321.
küçük bir çocukken ertesi gün bayram sabahı olacaksa heyecandan kıpır kıpır olurdu yüreğim. yatağa erkenden girer, daha o zamandan başlayan gevezeliğim ile susmak bilmez, aynı odayı paylaştığım ablacığımı da uyutmazdım. içeriden annemin tatlı-sert sesi ile"sabah yine uyanamayacaksın artık sus ve de uyumaya çalış!" komutunu alana dek durmaz, bir yerde uyumak yerine tüm gün sokaklarda koşturan bedenim bayılırdı da uykuya geçerdim. ve tabii ki gece uyumayan minik ben, sabah yarı açık gözlerle birkaç lokma yeme çabasından sonra bayram için alındığından özel olan çiçekli eteklerimden birini giydiğim vakit kendimi prensesler gibi güzel hissederdim. küçük prensesim diye severdi annem. * gerçi o prenses halim babaannemlerden anneannemlere gidene dek bozulur. kar beyaz çorapların dizlerinde toz toprak, saçım başım dağılmış olurdu. annem, yazık neden bu çocuk diğer kızlar gibi tertemiz gezemiyor diye yarı kızgın yedek çorapları giydirirken hafiften azarlar; bayramda güzel güzel ve tertemiz gezmek lazım nutkunu atardı. ellerini öptüğüm büyüklerin yanaklarına aldığım bayram harçlıklarının karşılığı olarak birçok öpücük kondurur, sevinir, sevgimi belli ederdim. ve de koşup soluğu bakkalda alır, yediğim onca şekerin üzerine bir de dondurmalarla kendimi şımartırdım.
kocaman oldum artık. bayram şekeri olmayan, bayramlıklarım olmayan bir bayram sabahına uyandım. ama akşam saçlarımı okşayarak uyuyana dek yanımda bekleyen güzel insan sayesinde dinlenmiş ve huzur dolu bir uykudan uyandım. güneşli parlak günde hala bayramı yaşamayı adet olarak sürderen ailemin bayramını kutlayıp marikaki'nin huzur veren sesi ve çaldığı bir birinden nostaljik şarkılarla daha da sıcak oldum. kendimde bayram kutlayacak bir enerjiye neden oldu bu nostalji. çiçekli bir elbise ve güzel bir sofra ile bayramı kutlamaya başlayacak uzakta olan herkesi bir ekranın ardından sevgiye ve öpücüklere boğacağım. ilk durak burası olsun. koskocaman sevgilerimi yolluyorum, bayramınız kutlu olsun. *
devamını gör...
322.
canım sıkkın, moralim bozuk. neden mi? erken uyandım. uyuyamıyorum. uzun zaman sonra uykumu alarak erken uyanmak bünyeme iyi gelmedi.
bunun yanında bugün bayram. bayram günlerinde pek iyi hissetmem kendimi. yine iyi hissetmiyorum. nefesim kesiliyor. telefonu sessize aldım ki sinirimi stresimi birinden çıkarmıyım. kimse kusura bakmasın. konuşmak istemiyorum. belki daha sonra. bu kadar sıkıldığım için sözlükte takılayım dedim. ve işte buradayım.
devamını gör...
323.
selam karalama defteri! karalayamayacak kadar bıhmış durumdayım. görüşme üzere iyi bayramlar..
devamını gör...
324.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

budur bir tanesi dediğim defter.
devamını gör...
325.
yetmiyor kelimeler, kendimi ifade etmeye de karşıdakini anlamaya da.

bazı kelimelerin, bazı anlamlara gelmemesi dışında bir şey bu.

ne kadar naçar kalıyoruz, anlamlandırırken..
devamını gör...
326.
ara ara yazılan, saçmaladiğım defterdir yoksa kim çeker kahrımıı!!!
örn.
zordur kırık bir kalbin dağılan parçalarını toplamak. hele bir de kırılmışsa defalarca uğraştırır, yorar, yıpratır insanı.peki ya kaybolursa ordan tek parça ..?
hepimiz düşünmüşüzdür yaşadıklarımızdan sonra “ne eksildi benden?” diye.suçlamış, sorgulamışızdır kendimizi sayısızca.cevap bulabildik mi kendi sorularımıza?giden neydi bizden? güveni mi yitirdik o kırık parçalarda yoksa umutlarımız mı terk etti ilk bizi?ya da hâlâ aynı mı benliğimiz? hiç birimiz tek parça değiliz.çok kaldı kıyıda köşede bizden kayıplar.bulamadık, toplayamadık, eksildik.kalanları sağlam tutar mıyız?
( belli ki çok kırılmıştım).
devamını gör...
327.
her gidilen yere tasidigim bir agirlik, içi boş bir ağırlık var içimde. her zaman, her yerde benimle. en mutlu anımda, en yalnız gecemde, kahkahaların hemen ardında, içeride, en derinlerde, ama hep var. bu ağırlığın altında ezilmekten yorulduğumu hissediyorum sözlük.
hem bu ağırlığı saklamak, hem her günün sonunda onunla yüzleşmek.
anladım ki, hayatımın son dakikasına kadar benimle olacak bu ağırlık. sadece bazı zamanlar görmezden geleceğim onu, ama hep var olacak.
devamını gör...
328.
cumartesi saat 23.33
gecenin bir yarısını gösteren saatler. açtığı pencereden giren soğuk hava tenini ısıtıyordu. bu hissin verdiği huzur onun için son umuttu. kaybeden biri ne kadar umutlu olabilirdi ki? olamazdı. hayatı boyunca kırmızı çizgileri aşamamış insanlar gibi olduğunu düşündü. zordu, onun gibi biri için zordu.
acılar önce beynine sonra kalbine hüküm sürerken zorlanıyordu ve fark etmişti onun için başka yol yoktu.
23.35 kalktı ve kirli beyaz elbisesini üstüne giydi, uzun saçlarını taradı. son kez aynaya baktı, sönmüştü gözleri; demek ki yakması gerekeni yakmıştı.aynadan uzaklaşırken masasına yakınlaştı ve hızlıca bilgisayarını açtı, sürekli girdiği bloğa girdi.23.40 hızlıca önceden hazırladığı makaleyi girdi. hiç kimseye bir şey demeden sayfadan çıktı. bilgisayarını kapattı ve girdiği makalenin orijinali olan mektubu bilgisayarın önüne koydu. üstünde en sevdiklerinin ismi olan mektubu: intihar mektubunu.
23.43 eline telefonunu aldı ve ruhuna dokunabilecek kişiden mesaj geldiğini gördü. ama önemsemedi. kısaca hoşça kal deyip mesajı gönderdi. önemsizdi artık, iş işten geçmişti. sessiz sessiz koridorundan geçti, kimseye çaktırmadan evden çıktı . 23.50 çıkar çıkmaz yangın merdivenine yöneldi; kapıyı açtı ve içeri girdi. telefonunun fenerini açarak yukarı doğru ilerledi.23.54 artık varmıştı. çatı katına... ilerledi boşluğa doğru, önce bir seyretti ait olamadığı şehrini. sonra aşağıya baktı, eğer düzgün düşmeyi becerebilirse istediği noktaya ulaşmış olacaktı. son dileği buydu. savaşı kaybettiği gibi çekilmeyi de bildiği için zorlanmadı bu kararı verirken. son kez derin bir nefes aldı ve kendini boşluğa bıraktı. rüzgarı hissedebiliyordu. mutluydu artık.
istediği noktadaydı, içinden geçmiş ve onu sabitlemiş olan uzun siyah demirde. o nefes alamıyordu fakat küçük bir sokak kedisinin gözünde, gecenin ay ışığında, yüzüne vuran ışıkla duran bir tanrıçadan farksızdı artık. ee tabii kedi korkmuştu . kaçtı. ardında bıraktı, kanın boyadığı kirli beyaz elbisesiyle duran ay ışığını.
00.00.
-merdumkaptan tarafından düzenlenmiştir.-
devamını gör...
329.
bir büyüme kavgasıdır gidiyor efendim; ufak hareketlerin bile sonuçlarını kestiremeyen biz insanlarda hep bir yarın kaygısı hep bir büyüme telaşı. büyüyeceğiz, eksileceğiz, yaşlanacağız. yaşadığımız en güzel gün bugün diyemeden hep uyanacağız yarınlara. bir büyüme kavgasıdır gidiyor efendim.
devamını gör...
330.
düşkün, garip, çaresiz bir organizmayı parçalamaktan zevk duyan bu ağzı kan kokan akbabaların (abd, israil) hayasız eylemlerine seyirci kalmak 21. yy'ın en büyük utanç meselesidir. bu utançtan en büyük pay, dünya barışı garantörü bm'ye ve özellikle islam hukukuna göre filistin'in kardeşi olan bütün islam devletlerine düşmektedir.
devamını gör...
331.
ben yatıyorum iyi geceler.
lütfen sabah güzel bir şeyler olsun.
devamını gör...
332.
o kadar güzel günler var ki önümde o günlerin başlayıp hiç bitmemesini istiyorum.
devamını gör...
333.


akarsu aklımda
ağlaması acının
akar
akar
akar
ağzımdan
anlam arayan aşık avcılar
ardıç ağaçları artık avutmaz
alnımda atlanır
antik
ağrılar
devamını gör...
334.
her gün sözlüğe '' belki bir kalbe dokunabilirim '' diye giriyorum. insanlara bir nebze neşe katabiliyorsam, bir nebze yüreklerinin yumuşamasını sağlıyorsam en büyük mutluluk benim için. vaktimi burada harcadığım her gün için vicdanımı daha da rahatlamış hissediyorum.
hayat bir şekilde devam ediyor, iyisiyle kötüsüyle yol alıyoruz. önemli olan geriye dönüp baktığımızda yüzümüzde oluşacak tebessümdür.
insanların gülmeye ihtiyacı var, mutlu olmaya, huzura ihtiyacı var.
gelin hepimiz bir ucundan tutalım bu güzel gönül işinin...
devamını gör...
335.
hep geceleri bu tanıma yolum düşüyor. çok mu dertliyim, yoksa küçük şeyleri büyütüp kendine dert edinen bir yapım mı var, bilmiyorum. acaba hangisi daha iyi? yalanlarla yaşayıp mutlu olmak mı, yoksa gerçeklerle yüzleşip acı çekmek mi? galiba ben hep gerçeklerle yaşamayı seçiyorum, yalanlar o kadar gerçekten uzak ki kandıramıyor beni.. kanamıyorum artık yalanlara.. ne kadar acı da olsa gerçekler daha cazip geliyor. gözlerim açılıyor, kanıyor, ama yalanlarla yaşayıp bir gün gerçeklerin farkına vardığımda hissettiğim hayalkırıklığı kadar acı vermiyor..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
336.
son bir kez daha yazmaya karar verdim. biliyorum kendime söz vermiştim. artık ne bu hayatın çilesine katlanarak sefil yaşamımı sürdürecek ne de başka birisi için emek verecektim. ne hazindir emek sömürüsü, daha da hazin olanı kimsenin buna dur dememiş olması. sanmayın bir fabrikada uzun saatler boyu çalıştığım günlerden bahsediyorum. saat başı aldığım o ufak miktardaki ücret dahi ona verdiğim emekler karşısında edindiğimden daha değerli. çünkü o beni dişlilerin arasına giren bir kıymık gibi paramparça etti. ah neyse uzaklaşıyorum asıl yazacaklarımdan. affet değerli okur, kendimi alıkoymak mümkün değil artık bugünlerde. her seferinde kendimi tembihliyorum yazacak birkaç yaprağın ve az bir mürekkebin var diye ama kafi uzatmaktan da kendimi alamıyorum. hep bunlar o üzerime yapışmış ingiliz budalaliğı...


diye devamı gelecek yakında.
devamını gör...
337.
aferin, çok güzel yaptın. unutturma da alnından öpeyim..

iyi di mi böyle?
eyvallah.
devamını gör...
338.
allahım millete akıl, bana da para ver amin.
devamını gör...
339.
bele vaxiyetin içine.
devamını gör...
340.
ne zaman oldu bu, dedi. yazamıyorum diye cevap verdim.

sorduğundan kaçındığım yoktu. birinin gelip konuşmamızı hiç bilmediğimiz bir dile çevirmesini istediğim nadir anlardan biriydi. ölesiye dedim ölesiye istiyorum seni. sanki bir araba hızla ikimizi sıyırıp geçti. kısa bir şokla birbirimizin gözüne bakabildik. konuştu; yavru bir kediydi, oyaladı her şeyi, en çok dedi. en çok gitmeyi istedim.

ağlamak için kaldırıma çıktım. eşlik etmesi gerekmiyordu. iki komşu dükkanın ortasındaydık neyse ki ikisinin de kepenkleri kapalıydı. tıpkı bizim gibi dedim içimden. basit bir benzetme dedi bir başka ses. tutunacağım başkası yoktu. güneş yukarıdaydı. şapka almalıydı. sesini duysam bitecek dedi. elini tuttum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim