normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
3281.
bazı öğrencilerimin bazı isimlerini sadece ben biliyorum.
* sınav gözetmeni olduğum bir sınıfta öğrencinin birine sunshine dedim, 1 ay sonra dersten sonra yanıma gelip beni hatırlıyor musunuz hocam diye sordu. tabii ki hatırlıyorum sunshine dedim, mutlu oldu gülerek gitti.
* bir öğrencimin ismi ejderha. çok da tatlış bi kız aslında. ejderha deyince sinirli falan birini canlandırıyorum gözümde, ama alakası yok. insan ismini geçen gün öğrendim, ama benim için her zaman ejderha kalacak.
* başka bir öğrencinin adı stajyer. aslında ne benim öğrencimdi ne de benimle staj yaptı ama ismi stajyer kaldı. şu an yüksek lisans yapıyor, yine de benim için hala stajyer.
* başka birinin adı kuş.
* bi tane de ice baby var. rapçi ismiymiş, sizde ice baby dinleyicisi tipi var hocam demişti. kendisi dinliyormuş, ice baby oldu.
artık siz de biliyorsunuz.
* sınav gözetmeni olduğum bir sınıfta öğrencinin birine sunshine dedim, 1 ay sonra dersten sonra yanıma gelip beni hatırlıyor musunuz hocam diye sordu. tabii ki hatırlıyorum sunshine dedim, mutlu oldu gülerek gitti.
* bir öğrencimin ismi ejderha. çok da tatlış bi kız aslında. ejderha deyince sinirli falan birini canlandırıyorum gözümde, ama alakası yok. insan ismini geçen gün öğrendim, ama benim için her zaman ejderha kalacak.
* başka bir öğrencinin adı stajyer. aslında ne benim öğrencimdi ne de benimle staj yaptı ama ismi stajyer kaldı. şu an yüksek lisans yapıyor, yine de benim için hala stajyer.
* başka birinin adı kuş.
* bi tane de ice baby var. rapçi ismiymiş, sizde ice baby dinleyicisi tipi var hocam demişti. kendisi dinliyormuş, ice baby oldu.
artık siz de biliyorsunuz.
devamını gör...
3282.
saatlerce izlenilen bir tavan, sorulara cevap vermeyen duvarlar ve bitmek bilmeyen düşünce trafiği... severim aslında bunları, ama bazen oluyor yüreğimi bunaltıyor. sanki birisi kalbimi eline almış suyunu çıkarmaya çalışıyor. içimdeki zıtlıklara tahammül edemiyorum. "umut etmeden, umutsuzluğa da düşmeden" anlayışı beni çok zorluyor. etrafıma yaydığım sevgi ve değer dalgası beni içten içe tüketiyor. bazen oluyor almadan vermenin ne kadar zor olduğunu iliklerime kadar hissediyorum. geçtiğim yollar kararıyor, rüya ile gerçeği ayırt edemiyorum. kendi içimde düşünüp yaşamak bir kurt gibi içimden kemiriyor beni. çürümek yetmiyormuş gibi bir de iğrenç bir şekilde yok oluyorum. kurtulurum umuduyla sarıldığım insanlar bir bir kayboluyor. "kollarımı açınca boşluğu kucaklıyorum." tüm önlemlerime rağmen kayboluyorum. aynı yollarda kayboluyorum hem de. kayboldum kaybolmaya, bari dönüş yolunu bulabilsem. geri dönmek yerine yeni yollar bulmaya çalışıyorum, bu beni daha da batırıyor. sonucunda da koca bir mide bulantısı ile baş başa kalıyorum.
devamını gör...
3283.
önemli bir insan olmadığımı bilerek yaşamak gücüme gidiyor yaw...
kendimden sıkıldım. işe yaramazın biriyim ah ah.
kendimden sıkıldım. işe yaramazın biriyim ah ah.
devamını gör...
3284.
eskiden kendimle sadece konuşuyordum .
artık tartışmaya da başladım ...
yakında kavga eder karakola da düşeriz .
anlaşamıyoruz abiii ...
artık tartışmaya da başladım ...
yakında kavga eder karakola da düşeriz .
anlaşamıyoruz abiii ...
devamını gör...
3285.
izninizle biraz içimi dökmek isterim. bugün direksiyon sınavından ikinci kere kaldım. aslında gayet normal ve herkesin başına gelebilecek bir durum, ama içime bir dert oldu sözlük. sınavıma giren gözetmenlerden birinin laflarına ve tavrına ayrı, seyir halindeki kendi manasız hareketlerime ayrı sinir oldum. başarısızlığı asla kaldıramıyor, kendime bir türlü yediremiyorum. günlerce kafamda bu düşünceler dönüp duruyor. kendimi aptal gibi hissediyorum. öyle basite indirgiyor, öyle küçümsüyorum ki yaptığım hataları, azıcık aklı olan biri yapmazdı diyorum kendi kendime. böylece saatleri, günleri zehir ediyorum. avutma cümleleri, teselli niyetine anlatılmış tecrübeler zihnimin tuğla duvarlarından sekiyor. içerde ise sürekli kendini aşağılayan, hor gören biri. zaten yeterince var olan stresine bir de bunları ekleyerek kendine eziyet etmenin ne anlamı var ki? ama ediyorum işte sözlük. insanın en büyük düşmanı kendisi oluyor bazen, bu da öyle bir şey işte.
edit: bir sonraki sınavımda geçtim. hayır kendime zehir ettim de ne oldu diye de düşünüyorsun sonra. insanın kendiyle yaşaması çok zor :)
edit: bir sonraki sınavımda geçtim. hayır kendime zehir ettim de ne oldu diye de düşünüyorsun sonra. insanın kendiyle yaşaması çok zor :)
devamını gör...
3286.
karar aldım. bakalım ne kadar tutabileceğim. sevimsiz bir insana döneceğim belki de. olsun varsın.
devamını gör...
3287.
bunu da atlatırsak daha bize karada ölüm yok.
atlatabilmek için çok dua ediyorum, bakalım ne olacak…
atlatabilmek için çok dua ediyorum, bakalım ne olacak…
devamını gör...
3288.
kendimi nasıl hissediyorum biliyor musunuz?
bir petshop'un içinde oynayan köpekleri camdan izleyen bir sokak köpeği gibi.
adam dışarı çıkıyor, sokak köpeğini kovuyor petshop'a geri dönüyor.
içinden diyor ki; o yiyeceğini yedi..
ne yemiş ki sokak köpeği yediyse bile kuru mama.
çok mu reva gördünüz bu soğukta garibanıma.
it gibi çalışırken hiç çalışmayan arkadaşlarımın denemelerde beni geçmesi..
ne yani bunca emek boşuna mı gidiyor ne yapıyorum ben yerimde mi sayıyorum diye düşünmenize sebep oluyor.
otobüste başıma dikilen teyze gözleri ile yiyor görmüyor muyum sanki?
bu soğukta her sabah kalkmak her seferinde kendini ders çalışmaya zorlamak etrafına aldanmamak çok mu kolay gözüküyor ordan bakılınca?
göz yaşlarımı tutmak hiç bu kadar ağrıma gitmemişti.
bir petshop'un içinde oynayan köpekleri camdan izleyen bir sokak köpeği gibi.
adam dışarı çıkıyor, sokak köpeğini kovuyor petshop'a geri dönüyor.
içinden diyor ki; o yiyeceğini yedi..
ne yemiş ki sokak köpeği yediyse bile kuru mama.
çok mu reva gördünüz bu soğukta garibanıma.
it gibi çalışırken hiç çalışmayan arkadaşlarımın denemelerde beni geçmesi..
ne yani bunca emek boşuna mı gidiyor ne yapıyorum ben yerimde mi sayıyorum diye düşünmenize sebep oluyor.
otobüste başıma dikilen teyze gözleri ile yiyor görmüyor muyum sanki?
bu soğukta her sabah kalkmak her seferinde kendini ders çalışmaya zorlamak etrafına aldanmamak çok mu kolay gözüküyor ordan bakılınca?
göz yaşlarımı tutmak hiç bu kadar ağrıma gitmemişti.
devamını gör...
3289.
ilişkileri anlamıyorum. tek bildiğim mutsuz olunca mutsuz ettiğim. kırmaktan hatta paramparça etmekten çekinmiyorum. bilhassa bunu yapıyorum. mutsuz olmaya tahammülüm ve hakkım yokmuş gibi hissediyorum hep. anlamadığım da şu, kadın erkek ilişki de dahil tüm bağlarda hep farklı sorunlar olabiliyor. güven ve otorite sorunu olmaz mesela ama başka problemler olur. kendi kendime çözüyorum her şeyi de. kimse etkisi olduğu durumun çözüm getireni olamıyor. hemcinslerim de dahil. tüm meseleleri kendi içimde halletmekten yoruldum.
devamını gör...
3290.
1021 fotoğrafımızı sildim dün gece .
devamını gör...
3291.
savaştıkça yenildik, yenildikçe daha çok savaştık. vardır bu döngüden bir çıkış yolu. bir işaret lazım. bir işaret...
devamını gör...
3292.
insan kendinden de yoruluyor. şu kazık kadar insan olmayı bir yerlere atıp yeniden anamızın babamızın çocuğu olabildiğimiz opsiyonel seçeneklerimiz olabilseydi keşke.
yorgunum, yoruldukça daha çok özlüyorum. egoları perdeleyen iyi niyet gösterilerinin olmadığı, bunca çirkinlik curcunalarının farkında dahi olmadığım, en büyük sevinçlerimin yarının bir köşesinden çıkabileceği, ne yaparsan yap koşulsuz sevgi ve kabulün kaya gibi yerinde durduğu, bir çırpıda her şeye inanmaya hazır, dünyamın çok daha küçük olduğu zamanları özlüyorum. insanın özlediği şeylerin, hiç farkına varamadan bir göz kırpımı çabukluğunda geçip gitmiş olması fena.
yorgunum, yoruldukça daha çok özlüyorum. egoları perdeleyen iyi niyet gösterilerinin olmadığı, bunca çirkinlik curcunalarının farkında dahi olmadığım, en büyük sevinçlerimin yarının bir köşesinden çıkabileceği, ne yaparsan yap koşulsuz sevgi ve kabulün kaya gibi yerinde durduğu, bir çırpıda her şeye inanmaya hazır, dünyamın çok daha küçük olduğu zamanları özlüyorum. insanın özlediği şeylerin, hiç farkına varamadan bir göz kırpımı çabukluğunda geçip gitmiş olması fena.
devamını gör...
3293.
olan biten her şeyi arkamda bıraktım ve gözümü karartıp dikenli ve uzun bir yola çıkıyorum artık. allah bana güç ve dirayet versin.
devamını gör...
3294.
bugün ağladığım için başım ağrıyor ve açım. aç uyumak en zoru. keşke yatmadan önce bir pilav üstü kuru atsaydım. midem yemeeeek yemeeeek diye çığlık atıyor.
devamını gör...
3295.
sonu olmayan bir gerilim hikâyesi, beraber devam ettirelim. ben başlıyorum.
mysterious hat
karanlık ve yağmurlu bir kış gecesiydi. yıkılmak üzere olan tek katlı bir binanın önünde, kaldırım taşlarının ıslak yüzeyindeki yansımalar bir an için söndü. pelerinli bir gölge geçmişti hızlıca. neyse ki, gizem her zaman takip edilmesi gereken bir tutkuydu benim için. sessiz adımlar atıyordu, arkasından giderken beni fark etmemesi için arada ışıksız binaların köşelerine saklanıp ilerledim. adımları beni fark edemeyeceği kadar telaşlıydı. bu bir fırsattı, adımlarımı sıklaştırdım. bir an için yönünü şaşırdı, durup düşünmek işine gelmeyecek gibi öylesine bir yön seçti ve artık koşmaya başladı. onu daha önce görmüştüm, bu keskin kenarlı şapkayı daha önce de böyle ilginç bulmuştum. evet, üç gece önce şehirdeki tavernadaydı. tek gelmişti ama biriyle beraber çıkmıştı. yanındakini de hatırlıyorum. uzun boylu zayıfça kambur yürüyen bir adamdı. tehditkâr bakışları her yere nüfuz ediyordu. şu an kimden kaçıyor olduğu belli değildi, ama belli ki hayatını kurtarmak için kaçıyordu. dehşeti on metre öteye kadar bile hissediliyordu.
birkaç dakika koştuktan sonra durdu, arkasına baktı. nihayet takip edildiğini anladı. olduğum yerden çıkmak istemiyordum, bu şu anlık beni ilgilendiren bir olay değildi, sadece merak etmiştim. fakat saklandığım yere doğru yürümeye başladı, artık sakin görünüyordu. sanırım onu hafife almıştım. beni sezmesi güçlü bir algısı olduğu anlamına geliyordu, acaba çok mu esnek davranmış ve kendimi ele vermiştim? hayır takiplerimde her zaman temkinli davranirdim, bu gece de öyleydi. o zaman başından beri onu takip ettiğimi biliyordu, sadece beni buraya kadar sürüklemek istemişti. beni iyi tanıyor olmalıydı, alakam olmayan bir olaya çekileceğimi bilecek kadar iyi. yani buraya bilerek getirilmiştim, onun başı belada falan değildi, peki ya benimki?
mysterious hat
karanlık ve yağmurlu bir kış gecesiydi. yıkılmak üzere olan tek katlı bir binanın önünde, kaldırım taşlarının ıslak yüzeyindeki yansımalar bir an için söndü. pelerinli bir gölge geçmişti hızlıca. neyse ki, gizem her zaman takip edilmesi gereken bir tutkuydu benim için. sessiz adımlar atıyordu, arkasından giderken beni fark etmemesi için arada ışıksız binaların köşelerine saklanıp ilerledim. adımları beni fark edemeyeceği kadar telaşlıydı. bu bir fırsattı, adımlarımı sıklaştırdım. bir an için yönünü şaşırdı, durup düşünmek işine gelmeyecek gibi öylesine bir yön seçti ve artık koşmaya başladı. onu daha önce görmüştüm, bu keskin kenarlı şapkayı daha önce de böyle ilginç bulmuştum. evet, üç gece önce şehirdeki tavernadaydı. tek gelmişti ama biriyle beraber çıkmıştı. yanındakini de hatırlıyorum. uzun boylu zayıfça kambur yürüyen bir adamdı. tehditkâr bakışları her yere nüfuz ediyordu. şu an kimden kaçıyor olduğu belli değildi, ama belli ki hayatını kurtarmak için kaçıyordu. dehşeti on metre öteye kadar bile hissediliyordu.
birkaç dakika koştuktan sonra durdu, arkasına baktı. nihayet takip edildiğini anladı. olduğum yerden çıkmak istemiyordum, bu şu anlık beni ilgilendiren bir olay değildi, sadece merak etmiştim. fakat saklandığım yere doğru yürümeye başladı, artık sakin görünüyordu. sanırım onu hafife almıştım. beni sezmesi güçlü bir algısı olduğu anlamına geliyordu, acaba çok mu esnek davranmış ve kendimi ele vermiştim? hayır takiplerimde her zaman temkinli davranirdim, bu gece de öyleydi. o zaman başından beri onu takip ettiğimi biliyordu, sadece beni buraya kadar sürüklemek istemişti. beni iyi tanıyor olmalıydı, alakam olmayan bir olaya çekileceğimi bilecek kadar iyi. yani buraya bilerek getirilmiştim, onun başı belada falan değildi, peki ya benimki?
devamını gör...
3296.
kendimle ilgili şunu fark ettim: bende terk edilme korkusu varmış (ilişkilerde bunu hissetmiyorum ve karşıdakini kaybetmemek için çok çaba sarf etmiyorum, farklı bie semtom var). yani ben aslında kaybettiğim insanı geri kazanmak için bir şeyler yapıyorum. bu, çocukluğumdaki bir terk edilişi yeniden etkinleştirmeye devam ettiğimi gösteriyor.
kendime notlar vol: 3737327372.
kendime notlar vol: 3737327372.
devamını gör...
3297.
çok heyecanlıyım; yıllardır dile getirmekten bile çekindiğimiz, sisli bir ormanın içinde sessizce büyüttüğümüz, hani "olur mu ki" bile diyemediklerimizin eşiğindeyiz. attığımız her adımda biraz daha dağılıyor sis. ve oluyor işte.
korkuyorum bundan. "korkman doğal" derdim bir başkası anlatsaydı bunları. "belli ki yeni ve önemli şeyler oluyor hayatında ve insan bu, yeni'den korkar" derdim. kendime demiyorum bunu. ben yeni'den korkmam çünkü. daha bi heyecanla atılırım o yeniliğe. düzenimin değişmesini falan hiç umursamam. düzenin bağımlısı olmadım hiç. olmayacağım da. bu yüzden korkmamı doğal bulmuyorum. belki de korku değildir hissettiğim şey. ya da korkudur ama yeni'den değildir.
pırpır çarpıyor kalbim.
saatlerce kahkaha atabilir, kahkaha atarken zırıl zırıl ağlayabilirim, evet aynı anda. öyle bi hal.
çok mutluyum sözlük. şiir gibi. şiir yazar gibi değil fakat tüm zorluklarıyla şiiri yaşar gibi.
korkuyorum bundan. "korkman doğal" derdim bir başkası anlatsaydı bunları. "belli ki yeni ve önemli şeyler oluyor hayatında ve insan bu, yeni'den korkar" derdim. kendime demiyorum bunu. ben yeni'den korkmam çünkü. daha bi heyecanla atılırım o yeniliğe. düzenimin değişmesini falan hiç umursamam. düzenin bağımlısı olmadım hiç. olmayacağım da. bu yüzden korkmamı doğal bulmuyorum. belki de korku değildir hissettiğim şey. ya da korkudur ama yeni'den değildir.
pırpır çarpıyor kalbim.
saatlerce kahkaha atabilir, kahkaha atarken zırıl zırıl ağlayabilirim, evet aynı anda. öyle bi hal.
çok mutluyum sözlük. şiir gibi. şiir yazar gibi değil fakat tüm zorluklarıyla şiiri yaşar gibi.
devamını gör...
3298.
çok yorgunum, tabii biraz kırgın… aslında bu kırgınlık birine ya da bir şeye karşı değil. bizzat kendime kendim tarafından kırgınım. nedenini, nasılını sorgulamadan yaşanan bir şey. ufakken babaannem arka bahçede -bir zaman hayvan baktığı yerde- ateş yakardı. burada kurban eti kavurur, mısır pişirir, yemek yapardı. kimi zaman kalkıpbaşka yere gidince onun gitmesini fırsat bilip ateşin başına otururdum. ateş sönmüş gibi olurdu; ama o közü deşince közün içindeki narı görürdüm. kapkara olan odun parçası benim maşayla dürtmemle kıpkırmızı olurdu. sanki uykusundan uyandırılmış gibi. sanki kızmış gibi. ürkerdim.hele bi de bi dal parçası atıverince… bi an alev alır sonrasında için için yanmaya devam ederdi. ben şimdi bu betimlemeyi niye yaptım? niye mi yaptım? gönlüm tam olarak böyle. gönlüm babaannemin yaktığı ve başıboş bırakıp gittiği ama için için yanan bir ateş gibi. ocak başına oturmuşum, elimde bir maşa sürekli kararmış odunları dürtüp duruyorum. sürekli kanıyorum. sürekli yanıyorum. devam etmek için bi sebep, bi bahane. ilginç. içimdeki yangın bitmiyor. kova kova su döksem de sönmüyor. hani böyle kanayan yara olur da bir zaman sonra kabuk tutar ya ben bu yaranın kabuk tutmasına hiçbir zaman izin vermedim, vermemişim. yoldukça kanamışım, kanadıkça eksilmişim.
her şey bir yana geçen gün kahvaltım için yanıma aldığım biberimin sapını kesince gülümsediğini gördüm.
ben de ona gülümsedim.
sonra dün iş yerime gelen bir çocuk masama süper kahramanını bırakmış. aha dedim beni kurtarmaya, içimdeki yangını söndürmeye geldi. çocuk bu oyuncağını unutur mu hiç?.. ama ben ne yaptım, patttt fotoğrafını çektim.

ayın başından beri yılbaşı ağacı almak yerine yılbaşı ağacı yapmak istedim. bu işleri hep bi suç ortağıyla yapmak istedim; lakin bu dünyada öyle birinin olduğuna dair inancım olmayınca iş başa düştü. son bir saatte güzel bir ağaç yaptım.

dilek dilemedim. dilemek istedim. olmadı. dileksiz ve beklentisizim. gönlümdeki narı uyuturken bu satırları yazarak biraz kızdırdım. hepsi kırgınlığımın suçu… en çok kendime…
önceden var olduğum bir yerde bir başlığım vardı: “her şey için teşekkürler” içine her şeyi sığdırdığım, her an karalama defteri gibi içimi döktüğüm bir başlıktı. ve ben bu zamana kadar yaşadığım her şeye, tanıdığım herkese, bana kattıkları her şeye, kırgınlığıma, kızgınlığıma, beni ben yapan tüm duygulara her şey için teşekkürler demek isterim.
yine de devam eden herkese güzel bir yıl dilerim. *
her şey bir yana geçen gün kahvaltım için yanıma aldığım biberimin sapını kesince gülümsediğini gördüm.

ben de ona gülümsedim.
sonra dün iş yerime gelen bir çocuk masama süper kahramanını bırakmış. aha dedim beni kurtarmaya, içimdeki yangını söndürmeye geldi. çocuk bu oyuncağını unutur mu hiç?.. ama ben ne yaptım, patttt fotoğrafını çektim.

ayın başından beri yılbaşı ağacı almak yerine yılbaşı ağacı yapmak istedim. bu işleri hep bi suç ortağıyla yapmak istedim; lakin bu dünyada öyle birinin olduğuna dair inancım olmayınca iş başa düştü. son bir saatte güzel bir ağaç yaptım.

dilek dilemedim. dilemek istedim. olmadı. dileksiz ve beklentisizim. gönlümdeki narı uyuturken bu satırları yazarak biraz kızdırdım. hepsi kırgınlığımın suçu… en çok kendime…
önceden var olduğum bir yerde bir başlığım vardı: “her şey için teşekkürler” içine her şeyi sığdırdığım, her an karalama defteri gibi içimi döktüğüm bir başlıktı. ve ben bu zamana kadar yaşadığım her şeye, tanıdığım herkese, bana kattıkları her şeye, kırgınlığıma, kızgınlığıma, beni ben yapan tüm duygulara her şey için teşekkürler demek isterim.
yine de devam eden herkese güzel bir yıl dilerim. *
devamını gör...
3299.
normalde yılbaşı sikimde olmaz ama bu sene bi hüzün çöktü üzerime.
devamını gör...
3300.
bir yazı gördüm, üstünden çok geçmedi. "bu yılı bana kilometrelerce koşmuşum, nefes nefese kalmışım ama bir arpa boyu yol alamamışım gibi hissettirdi" şeklindeydi ve okurken aynı olduğunu hissettim. bildiğim şeyi tekrardan kavradım. hiçbir konuda önümün açıldığı, çabalarımın yerini bulduğu olmadı. hevesle başladıklarım, düşündüklerim çarptı yüzüme. öğrendim mi evet çok şey öğrendim. peki değiştirdi mi ya da katkısı ne oldu bana kısmına gelince yine bomboş elim. dönüp bakınca çıkarıp kenara koyacaklarım elbette var ufak tefek oluşuna bakmadan. çoğunluk farkı olunca ama arkaya atılıyor birden onlar. akşam haberlerinde de özet geçti 2022 yılını ve iyi şeyler yoktu. hep bir sıkıntı, zorluk, mutsuzluk. nerede ipin ucu koptu bilemiyorum. yenilikler, güzellikler istiyorum elbette ve umutlu olmaya bunu düşünmeye de çalışıyorum. hani iyi düşün iyi olsun felsefesinden. bakınca ise bir şeyleri tekrarlayıp aynı umutlarla aynı tutumla devam etmeye çalışıyor gibiyim hep. bir döngüye girmiş gibiyim ama döngüyü kırmakla olmuyor. döngünün iyi taraflarını yansıdığı yerden taşıyıp eklemem gerekiyor. bir yenilik lazım nasıl olacağını bilmediğim. bakalım, iyi olur umarım her şeyin en iyisi.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2