3921.
ben gülmem gereken yaşta intiharı aklıma sokanlara (bkz: kırgınım) hakkımı helal etmiyorum.
devamını gör...
3922.
madrid’te bir klişenin önünde dilenen bir kadın, para verenler. harika bir arka zemin….
bayıldım kareye, fakirlik var , para var , din var…
ardı ardına bastım karelere ve kadın seslendi:
-“ neden fotoğraflarımı çekiyorsun?
- “çok güzel çıkrın. hatıra kalsın bende “
- “olmaz bana para vermelisin “
- “tabii “ bir euro uzattım..
- “ bu ne !!! çok az”
- “ neden fazla para vereyim? movie star mısın? porn star mı?
veeee bir euro mu aldım. fotoyu sildim. ama kare hala aklımda. keşke iki euro önerseydim
devamını gör...
3923.
arkadaşlar ben bıktım
devamını gör...
3924.
bazen kendimden sıyrılıp yaşadığım her şeye uzaktan bakıyorum. yine o anlardayım. kalkıp şehrine gitmişim, yalvarmışım, karşısında ağlamışım, delirmişim, sayıklamışım.. aylarca tutunmuşum ona. o kadar çok inanmışım ki, o kadar çok güvenmişim ki. bütün çabam bu yüzdenmiş. ben insanların bu kadar kötü olabileceğine, birini kandırabileceğine, bu kadar iyi rol yapabileceğine inanmak istemiyorum. saf deyin polyana deyin ama içim almıyor. insanlar neden bu kadar acımasız, merhametsiz? birini incitmek niye bu kadar kolay..? niye varsınız siz ya niye..?
devamını gör...
3925.
rüya yorumcularının benim, pazarcı esnafının bağırsaklarında bulunabilecek bağırsak kurtların internete ve sosyal ağlara bulaşmaması için alınacak tedbirlere dair komple yönetmelik yazdığım rüyamı da yorumlamalarını bekliyorum.
---
çocukken at diye sadece "laylon arabalara" koşulan atları gördüğümüzden mühimmat sözcüğüne anlam veremezdim. sonra bir gün bir yarış atı gördüm.
--------
düşersem alçaktan düşeyim diye avize takarken kendimi iple merdivenin birinci basamağına bağlamıştım.
devamını gör...
3926.
bölüm ı.

evden ayrıldığımda, saat yedi civarındaydı. her şeyi arkamda bırakmıştım: bitmek bilmeyen, kabus gibi geceleri, kavgaları, öfke patlamalarını ve huzursuzlukları. annem sürekli ağlıyordu, dün gece yaşananlardan sonra gideceğimi anlamıştı. sarılmamıştık. daha fazla duygusallık istemiyordum. "uzaklaş! arturo," dedim, "bir daha dönmek yok! yepyeni bir hayat, sıkıntısız! baş ağrıları olmadan! geceleri uyuyabildiğin! mucize gibi!" "anne," dedim, "allaha ısmarladık!"

arkadaşımdan aldığım iki yüz, bir diğer arkadaşımın da halime acıyıp cebime sıkıştırdığı üç yüz lirayla, toplamda beş yüz lirayla yollara düşmüştüm. iyiydi çocuklar, halim haraptı! beterin beterini yaşadığımı hissediyordum. otobus garına varıp biletimi aldığımda, oturup bir sigara yaktım. 26 yıllık yaşamımın muhasebesine hemen o an başlamak istemiştim. lakin kabarıktı! yılların acıları! "boşver, arturo!"
"şu kıza bak sen! şiir gibi. onlar ne bacaklar öyle!" sonsuza kadar aşkıyla yanabilirdim onun, "sevgilim!" derdim, hadi, birlikte tatile gidiyoruz. annem ve ağabeyim için ayrı bir yerde tatil organize ettim. beş yıldızlı! dört dörtlük. biz de seninle, güzel vakit geçiririz değil mi? sevgilim? şimdi yanağından bir öpücük ver sevgiline, arturo'ya."

otobüs perona yanaşmıştı. içeri girdim. ucuz yollu bulduğum biletlerden biriydi. aras turizm! doğu'dan başlayıp tüm türkiye'yi dolanan o muhteşem otobüslerden biriydi. oturdum, yirmi bir numara. şimdi, şehri terk etme zamanı. yavaş yavaş kalkan otobüste, sanki sadece şehri değil, anılarımı da terk ediyordum. dökülüyordu adeta sancılarım, heyecanlanmıştım! o büyük şehre, istanbul'a hareket ediyordum. ne şehir! ne büyük umutlar! ne sevdalar gizliydi orada. beni bekleyen büyük kavgalar ve hüzünler ve aşk! heyecanla sağ parmağımı öpüp havaya kaldırdım, "tanrım," dedim, "beni destekle. yeterince acı çekmedim mi? biraz torpile ihtiyacım var, tanrım!"
devamını gör...
3927.
bu aralar canım sıkkın. işle ilgili iş arkadaşlarıma çığlık ata ata bağırasım var ama susuyorum. sorumsuz insanlarla çalışmak çok zor çok.
devamını gör...
3928.
bugun yol kenarındaki 2 vişne ağacından 1 torba vişne topladım.öyle duruyordu kaç zamandır kimse toplamamış,yazık olacaktı.
annem vişne şurubu yapacak.
devamını gör...
3929.
her sabah işe giderken servise bindigim durağa evli bir çift geliyor.
eleman tam bir nasıl desem daha görüntüsüyle insanı rahatsiz eden tipler vardır ya hani dış görünüş olarak da değil bir hissiyat; tam da öyle bir şey..
genç kadın ise kapalı elemanın her daim gözlerinin içine bakan anladığım kadarıyla bakışlarından sadece benimle biraz ilgilen biraz kaale al der gibi bakan biri.
bu eleman her sabah servise bindiğinde sanki karısı hiç orada yokmuş gibi önden binen eşi arkada otobüse bir an önce binmeye çalışan kalabalığın arasında kaldığını umursamayan, durağa yürürken önden giden, durağa varınca da bir arkadaşını görsün eşine bir şey demeden hemen onun yanına giden biri.
ne kadar dallama değil mi ?
sonracima bir arkadaşım vardı. nişanlısını 8 defa aldatmış 8. defa yakalandığında ise terk edilmiş eski bir arkadaş. nişanlısını daha doğrusu eski nişanlısını tanırım. böyle pamuk gibi hani bu kıza da bu yapılmaz denilen türden bir insan.

bana gelirsek şahsen ben iyi bir insan olduğumu iddia etmiyorum. olduğumu da düşünmüyorum.
ama bazen bu yukarıda yazdığım dallamalara istinaden benim neyim eksik lan diye düşünüyorum. ne kadar kıymetli şeylere sahip olduklarının farkında bile değiller. ne acı.
devamını gör...
3930.
bugün gerçekten denedim ancak karalayamadım defteri
devamını gör...
3931.
çok sıcak sözlük anlatabiliyor muyum? dışarı çıkılamayacak kadar sıcak (zaten güneş alerjim var). kitap okunmayacak kadar, resim çizemeyecek kadar sıcak. bugün 33 dereceydi, yarın 35 olacakmış. fanın önüne yattım hiçbir şey yapamıyorum. help!
devamını gör...
3932.
bölüm ı.ıı

yanımda kırklı yaşlarının sonuna yaklaşmış bir adam oturuyordu. kötü kokmuyordu, yüzünde, sürekli hayatın kavgasını vermiş insanların yüzünde olan bir takım çizgiler vardı. alnı, güneşten gözlerini kısmaktan ya da öfkeden, belirgin çizgilere sahipti. bıyıkları gürdü, klasik bir kürt görünümü vardı. kürt olduğunu kilometrelerce uzaktan anlayabilirdiniz. muhabbet açacaktım, biliyordum, konuşacaktık. çünkü kürtleri severdim. garibanın halinden anlarlardı, bakışlarından anlarlardı seni, "bu da bizden, hayatın bokunu yemiş biri." derlerdi ve onu anladıkları anda konuşurlardı seninle. bazı mahallelerde kürtler kalabalık gezerlerdi ve benim yaşadığım yerde, yaşam tarzları ve görüntüleriyle insan bir miktar çekinirdi onlardan. ben çekinmezdim, seviyordum bu herifleri.

güneşin altında, saatlerce çalışırlardı. inşaatta amelelik yaparlardı. zorluk nedir bilmezlerdi. fizik gücüyle yapılacak bir iş varsa, oraya birkaç kürt bırakırdın ve sorun çözülüverirdi. çıkılmaz ağaçların tepesine çıkar, iki dakikada tüm cevizleri döküverirlerdi.
"yılan gibi," demişti dedem,
"iki taneydiler, uzun boylu, kavruk, sırayla bahçeleri gezip, dökülecek ağaç varsa döküyorlar. bana da geldiler. bizim ceviz ağacını bilirsin, uzun! bu yaşta nasıl çıkacağım?"

"dede! dökülen cevizlerden bir torbası bizim olsun. tüm cevizleri indiririz. gerisi senin olur. dalında çürümesinden iyidir. bizim geçimimiz bununla."

dedem, "davranın o halde!" demişti ve kendi ifadesiyle, "bir zıpladılar ki gözüm görmedi. bir baktım, ağacın tepesindeler. bir sallama ki dallar kırılacak sandım! on dakikada bir tane ceviz kalmadı. sonra torbalarını aldılar,
"doldurun! istediğiniz kadar!" dedim, "haketmişlerdi. öyle babayiğitlerdi ki! buraların adamı değiller, bunlar her işi görür. taşı sıksa suyunu çıkarır, içer. bunlar öyle adamlardı, arturo."

sonra biraz konuştuk, adamla. adıyamanlı, tütüncüymüş. tütünlerle alakalı ilginç şeyler söyledi. uzmanından! işi bildiği her halinden belliydi. bu işi hakkıyla yapan birinin özgüveniyle konuşuyordu. tütün ile iletişimi vardı, seviyordu onu, rızkını ondan kazanıyordu, arada tüttürüyordu.

"sarı tütün, en kötüsüdür. tütün esmerleştikçe, kalitesi artar. sarı tütün gördün mü? kaçacaksın. bazıları tütünü esmerleştirmek için üzerine fısfıs sıkarlar. fısfıs dediğim, ilaç. tarım ilacı. böcekleri öldüren cinsten. ben kullanmam, bizde böyle şeyler yoktur, neyse o! sarı tütünü garibana satarız, esmer tütünler yurt dışına gider. istanbul'da dükkanımız da var. adıyaman'da da birkaç tane alıcı var. iki tane adam, gelir, alır ve giderler. bizimkiler iyi tütün içmezler, parası olan, iyi tütünü alır. ticarette kanun budur."

molada birkaç sigara sardı benim için, içtik, ağır geldi, biraz öksürdüm. sonra istanbul'a vardık, selamlaşıp ayrıldık. yeni yaşamıma ilk adımımı atmıştım. bu sefer çözecektik bu işi, ben ve tanrım! bana yardım edecekti bu sefer, inanıyordum. şans dönecekti, sıkıntı kotamın ciddi bir miktarını doldurmuştum. karnım acıkmıştı, tam ekmek döner ve ayran. karnımı da adamakıllı doyurmuştum.

"işte," dedim,
"arturo, başarmaya hazır mısın? ve başarılı hikayelerini anlatmaya? insanlara? bugünleri unutma. hepsini anlatacaksın. yüzlerce kişiyle dolu bir salonda, herkes sana kitlenmiş bir şekilde hikayeni dinleyecek. bu abiden de bahsedeceksin, "işini iyi yapan bir adamdan öğrendiklerim!" diyerek. sonra korkunç bir alkış yükselecek. herkes, sana bakacak. seni övecekler kendi aralarında. güzel kızlar, randevu için sıraya girecekler seninle. öpücüklerin için yanıp tutuşacaklar. işte o zaman, arturo, bu hayatı oldurmuşsun demektir."

heyecanlanmıştım, otobüse binip, arkadaşlarımın yanına gidecektim. beni evlerine kabul etmişlerdi, "gel," demişlerdi, "kira falan yok, sigara paranı al ve gel." iyi adamlardı, yaşanılan kötü şeylerden haberleri vardı, daha önceden onlara adamakıllı iyiliklerim de dokunmuştu. iyi olduğum zamanlarda, birlikteydik. az ekmek paylaşmamıştık. şimdiyse, karşılığını görüyordum. eden, bulur! arturo'yla arkadaş olmanın ne demek olduğunu biliyorlardı. arturo, sağlam adam! büyük hayalleri olan biri, kolay eğilip bükülmez!
devamını gör...
3933.
uzun süredir mücadele ettiğim, başaracağım dediğim ne varsa hepsini siktir ettim artık. sıfırdan bir başlangıç yapmak zorundayım. bu benim kararım değildi, isteğim hiç değildi. sadece devam edecek hiç gücüm kalmadı.

sevdiğim bir mesleğim vardı onu bıraktım, artık yapmayacağım. yeni bir iş bulmam gerekiyor, ne yapacağıma dair en ufak bile bir fikrim yok. hiç istemediğim bir işte çalışma olanağım yüksek.

ailemle, özellikle annemle sürekli kavga ediyoruz. o bana ben ona bağırıyoruz sürekli. öğlen yaptığımız kavgadan beri doğru dürüst hiç konuşmadık.

ağladım bugün, biraz yüzdüm. 1 haftadır nerdeyse her gün yüzüyorum. eskiden olduğu gibi. denizin içinde büyüyünce dönüp dolaşıp yine oraya gidiyor ayağınız. su içmeye üşeniyorum ama denize girmeye üşenmiyorum bu aralar.

babam eskiden haftada bir denize götürürdü beni. sadece iki saat. çarşamba günleri olurdu bu genelde. 24 senelik yaşantımla benle ilgilendiği nadir anlardan biridir. bi dönem ayda bir internet kafeye götürüyordu, sonra eve pc aldım, harçlıklarımla.

son 1.5 senem depresyonla geçiyor. daha fazlada olabilir. uzun süredir anksiyete krizi geçirmiyordum niyeyse biranda çıkageldi gene. hep aynı yerden geliyor. tek bir noktadan oluk oluk akıyor.

algıda seçicilik, şans, kader, işaret adına ne derseniz deyin hep en kötü zamanda ya da en unuttum dediğiniz anda olur bu şeyler. murphy kanunu gibi bişey olsa gerek. ne olduğundan bahsetmek istemiyorum, kabak tadı veriyor artık. çoğu şeyi de ben abartıyorum zaten. sağlam kafayla düşününce bunun denk gelmesi gayet normal, önlemi baştan almalıydım.

yazınca rahatlıyorum, daha fazla yazmam lazım. bu yazma çizme işlerine geri dönmem şart. kendi kendimi tedavi etmeliyim.

babam galiba haftada bir değil ayda bir denize götürüyordu beni tam emin olamadım şimdi.
devamını gör...
3934.
hayatımda gördüğüm en fena insanlar sıralamasına girersin. seni arkadaşlıktan çıkartacağım az kaldı.
senin kadar ezik ama kuyruğu dik tutmaya çalışan, karakteri o yaşa gelmiş hala oturmamış, iki erkek görünce kendini kaybeden bir insan görmedim.
sürekli birilerinin sana kötülük yaptığından bahsediyorsun ama sen kötüsün!
kötüsün ki sen!
için fesat!
millet seni tabi arkadaştan saymaz, dosttan saymaz.
neyse ki sabırlı bir insanımdır.
ya seni tek bırakacağım ya da seni senin dilinde ezip iyice çıldırtacağım.
devamını gör...
3935.
gergin hissediyorum çünkü yatılı misafir sevmiyorum. yatılı misafiri sevmediğim halde yatılı misafir bana diyor ki; misafir dediğin iki üç gün kalır gider * iyi de be kardeşim bir haftadır bizdesiniz ailecek...

yeter artık gidin ne olur gidin ya. çoluk çocuk hiç çekilmiyorsunuz. saygısızlık yapmamaya çalışıyorum ama ister istemez surat yapıyorum halâ da anlamayıp bön bön suratıma bakıyorsunuz. cuma günü gideriz dediniz, sonra deniz güzelmiş çocuklar çok sevdi pazartesi gideriz dediniz. evimi terk edip gidesim var.

bu durumumu da haftalar önce rüyamda görmüştüm. başkasına gitmesi için yalvarıyordum ama gitmiyordu. ben her şeyi rüyamda da görmek istemiyorum artık yeter amk yeter.
devamını gör...
3936.
feci bir dalgınlık icerisindeyim. gün içinde her şey fazla uzak gibi geliyor.

mesela tuvalet kağıdı alma motivasyonuyla dışarıya çıkıyor, tuvalet kağıdı hariç her şeyi alıp dönüyorum. nasıl çözülecek bilmiyorum.
devamını gör...
3937.
metin giriniz...
devamını gör...
3938.
itimat evrensel bir din'dir; bu dinden beri olan süzme kâfir'dir.
devamını gör...
3939.
ısparta da türkiye nin ilk gökyüzü parkı varmış. ülkenin en karanlık gökyüzünün en net gözlemlendiği nokta imiş.

buraya gitme planım vardı ama sanırım erteleyecegim.
sebebi ise lan niye oraya kadar gidip insan evladı gözlerimle izleyim ki sadece düşüncesi. az evvel teleskop araştırdım. çok net olmasa da jüpiter i bile gösteren yarı profesyonel teleskop modeli buldum bir tane. alicam onu ve seneye bahar ayında oraya gideceğim.

inanilmaz ilgimi çeker uzay. keske star wars evreninde yaşasam, kelle avcısı olsam ehehehe.
bu arada uzayda şehir kuracaklar diye vatandaşlık başvurusu yaptığımız o olayda sanırım uluslararası bir şebeke tarafından kimlik bilgilerimiz çalındı.
devamını gör...
3940.
ruhsal anlamda gel gitler yaşayıp duruyorum. kah özlüyorum kah kızıyorum kah mantığıma tutunup her şeyi kabulleniveriyorum.. zaman sarmaya başladı yaralarımı, çok şey öğretti acıta acıta da olsa. insanın umudu bitince mücadelesi de bitiyormuş, çırpınmak yerine kendini suya bırakıverdiğinde daha çabuk ulaşıyormuşsun kıyıya. giden gitti, olan oldu, ölen öldü..

iç ses! artık bu bahsi kapa!
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim