normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
4441.
kesinlikle insanları tanıdıkça hayvanlara olan merhametim migrenin pik noktası gibi.. hayvan ol canımı ye!
devamını gör...
4442.
aslında kafamın içinde çok şey var. sadece kelimeler bir araya gelince cümlelerim anlam ifade etmiyor.
devamını gör...
4443.
olasılıktır insan
olmak için doğar
ölmek için yaşar
ölse olmaz
olsa ölmez
olmak için doğar
ölmek için yaşar
ölse olmaz
olsa ölmez
devamını gör...
4444.
aynada
şimdi yoktur aslında
baktığın hep geçmişin
şu an derken daha
değişir an zamanda
şimdi yoktur aslında
baktığın hep geçmişin
şu an derken daha
değişir an zamanda
devamını gör...
4445.
hissettiğim şeyleri algılamakta zorlanıyorum bu yüzden bazen bir duruma çok üzüldüğümü sarsıla sarsıla ağladığımda ancak anlıyorum, niye böyle hiç bilmiyorum.
devamını gör...
4446.
bir kadeh
bir kutu
bir şişe
farketmiyor dışı
içi, kemirirken içimi
içim, kemirirken içimi
sonunu içiyorum
sonumu içiyorum
sonuma içiyorum
tüm problemlere içiyorum
bütün 'senin alkol problemin var' diyenlere
zaten hiç ayık çekemedim kendimi demek istiyorum
hem ben sallanmayı da seviyorum
bir kutu
bir şişe
farketmiyor dışı
içi, kemirirken içimi
içim, kemirirken içimi
sonunu içiyorum
sonumu içiyorum
sonuma içiyorum
tüm problemlere içiyorum
bütün 'senin alkol problemin var' diyenlere
zaten hiç ayık çekemedim kendimi demek istiyorum
hem ben sallanmayı da seviyorum
devamını gör...
4447.
her saniye doğuyor kafamda bir düşünce
hepsi gülüyor bencilce
bunlardan kurtulabilir miyim sence?
kafamı duvarlara vururken her gece
hepsi gülüyor bencilce
bunlardan kurtulabilir miyim sence?
kafamı duvarlara vururken her gece
devamını gör...
4448.
normal sözlüğün çakallığı başlığından sonra bu başlığı da şöyle anladım ilk: normal sözlüğü karalama defteri
yaran yanlış anlamalar mı algıda seçicilik mi bilemedim :p
yaran yanlış anlamalar mı algıda seçicilik mi bilemedim :p
devamını gör...
4449.
bir şeyler yazmak istiyorum ama yazmaya da elim gitmiyor.
devamını gör...
4450.
gece, ruhumun satıldığı pazardı. alan olmadı, her şey sarpa sardı.
devamını gör...
4451.
üniversiteye başladığım ilk zamanlar özel ders vermeye başlamıştım. aslında böyle bir düşüncem pek yoktu ama biraz da tesadüfen kendimi böyle bir durumun içinde bulmuştum. genelde lise öğrencileriyle çalışıyordum, yaş farkının az olmasının da etkisiyle aramızda güzel bir etkileşim oluyordu. bana hocam diye hitap etmeleri çok hoşuma giderdi ama mahcup olurdum, sonuçta ben hoca değildim. bundan biraz onlara bahsederdim ama onlar çok kibar ve tatlı oldukları için demeye devam ederlerdi. ilk başta pek isteyerek başlamadım ama zamanla çok hoşuma gitmeye başlamıştı, güzel bir şey yaptığımı hissediyordum. hayatımın kötüye gittiği zamanlarda bile bunun için zaman ayırmayı seviyordum. ama çok büyük bir sorumluluk hissediyordum, bir şeyleri eksik anlatırım da onların hakkına girerim korkusu hep vardı. müfredatı, sınav sistemini falan takip etmeye çalışıyordum ama bir noktadan bu sorumluluk, iyi yapamamak korkusu ağır geldi ve bunu sevdiğim halde bıraktım. dün öğrencilerimden birisiyle karşılaşınca bu anılarım canlandı aklımda. onunla ilk kez tanıştığımda lise 2deydi. birlikte uzun bir süre çalıştık, sonrasında o da bizim bölüme geldi. okulda karşılaştığımızda bana hocam derdi. yine, merhaba hocam diyerek çok içten bir gülümsemeyle karşıladı beni. intörn doktor olmuş ve bu sene mezun olacak. onunla ilk tanıştığımız zamanlar sınavlar konusunda endişeli bir çocukken, şimdi büyümüş ve çok tatlı bir doktor olacak. bu bana o kadar çok güzel hissettirdi ki, bunun minicik de olsa bir parçası olmak çok güzel bir his. ama o beni sorduğunda ona hâlâ okulu bitiremediğimi söylemek o kadar zor geldi ki. zaten bunu düşünmek, söylemek benim için her zaman zor oluyor ama o an daha zordu.
devamını gör...
4452.
yazıp çizip karalamak bile fayda etmiyor
devamını gör...
4453.
zaman kimseye acımadı, acımayacak da.
sana da acımayacak.
sen her geçen vakitte, her geçen saniyede eksiye düşeceksin ve ben de sayende her geçen vakitte, her akıp giden saniyede her anlamda daha da güçleniyorum, ve en iyisinin iyisi olana kadar da güçlü olacağım.
sana da acımayacak.
sen her geçen vakitte, her geçen saniyede eksiye düşeceksin ve ben de sayende her geçen vakitte, her akıp giden saniyede her anlamda daha da güçleniyorum, ve en iyisinin iyisi olana kadar da güçlü olacağım.
devamını gör...
4454.
kpss konuları yetişmiyor, sınava hangi şehirde gireceğim henüz belli değil, geçen seneki puanimla atanacak miyim belli değil (atama takvimi açıklanmadı) kafayı yiyorum artık düşünmekten.
devamını gör...
4455.
sözlükten tanıdığım en eski dostum, biricik penpal im bugün bana iyi ki varsın dedi. normal şartlarda ha öylemiymiş diyip geçeceğim düz bir cümleydi ama kendisi benim için kıymetli bir insan olduğu için bunu ondan duymak beni mutlu etti.
duyulan şeye verilecek tepki tamamıyla kişisine bağlıymış cidden.
duyulan şeye verilecek tepki tamamıyla kişisine bağlıymış cidden.
devamını gör...
4456.
bi cumle gecti icimden: acaba yasayacagim kac bahar kaldi? ama uzulmedim dusununce. bana bunu dusundurten hayatin sunduğu bir soru yalnizca. yasadigim muddetce bir cevap aramaya çalıştım, çalışıyorum. acaba yasadigim son baharda bu cevaplari bulabilmis olabilecek miyim, kendimi kabul etmis olabilecek miyim?
devamını gör...
4457.
nasıl anlatsam,
öyle bir durgunluk ki, içim dahi titremiyor. çok uzak, çok donuk. ne yapacağız bilmem ama bir şey yapmazsak eğer, sonu hayır olsun.
öyle bir durgunluk ki, içim dahi titremiyor. çok uzak, çok donuk. ne yapacağız bilmem ama bir şey yapmazsak eğer, sonu hayır olsun.
devamını gör...
4458.
son zamanlarda rüyalarıma musallat olan biri var. tam unutacakken rüyamda karşıma çıkıyor, bir de öyle bakıp duruyor. rüyaları kontrol etme daha icat edilmedi keşke edilseymiş. ya lütfen girme rüyalarıma artık, illa ölmem mi lazım? uyumaya korkar hale geldim ya. bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum valla. offfff yaaa.
devamını gör...
4459.
epey oldu sözlük seninle dertleşmeyeli. hazır benimki de uyumuşken gel iki lafın belini kıralım bu gece.
nasılsın iyi misin? beni soracak olursan hasta olacak gibiyim sözlük. "bana bir şey olmaz" diye diye nazar ettim kendime ve daha hastalık tam manasıyla vurmadan yorgan döşek yatacak hale geldim. zaten benim zararım hep kendimedir öyle ki nazarım bile bir tek bana değiyor.
sabahına bayram olacak bu arada, ben yine mesaideyim. yine herkesin yaptığı, ezbere bildiği hatta bilmekle de kalmayıp otonom bir şekilde uyguladığı bayram ziyaretleri başlıyor kısaca. ben ise hem hastayım hem de hiç anlamam bu işlerden. uykulu ve hasta bir şekilde gidip sadece ismen tanıdığım bir dünya akrabayla uğraşacağım yine. hazır nazardan bahsetmişken dilimi ısırsam iyi olacak. benimki falan dedim şimdi durduk yere yine kendime nazar ederim falan hiç gereği yok.
boomerlık diyebileceğim bi özelliğim var sözlük benim; hazırlıklı olmak. hemen her şeye hazırlıklı olmaya şartlıyorum kendimi. bi film izleyip arkadaşlarla "uzaylılar geldi, ne yaparsın?" ya da "zombi istilasında en güvenli yer neresi?"tarzında bi geyikle hazırlanmak değil bu bahsettiğim şey. baya baya olası tüm senaryoları düşünüp karşılaşabileceğim şeylere hazırlamak kendimi. ne zaman önümü göremediğim bi yola girsem, ne zaman kafam karışsa kendimi beşe bölüp düşünmeye başlıyorum. bunca yıl sonra bugün düşünürken farkettim ki ben sadece kötü şeylere hazırlıklıyım. mesela yarın babam ölse cenazeyi yıkamasından tut gömüleceği mezar yerine kadar düşündüm ama iyi bir şey olsa ne yapacağımı bilmiyorum. farkettiysen olabilecek iyi şeye örnek bile veremiyorum, düşün ne kadar olumsuza şartlı olduğumu.
benimki dedim ya, tüm bu farkındalık onunla ilgili düşüncelerimden çıktı aslında. olursa nasıl oluru değil, olmazsa neden olmazı düşünüyorum, ne olursa benim için çok kötü olur, toparlayamam, toparlamak için ne yapabilirim falan hep bunlara kafa yoruyorum. biraz da sanırım iyi şeyleri spontane yaşamak gerektiğinden üzerine herhangi bir hazırlığa girişmiyorum. geldiği gibi gelişine yaşamak en güzeli bence de ama en azından olabilecek mutlu senaryoları da kurgulamam gerekiyor sanki. tüm mutsuzluğum ve melankolikliğimin sebebi belki de hep kötüye hazırlanmak.
başarı anlayışı sanırım benim böyle olmamdaki ana etken. ben hazırlıklı olmayı bir başarı olarak gördüğümden ve iyi şeylere hazırlanmaya gerek olmadığını düşündüğümden hep kötüye göre yaşadım ve hayatım kötünün iyisi noktasına evrildi. gerçi iyi kötü hakkında da tartışasım var ama kafam olmuş maşukiye bir de o konuya giresim yok bu gece.
kısaca ben de durum bu sözlük. umarım sen de iyisindir, hep iyi olursundur. boş beleş bi temenniden öteye gidemediğim için kusura bakma. dedim ya, ben anlamıyorum bu tarz şeylerden.
nasılsın iyi misin? beni soracak olursan hasta olacak gibiyim sözlük. "bana bir şey olmaz" diye diye nazar ettim kendime ve daha hastalık tam manasıyla vurmadan yorgan döşek yatacak hale geldim. zaten benim zararım hep kendimedir öyle ki nazarım bile bir tek bana değiyor.
sabahına bayram olacak bu arada, ben yine mesaideyim. yine herkesin yaptığı, ezbere bildiği hatta bilmekle de kalmayıp otonom bir şekilde uyguladığı bayram ziyaretleri başlıyor kısaca. ben ise hem hastayım hem de hiç anlamam bu işlerden. uykulu ve hasta bir şekilde gidip sadece ismen tanıdığım bir dünya akrabayla uğraşacağım yine. hazır nazardan bahsetmişken dilimi ısırsam iyi olacak. benimki falan dedim şimdi durduk yere yine kendime nazar ederim falan hiç gereği yok.
boomerlık diyebileceğim bi özelliğim var sözlük benim; hazırlıklı olmak. hemen her şeye hazırlıklı olmaya şartlıyorum kendimi. bi film izleyip arkadaşlarla "uzaylılar geldi, ne yaparsın?" ya da "zombi istilasında en güvenli yer neresi?"tarzında bi geyikle hazırlanmak değil bu bahsettiğim şey. baya baya olası tüm senaryoları düşünüp karşılaşabileceğim şeylere hazırlamak kendimi. ne zaman önümü göremediğim bi yola girsem, ne zaman kafam karışsa kendimi beşe bölüp düşünmeye başlıyorum. bunca yıl sonra bugün düşünürken farkettim ki ben sadece kötü şeylere hazırlıklıyım. mesela yarın babam ölse cenazeyi yıkamasından tut gömüleceği mezar yerine kadar düşündüm ama iyi bir şey olsa ne yapacağımı bilmiyorum. farkettiysen olabilecek iyi şeye örnek bile veremiyorum, düşün ne kadar olumsuza şartlı olduğumu.
benimki dedim ya, tüm bu farkındalık onunla ilgili düşüncelerimden çıktı aslında. olursa nasıl oluru değil, olmazsa neden olmazı düşünüyorum, ne olursa benim için çok kötü olur, toparlayamam, toparlamak için ne yapabilirim falan hep bunlara kafa yoruyorum. biraz da sanırım iyi şeyleri spontane yaşamak gerektiğinden üzerine herhangi bir hazırlığa girişmiyorum. geldiği gibi gelişine yaşamak en güzeli bence de ama en azından olabilecek mutlu senaryoları da kurgulamam gerekiyor sanki. tüm mutsuzluğum ve melankolikliğimin sebebi belki de hep kötüye hazırlanmak.
başarı anlayışı sanırım benim böyle olmamdaki ana etken. ben hazırlıklı olmayı bir başarı olarak gördüğümden ve iyi şeylere hazırlanmaya gerek olmadığını düşündüğümden hep kötüye göre yaşadım ve hayatım kötünün iyisi noktasına evrildi. gerçi iyi kötü hakkında da tartışasım var ama kafam olmuş maşukiye bir de o konuya giresim yok bu gece.
kısaca ben de durum bu sözlük. umarım sen de iyisindir, hep iyi olursundur. boş beleş bi temenniden öteye gidemediğim için kusura bakma. dedim ya, ben anlamıyorum bu tarz şeylerden.
devamını gör...
4460.
insan ait olmadığı yerde emanet duruyor. bu o kadar belli oluyor ki. hayır, gerek var mı? yok. ee. o halde neyi kanıtlamaya çalışıyor ki?
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2