2701.
bazı şeyler canımı çok sıkıyor be sözlük. amacım duyar kasmak vs. değil de ne bileyim... alıştık sanıyordum ben. doların bu kadar çıkmasına, alım gücünün düşmesine, kendi ülkemde yabancı olmaya. propaganda falan da değil ha, şimdiden uyarayım. karalıyorum bu gece bir şeyler.

youtube'da boş boş dolaşırken bir video gördüm tadımı o kaçırdı. biz alıştık artık günde en az iki-üç gelen şehit haberlerine. ben hiç şehit cenazesi görmedim ama evimden de cenaze çıktı. yine de evladını toprağa vermek nasıl bir his bilemem. dilerim ki kimse de bilmesin.

bir bacağını kaybetmiş daha yirmilerinin ortalarında bacağının birini kaybetmiş askerin sitemi oturdu bu gece içime. "madalya bu müdür, bu değildir, bu demir parçası değildir." diye çıkardı yere vurdu protez bacağını. "25 yaşında sakat kaldım. ne için? bu ülke için, bu topraklar için. bu bayrak için. başka bir amacı yok! başka bir çıkarı yok."
bana sinirlenenler olacak ama ben ne zaman şehit haberi alsam çok sinirleniyorum. özellikle de türkiye sınırları dışındaki operasyonlardan olduğunu öğrenince. gerçi fark etmez can candır. neden şehit olayını bu kadar benimsiyoruz? gencecik insanların körpe bedenleri toprak altına girince ben şehit olmuş deyip geçemiyorum. giderek normalleşmeye başladı. corona'ya benzetiyorum ben bunu: ilk çıktığı zaman herkes konuşurdu, önlemler alırdı başına gelmesin diye fakat giderek hayatımızın bir parçası hâline geldi. artık olağan bir şeydi bizim için. kızdığım nokta tam olarak bu.

daha bir çok şey ağrıma gidiyor mesela:

kendi askerimin sınır dışında olması gidiyor ağırıma, ülkemde yabancı olmak gidiyor, herkese anlayışlı olmak zorundaymışız baskısı gidiyor aksi halde faşist yaftası yemek gidiyor en çok oysa ki sadece kendi ülkem içinde yaşayanların (ırk belirtmiyorum, ırkçı falan değilim, kaos istemiyorum) biraz olsun gün yüzü ve güzel günler görmesini istiyorum, beyin göçü gidiyor zoruma ama kızamıyorum hatta hak veriyorum, doktorların ülkeden gitmesi zoruma gidiyor, akademisyenlerin kaçması zoruma gidiyor.

kabullenmek zoruma gidiyor, kabullenmek zorunda bırakılmak zoruma gidiyor. paranın bu kadar değer kaybetmesi zoruma gidiyor, turistlerin türkiye'ye gelirken asıl motivasyonlarının ucuz tatil olduğunu bilmek ayrı üzüyor. ülkemin güzide insanlarında olan aşağılık kompleksi yüzünden kendi kendini dibe çekmesi, hor görmesi gidiyor zoruma. halkımın ezilip büzülmesi zoruma gidiyor.okun ucu kendine dönmediği müddetçe vurdum duymazlığa vuran bazı kesim zoruma gidiyor.

cahillik zoruma gidiyor. cahil bırakılmaktan ziyade bile isteye cahil kalmak zoruma gidiyor. sorgulamayan halk zoruma gidiyor.
tarih bilmeyen, öğrenmeyen ve tarihi gereksiz bulan insanlar zoruma gidiyor ya da bildiği bir iki tarih bilgisiyle zamanında yaşanan galibiyetleri hâlâ ısıtıp ısıtıp ortaya koyan, o anda takılı kalmış gelişmeye, gelişime kapalı ego mastürbatörleri zoruma gidiyor.

gelişememek zoruma gidiyor. üretememek zoruma gidiyor. adalet sistemi zoruma gidiyor. ifade özgürlüğünün olmayışı zoruma gidiyor. (bunun altını da doldururdum ama şu yazdıklarım bile beni korkutmaya yetti.)
eğitim sistemi zoruma gidiyor. onca parlak zekanın heder olması zoruma gidiyor. bilim ve sanatı geliştirmek için neredeyse hiçbir şey yapılmaması zoruma gidiyor.

onca kaynağın, tarihin, kültürün hiç tanıtılamaması ayrı zoruma gidiyor. mutfağını dünyaya açamamak, tarihi eserlerine sahip çıkamamak, liyakatsizliğin normal karşılanması ve her yerde olması hepsi zoruma gidiyor.
en çok da bir şeyler yapmak isteyip ne yapacağını bilememek zoruma gidiyor.

evet belki bir norveç, isveç gibi bir ülkede doğmuş olsaydım bu kadar dert etmeyecektim ama ben burada doğdum. küçüklüğümden beri atatürkçü düşünce yapısı ile yetiştirildim. bundan da hiç gocunmadım. yurtta sulh cihanda sulh diyen bir liderin felsefesiyle büyümekten neden gocunayım. gelişmek, geliştirmek, üretken olmak için çalışmak hatta çok çalışmak ve bunun için bazı kavramlardan feragat etmek benim için yakınacak bir şey yahut sırtıma yük değil. fakat devletin tutumu, işte beni gocunduran o.
devamını gör...
2702.
ben her zorluğu aşarım da bir tek seni aşamam. bir tek sende düşerim. ve biliyorum ki ben bir tek sende düşsem dahi kalkamam. buna gücüm yetmez. önüme gelen her dağı deviririm, çölü aşarım ama senin tek bir çakıl taşına takılıp düşerim. ve öyle bir yara alırım ki ne kalkıp savaşmaya gücüm kalır ne de oturup beklemeye.
devamını gör...
2703.
uğraşmıcam indigo özetlemiş bu aga da ispanya ya bi gitti yok piyasalarda patlatsa bi albüm de dinlesek.
devamını gör...
2704.
tanrıya inanmıyorum ben. bu bir övünme ya da yerinme* cümlesi değil. bir gün baktım ki yüreğimde yok. yani bence inanç, kalpte hissedilen bir şey olmalı ve benim kalbimde böyle bir şey yok. o halde inanmıyorum dedim bir gün, serüven bitti.
geçen gün ablamla konuşmaya başladık. bana bir insanla-kalp gözü açık bir zat imiş- konuşmasını anlattı. ayrıntılar uzun ama ben jonathan swift'in gulliver'in gezileri' ndeki gibi yapıp ayrıntılar ile sevgili okurlarımı sıkmak istemiyorum diyemeyeceğim. çünkü sevgili okur kitlem yok var olan da işte eş-dost hatrına burada. eee onlar da nazımı çeker diyerek başlıyorum. *
bu zat demiş ki dur bakalım biz bir senin eve bakalım. biz dediği kendisi ve de şeyler - ımmm sanırım yazamayacağım- güzel adlandırma yaparak üç harfliler demek istiyorum. hem branşıma gönderme olsun hem de gecenin köründe korku düzeyim baya baya yüksek, boş yere üzmeyeyim kendimi. yok ev üç artı bir, yok odanın biri boş - eşya yok-, yok senin evde şu anda kardeşin de kalıyor, sen açık tenlisin o buğday, vay efendim sizde büyü var, kardeşin de evli (!)... bla bla.. ablam da hayretler içinde dinlerken ki yazmadığım bir sürü şey var - aman tanrım içeriden pat diye bir ses geldi şu anda, ha kalp krizi geçirdim ha geçireceğim- aaa demiş benim kız kardeşim yeni boşandı. muhterem zat da demiş ki ben yanlış bilmem nikahı düşmemiş henüz. mahkeme ile ayrılan ben boşol demediğim için evli miyim acaba? *
üç gündür zihnimde manyak gibi bu düşünceler var. yaklaşık on yıl önce bir depresyon sonrası sürekli ve sürekli bu korkular içinde birkaç yıl geçirdim ben. karabasanlar yüzünden şafakta uyuyabiliyordum. gözlerimi kapatmak işkence gibiydi. karanlıkta uyuyamamanın dışında yalnız da kalamıyordum. travma sonrası stres bozukluğunu bu korkular içinde geçirdim. sonra huzurlu bir hayat başladı benim için. problemlerinden de kurtuldum.
ama son bir yıl gerçekten korkunçtu. hastanelerde, hasta evlerinde, cenazelerde... gözlerimin içine bakıp ölüyorum ben diyen arkadaşımın elini tuttum. öldü. cenazesinde herkes dua ederken ben etmedim. çünkü o da benim gibi inanmıyordu. hoşça kal dedim, veda ettim. on yıl boyunca yol arkadaşım olan insan ile ayrıldık. sarıldım, teşekkür ettim, hoşça kal dedim. dinin ayrılık cümlesini dökmedim.
çünkü inanmıyorum. ama üç gündür zihnimde ablamın anlattıkları var. inanmadığım tanrının, dinin korku hikayeleri zihnimde dönüyor. gündüzleri ya da kalabalıklar içindeyken hayat güzel ve ışıl ışıl ama geceleri üst kattan gelen bir ses kalp atışlarımı hızlandırıyor. sanırım tekrar aynı şey oluyor. ben derin bir karanlığa gömülüyorum.
devamını gör...
2705.
üşümüş bedenimi ısıtmıyor ki kalın örtüler sen gibi.sensizlik yüzümün asılmasının en büyük sebebi.
sana ihtiyacım varken yakışmıyor tenime hayali sevişmeler.
hadi çık gel...
devamını gör...
2706.
arayacağım dedikten sonra aramayan insan şüphesini sevmiyorum.
devamını gör...
2707.
evden çalışıyorum. sesler geldi apartmandan, bi kalabalık var. çıktım baktım.
üst kat çaprazımızda oturan bir aile var. iki kızları vardı. apartman içinde fazlaca gürültü yaptıklarından birkaç yıl önce kadınla ufak tartışmışmamız olmuştu. neyse, her bayram kızları yine de kapımı çalarlar ben de çikolata ve harçlık veririm. severdim de kızları. adam da iyi bir adamcağızdı.
geçenlerde başı ağrıyor, doktora gidiyor ve beyninde tümör olduğunu öğreniyor. hemen ameliyat demiş doktorlar ama ameliyattan sağlam çıkamıyor. daha geçenlerde yeni doğmuş kızlarını kucağında görmüştüm. sapasağlamdı.
öyle üzüldüm ki. adam için ayrı, geride kalanlara ayrı. başınız sağolsun demek için gittim. kadınla sarıldık, ağladı. gencecik kadın üç çocukla kalakaldı. yaşlı insanların ölümü de üzücü oluyor elbet ama böylesi çok çok zor.
devamını gör...
2708.
mutluyum ya da mutsuzum demeyeceğim. mutluluğun anlık bir şey olduğunu düşünüyorum.

huzursuzum sözlük. doğru kelime bu işte! huzur...

aynada dönüştüğüm insana bakıyorum. tahammülsüz, her şeyi eleştiren, umutsuz...

insanları ne dediğini, ne düşündüğünü o kadar kafama taktım ki geçmiş zamanda. hata yapmamaya çalışarak en büyük hatayı yaptım bu yüzden. tek zararı da kendime verdim.

biriyle aram açıldığında bile küs durmak istemeyen ve haklı ya da haksız da olsam gidip konuşan ben, insanlar bana selam vermesin diye suratıma bir maske yerleştirdim.

bugün lisans hayatım tamamiyle bitti. çok iyi bir ortalamayla mezun oldum. arkadaşımın okulu uzamasına rağmen şu anda sevgilisiyle birlikte konserde. bense evde oturup audrey hepburn filmi izliyorum.

yanlış anlama sözlük, bundan mutluyum ama bundan mutlu olmak mutsuz ediyor beni. nereye kadar devam edecek böyle? insanlarla merhabalaşmak bile istemiyorum artık. kendini bu kadar önemseyen, kibirli, egolu, devamlı "arayışta" olan, hep daha fazlasını isteyen bu varlıktan tiksiniyorum.

diğer taraftan ne kadar tiksinsem de dönüp dolaşıp insana bağlanıyor bir şekilde konu. bugün resmi olarak mezun oldum ama bunu paylaşabileceğim ya da kutlayabileceğim bir arkadaşım, sevgilim yok.

günün 3'te 2'sini insanlardan nefret ederek geçirirken o 3'te 1'i... açım sözlük, duygusallığa açım. sevdiğim kişinin beni sevmesine açım, masum bir öpücüğe, yorgan altından oynaşmaya, birinin başını omzuma yaslamasına ya da biriyle film izlemeye açım...

kendim olabilmeye, maskeyi çıkarıp atmaya açım! sözlükte nickimin anlamı da budur işte.

şu hayatta belli başlı şeylerden sonra tek dilediğim şey bir insana ihtiyaç duymamak. birinden bir şey beklemeyi yakıştıramıyorum kendime.

hele beklediğim şey sevgi ve saygı ise...
devamını gör...
2709.
kural zor gelir bazen. onu yapma bunu etme. sözümden dışarı çıkma. söylemesi o kadar basitti ki bazen bazı insanların basitliği bi başkasına çok zor gelir. ama anlamazlar bunu. hayat size emirler yağdıranların buyruklarını yerine getirmeniz için değil. asıl kuralları kendiniz yaşayarak öğrenmeniz içindir. zaman verin kendinize. sevin kendinizi. gurur duyun mesela. hepinizin yaşadığı çok şey olmuştur. kaldıramayacağınız yükün altında birakilmissinizdir. o yükü en sevdikleriniz de bırakmış olabilir. ama ilk kural neydi. herkes kendinden sorumluydu. herkes bir başkasından önce kendisinin annesiydi. içinizdeki büyümeyen çocuğu ancak siz büyütebilisiniz. çocuk olamadığınız çocukluğunuza geri dönün başını okşayın onun. elini tutun o yalnız karanlık köşesinden çıkartın. siz onu ordan çıkaramadığıniz sürece içinizdeki karanlık, bir başkasını kendine ışık sanar. aydınlığı başka yerde arar bir başkasına muhtaç kalır. buna asla izin vermeyin. siz kendi kendinizin güneşisiniz. kimseye ihtiyacımız yok. bunu okuyan güzel yürekli insan senin de kimseye ihtiyacın yok. sen kendi kendinin merhemisin. hadi şimdi kalkın ve kırık kalpli küçüklüğünüze sarılın. sımsıkı. . .
devamını gör...
2710.
ben, bir kadın sadece bana ait olsun isterim.
aitlikten kastım sevgi
sadece beni sevsin.
tüm localar benim olsun
ama sen gönlünün bütün localarını çoktan rezerve etmişsin.
ben hotelin önünden geçen bir yabancıyım
sen camdan bakıp " ne tatlı çocuk" diyen hotelci.

ben en iyisi başka hotellere bakayım.
devamını gör...
2711.
bugün herkesin üzerinde bir ölü toprağı mı var sözlük?
yoksa sadece benim yakın çevreme özel bir durum mu?

sıkıldım ya, eğlenceli bir şeyler olsun vs kafa dağıtalım hadi.
devamını gör...
2712.
karın yüzümü okşamasına, güneşin kalbimi ısıtmasına, aralığın heyecanına izin verdim. ben doğadan gelen her şeye bıraktım kendimi. sırılsıklam olmaya, rüzgara karşı koymamaya, bir yaprak olup ordan oraya sürüklenmeye bazen dolu olup yağmaya bazen sadece bir çiğ damlası olmaya, şimşek olup çakmaya, yıldırım olup düşmeye izin verdim. insanlığıma verin bu parçalı bulutlu halimi, takip etmeye peşinden koşmaya, şemsiye açmaya gerek yok. ne zaman açarsanız şemsiyenizi o zaman duracağım, ne zaman giyerseniz montunuzu o zaman güneş açacağım. insanlığıma verin bu parçalı bulutlu halimi.
devamını gör...
2713.
#1982080 ben karmaya falan inanmam benim için ancak ilahi adalettir ve bugune kadar kime ne yaptıysam hepsi karşıma çıktı, hepsinin bedelini ödedim.
devamını gör...
2714.
**ım olmadığı için kaybettim bugün. açık var, hem de benim alanımda. kurum müdürü ile görüştüm öncesinde. sebepler dairesinde her şeyi yerine getirdim. tecrübe, enerji, olumluluk, özgüven... hatta adam "x hocam size bakınca sizinle çok uzun yıllar çalışabilirmisiz gibi bir algı hissettim" dedi, öncesinde de "x hocam iletişiminiz çok iyi, sizi kayıt görüşmelerine alırsak muazzam sonuçlar elde edebiliriz gibime geliyor" demişti. ben de "ehehheheheh" demiştim

şimdi aradim: "hocam biz o kadroya bir kadın çalışan düşünüyoruz" dedi.

neyse

hayrını gör abla.
devamını gör...
2715.
o kadar özlem birikti ki göğüs kafesimin içinde, fotoğraflara bakmak yetmiyor. dudaklarımın arasından çıkan nefes dokunduğunu sızlatacak, yakacak sanıyorum.
devamını gör...
2716.
bugün benim miladım.en mutsuz günüm, en umutlu yanım bugün. boğazımda hep bir hıçkırık var serbest bırakır bırakmaz gözlerimi dolduruyor.
sana ne bundan değil mi?
kime yazayım gidip birilerinin beyninde bıdı bıdı konuşsam nereye kadar ama buraya saatlerce yazabilirim. hem ben anlatmış olurum hem sen istemezsen okumazsın.
tek ne geçiyor biliyor musun aklımdan...
bunu neden yaşamak zorunda kalan benim?
değerimi mi bilemedim?dur mu diyemedim? sınır mı çizemedim?
a hepsi e hiçbiri veya hepsi. sonuç aynı işte.
hep istiyordum. hep yapmalıyım diyordum.
yaptım ulan yaptım.
yaptım.
iyi değilim ama iyi olacağım.
başını ağrıttım. okuduysan affet.
devamını gör...
2717.
sende sana yabancısın biliyorum..
çok uzak gibi..
her şey mümkünken aslında imkansız gibi..
imkansız kılan da biziz gibi..
ben burda olmak istemiyorum mesela..
sen orada olmak istiyor musun?..
ben benden çok sıkıldım..
biliyorum sende sıkıldın..
ben yapamıyorum yaa..
olmadı.
*



bugün aramadım ama bilir o beni..
çok uzaktayım ama görür o beni..
.
.
bana acımadı ama sever o beni..
devamını gör...
2718.
"kedi turşu'yu örnek al ipek. yat, zıbar!" demek istiyorum kendime. şu yaz zamanı uykularım kaçıveriyor sık sık.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
2719.
dünyanın var olduğu ilk günden beri ölümün olması ama bizim ölümü yokmuşçasına unutmamız ve biri ölünce veya kendimiz ölmeye yaklaşınca afallamamız çok tuhaf. bazen kendimi ölüme/ölümlere hazırladığımı düşünüyorum ama sevdiğim biri ölünce epey hazırlıksız yakalanacağımı da hayal edebiliyorum... kafam, ölüm konusunda çok karışık.
devamını gör...
2720.
güne bok gibi başladım. ne istediğini bilmiyorum, neden böyle davrandığını bilmiyorum. her anını paylaştığın birine böyle davranmak neden???
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim