3121.
burada beni ismen ve cismen kimse tanımamasına rağmen uzun uzun yazdığım taslak yazılarını daha sonra yayınlarım diye yayınlamıyorum. az önce taslaklarda 2. sayfada she's only 18 yazısı gördüm ve bayağı uzun. yayınladığım yazıyı bu yazıdan habersiz yayınlamışım ve aradan en kötü ihtimalle 9-10 ay geçmiş. bugün not defteri olarak kullandığım defterin ilk başlarında buraya bir yere yazdığım 3 sayfalık bir tanım yazısını gördüm. defterin o 3 sayfasını silip yerine başka şeyler yazmak için silmeye başlayacakken hatıra kalsın diye vazgeçtim. benden sonra defteri açıp ta bu nedir diye bakacak kimse olmayacağı için defterin aslında çöp olduğunu ve sadece kendime notlar olduğunu biliyorum. bir diğer yandan da silgiyle silmek istemiyorum o 3 sayfayı. deniz feneri karakterlerinden birisinden bahsettiğim yazı var ilerideki sayfalarda. başlardaki sayfalarda ştoltz hakkında yazdığım yazıdaki savaş ve barış notunu gördüm ki orada da ştoltz'ü okurken kenara "prens andrey muamelesi görmediği için kitabın sayfa sayısı sadece x sayfada kalmış" demişim. bu tip onlarca not. sonra da esmeralda ile ilgili 3 sayfa yazı yazmışım. notu yazdığım zamandır hatırladım da üzerinden 1.5 yıl geçmiş. sanki insanlar benden bu sayfalar için sipariş bekliyormuş gibi triplere girmişim. devamında biraz daha ilerleyince yine deniz feneri'ndeki aile masası ile gazap üzümleri'nde annenin aileyi bir arada tutmaya çalışması ve yemek isteyen yoksul çocuklara yemek verme düşüncesine tutulması üzerinden devam edip oradan deniz feneri'ndeki ressam karaktere bağlamışım. biraz daha ileri sayfalara gidince yine başka bir kitap ile ilgili bambaşka bir kitaptan alıntı yaparak o kitaba bağlantı kurmuşum. evet kısacası benim bir delinin hatıra defterim varmış ki bundan az önce haberim oldu. ironik olan ortalarda bir yerlerde o kitapla ilgili de bir şeyler yazmış olmam.
devamını gör...
3122.
bugün geometri dersinde hocanın söylediği mükemmel söz:

sabret, hiç vaktinden önce açar mı gül?

açmaz elbet. . .
devamını gör...
3123.
merak edenler olmuş metro yolculuğum bitti eve gidiyorum yeter bu kadar sormayın artık..
devamını gör...
3124.
bir şeyleri rayına oturttuktan sonra bile beklediğim huzur seviyesine ulaşamadığımı, halen daha bir şeylere zihnen saplanıp kalmanın gerginliğini fark etmek canımı sıkıyor.

bir şeyleri elbette değiştireceğim, güzelleştireceğim, olmayacak diye bir şey yok. ama bu can sıkıntısı, bu aidiyetsizlik, bu hayat geçip giderken saat doldurmaya çalışmak hissi fazlasıyla stabil kalacak muhtemelen. adam sandler gibi ileri sarsak olmuyor mu acaba zamanı, ben fazla kaldım çünkü buralarda.
devamını gör...
3125.
bir umuttu yaşatan insanı, aldım elime sazımı. döküldü notalar yorgun hayallerimin üstüne. bir can suyu veren olmadı, kurudu kaldı yeşeremeden. diktiğim tüm fidanlar başını eğdi yere. elini değsen bir mucize olacak, cana gelecek. biliyorum yaşatacak olan sensin ama oralı bile değilsin. duvarlarına çarpıp geri dönüyor haykırışlarım. dört dönüyorum gölgenin etrafında, yakalayamıyorum. tek çarem olduğunu bilerek döküyorum içimdekileri, son kurşunum da adresini bulmuyor. artık demir alma vakti bu limandan, sessizce kalkıp gidiyor gemi. ardında ne el sallayan, ne hasretle bakan.
devamını gör...
3126.
karanlıkta uyanmaktan nefret ediyorum. yapmak istediklerimi yapamamaktan da nefret ediyorum. yetersizlik hissinden nefret ediyorum. zaten yapamayacağım diye çabalamamaktan nefret ediyorum. kendimi tokatlamak istiyorum. kendimi kendime getirmek istiyorum. ne yapacağımı bilmiyorum.
devamını gör...
3127.
insanın bazen yolda giderken durup dizlerinin üstüne çökecek kadar yorgunlukları ve başarısızlıkları oluyor.
devamını gör...
3128.
dipte olmanın tek iyi yanı daha aşağı gidemeyeceğini bilmek.
çok değerli kimseler var hayatımda, sahip olduğum çok değerli şeyler de var. çocukken bunlar olunca sırtım asla yere gelmeyecek sanırdım. bunlar sadece başlangıçmış. başarabileceğim, sahip olabileceğim şeyler gözümün önünde. neden başaramadım?
tembellik.
bilmiyor muydum böyle olacağını? bu kadar salak değilim. biliyordum. yaptığım her şeyin sonucunu görebiliyordum ta o zamandan. bile bile niye yaptım? dibe düşmek mi istedim? hep en iyisi için çabaladım biraz da en kötüsü olmak için mi çabalamak istedim? ilgi ihtiyacı mıydı? yoksa madem en iyisine sahip olamayacağım hiçbir şey olmasın diye mi düşündüm? bunları niye düşünüyorum ki? bir önemi yok. olan oldu. geri dönüşü yok. nedenini bilip anlayıp ne yapacağım sanki geri alabilecek miyim?
nasıl kurtulurum bunu da çok iyi biliyorum. peki niye yapmıyorum?
tembellik...
bu döngüden de çıkamayacağım. çıkabilirim ama yapmayacağım anlaşılan. birinin ya da bir şeyin gelip kurtarmasını beklemek daha kolay çünkü. beklerken daha da dibe ineceğim ama önemli değil. umudun ve hayallerin verdiği haz bu düşüşü güzelleştiriyor. suçluluklarımı unutturuyor.
her şeyi yaptım yanıma da kâr kaldı diyeceğim günü beklerken öleceğim biliyorum.
devamını gör...
3129.
masmavi gökyüzünde
beyaz bulutlar varmış
kızım onlar bakar bakar
uykuya dalmış

kızım rüyasında
bembeyaz bir bulutmuş
yağmur olup üzerimize yağarken
uykudan uyanmış

gecenin siyahında
bulutlar hala beyaz
haydi beni güzel kızım
uyusana bu ne naz
devamını gör...
3130.
olum harbi depresyondayım lan.
gülüyorum ediyorum ama harbi depresyondayım.
kimseyi darlamamak için çevremde kim varsa kaçıyorum anlatmamak için.
sustukça geberiyorum.
bazen çok fazla ölmek istiyorum.

dünya benden kurtulsa rahat bir nefes alır ama ben ölmezsem rahat bir nefes alamam.
virginia woolf selam , yavuz çetin sana ayrı bir selam...
devamını gör...
3131.
kendimi aşırı yorgun hissediyorum. sadece fiziki de değil zihnim yorgun. gün içinde o kadar çok düşünüyorum ki. çoğu zaman aynı anda bir sürü şey düşünüyorum hatta. gün bittiğinde sanki beynim düşünceleri taşımaktan bitap düşmüş oluyor. kafamı taşıyamıyorum o kadar ağır geliyor ki omuzlarıma.
devamını gör...
3132.
kafamın ağır olduğu bi gece masaya oturdum. tek başımaydım ama masa çok kalabalıktı.
devamını gör...
3133.
bazen aklıma bir konuda bir yorum geliyor. o yorumu yapmak için ilgili başlığa geldiğimde görüyorum ki o yorumu daha önce yazmışım.
devamını gör...
3134.
her şey bir çocukla başlıyor işte. bir çocuk büyüyor, devlet oluyor. dünyaya yayılıyor. çocuk saygılı oluyor. insanlık saygıyı öğreniyor. çocuk başlatıyor bir devrimi. onun annesi başlatıyor. çocuk merak ediyor, çocuk öğrenmek istiyor; çocuk bilgiye aç doğuyor. çocuk öğreniyor, değişiyor. dünyayı değiştiriyor. düşüyor, kalkıyor ama vazgeçmiyor. çocuk hep cesaretli. her şey bir çocukla başlıyor, onunla bitiyor. yeniden başlamaktan korkmayacağınız hayatları hem kendinize hem çevrenize sunmanız dileğim sönmüyor.
devamını gör...
3135.
"yoruldum patron"
devamını gör...
3136.
komutan logar muhendislerine hiperoptik vasküler dondurucu yaptiracagina sicak su torbasinin giyilebilir olanini urettirseydi, simdi milyon galaksi yili otesindeydik zamanin.

atam… usuyoruz atamm…
ben ki; regl oldugumda bile kullanmazken, alerjik nezlenin serrinden sana sigindim canim sicak su torbam.

hapsirmaktan bikkinlique geldigi icin burun deliklerimde tuvalet kagidi yapraklari var, sadece mandalina yiyebildigim icin parmaklarim kabuk soymaktan sarardi, canim asiri feci derecede tavuk suyu çorba istiyor.
kolumu kaldirabilsem en alasini cikaririm mutfakta, literally kalkmiyor cunku asidan kolum sisti. hakan peker cikan atesimi gorse ateşini yolla bana’ya 2022 vers remake klip cekip, kor alevler icindeyim kisminda beni oynatirdi.
persembe gununden beri yataktan cikmadan yatiyorum. ne ise gidebildim ne toplantilarima katilabildim, dumduz yatiyorum.
yamuldum, sadece usuyorum.
mizmizlanmak huyum degil ama allah affetsin hastayken insanin bi’ simarasi, yalandan da olsa “bi’ ihtiyacin var mi?”yi duyasi geliyor iste napaq.

dumduz yatiyorum ve canim corba istiyor demis miydim?
devamını gör...
3137.
hani böyle bardağı tutarsın ama anlık bir dalgınlıkla elinden düşer ve dağılır. ahanda beynimin için o yere düşen bardağın parçalarını almışsın da doldurmuşsun gibi. yani bildiğin bir çöplük. camdan çöplük.
devamını gör...
3138.
bir psikoterapist, "toksik ailelerde sorumsuz olan evlat çok sevilir ama kendi ayakları üzerinde duran çocuklar ise hiç sevilmez." yazmıştı. o kadar doğru ki... çünkü sorumsuz birini kontrolü altında tutmak kolaydır çünkü hep arkasını toplarlar, böylelikle güçlenip kendi ayakları üzerinde durmaması için bu minnet borcu ile kendilerine bağımlı kılarlar. neyi var, neyi yoksa ona harcarlar ama kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan diğer evlat, olur da bir gün zor duruma düşerse onun yaşadığı zorlukları görmezden gelirler çünkü o, onlardan ayrışmayı başarmıştır, onu bağımlı kılamayacaklarını anladıkları için onu "nankör veya hain evlat" ilan ederek saf dışı bırakmak suretiyle evlatlar arasında yaptıkları ayrımcılığı kendi zihinlerinde mantıklı bir zemine oturturlar* ve böylece, vicdan azabı duymaktan da kurtulurlar. işte bu işler maalesef böyle oluyor ki atalarımız boşuna dememiş: "minareyi çalan kılıfını hazırlıyor."
devamını gör...
3139.
arayış. hiçbir zaman bulamayacağını bilsen de, uğruna ömrünü feda etmek zorunda kalsan bile ilk günkü heyecanını kaybetmeden durmaksızın arayış. hedefe varmanın değil yolda olmanın hevesi. bir an durup soluklandığında bile aklından çıkmayan varış noktası. bu yol çetrefilli, dik, sapa. yola çıkmadan yanına alabileceklerin de kısıtlı. engebeli araziye eklenen türlü çeşit tehdit, sataşma, yoldan çıkarma çabası. kim amacına daha çabuk varacak. sen mi yoksa düşmanların mı? enerjini güce dönüştürmek ve bu gücü doğru kanalize edebilmek belirleyecek sonucu. hayat bu, uçsuz bucaksız bir arayış. bulacakların belki seni tatmin etmeyecek, hayallerindeki gibi olmayacak varış anının coşkusu ama sen yolda olarak bile kazandın. hayatı boyunca yerinde sayan, miskin, gayretsiz insanlardan olmadın. bu bile yeter.
devamını gör...
3140.
keşke şu başlığa eksi yağdırabilsem ya.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim