normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
4261.
bugün yıllar sonra senin fotoğrafını gördüm ya
ölmüş birinin fotoğrafını bakınca dolan hüzün doldu gönlüme
ölmüş birinin fotoğrafını bakınca dolan hüzün doldu gönlüme
devamını gör...
4262.
eski sözlükte yaklaşık 5000 tane tanımım vardı.
gitti hepsi. ne emek verip yazmıştık. ekran görüntüsü alsaydık iyiydi. yazık oldu.
gitti hepsi. ne emek verip yazmıştık. ekran görüntüsü alsaydık iyiydi. yazık oldu.
devamını gör...
4263.
uyduk çekirgeye düştük turuncu bataklığa.
devamını gör...
4264.
aşırı yoruldum tüm gün konuşmaktan.
üstüne bir de hiçbir şey anlamadığım bir ders dinledim bir saat.
üstüne hiç istemediğimi defaatle belirttiğim bir yerde çalışmam için görevlendirildim.
sırf bunun için haklı olarak tepki gösterdim. saçma sapan cevaplar aldım ona da bozuldum.
yetmedi bronşit gibi öksürmeye başladım, influenza selam çakıyor gibi hissediyorum.
ya bu fera var ya,
bir gün değil bir saniye tebessüm etsin.
hop.
peş peşe.
üstüne bir de hiçbir şey anlamadığım bir ders dinledim bir saat.
üstüne hiç istemediğimi defaatle belirttiğim bir yerde çalışmam için görevlendirildim.
sırf bunun için haklı olarak tepki gösterdim. saçma sapan cevaplar aldım ona da bozuldum.
yetmedi bronşit gibi öksürmeye başladım, influenza selam çakıyor gibi hissediyorum.
ya bu fera var ya,
bir gün değil bir saniye tebessüm etsin.
hop.
peş peşe.
devamını gör...
4265.
bugün yararlı olamadın, ziyan zamanlar geçiriyorsun düşüncesi,
çık aklımdan...
büyük mü yaşamaya çalışıyorum ki, küçük mutlulukları gözden kaçırıyorum acaba?
çık aklımdan...
büyük mü yaşamaya çalışıyorum ki, küçük mutlulukları gözden kaçırıyorum acaba?
devamını gör...
4266.
hayırlı sabahlar sözlük.
son zamanlarda kendi adıma fark ettiğim en önemli şey askere gitme sürem azaldıkça tahammül seviyemin de düşmesi oldu.
daha mesai saati başlayalı 1 saat 47 dk oldu. ve şimdiden artık yapılan haksızlıklara, gözümün içine baka baka yalan söylenmesine katlanamayıp bölüm sorumlusuna saldırdım. elbetteki ofisteki arkadaşlar beni zor zapt etti de maddeden çıkarılmak için insan kaynaklarına gönderilmedim. gerçi üst kademeden ensem kalın olduğu için yine bana bir şey olmazdı da artık daraldim be. insan leş bir ortamda çalışınca s...m lan işinizi de sizi de moduna giriyor. hayırlısıyla tazminatımı alıp gitmek istiyorum artık. bir daha o g.. deliği yere dönenin de avradını s...
bizim amir de çıkmış diyor ki askerlik olmasa seni bırakmam. tursumu mu kuracak merak ediyorum. 3 ay çalışır çıkarım dediğim yerde 2 seneyi astım ve yemin ediyorum ki ıq seviyem belki 20 puan düşmüştür. rezil bir yer orası allah orayı kahhar adıyla kahretsin amin.
son zamanlarda kendi adıma fark ettiğim en önemli şey askere gitme sürem azaldıkça tahammül seviyemin de düşmesi oldu.
daha mesai saati başlayalı 1 saat 47 dk oldu. ve şimdiden artık yapılan haksızlıklara, gözümün içine baka baka yalan söylenmesine katlanamayıp bölüm sorumlusuna saldırdım. elbetteki ofisteki arkadaşlar beni zor zapt etti de maddeden çıkarılmak için insan kaynaklarına gönderilmedim. gerçi üst kademeden ensem kalın olduğu için yine bana bir şey olmazdı da artık daraldim be. insan leş bir ortamda çalışınca s...m lan işinizi de sizi de moduna giriyor. hayırlısıyla tazminatımı alıp gitmek istiyorum artık. bir daha o g.. deliği yere dönenin de avradını s...
bizim amir de çıkmış diyor ki askerlik olmasa seni bırakmam. tursumu mu kuracak merak ediyorum. 3 ay çalışır çıkarım dediğim yerde 2 seneyi astım ve yemin ediyorum ki ıq seviyem belki 20 puan düşmüştür. rezil bir yer orası allah orayı kahhar adıyla kahretsin amin.
devamını gör...
4267.
gün batımı, zagros'un sıcak tonlarını dans ettirirken, dağların zirveleri güneşin son öpücüğünü alır. rüzgar, çayırların arasında hafifçe eserken, kuşlar özgürlük melodisini söyler. bu manzara, tarih boyunca yazılmış eşsiz bir destanın bir parçası gibi hissettiriyor. gökyüzü, yıldızların dansını izlerken, bu an, bir ressamın tuvaline dokunmuş gibi, sakinliği ve güzellikle dolu.
devamını gör...
4268.
pazartesi öğleden sonra babam kalp krizi geçirmişti. 48 saat süreyle uyutuldu. yeni yeni kendine geliyor. ve hala tam sağlığına kavuşmuş değil.
az evvel yoğun bakımda ziyaret etme şansım oldu. şimdi kafamın içimde ahmet kaya’dan yüreğim kanıyor şarkısı çalıyor. içimde yılların pişmanlığı ve yaşanmamışlıklar var.
az evvel yoğun bakımda ziyaret etme şansım oldu. şimdi kafamın içimde ahmet kaya’dan yüreğim kanıyor şarkısı çalıyor. içimde yılların pişmanlığı ve yaşanmamışlıklar var.
devamını gör...
4269.
gri kuş ezgilere hasret geçen tüm saniyeleri tekmelerken, mavi kuşun henüz çakırkeyf olmadığı ve bize küsmediği zamanlardı. ekrana bakıp bakıp birkaç satır çizik atmanın keyifsizliğiyle mutsuzluğa yeminli pandalar ve onları kıskanan koalalar kadar bezgin bir vaziyette tükenirken, tekrar baş gösteren uykusuz dakikaların çetelesini çıkarsam masamın üstüne dağılmış yapraklarla kaç uçaklık bir filo kurarım acaba düşüncesi kafamı kurcalıyordu. dışarıda kallavi yıldızlarla örtülü bir gece ısrarla günaha davet ederken salamura edilmiş sıkışık hayatları, duvarlarımdaki titrek çentiklerin sahipsiz bir virüs kadar münferit olmaları gerektiğini düşünen yanımdan korkmalı mıydım bilmiyordum... karanlık senfonisi duyulmaya başladı. dillerini karakoncoloslara kaptırmış günahkarlar kadar suskun ve pişman bir dinginlikle yeşil suyumun dibinden sabahın ilk ışıklarının dansını izlemek istiyordum. fakat yalnız geçen gecelerimin ahvalini soracak arsız bir gün daha kuytuya sinmiş vaziyette beni bekliyordu. kaçmak için değil de katlanmak için ona sığınmam gerekiyordu...
devamını gör...
4270.
değiştiğine inanmıştım. inanmak istemiştim demiyorum , inanmıştım. gerçekten değişmişti de. berbat bir değişimmiş , yeni fark ettim. 8 senenin ardından yine çat kapı geldi. benim yaşantımın , düzenimin , hayatımın , hislerimin , isteklerimin hiçbir önemi yoktu onun için. hiçbir zaman da olmadı. varsa yoksa kendi. yarabandına ihtiyaç duydu , hop geldi. yaşamaya devam edebilmek için bir bastona ihtiyaç duydu , hop geldi. her defasında ihtiyacını giderdim çünkü ona duyduğum muazzam bir saygı vardı. ama artık saygım kalmadı çünkü saygımı hak etmeyecek kadar değişmiş. kullandı beni , sömürdü. duygularımdan o kadar emindi ki , onu kabul edeceğimden. haklıydı da. hep o geldi. hep o gitti. bir insanın kesik parmağı iyileşince ne yapar ? yarabandını çöpe atar. attı beni. defalarca. bir insan fizik tedavi alıp yürümeye başlarsa ne yapar ? bastonu kırar atar. kırdı beni. attı. defalarca. buna ben izin verdim , ben müsaade ettim. ama bana , benim haberim olmadan daha kötü şeyler de yapmış. gururumu , karakterimi , duygularımı hiçe saydığını biliyordum ama.. ama işte. ama o daha ileri gitmiş. köylüsü yanmış tarla gibi oturup boş boş etrafı izliyorum. kendimi bu denli yok sayışıma hiç bu kadar üzülmemiştim. onun için yaptığım hiçbir fedakarlığa pişman olmamıştım. gitmek istediğinde hiçbir zaman duygu sömürüsüyle tutmaya çalışmadım onu. ağladığımı , canımın yandığını bile dile getirmedim , giderken üzülmesin diye. aklı bende kalmasın diye. kalbi kalmayan insanı
aklı kalır mı hiç ? keşke seni hiç tanımasaydım demedim hiçbir zaman. kendi kendime kaldığımda , ağlayıp zırladığımda , canım yandığında , defalarca terk edildiğimde.. hiçbirinde onunla alakalı , keşke , demedim. taa ki dün geceye kadar.
keşke hiç tanımasaydım seni.
keşke hiç karşılaşmasaydık.
keşke sana değmeden çekip gitseydim bu dünyadan.
keşke hiç gelmeseydin.
keşke seni hiç sevmeseydim.
aklı kalır mı hiç ? keşke seni hiç tanımasaydım demedim hiçbir zaman. kendi kendime kaldığımda , ağlayıp zırladığımda , canım yandığında , defalarca terk edildiğimde.. hiçbirinde onunla alakalı , keşke , demedim. taa ki dün geceye kadar.
keşke hiç tanımasaydım seni.
keşke hiç karşılaşmasaydık.
keşke sana değmeden çekip gitseydim bu dünyadan.
keşke hiç gelmeseydin.
keşke seni hiç sevmeseydim.
devamını gör...
4271.
yanlış kişi
sevgiyi, sevilmeyi aramak ömrüm boyunca amacım olsa da yanlış kişiye denk gelmek travmasını yaşattı kader.
kader bana duygularımı yüreğimden geldiği gibi kullanmayı öğretti, gönlümün kapılarını sonuna kadar açmamı söyledi ama ben yanlış kişiye kurban ettiğim kalbimin parçalarını etrafa saçtım.
kader bana doğruları söylemeye, anlatmaya, dinlenmeye alışıtırdı. ömrümü hep bu şekilde geçirmeye gayret etmişken kader yine yanlış kişiyi karşıma çıkardı ve yalanla, yanlışlarla tanıştım ve travmam oldu.
belki bu dünyaya defolu geldim. sadece anlayış, saygı ve güven duyan birini hayal ederken kader bana yanlış kişiyi gönderdi ve sahteliği, saygısızlığı tattım sayesinde.
ben hep rüyalara inanan ve o kısa anda yaşadığım mutlulukların gerçekleşeceğine inanan biri oldum.
hep güzel rüyaların peşinden koştum. güzel rüyalar benim mutluluk kılavuzum oldu adeta.
ama kader rüyalarıma da yanlış kişiyigönderdi ve hayallerim olduğu gibi hayal kırıklığına döndü.
şimdi bunun hesabı benden mi sorulacak yoksa yanlış kişiden mi?
artık vicdanlar başbaşa kalsın, hesaplar kalplerde verilsin...
allah kimsenin hayallerini, umutlarını, sevgi dolu yüreğini, saygı dolu kişiliğini, yaşam sevgisini ve rüyalarını yanlış kişiye kurban etmesin...
sevgiyi, sevilmeyi aramak ömrüm boyunca amacım olsa da yanlış kişiye denk gelmek travmasını yaşattı kader.
kader bana duygularımı yüreğimden geldiği gibi kullanmayı öğretti, gönlümün kapılarını sonuna kadar açmamı söyledi ama ben yanlış kişiye kurban ettiğim kalbimin parçalarını etrafa saçtım.
kader bana doğruları söylemeye, anlatmaya, dinlenmeye alışıtırdı. ömrümü hep bu şekilde geçirmeye gayret etmişken kader yine yanlış kişiyi karşıma çıkardı ve yalanla, yanlışlarla tanıştım ve travmam oldu.
belki bu dünyaya defolu geldim. sadece anlayış, saygı ve güven duyan birini hayal ederken kader bana yanlış kişiyi gönderdi ve sahteliği, saygısızlığı tattım sayesinde.
ben hep rüyalara inanan ve o kısa anda yaşadığım mutlulukların gerçekleşeceğine inanan biri oldum.
hep güzel rüyaların peşinden koştum. güzel rüyalar benim mutluluk kılavuzum oldu adeta.
ama kader rüyalarıma da yanlış kişiyigönderdi ve hayallerim olduğu gibi hayal kırıklığına döndü.
şimdi bunun hesabı benden mi sorulacak yoksa yanlış kişiden mi?
artık vicdanlar başbaşa kalsın, hesaplar kalplerde verilsin...
allah kimsenin hayallerini, umutlarını, sevgi dolu yüreğini, saygı dolu kişiliğini, yaşam sevgisini ve rüyalarını yanlış kişiye kurban etmesin...
devamını gör...
4272.
nazar değdi bana. kem gözlüler, kem gözlüler. canım hiçbir şey yapmak istemiyor. kitap okumuyorum, film izlemiyorum, canım ıslak kek istiyor ama kalkıp onu bile yapacak hevesim yok.
acil nazar duası.
acil nazar duası.
devamını gör...
4273.
geçenlerde beni çok üzen, etkileyen bir şeyi yakın arkadaşımla paylaştım. ben normalde derdini paylaşabilen insanlardan değilimdir. ufak, beni o kadar etkilemeyen şeyleri tabii ki arkadaşlarıma anlatırım. ama beni çok üzen, çok etkileyen şeyleri kimseye anlatamam, kendi içimde yaşarım. hatta genelde içime kapanıp yok olurum ortadan. bazen kimsenin ruhu bile duymaz. zaten genelde başıma gelen kötü olayların bile mizahını yapan biriyimdir. benim için çoğu şeyin mizahi bir tarafı vardır ve onu görüp eğlenmeye, eğlendirmeye meyilliyim. moralim bozukken bu daha bile artar hatta.
yakın zamanlarda büyük denebilecek bir araba kazası atlattım mesela. çevremdeki herkes o arabanın içinden nasıl çıktın, ölümden dönmüşsün şeklinde tepkiler verirken benim odağım yine olayın mizahi tarafındaydı. benim için endişelenen insanlar için belki mizahı yapılmayacak kadar hassas bir konuydu ama benim için birçok şey gibi mizahi bir tarafı vardı. benim hayata bakış açım, hayatı yaşama şeklim böyle. hayat benim için her şeyi bu kadar ciddiye alacak kadar uzun değil. hayat bence yaşadığın kötü şeylerden bile gülünecek bir taraf bulduğun ve eğlenebildiğin, keyif alabildiğin kadar. ama gel gör ki ne kadar böyle bir insan olsam da mizahını yapamayacağım şeyler oluyor. onu da dediğim gibi kendi içimde yaşıyorum. bunu paylaşmak benim için o kadar zor ki anlatamam. mesele insanlara güçlü görünmek değil. böyle gelmiş, böyle alışmışım. bunu çok istediğim zamanlarda bile yapamadım. yakın arkadaşım da bunu bilir, öyle zamanlarda özel alanıma saygı duyar ben de aynı şekilde onunkine.
ama geçenlerde çok kötü günler geçirdim. o kadar kötü hissediyordum ki bunu artık içimde taşıyamadım. ve o an yanımda olan yakın arkadaşımla paylaştım. ilk defa. hiçbir şey değişmedi belki ama bana o kadar iyi geldi ki. yanımda olması, beni anladığını hissetmem ilk defa bana böyle zamanlarda kendimi yalnız hissettirmedi, güç verdi. insan sevmek sevilmek kadar belki daha da çok, anlaşılmak istiyor. hatta bütün derdi anlaşılmak. yaptığı çoğu şeyi bu anlaşılma isteğinden ya da anlaşılamadığından yapıyor. bu yüzden kendisine o gün yanımda olduğu ve beni anladığı için teşekkür ederim. benim için özellikle de öyle bir zamanda çok kıymetliydi. tüm insanlığın bildiği, benim de bildiğim ama uygulamada sıkıntı çektiğim paylaşmanın güzelliğini de ilk defa bu yaşımda tecrübe etmiş oldum. insanlık için küpküçük ama benim için çooooook büyük bir adımdı. yanii evet paylaşmak güzeldir. ve hayır bu bir omo reklamı değil.
yakın zamanlarda büyük denebilecek bir araba kazası atlattım mesela. çevremdeki herkes o arabanın içinden nasıl çıktın, ölümden dönmüşsün şeklinde tepkiler verirken benim odağım yine olayın mizahi tarafındaydı. benim için endişelenen insanlar için belki mizahı yapılmayacak kadar hassas bir konuydu ama benim için birçok şey gibi mizahi bir tarafı vardı. benim hayata bakış açım, hayatı yaşama şeklim böyle. hayat benim için her şeyi bu kadar ciddiye alacak kadar uzun değil. hayat bence yaşadığın kötü şeylerden bile gülünecek bir taraf bulduğun ve eğlenebildiğin, keyif alabildiğin kadar. ama gel gör ki ne kadar böyle bir insan olsam da mizahını yapamayacağım şeyler oluyor. onu da dediğim gibi kendi içimde yaşıyorum. bunu paylaşmak benim için o kadar zor ki anlatamam. mesele insanlara güçlü görünmek değil. böyle gelmiş, böyle alışmışım. bunu çok istediğim zamanlarda bile yapamadım. yakın arkadaşım da bunu bilir, öyle zamanlarda özel alanıma saygı duyar ben de aynı şekilde onunkine.
ama geçenlerde çok kötü günler geçirdim. o kadar kötü hissediyordum ki bunu artık içimde taşıyamadım. ve o an yanımda olan yakın arkadaşımla paylaştım. ilk defa. hiçbir şey değişmedi belki ama bana o kadar iyi geldi ki. yanımda olması, beni anladığını hissetmem ilk defa bana böyle zamanlarda kendimi yalnız hissettirmedi, güç verdi. insan sevmek sevilmek kadar belki daha da çok, anlaşılmak istiyor. hatta bütün derdi anlaşılmak. yaptığı çoğu şeyi bu anlaşılma isteğinden ya da anlaşılamadığından yapıyor. bu yüzden kendisine o gün yanımda olduğu ve beni anladığı için teşekkür ederim. benim için özellikle de öyle bir zamanda çok kıymetliydi. tüm insanlığın bildiği, benim de bildiğim ama uygulamada sıkıntı çektiğim paylaşmanın güzelliğini de ilk defa bu yaşımda tecrübe etmiş oldum. insanlık için küpküçük ama benim için çooooook büyük bir adımdı. yanii evet paylaşmak güzeldir. ve hayır bu bir omo reklamı değil.
devamını gör...
4274.
az önce anksiyetem tetiklendi ve ağlama krizine girdim. dışarı da deli gibi yağan yağmur gibi elimde olmadan bir anda çiseledi gözyaşlarım. başka şeylere odaklanarak o anki ruh halimden çıkmak istedim. sabah uyandığımda hazırlayacağım kahvaltı da ne yapacağımı düşünmekten tut da saçlarımı hangi model kestireceğim hakkında sayısız şey düşündüm. maksat bunları yapmak değil tam tersine o anki ruh halinden uzaklaşıp kafayı bambaşka şeylerle meşgul etmekti. bi nebze de olsa işe yaradı. elime telefonu alıp bu satırları yazmadan önce instagrama girip story izleme gafletinde bulundum.
biri vefat eden babasını paylaşmış, bir başkası kanser hastası ablasının vefat haberini paylaşmış, biri evlilik teklifi almış 32 diş sırıtıp onu kutluyor, bi arkadaşım çocuğunun saçlarını ilk kez kestirmiş onu çekip atmış, arabada kullanırken güle oynaya şarkı söylemiş başka bir arkadaşım.
bir yerlerde keder, acı, üzüntü, yakın kaybı yaşanırken diğer yerde yeni bir hayata başlangıç, hayata atılan yeni bir adım, sevinç ve mutluluk barındırıyor. kimine gülüyor hayat, kimine yerin dibine boylamadan mutluluk yaşatmıyor, kimine de mutlaka acı ya da tatlı bir ders veriyor. üst üste izlediğim bu 5 story bu gece bazılarının çok şanslı olduğunu, bazılarının şanssız ama öyle ya da böyle hayata istese de istemese de ayak uydurmak zorunda olduğunu öğretti.
öyle ya da böyle... bu tanımı yazıp gönderdikten sonra ben de uyuyacağım ve ertesi gün sanki 1 gece önce ağlama krizi geçirmemiş, hiç bunlar yaşanmamış gibi hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. sen de sayın yazar buraya kadar okuduysan öyle ya da böyle başka bir tanıma ya da başka bir başlığa geçeceksin.
öyle ya da böyle işte.
biri vefat eden babasını paylaşmış, bir başkası kanser hastası ablasının vefat haberini paylaşmış, biri evlilik teklifi almış 32 diş sırıtıp onu kutluyor, bi arkadaşım çocuğunun saçlarını ilk kez kestirmiş onu çekip atmış, arabada kullanırken güle oynaya şarkı söylemiş başka bir arkadaşım.
bir yerlerde keder, acı, üzüntü, yakın kaybı yaşanırken diğer yerde yeni bir hayata başlangıç, hayata atılan yeni bir adım, sevinç ve mutluluk barındırıyor. kimine gülüyor hayat, kimine yerin dibine boylamadan mutluluk yaşatmıyor, kimine de mutlaka acı ya da tatlı bir ders veriyor. üst üste izlediğim bu 5 story bu gece bazılarının çok şanslı olduğunu, bazılarının şanssız ama öyle ya da böyle hayata istese de istemese de ayak uydurmak zorunda olduğunu öğretti.
öyle ya da böyle... bu tanımı yazıp gönderdikten sonra ben de uyuyacağım ve ertesi gün sanki 1 gece önce ağlama krizi geçirmemiş, hiç bunlar yaşanmamış gibi hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. sen de sayın yazar buraya kadar okuduysan öyle ya da böyle başka bir tanıma ya da başka bir başlığa geçeceksin.
öyle ya da böyle işte.
devamını gör...
4275.
garip bir terennüm içerisinde bana ait olmayan bir alışkanlığın içerisinde yaşıyorum hayatımı, ne kadar geç uyursam uyuyayım erken uyanmak lanetim. oysa bana göre değil çünkü benim yaşamım bir öteki kıyısında geç kalmışlıkların eseriydi. nereden, nasıl bulaştı bana bilemem ama yine erken uyandım.
soğuk, yağmurlu bir şehrin sabahında hiç sevmediğimi tekrar tekrar belirterek hafta sonu denen zamanı yok etme çabası içindeyim. hava cidden soğuk ama neden kar yok? instagram'a göz atarken japon olduğunu tahmin ettiğim bir hesabın paylaşımı düştü direkt karşıma. çalışma masasını geniş pencereli odasının en güzel köşesine yerleştirmiş ve müthiş bir kar manzarası eşliğinde bunu kaydedip paylaşma gereksinimi duymuş. içimdeki arzu kendine doğmak için bir pay buldu. doğum günüm yaklaşıyor, ben doğum günlerimi karlı günlerin kucağında karşılamıştım oysaki ama şimdi kar yok ve merak ediyorum o zamana kadar yağar mı? yağmalı yoksa sevmediğim hafta sonlarında ruhumun derisini her dokunuşunda kızartan can sıkıntısı umutsuzlukla birlik olup ruhumu daha da sarsacak diye korkuyorum. gerçekleşir mi bilinmez ama arzuluyorum.
kahvaltı yapmalıyım ama yapamıyorum. misafir beklemek daha da boğucu bir hal. oturduğum köşede bunları yazarken saatin ilerleyişi ve söylenen zamanın ötesine geçilişi daha da boğucu. kafamın içine biriken düşüncelerden sıyrılmaya çalışıyorum ve sıyrılmak isterken bu satırları karalıyorum.
arzulamalı ve kahvaltı yapmalıyım. : )
soğuk, yağmurlu bir şehrin sabahında hiç sevmediğimi tekrar tekrar belirterek hafta sonu denen zamanı yok etme çabası içindeyim. hava cidden soğuk ama neden kar yok? instagram'a göz atarken japon olduğunu tahmin ettiğim bir hesabın paylaşımı düştü direkt karşıma. çalışma masasını geniş pencereli odasının en güzel köşesine yerleştirmiş ve müthiş bir kar manzarası eşliğinde bunu kaydedip paylaşma gereksinimi duymuş. içimdeki arzu kendine doğmak için bir pay buldu. doğum günüm yaklaşıyor, ben doğum günlerimi karlı günlerin kucağında karşılamıştım oysaki ama şimdi kar yok ve merak ediyorum o zamana kadar yağar mı? yağmalı yoksa sevmediğim hafta sonlarında ruhumun derisini her dokunuşunda kızartan can sıkıntısı umutsuzlukla birlik olup ruhumu daha da sarsacak diye korkuyorum. gerçekleşir mi bilinmez ama arzuluyorum.
kahvaltı yapmalıyım ama yapamıyorum. misafir beklemek daha da boğucu bir hal. oturduğum köşede bunları yazarken saatin ilerleyişi ve söylenen zamanın ötesine geçilişi daha da boğucu. kafamın içine biriken düşüncelerden sıyrılmaya çalışıyorum ve sıyrılmak isterken bu satırları karalıyorum.
arzulamalı ve kahvaltı yapmalıyım. : )
devamını gör...
4276.
lütfen daha fazla aptallık yapıp kendini rezil etme artık.
devamını gör...
4277.
en zor savaş,
kafanda bildiklerinle kalbinde hissettiklerin arasındadır.
kafanda bildiklerinle kalbinde hissettiklerin arasındadır.
devamını gör...
4278.
yarın erken kalkıp yola çıkmam gerektiği halde hâlâ uyumadım. karnım aç ve yemek yapacak vakit yoktu. kocama gelirken tavuk pilav al dedim. 3 kez önünden geçmiş adam yok diyor. neredesin güzel pilavcı, başına bir şey mi geldi? neyse, ben de aç yatayım hem kalori veririm diye düşündüm ama bu sefer de açlıktan uyuyamıyorum. lanet olsun açlık.
devamını gör...
4279.
alıştım galiba. buraya da alıştım. gerçi her akşam içerek alışamayacağım yer yok sanırım.
devamını gör...
4280.
sevgili sen, yirmi seneyi devireli o kadar çabuk geçmiş ki sanki kısacık bir tren yolculuğundaymışım gibi; penceremden hızla akıp gitmiş hayat. elinde süt kutusu ile karşılaştığımız o anın üzerine yüzlerce kez doğmuştur güneş. "tuhafsın ve bu iyi bir şey" deyişinin ardından başlayan saçma salak hikayemiz uzak da olsak kim bilir nereye varacak. sıklıkla birbirimizden kopmamıza rağmen hep aynı noktadan devam ediyor oluşumuza da şaşırmıyor değilim. tekerlekli market sepet yolculuğu, ağaçtaki suretini keşfedişimiz, parçalanan televizyondan kalanlar, yırtılan etiketler, soyulan elbiseler, uyduruk bestelerimiz, kediler için salam sosis çaldığımız günler, mathilda'yı bulduğumuz o malum gece, bataklıktan kurtuluşumuz, kıyısından döndüğümüz onca an ve diğerleri... özlüyorum. kafamız hep o eski günlerdeki gibi güzel kalabilse keşke. biz yaşlanmaktan değil de büyümekten korkuyorduk aslında. umarım yenilmeden yenilenebiliriz. beraber geçirdiğimiz o en sıkıcı ve boktan görünen günler için bile kendimi çok şanslı hissediyorum. kirli bir mavi ile bulanık griyiz.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2