4101.
sonbaharlardan hoşlanmıyorum. öyle sanıyorum ki sonbahar da benden hoşlanmıyordur. hoşlansaydı midemi altüst etmekten kaçmaz mıydı her sonbahar? sonbahar aylarında ruhum boşluğa salınıyor, sürükleniyor. ruhum bedenimden ayrılıyor, gülümsemem çalınıyor. sonbaharda sokaklara düşüyor ayaklarım, ellerim üşüyor. ara ara gözümü açıp kapatıyorum, farklı yerlerdeyim bana ait olmayan yerlerde. ara ara yeni doğmuş bir bebek kadar temizim bazen nasıl olduğunu anlamamış bir halde kötü bir insanın ölümü kadar kirleniyorum. kirlendiğimde kendimi ilk bulduğum kutuya sokuyorum. bitmemiş bir bina, döküntü bir ev, ışığı uzun süredir yanmayan bir ev, fark etmeksizin. temizleniyorum orada, tüm günahlarımdan arınıp bağışlanma diliyorum, temizleniyorum, temizlenmeye çalışıyorum tüm bu saçmalıklardan. sonbahardan hoşlanmıyorum sanıyorum ki sonbahar da benden hoşlanmıyordur.
devamını gör...
4102.
sevildigimi zannettigim gunleri ozluyorum.
devamını gör...
4103.
sen kifayetsiz kelimelerin alfabesisin
hangi cüretle romana karışmaya çalıştın
devamını gör...
4104.
uyandım seni düşündüm birden bire duvar birden bire gece yarısı
ay göğsümün sol yarısı

nefesim kesildi rüya olduğunu fark edince
çığlıklar atmak istiyorum sadece ağlayabiliyorum
yanımdaydın, hissettim elimi tuttuğunu
hayatımda her şey yolundayken sevmeye dair çabam inanılmazken birinden minicik hoşlanır gibi olduğumda yapma bunu bana lütfen
kat kat yorganlara sarıldım, hala titriyorum
bırak beni
yerin yok hayatımda artık
devamını gör...
4105.
saatlerce sessiz bir yerde oturup kitap okumak istiyorum, aklımdaki tüm kitapları okuyup sıfırdan başlamak istiyorum.
devamını gör...
4106.
kafamda kurduğum bağlantılar doğru değilse yavaştan kafayı sıyırıyorum sanırım. *
devamını gör...
4107.
hastane ve doktor görmekten bıktım, yeter artık.
ya bir ara verelim arkadaşlar ya, bıkmadınız mı beni görmekten?
devamını gör...
4108.
sana dair seninle ilgili son kalem sanırım bu şiir
bütün gün dinledim bu şiiri mesajlara bakarken tekrar gördüm
bakmazdım mesajlara sana dair hiçbir şeye bu geceye kadar
şeffaf denirmiş bu rüyalara
ve insanın arkadaşının olması ne kadar güzelmiş tekrar fark ettim
senin boşluğun dolmaz fakat kalbimde bir sürü daha yer varmış insanları sevecek
çok ağlattın beni aylardır belki yıllardır uyanıp uyanıp ağladığım hiç olmamıştı
anlatırken gözümün dolduğu
otururken birden gözümden akan damlalar olmamıştı
başka birilerine laf arası haricinde senden söz ettiğim yahut
bugün yaşadığım en zor günlerdendi
çünkü kendimi eski günlerin neşesi içinde gördüm
o ilk gençliğin verdiği
sonra adının sonuna iyelik eki ekleyip seslendiğim bir arkadaşım sen aşık olabildin dedi
sevinmelisin
sonra seni sevmiş olmanın lütuf olduğu aklıma geldi
ağlamayı bıraktım, hafifledim
sen ne benim sevdiğim adamsın ne de ben senin sevdiğin kadın
biz farklı pencerelerden aynı yöne bakmıyoruz
savrulduk kaybolduk belki göremiyoruz bile
beni üzen şey kaybolan gençliğim
sevmeyi beceremediğim o kızı görmekti
seninle olan kavgam kendimle ilgili
sen sevdin diye sadece kendimi sevmiyorum artık
nedensiz seviyorum
insan zaten birini bir özellik için severse kişinin biricikliği anlamsızlaşır
ben bugün kimseyi senin kadar seçemeyeceğim bir daha belki diye ağladım.


gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.

bilemem, belki bu yüzden
ben sana yanlış bir yerden edilmiş
bir büyük yemin gibiydim.
beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
yine de döneyim döneyim istedim.

birhan keskin/taş parçaları
devamını gör...
4109.
ağlamak...
bitmeyen çilem, peşimi bırakmayan gözyaşlarım.
bu saatte neden geldiği belli olmayan bu hüzün.
demek ki kaderim buymuş, olması gereken belki de bu yaşadıklarım, belki de hakediyorum.

hayata bağlayan bir sebebim kalmadı. insanım işte, alelade bir insan. ruhu aç, gönlü aç zavallı bir insan. mücadele edecek bir gücüm de kalmadı galiba.

belki malım mülküm çok oldu ama gönlüm hep hakir görüldü, hep dışlandı. olmadı yani. olmayacak bundan sonra da. maalesef talihim dönmüyor, bu yaştan sonra da dönecek değil.

bu dünyanın benden çok alacağı varmış, aldı da.
almaya da devam ediyor. benim alacak bir şeyim kalmadı galiba. bak dünya! alacağını al artık, ne varsa al da ben de kurtulayım. senden bir şey istemiyorum.
artık tek bir isteğim kaldı, o da cennete gidersem " seni " isteyeceğim, yalnız seni. orada üzülmek yokmuş, kırılmak yokmuş, orada istekler oluyormuş. istediğimsin, umarım o tarafta talihim döner...
devamını gör...
4110.
onca zaman siz bizi hep piyonlar sandınız oysa biz hep şahlardık
hunters (2020) s1e1
devamını gör...
4111.
suçlamıyorum artık kendimi
saklanmıyorum karanlık sokaklarda
gözlerinin mavi ışığını rehber edinen yüreğim
sapmıyor şimdi pusuladan yokluğunda
sadece neden diyorum
sahi neden sevmedin beni
neden dinlemedin seni sayıklayan kalbimi
sonra boşver diyorum
boşver bilsen ne olur ki
nasılsa hiç gelmeyecek o beklenen gemi
açık denizin karanlığında yitip gittiği gibi
yine de hala gözbebeğimde şaklıyorum seni
hem hiç gitmemiş hem de hiç var olmamış gibi
dönme artık geri
ne liman kaldı
ne de beklenen bir gemi
bil ki en nihayetinde unuttum seni
ömür defterinden koparılan bir sayfa gibi
devamını gör...
4112.
az önce arkadaşımla telefonda konuşurken lafın geldiği yerde aklıma düşen bir muhabbet oldu.

bu türküyü ilk kez 4 yıl önce bodrum gündoğan 'da gece 01.00 civarında bir iskelenin dibindeki tekneye sırtımı dayayıp kuma oturmuşken ve biramı içerken duymuştum. iskeleye gelen 5 kişilik bir grup, ellerinde şarapla kendi aralarında eğlenirken içlerindeki bir kıza ''haydi yol yemez'i söylesene'' demişlerdi ve kız da bu türküyü söylemişti çıplak sesiyle. ben de oturduğum yerden kalkıp şerefe hareketi yapınca aralarına çağırmışlardı, sabaha kadar takılmıştık. bu türküyü sabah gün ağardığında bir kez daha söyletmiştik o kıza.

devamını gör...
4113.
"kapına 'açelyalar' bıraksam anlar mısın hislerimi? çözer misin davranışlarımdaki gizemi? fark eder misin sende, korkularımdan kaçtığımı? göz yaşlarıma bir türlü hâkim olamadığımı. kavuşamadığımız her gün için diker misin kapının önüne günden güne 'açelyalar' ? izler misin geceden geceye yıldızları benim için? döner misin bana, gecedeki en parlak yıldız olarak? saklar mısın gökyüzüne bakan kapı önündeki 'açelyalarda' anılarımızı? yaşatır mısın sevgini her gün? şahsen sana olan sevgim günden güne azalmak yerine büyüyor daha da içimde. köklerini salıyor 'açelyalar' yüreğime. dilerdim o köklerini salan olsun bir 'orkide'. ama kavuşulmaz bazı aşklar neticede. olsun, seviyorum sonuçta seni. senin de beni sevdiğini hissederek, her ne kadar da birbirimizin olduğunu bilerek..."
devamını gör...
4114.
pek çok insan var çevremde. bazıları arkadaşım, bazıları dostum, bazıları da akrabalarım. hepsinin karşısına geçip bir soru sormak istiyorum: benim hayatımda ne işiniz var? bu hayatta sadece bir kez doğuyor ve ölüyoruz. bu hayatı bir film gibi tekrar çekme şansımız yok. o zaman bana müdahale yetkisi vereceğim çok insana da gerek yok. benim filmimde az insan oynayacak yolun yarısından sonra.
devamını gör...
4115.
2007 yılında bu saatlerde duşumu aldım, kahvaltıyı hazırladım, yedik içtik, çay faslı falan sonra ortalığı topladım daha sonra oy*vermeye gittik. en sonra da doğum hastanesine gittik, öğleyin kızım doğdu.

doğacak olan çocuk üçüncü çocuk olunca anne tüm işlerini yapabiliyor. çünkü yapmak zorunda. tabiri caizse kedi gibi oluyor.

kızım bugün 16 yaşını doldurdu.
geçen gün bana diyor ki "bizim büyümemiz seni üzmüyor mu, yaşlanıyorsun diye?" yani aslında biraz üzüyor, biraz mutlu ediyor.
üzüyor çünkü gerçekten yaşlanıyorum, yüzüme çizgiler geliyor*, saçlarıma beyazlar* geliyor. biraz da mutlu ediyor çünkü onlar büyüdü, ben sağlıklıyım ve yapmak istediğim şeyleri rahatlıkla yapabilirim elhamdülillah. görmediğim yerleri gezebilirim, bilmediğim şeyleri öğrenebilirim, yeni insanlar tanıyabilirim.

ne diyordum
bugün 21 ekim, bugün kızım doğdu. sevdicekleriniz için ve sizin için ve benim için çooook güzel bir gün olsun. amin ecmain.
devamını gör...
4116.
sene 1945 biri ölmüş 91 senesindeyse onun öldüğü ay ve gün doğmuşum.
ne tuhaf... çocukken ben bu rahmetli kişisini rüyamda görüyorum. güzel günlerde, zor zamanlarda...
bana iyilikle yaklaşıyor ve benimle sohbet ediyordu. aramızda bir bağ vardı. dostluk gibi.
kimselere söyleyemiyorum. yıllarca söyleyemiyorum. okuma yazmayı öğrenip araştırma yapabilecek yaşa gelinceye kadar.. bu ecnebi kişisinin adı soyadı, meşguliyetleri zihnimde canlanıyor.. bazen rüyada bazen uyanıkken, belki de uyanıkken gördüklerim, duyduklarım hatırlayamadığım rüyalarımın ortaya çıkmasıydı bilemiyorum..

sonunda geçmiste başka bir yerde, başka bir bedenle başka bir isimle yaşadığımı anlamış oldum. yazdıklarımı okudum. ürettiklerimi dinledim. bu başarıları kendime mi mal etmem gerektiğini bilemedim. hoş söyleyeceklerime kimse anlam veremezdi. inandırıcı gelmez, kabul de görmezdi. ama ben inanmadığım, "bildiğim" ve hep gizlediğim bu gerçekle yaşadım. bazen kendimi inanılmaz hafiflemiş hissediyorum. dünyada bıraktığım bir şeyler var ve ben o ruhun ışığıyla hala yaşıyorum.
devamını gör...
4117.
birinden gitmek?
hiçbir zaman kimseden gitmedim ben.bana zararları dokunmağı sürece. birisiyle arama mesafe girdiyse ilk adımı o atmıştır. kimse beni benden daha iyi bilemez, hiç kimseye zararım olmaz, sevdiklerime karşı çok dikkatli olurum, kelimelerimi seçerek konuşurum, sorunlarını kendi sorunum gibi görürüm, onlar üzgünse aklımdan çıkmaz odaklanamam herhangi bir şeye. onlar daha nasıl olduğunu anlatmadan ben onların nasıl olduğunu anlarım. sevmek bu değil miydi zaten? hissetmek... ben çok güzel severim hemde çok fazla güzel.
devamını gör...
4118.
türk insanının bir özelliği var ki duyunca böyle ayağımla kafasına bastırıp evveliyatini eze eze s....m geliyor.
"ne gerek var?" "ne yapacaksın onunla?"
sanki giren çıkan onlaraymis gibi sizi sorgulamaları çok can sıkıcı.

geçen iş yerinde konusu açıldı drone almak istediğimden bahsettim. hata bende tabi ne konuşuyorsun ki a... koyim ? başladılar hayır ne yapacaksın onunla ? ne gerek var ? laflarına. bir de çok bilmiş yüz ifadeleriyle.

acayip sinirim bozuluyor ya. hayır sen evden işe evden işe yaşayan bir insansın ne konuşuyorsun anasini satayım.

az evvel aranırken bir modeli beğenip baya bir araştırdım. aradığım tüm ihtiyaçları karşılıyor. hatta bazı yönleriyle de dji dan daha avantajlı.
evet fimi x8 mini v2. az evvel sipariş etmekten döndüm kendisini. indirim zamanları oluyor ya bazen kara cuma gibi. evet onu bekleyecegim ya da enflasyon yüksek lan acaba şimdi mi alsam fiyatı daha fazla yükselmeden.
kafam çok karışık
devamını gör...
4119.
her ne olursa olsun sen gönlümün en güzel köşesindesin, sen kalbimin atma sebebisin, sen gözlerimdeki tebessümsün, sen ömrümün en güzel anlarısın, sen kulaklarımın işittiği en güzel şarkısın, sen rüyalarımın güzelleşmesisin, sen hayallerimsin , sen yaşama nedenimsin, sen umutlarımın yok olduğu yerde doğan bir güneşsin, gecelerimin en parlak yıldızısın, sen mutluluğumun kaynağısın, sen yeniden gülümsememsin.

sen aşkımsın, çiçeğimsin, sen gördüğüm en güzelsin. sonsuza kadar benimlesin...
devamını gör...
4120.
“neden böyle oldu”nun dehlizleri beni kendine çekiyor, sürekli.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim