4601.
sen hiç bu kadar kahverengi bakan bir çift göz gördün mü diye soran iç sesimi susturmaya çalışıp o fark etmeden iç ettiğim fotoğrafına bir daha baktım.
dudakları hep mühürlü, acaba niye?
evet ya, bu kadının kaç fotoğrafını gördüysem hiç gülümsemiyor??
saçlarının kahverengisi mi buna sebep acaba?
olmaz, saçma..
yüzünü görüp anlama imkanım var mı? yok.
sorsam söyler mi? soracak yollarım hep kapalı, açık olsa ona varana kadar, ohooo.
yalnız gözleri gülüyor bak, buna eminim.

ve hayır, ben bu kadar kahverengi bakan bir çift göz hiç görmedim.
devamını gör...
4602.
insanlar tarafından ihanete uğramaktan yorulduğum dönemler.bi insanı çocukluk arkadaşı satabilir mi ya? yediğin içtiğin aynı ekmeği paylaştığın,yeri geldiğinde kapını açtığın,birlikte gülüp ağladığın...
devamını gör...
4603.
az önce mutfağa su almaya gittim ve suyumu termosuma doldurdum, termosuma doldurdum çünkü hava çok sıcak ve bu şekilde çabucak ısınmıyor, ardından telefonumu koltuğun üzerinde bıraktığım geldi aklıma ve su dolu termosumu mutfak masasında bırakarak içeri gittim ve telefonumu aldım. mutfağa adımlarken tuhaf ve gürültülü tıkırtı ve haşırtı sesleri duydum, normalde bu sesleri duymaktan korkmam ama saat gece 2, korkuyla suyumu alıp mutfağın ışığını bile kapatmadan içeri geçtim çünkü herhangi bir varlık ile bu saatte çatışacak ne gücüm var ne aklım.
devamını gör...
4604.
şimdi unutmak istedigim her sey zamaninda beni mutluluktan öldürecekti.
devamını gör...
4605.
tanrıdan diledim bu kadar dilek
o yârin yüzünü bir daha görek

gel, anam aman, yanıma
kıyma bu yazık canıma
bir kara kaşın, bir kara gözün
değer dünya malına

bana kısmet değil dizinde yatmak
dizinde yatıp da yüzüne bakmak


başka söze gerek yok...
devamını gör...
4606.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
4607.
yine biz çavdar ekmeği ve yazar birey kişisi, bu aralar garip bir haller oldu bize durup dururken yeni iş fikirleri buluyoruz mesela pikaçulardan oluşan bir elektrik santrali kurma fikri aslında iş yapar gibi ama bizi çarpıp duruyor şerefsizler.

çavdar ekmeği ve yazar birey kişisi 198. bilmem kaç yılında doğmuşuz bakıyorum yeni başlayan tek haneli iq'ya sahip ofis canlılarına 2002'li var 2002 nedir yahu o anca cep telefonu modeli olur.

çavdar ekmeği ve yazar birey kişisi karar verdik balporsuğu olacağız ama sadece bal yemiyeceğiz reçel olur helva oluur mahmut tuncerin unu olan yağı olan şekeri olan bakkal amcası olur onuda yeriz.

çavdar ekmeği ve yazar birey kişisinin iq su nihayet 30'lu civarlara indi tek haneli iq'ya sahip ofis canlıları yüzünden hayır ihale mailini nasıl yanlışlıkla alakasız birimlere gönderen insanlar oluyor anlamıyorum ve iq'um düşüyor.

çavdar ekmeği ve yazar birey kişisi gecenin bu saatini sevioruz içimizden ise kasım şeren şarkıları söylüyoruz, eğeğeğeğeğe sadece tek anladığımız söz bu ama rahatlatıyor eğeğeğeğ eğğeğeğeğe

saçma rüyalar serimiz vol.4564565465 rüyada ben,rok,hakan ural,ve nebati reyiz deniz yolculuğuna çıkmak zorundaydık öyle bir uyandım ki korkudan uyuyamıyorum ninni söyleyen olsun uyuyayım tekrardan

zaman makinemiz bizi bu sefer bizi m.s 28952 yılına ışınladı yine lazer darbesi ile öldük ha bir zaman yolculuğunda yaşayalım herkese sütlaç ısmarlayacağım ben.
devamını gör...
4608.
sigara icince havali olmuyorsunuz, sigara icmek havali degildir.

yilda 1.6 milyon insan akciger kanserinden gidiyor. ben de iciyorum, ama sunu havali addetmekten vazgeciniz sayin yazar kardesler.

ısin gorselinde degilim bu arada, dileyen amuda kalksin. lakin dusunce yapisi olarak, sunu havali addeden varsa 1 zahmet gidip evinin camindan atlasin.
devamını gör...
4609.
bir insan, bir kalp, o kalbi kırmak o kadar kolay, tamir etmesi belki bir ömür
güzel bir ev, araba, tonla para, bunlara ulaşmak birçok farklı yol, elde etmek belki uzun, kaybetmekse bir an
hasta yatağında kafanı çevirdiğinde ne görmek istersin? senin elini sımsıkı tutan bir el, seninle konuşan dudaklar, seni seven bir kalp? ya da artık sayamayaz olduğun para, kullanamadığın arabanın anahtarı, mirasını bırakabilecek kimsenin olmadığı, hatta hiç kimsenin olmadığı, koca bir yalnızlık?
bugün tercih ettiklerin yarın geleceğin olacak. anılar, insanlar mı biriktirmek istersin? yalnızlıklar mı doldurmak istersin o kısa ömrüne?
devamını gör...
4610.
bütün sokaklarda o şarkıların yeniden çalması,
adeta geçmişin bana ve benim gibi geçmişe bakanlara
bir jestti, bir selamdı resmen,
bir an için bile olsa yeniden o günleri hissetmek,
bir an için bile olsa o günlerde olmak,
hayatın bütün dert, tasa ve sıkıntılarını unutturdu,
mutluluk aslında bu kadar basit,
masrafa gerek yok, dairelere milyorlar yatırmak,
popolara estetik yaptırmak, bilmem ne marka
elbiselere bürünmek, veya güzel kadınlara sahip olmak.
bunların hiçbiri büyülemiyor beni.
ve büyülememenin sebebini söylememe rağmen anlamıyorlar.

o günlerde her yerde müzik çalardı,
yufkacısından, plaj malzemesi satana,
çiçekçisinden, marketine her yerde,
o günlerde çalardı dün çalan şarkılar,
hayata yeni başlamış olmanın heyecanı dipdiri idi,
her şey bir heyecan, bir keşif ve bir büyüye sahipti,
en büyük zenginliğin ne olduğunun farkında olmadan,
en büyük zenginliğin hemen üstünde durarak yaşamak,
işte buydu olay, sonrasındaki yoksulluk, maddi değil,
tam da buydu, ama kimseye anlatmak mümkün olmamıştı.

kırar market'in orada da çalardı o günlerde burak kut,
bazen mirkelam'ın her gece şarkısı,
bazen kaya gazinosunun orada,
bazen nba şapkası satan o tuhaf dükkanın orada.
her şey istediğim gibiydi o günlerde,
olması gerektiği gibi, ideal bu idi,
beyaz bahçenin bozuk ses sisteminde de duyardım,
şafak pastanesinin orada da.
aslında içinde hiçbir şey olmayan bu mekanlarda
aidiyet ve huzur hissetmek
benimsemek ve azla yetinip mutlu olmaktı mesele.

neredeyse otuz yıla varıyor artık o günlerin üstünden geçen zaman,
bir ömür, kimine göre yolun yarısı,
benim içinse bir şey ifade etmeyen bir rakam.
takvimlerde gittikçe büyüyen rakamların benim için önemi yok,
istanbul'un imkanının da, semtlerinin de,
hiçbir şey beni büyülemiyor o günler gibi,
yeniden diriltmiyor, canlandırmıyor,
ve bu hep böyle olacakmış gibi gözüküyor.
devamını gör...
4611.

allah zekat verdi ben de sarki yaptim okey?


enes alper. az once dinledim.
devamını gör...
4612.
ruh halime göre profil güncellemesi aldım.

bunu da buraya karalayasım geldi.
çünkü gezdim eğlendim bundan sonra da ders çalışmalıyım.

evet.
küçük prens mod:on.
sad story. *
devamını gör...
4613.
uyumaya giderken kendime takıldım düştüm, güldüm üstelik bir de halime, sonra ayağa kalktım yerde yatan ben'i ayağa kaldırmaya çalıştım, o geçen haftadan kalma sarhoş benmiş, uyanmadı pis sarhoş, üstüne bir örtü attım, sonra o en son çalan şarkıya bir daha sordum, 'ne zaman?' diye, şarkı da sallamadı beni, gittim yattım uyudum.
devamını gör...
4614.
tut ki o gündür.

tamam, yarımada olmayıversin bu sefer ama illa ki yasemin ve badem ağacı yetişsin, bahçe dileğin de kabul olsun ama bahçe duvarları ille yığma taş olsun, bahçede köpeğin de olsun ama kedilerimle iyi geçinsin, kocaman ahşap bir masa olsun, üstünde senin türk benim filtre kahvem fincanları birbirine aşina olsun, dışarıdan en büyüğü cırcır böceği sesi olan ova sesleri duyulsun, denize varmak için on dakika yürüyebilirim ama mümkünse geceleri serinliği yüzüme vursun, beni sana sorduklarında "balıkta, akşam gelir" diyebilesin, seni bana sorduklarında "bahçede, çiçeklerine tapıyor" diyebileyim. mutfak iki kişi için dar ama bizim için tam kıvamında olsun, evin adı yuva konsun.

/ - doğru ya adam, ben şimdi sana ne diyeceğim? /
devamını gör...
4615.
buraya bi ton şey yazdım sildim. ben bazı şeyleri söylemeye utanırken birisinin onları yapması ona nasıl hissettiriyordur acaba?
devamını gör...
4616.
yel değirmenlerine karşı savaşmanız bittiğinde, kazanacaksınız.
devamını gör...
4617.
keşke antiloplar ve ceylanlar bir an önce zıbarsa da kendime geç saate kadar içme emri verdiğim canım kendim, gönlüme göre saçmalayabilsem.

sabaha süpürürdüm yazdıklarımı. gönlümde yazıp çizip karaladıktan sonra siliyorum, sözlükte dağıtmışım çok mu.

değil.

durdukça algı eşiğim değişiyor. ister istemez cıvıtıyorum başlıklarda.

oysa sadece saçmalayacaktım gecenin başında.
devamını gör...
4618.
kazma bir adamım ben, çok kibar olduğum söylenemez ismim unisex bir isim olduğuna herkes beni naif kırılgan bir insan sanıyor ama bildiğin yontulmamış bir kütük modundayım.
bu zamana kadar hayatıma giren her kadın beni yontmaya çalışmaya başladığı dakika daha daha kütükleştim yahu beni bu kütük halimle beğenmişssin ne oldu birden gepetto ustalığın mı kabarıyor.
neymiş çiçek almıyormuşum yahu onun yerine doğalgazını ödedim, birisinin telefonu bozuldu aldım, öbürüne deli gibi kpss dersleri verdim eee yine kütüklüğümle kaldım.
devamını gör...
4619.
lise son sınıf aşkıma burdan sesleniyorum.benim sayemde tarihi sevdin.en basit soruları dahi yapamıyordun ve iq düzeyin ayakkabı numaranı geçmezdi.he ayakların küçük ve güzeldi orası ayrı konu neyse.benim sana öğrettiğim tarih bilgileri ile tarih okuyorsun ve kitap çıkarmışsın.daha haritada hindistanın yerini bilmezdin len.kötü bir şekilde kanlı bıçaklı(gerçekten bıçaklanarak) ayrılmasaydık bunu yapmazdım ama çıkardığın kitabı alıp her bi sayfasına işeyeceğim.yine aklıma geldin beni bu raddeye getirdin.
devamını gör...
4620.
bir buluta yüklenmiş acılar sağanak halinde serpiliyor.
yorgun, yoksun, ezilmiş insanlığımızın üstüne.
sığınacak bir çatı, tutunacak bir dost eli bulamadan kimsesiz bekliyoruz.
bir rüzgarla savrulmuş umutlarımız, fırtınaya gebe hayal kırıklıkları.
elimizde kalanlara sarılmışız sıkı sıkı.
titreyen alev lambada sahipsizce, ısıtmıyor, aydınlatmıyor.
elin elime değdi değeli, lambada alev üşüyor.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim