normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
2421.
çiçeklerim vardı gözyaşlarımla suladığım.
devamını gör...
2422.
bi haftadır sürekli yol ve trafik tarafından esir alındım ilginç bi döngüdeyim gece rüyamda hırvat bi kızla evleniyodum kendi aralarında hırvatça konuşuyolardı artık aptal amerikan komedi dizilerini seyredip bütün gün oradaki gerizekalı esprileri görselleriyle paylaşan 1 mal olmak istiyorum yerli yabancı karışık sıçmık bi rap mixi kulaklıkla son ses açıp otobüstekiler dıpçık dıpçık sesiyle taciz etmek istiyorum.
devamını gör...
2423.
ben sevdim o sevildi sanırım bir aşk hikayesi daha hüzünlü bitti...
devamını gör...
2424.
aslında yaprak sıkılmıştı ağaçtan bahaneydi sonbahar...
ağacın yaprağını bırakması gereken zaman gelmişti. yaprak sıkılmıştı yaşananlardan ağacın yaşattıklarından ve ağacın yaşatacaklarından... oysa kimseyi yanınızda kalmaya zorlayamazsınız. yaprak gitmek ister kendini bir rüzgara teslim eder. savrulur savrulur ve ait olduğu yere konar. ağaç yaşananlardan yaprağı sorumlu tutar. kendine pay çıkarmaz. üzülür çok üzülür. oysa gelmişti ayrılık vakti ne gerek vardı yaprağı yanında tutmaya. yaprak, kurumuştu hisleri ve benliği alınmıştı elinden. lakin yaprağın umudu hala vardı. yol yoracaktı belki ama yoldaşları varken yol aşılırdı
ağaç hiç üzülmesin gidenlere onu yeni baharlar bekliyor. *
ağacın yaprağını bırakması gereken zaman gelmişti. yaprak sıkılmıştı yaşananlardan ağacın yaşattıklarından ve ağacın yaşatacaklarından... oysa kimseyi yanınızda kalmaya zorlayamazsınız. yaprak gitmek ister kendini bir rüzgara teslim eder. savrulur savrulur ve ait olduğu yere konar. ağaç yaşananlardan yaprağı sorumlu tutar. kendine pay çıkarmaz. üzülür çok üzülür. oysa gelmişti ayrılık vakti ne gerek vardı yaprağı yanında tutmaya. yaprak, kurumuştu hisleri ve benliği alınmıştı elinden. lakin yaprağın umudu hala vardı. yol yoracaktı belki ama yoldaşları varken yol aşılırdı
ağaç hiç üzülmesin gidenlere onu yeni baharlar bekliyor. *
devamını gör...
2425.
hayal kırıklığı, hemde defalarca.. neden peki bile bile hala güvenmek? güven mi? mecburiyet mi? oysa onun umrunda bile değil. mecbur musun gerçekten?
devamını gör...
2426.
aynı kitabı tekrar okursan sonunun nasıl olacağını düşünmez ve heyecanlanmazsın. veyahut bir filmi tekrar izlediğinde meraklanmazsın. çünkü biliyorsun. bu durum denenmiş bir ilişkiyi tekrar tekrar denemekle aynı doğrultudadır. insanlar ne kadar “değiştim” deselerde çoğu özellikleri aynı kalır. demek istediğim şu ki; her şeyi biliyorsun, neler olacağını da. peki aynı şey üzerinde neden bu kadar diretiyorsun? yeni şeyler keşfet, yeni insanlar tanı, yeni kitaplar oku, yeni filmler izle. bir şeyleri tekrarlamaktansa yenilemek kendini daha iyi, daha pozitif ve daha mutlu hissettirecektir. tekrarlarken sarfettiğin enerjiyi yenilemek için kullandığında anlayacaksın demek istediğimi. güven bana:)
11 eylül 2018 / mythicilus.blogspot.com sayfamda yayınladığım yazım.
11 eylül 2018 / mythicilus.blogspot.com sayfamda yayınladığım yazım.
devamını gör...
2427.
bu sayfadaki yazılardan türk dizi yapılır bence çok rahat bir şekilde. herkes destan yazıyor.
bazıları bu yazıyı bile okuyacak. allah affetsin, yapacak bir şey yok.
bazıları bu yazıyı bile okuyacak. allah affetsin, yapacak bir şey yok.
devamını gör...
2428.
bir haftadır hastanedeyim. ayın 27'sine kadar da buradayım. her gün yüzlerce yüz. yüzlerce dertli insan. yüzlerce şefkatli bakış.
kendim hasta falan değilim .
kendim hasta falan değilim .
devamını gör...
2429.
tweetlerimi likelayacağına mesaj atsaydin ya, bu kadar mı zordu? belki de ciddiye almıyordun, neyse önemli değil artık.
devamını gör...
2430.
oradan bir alıntı;
"güç ve sevgi seansları:
'ateşe yol verenler... geriye sadece ince bir duman kalıyor. ateşin yön verdiği..."
"güç ve sevgi seansları:
'ateşe yol verenler... geriye sadece ince bir duman kalıyor. ateşin yön verdiği..."
devamını gör...
2431.
otobüs şu an resmen kadınlar günü gibi gruplar halindeler biryer grup kendi içinde iletişim kurabilmek adına gittikçe ses arttırıyo boğulmak üzereyim çığlık atsam duyan olmaz ters ters bakıyorum gerizekalılar kesiyorum zannediyo.
devamını gör...
2432.
merhaba sözlük. bugün nasılsın acaba? beni sorarsan ben çok iyiyim. öyle takılmaca falan. inanır mısın epeyden beri kimseye edepsiz sorular sormuyorum sözlük. yoo o kadar da edepsiz değil sözlük, abartma. neyse sözlük sonra yine görüşürüz.
devamını gör...
2433.
birini sevmekten vazgeçmek için bin tane yoldan gidebilirsin. yola çıktığın yer sabittir ama; "benim sevdiğim kişi aslında o değildi, kafamda yarattığım o'ydu benim sevdiğim."
yola çıkamıyorum ben. kendime yalan söylemekte hiç becerikli olmadığım bilgisi de yeni değil zaten.
hıhm, 'naydın.
yola çıkamıyorum ben. kendime yalan söylemekte hiç becerikli olmadığım bilgisi de yeni değil zaten.
hıhm, 'naydın.
devamını gör...
2434.
kendime saygısızlık yaptım. kendimi pek sevmediğimden dolayı olsa gerek. bu belki de en çok koyan.
devamını gör...
2435.
çok unutkanım bu aralar be sözlük. b.ku çıkmaya başladı, o derece. nedenini düşünürken "her tez kendi antitezini yaratır" sözü geldi aklıma. unutamadıklarım yüzünden mi unutkan oldum?
behzat ç'nin final bölümünün final sahnesindeki tiradını yazacak değilim ama unutmak istiyorum ben. seçemiyor muyuz saklamak istediğimiz anıları? kim kontrol ediyor bunu ya? bilgisayarda yer açmak için istediğim şeyi silebiliyorum, beynim için neden aynı şeyi yapamıyorum?
bunu düşünürken de yapma imkanım olsa ne yapardım diye düşündüm. kulaktan bi kablo sokarak kendimi bilgisayara bağladım ve anıları silmeye başlayacağım. hangi anılarımı nasıl silebilirim ki? acılar? silersem aynı acıları tekrar yaşadığında ilk defa yaşamış gibi üzülürüm. sevinçler? kıyamam. hayal kırıklıkları? sayesinde hayal kurarken gerçekçi olmayı öğrendim.
olmuyor sözlük. unutkanlığa devam edeyim ben. beynim seçsin neyi unutup neyi hatırlamak isteyeceğine.
behzat ç'nin final bölümünün final sahnesindeki tiradını yazacak değilim ama unutmak istiyorum ben. seçemiyor muyuz saklamak istediğimiz anıları? kim kontrol ediyor bunu ya? bilgisayarda yer açmak için istediğim şeyi silebiliyorum, beynim için neden aynı şeyi yapamıyorum?
bunu düşünürken de yapma imkanım olsa ne yapardım diye düşündüm. kulaktan bi kablo sokarak kendimi bilgisayara bağladım ve anıları silmeye başlayacağım. hangi anılarımı nasıl silebilirim ki? acılar? silersem aynı acıları tekrar yaşadığında ilk defa yaşamış gibi üzülürüm. sevinçler? kıyamam. hayal kırıklıkları? sayesinde hayal kurarken gerçekçi olmayı öğrendim.
olmuyor sözlük. unutkanlığa devam edeyim ben. beynim seçsin neyi unutup neyi hatırlamak isteyeceğine.
devamını gör...
2436.
bu bilekliği dün aldım, adı marteniçka. bir dilek tutuyorsunuz ve sonra bir leylek ya da kırlangıç gördüğünüzde, bir ağaca bağlıyorsunuz. dileğiniz gerçekleşiyormuş sonra galiba.
dileğimi diledim ve akşamına 'o' aradı. ama ben o'nu dilememiştim ki.. neden onca zaman sonra af dilemeye gelmişti? ben onca sene haykırarak anlatmıştım ona sevdiğimi, o ise benim sevgi dilimi bilmiyormuş. anlayamamış ya da anlaşamamışız..
içim o kadar kötü bir hâlde ki.. bunu kelimelere dökmekte zorlanıyorum ama anlatmak da istiyorum..
ne yapacağımı bilemiyorum. o'nu affedemiyorum.. büyük bir söz verdim kendime çünkü..
benim aşkım dillere destandı. herkes takdir ederdi bunca şeye rağmen ona anne merhametiyle yaklaşmamı. herkesi de karşıma aldım yaptıkları yüzünden. çok savaştım, her şeyle ama en çok o'nun için savaştım. kendimden bile vazgeçtim o'nun için savaşırken. ama benim artık buna da gücüm kalmadı.
çaresizim.. onu affedemiyorum.. o'ndan sonra da bir daha kimseyi öyle sevemedim zaten. sevemem de artık. insan bir kere yanlış aşkın ayağına düşünce, bir daha aşka yanaşamıyormuş..
bunları yazmama gözyaşlarım izin vermiyor. biraz iç çekip, yazmaya devam ediyorum.
affedememek ne kadar büyük bir yük. kendime olan saygım, mantığım şimdi o'na bir zamanlar koşulsuz duyduğum aşkın önüne geçiyor.
ben ne yapacağım bilmiyorum. o'na söylediğim tek şey : "ben seni affedemiyorum."
o sessizliği.. aşkın bedeli hep ağır mı olur?
ben onca farklı harbe rağmen bir de onunla savaştım, o'na rağmen..
allah kimseyi bu duruma düşürmesin. bir çıkış yolu arıyorum, bulamıyorum. sanırım bu çaresizliği kabullenip, hayatıma devam etmem gerekiyor.
ben zaten iyileşmeye başlamıştım, bak birkaç cümlesi ile yine musalla taşına yatırdı beni. kendime odaklanmıştım, neşeliydim, gülüyordum.. onca zaman sonra, iyileşmeye başlamışken hem de, af dilemenin kime ne faydası var ki? ben o defteri yeminimle kapattım çünkü.. bilmiyorum. bu sefer toparlanmam çok uzun zaman alacak sanırım.. daha fazla anlatacak gücüm yok ama içim henüz soğumuş değil.
"belki de biz sevmemeliyiz."
dileğimi diledim ve akşamına 'o' aradı. ama ben o'nu dilememiştim ki.. neden onca zaman sonra af dilemeye gelmişti? ben onca sene haykırarak anlatmıştım ona sevdiğimi, o ise benim sevgi dilimi bilmiyormuş. anlayamamış ya da anlaşamamışız..
içim o kadar kötü bir hâlde ki.. bunu kelimelere dökmekte zorlanıyorum ama anlatmak da istiyorum..
ne yapacağımı bilemiyorum. o'nu affedemiyorum.. büyük bir söz verdim kendime çünkü..
benim aşkım dillere destandı. herkes takdir ederdi bunca şeye rağmen ona anne merhametiyle yaklaşmamı. herkesi de karşıma aldım yaptıkları yüzünden. çok savaştım, her şeyle ama en çok o'nun için savaştım. kendimden bile vazgeçtim o'nun için savaşırken. ama benim artık buna da gücüm kalmadı.
çaresizim.. onu affedemiyorum.. o'ndan sonra da bir daha kimseyi öyle sevemedim zaten. sevemem de artık. insan bir kere yanlış aşkın ayağına düşünce, bir daha aşka yanaşamıyormuş..
bunları yazmama gözyaşlarım izin vermiyor. biraz iç çekip, yazmaya devam ediyorum.
affedememek ne kadar büyük bir yük. kendime olan saygım, mantığım şimdi o'na bir zamanlar koşulsuz duyduğum aşkın önüne geçiyor.
ben ne yapacağım bilmiyorum. o'na söylediğim tek şey : "ben seni affedemiyorum."
o sessizliği.. aşkın bedeli hep ağır mı olur?
ben onca farklı harbe rağmen bir de onunla savaştım, o'na rağmen..
allah kimseyi bu duruma düşürmesin. bir çıkış yolu arıyorum, bulamıyorum. sanırım bu çaresizliği kabullenip, hayatıma devam etmem gerekiyor.
ben zaten iyileşmeye başlamıştım, bak birkaç cümlesi ile yine musalla taşına yatırdı beni. kendime odaklanmıştım, neşeliydim, gülüyordum.. onca zaman sonra, iyileşmeye başlamışken hem de, af dilemenin kime ne faydası var ki? ben o defteri yeminimle kapattım çünkü.. bilmiyorum. bu sefer toparlanmam çok uzun zaman alacak sanırım.. daha fazla anlatacak gücüm yok ama içim henüz soğumuş değil.
"belki de biz sevmemeliyiz."
devamını gör...
2437.
3 gün önce eskişehir'e, şehrime, özgürlüğüme gittim. mutluydum. huzurluydum. trenden indikten 3 saat sonra arkadaşım trenden inecekti. onu karşılamaya gidiyordum.
eski espark şimdiki ulus heykeli meydanı tramvay durağının oradaki yaya geçidine geldim.* bu yaya geçidinin bir özelliği vardır. çift şerit iki yoldan geçersin karşıya. yaya geçidine gelmeden 5 m önce eğer etrafına bakarsan (çoğunlukla bakmana bile gerek kalmaz) tüm araçlar durur ve yol verir. ışık, kamera, polis vs olmamasına rağmen. özellikle ilk kez geçenler çok şaşırır. eskişehirde yapılması gereken güzel etkinliklerden biri de bu yaya geçidinden geçmek diyebilirim. özellikle ankara-istanbul gibi büyük şehirden gelenler için terapi gibi olur.
neyse ilk taraftan geçtim yol verdiler ikinci tarafa geldim sağıma baktım kendine göre sağdaki şeritte bir araba vardı yavaştı, uzaktı. bu hızla gelse ben karşıya geçtikten sonra ancak geçerdi. rahatça attım kendimi yola. ben yola adımımı atar atmaz hızlandı. takip ediyordum ve gittikçe hızlanıyordu. gözümü şoföre diktim bakıyorum adımlarımı hızlandırmadım. en sonunda frene basmak zorunda kaldı çarpmamak için. hala gözüne bakıyordum. şehrimde ne arıyordu böyle saygısızlar? ankara'dan boşuna mı geldim ben?
karşıya geçtim. arkamdan gelenlerden dolayı durmak ve herkese yol vermek zorunda kaldı. kaldırıma çıkıp yürümeye devam ettim ama hala gözüm ondaydı. o da bana bir süredir bakıyordu. en sonunda eşkiya ruhu baskın çıktı ve camı açıp "bir şey mi diyecektin bilader?" diye bağırdı. herkes bir anda ona baktı. etrafta 10 15 kişi vardı.
güldüm, tebessüm ettim. yaya geçidini gösterdim ve yoluma devam ettim. bir şeyler dediyse de duymadım. son bir kez arkama dönüp baktım.
keşke bakmasaydım. her şey şimdi anlamlanmıştı. araba'nın arkasında bir ayrıntı her şeyi açıklıyordu. en büyük nefretim burada da karşıma çıkmıştı. plaka 06'ydı. belki de şoförün suçu yoktu. geldiği yer onu öyle yapmıştı.
sabır, saygı, sanat, huzur. bu kavramlardan uzaksın ankara. sen bozuksun, insanlarını da bozuyorsun.
eski espark şimdiki ulus heykeli meydanı tramvay durağının oradaki yaya geçidine geldim.* bu yaya geçidinin bir özelliği vardır. çift şerit iki yoldan geçersin karşıya. yaya geçidine gelmeden 5 m önce eğer etrafına bakarsan (çoğunlukla bakmana bile gerek kalmaz) tüm araçlar durur ve yol verir. ışık, kamera, polis vs olmamasına rağmen. özellikle ilk kez geçenler çok şaşırır. eskişehirde yapılması gereken güzel etkinliklerden biri de bu yaya geçidinden geçmek diyebilirim. özellikle ankara-istanbul gibi büyük şehirden gelenler için terapi gibi olur.
neyse ilk taraftan geçtim yol verdiler ikinci tarafa geldim sağıma baktım kendine göre sağdaki şeritte bir araba vardı yavaştı, uzaktı. bu hızla gelse ben karşıya geçtikten sonra ancak geçerdi. rahatça attım kendimi yola. ben yola adımımı atar atmaz hızlandı. takip ediyordum ve gittikçe hızlanıyordu. gözümü şoföre diktim bakıyorum adımlarımı hızlandırmadım. en sonunda frene basmak zorunda kaldı çarpmamak için. hala gözüne bakıyordum. şehrimde ne arıyordu böyle saygısızlar? ankara'dan boşuna mı geldim ben?
karşıya geçtim. arkamdan gelenlerden dolayı durmak ve herkese yol vermek zorunda kaldı. kaldırıma çıkıp yürümeye devam ettim ama hala gözüm ondaydı. o da bana bir süredir bakıyordu. en sonunda eşkiya ruhu baskın çıktı ve camı açıp "bir şey mi diyecektin bilader?" diye bağırdı. herkes bir anda ona baktı. etrafta 10 15 kişi vardı.
güldüm, tebessüm ettim. yaya geçidini gösterdim ve yoluma devam ettim. bir şeyler dediyse de duymadım. son bir kez arkama dönüp baktım.
keşke bakmasaydım. her şey şimdi anlamlanmıştı. araba'nın arkasında bir ayrıntı her şeyi açıklıyordu. en büyük nefretim burada da karşıma çıkmıştı. plaka 06'ydı. belki de şoförün suçu yoktu. geldiği yer onu öyle yapmıştı.
sabır, saygı, sanat, huzur. bu kavramlardan uzaksın ankara. sen bozuksun, insanlarını da bozuyorsun.
devamını gör...
2438.
ne yapacağımızı bilmediğimiz hisler var. nereye kaldıracağımızı, nasıl sakınacağımızı bilmediğimiz hisler. ordan oraya savuran, bakışları tekdüzeleştiren. evreleri var hayatın, yön veren. işte bu da bir evre. herkesi görüp, içinden taşıdığın bir evre. sonunda dönüşen bir evre. içinde bir yerlerde, için için seninle.
devamını gör...
2439.
çalışmam gereken konular varken bilmem kaç saat ürün fotoğrafı çekmeye uğraştım sonunda istediğim olmayınca aşırı sinirlendim. şimdi de sabah yapmam gereken ders işini halletmeye çalışıyorum. gözlerim ağrıdı , dinlensin diye sözlük okumak hiç akıllıca değil. bugün akıl kârı olmayan işler yapıyorum. ayrıca yarın iş görüşmem var ve hiç bir beklentim yok. gitmesem mı diye düşünüyorum. boşuna vakit kaybi onun yerine ders çalışırım
devamını gör...
2440.
son 12 adet sigaram kaldi ve sigarayi birakma karari aldim.
tanri size merhamet etsin cunku bir hafta cirkin cirkef bir sey olacagim.
umarim sabah kararimda bu kadar kararli olmam yoksa kiyamam size ulan.
tanri size merhamet etsin cunku bir hafta cirkin cirkef bir sey olacagim.
umarim sabah kararimda bu kadar kararli olmam yoksa kiyamam size ulan.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2