6541.
çarşamba itibariyle borçlarımı tamamen bitirdim. hatta bir daha borçlanmayım diye kredi kartımı da iptal ettirdim.
şimdi pazartesi o lanet yere gidip s.. sallaya sallaya çalışacağım. isterlerse kovsunlar ahahaha.
bıktım lan beni bağlayan bir şey kalmadı artık.
bu arada çarşambadan beri ise gitmiyorum.
telefonları da açmıyorum.
kimseye söylemedim ama en geç şubat ayında işi tümden bırakmayı planlıyorum.
kahrolası pislikler.
devamını gör...
6542.
üç haftalık tatilin son hafta sonuna girdim an itibariyle. düşünüyorum da yani bu öğretmenler üç ay tatil sonrası nasıl tekrar çalışabiliyorlar, çünkü ben açıkçası gayet de unuttum mesleği nasıl icra ettiğimi.

hele bugün o kadar perşembe görünümlü bir cumaydı ki, inanmadığım için telefonun takvimine baktım birkaç kere. hoş bugün bile artık cumartesi oldu değil mi ?!

nefesim daralıyor.
iyi değilim.
hiç.
devamını gör...
6543.
ilacın yan etkisi yüzünden yataktan kalkamıyorum. ama olsun. iyi gelecek.
devamını gör...
6544.
arada sırada bir "dur" diyorsun kendine. zaman aktıkça, sen çırpındıkça, dünya dönmeye devam ettikçe... bir yerde "ya ne oluyoruz?" diye kalıyorsun. herkesin her şeyi bildiği, ama kimsenin kimseyi anlamaya çalışmadığı zamanlar.

birini özlüyorsun ama mesaj atmıyorsun, çünkü artık "ilgisizlik" daha güçlü bir mesaj oldu. bir şeye sinirleniyorsun ama ses etmiyorsun, çünkü herkes zaten bir şeylere sinirli ve bu gürültüde seninki de kaynayacak biliyorsun.

bazı insanlar var, hayatı hızla yaşıyorlar ama ben hâlâ giriş kısmındayım gibi hissediyorum. kendime "sen geç kaldın" dedikçe, aslında kimse bir yere varmıyor gibi geliyor. herkes sadece bir yerlere kaçıyor.

ne istediğini sorsalar bilmiyorsun ama ne istemediğini çok iyi biliyorsun. garip bir özgürlük bu belki de. beklentiler azalınca, hayal kırıklıkları da azalıyor. ama heyecan da.

bazen bir şeyler yazmak bile bir nevi hayatta “ben de buradayım” deme şekli. buradayım. hissediyorum. bazen saçmalıyorum, bazen susuyorum ama hâlâ buradayım.
devamını gör...
6545.
iki günü normal bildim normal günü garipsedim
devamını gör...
6546.
eee yatcaz kalkcaz yine işe gitcez.
devamını gör...
6547.
sadece alıntı bırakmak istiyorum. söylemişim sayar mısınız?

yıllar, olaylar beni hiç yıpratmamış, aksine duygularıma yön vermiş. güzelin, bir insanı sevmenin, bir insanın tenini okşamanın, bir insanla birleşmenin kutsallığını, bu kutsallığın tadına varmayı öğretmiş bana.
iki insanın birleşmesi ile kutsallaşan bu an. sonsuzluk. varoluşun tüm zamanlarını uzlaştıran bu an. iki insanın birleşmesindeki sonsuzluk özü olmalı insan yaşamının. özü olmalı güneşin. özü olmalı sevişmeyi duyan ve duyuran gücün. bizi saran sıcaklığın. soğuyan gecelerin. ve geceleri gökyüzünü bürüyen yıldızların. akdeniz'in üzerini kaplayan mavi gökyüzünün özü olmalı bu birleşme. bu ıslaklık.
sonsuza dek varan, var eden, yaşatan, yaşamı ileri çağlara doğru devreden bu birleşme...
devamını gör...
6548.
buradan örümceklere seslenmek istiyorum * hava soğuk diye eve giriyorsunuz, yapmayın. kaşıntı tutuyor evde sizi görünce.
devamını gör...
6549.
yoruldum
devamını gör...
6550.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
6551.
bugün hayatımın defteriinde yine, yeniden tertemiz bi sayfa açtım ve tüm geçmişi çöpe attım.. yanımda olan yanımda kalsın, olmayan hiç olmasın.
devamını gör...
6552.
genelde kendime söylüyorum herkes gibi

bi isteğim bi isteğimi tutmaz
bir sevgilim olsun isterim
ama aynı zamanda yalnızlığa da o kadar bağımlıyım ki
çok tezat.
devamını gör...
6553.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

politik çocuktan

parmaklarımı kırmamı beklediniz yumruklarımı atarken masalara. o masalar ki çok severek oturduğunuz döpiyeslerinizle çiçekler dolusu kibirle donattığınız. dudaklarınızdan akan cümlelerin hesabını yapacak değildiniz pek tabi. sizler hesaptan muaftınız. vicdanınız yastıkta rimel, vicdanınız ekmek arası peynirdeki az domates. tadı tuzu yok şefkatinizin ve avcunuzda tuttuğunuz gücün farkında olarak yapıyorsunuz bunları ve bütün bu kaosun ortasında yıkımı bekleyen, yıkımı izleyen çocuk gibi duruyorum. ağzımda lolipopum, ellerim ceplerimde karşı kaldırımdan bakıyorum. yanımda da masa var, atmışım yumruğumu, üzerinde çatlaklar oluşmuş. birazdan sizin o çok sevdiğiniz masayı da yıkım alanına götüreceğim. kocaman makinelerin hırıltısı ve çığlıklarında, dişli çarkların arasından çıkan mekanik ağıtlarınızla içine ettiğiniz ne varsa alana taşıyacağım. bina yıkılacak, bina toz olacak ve molozların arasındaki çok güvendiğiniz demir parçalarında güneş yansıyacak. bu kuvvetli sahnede siz neredesiniz. o bina yıkılırken siz neredesiniz? rimelli politik gururunuzu hangi yastığın eskimiş yüzünde saklıyorsunuz ve gözlerinizi kaçırıyorsunuz. özellikle sana diyorum. baksana kameraya.
devamını gör...
6554.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
6555.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
6556.
müsaadenizle ağız tadıyla delirmek istiyorum.
devamını gör...
6557.
insanlar aynı göğün altındalar ve aynı caddelerin üzerindeler ama ne kadar farklılar. bazı hayatlar adeta el işçiliği, bazı hayatlar ise sanki seri imalat.
devamını gör...
6558.
en başa dönmüş hissediyorum kendimi..

ama bu sefer geçen seferki gibi heyecanlı değil umutsuz gibi hissediyorum. inanmak zor, umut etmek zor, ben vazgeçtim de hayat benden vazgeçmiyor henüz..
yaşıyoruz bakalım.. yol nereye çıkacak ben de merak ediyorum.
devamını gör...
6559.
bundan birkaç hafta önce kendime sigarabuddy edindiğimden bahsetmiştim, işte o kişiyle yollarımızı ayırdık.
yani kendisinin haberi yok ama ben ayırdım.
kendisine bundan sonraki buddyliklerinde başarılar diliyorum.

kitap okumak amacıyla oturduğum kafede film izlemeye başladım 10 dk önce de.
daha doğrusu ona bile başlayamadım çünkü başlayabilmiş olsaydım bu tanımı yazabiliyor olmazdım.
evet, iki işi aynı anda yapamıyorum.
yine de burayı, hiç değilse 'söylemek istedikleri' başlığını günlüğüm gibi gördüğüm için pek sorun değil gibi.
kendi hayatımda kimseye anlatmadığım ufacık detayları bu tarz başlıklarda yazabiliyor oluşum da bir tık garip geliyordu, alıştım sanırım.

mesela ekstra bir detay daha, aldığım kahvenin yarısına vanilya şurubu koymuşlar sanırım.
bu kadar şekerli olmasının başka bir anlamı olamaz.
bir de sigara içmemeyi göze alarak kimsenin uğramadığı o etüt alanına çıktım.
neden, çünkü şarkı mırıldanabiliyorum şu an.
no surprises'in baştaki dıdırdıdırısını mırıldanıyorum geldiğimden beri.
bu melodi hayatımın birçok noktasına işliyor.

bir de ekstra bir bilgi daha, son zamanlarda birçok kişiye iltifat etmeye başladım.
az önce de birisinin göz makyajını çok beğendiğimi söyledim, bu sabah başka birinin saçlarına iltifat etmiştim, dün oje övdüm falan derken iltifat etmenin iltifat almaktan daha mutlu ettiğini fark ettim.
iltifatı bile kendim için ediyor olabilirim, bu nece bencilliktir ya rab.

seni böyle yaratmayan allah için bugün ne yaptın?
bencilliğini bile emin olamadığı yaratıcının üstüne atan birisi gibi olmamak için bugün ne yaptın?

işte bu yüzden iltifat almayı sevmiyorum.
sahte geliyor çünkü kendime konduramıyorum.
hey sakin ol biçız, kendinle düşman değilsin sadece birazcık aranız limoni.
yine de bu duygularımı belli etmemek için kuul bir şahısmış gibi davranarak her iltifata teşekkür ediyorum.
'ay teşekkür ederim, sen de öylesin' demeyi de bıraktım çünkü düşünülmemiş , öylesine edilmiş iltifatlar her zaman daha sahte hissettiriyor.

şimdi bu iltifat konusu üzerine düşünürsem de birisine olumlu hisler beslemenin başka birisinin bana olumlu hisler beslemesinden daha olumlu olduğu anlamını çıkartabilirim.
çünkü kendi duygularıma anlam verebilmek daha kolay fakat başka birisinin duyguları üzerinde bir şeyler düşüneceğim zaman kaygılar basıyor tüm bünyeyi.

bu olumlu hislerin de karşı tarafla en ufak bir alakası olmayabilir.
az önce de bahsettiğim gibi tamamen bencillikten, kendimi iyi hissettirmesinden olabilir.

bu yazıyı yazacağım yere filme devam etseydim yarısına gelmiştim bile.
ama ne yapacağım?
bencilliğim üzerine biraz daha kafa patlatacağım.

peki tekrar soruyorum
seni ahanda böyle bencil yaratmayan yüce rab için ne yaptın?

gerçi ben böyle yaratılmadım, bilinçli bir bencillik benimkisi ama konumuz bu değil.

itiraf başlığı daha uygun olabilirdi bu bencillik itirafı için ama neyse.

edit:
kendimi gömecek biraz daha konu aradım.
ulan dedim acaba sen sana edilen iltifatı sahte bulurken karşı tarafa kendini iyi hissettirmesi için iltifat etmek de sahtecilik değil midir?
değildir olarak karar kıldım çünkü karşıma çıkan her kadına iltifat etmiyorum.
gerçekten beğendiğim kadınları seçerek iltifat ediyorum, diğer türlü beni iyi hissettirebileceğini de sanmıyorum.

bir de iltifat ettiğim kişilerin kadın olması çok önemli.
nedenini sonraya bırakıyorum çünkü çok üşendim onu da uzuuun uzun anlatmaya.
ama genel olarak kadınlarda daha fazla iltifat edebileceğim özellik görüyorum, bir de karşı cinse bir şeyler anlatmaya çalışırken de çok zorlanıyorum açıkçası be.
son zamanlarda daha da zorlanıyorum.
a diyorum, x anlıyor.
ok öyle olsun seni mi kıracağım x olsun bakalım.

-asla benim anlatamıyor oluşumdan değil, asssla.
devamını gör...
6560.
onu özlüyorum. dışarıdan her şey normalmiş gibi görünüyor ama değil. son zamanlarda kalp atışlarımı aşırı sık hissediyorum; sanki içim onun yokluğunu hatırlatıyor bana. düşündükçe nefesim düzensizleşiyor, kalbim hızlanıyor. sakin kalmaya çalışıyorum ama olmuyor içimde hep bir telaş var. zaman geçiyor, ben geçemiyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim