4081.
alıngan, ürkek, kolay dağılan biri olmak mı zayıflık?
gülüp güldürüp dramdan ödü patlamak mı zayıflık?
zayıf olmaktan kaçmak mı,
salsan nasıl olur?
ölsen demiyorum korkma,
salsan diyorum.
şehrin en güzel yerine gitsen
ağaçların altında otursan.
bir salsan baksak ne olacak?
karşındaki ışıl ışıl havuza baksan,
eline sarı yaprakları alsan,
minik minik parçalar koparsan onlardan.
telefonda, gülümse çalsa.
sağda solda biri var mı diye baksan,
sonra izin versen gözyaşlarına,
bir sağdan bir soldan yavaş yavaş aksalar.
olur aslında, sende yapabilirsin.
sezen aksu gibi dersin soranlara.

tut ki karnım acıktı
anneme küstüm
tüm şehir bana küstü

bazen olur
tüm şehir küser insana,
neyse
canım sezen aksu.

edit: birazda acılı adana edebiyatı yapayım, bana yakışır bence, güzelim çünkü, bana her şey yakışır.
devamını gör...
4082.
kimisi yol arkadaşın olur seninle yolun sonuna kadar gelir, kimisi için sadece bir duraksındır. sende soluklanır başka yerden devam eder. kimisini ile de bir yere kadar ilerlersin ya senin yolun bitmiştir ya da onun...
devamını gör...
4083.
* milyonluk arabasının arka camına "alın teri değil miras" yazdırmış adama,"helal olsun senin gibi doğrucu davut'a" dedim.
"grafikçinin hatası, arka cam sipariş ettim, gelsin, sonra bu camı grafikerin uygun yerine takacağım" dedi

* sinemada herkes "bu koltuk kolu benim mi, yanımdakinin mi" diye gerilirken ben "bu kol benim mi yanımdakinin mi" gerilimi yaşamaktayım; o
kadar hassasım

* şarkı sözü
(şarkı zühal olcay'dan)
ben çok mükemmel biriyim,
hatta olağanüstüyüm bile diyebilirim
işin aslı sevgilim
ben sana fazla iyiyim.

* sayıyorum, sayıyorum; her defasında 870 nur çıkıyor. neden binnur demisler ki kadına?
devamını gör...
4084.
firma reklamları için dizi, film çekilebilmeli, reklamlar için her çeşidinden sanat eseri yapılabilmeli.

ben en azından, içimden geldiğinde, kimin eserine tükürebileceğimi bilmek istiyorum.

seni seviyorum
yeşil gözlü
güzel kadın.
" her nerede
yaşıyor
ya da
yaşatılıyorsan."
artık..
devamını gör...
4085.
kaldı 12 gün...

yani nasıl olacak, ne olacak, nasıl bitecek gerçekten merak ediyorum. bir korku, bie çekincem asla yok. ilk defa bu kadar meraka düştüm. hayırlısı olsun.

en çok kafama taktığım bir şey var o da varsa hayatıma dokunanlarla olacak hesaplaşmalarım.
başka ne var diye düşünüyorum.
bakarım çıkar bir şeyler herhalde.
yani gerçekten ilginç hissediyorum, bir tuhaflık var ruhumda. hiç böyle olmamıştı.

neyse diyecek, çok da fazla meşgul edecek değilim.

ölümden öte köy yok...
devamını gör...
4086.
duygusal bir dönemden geçiyorum. gün içinde dingin görünüyorum, belki de yer yer somurtuyorum. pek gülmüyor, pek konuşmuyorum. düşünmemek için kendime fırsat vermemeye çalışıyorum. olmayan işler türetip onlarla meşgul oluyorum. akşam eve geldiğimde omuzlarım çöküyor. duyduğunuzda birçoğunuzu epey üzebilecek olaylar yaptığım iş sebebiyle bende pek etki bırakmaz ama şimdilerde sosyal medyada denk geldiğim basit bir video boğazıma yumru gibi oturabiliyor. zihnim hep bu halimle meşgul. neden böyle hissettiğimi tam manasıyla idrak edemiyorum. birçok sebep aklıma geliyor. hepsinin olma ihtimali de hiçbirinin olmama ihtimali de eşit görünüyor. enteresan bir dönemden geçiyorum. çok çok nadiren böyle dönemlerden geçmişimdir. stresten, kaygıdan yemeden içmeden kesildiğim zamanlar da oldu, canımın çok yandığı zamanlar da ama bu hal bana çok yabancı geliyor. ne yapacağım bilmiyorum. ketum insanımdır, oturup birilerine içimi de dökemiyorum. sıçtım gibi sanki sözlük. cuma akşamı bir temiz içeyim, salya sümük ağlayıp ne varsa dökeyim diyorum. ne diyorsun?
devamını gör...
4087.
23 yıldır en uzun gecelerden birini daha yaşayacağım
istemezdim büyük olmayı bu kadar sorumluluk sahibi olmayı
güçlü olmak zorunda bırakılmayı
neden demek istemiyorum biliyorum vardır rabbimin bir bildiği
sadece güç ver allahım
bize kolaylık ver
verdiğin derdin de şifasını ver.
kimseyle bir şey paylaşamadığım için buradayım.
gözümden yaş akarken onlara mutluluk nudesi atmaktan başka çarem olmadığı için...
güçlü olmak zorunda olduğum için..
devamını gör...
4088.
yorgun olmak istemiyorum. ancak hep yorgunum hep yorgunum. tembellik yapmak istemiyorum. o kadar çok iş o kadar kısa zamanım var ki anlatamam.

şöyle bir benzetme yapsam uygun olur diye düşünüyorum: okullu bir çocuğu annesi okuldan almaya gelir. çocuk akşama kadar ders ve koşturmacadan yorulmuştur. annesi elinden tutar ve eve hızlıca yürümeye başlarlar. ancak çocuk hep geri kalır ve bir süre sonra annesine yetişmeye çalışmaktan hem kolu hem bacağı ağrımaya başlar.

ben kendime yetişmeye çalışıyorum. bir yanım (çocuk olan) sakin ve yavaş bir hayat istiyor. bir yanım (anne olan) hızlıca ilerlemek ve eve varmak istiyor. buradaki ev benim için huzuru bulduğum yer. çünkü tüm bu kovalamacam huzursuzluğumdan geliyor.
devamını gör...
4089.
çok yorgunum canımın içi çok
devamını gör...
4090.
o kadar huzurluyum ki... kafam o kadar rahat ki... herkesi olması gereken yere koymuş olmanın rahatlığı... ahhh muhteşem bir duygu. arada devreleri yaksam da sağduyum uzun süreli terketmiyor beni allahtan. rabbim beni seviyor ya cidden seviyor. bırakmıyor kendi halime, bırakmıyor beni bana. şefkat tokadıyla döndürüyor doğru yöne. canım rabbim canım canım.
devamını gör...
4091.
rüyalarıma girmenden nefret ediyorum
devamını gör...
4092.
eve girmeden önce arabada ağlayanlara çünkü bunu tek başlarına güvenli bir şekilde yapabilecekleri tek zaman bu
aynada gülümseme egzersizi yapanlara
o boş tavana bakıp merak edenlere…..
uyanıp düşünenlere
“yine…….gerçekten…bunu tekrar yapmam gerekiyor….bunu tekrar yaşamam gerekiyor…”
“hey? tamamsın? biraz yorgun görünüyorsun adam?”
ve siz de "evet iyiyim sadece biraz uykuya ihtiyacım var..." şeklinde yanıt veriyorsunuz.
duşta çok uzun süre ayakta duranlara…..gözyaşlarının suya karışmasını izleyenlere……
konuşamayan ve kelimeler arasında boğulanlara… harika şeyler hayal eden ama yine de uykuda ölecekmiş gibi hissedenlere
başkalarına gülümseyerek….gülerek….öpüşerek….el ele tutuşarak….sarılarak…….ve onu her gördüğünüzde büyüyen ruhtaki bu çukurdan başka hiçbir şey hissetmeyenlere….
o insanlara......
ben bunu söylerim………
yalnız değilsiniz……..
ve seni tanımıyor olsam bile
kim olduğun hakkında hiçbir fikrim yok
hangi din olabilirsin
hangi ülkede yaşıyorsun
cildinizin rengi nedir
hayallerin neler
ya da hayatta en çok istediğin şey
ama……. buna ihtiyacım yok
bunu söylemek
seni seviyorum
eğer insanlar boşuna nefret edebiliyorsa
bir hiç uğruna sevebileceğimden
uğruna yaşayacak birini veya bir şeyi bulun
ister arkadaşlarınız, ister aileniz olsun, hatta mükemmel gün doğumunun güzelliği için exıst'e uyanmak
bir şey bul
çünkü sana arkadaşımın bir zamanlar bana söylediği bir sırrı anlatacağım
"çılgınca olan ne biliyor musun?"
"ne?"
“siz hâlâ... 20 yaşındasınız, hâlâ hayatınızda sizi sevecek herkesle tanışmadınız mı? bu delilik mi? bana göre bu tam bir çılgınlık! yarın birisiyle tanışabilirsin ve o kişi o olabilir! bana göre bu…..bu sadece vahşi bir adam….”
“evet sadece vahşi……”
devam etmek
seni sevecek birinin ne zaman ortaya çıkacağını ve herşeyi değiştirebileceğini asla bilemezsin………
devamını gör...
4093.
sonbaharlardan hoşlanmıyorum. öyle sanıyorum ki sonbahar da benden hoşlanmıyordur. hoşlansaydı midemi altüst etmekten kaçmaz mıydı her sonbahar? sonbahar aylarında ruhum boşluğa salınıyor, sürükleniyor. ruhum bedenimden ayrılıyor, gülümsemem çalınıyor. sonbaharda sokaklara düşüyor ayaklarım, ellerim üşüyor. ara ara gözümü açıp kapatıyorum, farklı yerlerdeyim bana ait olmayan yerlerde. ara ara yeni doğmuş bir bebek kadar temizim bazen nasıl olduğunu anlamamış bir halde kötü bir insanın ölümü kadar kirleniyorum. kirlendiğimde kendimi ilk bulduğum kutuya sokuyorum. bitmemiş bir bina, döküntü bir ev, ışığı uzun süredir yanmayan bir ev, fark etmeksizin. temizleniyorum orada, tüm günahlarımdan arınıp bağışlanma diliyorum, temizleniyorum, temizlenmeye çalışıyorum tüm bu saçmalıklardan. sonbahardan hoşlanmıyorum sanıyorum ki sonbahar da benden hoşlanmıyordur.
devamını gör...
4094.
sevildigimi zannettigim gunleri ozluyorum.
devamını gör...
4095.
sen kifayetsiz kelimelerin alfabesisin
hangi cüretle romana karışmaya çalıştın
devamını gör...
4096.
uyandım seni düşündüm birden bire duvar birden bire gece yarısı
ay göğsümün sol yarısı

nefesim kesildi rüya olduğunu fark edince
çığlıklar atmak istiyorum sadece ağlayabiliyorum
yanımdaydın, hissettim elimi tuttuğunu
hayatımda her şey yolundayken sevmeye dair çabam inanılmazken birinden minicik hoşlanır gibi olduğumda yapma bunu bana lütfen
kat kat yorganlara sarıldım, hala titriyorum
bırak beni
yerin yok hayatımda artık
devamını gör...
4097.
saatlerce sessiz bir yerde oturup kitap okumak istiyorum, aklımdaki tüm kitapları okuyup sıfırdan başlamak istiyorum.
devamını gör...
4098.
kafamda kurduğum bağlantılar doğru değilse yavaştan kafayı sıyırıyorum sanırım. *
devamını gör...
4099.
hastane ve doktor görmekten bıktım, yeter artık.
ya bir ara verelim arkadaşlar ya, bıkmadınız mı beni görmekten?
devamını gör...
4100.
sana dair seninle ilgili son kalem sanırım bu şiir
bütün gün dinledim bu şiiri mesajlara bakarken tekrar gördüm
bakmazdım mesajlara sana dair hiçbir şeye bu geceye kadar
şeffaf denirmiş bu rüyalara
ve insanın arkadaşının olması ne kadar güzelmiş tekrar fark ettim
senin boşluğun dolmaz fakat kalbimde bir sürü daha yer varmış insanları sevecek
çok ağlattın beni aylardır belki yıllardır uyanıp uyanıp ağladığım hiç olmamıştı
anlatırken gözümün dolduğu
otururken birden gözümden akan damlalar olmamıştı
başka birilerine laf arası haricinde senden söz ettiğim yahut
bugün yaşadığım en zor günlerdendi
çünkü kendimi eski günlerin neşesi içinde gördüm
o ilk gençliğin verdiği
sonra adının sonuna iyelik eki ekleyip seslendiğim bir arkadaşım sen aşık olabildin dedi
sevinmelisin
sonra seni sevmiş olmanın lütuf olduğu aklıma geldi
ağlamayı bıraktım, hafifledim
sen ne benim sevdiğim adamsın ne de ben senin sevdiğin kadın
biz farklı pencerelerden aynı yöne bakmıyoruz
savrulduk kaybolduk belki göremiyoruz bile
beni üzen şey kaybolan gençliğim
sevmeyi beceremediğim o kızı görmekti
seninle olan kavgam kendimle ilgili
sen sevdin diye sadece kendimi sevmiyorum artık
nedensiz seviyorum
insan zaten birini bir özellik için severse kişinin biricikliği anlamsızlaşır
ben bugün kimseyi senin kadar seçemeyeceğim bir daha belki diye ağladım.


gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.

bilemem, belki bu yüzden
ben sana yanlış bir yerden edilmiş
bir büyük yemin gibiydim.
beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
yine de döneyim döneyim istedim.

birhan keskin/taş parçaları
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim