normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
4981.
alice çoktan boğuldu ve alan çoktan öldü. saga bunları fark ettiğinde jamesin zihnini de terk etmiş bulundu. şimdi istedigi kadar marysine özürler dileyip affedilmek için pyramid headin gazabıyla anksiyete nöbetleri geçirebilir karanlık duygularıyla karın ağrıları yaşayabilirdi mariasını arzulayarak geçirdiği geceleriyle oradan oraya sürüklenip hayatı boyunca yapayalnız kalabilirdi. saganın derdi değildi. saga bunlarla uğraşmaktan vazgeçti. çünkü kızını bulmuştu.
zaten uğruna feda edilmiş karakterleri gömmenin vaktiydi. bu yas ömrünce taşıyacağı bir yaraydı ve daha da yük olmasına gerek yoktu..
zaten uğruna feda edilmiş karakterleri gömmenin vaktiydi. bu yas ömrünce taşıyacağı bir yaraydı ve daha da yük olmasına gerek yoktu..
devamını gör...
4982.
baba olmak için ehliyet şart! bu ülkede mafya babası, iskele babası, para babası olabilirsin. ama evlat yetiştirmek, aile geçindirmek, bir düzenin koruyucusu olmak her erkeğin harcı değil. arkandan ömür boyu bekâr kalsaydın dedirtmeyeceksin. öyle bir sahipleneceksin ki aileni, her güçlüğün üzerinden beraber geleceksiniz. her düşüşlerinde sana tutunup ayağa kalkacaklar, her zorlukta ilk seni yanında bulacaklar. yoksa çocuğu yapması on dakika. tohumu atıp gübresini vermezsen, suyunu eksik edersen, güneş göstermezsen fidana dönmez, yaprak-yemiş-çiçek de vermez.
devamını gör...
4983.
en son 4 ay önce yazmışım bu başlığa, özlemiş beni besbelli.
kusura bakma karalama defteri, mutlu olmakla meşguldüm bir kaç aydır. mutlu olunca sana gelesim de tutmuyor pek. çok başka başlıklar, çok başka hisler tuttu yerini bir süredir. merak etme ama dönüşüm de sağlam oldu. öyle ki, eskisi kadar yorgun ve kırgın geldim sana.
canım biraz fazla yanıyor şu an. gözlerim yanıyor, başım dönüyor ara ara. yeni tanıştığım bir canavarla savaşıyorum. ben miyim bu canavar yoksa o mu, onu bile bilmiyorum. en çok neye canımın yandığını biliyorum da, nasıl geçeceğini inan, hiç bilmiyorum. geçer elbet, her yara kabuk bağlamaya mahkum da , ben o yarayı yeniden kanatırken bile tereddüt edeceğim artık.
daha önce çok kez söyledim bir yerlerde, birilerine; şüphe en tehlikeli zehirdir. bir kere insanın içine düştü mü kemirir durur hızlı hızlı, oyar içini insanın. ya başından kovalayacaksın o şüpheyi içinden ya da o şüphenin kaynağını kanserli bir organ gibi söküp atacaksın. telafisi yok bunun, bileceksin, yine de sökeceksin. çünkü şüphe de yayılır bütün hücrelerine kanser gibi. için paramparça olacak o organı sökerken, eksik kalacaksın ama yapmalısın, biliyorsun işte.
…
şimdi yum gözlerini. belki kötü bir kabusun seni esir aldığı gecenin sabahına uyanırsın. belki bunları uyur gezer kırıkların yazıyordur şimdi. kalp sancın belki sadece bir karabasandır. umarım kötü bir geceden ibarettir her şey. umarım sabah uyandığımda bu yazı burada olmaz. umarım rüyama açarım gözlerimi. umarım mahvetmemiştir her şeyi…
kusura bakma karalama defteri, mutlu olmakla meşguldüm bir kaç aydır. mutlu olunca sana gelesim de tutmuyor pek. çok başka başlıklar, çok başka hisler tuttu yerini bir süredir. merak etme ama dönüşüm de sağlam oldu. öyle ki, eskisi kadar yorgun ve kırgın geldim sana.
canım biraz fazla yanıyor şu an. gözlerim yanıyor, başım dönüyor ara ara. yeni tanıştığım bir canavarla savaşıyorum. ben miyim bu canavar yoksa o mu, onu bile bilmiyorum. en çok neye canımın yandığını biliyorum da, nasıl geçeceğini inan, hiç bilmiyorum. geçer elbet, her yara kabuk bağlamaya mahkum da , ben o yarayı yeniden kanatırken bile tereddüt edeceğim artık.
daha önce çok kez söyledim bir yerlerde, birilerine; şüphe en tehlikeli zehirdir. bir kere insanın içine düştü mü kemirir durur hızlı hızlı, oyar içini insanın. ya başından kovalayacaksın o şüpheyi içinden ya da o şüphenin kaynağını kanserli bir organ gibi söküp atacaksın. telafisi yok bunun, bileceksin, yine de sökeceksin. çünkü şüphe de yayılır bütün hücrelerine kanser gibi. için paramparça olacak o organı sökerken, eksik kalacaksın ama yapmalısın, biliyorsun işte.
…
şimdi yum gözlerini. belki kötü bir kabusun seni esir aldığı gecenin sabahına uyanırsın. belki bunları uyur gezer kırıkların yazıyordur şimdi. kalp sancın belki sadece bir karabasandır. umarım kötü bir geceden ibarettir her şey. umarım sabah uyandığımda bu yazı burada olmaz. umarım rüyama açarım gözlerimi. umarım mahvetmemiştir her şeyi…
devamını gör...
4984.
birazdan işe gitmek için evden çıkacağım. salak insanlara karşı olan nefretimi buraya kusmustum hatırlarsanız. öyle nefret ediyorum low iq'lardan. ve o yere vardığımda bu neandartellere maalesef yine maruz kalacağım.
kaos istiyorum sözlük ciddi ciddi. dünya savaşı olur, ölümcül salgın hastalık olur fark etmez ama doğal seleksiyonu engelleyen modern tıbbın bir şekilde pasifize olması lazım. normal şartlarda hayatta kalamayacak çok fazla aptala maruz kalıyorum gün içerisinde.
yav bir insan kendini hiç mi gelistirmez ? sorunlara karşı pratik çözüm üretemez ? çıldırıyorum.
kaos istiyorum sözlük ciddi ciddi. dünya savaşı olur, ölümcül salgın hastalık olur fark etmez ama doğal seleksiyonu engelleyen modern tıbbın bir şekilde pasifize olması lazım. normal şartlarda hayatta kalamayacak çok fazla aptala maruz kalıyorum gün içerisinde.
yav bir insan kendini hiç mi gelistirmez ? sorunlara karşı pratik çözüm üretemez ? çıldırıyorum.
devamını gör...
4985.
kamu alem birdir bizde
devamını gör...
4986.
bi an vardır. gökyüzüne baktığınızda yıldızların daha bir parlak geldiği bir an.
şarkıların daha bir canlı geldiği sonuna kadar dinlediğiniz bir an.
olmayışlara üzülmeyi bıraktığınız, kabullendiğiniz bir an.
hayatın renklerinin daha bir parlak geldiği bir an.
işte o anı tutun ve bırakmayın. kimsenin bozmasına da izin vermeyin.
şarkıların daha bir canlı geldiği sonuna kadar dinlediğiniz bir an.
olmayışlara üzülmeyi bıraktığınız, kabullendiğiniz bir an.
hayatın renklerinin daha bir parlak geldiği bir an.
işte o anı tutun ve bırakmayın. kimsenin bozmasına da izin vermeyin.

devamını gör...
4987.
bir yudum kahvesini içtiğim kimseye nankörlük etmedim. çalıştığım birçok insanın küçük göreceği konum ve durumdaki hiç kimseyi kendimden aşağı görmedim* çünkü benim için etiket değil işini iyi yapan herkes eşit derecede saygıyı hak etti. kimseyle şu okul mezunu, bu işi yapıyor diye arkadaşlık kurmadım. ailem her zaman gerçek bir hayat dersinin kimden geleceğini bilmeyeceğimi söyleyerek büyüttü ve buna yaşadığım her günde inandım, inanacağım. şimdi bakıyorum da en kibirli insanlar alçak gönülden, ne bileyim erdemlerden falan bahsediyor.
ben çalışırken de aileme de arkadaşlarıma da iyisinde olduğu gibi kötüsünde de bir kötülük yapmadım. kendimi, haddimi hep bildim. kendi dünyamdaki sonsuz çelişkiye ve eksiğe bakmadan insanlığa yargı dağıtmaya çalışmadım. hepimiz insanız hiçbir şeyi tamamen doğru yapamayız ama gönül rahatlığıyla önümüze bakabilirsek tamamız diye düşündüm. bir insana iftiralar atmaya çalışmak ah almaktır. insanların mutsuzluğundan keyif almak her dinde ve millette yanlıştır. hiçbir sorgu ve evrende karşıma çıkacak bir kul hakkım yok. bendekileri de hayatımda dostum dediğim ama bana kötülük yapmak için çabalayan insanları görmemek için helal ediyorum. bende bir gram hakkınız yok bunu da bilin istiyorum. bugüne kadar elde ettiğim her şeyi kibirle inkar etmeye çalışsanız da tırnaklarımla kazıyarak elde ettim. sizin aklınız yetmiyor, ermiyor diye bu gerçek değişmiyor. bu süreçte ne rüşvet verdim ne hakka girdim ne de bir allah'ın kulunun hakkına girdim. benim durumumda olan herkes neyi aldı ise neyi verdi ise ben onu yaptım.
kimsenin bir kuruşunda, makamında, işinde gücünde, hayatında gözüm yok. bende olanın beş katı sizin olsun yeter ki benim temiz dünyamdan uzak durun. dün birdim bugün beşim hiçbir bedduanız işe yaramıyor bunu da bilin. vicdanınız nasıl rahat ediyor bilmiyorum ama ben her konuda başımı yastığa rahat koyuyorum. olduğum kişi olmak için çok uğraş verdim. olduğum kişiyle, ailemle, sevdiklerimle gurur duyuyorum. dünyaya bin kere de gelsem aynı ailede doğmak isterdim. ben sevgiyle, gerçekten desteklenerek, değer görerek büyüdüm. bu şansı elde ettiğim için her günde şükrettim. vicdanınızı gidin başka insanlar üzerinden temizleyin.
ben çalışırken de aileme de arkadaşlarıma da iyisinde olduğu gibi kötüsünde de bir kötülük yapmadım. kendimi, haddimi hep bildim. kendi dünyamdaki sonsuz çelişkiye ve eksiğe bakmadan insanlığa yargı dağıtmaya çalışmadım. hepimiz insanız hiçbir şeyi tamamen doğru yapamayız ama gönül rahatlığıyla önümüze bakabilirsek tamamız diye düşündüm. bir insana iftiralar atmaya çalışmak ah almaktır. insanların mutsuzluğundan keyif almak her dinde ve millette yanlıştır. hiçbir sorgu ve evrende karşıma çıkacak bir kul hakkım yok. bendekileri de hayatımda dostum dediğim ama bana kötülük yapmak için çabalayan insanları görmemek için helal ediyorum. bende bir gram hakkınız yok bunu da bilin istiyorum. bugüne kadar elde ettiğim her şeyi kibirle inkar etmeye çalışsanız da tırnaklarımla kazıyarak elde ettim. sizin aklınız yetmiyor, ermiyor diye bu gerçek değişmiyor. bu süreçte ne rüşvet verdim ne hakka girdim ne de bir allah'ın kulunun hakkına girdim. benim durumumda olan herkes neyi aldı ise neyi verdi ise ben onu yaptım.
kimsenin bir kuruşunda, makamında, işinde gücünde, hayatında gözüm yok. bende olanın beş katı sizin olsun yeter ki benim temiz dünyamdan uzak durun. dün birdim bugün beşim hiçbir bedduanız işe yaramıyor bunu da bilin. vicdanınız nasıl rahat ediyor bilmiyorum ama ben her konuda başımı yastığa rahat koyuyorum. olduğum kişi olmak için çok uğraş verdim. olduğum kişiyle, ailemle, sevdiklerimle gurur duyuyorum. dünyaya bin kere de gelsem aynı ailede doğmak isterdim. ben sevgiyle, gerçekten desteklenerek, değer görerek büyüdüm. bu şansı elde ettiğim için her günde şükrettim. vicdanınızı gidin başka insanlar üzerinden temizleyin.
devamını gör...
4988.
önceden olsa çok yazıp çizerdim ama hepsini bir neyse ile geçiştiriyorum
devamını gör...
4989.
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde.
devamını gör...
4990.
bir varmış bir yokmuş, tanrının kulu çokmuş, çok yemesi yok demesi pek günahmış. evvel zaman içinde kalbur zaman içinde yaşamanın zor olduğu günler gelmiş çatmış. bunu gören neylesin, ah edip ağlasın vah edip karalar bağlasın, sonunda kalemi alıp yazmaya başlasın...
cüce ve 7 pamuk prenses
7 pamuk prenses varmış
biri bilgin
biri güzel
biri şişko
biri eskort
biri tembel
biri belediye başkanı
biri meraklı
1tane de cüce varmış
hikayenin sonunda cüce hepsii ile ilişkiye girmiş ve bj yüzden prensesler birbirine girmiş ve dağılmış hepsi
7 pamuk prenses 7 bölgeye dagılmış
karadeniz ege akdeniz ic anadolu falan
sonra cüce gidip hepsini kendi bolgelerinde bi daha.
cüce 7 prensese 7 bölgede 7 gün içinde yedirmiş cücesini ve hikaye burada bitmiş.
cüce ve 7 pamuk prenses
7 pamuk prenses varmış
biri bilgin
biri güzel
biri şişko
biri eskort
biri tembel
biri belediye başkanı
biri meraklı
1tane de cüce varmış
hikayenin sonunda cüce hepsii ile ilişkiye girmiş ve bj yüzden prensesler birbirine girmiş ve dağılmış hepsi
7 pamuk prenses 7 bölgeye dagılmış
karadeniz ege akdeniz ic anadolu falan
sonra cüce gidip hepsini kendi bolgelerinde bi daha.
cüce 7 prensese 7 bölgede 7 gün içinde yedirmiş cücesini ve hikaye burada bitmiş.
devamını gör...
4991.
çok aşırı çok böyle çok bir çok şaşkınım.
iki çok sevdiğim insanı tanıştırdım ama hiçbir fikrim yoktu nasıl olurlar diye.
oluyorlar lan galiba.
evet, laaaan hatta.
çöp de çatmadım demem artık.
vaaay bee !
iki çok sevdiğim insanı tanıştırdım ama hiçbir fikrim yoktu nasıl olurlar diye.
oluyorlar lan galiba.
evet, laaaan hatta.
çöp de çatmadım demem artık.
vaaay bee !
devamını gör...
4992.
selamun aleyküm sözlük. bugün, insanın anılarını yakıt olarak kullanıp yaşamını sürdürüyor oluşunu düşünüyoruz. bir an oluyor bir ambiyans oluşuyor kırgınsın kalp atışların durulmuş yahut heyecanlanmışsın böyle bir kıpırdama var içinde, o anda zihninde bir anı beliriyor orada o anıyla direksiyonu istediğin yöne çevirirsin, kırgın mısın o anı anımsatan başka bir anıyla daha da kırılabilirsin istemiyor musun o zaman başka bir anıyla alt üst et tüm ahvâli, ellerinde işte. insanın zihninde bitiyor her şey, bilinçaltında, düşündüklerinde, ağzından çıkan kelimede, baktığı yerde gittiği yolda bitiyor. her insan bir çok şeyi elleriyle seçiyor ve yakasına takıyor amma kötü amma iyi, sahipleniyor onu. benim derdim diyor bağlanıp yaşıyor, benim şansım diyor şahlanıp aşıyor. hayat insanın ellerinde bir oyun hamuru gibi, kadere bağlı her şey evet ama ya çabana göre veriyorsa rabbin yolundaki çiçeklerin ve dikenlerin sayısını? özetle burada üstüne basmak istediğim asıl mesele, evet insan anılarını yakıt olarak kullanıyor ama biz, kötü anıların tecrübesini cebe atıp iyileri daima anımsayarak geleceğe daha da dik tutacak anılar bırakabilmek için çaba gösterirsek, bazı yaralar iyleşir, bazı dallar tomurcuklanır, güneşler doğar, ay geceyi aydınlatır, bazı tünellerin sonu mis kokan bahçelere çıkar. yakıt olarak kullanacağınız nice anlamlı anlara, anılara.. iyi geceler sevgili sözlük.
devamını gör...
4993.
şimdi upuzun bir rüyadan uyandım. *
yakın zamanda hayatımızı çok etkileyen bir şey oldu. eşimin annesi vefat etti.
hemen üstüne dedem de vefat etti, ondan önce sevdiğim teyzem dediğim kaybım da oldu ama ben bugüne kadar kimseye bu kadar üzülmemiştim.
şiş gözlerle, upuzun bir rüyanın ardından yazıyorum bu satırları. keşke ben değil de eşim görseydi dediğim bir rüyaydı. annesi öyle öpüyordu ki oğlunu, öyle özlemiş ki... torununu unutuyor. ben hatırlatıyorum. çok seviyordu. “anne” diyorum. “çok özledik, neden hiç girmiyorsun rüyalarımıza?” cevap vermiyor. bugüne kadar iki kez gördüm, ikisinde de yüz ifadesi aynı. sadece bizi görünce gülüyor biraz. çok üzgünüm. öyle üzgünüm ki, ben bu kadar üzgünsem eşimin içindeki yangın nasıldır tahmin etmek bile istemiyorum.
ben bu rüyayı gerçek gibi izledim, hissettim. artık unutmayacağım anılardan biri. ve gerçekten özledim. ve yine eşimin nasıl özlediğini tahmin bile edemiyorum. sadece izliyorum onu. hissediyorum özlediği anları. içim parçalanıyor.
içinin yanması deyimini de bu şekilde öğrendim işte. gerçekten yanıyormuş. sevdiğini çaresiz görünce...
yakın zamanda hayatımızı çok etkileyen bir şey oldu. eşimin annesi vefat etti.
hemen üstüne dedem de vefat etti, ondan önce sevdiğim teyzem dediğim kaybım da oldu ama ben bugüne kadar kimseye bu kadar üzülmemiştim.
şiş gözlerle, upuzun bir rüyanın ardından yazıyorum bu satırları. keşke ben değil de eşim görseydi dediğim bir rüyaydı. annesi öyle öpüyordu ki oğlunu, öyle özlemiş ki... torununu unutuyor. ben hatırlatıyorum. çok seviyordu. “anne” diyorum. “çok özledik, neden hiç girmiyorsun rüyalarımıza?” cevap vermiyor. bugüne kadar iki kez gördüm, ikisinde de yüz ifadesi aynı. sadece bizi görünce gülüyor biraz. çok üzgünüm. öyle üzgünüm ki, ben bu kadar üzgünsem eşimin içindeki yangın nasıldır tahmin etmek bile istemiyorum.
ben bu rüyayı gerçek gibi izledim, hissettim. artık unutmayacağım anılardan biri. ve gerçekten özledim. ve yine eşimin nasıl özlediğini tahmin bile edemiyorum. sadece izliyorum onu. hissediyorum özlediği anları. içim parçalanıyor.
içinin yanması deyimini de bu şekilde öğrendim işte. gerçekten yanıyormuş. sevdiğini çaresiz görünce...
devamını gör...
4994.
şimdilerde tahammülsüzlüklerimin ardı arkası kesilmezken gençliğimi geri ver diye haykıran çocuklar gibiyiz odalarımızda veya sokaklarda
senin gibi ben de korkuyorum aslında tüm bu belirsizliklerin getirdikleri gidilemeyen ama gidilmesi gereken yollardan…
aslına bakarsak hayatımda bir şeyleri yoluna koymak üzere gibi duruyorum
bazen de sadece duruyorum ve gülümsüyorum her şeye.
bir kere her şeyden giderken
her şeyleride en derin özlemlere bırakıpta gidiyorum
bunu sen anlamazsın ben anlamayız
elbet ki kimse anlamaz..
şimdilerde ben biraz uzaklaşıcam bu mecralardan
bu sefer esastır ama uzaklaşmam
bir yolculuktayım ben
şimdilerde ordan oraya savrulmuyorum artık
iten, çeken ne varsa boğulsun derinlerde veya tercih ediyorlarsa yüzeyde ne fark eder tüm kumaşlar gibi
elbet zor olacak yeşiller maviler kolay mıydı nicesine gülüşler
bu sıralar bir ümidim kendimde anlıyor musun?
şimdilerde uzaklaşıyorum tüm bu vâr olan yüzeysi hiçlerden
bir yolculuktayım esasında..
küsmek ne saçma
uzaklaşmak ne garip veya ne gerekli
öylesi bi gereklilik
kimse de anlamasın bu sıralar
bu bir melankolide değildim
kendimi gösterme, ispatlama ısrarım ve çabam bitti
şimdilerde ailem, köpeğim, bi kaç arkadaş, okul, kulüpte manevi işler
mutluymuşum esasında
hangi pencereden baktığımla ilgiliymiş
yemiyorum da artık tırnaklarımı
sadece sınav haftalarında bazen
biberiye suları işe yaradı
saçım seyrelmiyor artık
bol su da içiyorum
dizlerime nazik davranıyorum
daha yapacağım şeyler elbet ki var
bi çocuğuda beğeniyorum şimdilerde
çabalarımız ortak gibi
aynı ortamlarda vâr oluyoruz
daha az konuşup
daha çok dinliyorum
daha az yiyorum
meğer cidden psikolojikmiş
kırmızı rujda yakışıyormuş esasında
ne çok kısmışım ya kendimi
keşkelerim var aslında
keşke korktuğum ne varsa söyleseymişim onları o ânda
ne kaybedermişim ki
özgürleşirmişim halbuki..
her kalıpta özgüvenli olup
bocaladığım konular varmış
ikili ilişkiler hep korkuturmuş
kendi hislerimi bile anlayamaz
aynı anda 4 kişiden hoşlandığımı düşünebilirmişim
bununda sebebi bilmemekmiş
hislerimi…
seçilen değil seçen olmam gerekiyormuş
zaman beklemezmiş
her şeyin bir işleyiş tarzı varmış
kendime daha çok teşekkür ediyorum şu günlerde
geçtiğimiz günlerde huzur evi ziyareti yaptık
entelektüelmişim, ailem beni iyi yetiştirmiş kazım amcam öyle dedi…
ışıkmışım, vâr olmalıymışım ben de bunu günün sonunda kendime dedim…
hepsi olması gerektiği için olmuş
hepsinde bir ders varmış derler ya hani
mevzu benim zayıf olmamla ilgili değilmiş
mevzu bazen sevgi de değilmiş
mevzu bazen büyümek ve tökezlemekmiş
herkes sevmek istemeyedebilirmiş
herkesin sevgisi kendine kadarmış ve öncelikler değişkenlik içinde bulunabilirmiş
tekrar ediyorum öncelikler değişkenlik içinde bulunabilirmiş..
senin gibi ben de korkuyorum aslında tüm bu belirsizliklerin getirdikleri gidilemeyen ama gidilmesi gereken yollardan…
aslına bakarsak hayatımda bir şeyleri yoluna koymak üzere gibi duruyorum
bazen de sadece duruyorum ve gülümsüyorum her şeye.
bir kere her şeyden giderken
her şeyleride en derin özlemlere bırakıpta gidiyorum
bunu sen anlamazsın ben anlamayız
elbet ki kimse anlamaz..
şimdilerde ben biraz uzaklaşıcam bu mecralardan
bu sefer esastır ama uzaklaşmam
bir yolculuktayım ben
şimdilerde ordan oraya savrulmuyorum artık
iten, çeken ne varsa boğulsun derinlerde veya tercih ediyorlarsa yüzeyde ne fark eder tüm kumaşlar gibi
elbet zor olacak yeşiller maviler kolay mıydı nicesine gülüşler
bu sıralar bir ümidim kendimde anlıyor musun?
şimdilerde uzaklaşıyorum tüm bu vâr olan yüzeysi hiçlerden
bir yolculuktayım esasında..
küsmek ne saçma
uzaklaşmak ne garip veya ne gerekli
öylesi bi gereklilik
kimse de anlamasın bu sıralar
bu bir melankolide değildim
kendimi gösterme, ispatlama ısrarım ve çabam bitti
şimdilerde ailem, köpeğim, bi kaç arkadaş, okul, kulüpte manevi işler
mutluymuşum esasında
hangi pencereden baktığımla ilgiliymiş
yemiyorum da artık tırnaklarımı
sadece sınav haftalarında bazen
biberiye suları işe yaradı
saçım seyrelmiyor artık
bol su da içiyorum
dizlerime nazik davranıyorum
daha yapacağım şeyler elbet ki var
bi çocuğuda beğeniyorum şimdilerde
çabalarımız ortak gibi
aynı ortamlarda vâr oluyoruz
daha az konuşup
daha çok dinliyorum
daha az yiyorum
meğer cidden psikolojikmiş
kırmızı rujda yakışıyormuş esasında
ne çok kısmışım ya kendimi
keşkelerim var aslında
keşke korktuğum ne varsa söyleseymişim onları o ânda
ne kaybedermişim ki
özgürleşirmişim halbuki..
her kalıpta özgüvenli olup
bocaladığım konular varmış
ikili ilişkiler hep korkuturmuş
kendi hislerimi bile anlayamaz
aynı anda 4 kişiden hoşlandığımı düşünebilirmişim
bununda sebebi bilmemekmiş
hislerimi…
seçilen değil seçen olmam gerekiyormuş
zaman beklemezmiş
her şeyin bir işleyiş tarzı varmış
kendime daha çok teşekkür ediyorum şu günlerde
geçtiğimiz günlerde huzur evi ziyareti yaptık
entelektüelmişim, ailem beni iyi yetiştirmiş kazım amcam öyle dedi…
ışıkmışım, vâr olmalıymışım ben de bunu günün sonunda kendime dedim…
hepsi olması gerektiği için olmuş
hepsinde bir ders varmış derler ya hani
mevzu benim zayıf olmamla ilgili değilmiş
mevzu bazen sevgi de değilmiş
mevzu bazen büyümek ve tökezlemekmiş
herkes sevmek istemeyedebilirmiş
herkesin sevgisi kendine kadarmış ve öncelikler değişkenlik içinde bulunabilirmiş
tekrar ediyorum öncelikler değişkenlik içinde bulunabilirmiş..
devamını gör...
4995.
aklımda hep bir şeyler var. bak, dilimin ucunda sanki söylesem ya da sadece duysam tüm yaşamım azat olacak gibi...
hiç beklemediğim bir anda gelen 6 yaş korkuları, 17 yaş kaygıları, 25 yaş fütursuz konuşmaları ya da 3 sene öncenin söylenmemiş, söylenememişleri...
kıyıda köşede bekleşen sanrılar, gel gitler, kafa karışıklıkları veya böyle olsaydılar, keşkeler falanlar filanlar..
birinin çıkıp gözlerinin içine bakıp 'sende şu konuyu bir çözemedin' ya da 'neden bu konu hala gündeminde çoktan aşmalıydın?’ demesi... en güzeli yol, yordam gösterme çabası ve bunu yaparken sesindeki, bakışlarındaki yargı, kibir, egolar... tanıdık geldi mi?
bir anda hortlayan gençlik hayalleri, yapılan planlar, kendini gördüğün ve konumlandırdığın yerler, beklentiler... ulaşıldı ya da ulaşılmadı, yapıldı ya da yapılmadı...
'ben bunu mu istiyordum?' 'beni mutlu edecek olan bu muydu?' 'evet ulaştım ama mutlu muyum?' sahiden diye çok anlık girilen sorgu odaları...
yetişmeliyim telaşı aman yetişsem ne olacak umarsızlığı.. yetersizlikler ve başarı odakları arasındaki mekik.. dönüp dolaşıp ben yine aynı yere geldim farkındalığı lakin oradan çıkamamanın suçluluğu.. sorumluluklarını alamama, çok aldıysan (!) altında preslenme bocalaması.. sahi neydi sorumluluk?
işte bunlar hep bir yerde biriktirdiklerimiz. varlıklarını bile unuttuklarımız. biz unuttuk ama unutmayan oralarda tutunup kalan birileri var demek ki içeride? duymamızı, görmemizi belki hoş sohbet etmemizi bekleyen can kırıntıları. sevgiyle şöyle bir sarıp sarmalanmak, hatırlanmak, kabul görmek isteyen ruh parçaları...
ah benim cancağızlarım hoşgeldiniz..
sevgi ve farlındalıkla..
hiç beklemediğim bir anda gelen 6 yaş korkuları, 17 yaş kaygıları, 25 yaş fütursuz konuşmaları ya da 3 sene öncenin söylenmemiş, söylenememişleri...
kıyıda köşede bekleşen sanrılar, gel gitler, kafa karışıklıkları veya böyle olsaydılar, keşkeler falanlar filanlar..
birinin çıkıp gözlerinin içine bakıp 'sende şu konuyu bir çözemedin' ya da 'neden bu konu hala gündeminde çoktan aşmalıydın?’ demesi... en güzeli yol, yordam gösterme çabası ve bunu yaparken sesindeki, bakışlarındaki yargı, kibir, egolar... tanıdık geldi mi?
bir anda hortlayan gençlik hayalleri, yapılan planlar, kendini gördüğün ve konumlandırdığın yerler, beklentiler... ulaşıldı ya da ulaşılmadı, yapıldı ya da yapılmadı...
'ben bunu mu istiyordum?' 'beni mutlu edecek olan bu muydu?' 'evet ulaştım ama mutlu muyum?' sahiden diye çok anlık girilen sorgu odaları...
yetişmeliyim telaşı aman yetişsem ne olacak umarsızlığı.. yetersizlikler ve başarı odakları arasındaki mekik.. dönüp dolaşıp ben yine aynı yere geldim farkındalığı lakin oradan çıkamamanın suçluluğu.. sorumluluklarını alamama, çok aldıysan (!) altında preslenme bocalaması.. sahi neydi sorumluluk?
işte bunlar hep bir yerde biriktirdiklerimiz. varlıklarını bile unuttuklarımız. biz unuttuk ama unutmayan oralarda tutunup kalan birileri var demek ki içeride? duymamızı, görmemizi belki hoş sohbet etmemizi bekleyen can kırıntıları. sevgiyle şöyle bir sarıp sarmalanmak, hatırlanmak, kabul görmek isteyen ruh parçaları...
ah benim cancağızlarım hoşgeldiniz..
sevgi ve farlındalıkla..
devamını gör...
4996.
•*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*••*°•★•°*•
devamını gör...
4997.
uyandım, kafamda kokkini grammi nasıl çalıyor biliyor musun?
bilemezsin kafamda hiç oralara gelmedin ki, ben bile yeni yeni geliyorum, daha 6 aylık bile değilim, acemiyim, öğreniyorum, kafamda ve kalbimde seninle ilgili bir kokkini grammi olmadığını, olmayacağını, hiç bir zaman hiç bir şekilde var olmayacağını bilecek kadar öğrendim, kokkini grammi nedir diye sorma, kelimeleri gbkz yapacak halim yok ve lütfen bağırma bana, rüyamda bile bağırma. uykum var, yoksa bile olmalı artık.
iyi geceler, seni seviyorum.
bilemezsin kafamda hiç oralara gelmedin ki, ben bile yeni yeni geliyorum, daha 6 aylık bile değilim, acemiyim, öğreniyorum, kafamda ve kalbimde seninle ilgili bir kokkini grammi olmadığını, olmayacağını, hiç bir zaman hiç bir şekilde var olmayacağını bilecek kadar öğrendim, kokkini grammi nedir diye sorma, kelimeleri gbkz yapacak halim yok ve lütfen bağırma bana, rüyamda bile bağırma. uykum var, yoksa bile olmalı artık.
iyi geceler, seni seviyorum.
devamını gör...
4998.
abayı yaktığım bir kız vardı. daha doğrusu hala var aslında. sıkıntı şu ki, reddi yedim. olmadı mı olmuyor işte.
nasıl anlatsam size, her türlü bela ve musibet size vız gelir, dünya üzerinize gelse yıkılmazsınız ama o 50 kg kızı düşünmek sizi paramparça eder. yine bir gece vakti, yine onu düşünmekten uyku uyuyamıyorum. kendimi balkonda sigarayla buluyorum.
ne başka kızlar, ne alkol, ne başka bir şey hiçbir şey unutturmuyor. ulan nolurdu be bir kere ben de sevilsem ha? niye hiç aşkta yüzüm gülmüyor benim.
bilmiyorum belki kötü biriyim, belki aptalım, belki çirkinim. belki de hiçbiri değilim. sadece olmadı işte. o zaman neden bunu hissediyorum. neden tanrı göz yaşlarımı hiç görmedi? neden bana umut verdin bu kadar? a. koyayım böyle işin!!!!
nasıl anlatsam size, her türlü bela ve musibet size vız gelir, dünya üzerinize gelse yıkılmazsınız ama o 50 kg kızı düşünmek sizi paramparça eder. yine bir gece vakti, yine onu düşünmekten uyku uyuyamıyorum. kendimi balkonda sigarayla buluyorum.
ne başka kızlar, ne alkol, ne başka bir şey hiçbir şey unutturmuyor. ulan nolurdu be bir kere ben de sevilsem ha? niye hiç aşkta yüzüm gülmüyor benim.
bilmiyorum belki kötü biriyim, belki aptalım, belki çirkinim. belki de hiçbiri değilim. sadece olmadı işte. o zaman neden bunu hissediyorum. neden tanrı göz yaşlarımı hiç görmedi? neden bana umut verdin bu kadar? a. koyayım böyle işin!!!!
devamını gör...
4999.
ı
tek tek dururken onlar
öbürü henüz yanına gelmemiş olanı çağırıyor:
o ikisi yan yana, alt alta geldiklerinde
dünya böylece daha geniş oluyor
biri ötekine ateş sunuyor
ve eski kitaptan çıkıp başka bir anlam
oldukları gibi oluşlarını da beraberlerinde taşıyarak
çoook eski bir kitapta, ısınsın diye
masalı tetikliyor
ama yine de olduklarının ötesine taşan bir başka masal oluyor
öbürü, henüz yanına gelmemiş olanı çağırıyor:
büyü böylece büyü oluyor
öbürü henüz yanına gelmemiş olanı çağırıyor:
masal mıydılar, soruyor…
maaaasssssssaaaaallllllllllllllll…
ıı
içerde tıkanan çığlık dışarda inliyor
sabaha karşı
uyku kabul etmiyor beni
dışardan bir yerden uzuuuuunnnn uzun
bir inilti kopuyor.
içimde zulümün duvarları.
uykuuuuuuuu
alsana beni koynuna.
kalktığımda,
banyoya seyirttiğimde gözümden sesler boşanıyor.
içerde,
sonra bu sessizce akan yaşlar senin, diyor. içimin duvarlarında
bu taşlar oturuyor,
çıkaramadığım bir ses var, benden onu çıkarıyor,
taşın sessizliğinde:
kalın, ilkel, boşluğa doğru, gecenin kovuğundan
dışşşşarı doğğğruuuu:
seni bu yalan dünyaya saldıııııııııııımmmmmmmmmmmm sonunda
acıyor çoooooookkkkkkkkkkkkk,
....
tek tek dururken onlar
öbürü henüz yanına gelmemiş olanı çağırıyor:
o ikisi yan yana, alt alta geldiklerinde
dünya böylece daha geniş oluyor
biri ötekine ateş sunuyor
ve eski kitaptan çıkıp başka bir anlam
oldukları gibi oluşlarını da beraberlerinde taşıyarak
çoook eski bir kitapta, ısınsın diye
masalı tetikliyor
ama yine de olduklarının ötesine taşan bir başka masal oluyor
öbürü, henüz yanına gelmemiş olanı çağırıyor:
büyü böylece büyü oluyor
öbürü henüz yanına gelmemiş olanı çağırıyor:
masal mıydılar, soruyor…
maaaasssssssaaaaallllllllllllllll…
ıı
içerde tıkanan çığlık dışarda inliyor
sabaha karşı
uyku kabul etmiyor beni
dışardan bir yerden uzuuuuunnnn uzun
bir inilti kopuyor.
içimde zulümün duvarları.
uykuuuuuuuu
alsana beni koynuna.
kalktığımda,
banyoya seyirttiğimde gözümden sesler boşanıyor.
içerde,
sonra bu sessizce akan yaşlar senin, diyor. içimin duvarlarında
bu taşlar oturuyor,
çıkaramadığım bir ses var, benden onu çıkarıyor,
taşın sessizliğinde:
kalın, ilkel, boşluğa doğru, gecenin kovuğundan
dışşşşarı doğğğruuuu:
seni bu yalan dünyaya saldıııııııııııımmmmmmmmmmmm sonunda
acıyor çoooooookkkkkkkkkkkkk,
....
devamını gör...
5000.
yine mevzu sen ve senin nasıl hissettiğin ulan var ya gram bir şey anlamamışsın konuşmamdan.
zerre hak etmiyorsun beni
narsist ve bencilsin
kötülüğünde boğul o zaman ne diyeyim.
aptal herif.
zerre hak etmiyorsun beni
narsist ve bencilsin
kötülüğünde boğul o zaman ne diyeyim.
aptal herif.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2