normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
3661.
nefret ediyorum. içinde bulunduğum şu hissiyattan artık tiksiniyorum. ama bu mereti sıyırıp atamıyorum içimden. sanırım bir sonraki evreye geçişim yavaş yavaş oluyor. korktugum başıma gelmemeli. ilaç kullanmak kendimi uyuşturmak istemıyorum birazdan gelecek histerik krizlerden sonra gelen kitlenmeden sonra yine diyeceğim ki, al artık şu nefesi benden. ben taşıyamıyorum. yoruldum. o hayalimdeki yğkselikten yere çakılıp parçalanma eyleminden sonra rahatlayacağımı hissediyorum.. ama.. neyse.
devamını gör...
3662.
oley gençlerin gönlünü aldım şimdi uyumaya.
devamını gör...
3663.
zehrimi içip yatmışım bugün
rüyamın baş rolünde silüetin
yine. bir daha. tekrardan.
döngüye alınan bir kemoterapi gibi
kurtulmaya çalışıyorum
yüzünden,
saçlarından,
kedi gülümsemenden,
geçen şu iki yıla rağmen
saçlarımın seyrekliği
belli ediyor
bu denli sensizliği.
zehirlenerek yatmışım yine;
her bir noktanla çıkmışsın karşıma,
benim mi yarattığım, yoksa
senin tanrılaştığın mı bu hülya?
bilemiyorum, bilemedim...
her yere gittim ama bu yükü
düşüremedim.
ben yaratıyorum
sen tanrısın
ben tanrıdan artık çok uzaktayım.
çok uzakta.
ama
bir o kadar da yakında
tek heceli ızdırap kadar küçük
ama delip geçiyor içimi.
bugün de kanıyorum
siyah kapüşonlu
silüetine
“hadi gidelim buralardan”
dediğim için.
tanrısal bir hayal çerçevesinde
yani yokluğunda
olmayışında.
rüyamın baş rolünde silüetin
yine. bir daha. tekrardan.
döngüye alınan bir kemoterapi gibi
kurtulmaya çalışıyorum
yüzünden,
saçlarından,
kedi gülümsemenden,
geçen şu iki yıla rağmen
saçlarımın seyrekliği
belli ediyor
bu denli sensizliği.
zehirlenerek yatmışım yine;
her bir noktanla çıkmışsın karşıma,
benim mi yarattığım, yoksa
senin tanrılaştığın mı bu hülya?
bilemiyorum, bilemedim...
her yere gittim ama bu yükü
düşüremedim.
ben yaratıyorum
sen tanrısın
ben tanrıdan artık çok uzaktayım.
çok uzakta.
ama
bir o kadar da yakında
tek heceli ızdırap kadar küçük
ama delip geçiyor içimi.
bugün de kanıyorum
siyah kapüşonlu
silüetine
“hadi gidelim buralardan”
dediğim için.
tanrısal bir hayal çerçevesinde
yani yokluğunda
olmayışında.
devamını gör...
3664.
yaz henüz bitmiş, seneleeer sonra belediye ekiplerince motorlu ve gürültülü testerelerle kesilecek olan sokağımızdaki kavak ağacı, daha henüz kesilmemişti o zamanlar. kesilmemişti ama; sonbahar da gelip kapımıza dayandığından, yapraklarını top oynadığımız beton zemine dökmüştü. sanırım bu yüzden biraz hışırtılı bir sonbahardı…
yedi yaşımdaydım…
yedi yaşımdaydım ve yedi yaşında olan her erkek çocuğu gibi sokaktaydım. o zamanlar yedi yaşındaki çocuklar ne yaparsa onu yapar, ne yapmazsa onu yapmazdım. mesela yedi yaşındayken peşinde koşabileceğiniz şeyler bellidir. karmaşık değildir. mesela ben, o zamanlar yedi yaşında olan her erkek çocuğu gibi top peşindeydim. dolayısıyla da yedi yaşındaki her çocuk kadar terli, yedi yaşındaki her çocuk kadar yaramazdım. mütemadiyen… yedi yaşındaki her çocuğun korktuğu şeylerden korkar, yedi yaşındaki her çocuğun alabileceği kadar risk alabilirdim. dolayısıyla da yedi yaşındaki her çocuğun kazandığı kadar sporcu kartı kazanır; yedi yaşındaki her çocuğun kaybedebileceği kadar misket kaybederdim… yedi yaşındaki her çocuğun sevdiği kadar çizgi film severdim, belki susam sokağı’nı biraz daha fazla severdim. evet… 90’lı yıllardı o zamanlar. lee cooper reklamlarını severdim. bir keresinde o markadan amcam kot pantolon almıştı bana yedi yaşımdayken. çok da güzel çıtçıtlı düğmeleri olan bir oduncu gömleği ile beraber. pantolonu her giydiğimde reklamlarındaki gibi tüm akrabalarıma döner ve markayı görsünler diye götümü gösterirdim. reklamları da öyleydi çünkü… yedi yaşımdaydım işte. yedi yaşındaki her çocuk kadar televizyon izler, yedi yaşındaki her çocuk kadar reklama maruz kalır ve yesi yaşındaki her çocuk kadar tüketim meraklısı olabilirdim. bu yüzden de yedi yaşındaki her çocuk kadar marka düşkünü, yedi yaşındaki her çocuk kadar burjuva, yedi yaşındaki her çocuk kadar şakacıydım…
yedi yaşımda, o zamanlar yedi yaşındaki tüm çocukların yaptıklarını yapıp, yapmadıklarını yapmadığım bir esnada; adres sormak için yanaşan bir arabanın ön koltuğuna oturdum… beni tam 11 sene ileriye götürdü… arabadan inip başka bir arabaya bindiğimde 18 yaşımdaydım.
on sekiz yaşındaki her genç gibi aklım bir karış havadaydı o zamanlar, çoğunlukla. bindiğim arabaya binmeden önce başka hayallerim vardı. yahut arabaya bindikten sonra başkalaştı belki de o hayaller, emin değilim… biraz para kazanırsam, kazanabilirsem belki geri dönebilirim diyordum ama, bir süre sonra bindiğim arabadan dışarısını seyrederken anladım ki; bu sefer bu araba gitmiyor. araba durduğu yerde duruyor da sokaklar, insanlar, manzaralar, zaman camımızdan öyle geçip gidiyor… bazen şoförleri değişiyor arabanın bu sefer… şoförleri değişiyor ama istikamet hiç değişmiyor. sorunca aldığın cevap aynı… yol+yemek+sigorta… bazen bazı şoförler prime de uğruyorlar ama istikamet işte, hiç değişmiyor…bunu anladığımda 21 yaşımdaydım…
hala aynı arabanın içindeyim biliyor musunuz?
ve hala aynı arabanın içinde milyonlarcamız, aynı durumun içindeyiz… aynı arabanın içinde hayaller kuruyoruz, bir çoğumuz inmenin hayaliyle o koltukta oturuyoruz… ama çoğunlukla inemiyoruz işte…
umarım bir gün inmeyi dileyen, inmeyi isteyen, inmenin hayaliyle o sefere devam eden herkes, o arabadan inebilir de; kendisine çok çok daha iyi gelecek başka başka arabalara binebilir.
bence mümkün…
yedi yaşımdaydım…
yedi yaşımdaydım ve yedi yaşında olan her erkek çocuğu gibi sokaktaydım. o zamanlar yedi yaşındaki çocuklar ne yaparsa onu yapar, ne yapmazsa onu yapmazdım. mesela yedi yaşındayken peşinde koşabileceğiniz şeyler bellidir. karmaşık değildir. mesela ben, o zamanlar yedi yaşında olan her erkek çocuğu gibi top peşindeydim. dolayısıyla da yedi yaşındaki her çocuk kadar terli, yedi yaşındaki her çocuk kadar yaramazdım. mütemadiyen… yedi yaşındaki her çocuğun korktuğu şeylerden korkar, yedi yaşındaki her çocuğun alabileceği kadar risk alabilirdim. dolayısıyla da yedi yaşındaki her çocuğun kazandığı kadar sporcu kartı kazanır; yedi yaşındaki her çocuğun kaybedebileceği kadar misket kaybederdim… yedi yaşındaki her çocuğun sevdiği kadar çizgi film severdim, belki susam sokağı’nı biraz daha fazla severdim. evet… 90’lı yıllardı o zamanlar. lee cooper reklamlarını severdim. bir keresinde o markadan amcam kot pantolon almıştı bana yedi yaşımdayken. çok da güzel çıtçıtlı düğmeleri olan bir oduncu gömleği ile beraber. pantolonu her giydiğimde reklamlarındaki gibi tüm akrabalarıma döner ve markayı görsünler diye götümü gösterirdim. reklamları da öyleydi çünkü… yedi yaşımdaydım işte. yedi yaşındaki her çocuk kadar televizyon izler, yedi yaşındaki her çocuk kadar reklama maruz kalır ve yesi yaşındaki her çocuk kadar tüketim meraklısı olabilirdim. bu yüzden de yedi yaşındaki her çocuk kadar marka düşkünü, yedi yaşındaki her çocuk kadar burjuva, yedi yaşındaki her çocuk kadar şakacıydım…
yedi yaşımda, o zamanlar yedi yaşındaki tüm çocukların yaptıklarını yapıp, yapmadıklarını yapmadığım bir esnada; adres sormak için yanaşan bir arabanın ön koltuğuna oturdum… beni tam 11 sene ileriye götürdü… arabadan inip başka bir arabaya bindiğimde 18 yaşımdaydım.
on sekiz yaşındaki her genç gibi aklım bir karış havadaydı o zamanlar, çoğunlukla. bindiğim arabaya binmeden önce başka hayallerim vardı. yahut arabaya bindikten sonra başkalaştı belki de o hayaller, emin değilim… biraz para kazanırsam, kazanabilirsem belki geri dönebilirim diyordum ama, bir süre sonra bindiğim arabadan dışarısını seyrederken anladım ki; bu sefer bu araba gitmiyor. araba durduğu yerde duruyor da sokaklar, insanlar, manzaralar, zaman camımızdan öyle geçip gidiyor… bazen şoförleri değişiyor arabanın bu sefer… şoförleri değişiyor ama istikamet hiç değişmiyor. sorunca aldığın cevap aynı… yol+yemek+sigorta… bazen bazı şoförler prime de uğruyorlar ama istikamet işte, hiç değişmiyor…bunu anladığımda 21 yaşımdaydım…
hala aynı arabanın içindeyim biliyor musunuz?
ve hala aynı arabanın içinde milyonlarcamız, aynı durumun içindeyiz… aynı arabanın içinde hayaller kuruyoruz, bir çoğumuz inmenin hayaliyle o koltukta oturuyoruz… ama çoğunlukla inemiyoruz işte…
umarım bir gün inmeyi dileyen, inmeyi isteyen, inmenin hayaliyle o sefere devam eden herkes, o arabadan inebilir de; kendisine çok çok daha iyi gelecek başka başka arabalara binebilir.
bence mümkün…
devamını gör...
3665.
bugün bir keyifsizlik vardı üstümde. emin değilim, birkaç günlük de olabilir. amaçsız çıktım evden, sigarayı taşıyan elimin aksine cebimdeki elime gıcıklandım bir ara. zırt bırt kendini sinsice cebe sokuşturmaları battı gözüme. bu kaçamak hallerden midir nedir, şekli falan da değişmiş bi. diğerine göre daha az yıpranmış, daha bakımlı görünüyor. çıkarıp boş boş beklettim öyle, hala daha gözüme çarptıkça ashabım bozuluyor.
ne unutulmaz bir anım var bununla ilgili ne başka bir mevzusu. herifin ömrü hayatı böyle geçmiş. hayır, adelet gibi bir mefhumu, daha kendi bedenimde sağlayamamış olmama sebep bu haytalık senin ne haddine?
aman diyeyim, yoklayın arada kendinizi. insanın hiçbir tarafı boş bırakmaya gelmiyor.
ne unutulmaz bir anım var bununla ilgili ne başka bir mevzusu. herifin ömrü hayatı böyle geçmiş. hayır, adelet gibi bir mefhumu, daha kendi bedenimde sağlayamamış olmama sebep bu haytalık senin ne haddine?
aman diyeyim, yoklayın arada kendinizi. insanın hiçbir tarafı boş bırakmaya gelmiyor.
devamını gör...
3666.
zormuş be!
devamını gör...
3667.
sıkılıyorum sabri, bunalıyorum...
devamını gör...
3668.
nedensizce kafamın içinde zafer peker- kafayı taktım sana çalıp duruyor hayır kafayı taktığım birisi olsa anlayacağım ip ve kuşak bağlantılı olarak yaşayan ben nereden taktım bugün bu şarkıya anlam veremiyorum. dünde belkıs akkaleden ilvanlım türküsü çalıp duruyordu beynimin içinde genelde ya çok iyi birşey olacağı vakit ya çok kötü birşey olacağı vakit çalar bu şarkılar ama hayat mottosu şarkım bellidir kendimi kontrol edemiyorum bütün cinler tepemde hep cinleri tepesinde bir adam olarak dolaştığı için beni en iyi anlatan şarkı olduğunu söyleyebilirim.
devamını gör...
3669.
hayatımız bir sinema filmi, nice seyirciler gelip geçiyor hayatımızdan. en sona kalacak olansa yalnızca bizleriz, ona göre izlemek lazım hayatı aslında.
devamını gör...
3670.
canım kendim, daha küçüksün. minicik bir bebek gibisin. çok kırılacak ve çok güleceksin. hayatın tadını çıkarmaya çalış. elinden geldiğince aklındaki fikirleri hayata geçir.
hataların olacak elbette. hepsinden ders almaya bak. bazen aynı hataları ikinci üçüncü defa yap ki iyice akıllan.
kendini, doğayı, hayvanları, insanları sev ve say. iyi ol ki iyilik seni bulsun. *
hataların olacak elbette. hepsinden ders almaya bak. bazen aynı hataları ikinci üçüncü defa yap ki iyice akıllan.
kendini, doğayı, hayvanları, insanları sev ve say. iyi ol ki iyilik seni bulsun. *
devamını gör...
3671.
şunu anladım ki kendi benliğimin derinliklerine inip bilinç altımda yatan kötülüklerin farkına varmadan kimseyi iyi veya kötü olarak yargılayamam. buna karşılık felsefeden de edindiğim vasıf şudur ki: başkalarının kanun korkusuyla veya sorgusuz düz inanç yoluyla yaptıklarını ben emir verilmeden ve bir çıkar beklemeden yerine getirmeye çalışıyorum. ideal bir insan hayatın karşısına getirdiklerini metanet ile karşılar ve elinden gelen gayretin en iyisini göstermeye çalışır. çünkü kanunların sertliği, maddi manevi cezaların şiddeti insanları iknaya ve fikirlerini değiştirmeye bile yetse de ruhlarının kurtuluşuna asla yardımcı olamayacaktır.
devamını gör...
3672.
kimseyi affetmeyişimin tek sebebi kendimi affetmemem. biri bi yanlış yaptıysa tek sebebi ve tek sorumlusu benim. izin vermek büyük kabahat...
devamını gör...
3673.
ilk tanıma baktım şimdi, ilk tanım, silinmiş. ancak onun ötesinde yine ilkte kalan tanımda şöyle bir ifade geçiyor:
hayatım olan defter.
hakikaten öyle... burası, sözlük yazarlarının hayatı ve kendiyle buluşma noktası...*
...
bir 5 dakika öncesine kadar yazacağım şeyler çok farklı olacaktı. lakin internetim o kadar gel-gitler yaptı ki zihin bulanıklığım geri geldi... oysa bir beş dakika öncesine kadar ne kadar berraktı...
...
sanırım yazamayacağım.. varsın, bugün de böyle sığ bir kalabalık bırakayım ve bir de zihin duvarımı aşmayı başarmış şu şarkıyı... ajda pekkan ne kadar güzel, öyle değil mi?..
hayatım olan defter.
...
bir 5 dakika öncesine kadar yazacağım şeyler çok farklı olacaktı. lakin internetim o kadar gel-gitler yaptı ki zihin bulanıklığım geri geldi... oysa bir beş dakika öncesine kadar ne kadar berraktı...
...
sanırım yazamayacağım.. varsın, bugün de böyle sığ bir kalabalık bırakayım ve bir de zihin duvarımı aşmayı başarmış şu şarkıyı... ajda pekkan ne kadar güzel, öyle değil mi?..
devamını gör...
3674.
yöneticime ters gittim bakalım nolacak
devamını gör...
3675.
bir şeyler gidiyor fakat doğru mu gidiyor, bilmiyorum. kafam karışık ve zihnimde bazı şeyleri oturtamadığımda huzursuz oluyorum.
devamını gör...
3676.
efenim, küçük aksiyonlar peşindeyim şoyan çünkü lanet olasıca canım sıkılıyor. no, no, no sakın bana akıl vermeye kalkmayın "şöyle yap, böyle yap can sıkıntısı için" diye rica ederim nitekim o akıllarınızı kendinize saklamanız gerektiğini artık öğrenmelisiniz, istemiyorum. şu yazarların fotoğrafları başlığına bakınınca fena gaza gelir gibi oluyor ve hemen kaçıyorum oradan efenim. bana, cismimi şlak diye masaya çıkarıp vurdurasınız mı var sizin? anonim kalma savaşımda "ulan sözlükte kimse de kalmamış, kalanlar da birbirine sarmış kavga edip duruyor zaten" dedikçe, dirençsizleşiyorum. kim naapsın olum benim-senin fotoğrafını? fantezilerine yar etse nolacak? zaten yanıbaşımızdan yürüyüp geçen kaç kişi ediyordur kim bilir.
ama işte sevmiyorum efenim; internet ortamına, fiziksel olarak "aha benim bu" diye aleni bir paylaşımdan, daima çekiniyorum çünkü deepfake olayları almış yürümüş. belli mi olur? hı? lanet olsun, insanlar neden bu kadar shit gibi?
belki birazdan kalitesini düşürerek, "tost makinasıyla mı çektin bunu?" tadında espriler yapmanıza olanak tanıyacak şekilde paylaşırım bir fotoğrafımı ha? ahsh aksiyon anlayışıma bak; seviyorum bu paranoyaklığımı, stres faktörünü saymazsak, heyecanlı bir tarafı olduğunu pekala da söyleyebilirim. hayır... bu paylaşım için biraz daha eye of the tiger dinlemeye ihtiyacım var, beş tekrardan sonra gelirim.
ama işte sevmiyorum efenim; internet ortamına, fiziksel olarak "aha benim bu" diye aleni bir paylaşımdan, daima çekiniyorum çünkü deepfake olayları almış yürümüş. belli mi olur? hı? lanet olsun, insanlar neden bu kadar shit gibi?
belki birazdan kalitesini düşürerek, "tost makinasıyla mı çektin bunu?" tadında espriler yapmanıza olanak tanıyacak şekilde paylaşırım bir fotoğrafımı ha? ahsh aksiyon anlayışıma bak; seviyorum bu paranoyaklığımı, stres faktörünü saymazsak, heyecanlı bir tarafı olduğunu pekala da söyleyebilirim. hayır... bu paylaşım için biraz daha eye of the tiger dinlemeye ihtiyacım var, beş tekrardan sonra gelirim.
devamını gör...
3677.
(bkz: sizi mi dinlicez kardeşim)
devamını gör...
3678.
2 günlük aranın ardından yine biz çavdar ekmek ve yazar birey kişisi 46'lık rapora çok yaklaştık ama yine olmadı yahu biz hep 45'te kalıyoruz neden?
halen yatağın yayını yaptırmadı üst komşu anladık libidonuz yüksek ama bizde arada uyumak istiyoruz çavdar ekmek ve yazar birey kişisi.
halen iguana kariyerimiz devam ediyor bir kaç ev ile görüşmelerimiz devam ediyor haftaya netleşir büyük ihtimalle.
dün rüyamızda çavdar ekmek ve ben yazar birey kişisi deli dana hastalığına yakalanmış bir boğaya dönüştük önümüze gelene vurduk boynuzu vurduk boynuzu sonuç olarak iğne ile bayıltılıp sucuk, sosis olduk yemeyn ha bizi ölürsünüz.
yine tek haneli iq sahibi değişik ofis canlılarının canımızı sıktığı gün olmuştur, hayır yazar birey kişisi sakinde çavdar ekmek beyfendi bağırmaktan harap oldu, iq puanımız 1 puan daha düştü korkarız yakında eksi punları göreceğiz.
çavdar ekmek ve ben yazar bireyinin kafasında bu saate cengiz çoşkuner-şıkıdım çalıyor hayır oynayasımızda yok ama iki dönelim diyoruz kaldır kolları oh oh şıkıdım şıkıdım şıkıdım oynat göbeği oh oh şıkıdım şıkıdım şıkıdım dur be çavdar ekmeği diyorum ama oynamaya devam ediyorum yazar bireyi kişisi olarak.
zaman makinemiz bizi bu sefer beni haçlı seferleri zamanında avrupaya götürdü haç takmak istediler çavdar ekmek ve ben reddetik diye ben yazar birey kişisini giyotinle idam edip malesef çavdar ekmeğini hunharca yediler.
-
halen yatağın yayını yaptırmadı üst komşu anladık libidonuz yüksek ama bizde arada uyumak istiyoruz çavdar ekmek ve yazar birey kişisi.
halen iguana kariyerimiz devam ediyor bir kaç ev ile görüşmelerimiz devam ediyor haftaya netleşir büyük ihtimalle.
dün rüyamızda çavdar ekmek ve ben yazar birey kişisi deli dana hastalığına yakalanmış bir boğaya dönüştük önümüze gelene vurduk boynuzu vurduk boynuzu sonuç olarak iğne ile bayıltılıp sucuk, sosis olduk yemeyn ha bizi ölürsünüz.
yine tek haneli iq sahibi değişik ofis canlılarının canımızı sıktığı gün olmuştur, hayır yazar birey kişisi sakinde çavdar ekmek beyfendi bağırmaktan harap oldu, iq puanımız 1 puan daha düştü korkarız yakında eksi punları göreceğiz.
çavdar ekmek ve ben yazar bireyinin kafasında bu saate cengiz çoşkuner-şıkıdım çalıyor hayır oynayasımızda yok ama iki dönelim diyoruz kaldır kolları oh oh şıkıdım şıkıdım şıkıdım oynat göbeği oh oh şıkıdım şıkıdım şıkıdım dur be çavdar ekmeği diyorum ama oynamaya devam ediyorum yazar bireyi kişisi olarak.
zaman makinemiz bizi bu sefer beni haçlı seferleri zamanında avrupaya götürdü haç takmak istediler çavdar ekmek ve ben reddetik diye ben yazar birey kişisini giyotinle idam edip malesef çavdar ekmeğini hunharca yediler.
-
devamını gör...
3679.
yine aynı 2 gerizekalı çavdar ekmek kişisi ve ben yazar birey kişisi. rapor konusunda halen değişen bir konu yok hep ölçümlerde 45 tahta eksik çıkıyor bir türlü son tahtayı kıramadık.
bugün descartes'in yöntem üzerine konuşma kitabını okumaya başladık 3.kez bazı kitaplara çok takıntılı oluyoruz, galiba yeni birkaç bilgiyi kafamıza almak istemiyoruz bellek dolu o kadar büyük ki hafıza 128mb harddisk var kolay mı o kadar bilgiyi tutmak beynimizin içinde
iguana olarak ev bulma çalışmalarımız son sürat devam ediyor son çare sözlük yazarlarından evinde kepek ekmeği değilde çavdar ekmeği bulunan bir yazarın bizi sahiplenmesi olacak.
dün toplamda 3 saat uyuyarak yine saçma sapan bir rüya gördük çavda ekmeği kişisi ve ben calimero çizgi filminin içine ışınlanmıştık ama bu haksızlık değil mi deyip deyip durduk bugün.
tek haneli iq'ya sahip ofis canlılarını hiç görmedik bugün patronlar ile ihale için çalıştık hayır biz yarım akıllılar ihale dosyalarını hazırladık onlar ise kabul ettiler. adamlar hacı olmasalar alkollüler mi diye kontrol edip ne memuru alkol beyler demelerini bekleyecektik.
gecenin bu saatini seviyorum az kişi hiç okuyan yok ne güzel bizde çavdar ekmeği kişisi ile zeki müren - benden ayrılsan da yine gönlüm sendedir dinleyip olmayan sevgilimiz için üzüldük aklımıza nereden düştü bugün bu akıllı ve enfes şarkılar dur tahta yerinde birleşmek yok kırmak için çok çabaladık.
zaman makinamızı kurduk tam çalıştırmaya başlayacaktık ki çavdar ekmek beyfendinin makinenin muaynesini yaptırmayı unuttuğunu öğrendik ve bir yere kımıldamadan olduğumuz yerde kaldık yakalanırsak cezası fazla.
bugün descartes'in yöntem üzerine konuşma kitabını okumaya başladık 3.kez bazı kitaplara çok takıntılı oluyoruz, galiba yeni birkaç bilgiyi kafamıza almak istemiyoruz bellek dolu o kadar büyük ki hafıza 128mb harddisk var kolay mı o kadar bilgiyi tutmak beynimizin içinde
iguana olarak ev bulma çalışmalarımız son sürat devam ediyor son çare sözlük yazarlarından evinde kepek ekmeği değilde çavdar ekmeği bulunan bir yazarın bizi sahiplenmesi olacak.
dün toplamda 3 saat uyuyarak yine saçma sapan bir rüya gördük çavda ekmeği kişisi ve ben calimero çizgi filminin içine ışınlanmıştık ama bu haksızlık değil mi deyip deyip durduk bugün.
tek haneli iq'ya sahip ofis canlılarını hiç görmedik bugün patronlar ile ihale için çalıştık hayır biz yarım akıllılar ihale dosyalarını hazırladık onlar ise kabul ettiler. adamlar hacı olmasalar alkollüler mi diye kontrol edip ne memuru alkol beyler demelerini bekleyecektik.
gecenin bu saatini seviyorum az kişi hiç okuyan yok ne güzel bizde çavdar ekmeği kişisi ile zeki müren - benden ayrılsan da yine gönlüm sendedir dinleyip olmayan sevgilimiz için üzüldük aklımıza nereden düştü bugün bu akıllı ve enfes şarkılar dur tahta yerinde birleşmek yok kırmak için çok çabaladık.
zaman makinamızı kurduk tam çalıştırmaya başlayacaktık ki çavdar ekmek beyfendinin makinenin muaynesini yaptırmayı unuttuğunu öğrendik ve bir yere kımıldamadan olduğumuz yerde kaldık yakalanırsak cezası fazla.
devamını gör...
3680.
uzun zaman sonra onun ardından birinden hoşlanır gibi oldum. ama o da tanıdıkça o kadar aptal biri gibi gelmeye başladı ki, iğrenir bir halde soğumaya başladım. kendime karşı tavırım da: ıııığğyy bu muydu hoşlandığın kişi?" oldu.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2