2261.
duygu ve düşüncelerimi şarkıları ile dile getiren `norm ender `e teşekkür ediyorum.
diğer tüm şarkılarının da dinlenmeye değer görüyorum.



"hakkın var aşka inancımı kaybedebilmek için senden
senden iyisini bulamazdım (bulamazdım)
hakkın var çünkü hayatımı mahvedilmek için senden
senden iyisini bulamazdım (bulamazdım)
...
benzedi küle dönüşen her tanem
zümrüdüanka'ya yeniden doğdum (yeniden doğdum)
güçlendim duygusuz olmayı öğrendim
sadece kendim için yaşamayı egomu silah gibi taşımayı öğrendim
zaten düzeni bozuk bu kelek bu dönek dünya kime kalacak bilmiyorum
zevki sefasını yaşıyorum işte ben artık insan sevmiyorum (sevmiyorum)... "
devamını gör...
2262.
hamam tası gümüşten
yeni geldim işten
biz mülteci çocuğuyuz
korkmuyoruz hiç kimseden.
evet.
devamını gör...
2263.
etrafıma bakınıyorum. rastgele etrafa atılmış eşyalar...ve de artık içinde yaşamayacağım için derlenip toplanmayan dağınık bir ev. kocaman bir koli, içinde başka başka koliler. tek tek tüm geçmişi ve geleceği toplamak için bir yerde bekliyorlar*. ayaklarımı uzatmış, çayımı içerken düşünüyorum. iyi-kötü birçok anı*, anıyı nereye koyacağım? fotoğraflara bakıyorum, yaşlanınca hatırlamak için bir deftere konulmuş biletlere bakıyorum, el ele yürüdüğümüz tüm şehirlerin izlerine sonra... bu kez ağlamıyorum. yeniden başlamak konusundaki korkum da yitip gitmiş. kafamdaki belirsizlikler de. neyi nereye koyacağımı bilememek canımı çok yakıyordu, nasıl davranacağımı bilememek de... sen de öğrendin. bilmemek beni çok korkutuyor. neyle karşı karşıya olduğumu bildiğim an rahatlıyorum ben. galibiyet kadar mağlubiyeti de sindirebiliyorum. *
artık biliyorum. geçmişimi nereye koyacağımdan eminim. veda etmenin acıtacağını da biliyorum. aile geride bırakılmaz diye büyütülen çocuğum ben, 12 yıldır ailem olan insandan ayrılmak ruhumun her bir zerresini parçaladı ve muhtemelen ilk yalnız kaldığım gece çok daha dağınık bir halde olacağım.
ama sarılıp söz verdik birbirimize, diğerleri gibi birbirinden nefret eden iki insana dönüşmeyeceğiz dedik. günlerdir aklımı kurcalayan sorunun yanıtını da buldum. bir şehri terk etmek gibi bu da. geçmişin hatıraları zihnime boca edip kalbimi kırarken yeni bir şehrin heyecanı da aynı yüreğe umut oluyor. başaracağız. ikimiz de... bu kez olacak, herkesin ikinci şansı olmuyor. biz elimizdekinin kıymetini bileceğiz.
devamını gör...
2264.
tuvalet çizmem lazım lan! 17 senedir tuvalet çiziyorum. bıkmadan usanmadan demek isterdim ama son bir senede artık klozet görmeye dayanamıyorum. bataryaların parlak yüzeyleri rüyalarıma giriyor.

sonra bir de yatak odaları var. yatakların zar zor sığdığı. yanlarına komodin koyamadığınız.
yani şu çağda cep telefonlarını yanından ayıramayan güruhlar uykuya dalmadan önce o tonlarca para yatırdıkları cihazları yere mi koyacaklar.
sonra mutfaklar. hani bir kap yemeği zar zor pişiren yalnız insanların her türlü ankastre ürünü gösteriş için sergilediği.

hap kadar apartmanların tuvaletlerini çizmek istemiyorum artık. boktan tiksindiğimden değil.
ormana kaçıp bir ağacın dibine sıçmak istediğimden hiç değil.

apartmanlara inanmadığım için.

her şeyi inanç meselesine bağladığım için belki de kendime kızıyorum.
kızdığım gerçeğini güzel bir öfkeye dönüştürüp paketleyip kendime hediye ediyorum.
tuvalet çizmemeye karar verdim.
onun yerine harflerle oynayacağım.
devamını gör...
2265.
08.04.2022 cuma
saat 17.20

t: bak ne almış.
j: ne almışsa almış. isterse dünyanın plaketini alsın o gözümden düştü artık.

. . .
devamını gör...
2266.
bana iyi gelmeyen o evden birkaç günlüğüne de olsa ayrıldım. bunun bana iyi geleceğini düşünüyorum, ama bir yandan da ne kadar kaçarsam kaçayım yine oraya döneceğim ve yine kendimle başbaşa kalıp bazı şeylerle yüzleşeceğim gerçeğinden kaçamıyorum. tekrar, tekrar ve tekrar…
sonra sabahında yeni kararlar almış bir şekilde uyanacağım, günüm güzel geçecek. akşam yine bir hüzün çökecek, yine aklıma gelecek.
ah bıktım bu bumerangtan artık.
devamını gör...
2267.


bir arayışta olduğumdan mı yoldayım yoksa yolda olmak mı arayışımdı, bundan hiç emin olamıyorum bu sıralar. yol yorduğundan mı, yoksa arayışıma takatim kalsın diye mi bazı şeyleri yapmaktan eriniyorum bilmiyorum.

yazmak mesela…

önceleri müthiş bir piyanistin, piyanosunun tuşlarına, bir sevgilinin saçını okşarcasına dokunduğu gibi, dokunuyormuşum gibi bir hisse kapılırdım elime her kalemi alışımda… sonra zamanla döküldü sevgilinin saçları. tuhaf ve buruk bir dazlaklık hali hakim oldu kaleme… sanki dört-bin-üç-yüz-altmış-iki ton ağırlığındaymış da, bundan ötürü hiç kaldırmayı denememeliymişim gibi hissettim…

tükenir bir kurşun kalemin yahut tükenmez bir dolma kalemin yerine, ekran parlaklığını kolayca arttırıp azaltabileceğim pahalı bir ekranın ardına hapsettim düşüncelerimi… kendim okudum, kendim beğenmedim…

beğenmedikçe yazdım,
yazdıkça beğenmedim…

ben zaten, kendi kendime neyi başaracakmış gibi hissedecek olsam, ya başaramadım, ya da “amaan, daha sonra başaramam” diyip yarıda bıraktım…
yarıda bıraktığım yerden yola devam etmişim farkında olmadan…
farkına vardığımda ise dönmek için oldukça uzaktaydım…
uzakta olmasan, diyorum kendime bazen;
döner miydin sanki?

ayak serçe parmağımdaki nasırın acısını hatırlayıp, dönmezdim diyorum…

***
devamını gör...
2268.
güzelsin ama garipsin diye düşünmüştüm seni ilk gördüğümde...
soğuksun ama kırılgansın diye düşünmüştüm seni ilk gördüğümde...
karanlıkta evine geldim seninim son kez...
devamını gör...
2269.
durmuş bütün saatler bizim için sevgilim...
devamını gör...
2270.
ihtiyaç duyduğumuz kişilerin bize daha çok ihtiyaç duyduğunu fark ettim. bu durumda birbirimize tutunmaktan başka nasıl çaremiz olabilir ki?
devamını gör...
2271.
bencilliğimde yanıyorum
cayır cayır yakıyor
bana ait olduğunu
bas bas bağıran
arsız ve kirli duygular
kafamda bir orkestra
onlarca şarkı
onlarca tilki
onlarca katilin varlığı
müşkül duruma düşüren beni
hangi hissimin ağır bedeli
ve mantığımı çalıp
kaçan o hırsız yerli
sabahın maviliğini
ve o karanlık güneşi
önüme bir kemik gibi fırlatan
hangi tanrının eli?
kim o kalbimdeki
sesi yankılanan
ve beni aydınlık karanlıklara
mahkum eden deli!
huzur tutmuş elimden
takvimlerde koşturuyor
yıllanmış bedenimi
bir ağustos sabahı
elimde anahtarımın yivleri
devamını gör...
2272.
az önce bi arkadaşıma wp den beni kötü hissettiren bir durumdan dolayı sesli bi kayıt atmıştım. o sırada tv den gelen gönül dağı dizisi müziği kısık sesime arka fonda eşlik etmiş farkında değildim. arkadaşım anlattıklarımı dinlerken duygulandı. sonra tekrar dinleyip ben de duygulandım. bu denk gelişe de biraz güldüm *
devamını gör...
2273.
herkesin herkesle tanışıp arkadaş olabileceği bu dünyada neden yalnızlık denen bu şeyi en dipte hissediyorum..?
devamını gör...
2274.
sanki kmlerce yolu durmadan yürümüş gibi yorgun hissediyorum kendimi. bu öyle bir yol değil aslında öyle bir yorgunluk da. sanki defalarca düşmüşüm de kimse elimden tutup kaldırmamış gibi kırgınım. başka kimseyi yanımda istemiyorum artık. kimseyle konuşmak istemiyorum. kimseye dert anlatmak istemiyorum. hiç bir yere gitmek istemiyorum. yarını istemiyorum, yarından bir şey beklemiyorum, geçmişi de istemiyorum. yarına uyanmak istemiyorum, yaşamak istemiyorum. ben bu hayata kırgınım ve böyle devam edemiyorum.
devamını gör...
2275.
doktor şu şikayetiniz ne zamandan beri var diye sordugu bütün sorulara sallamasyon tarihler verdim. dün ne yedigimi hatırlayacak kafada olsam doktorda ne isim var. var işte ne bileyim dogdugumdan beri mi var, bir hafta mı oldu o derece yok bende o hafıza.
devamını gör...
2276.
uzun uzun iç geçirdi. tedavisi olmayan bir hastalığa tutulmuş bir hastanın ölümü beklediği gibi umutsuzca bekleyerek geçiriyordu zamanını. ne yana dönse enkaz. yıkıntıların arasında adımları birbirine karışarak yol almaya çalıştı. ufuk çizgisine doğru attığı her adımda arkasında bırakmak için çabalıyordu geçmişini. derin bir of çekti. nasıl üstesinden gelecekti, kimden yardım isteyecekti, bilmiyordu. sadece yürüyor, yürürken de başına gelenlerin kendiliğinden yok olup gitmesini bekliyordu. hayata beyaz bir sayfa açmak, öyle derler ya. peki ya daha önce kapkara olmuş o tozlu sayfalar, onları nasıl rafa kaldıracağız. hiç yaşanmamış gibi tertemiz yeni sayfalar açmak eskilerin yerine. hafıza dedikleri olmasaydı belki. her gün yeniden başlamak ne garip olurdu hayata.
devamını gör...
2277.
buraya geldim nasıl geldim bilmiyorum ama içimdeki duyguları kendim olmadan paylaşmaya ihtiyacım var. içinde fırtınalar koparken bir o kadar vurdumduymaz gözükenlere selam olsun
devamını gör...
2278.
" yorgunum, hiçbir şey bilmiyorum. tek istediğim yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak. "
devamını gör...
2279.
pazar günlerinden nefret ediyorum aşkolar. evet.
devamını gör...
2280.
...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim