normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
1221.
dedi normal şarkısı çalarken kadın gözlerini devirip iri iri dedi yaşamak istiyorum işte normal.
tanımı var mıydı belli değil. insanı derinden yaralayan kelimeler havada uçuştu.
kadın geçmişini geleceğini tek bir potada eritip adama sunmaya hazırdı tüm cesaretini toplamış.
adam yalancı mıydı?
adam neydi sahi?
kadın boş verdi saniyelik akıl tutulmasıyla.
uzattı ellerini. adamın yüzüne avuçlarıyla dokundu da bir anlamı yok gibi davrandı adam.
kadın görmedi.
insan kendi içine bakarken göremiyor zira dışarıyı.
tanımı var mıydı belli değil. insanı derinden yaralayan kelimeler havada uçuştu.
kadın geçmişini geleceğini tek bir potada eritip adama sunmaya hazırdı tüm cesaretini toplamış.
adam yalancı mıydı?
adam neydi sahi?
kadın boş verdi saniyelik akıl tutulmasıyla.
uzattı ellerini. adamın yüzüne avuçlarıyla dokundu da bir anlamı yok gibi davrandı adam.
kadın görmedi.
insan kendi içine bakarken göremiyor zira dışarıyı.
devamını gör...
1222.
kış gelmiş. artık üstüme örtü alıyorum. hatta battaniye
devamını gör...
1223.
başımı yastığa koymuşum üzerimde yumuşacık battaniye. sarılmışım, yatağın içinde büzüşmüşüm. cenin olmuşum anne karnındaki gibi.
saçlarım örgülü. saçlarım tazecik.
sığınıyorum. sığınıyorum hayali bir ele.
o el ne vardı ki örgülü saçlarımı okşasa, yüzümde dolaşsa.
sığınıyorum. büzüşüyorum yatağın içinde.
ne sağlam bir göğüs ne de sıcacık eller var.
yaşıyor muyum yoksa yumuşak bir mezarın içinde miyim?
saçlarım örgülü. saçlarım tazecik.
sığınıyorum. sığınıyorum hayali bir ele.
o el ne vardı ki örgülü saçlarımı okşasa, yüzümde dolaşsa.
sığınıyorum. büzüşüyorum yatağın içinde.
ne sağlam bir göğüs ne de sıcacık eller var.
yaşıyor muyum yoksa yumuşak bir mezarın içinde miyim?
devamını gör...
1224.
insan ne tuhaf;
hep kök salamayacağı, ona uygun olmayan topraklara sevdalanıp,
belki kendi toprağında yediveren olacakken, başka topraklarda kurumayı tercih ediyor...
med cezir... *
hep kök salamayacağı, ona uygun olmayan topraklara sevdalanıp,
belki kendi toprağında yediveren olacakken, başka topraklarda kurumayı tercih ediyor...
med cezir... *
devamını gör...
1225.
en yakınının bile bilmediği bir gözyaşı saklanır bazı insanların gözünde,
çünkü hep kırılmaya müsait bir kalbi,
her an yeniden açılacakmış gibi olan bir kaç yarası vardır.
ve zehir gibi bir yalnızlık,
gözünden değil artık bedeninden akan...
ama kimsenin görmediği,
kendini bildin bileli kaç bin kez düşünmüştün oysa,
o kadar belliydi ki sana göre, birileri farkına varmalıydı,
mutlaka görmüş olmalıydı birileri o hüzünlü bakışları,
omuzlarından tutup sarsmalıydı seni...
olmadı elbette, olamazdı!
herkesin derdi kendineydi ezelden beri çünkü,
merak uzak diyarlarda bir köy adı bile değildi zaten,
merak dedikoducu teyzelerin dilinde komşunun kızıydı sadece, sakız niyetine!
sana göreyse bir "nasılsın?" değer vermekti onca iş güç arasında,
evet fazlaydı bu, çok fazla...
sen anonim olamıyorsun diye başkalarının korunaklı hayatlarına laf etmek de neyin nesiydi?
hem bu çağın insanı telefonu sessizde kullanır, kendini stresten uzak tutmak için insan ilişkilerini asgaride tutar,
kimseye tahammül edemez, sadece kendisi için yaşar.
değilsin bu çağın insanı ondan sebep hep çarpı iki hüzünler, acılar, hayal kırıklıkları...
gitmeye gidemiyor, kalsan duramıyorsun.
bu kadar insan içinde insansızlık...
ne menem bir çelişkidir bu,
hem ona gitmek istemek, hem ondan gitmek istemek...
unutulmuş muydum? *
söyle bari, son söz olsun,
kızmam bundan sonra sana...
dostuz artık geçmiş olsun,
anlat, saklama ne varsa...
çünkü hep kırılmaya müsait bir kalbi,
her an yeniden açılacakmış gibi olan bir kaç yarası vardır.
ve zehir gibi bir yalnızlık,
gözünden değil artık bedeninden akan...
ama kimsenin görmediği,
kendini bildin bileli kaç bin kez düşünmüştün oysa,
o kadar belliydi ki sana göre, birileri farkına varmalıydı,
mutlaka görmüş olmalıydı birileri o hüzünlü bakışları,
omuzlarından tutup sarsmalıydı seni...
olmadı elbette, olamazdı!
herkesin derdi kendineydi ezelden beri çünkü,
merak uzak diyarlarda bir köy adı bile değildi zaten,
merak dedikoducu teyzelerin dilinde komşunun kızıydı sadece, sakız niyetine!
sana göreyse bir "nasılsın?" değer vermekti onca iş güç arasında,
evet fazlaydı bu, çok fazla...
sen anonim olamıyorsun diye başkalarının korunaklı hayatlarına laf etmek de neyin nesiydi?
hem bu çağın insanı telefonu sessizde kullanır, kendini stresten uzak tutmak için insan ilişkilerini asgaride tutar,
kimseye tahammül edemez, sadece kendisi için yaşar.
değilsin bu çağın insanı ondan sebep hep çarpı iki hüzünler, acılar, hayal kırıklıkları...
gitmeye gidemiyor, kalsan duramıyorsun.
bu kadar insan içinde insansızlık...
ne menem bir çelişkidir bu,
hem ona gitmek istemek, hem ondan gitmek istemek...
unutulmuş muydum? *
söyle bari, son söz olsun,
kızmam bundan sonra sana...
dostuz artık geçmiş olsun,
anlat, saklama ne varsa...
devamını gör...
1226.
bazı insanlar çok güzel. böyle ansiklopedi gibi. dolu dolu. sayfaları sayılamayacak kadar çok olan bir roman gibi. soluksuz okunmalı. ya da bir manzara gibi. yeşilin ve mavinin eşsiz tonlarıyla bezeli. bembeyaz pamuktan hallice bulutlu. ama ben ne ansiklopedi maddelerinden biriyim ne romanın başkahramanı ne de manzaranın içindeyim. bana düşen açıp okumak ya da izlemek. okudukça imrenilir mi ya da izledikçe yüreği kıran mutluluklar yaşanılır mı? imreniyorum yeminlen be sözlük. yüreğim hüzünlü mutlulukla kırılıyor. romanın başkahramanı olmak için ya da manzaradaki bulutun üzerinde uzanıp seyahat etmek için insan neler vermeli?
* * *
* * *
devamını gör...
1227.
dertler derya olmuş ben de bir sandal, simsiyah gecenin koynundayım başım duman.
olmak ya da olmamak işte bütün mesafe bu. yüz kilometre hızla gidersek olmak tarafına mı yakın oluruz yoksa olmamak tarafına mı? ha bir de kaç zamanda?
kaçmalı zamandan... öyle bir geçer zaman ki. e buyursun geçsin, biz hala yüz kilo litredeyiz. bardaktaki bitsin geliriz.
ezgi günlüğüne ayşe'yi yazmış. "ayşoşum minik kuşum, sen uçtun ben vuruldum." aman uçurtmayı vurmasınlar anne! görecek daha çok gökyüzü var.
olmak ya da olmamak işte bütün mesafe bu. yüz kilometre hızla gidersek olmak tarafına mı yakın oluruz yoksa olmamak tarafına mı? ha bir de kaç zamanda?
kaçmalı zamandan... öyle bir geçer zaman ki. e buyursun geçsin, biz hala yüz kilo litredeyiz. bardaktaki bitsin geliriz.
ezgi günlüğüne ayşe'yi yazmış. "ayşoşum minik kuşum, sen uçtun ben vuruldum." aman uçurtmayı vurmasınlar anne! görecek daha çok gökyüzü var.
devamını gör...
1228.
küçükken hep dualar ederdim ailemden önce ben öleyim diye. onların acısını hiçbir zaman görmek istememiştim, buna şahit olmak kaldıramayacağım bir yük gibiydi. bununla yaşayamazdım, ama yaşıyorum? hatta küçüklüğümde hep çok korkardım yalnız kalmaktan. çünkü o yaştaki teorime göre insanlar yaş sıralamasına göre ölmeliydi. en büyük olan, sonra ondan daha küçük olan.. sıralama böyle devam etmeli ve küçük yaşta insanlar aile içinde kalan tek birey olarak yalnız kalmalıydı. çocukluk işte, bu korkularımdan dolayı çok kez ağlamış dualar etmişimdir. sanrım bu korkumdan olacak, küçükken gece herkes uyuduktan sonra teker teker annemin, babamın ve abimin nefes alışlarını dinlerdim. nasıl uyuduklarını izler, nefes aldıklarında göğüslerinin bir yukarı bir aşağı hareket etmesi beni inanılmaz rahatlatırdı. bazen uyanıp karanlıkta beni gördüklerinde çok korkarlardı ve tabii kızarlardı. ama hala bu sebeple öyle yaptığımı bilmezler.
zaman akıp gitti, tarih değişti ama bazı şeyler hiç değişmedi. acının şiddeti hiç azalmadı. ben neden hiç değişmiyorum? içimdeki acıyı neden söküp atamıyorum? içimdeki o yara ne zaman kabuk bağlasa tekrar tekrar kanatıyorum. ben değiştim aslında, büyüdüm. ama içimdeki çocuk hiç büyümedi. o 16 yaşındaki çocuk.. onu iyileştirmeyi başaramadım. bazı geceler ne zaman gözlerimi kapatsam, hep bir yerlerden buğulu gözlerle bakıyor bana..
zaman akıp gitti, tarih değişti ama bazı şeyler hiç değişmedi. acının şiddeti hiç azalmadı. ben neden hiç değişmiyorum? içimdeki acıyı neden söküp atamıyorum? içimdeki o yara ne zaman kabuk bağlasa tekrar tekrar kanatıyorum. ben değiştim aslında, büyüdüm. ama içimdeki çocuk hiç büyümedi. o 16 yaşındaki çocuk.. onu iyileştirmeyi başaramadım. bazı geceler ne zaman gözlerimi kapatsam, hep bir yerlerden buğulu gözlerle bakıyor bana..
devamını gör...
1229.
madem ortak bir defterimiz var, öncelikle belirtmek isterim ki benim gönül sayfam da canım açık seçik...
devamını gör...
1230.
ortada hiç bir bok sebep yokken insan kendini niye değiştirmek istesin ki?
devamını gör...
1231.
insan bir kere kaybolmaya başladımı bütünüyle kaybolmak istiyor.
nasıl olsa artık isteseler de bulamazlar beni.
henüz duygularımı kontrol etmeyi öğrenemedim yüzüme bakınca insanların yüzünde bir üzüntü duygusu belirirdi.
belki de bir acımaydı bana üzüntü gibi gelen.
yüzümden okunuyor olmalı bir şeyler yazdıklarımdan okunamasa bile birilerinin bir şeyler sezdiğinin farkındaydım.
istemeden bir şeylere dahil ediliyor bir şeylerden çıkarılıyordum, mesela gözden saçmalama.
kimsesiz berduşlar gibi yürürdüm sokaklarda bütün hayvanlar krallarını selamlardı insanlar anlamazdı.
her gece penceremde birkaç kedi iki tane sinek odanın içinde, birkaç kitap çekmeceler basamaklar onlarında bir beklentisi olmalıydı muhakkak,
bir şeyler bekliyor olmalı benden.
yoksa bunca zaman benim beklediğim gibi neden okunmayı bekleyesin ki kitaplar...
bekleyesi gelmiştir belki ya da buna benzer bir şey.
ınsanlar bir şey yapmadan, durduk yere yorulmanın bile bir yolunu bulmuş; yorgunluğun sebebinden ziyade dinlenmekle ilgileniyorlar. salt bir ilgisizlik.
yorulmayanları yadırgıyorlar; kendilerinden değillermiş bir işle meşgulken yorulan insanlar.
bana yine tarafımı seçme fırsatı verilmedi oradan oraya savruldum durmadan.
rüzgârla şekillendi varlığım.
huzuru toprakta, kitapta ve kahve de bulduğum halde ne toprağa kavuşabildim ne kitap okuyabildim, yalnız yazmakla yetindim.
alonewriter
nasıl olsa artık isteseler de bulamazlar beni.
henüz duygularımı kontrol etmeyi öğrenemedim yüzüme bakınca insanların yüzünde bir üzüntü duygusu belirirdi.
belki de bir acımaydı bana üzüntü gibi gelen.
yüzümden okunuyor olmalı bir şeyler yazdıklarımdan okunamasa bile birilerinin bir şeyler sezdiğinin farkındaydım.
istemeden bir şeylere dahil ediliyor bir şeylerden çıkarılıyordum, mesela gözden saçmalama.
kimsesiz berduşlar gibi yürürdüm sokaklarda bütün hayvanlar krallarını selamlardı insanlar anlamazdı.
her gece penceremde birkaç kedi iki tane sinek odanın içinde, birkaç kitap çekmeceler basamaklar onlarında bir beklentisi olmalıydı muhakkak,
bir şeyler bekliyor olmalı benden.
yoksa bunca zaman benim beklediğim gibi neden okunmayı bekleyesin ki kitaplar...
bekleyesi gelmiştir belki ya da buna benzer bir şey.
ınsanlar bir şey yapmadan, durduk yere yorulmanın bile bir yolunu bulmuş; yorgunluğun sebebinden ziyade dinlenmekle ilgileniyorlar. salt bir ilgisizlik.
yorulmayanları yadırgıyorlar; kendilerinden değillermiş bir işle meşgulken yorulan insanlar.
bana yine tarafımı seçme fırsatı verilmedi oradan oraya savruldum durmadan.
rüzgârla şekillendi varlığım.
huzuru toprakta, kitapta ve kahve de bulduğum halde ne toprağa kavuşabildim ne kitap okuyabildim, yalnız yazmakla yetindim.
alonewriter
devamını gör...
1232.
buraya ara ara gelip hâl hatır sormak istiyorum. naptınız diyesim geliyor yazıp, karalayanlara.
uzun uzun yazmanın verdiği rahatlık var bu başlıkta. kim okuyor kim okumuyor pek umrunda değil aslında. bir şeyler çıksın içinden. dök dökebildiğin kadar....
normalde de öyle değil mi? anlatıyorsun uzun uzun kim dinliyor? dinlemeye çalışanda haklı bir yerde. film kopuyor bir yerden sonra yine kendi sorunlarına dalıyorsun. bu yüzden dinlenmiyorum anlamıyorlar beni diye çok yargılamamalı insanları.
sen kimi o kadar dikkatle dinleyebiliyorsun?
sadece merak ettiğini dinlersin orada da bir motivasyon vardır.
bir amaç olmalı değil mi? seni bir yerelere çeken konu olmalı, bir insan olmalı. ortak bir payda olmalı insanlar başka türlü buluşamaz başka türlü birbirlerine dokunamaz.
kopmadan sadece akışa kendini kaptırdığın, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığın seni bir görevmiş gibi dinlemeye çalışmayan biri olmalı.
bir konu olmalı tartışacağın ve üzerine uzun uzun konuşacağın.
hayat başka türlü geçmez. geçen'in tadı olmaz. çok yavan çok çorak olan şeyler sancı verir.
uzun uzun yazmanın verdiği rahatlık var bu başlıkta. kim okuyor kim okumuyor pek umrunda değil aslında. bir şeyler çıksın içinden. dök dökebildiğin kadar....
normalde de öyle değil mi? anlatıyorsun uzun uzun kim dinliyor? dinlemeye çalışanda haklı bir yerde. film kopuyor bir yerden sonra yine kendi sorunlarına dalıyorsun. bu yüzden dinlenmiyorum anlamıyorlar beni diye çok yargılamamalı insanları.
sen kimi o kadar dikkatle dinleyebiliyorsun?
sadece merak ettiğini dinlersin orada da bir motivasyon vardır.
bir amaç olmalı değil mi? seni bir yerelere çeken konu olmalı, bir insan olmalı. ortak bir payda olmalı insanlar başka türlü buluşamaz başka türlü birbirlerine dokunamaz.
kopmadan sadece akışa kendini kaptırdığın, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığın seni bir görevmiş gibi dinlemeye çalışmayan biri olmalı.
bir konu olmalı tartışacağın ve üzerine uzun uzun konuşacağın.
hayat başka türlü geçmez. geçen'in tadı olmaz. çok yavan çok çorak olan şeyler sancı verir.
devamını gör...
1233.
sıkıldım. konular da sarmıyor. hadi biriniz gelsin de sohbet edelim.
devamını gör...
1234.
eskiden gelen bir alışkanlığım var eğer bir kitap akıcıysa ve sarıyorsa bir gün yada 2 gün içinde kitabı okurum ve bitiririm kaç sayfa olduğu da önemsiz. kitabın içinde yaşarım bir gün boyunca aynı bu gün olduğu gibi, ortalama 6 saat kitap okudum bu gün ve hiç bir şey yapmadım yapmam gereken tonla şey olmasına rağmen. bazıları der ya uyumak gerçek hayattan sıyrılabilmenin, kaçabilmenin tek yolu diye tek yolu o değil sevgili sözlük hayatsız gibi kitap okumak. bu gün hayattan kaçtım ama yarın beni bekleyen da dağ gibi sorumluluklar gece yatarken gelen gelecek kaygısı perileri bundan kaçabilmek işte orada tek başıma kalıyorum ve asıl sıkıntım da burada başlıyor.
devamını gör...
1235.
bugün her şey denk geldi. benim hayatımda öyle olur hep. istediğim şey bir şekilde denk gelir. olur yani, gerçekleşir. uzun zamandır beni sıkan bir durum vardı. yazın kendiliğinden, bir daha asla olamayacak şekilde bitti, yok oldu.
yine uzun zamandır aklımı karıştıran, canımı sıkan bir mevzu da bugün halloldu. tabii ki kendi kendine değil. ama bugün denk geldi, mevzu açıldı. aynı can sıkıntısı yine beni boğdu. içimde kalıp beni sıkacağına dışarı çıkarayım muhatabını sıksın dedim. vira bismillah, daha önce düşündüklerimi bir bir gerçekleştirdim ve püf! bitti. benim için en azından.
aldığım kararları uygulamaya geçiriyorum. tahmin ettiğim kadar zor ve üzücü olmuyor. atmam gereken başka adımlar da var. aslında ödüm kopuyor. yavaş yavaş, bakalım. planladıklarımı gerçekleştirebilirsem korkacak daha az şeyim olur.
yine uzun zamandır aklımı karıştıran, canımı sıkan bir mevzu da bugün halloldu. tabii ki kendi kendine değil. ama bugün denk geldi, mevzu açıldı. aynı can sıkıntısı yine beni boğdu. içimde kalıp beni sıkacağına dışarı çıkarayım muhatabını sıksın dedim. vira bismillah, daha önce düşündüklerimi bir bir gerçekleştirdim ve püf! bitti. benim için en azından.
aldığım kararları uygulamaya geçiriyorum. tahmin ettiğim kadar zor ve üzücü olmuyor. atmam gereken başka adımlar da var. aslında ödüm kopuyor. yavaş yavaş, bakalım. planladıklarımı gerçekleştirebilirsem korkacak daha az şeyim olur.
devamını gör...
1236.
karnımdan yukarı doğru süzülen bir iç sıkışması var iyi hoş şeyler oluyor hep ama o orda en son böyle hissettiğimde kendimi kahveye atıp demli çay içerken kötü bir haber aldıydım hayırlısı bakam daha sürecek mi bu şey umarım midem filan üşütmüştür.
devamını gör...
1237.
olmazdı zaten çünkü hayalini kurdum.
devamını gör...
1238.
ben insanlara kendimi anlatmaktan yoruldum artık.
açıklamak zorunda da değilsin ama illa ki bi zorundaymış gibi bırakıyorlar. insanlar gerçekten kabalığa o kadar alışmış ki nezaketten bihaber ve bunu da bak ben bu zamana kadar hep kötü insanlarla karşılaştım kesin sen de öylesindir deyip kırıp bi kenara çekiliveriyor.
hayat yeterince kaba davranıyor zaten, siz de bu kadar kaba olmak zorunda mısınız. daha yazacak çok şey var ama dilim dönmüyor. iyi geceler.
açıklamak zorunda da değilsin ama illa ki bi zorundaymış gibi bırakıyorlar. insanlar gerçekten kabalığa o kadar alışmış ki nezaketten bihaber ve bunu da bak ben bu zamana kadar hep kötü insanlarla karşılaştım kesin sen de öylesindir deyip kırıp bi kenara çekiliveriyor.
hayat yeterince kaba davranıyor zaten, siz de bu kadar kaba olmak zorunda mısınız. daha yazacak çok şey var ama dilim dönmüyor. iyi geceler.
devamını gör...
1239.
ahahahah yanda bir savaş, orda bir savaş, burda bir savaş. bense apayrı savaşlar veriyorum, bir sürü savaş içinde yenilerini buluyorum. göz garip organ, benimki kanlı, yine de görüyor. ağız dudaklarını yolmakla meşgul ama yine de söylüyor. benim susmam lazım, ama duyman lazım. bazı ateşler bazı geceler evinize düştüğünde kurtluşunuz olmaz. o gece gelmiyor bir türlü. neyse ben yatayım, salağa yatayım.
devamını gör...
1240.
“neden herkes birbirinin canını yakmaya bu kadar meraklı?” diye bir soru sordu kendine ve “çünkü onları bir başkası olarak görüyor” diye cevapladı kendince bu sorusunu.
evet bencilliğin başka hali. sadece kendisine odaklanmış insan, başkaları diye gördüklerini umursamıyor. gördüğü kötü davranışlardan şikayet ediyor ama kendisi de aynı davranışlarda bulunabiliyor.
birbirimizi çekmiyor, birbirimize tutunmaya çalışmıyor, yapayalnız kalmak pahasına birbirimizi kendimizden uzağa itiyoruz. birbirimize karşı kıyıcıyız, hiç olmadığımız kadar yıkıcıyız, günden güne incelikten, zarafetten, nezaketten uzaklaşıp katılaşıyoruz. katılıklarla ilerleyen böyle bir dünya herkes için cehennem! çünkü hiç kimse sertliğinden vazgeçerek bir başkasının cenneti olmaya çalışmıyor
alıntılar gökhan özcanın yazısından:buradan
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2