sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
1741.
arkadaşlar burçlardan anlayan biri bir şey söylesin retro metro bir şey mi oldu bu ne keyifsizlik bu ne enerji bozukluğu bu ne bu açıklasın biri. nazar ettiniz hain insanlar. enercim bitti.
devamını gör...
1742.
bu hayat gerçekten çok zor
işsiz kaldığın dönemler oluyor
ailevi sorunların oluyor
bu sorunlar sürekli tekrar ediyor.
şunu söylemek istiyorum. aklımızdaki planlar ile gerçekten yaşanılan hayat arasında çok çok fark var.
üstü kalsın değil tamamı kalsın ben gidiyorum lütfen rahatsız edilmek istemiyorum.
işsiz kaldığın dönemler oluyor
ailevi sorunların oluyor
bu sorunlar sürekli tekrar ediyor.
şunu söylemek istiyorum. aklımızdaki planlar ile gerçekten yaşanılan hayat arasında çok çok fark var.
üstü kalsın değil tamamı kalsın ben gidiyorum lütfen rahatsız edilmek istemiyorum.
devamını gör...
1743.
söylesem tesiri yok sussam gönül razı.
devamını gör...
1744.
(söylediklerim 3-5 yazaradır. üstüne alınmak isteyende alınabilir.)
kadına yönelik cinsiyetçil tanım ve başlıklarınızdan bıktım.
eskiden sözlük böyleydi şöyleydi laflarından bıktım.
nesilcilik yapmanızdan bıktım.
küfürsüz bir mecra olduğunu bile bile zorla tutuluyormuşsunuz gibi tanımlarınızdan bıktım.
yeni yazarlara sallamanızdan bıktım.
çaylakları kaçırmanızdan, insanları yormanızdan bıktım.
ona,buna,uçan kuşa vs atmanızdan bıktım.
sözlükten ettiğiniz şikayetlerden bıktım.
kadınların bekaretini bile dile getirmekten çekinmiyor, yattığınız yerden sallamalarınızdan bıktım.
toksiksiniz, enerji sömürüyorsunuz. onu giyse neden giydi bunu yapsa neden yaptı yorumlarınız insanları her şeyden bıktırıp soğutuyor.
bugün bir yazarla bir konu hakkında başlık açmak istedik. sonra dedik ki açmayalım erkek yazarlar hemen laf söz eder. o kadar kötü ki bu durum ki bu halimiz. siz burada çükünüzle ilgili vs bile atabilirken biz sizin aptal yorum ve saçma yazılarda bulunacağınızı bildiğimizden başlık bile açarken oturup düşünüyoruz dakikalarca.
evet bunlardan bıktım. ancak bunlar gitmemi sağlayamaz. siz gidin.
söyliceklerim bu kadar.
kadına yönelik cinsiyetçil tanım ve başlıklarınızdan bıktım.
eskiden sözlük böyleydi şöyleydi laflarından bıktım.
nesilcilik yapmanızdan bıktım.
küfürsüz bir mecra olduğunu bile bile zorla tutuluyormuşsunuz gibi tanımlarınızdan bıktım.
yeni yazarlara sallamanızdan bıktım.
çaylakları kaçırmanızdan, insanları yormanızdan bıktım.
ona,buna,uçan kuşa vs atmanızdan bıktım.
sözlükten ettiğiniz şikayetlerden bıktım.
kadınların bekaretini bile dile getirmekten çekinmiyor, yattığınız yerden sallamalarınızdan bıktım.
toksiksiniz, enerji sömürüyorsunuz. onu giyse neden giydi bunu yapsa neden yaptı yorumlarınız insanları her şeyden bıktırıp soğutuyor.
bugün bir yazarla bir konu hakkında başlık açmak istedik. sonra dedik ki açmayalım erkek yazarlar hemen laf söz eder. o kadar kötü ki bu durum ki bu halimiz. siz burada çükünüzle ilgili vs bile atabilirken biz sizin aptal yorum ve saçma yazılarda bulunacağınızı bildiğimizden başlık bile açarken oturup düşünüyoruz dakikalarca.
evet bunlardan bıktım. ancak bunlar gitmemi sağlayamaz. siz gidin.
söyliceklerim bu kadar.
devamını gör...
1745.
sözlüğü hala sözlük formatında benimseyememiş insanların olması sözlükcüler için çok kötü bir durum. bir de bunlar her şeyi bildiğini iddia ederler. burada el bebek gül bebek geçinseydik, burası facebook gruplarından hallice bir yer olurdu.
devamını gör...
1746.
yaşanmayan çok hayatlar var.insanlar karınlarını zor doyuruyor. bugün biri açlıktan bayıldı yolda. içler acısı bir durum. içim yanıyor onları görünce.
devamını gör...
1747.
söylemek değil de böyle çığlık atmak, koşarken çığlık atmak sanki tüm dertleri alıp götürecek.
devamını gör...
1748.
sevdiğim gözlemeci kapanmış. üzgünüm sözlük.
devamını gör...
1749.
bu söyleyeceğimi kim üstüne alınmak istiyorsa alınabilir ben ortaya konuşucam. kadınlarla ilgili eleştirilere açığım ama ben erkekler hakkında birkaç bir şey söylemek istiyorum. bir düzen bir aile kurmak isteyebilirsiniz kurabilirsiniz de evlenebilirsiniz çoluk çocuğada karışabilirsiniz ama lütfen eş ya da baba olmanın sadece eve ekmek getirmekten ibaret olmadığını bilin. bahsettiğim şey ev işi çocukların ödevi falan da değil üstelik bir güleryüz ve bir iki kelime sohbet sadece. evlilik bana göre güzel anılar biriktirmektir. evi otelden farklı kılan bir yuva yapanda budur zaten. çok yakınımda aile babası olmak adına hiçbir şeye sahip olmayan ama yine kendini dünyanın en iyi babası ve eşi olarak gören biri olduğu için yazmak istedim bunları..
devamını gör...
1750.
ön edit: bunu bir an gaza gelip yazdım ama muhtemelen bir süre sonra sileceğim.
he bir de: (bkz: o yazıyı kim okuyacak)
terapistim yaklaşık 2 ay önce bazı figürler belirlememi istedi benden. bunları da 3 ayrı kategoriye ayırdı. üzgün olduğumda, yardıma ihtiyaç duyduğumda ve güçsüz olduğumda bilgeliğine ihtiyaç duyacağım kişiler olarak, her kategoride 2’şer ve toplamda 6 kişi olması gerekiyor. önce biraz duraksadım. bir anda belirleyemeyeceğimi söyleyerek daha sonraki bir zamana erteledim.
seans sonrası düşünmeye başladım, ertesi gün, ertesi gün derken geçtiğimiz ay sadece 1 kişiyi belirleyebildim. rehberimde kayıtlı 697 kişi, doğduğum, yaşadığım mahalledeki arkadaşlarım, ailem, bugüne kadarki tüm iş arkadaşlarım, iş ortaklığı yaptığım insanlar, akrabalarım, tanıdıklarım, hayatıma giren kadınlar, ahbaplar, eski eşim ve onun çevresi de dahil olmak üzere sadece bir kişi belirleyebildim.
o bir kişiden de herhangi bir durumda nasıl yardım isteyeceğime dair en küçük bir fikrim yok. sadece ondan da değil. herhangi bir durumda, herhangi bir kişiden nasıl yardım isteneceğine dair hiçbir fikrim yok. bugüne kadar bunu hiç tecrübe etmemişim ki!
yaşadığım her şeyi kendim çözmeye çalışmışım. her sorunu kendi kendime normalleştirmeye çalışmışım. çokça ayağım takılmış, tökezlemişim hatta düşmüşüm, ağlamışım, kahrolmuşum ama bu yaşıma kadar bunu kimseye belli etmemişim. bugün bunu birine nasıl açıklayabilirim ki? açıklasam kim bana ne kadar inanır onu da bilmiyorum.
sevinç, üzüntü nasıl paylaşılır hiç bilmiyorum. herhangi bir coşku yaşamayalı o kadar zaman olmuş ki. başkalarının benimle paylaştığı her şeye eşlik etmişim, yardım etmişim. elimden gelen her şeyi ortaya koymuşum. ama kendim için gerekli olanlar?
üzgünüm ki benim için iyi olanın hangisi olduğunu belirleyemiyorum. üzgünüm ki hayatımda kimseyi bir yerlere koyamıyorum. üzgünüm ki belki de binlerce insan tanıdığım bu hayatta herhangi birini hayatımın destek noktasına koyamıyorum.
birini destek noktasına koymaktan ziyade, hiç kimseye ihtiyaç duymadığım, hiç kimseden yardım istemediğim fikri beni çok üzdü. insan böyle nasıl yaşayabilir ki? bu ruhsal yalnızlığa nasıl katlanabilir?
hayatım boyunca fiziksel bir yalnızlık yaşamadım. hayatımda hep birileri oldu. arkadaş ve sosyal çevrem hep genişti. iş çevresinde saygı duyulan biri oldum. ailemde parmakla gösterildim. mahallemdeki esnaf bile birkaç gün uğramazsam yoldan çevirir, sohbet etmek ister. ama bu kadar kalabalıkta 6 kişi belirleyememek?
hayatımı adadığım, hayatımdan vazgeçtiğim, geleceğimi umursamadan her şeyi geride bıraktığım ailem. her koşulda destek olduğum dostlarım. her sorumluluğumu yerine getirdiğim yöneticilerim, mesai arkadaşlarım. hayatıma giren o kadar kadın, arkadaş. neden benim hayatımda bir yerlerde değilsiniz? neden birinize ihtiyaç duyduğumda arayabileceğim, yardım isteyebileceğim imkanı bana vermediniz? neden buna ihtiyaç duymamamı sağladınız? neden bu kadar güçlü görüntümün altında herhangi bir insan olduğum fikrini düşünmediniz? neden beni bu ruhsal yalnızlığa mahkum ettiniz?
he bir de: (bkz: o yazıyı kim okuyacak)
terapistim yaklaşık 2 ay önce bazı figürler belirlememi istedi benden. bunları da 3 ayrı kategoriye ayırdı. üzgün olduğumda, yardıma ihtiyaç duyduğumda ve güçsüz olduğumda bilgeliğine ihtiyaç duyacağım kişiler olarak, her kategoride 2’şer ve toplamda 6 kişi olması gerekiyor. önce biraz duraksadım. bir anda belirleyemeyeceğimi söyleyerek daha sonraki bir zamana erteledim.
seans sonrası düşünmeye başladım, ertesi gün, ertesi gün derken geçtiğimiz ay sadece 1 kişiyi belirleyebildim. rehberimde kayıtlı 697 kişi, doğduğum, yaşadığım mahalledeki arkadaşlarım, ailem, bugüne kadarki tüm iş arkadaşlarım, iş ortaklığı yaptığım insanlar, akrabalarım, tanıdıklarım, hayatıma giren kadınlar, ahbaplar, eski eşim ve onun çevresi de dahil olmak üzere sadece bir kişi belirleyebildim.
o bir kişiden de herhangi bir durumda nasıl yardım isteyeceğime dair en küçük bir fikrim yok. sadece ondan da değil. herhangi bir durumda, herhangi bir kişiden nasıl yardım isteneceğine dair hiçbir fikrim yok. bugüne kadar bunu hiç tecrübe etmemişim ki!
yaşadığım her şeyi kendim çözmeye çalışmışım. her sorunu kendi kendime normalleştirmeye çalışmışım. çokça ayağım takılmış, tökezlemişim hatta düşmüşüm, ağlamışım, kahrolmuşum ama bu yaşıma kadar bunu kimseye belli etmemişim. bugün bunu birine nasıl açıklayabilirim ki? açıklasam kim bana ne kadar inanır onu da bilmiyorum.
sevinç, üzüntü nasıl paylaşılır hiç bilmiyorum. herhangi bir coşku yaşamayalı o kadar zaman olmuş ki. başkalarının benimle paylaştığı her şeye eşlik etmişim, yardım etmişim. elimden gelen her şeyi ortaya koymuşum. ama kendim için gerekli olanlar?
üzgünüm ki benim için iyi olanın hangisi olduğunu belirleyemiyorum. üzgünüm ki hayatımda kimseyi bir yerlere koyamıyorum. üzgünüm ki belki de binlerce insan tanıdığım bu hayatta herhangi birini hayatımın destek noktasına koyamıyorum.
birini destek noktasına koymaktan ziyade, hiç kimseye ihtiyaç duymadığım, hiç kimseden yardım istemediğim fikri beni çok üzdü. insan böyle nasıl yaşayabilir ki? bu ruhsal yalnızlığa nasıl katlanabilir?
hayatım boyunca fiziksel bir yalnızlık yaşamadım. hayatımda hep birileri oldu. arkadaş ve sosyal çevrem hep genişti. iş çevresinde saygı duyulan biri oldum. ailemde parmakla gösterildim. mahallemdeki esnaf bile birkaç gün uğramazsam yoldan çevirir, sohbet etmek ister. ama bu kadar kalabalıkta 6 kişi belirleyememek?
hayatımı adadığım, hayatımdan vazgeçtiğim, geleceğimi umursamadan her şeyi geride bıraktığım ailem. her koşulda destek olduğum dostlarım. her sorumluluğumu yerine getirdiğim yöneticilerim, mesai arkadaşlarım. hayatıma giren o kadar kadın, arkadaş. neden benim hayatımda bir yerlerde değilsiniz? neden birinize ihtiyaç duyduğumda arayabileceğim, yardım isteyebileceğim imkanı bana vermediniz? neden buna ihtiyaç duymamamı sağladınız? neden bu kadar güçlü görüntümün altında herhangi bir insan olduğum fikrini düşünmediniz? neden beni bu ruhsal yalnızlığa mahkum ettiniz?
devamını gör...
1751.
tatildesin diye mutlu sanıyorlar sözlük.
devamını gör...
1752.
doktor ejderha'ya söylemiştim. sana sataşacağım bugün, ejderha üzerinden muhabbet döndüreceğim, dedim. lakin bunu yapacağım ve insanlar sana "yürüdüğümü" düşünecek. ya da meriçlik yaptığımı. hatta belki dedikodusu dönecek kendi aralarında, diye.
bundan rahatsız olmazsan yapmak isterim dedim ve iznini aldım. maksat makara muhabbet. bunun dışında kafama taktığım bir ejderha yok :)
he, diyelim ki yürüyorum. size ne olm :) ne kadar kıskanç insanlarsınız yav :)
bundan rahatsız olmazsan yapmak isterim dedim ve iznini aldım. maksat makara muhabbet. bunun dışında kafama taktığım bir ejderha yok :)
he, diyelim ki yürüyorum. size ne olm :) ne kadar kıskanç insanlarsınız yav :)
devamını gör...
1753.
hayatın yaşanmaya değer, sevginin tekrarlayabilen bi şey olduğunu yıldızlı, serin sahil gecelerinde hatırlatan birine kalpten bi teşekkürüm var, hayran olunası biri.. iyi olsun yolu hep açık olsun, bir gün anlattığı hayallerini gerçekleştirmiş bi şekilde yollarımız kesişir belki, birbirimize gülümseyip hal hatır sorup yolumuza devam ederiz. aynı yolun yolcuları olamasak da yolun kesiştiği bi yerde onu tanımak güzeldi..
devamını gör...
1754.
çok hastayım, eğer bu gece nalları dikersem, arkamdan şerefime bol bol jameson için.
devamını gör...
1755.
25 yaşındayım mv tanidiklarim belediyeden iş ayarlamaya çalıştı reddettim,
yurt dışında iş yapan tanıdıklar iş teklif etti reddettim,
pek çok konuda torpil teklif ettiler reddettim,
bir ilaç firmasında müdürlük teklifi aldım reddettim,
dövme sanatçılığını reddettim.
şu imkanlara baskalari ulaşmak için neler vermezdi ? şu ansa bir ofis calisaniyim hala askerlik yapmadım. hiçbir zaman torpil arayisim olmadı her şeyi kendim başardım böylesi daha tatmin edici çünkü.
peki ne için ? senin kafanı s... diyeceksiniz ama uzman erbaşlık için evet. asker olmak çocukluk hayalim. mesleki anlamda tek isteğim.
2 defa harp okulu bir defa da jandarma başvurusu yaptım olmadı. son kurşunum da erbaslik işte. bu sefer olacak.
istediğim hayat 8-5 masabasi rutin bir iş monoton bir hayat değil. eğer öyle olursa depresyon ve ardından intihara kadar gidecek bir yol olur benim için.
benim hayalim aga o mavi bereyi takmak. 27 yaşa kadar sinirim var yani hala bir şansım var.
yurt dışında iş yapan tanıdıklar iş teklif etti reddettim,
pek çok konuda torpil teklif ettiler reddettim,
bir ilaç firmasında müdürlük teklifi aldım reddettim,
dövme sanatçılığını reddettim.
şu imkanlara baskalari ulaşmak için neler vermezdi ? şu ansa bir ofis calisaniyim hala askerlik yapmadım. hiçbir zaman torpil arayisim olmadı her şeyi kendim başardım böylesi daha tatmin edici çünkü.
peki ne için ? senin kafanı s... diyeceksiniz ama uzman erbaşlık için evet. asker olmak çocukluk hayalim. mesleki anlamda tek isteğim.
2 defa harp okulu bir defa da jandarma başvurusu yaptım olmadı. son kurşunum da erbaslik işte. bu sefer olacak.
istediğim hayat 8-5 masabasi rutin bir iş monoton bir hayat değil. eğer öyle olursa depresyon ve ardından intihara kadar gidecek bir yol olur benim için.
benim hayalim aga o mavi bereyi takmak. 27 yaşa kadar sinirim var yani hala bir şansım var.
devamını gör...
1756.
#2694948 dünyaya böyle adamlar lazım. hayalleri için altın tepsi ile sunulan şeyleri red edenlerden. normalde kimseyi takdir etmem ama bu tanım takdir edilesi. umarım hedefine ulaşırsın genç
devamını gör...
1757.
uzun, ışıksız ve soğuk bir gece idi. sevişelim dedi, doğurmak istiyorum kendimi.
hiç bir kadın doğuramaz(mı?) beni yeniden. sustu ve.....
yok lan yok karnım acıktı yav. çorba içmeye mi gitsem?
bilemiyorum sözlük, bilemiyorum.
hiç bir kadın doğuramaz(mı?) beni yeniden. sustu ve.....
yok lan yok karnım acıktı yav. çorba içmeye mi gitsem?
bilemiyorum sözlük, bilemiyorum.
devamını gör...
1758.
dün arkadaşım ve arkadaşımın annesiyle bir markette denk geldik. ben arkadaşımı annesinden uzak bir yerde konuşurken annesi alışverişini bir süre sonra bırakıp yanımıza damladı ve benim için dedi ki: 'senin yüzün çok beyaz duruyor' gibi bir şeyler söyledi. ben de dedim ki, 'ben her zaman öyleyim, normal...' 'biliyorum öyle olduğunu, ancak bugün daha da beyazsın' dedi.*
kan bağışlarken bile her seferinde soruluyorum 'sen çok beyazsın, iyi misin?' 'iyiyim, kan veriyorum işte, sıkıldım. duramıyorum yerimde' diyorum içimden ama dışımdan sadece 'iyiyim' diyorum.
bir ara bir otobüs gezisinde koreliler yanıma gelip 'aaaaaa. senin tenin ne beyaz. ne güzel ya. mükemmel' dediler. ben de ne diyeyim? teşekkür ettim. garipsediğimi düşündüler ve açıklamaya başladılar ama niye garipseyeyim ki? oralarda beyaz olmak bir yüksek statü belirtisi, burada ise esmer olmak.
hayalet casper gibi ortalıkta geziyorum.* yakında duvarlardan da geçeceğim hatta. biraz daha beyaz olayım, durun siz durun. duvarla bütünleşeceğiz. *
kan bağışlarken bile her seferinde soruluyorum 'sen çok beyazsın, iyi misin?' 'iyiyim, kan veriyorum işte, sıkıldım. duramıyorum yerimde' diyorum içimden ama dışımdan sadece 'iyiyim' diyorum.
bir ara bir otobüs gezisinde koreliler yanıma gelip 'aaaaaa. senin tenin ne beyaz. ne güzel ya. mükemmel' dediler. ben de ne diyeyim? teşekkür ettim. garipsediğimi düşündüler ve açıklamaya başladılar ama niye garipseyeyim ki? oralarda beyaz olmak bir yüksek statü belirtisi, burada ise esmer olmak.
hayalet casper gibi ortalıkta geziyorum.* yakında duvarlardan da geçeceğim hatta. biraz daha beyaz olayım, durun siz durun. duvarla bütünleşeceğiz. *
devamını gör...
1759.
kendimi sınırlandırmayı sevmiyorum, özellikle en geveze olduğum dönemde... öte yandan bu parayı kazanmam gerekli. bin kelime kendimi ortaya koyabilmem için çok az.
devamını gör...
1760.
sadece öylece dururken yaşanabilecek en manasız ve kritik mağduriyetleri yaşıyorum.
ya ben öyle kendi halimde işime gücüme bakarken bir de ne göreyim, ayvayı yemiş oluyorum. bu yaşadığım manasız, tutarsız, absürt ve mümkansız durumlar bir başkasının başına gelse en az 3 ay toparlanamaz ama ben kendi içimde ve kendi kendime, bir de en yakın arkadaşlarıma ha bire dert yanarak apağır depresyonlara yakalanmadığımı düşünüp kendimi avutarak yoluma bakıyorum.
yani var ya olacak iş değil. cidden değil. ama bana oluyor işte. nerede olmayacak iş var benim başımda patlıyor.
niye ya? nasıl ya? bu kadar da olmaz, dediğim anda o kadardan daha da fazlası oluyor. keşke, keşke diyorum. o kadar olsaydı da bu kadar olmasaydı, diyorum. allah'ım neydi günahım ya?
allah'ım neydi günahım? günahım neydi allah'ım? dualarımda yalvarmıştım. onla olmaktı isyanım. can yoldaşım, arkadaşım, kaderimdi, sen yazmıştın! ben nerede yanlış yaptım? bitti dünyam, ziyan oldum, ziyan... ah bir anlasam, nerede? nerede? nerede?*
ya ben öyle kendi halimde işime gücüme bakarken bir de ne göreyim, ayvayı yemiş oluyorum. bu yaşadığım manasız, tutarsız, absürt ve mümkansız durumlar bir başkasının başına gelse en az 3 ay toparlanamaz ama ben kendi içimde ve kendi kendime, bir de en yakın arkadaşlarıma ha bire dert yanarak apağır depresyonlara yakalanmadığımı düşünüp kendimi avutarak yoluma bakıyorum.
yani var ya olacak iş değil. cidden değil. ama bana oluyor işte. nerede olmayacak iş var benim başımda patlıyor.
niye ya? nasıl ya? bu kadar da olmaz, dediğim anda o kadardan daha da fazlası oluyor. keşke, keşke diyorum. o kadar olsaydı da bu kadar olmasaydı, diyorum. allah'ım neydi günahım ya?
allah'ım neydi günahım? günahım neydi allah'ım? dualarımda yalvarmıştım. onla olmaktı isyanım. can yoldaşım, arkadaşım, kaderimdi, sen yazmıştın! ben nerede yanlış yaptım? bitti dünyam, ziyan oldum, ziyan... ah bir anlasam, nerede? nerede? nerede?*
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272