3161.
kendimi özel hissetmediğim anlar bana duygusuz kadınları hatırlatıyor.
duyguları varmış gibi hareket edip, tüm iyilikleri sadece pislikler için def edenleri.
herhangi bir yolcu otobüsünün sadece senin için hareket etmediği gibi
o, özel sandığın insanın duyguları da sadece senin için var olmuyor.


sıcaktan terlemeye başladığımda anladım aptallığı,
soğukluğu ayaklarımda hissettiğimde öğrendim bilgeliği.
nefes alışverişlerimi duymaya başladığımda, zihnimin pek de yerinde olduğunu var saymıyordum, nefes almayı da unutuyordum, gülmek için çok gençtim, ağlamak için çok yaşlı.


yağmur damlaları artık kazınmış saçlarımdan kafa derime dokunuyordu,
montumun cebinde biriken toz ve pamuk parçaları bana evreni hatırlatıyordu,
evimin nerede olduğunu unutmuş gibi ekmek kırıntılarını arıyordum.
odamın kapısı hiçbir yere açılıyordu.


sonsuzluğun ötesinde bir yerdeyim,
sonsuzluğun eşiğindeyim.


vincent van gogh'a ithafen.
devamını gör...
3162.
öfkeliyim.
öfkemi adlandıramıyorum.
yaratılışıma mı, ona mı, buna mı bilmiyorum.
anlar değişiyor, insanlar değişiyor ama benim öfkem değişmiyor. isyanlarım dinmiyor. tam yoluna koyduğunu düşündüğüm an beyin hücrelerime baskı yapıp geri geliyor. işte buradayım diye haykırıyor. öyle anlarda yokuş aşağıya, çarpa çarpa, korkusuzca girişiyorum kime, neye çattığımı bilmeden. sonrası pişmanlık, üzülüyorum, savunmasız kalıyorum. yaratılışıma öfke duyuyorum. yaratılışlara öfke duyuyorum. bazılarını sevemiyorum, sevmiş gibi davranamıyorum. kendimden nefret ettiğim zamanlarda kendimden nefret ettiriyorum daha çok dolu dolu ağlamak için. işin hakkını vermek için. içimde bir zehir var onu boşaltamıyorum. kendi kendimi yiyiyorum. insanları suçluyorum, kendime öfkeleniyorum.
devamını gör...
3163.
geleceğimi garantilemek için sevmediğim işlerle uğraşmaktan, her gece hayallerimi kovalamaktan aciz olacak kadar güçsüz olduğum için ağlamaktan çok yoruldum.
devamını gör...
3164.
bir şeyler bile karalayamıyor olmak çok üzücü şu an bulunmuş olduğum ruh halim adına. halledicüyüm yine tek başıma. mecburum. zaten her şeyi hep tek başıma hallettim ama olsun.
devamını gör...
3165.
dünyanın en sıkıcı 2 gününü geçireceğim. zıgara stoku yapmayı da unuttumdan ötürü yarınki tek eğlencem tütüncü aramak olacak, kmlerce üşenmeden yürüyeceğim çünkü can sıkıntısı belasına düşenler bilir ki insanın yapmayacağı hiçbir eylem yoktur. bugün kafayı zoomladım bilerek, devam da edeceğim bu entariden sonra, umuyorum ki saatlerce yatabileyim, şayet yatamazsam ağır cehennemvari saatler beni bekleyecek.. bir yandan bilinmezliği seviyorum bir yandan sevmiyorum.. üstü kapalı konuşmayı çko severim..........
devamını gör...
3166.
yaşlandım mı lan acaba. tren istasyonunun adını unuttum. eminim öyle bir istasyon olduğuna. aypi amcanın da oturduğu yerdi orası. arkasındaki tabelada da yazıyordu. internetten istasyon duraklarına da baktım yok.

nasıl olur lan. hayat bana bunu yapma. ben ki en alakasız şeyleri hatırlardım oysa ki.

offlar ve uffflar kovalasın seni dandik bey.
devamını gör...
3167.
sevince abartıyorum abi. seviyorum sevmeyi de sevmeyi abartmayı da. kime ne? kendime zarar vermiyorum. başkasına zarar vermiyorum. sevdiğim kişiye bile ne denli çok olduğunu belli etmiyorum. kimsenin bir taraflarını kaldırmıyorum. kendi kendime öyle uçlarda yaşamayı seviyorum. şiirler dökeyim, en çok ben seveyim. hatta birinin birini benim kadar sevebileceğini dâhi düşünmeyecek kadar delirmeyi seviyorum. ben buyum. sevmeyince de tamamen silerim. garibim işte. sevmeyi seviyorum. sevmek beni mutlu ediyor.
size ne, ne kadar sevdiysem? bağımlıysam, takıntılıysam? ben ne yaptığımı biliyorum. kendimi biliyorum. ben sevmeyi seviyorum. sevince hayat güzelleşiyor.
devamını gör...
3168.
beyin bedava
devamını gör...
3169.
gülüyorum, ağlıyorum, şaşırıyorum ama hepsi tatsız, hepsi boş. cansız duygular gibiler. sanki hayatımı resmettiğim tablo tamamen solmuş. fakat hayat o soluk haliyle devam ediyor. ve ben o soluk tablonun içinde amaçsızca dolanıp duruyorum.
devamını gör...
3170.
bir gün değişeceksin işte be nida...
niye ağlıyorsun kızım bu kadar ?
sadece cesaretin yok.
kendini böyle yıprattığına değiyor mu gerçekten ?
yapma ulan şunu kendine...
sen yetersiz değil sadece salaksın.
sürekli hatalar yapıp akıllanmıyorsun.
yani ben sana ne diyeyim daha...
devamını gör...
3171.
efenim şu an dev bir kararsızlık yaşamaktayım; iki seçenek arasında kalmış vaziyette iki buçuk saattir düşünüyorum.

sözlüğün her yerine istikrarlı bir şekilde, ısrarla yazıp durmamdan mütevellit muhtemelen bazılarınız şu an evde hasta modda vakit geçirmekte olduğumu biliyor. üzerinize afiyet, faranjitim baya ilerlemiş, nitekim bugün doktora gittim (1 haftadır böyleyim ve manyağım evet), kadın bana "ateş-titreme olmadı mı?" diye sorma ihtiyacı hissetti. olmuyor efenim, benim bünyede faranjit, grip filan ateş ve titreme yapmıyor çünkü hali hazırda ateşli bir kadınımdır.

tanrım boğazım, tavuk ciğerine dönmüş ve haliyle antibiyotik yazıldı, acilinden kullanmaya başlamam gerekiyor. ha bir de bu dehşet tablosunu gören doktorum hayretler içinde kalarak sağlam bir ağrıkesici yazmayı da ihmal etmedi. (evet ağrı eşiğim yüksek, ya da şöyle söyleyeyim ağrıyı son radde kadar sallamıyorum. canımın daha çok yandığı zamanlar olmuştu çünkü... fiziksel ağrı nedir kii... aah ahh diyerekten ağlıyormuşum ahsh)

her ne ise; ancak bugün doktora gitme ihtiyacı hissettim çünkü artık her yutkunmamda boğazıma bıçak saplanıyor hissi gelmeye başladı ve içtiğim sigaranın tadı tamamen kaçtı. daha iyi sigara içebilmek için iyileşmem gerekiyor. ya niye bu kadar uzatıyorum be öff sıkıldım, sıkıntıdan işte hep bunlar, sıkıldığımdan yazıma, çeneme vuruyor. iç sıkıntısı bunlar hep. zaten konumuz da bu.

doktor çıkışı, sigara almaya markete girince, ya bayadır içmiyorum, bulunsun bi köşede deyip 2-3 kutu da kırmızı tuborg aldım. ancak gittikçe iç sıkıntım beni aşmaya başladı, en son saat 21.30da antibiyotik alsam, 12 saat aralıklarla tedavime başlarım diyordum; ama zarif ellerim antibiyotiğe gitmedi.
ağrıkesiciye de gitmedi.

aynı zarif elllerim şoyan kırmızı tuborgların üzerinde dolaşıyor lanet olsun.
faranjit tedavisine başlamak ya da daha bok olacağını bile bile içmek; işte bütün mesele bu.
tanrım bu kadar zor olmamalı, hadi ama akıllı bir seçim yap morticiaa...

neyse, tuborgumu alıp geliyorum arkadaşlar.
devamını gör...
3172.
o değil de ö
devamını gör...
3173.
teleolojik evrendeki nedensellik mekanik evrendeki nedensellik ve bağıntılar evrenindeki nedenselliğin kategorik farkını idrak etmek için bizi mi bekledi bu dünya hayır nedensellik başlığını göremedim bugün umarım başına bi şey gelmemiştir..
devamını gör...
3174.
ben ne yapacağımı bilmiyorum.
galiba biraz ışık görüyorum ve o ışığı takip edeceğim.
galiba ben aşığım ya da ben onu sevmekten vazgeçemiyorum, güzel şeylere inanıyorum galiba. onun kocaman bir kalbi var.
ne yapayım gideyim mi pazar günü yanına? bilmiyorum.
devamını gör...
3175.
hep tuhaf biri oldum. 28 yaşında anlıyorum sebeplerini. belki alanında uzman birine ihtiyacım var. genetik aynı zamanda psikolojik bir şeylerden şüphe edip duruyorum ve eminim belki de. insanlar beni zorlamış. çoğu şeye. benim için çoğu şeyin zor olduğunu anlamadan. şimdi elimde bir tanı olsa utanırlar mı acaba ? özellikle beni sosyalleşmeye zorladıklarına. sanmam ben ne kadar rahatsızsam onlarda o kadar acımasız ve zorba.
devamını gör...
3176.
sevgili sözlük,
bir gün bende sevileceğim ancak o gün geldiğinde istediğim şey sevgi olmayacak.
tekrar unutulmak için her şeyi yapacağım belki bu bir insan için en büyük işkencedir ancak benim mutluluğum yalnızlığımda saklı.
insanlar asla sevilmeyi hak etmiyor.
devamını gör...
3177.
canım burası çok sıcak oldu. soyun istersen.
devamını gör...
3178.
dün gece yine seni düşündüm mücella. birazda araştırma yaptım. anıt yapmışlar sizler için. bu kadar zamandır buradayım sanırım köye uğrama vakti geldi. iki adımlık yol zaten. gerçi nasıl karşılarlar, kim olduğumu bilirler mi bilemiyorum.

ulan helvacı alacağın olsun. düşürdüğün duruma ve düşündürdüğün şeylere bak ya.
devamını gör...
3179.
mutluyum diye kendimi kandırıyorum iki gündür
belki gerçekten beynimi kandırıp sonunda eski mutluluğuma kavuşabilirim
devamını gör...
3180.
dost sandıklarınızın aslında düşmman olduğunu görmek, bir kez daha kimi insanların ne halt olduğunu hayatın her alanında kanıtlıyor.
fitne fücurla kardeş oldukları, olan olaylarda sizi savunmamaları her açıdan gösteriyor.
gerçek yüzleri karanlık ve aydınlık sahte maskelerle bunu gizliyorlar.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim