normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
3741.
hiç sektirmedi her sene ilk başladığı gibi darmadağın etmeyi. ve yine geldi iki gözümün çiçeği. hani, her geçen zamanda daha çok alışırdı insan bir buna mı alışamıyorum, bilmiyorum. bildiğim tek şey ilk başladığında sebebini bilemezken şimdi biliyorum . bu yüzden acıtıyor belki de bu yüzden unutamıyorum o son bakışı ,elinin sıcaklığını, gözünden akan yaşın süzülüşünü. yılın bu zamanında kapansa tüm ışıkları dünyanın doğmasın güneş diyorum olmaz mı pazartesi hiç bir şey olmamış gibi devam etsek hayatımıza .
tam şu anda bu satırları yazarken fona gelen şarkı anlatmaya yeter mi özlemimi sana.
içimde yanan hasretinle ben
baktım durdum senin yollarına
sensizlik bir ölüm sanki
her gün ölüp hiç ölmemek neymiş öğrendim . tam tamına 20 yıl. 240 ay .7200 gün.
tam şu anda bu satırları yazarken fona gelen şarkı anlatmaya yeter mi özlemimi sana.
içimde yanan hasretinle ben
baktım durdum senin yollarına
sensizlik bir ölüm sanki
her gün ölüp hiç ölmemek neymiş öğrendim . tam tamına 20 yıl. 240 ay .7200 gün.
devamını gör...
3742.
11 iydi 2002 nin hayallerimin başlayacağı yerdi ankara.yani öyle sanıyordum sonu olacağını bilmeden . neden soğudu birden bire bu saatlerde hepmi soğuktu yoksa o an'a mi özeldi bu buz kesiş.
bir çığlık arkasından kesilen bir nefes ve bir damla gözyaşı. o an durmuştu işte hayat. yavas yavas alıştıra alıştıra değil bir an.sonrasi olmayan.
sabaha kadar süren susmalar ,o an başlayan dinmeyecek özlemler, keşkeler birbir dizildi arka arkaya.düğüm düğüm hayatımın her anına.
n'olacak peki şimdi gün doğumun da .bir anne iki çocuk bir eş bir baba beklerken ne olacak . nasıl varır dilin söylemeye o öldü demeye. anneler günü iken ne verebilirsin hediye, ölü bir beden nasıl verilir bir anneye.sadece susarsın her kelime bir zindan olur yüreğine.
adın kalır dillerde baba katili diye.
bir çığlık arkasından kesilen bir nefes ve bir damla gözyaşı. o an durmuştu işte hayat. yavas yavas alıştıra alıştıra değil bir an.sonrasi olmayan.
sabaha kadar süren susmalar ,o an başlayan dinmeyecek özlemler, keşkeler birbir dizildi arka arkaya.düğüm düğüm hayatımın her anına.
n'olacak peki şimdi gün doğumun da .bir anne iki çocuk bir eş bir baba beklerken ne olacak . nasıl varır dilin söylemeye o öldü demeye. anneler günü iken ne verebilirsin hediye, ölü bir beden nasıl verilir bir anneye.sadece susarsın her kelime bir zindan olur yüreğine.
adın kalır dillerde baba katili diye.
devamını gör...
3743.
dingin ruh halinde olmak istiyorum.
devamını gör...
3744.
kim bilir kaç ölüm kokar bu şarkı?..
...
senin anlattıkların...
iyi dediğin iyi değil;
kötü dediğin kötü değil.
durduğun yer, namüsait
atların bağlı,
çakalların salık.
kurtların puslu,
gezginlerin tokmak tokmak kapıcı, vezirgan.
düz yolların puslu senin,
hislerin yaslı.
bir ceylanımız daha yok sana yedirecek
selamımız aşikar, selamımız gizli,
senin gerdanların selamlık.
...
körler sağır şimdi,
sağırlar diri,
diriler ölü kokuyor,
ölüler yamalık,
diriler deli.
deliler akletmiş, akıncı,
akıncılar sessiz
akıncılar kimsesiz.
ne gecenin gerdanlığı hakim şimdi yeryüzüne
ne gündüzün mezarlığında havlıyor köpekler.
itler, sürüsüz,
sürüler başsız.
bir ceylanımız daha yok sürüye kurban etmelik,
bir ceylanımız daha olmayacak mani.
deriler asi şimdi,
kızıllık baki...
devamını gör...
3745.
"yine dönüp dolaşıp kendimi sende bulduğum için çok mutluyum ömür bağım...
çok seviyorum seni çok fazla..." *
çok seviyorum seni çok fazla..." *
devamını gör...
3746.
kendimi çok arada kalmış hissediyorum. ne kentli olabildim, ne köylü; ne okumuş olabildim, ne cahil; ne türk olabildim ne kürt; ve ne mutlu olabildim ne mutsuz (bu biraz iş sulandırıcı örnektir). gerçekten kendimi hiçbir yere ait hissedemiyorum. bazen burdan gitsem nasıl olur diyorum. o zaman kendimi anadilimde anlatamamamanın güçlüğü, insanlarla olan bağın buradaki gibi olmama ihtimali, aile ve arkadaş özlemi düşünceleri içimi kaplıyor. gelgelelim bu ülkede artık yaşanmaz. napacağım, napacağız?
devamını gör...
3747.
bir efsunu var hayatın
var ki kimse bırakmıyor peşinde sürükleten elini
var ki kimse bırakmıyor peşinde sürükleten elini
devamını gör...
3748.
konuşurken nokta koymayacağım, zira deliler ve mesihler virgüllerle konuşurlar
bin yıl önce iki açık denizi birleştirmek istedim bana deli dediler,
denizler büyümeli, denizler birleşmeli çenede birleşen gözyaşları gibi dedim,
bir yaşamak daha var sizin bilmediğiniz diye ekledim,
bütün insanların kalplerini harekete geçirecek, bütün olguları yenecek bir yaşamak,
antik yunan'a özgü mutluluğun ateşini kalplerinize sokacak bir yaşamak,
külünü al ve git, ateşini vadimize getirme. kundakçılık suçundan korkmuyor musun deli dediler,
ben bir deli değil mesihim dedim,
hayır, sen prometheus'un diyerek ağzıma pranga geçirdiler,
benim ağzım ne işe yarıyordu ki dedim parmaklarımla,
o erdemden bahsedemez,
benim erdemim ne ki zaten,
o henüz beni çıldırtmadı, iyilik ve kötülüklerimden çok bıktım,
bunların hepsi yoksunluk, kirlilik ve acınacak bir rahat düşkünlüğüdür,
benim ağzım ne işe yarıyordu ki,
o adalet hakkında bir-iki kelam bile edemez,
benim adaletim ne ki zaten,
alev ve kömür olduğumu görmüyorum, oysaki adil olan alev ve kömür olur,
benim ağzım ne işe yarıyordu ki,
o akıllıca laflar edemez,
benim aklım ne ki zaten,
o bilgiye karşı bir arslanın yiyeceğine duyduğu şiddetli şevheti duyuyor mu,
o fakirlik, kirlilik, acınacak bir rahat düşkünlüğüdür,
bir başka yaşamak daha var, denizleri birleştirip aşıp ulaşabileceğimiz bir yaşamak,
ben bir mesihim, deli değil,
bir başka yaşamak daha var, vadinizde mutluluk yeşertecek,
bir başka yaşamak daha var, karanlığım korkup yalçın dağların zirvelerine kaçmasını sağlayacak,
ben mesih olarak o yaşama size götürmeye geldim,
hadi açık denizleri birleştirelim dedim,
parmaklarımı kırdılar.
bin yıl önce iki açık denizi birleştirmek istedim bana deli dediler,
denizler büyümeli, denizler birleşmeli çenede birleşen gözyaşları gibi dedim,
bir yaşamak daha var sizin bilmediğiniz diye ekledim,
bütün insanların kalplerini harekete geçirecek, bütün olguları yenecek bir yaşamak,
antik yunan'a özgü mutluluğun ateşini kalplerinize sokacak bir yaşamak,
külünü al ve git, ateşini vadimize getirme. kundakçılık suçundan korkmuyor musun deli dediler,
ben bir deli değil mesihim dedim,
hayır, sen prometheus'un diyerek ağzıma pranga geçirdiler,
benim ağzım ne işe yarıyordu ki dedim parmaklarımla,
o erdemden bahsedemez,
benim erdemim ne ki zaten,
o henüz beni çıldırtmadı, iyilik ve kötülüklerimden çok bıktım,
bunların hepsi yoksunluk, kirlilik ve acınacak bir rahat düşkünlüğüdür,
benim ağzım ne işe yarıyordu ki,
o adalet hakkında bir-iki kelam bile edemez,
benim adaletim ne ki zaten,
alev ve kömür olduğumu görmüyorum, oysaki adil olan alev ve kömür olur,
benim ağzım ne işe yarıyordu ki,
o akıllıca laflar edemez,
benim aklım ne ki zaten,
o bilgiye karşı bir arslanın yiyeceğine duyduğu şiddetli şevheti duyuyor mu,
o fakirlik, kirlilik, acınacak bir rahat düşkünlüğüdür,
bir başka yaşamak daha var, denizleri birleştirip aşıp ulaşabileceğimiz bir yaşamak,
ben bir mesihim, deli değil,
bir başka yaşamak daha var, vadinizde mutluluk yeşertecek,
bir başka yaşamak daha var, karanlığım korkup yalçın dağların zirvelerine kaçmasını sağlayacak,
ben mesih olarak o yaşama size götürmeye geldim,
hadi açık denizleri birleştirelim dedim,
parmaklarımı kırdılar.
devamını gör...
3749.
yazmak, çizmek, karalamak artık hiçbir şeyin fayda etmediği bir yerdeyim öyle. konuşmak bile artık iyi gelmiyor sanırsam. saatlerce beni uzaklara daldıracak şeylere sahibim gibi. hiçbir şey için çabalamıyorum ve dümdüz ilerliyorum. sanırsam kabulleniyorum ama çok yavaş.
devamını gör...
3750.
beni karalayan varsa etiketleyin ya ağız tadıyla okuyalım hem sözlük kavgası yaparız.
devamını gör...
3751.
hep buralardan gitmek istedim. atanmayı uygun bir araç olarak gördüm. bunu desteklemeyenler kalıp gitmemem için gönülsüz savaş verenler oldu. onları hayatımdan çıkardım. ne olursa olsun yanındayım. ben de gelirim seninle diyenler de oldu. onların bu düşünceleri onlara hediye gibi oldu. gitmedim, birçok yere kendi şehrimde atandım. tercihlerin arasında en yakını en uygunu değil de en sade en sessiz gözükeni seçeceğim herhalde. bir kart çekmiştim kendim için. elde ettiğin rahatlık ve rutin hayat sizi tembelliğe itebilir ve bir süre sonra kendin çok dar bir alana sıkışmış hissedebilirsin diyordu. muhtemelen elde ettiğim şey böyle bir boğulma hissi de getirebilir. kafam rahat olsun huzurum çok olsun diye hayatımdan çıkarmadığım insan kalmadı. her şeyi geciktirdim benim istediğim gibi olsun diye çaba gösterdim. birçok şeyden vazgeçtim. birçok hissi körelttim. sanırım istediğim sessizlik ve sakinliğe çok yakınım. her şeyi sildim. en baştan başlama zamanı.
devamını gör...
3752.
rüzgar gülü*
kalbimde inceden yanan o ateş senin.
bırak, uçuşsun rüzgarla birlikte kıvılcımları. ruhuma konsun.
küllerim savrulsun henüz sıcakken...
vaktiyle yemyeşil ağaçların sararan yaprakları gibi
kalbimde inceden yanan o ateş senin.
bırak, uçuşsun rüzgarla birlikte kıvılcımları. ruhuma konsun.
küllerim savrulsun henüz sıcakken...
vaktiyle yemyeşil ağaçların sararan yaprakları gibi
devamını gör...
3753.
babam, sizlere ömür. öyle ki, çok öncesinde kaybettiğimi düşünmeme rağmen bu bir başkaymış diyebileceğim duygular söz konusu.
dinlediği türkülerin hafızamın yitik köşelerinde öylesine yer edinmiş ki hatırlatıkca irkiliyorum. dinledikçe de yaşadığı gençlik buhranlarını bir nebze anımsıyorum.
öte yandan anneme üzülüyorum. sözde babam duygularını dile getirmeyen bir karakterken, annemin uykusuz kaldığı gecelerin verdiği kondisyon olsa gerek daha bir ketummuş. fakat her ne olursa olsun bir şekilde yol arkadaşıydılar. iyisiyle kötüsüyle bir yaşamı geride bıraktılar. diğerinin ne kadar yaşayacağı muamma.
neden insanların cinsiyeti üzerinden bir takım yükleri sırtlanmak zorunda olduğunu anlamış değilim.
neden insanların bulunduğu çevrenin kültürel zorunluklar boyunduruğu altında yaşadığını yine anlamış değilim.
neden?
neden?
neden sadece bir insan olarak yaşayıp öylece geçip gidemedik?
neden genetik aktarımlar altında yaşamak zorunda kaldık?
neden yerli yersiz yargılandık?
neden yok sayıldık!
neden hor görüldük!?
çokca neden altında yetimleşmiş duygular yaşadık.
ne zaman imrenerek bakmaktan vazgeçeğiz çevremize?
bir kaç satırın ardına büyük bir ölüm bırakıyorum. kaybettiğim bir baba değil, aynı zamanda bir arkadaş, bir dost, bir öğretmendir.
işin acı tarafı sadece benim için geçerli değil. yüzlerce insanın hayatına dokunduğu insanlar içinde geçerli. şimdi ölümden her biri habersiz
her bir yaşamın ardında bıraktığı yükle, umutlu bir dünya hayal etmek mümkün mı?
dinlediği türkülerin hafızamın yitik köşelerinde öylesine yer edinmiş ki hatırlatıkca irkiliyorum. dinledikçe de yaşadığı gençlik buhranlarını bir nebze anımsıyorum.
öte yandan anneme üzülüyorum. sözde babam duygularını dile getirmeyen bir karakterken, annemin uykusuz kaldığı gecelerin verdiği kondisyon olsa gerek daha bir ketummuş. fakat her ne olursa olsun bir şekilde yol arkadaşıydılar. iyisiyle kötüsüyle bir yaşamı geride bıraktılar. diğerinin ne kadar yaşayacağı muamma.
neden insanların cinsiyeti üzerinden bir takım yükleri sırtlanmak zorunda olduğunu anlamış değilim.
neden insanların bulunduğu çevrenin kültürel zorunluklar boyunduruğu altında yaşadığını yine anlamış değilim.
neden?
neden?
neden sadece bir insan olarak yaşayıp öylece geçip gidemedik?
neden genetik aktarımlar altında yaşamak zorunda kaldık?
neden yerli yersiz yargılandık?
neden yok sayıldık!
neden hor görüldük!?
çokca neden altında yetimleşmiş duygular yaşadık.
ne zaman imrenerek bakmaktan vazgeçeğiz çevremize?
bir kaç satırın ardına büyük bir ölüm bırakıyorum. kaybettiğim bir baba değil, aynı zamanda bir arkadaş, bir dost, bir öğretmendir.
işin acı tarafı sadece benim için geçerli değil. yüzlerce insanın hayatına dokunduğu insanlar içinde geçerli. şimdi ölümden her biri habersiz
her bir yaşamın ardında bıraktığı yükle, umutlu bir dünya hayal etmek mümkün mı?
devamını gör...
3754.
umudu bitik evrende yalnız bu dünya.
gömülürken günden güne karanlığa,
ilm-i esas unutuluyordu daha nice uygarlıklar arasında.
devre sonu bitiminde insanlığın,
aydınlanma çağı sona ermiş idi.
atlantis'in okyanus dibini boylamasıyla.
ve yıkıldı gitti roma.
binlerce isimsiz uygarlık arasında.
sezar arar iken felsefe taşını,
ölüm dayanmıştı çoktan kapısına.
ne simya ne de kimya,
çözüm bulamazdı buna.
ve yıkıldı gitti roma.
ölümsüzlüğün ütopyası adına.
asırlar sonra aynı amaçla napolyon;
mısır, kahire ve petra'da,
mutlak kudret arar iken hemen hemen her taşın altında.
şeytan ölümü fısıldıyor onun kulağına.
yenilgi yakındır, kaptırırsan kendini,
okültizm denen bu çıkılmaz batağa.
çünkü o hırsına yenik düştü, buzullar diyarında.
ve yıkıldı gitti roma.
bu hırslı liderin zafer aşkı uğruna.
20. yüzyılın en başlarında,
red yediği sanattan vazgeçmiş ruhu kayıp bir ressam.
medyumluk hisleri olan ve her gece sayısız kabusla uyanan,
insani duyguları en derinde saklayan.
ezoterizm için çığır açabilirdi.
nefsi onu göz göre göre,
günden güne ölüme götürmeseydi.
eğer ki bunların farkında olarak,
maddeselliğe biraz kendini verseydi.
büyük ruh zaten onu seçmişti.
roma'nın varisi, avrupa'nın fatihi!
ama kaderi onu kötü yola sürükledi.
bir nisan akşamı, saat 18:08'de;
öldüğünde nemli duvar dibinde,
ruhlar ebediyen lanetlendi.
ve yıkıldı gitti roma.
hâlâ canlanmayı bekler, wotan'ın korosunda.
gömülürken günden güne karanlığa,
ilm-i esas unutuluyordu daha nice uygarlıklar arasında.
devre sonu bitiminde insanlığın,
aydınlanma çağı sona ermiş idi.
atlantis'in okyanus dibini boylamasıyla.
ve yıkıldı gitti roma.
binlerce isimsiz uygarlık arasında.
sezar arar iken felsefe taşını,
ölüm dayanmıştı çoktan kapısına.
ne simya ne de kimya,
çözüm bulamazdı buna.
ve yıkıldı gitti roma.
ölümsüzlüğün ütopyası adına.
asırlar sonra aynı amaçla napolyon;
mısır, kahire ve petra'da,
mutlak kudret arar iken hemen hemen her taşın altında.
şeytan ölümü fısıldıyor onun kulağına.
yenilgi yakındır, kaptırırsan kendini,
okültizm denen bu çıkılmaz batağa.
çünkü o hırsına yenik düştü, buzullar diyarında.
ve yıkıldı gitti roma.
bu hırslı liderin zafer aşkı uğruna.
20. yüzyılın en başlarında,
red yediği sanattan vazgeçmiş ruhu kayıp bir ressam.
medyumluk hisleri olan ve her gece sayısız kabusla uyanan,
insani duyguları en derinde saklayan.
ezoterizm için çığır açabilirdi.
nefsi onu göz göre göre,
günden güne ölüme götürmeseydi.
eğer ki bunların farkında olarak,
maddeselliğe biraz kendini verseydi.
büyük ruh zaten onu seçmişti.
roma'nın varisi, avrupa'nın fatihi!
ama kaderi onu kötü yola sürükledi.
bir nisan akşamı, saat 18:08'de;
öldüğünde nemli duvar dibinde,
ruhlar ebediyen lanetlendi.
ve yıkıldı gitti roma.
hâlâ canlanmayı bekler, wotan'ın korosunda.
devamını gör...
3755.
ah, dilimde tek bir isim,
zihnimde yine o.
sevilmediğimi bile bile seviyorum.
gitmek zorunda kalacağım gün beni arayacaksın.
sadece senden duymak istiyorum diyeceksin.
sen ben dışında herkesi dinle, duyma.
bir önemi kalmayacak.
ah benim kara kaşlım, kara gözlüm. ah...*
zihnimde yine o.
sevilmediğimi bile bile seviyorum.
gitmek zorunda kalacağım gün beni arayacaksın.
sadece senden duymak istiyorum diyeceksin.
sen ben dışında herkesi dinle, duyma.
bir önemi kalmayacak.
ah benim kara kaşlım, kara gözlüm. ah...*
devamını gör...
3756.
bölen ne kadar büyük ve bölünen ne kadar küçükse çıkan değer o kadar düşük olur. (8/4=2 tersi 4/8=0,5)
bölen ne kadar küçük ve bölünen ne kadar büyükse çıkan değer o kadar yüksek olur. (10/2=5 tersi 2/10=0,2)
bu burada dursun.
bölen ne kadar küçük ve bölünen ne kadar büyükse çıkan değer o kadar yüksek olur. (10/2=5 tersi 2/10=0,2)
bu burada dursun.
devamını gör...
3757.
rızam yok rızasızım gel halilleşelim be cananım.
hakikat miydi yol hakikate düşünürken ağrırdı sol yanım
accidit in puncto quod non contingit in anno derler ona inandım
ruhlarımızı ağaç gölgesinde beklerken müthişe kıyasıya kandım
-alkarısı
hakikat miydi yol hakikate düşünürken ağrırdı sol yanım
accidit in puncto quod non contingit in anno derler ona inandım
ruhlarımızı ağaç gölgesinde beklerken müthişe kıyasıya kandım
-alkarısı
devamını gör...
3758.
sadece iyi hissetmek istiyorum. ansızın beni yakalayan bu saçma duygu durumundan nefret ediyorum. bir şeyler anlattıktan sonra hala kötü hissetmekten nefret ediyorum. her şeyin farkında olduğum halde hiçbir şey yapamamak çok kötü. hiç böyle olmamıştı ve ben hiç böyle değildim. güçlüydüm ve mutlaka bir şekilde toplardım, alışırdım, devam ederdim. bu sefer kaldıramıyorum. anlatmak iyi gelmiyor ama anlatmasam yine olmuyor. bir şeyleri değiştiremiyorum çünkü aşamadığım hala bazı şeyler var. şu anlarımı hiç ediyorum ve bana ne iyi gelir bilmiyorum çünkü bu kadar karışmamıştı hiçbir zaman işler. biraz düzeliyormuş gibi olduktan sonra hep başa sarıyor. toplayamıyorum ve çok yoruldum. bunu nasıl yok edeceğim içinde bilmiyorum ama böyle yapamıyorum. hiçbir şeye hevesim yok. bu durum bana fiziksel ve ruhsal açıdan fazlasıyla zarar veriyor. hala o zamanlardayım ben ve geçemiyorum.
devamını gör...
3759.
bir takım kurallar var küçüğüm, bunlar yazılı değildir. yaş aldıkça öğrenmen gerekir. gereklidir de, diğer türlüsünü deneyim etmeni istemem. kendi sürecinde içini bunaltan her me varsa tepki göstermelisin. sesini çıkarmalısın. emin ol, pasif agresif olmaktan iyidir.
hayatta en son yapman gereken şey, kendi öz saygını yitirmendir. hiç bir şey, emin ol hiç bir şey senden daha kıymetli değildir. bunu anlamıyor olsan bile çevrene baktıkça, değer verdikce bu konu hakkında bilgi sahibi olacaksın.
gözlerimin önünde yitip giden yüzlerce yaşam gördüm. her biri kendi nezdinde asi, fakat dön bak hayatlarına bitik. bitmiş. kabullenmiş. hiçte göründüğü gibi değil. peki ya sen, böyle mi olmak istersin?
sana dayatılan tüm düşünceleri, kavramları unut. öğretilmişliğin dışına çık
yalnızlık ap açık. fakat özgürlük bir o kadar da açık.
her bir şeyden şikayet edeceğiz elbet, her birşey her zaman yaşantımıza uyacak değil! yine de yıkıcı olmamaya özen göster. her ne olursa olsun, kırılan bir başkası değil, kendin olacaksın.
bir yaratıcıya inan demiyorum küçüğüm. empati den de yoksun yaşama istiyorum. fakat kendinden çokta ileri gidip başkası olma.
hayat, gözlerine bir başka yöne çevirdiğin hızda değişir. bunu sen beceremeyebilirsin, fakat bunu sana kanıtlayacak yüzlerce insanla karşılacaksın.
duyguların hüküm sürdüğü bir coğrafyada düşüncelerin gücünü çokta geç olmadan öğrenmelisin.
hayatta en son yapman gereken şey, kendi öz saygını yitirmendir. hiç bir şey, emin ol hiç bir şey senden daha kıymetli değildir. bunu anlamıyor olsan bile çevrene baktıkça, değer verdikce bu konu hakkında bilgi sahibi olacaksın.
gözlerimin önünde yitip giden yüzlerce yaşam gördüm. her biri kendi nezdinde asi, fakat dön bak hayatlarına bitik. bitmiş. kabullenmiş. hiçte göründüğü gibi değil. peki ya sen, böyle mi olmak istersin?
sana dayatılan tüm düşünceleri, kavramları unut. öğretilmişliğin dışına çık
yalnızlık ap açık. fakat özgürlük bir o kadar da açık.
her bir şeyden şikayet edeceğiz elbet, her birşey her zaman yaşantımıza uyacak değil! yine de yıkıcı olmamaya özen göster. her ne olursa olsun, kırılan bir başkası değil, kendin olacaksın.
bir yaratıcıya inan demiyorum küçüğüm. empati den de yoksun yaşama istiyorum. fakat kendinden çokta ileri gidip başkası olma.
hayat, gözlerine bir başka yöne çevirdiğin hızda değişir. bunu sen beceremeyebilirsin, fakat bunu sana kanıtlayacak yüzlerce insanla karşılacaksın.
duyguların hüküm sürdüğü bir coğrafyada düşüncelerin gücünü çokta geç olmadan öğrenmelisin.
devamını gör...
3760.
nereye gidiyorum bilmiyorum.
korkuyorum pişman olmaktan.
denemelere girmek, gerçeğin yüzüme çarpması beni bozguna uğratıyor.
üstümde bir yük var, gerekirse bir yıl daha taşırım ama şuan bitse kuş gibi olacağımı o kadar iyi biliyorum ki.
masaya oturmak zor gelmeye başladı.
sorular beni bunaltıyor.
yetersiz hissetmek yakamı bırakmıyor.
uyumak istiyorum sözlük.
bitsin artık istiyorum.
ama günler bir bir azaldıkça bacaklarım daha çok ağrıyor mesela.
yorgunum ama sanki yorgun olmaya hakkım yokmuş gibi hissediyorum.
mutluluğu hakketmek bende mutlu olmak istiyorum.
çok şey istemiyorum be sözlük.
korkuyorum pişman olmaktan.
denemelere girmek, gerçeğin yüzüme çarpması beni bozguna uğratıyor.
üstümde bir yük var, gerekirse bir yıl daha taşırım ama şuan bitse kuş gibi olacağımı o kadar iyi biliyorum ki.
masaya oturmak zor gelmeye başladı.
sorular beni bunaltıyor.
yetersiz hissetmek yakamı bırakmıyor.
uyumak istiyorum sözlük.
bitsin artık istiyorum.
ama günler bir bir azaldıkça bacaklarım daha çok ağrıyor mesela.
yorgunum ama sanki yorgun olmaya hakkım yokmuş gibi hissediyorum.
mutluluğu hakketmek bende mutlu olmak istiyorum.
çok şey istemiyorum be sözlük.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2