4741.
etraf ne kadar sessiz.. sadece sen ve ben nereye getirdin beni gözlerinle? nasıl bir şey bu yaşadığım? saçlarım, tüylerim, iplerim sende...

-kendime iyi bak-

''ayrılık gidenin cesareti kalanın sabrı ile ölçülür..''
devamını gör...
4742.
var olmak çok ağır geliyor.
intihar eğilimim falan yok.
çok fazla empati yapmak, çok fazla empati kurmak.
karşıdaki ne hissediyor diye istemsizce odaklanmak.
insanlardan bu yüzden mi kaçıyorum? yok sadece bu yüzden değil.
devamını gör...
4743.
dep res yon .

girip girmeyeceğime karar veremediğim ruh hali. çok yorulduğum ve yıprandığım bir gerçek.
şimdi depresyona girersem de başarılı olabileceğim şeylere ket vurma olasılığı bir gerçek.
duygulara dair sorumluluklarımı da almam gerekiyor ama? hangi tarafta, ne olarak?

korkunç bir farkındalık bu. teslim ol ya da olma. seni sabah yataktan kaldırmayan o şeye bile sabredip geçmesini izleyecek kadar çıldırtan bir sakinliğim ve üşenmeden bekleyecek kadar sabrım var. korkunç bir farkındalık hâli. elinde olan ve olmayana dair isyanın anlamsızlığının bilincinde.

güzel şeyler olsun.

sevgi ve ilginin iyi gelmeyeceği bir şey yok.

güzel şeyler olsun.

ama,
kimse de onurumuzu zerresiyle incitmesin. büyük kabalıklar = umursanmayacak insanlar = küçük karakterler.

orta halli kabalıklar = ilkel insanlar = çok dikkate alınmazlar.

küçük kabalıklar = samimiyetsiz insanlar = mide bulandırırlar.

incelikte kazalar = can acıtabilen insanlar = uzak dur.

eveet, elde ne kaldı? sıfır sıfır sıfır. hadi başa dönelim. korkunç farkındalıklar. kategorize edilmemiş insanlar. çocuklar. kimse mükemmel değil.

depresyona girsem mi diye sormuyorum çünkü labirentin çıkış yolunu bulmak zordur. iyisi mi bakmayalım. önce dışımızı toparlayıp düzeltelim. iyi gelir.
devamını gör...
4744.
herkesin kendi istediğine inanmasından sıkıldım. yok sen öyle birisin yok sen şöyle birisin. iyi veya kötü fark etmez. sürekli şekillendirilmeye çalışılmak hoşuma gitmiyor. çok daraldım artık. ya beni dinle beni.
benim duygularımdan bahsedeceksen beni dinle. ben anlatmayacaksam duygularımı ne anlamı var. sen nerden bileceksin. beni dinle.
devamını gör...
4745.
bugün iyi değilim sözlük...sevmiyorum böyle şeyler yazmayı zaten daha önce de görmemişsinizdir. çok şey yaşadım, bir çoğumuz gibi ben de sevdiklerimi kaybettim, babamı toprağa verdim ,askerliğimi berbat bir dönemde (onurla), zor bir yerde yaptım ve askerlik hikayelerinde anlatılan ölümü bizzat gördüm... ama böylesini görmedim, gördüklerimden sonra her şeyi kaldırırım sanıyordum.. bu son birkaç gündür yaşananlar (ülke gündemindeki vahşet) beni mahvetti. iyi değilim...(eskiden olduğu gibi ayaklanıyorum) artık bu kadar kötülüğe aklım ermiyor. sebep..."cehalet" başka sebep bulamıyorum. bunların açıklaması psikolojik bozukluk, tahrik vs. olamaz ! bu bahanelerle hiçbir şey meşrulaştırılamaz ! neden ateş sadece düştüğü yeri yakıyor ? yakmasın ! kimsenin kuklası değiliz.
"ben senin gibi biri değilim"

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
4746.
eski eşyaları tavan arasına koyar gibi sıkış tepiş dolduyoruz içimize tüm duyguları.. ne kırgınlıklarımızı dile getirebiliyoruz, ne yoruldum diyebiliyoruz ne de sevgimizi gösterebiliyoruz korkusuzca..
sonu mutlu biten filmlerle avunuyor derin bir iç çekiyoruz.. bazen bir söz içimizde yankılar uyandırırken bazen de öfkemize yenik düşüyoruz..
zamanın anlaşılmaz dönemine denk gelen bir nesiliz biz.. insan suretinde yaşayan zavallılarda bu dönemde, insandan daha faydalı olan duygusuz robotlar da.. herşeyin yapılmasının mümkün olduğu bu devir de en basit şeyi yapamıyoruz, zarar vermeden sevgi içinde yaşamayı..
devamını gör...
4747.
asfaltsız yollarda minyatür kale top oynardık. mahalle maçları çok çekişmeli geçerdi.bazen de mahallenin kızlarıyla yakartop kimse kimseye kötü gözle bakmazdı.
mangal gibi yürekleri olan,
yardıma koşmaya hazır belki fakir ama gönül zenginliğinin
ne olduğunu bilen çocuklardık.
aşkların en safını yaşardık.
her şeyin kokusu vardı sanki.
sevgiliye elden gizli verilen mektupların kokusu,
başı önde mahcup, saçları pelikli kızların "kalbin gibi temiz ve saf"
diye başlayan hatıra defterlerinin kokusu..
el arabalarında satılan salatalık kokusu,
o sevginin, dostluğun, içtenliğin doğallığın, burnumuzu yüreğimizi sızlatan, o eski yıllar deyip unutulmayan, nerden esip geliyorsa bi anlık bi kokuyla hatırlanan zamanın kokusu..
şimdi mi,
şimdi herşey hormonlu.
ne tadı kaldı ne tuzu...!
devamını gör...
4748.
şuraya taze yazdığım bir şiirimi karalayayım o halde.. belki sonrasında podcast kanalımda seslendirim.
malum bu aralar yapacak pek bir şeyim yok.


düşünmek düşlemek olsaydı yorulmazdı ruh.
fani hayatta mutluluk olsaydı biter miydi, kendine karşı olan bu amansız sulh?

geceleri aniden uyandığında, bahşedilen yaşamı yaşayamamak olmazdı sana mekruh

yalnızca gençliğine değil, tüm yaşamına olurdu tavazzuh

lakin olsaydılarla geçen bir ömrün sonunda oluvermişsin yine surette mecruh..
devamını gör...
4749.
umutlar nefret ettiriyor bekleyişlerden
yok olmayı da yakıştıramıyor insan kendine
var olmak, daha da var olmak, yaşamak...
hatalarla, tükenişlerle, eziyetlerle her gün
ötedir bazen en büyük mutluluklardan
dert gitmiyor, değişiyor aralıklarla
bize de şükür, sabır ve azim kalıyor
hüznün neşeyle çevrelediği karmaşa hâli
yine bir gece ruhuma sirâyet ediyor
devamını gör...
4750.
zaman ve mekan farklı hatta bende farklıyım. gün geçtikçe farklılaşıyorum fakat his aynı his be sözlük.
devamını gör...
4751.
herkesin benden bir beklentisi var.
kimi evlenmemi, kimi çapkın olup sidik yatıştırmamı, kimi şöyle kimi böyle... beni bir salın ya.
kimsiniz lan siz diye bağırsam sesimi duyar mısın sözlük ?
neyse gökhan türkmen den kendini bozmadan şarkısını hediye ediyorum size.
devamını gör...
4752.
hayatımda her şey yolunda gidiyor. o yüzden de tüm olumsuzluklar umrumda değil. hiçbir zaman kalemimi kelamımı kirletmeyeceğim. çok güzel günler, aylar hatta yıllar geçiriyorum. yanıbaşımda en sevdiğim, ailem ve arkadaşlarım var. kalbimde tek bir pişmanlık yok. babam da harçlığımı yatırdı değmeyin keyfime dfjfjz
devamını gör...
4753.
kandırdım onu, uyuyacağım dedim.

içme dedi, lütfen dedi, oraları atlattım şimdilik.
niye geldi bilmiyorum, niye tüm şakülüm ona kayıyor bilmiyorum, niye gaibe yazdığım her kelime ona uzattığım bir cümlenin parçası oluyor bilmiyorum, gelmesini pek beklemiyordum, daha yarım saat önce ayrılmışız da yemeğini yiyip gelmiş gibi, böyle ayrılık olmaz, niye onun gözlerini bir daha görmemek için çabalıyordum ki sanki? ayrılık ve/veya beraber olma kavramları karmakarışık bizde. yazıya nasıl başladım, ne hale geldi bilmiyorum.
çok saçma, onu hâlâ çok seviyorum ve şu an acayip sarhoşum.
o yüzden bu yazı burada biter, kaçtım..
devamını gör...
4754.
bugun oglen saatlerinde bir kız arkadasım aradı. gel dedi, mall of istanbul a gidelim. yok dedim, su an cıkmak istemiyorum.
aksamustu saatlerinde baska bir kız arkadasım aradı, gel dedi bahcesehir e gidip bir kahve icelim. yok dedim, cıkmıcam.
butun gun aptal aptal bunalımda kaldım ki ben kolay kolay bunalım modunda olmam, yuzde 99 keyfim gıcırdır.
sonra can yaman gorseli gordum bi yerde:) erkenci kuş aşka ısrarla inanılması gerektigini hatırlatan bir dizi bana. boyle icimde bir umut kırıntısı yeserdi birden. ardından victoria s seceret show 2024 du izledim, cicek gibi melekler, cicek gibi bi show, evet dedim gucluyuz, guzeliz, ozeliz. ustune sevgilim telefon etti, guzel guzel konustuk. gun sonunda kendime gelmistim. can yaman+victoria s secret melekleri ve sevgilimin cozemeyecegi depresyon yok, onu anladım. ihih.
devamını gör...
4755.
anlamıyordum.
neden hep edebiyatı yapılan gözlerde griler, yeşiller, maviler vardı? oysa karşımda herhangi bir şekilde bir göz olsa, misal kahverengiden başka bir şey içermeyen… fikrimce yaratılanlar arasında en güzel şeylerden biri olurdu.
hafif kıvrık kirpiklerle bezenmiş, kendine has, limonumsu şekli olan bir uzuv, öyle yaratılmıştı ki evrenin en derin ve en anlamlı, abartmıyorum en anlamlı şeyi hâline geliyordu.
gözlerini kaçırmadan bana baktığı her salise aklımdan geçen şey; bunlardı. hiç şüphesiz allah’ın yarattığı en güzel şeyin gözler oluşuna dair kanaatimin gittikçe artmasıydı.

böyle güzellemesini yapsam da, gözlerinden azıcık yukarı kaysa gözlerim, kafasının içinden geçen düşünceleri bilirdim. lise zamanlarında okuyup insanlığı çözdüğümüzü zannederek bir köşeye sinip arabesk kastığımız günday kitaplarını aratmayacak derece hastalıklı zihinlerimiz vardı.

gerçekliğe ciao bella sesiyle döndüm. zaten bu metrolarda akordeon çalan çocukların bildiği yalnızca iki şarkı vardı: ciao bella ve hatırla sevgili. hiçbir haliç’ten geçişimi hatırlamam ki arka planda bunlardan biri oynamıyor olsun. kısacası…
öyleli.
devamını gör...
4756.
saat 21:34 ve bu sefer duygularım beni yanıltmıyor
devamını gör...
4757.
ben kimseyi karalamam, kara olan kendisi karadir.

begenip favorileyin bu entry'yi. emrediyorum.
devamını gör...
4758.
kendimi toparlamayı bilen bir insanım. genelde bir şekilde toparlarım uyurum kendimle motivasyon konuşmaları yaparım ne bileyim illaki bir şekilde modumu yakalarım fakat bazen öyle olaylar oluyor ki insanın içinden yaşama sevincini alıyor gibi yeme isteğini alıyor oturma bir şeyler izleme konuşma tüm her şeye hevesi kaçıyor sanki. işte bu anlarda ne yapacağımı ben de bilmiyorum aslında yola devam etmek istiyorum ama o güç olmuyor insanda çünkü senden basit zevki şeylerini almıyor hayat bazen öyle küçük ama hassas bir konudan yaralıyor ki insanın tadı tuzu kayboluyor sanki jengada o kuleyi yıkan son taş gibi yıkılıyor bir daha dizmen gerekiyor taşları diziyorsun da ama o yorgunluk oluyor gitmiyor yani biraz dindiriyor kendini ama en ufak bir şeyde tekrardan ortaya çıkıyor neyse bir kahve yapmalıyım.
devamını gör...
4759.
*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
4760.
alla beni pulla beni.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim