteren şeyler bunlar. her empati yapmayı denediğimde içimi bir ölüm soğukluğu kaplıyor.
en son yaşanan küresel çatışma bildiğiniz üzere ukrayna savaşı. putin'in fantezi dünyası yüzünden bir ülke ve yuzbinlerce insanın hayatı mahvoldu.
o videolara bir bakıyorsun kimi kafa kamerasıyla çekilmiş siper baskınları, kimi dji drone dan bırakılan şeker bombası* ya da el bombası ile öldürülen askerler.
görüntüler o kadar ilginç ki. hepsinin arka fonunda metal ya da rock müzik çalıyor, ölen her asker için ekranda tik veya emojiler beliriyor; kimi zırhlı araçtan çıkarken toprağa attığı ilk adımda mayına basıp bacağını kaybediyor kimi bir siperde teslim olacakken savaş hukukunu çiğneyen bir askerin teslim olacak olanı infaz etmesi, teslim alınıp bir depoya kapatılan esirlerin üzerine el bombası atıp kapının kapatılması... çok değişik şeyler var. empati diyorum ya düşünüyorum bunu yapan askerin bunu yapacak kıvama gelmesi için ne yaşadı ? çok sevdiği arkadaşlarını mı kaybetti mesela ?
ya da ölen her bir asker... videolarda bir başarı gibi cesetleri siralansa da her birinin bir hayatinin olduğu mutlu olduğu, üzüldüğü, sevdiği her hissinin birkaç saat öncesine kadar canlı kanlı var olup o muhtemel son geldiginde adeta bir balmumu heykeli gibi kamera lensine gözüken propaganda malzemesine donusmesini düşünmek çok ilginç. sanki hiç var olmamış hiç yaşamamış gibi. ve tüm bunların sovyetler fantezisi kuran bir ihtiyarın kararıyla yaşanması.
sadece bu da değil. orta doğu mesela. çalışacak bir işi olmayan bakacağı boğazları olup el mecbur haftada 300 dolar (o bölgeyi geçtim tr için bile muhteşem bir maaş) için savaşan militan/terörist bile isteye o yola girmekten başka çaresi olmayan insanların da bir hayatı var ya da vardı.
düşünmesi ilginç işte.
yazdıklarımdan hümanist, toz pembe biri olduğum cikarimini asla yapmayın. çünkü öyle biri değilim. tam tersi. sadece derinlemesine düşünmesi çok tuhaf.
devamını gör...
1926.
iş bulmam lazım benim ya böyle olmuyor.
devamını gör...
1927.
bir işten ancak bu kadar kısa zamanda vazgeçebilirdim. yok, her gün istekle gelmeye çalışıyorum ama her gün isteğim azalıyor. yaptığım iş zevk vermiyor, şirket anormalliklerin farkında olup kılını kıpırdatmıyor bile!
tek isteğim işle ilgili, bir an önce aklımdan geçen o şirkete geçmek!
lütfen tanrım!
tek isteğim işle ilgili, bir an önce aklımdan geçen o şirkete geçmek!
lütfen tanrım!
devamını gör...
1928.
ahmet nur çebi kapatılsın. abv senin ya. 9 transfer yapıp takımın şu hale düşmesi. abv kere abv senin.
devamını gör...
1929.
bakın ben alıngan biriyim. öyle genel genel konuşuyorsunuz sonra üzerime alınıp cevap veriyorum hoş olmuyor. hayır yani bana gerizekalı diyen elemanın ...... neyse tutuyorum kendimi bak, açtırma kutuyu söyletme kötüyü.
devamını gör...
1930.
o kadar açım ki anlatamam. ve canım seyyar köftesi çekiyor.uff
devamını gör...
1931.
sizi sevmeyen size değer vermeyen insanlardan uzak durun sadece kalbinizi kırmak için varlar.
devamını gör...
1932.
söylüyorum söylüyorum kimse dinlemiyor, kendim bile.
ondan sonra ah vah.
ondan sonra ah vah.
devamını gör...
1933.
birkaç gündür kafa iznindeydim. özlemişim burayı demek isterdim ama yok özlememişim.
devamını gör...
1934.
allah büyük.
devamını gör...
1935.
lens almadım.
gözlerim hala bazen buğulu bakıyor.
e sen de haklı olarak aramadın, ben de abartmadım.
sadece oturup gülerdik muhtemelen, belki bambaşka bir hikaye.
neyse, iyisindir umarım.
gözlerim hala bazen buğulu bakıyor.
e sen de haklı olarak aramadın, ben de abartmadım.
sadece oturup gülerdik muhtemelen, belki bambaşka bir hikaye.
neyse, iyisindir umarım.
devamını gör...
1936.
telefonu şarja takınca tepesindeki ışık yanıyor. hani mesaj gelince de yanan ışık var ya o.
kaç kere şarja taktığımı unutup, mesaj geldi diye telefona saldırdığımı unuttum.
kaç kere şarja taktığımı unutup, mesaj geldi diye telefona saldırdığımı unuttum.
devamını gör...
1937.
çoğu zaman insanların hayatında güzel anılar bırakırım . karşılığında onlar beni bırakır .
-barney stinson
-barney stinson
devamını gör...
1938.
kafam kazan gibi. yapacak çok işim var ve ben ruhsal ve fiziksel yorgunluğun dibini yaşıyorum. keşke insanlara da format atilabilse ya da güncelleme gelse. valla biraz rahatlardım sanırım
devamını gör...
1939.
taksici adam sana verdiğim para haram zıkkım olsun. bana o attığın kazığın hesabını sana sorardımda gece vakti başıma bela olursun diye çok konuşamadım. ama o yıllardır girdiğim sokakları bildiğim halde gelip bana yok abla orası tek yön diyip kilometrelerce ileriden gittin ya birde şaka gibi ücrete itiraz ettiğimde abla valla bak ben sana 10 lira indirim yaptım diye pişkince sırıttın ah keşke gündüz gözü olsaydı da ben senin üstüne atlayıp haşatını çıkartsaydım.
birde yavşak yavşak sırıtıp ben senin eve girmeni bekliyorum demen yok mu allahım sen beni sınıyorsun ya ben de o kadar aptal değilim kendi apartmanıma girecek kadar. nefret ediyorum nefret.
nefes al nefes ver ejderha sakin ol hişş.
birde yavşak yavşak sırıtıp ben senin eve girmeni bekliyorum demen yok mu allahım sen beni sınıyorsun ya ben de o kadar aptal değilim kendi apartmanıma girecek kadar. nefret ediyorum nefret.
nefes al nefes ver ejderha sakin ol hişş.
devamını gör...
1940.
derinlik sandığımız çoğu şey esasında diz boyudur
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247