3321.
geleceğin normal sözlük yazarı 10 yaşındaki oğlumun kaleminden;

hersey yuvarlak

evet, bu gün sabah yatağımdan kalktığımda yatağım yuvarlaktı. daha sonra yüzümü yıkamaya gittiğim de muslukta yuvarlaktı kısacası gördüğüm her yer yuvarlaktı. sonra oyun oynamak istediğimde odama girince bilgisayarımın monitörü yuvarlaktı, klavyemde yuvarlaktı nasıl oynayım ki tabikide ustalığımı kullanarak ama oynayamadim sabahtan beri ev sallanıp duruyordu. pencereye gittim bi baktım uçurumun kenarındayım.meğerse ben uyurken kilometrelerce yuvarlanmışım. annem babam ortalıkta yoktu. ben zaten yuvarlaktım ayağım yoktu, yuvarlanarak gidiyordum. akşam olmuştu ve aşırı açıkmiştim. annem babam hala ortalıkta yoktu. bende yuvarlanarak aramaya başladım. yuvarlanıp gittim. eve geldim meğerse annem babam benim yatağın altindalarmış. hepsi rüyaymış..
devamını gör...
3322.
ben yazdığım çoğu şeyi geleceğe yazıyorum. biliyorum ki gelecekte beni güzel şeyler bekliyor. hak ettiğim şeyler. benim sevgimi hak eden biri de gelecek. ona yönelik bir sesleniş, gelişini kabulleniş. belki gelmiştir bile. belki şu an tanıdığım biridir; bilmiyorum. her şey öylesi bilinmezlikte ki... her şey öylesi belirsiz ki! bu çoğu zaman beni çıldırtsa bile yazdığım çoğu şeyi geleceğe yazıyorum.
devamını gör...
3323.
rüyalarımda hala seni görüyorum. hiçbir şey olmamış gibi. uyanmak kabusa dönüyor.
devamını gör...
3324.
bir ters bir düz bile örmemem gereken insana hakiki selanik motifi yapmıştım. kendime şunun yarısı özenebilmem dileğiyle.
devamını gör...
3325.
bugün de bin adımla uyandığım sabahın kör karanlığındayım.ne sana gelebilirim ne de sen bana gelebilirsin, bitmiş bir zamanın çarkını çevirmeye çalışmaktan adımlarım tükendi ve gelemedim…zaten gelsem de artık bendeki güç, yenidoğan çocuğun annesini emmeye yetecek kadardı sadece doyumluk…
devamını gör...
3326.
içimde bir yerlerde eksildi bir şeyler. onlarla birlikte gitti hislerimin bir kısmı da. eriyorum, ama yolda olduğum için damlayan parçalarım için bir şey yapamıyorum. geriye dönemem, en kısa sürede yolun sonuna ulaşmam gerek. bu yolda ne kadarımı kaybedeceğim önemsiz.
devamını gör...
3327.
ikinci buluşma...

bu yazımız da iki kişinin elinden. *

•sevdiğinden: *
yine bir buluşma beni okul çıkışı okuldan alacak. ta nerden yürümüş sevdiğim benim için. hâlâ çekingen duruyordu uzaktan. yakınlaştıkça daha da bir çekinmeye başladı sevdiğim. çekinmediği tek şey elimi tutmak ve bana sarılmak... yüzüme bakmıyor, bakamıyor hâlâ çekingenliğini üstünden atamamış . dostlarımdan bazıları onu çok merak ediyor ve tanışmak için can atıyorlar. onu seviyorum tüm kalbî duygularımla. onu herkes tanısın ama kimseyle paylaşmak istemiyorum bana özel olsun istiyorum ancak herkes ne kadar mükemmel biri olduğunu bilsin istiyorum.
beraber yürüdük , elimi tutmak istedi. elimi tuttu ve montunun içine gizledi. bana öyle güzel hisler uyandırdı ki... sanki "hep seninle olacam ama asla sana zarar gelmesine izin vermeyecem, koruyacam" der gibiydi.
onunla ellerim ısınıyordu tıpkı kalbim gibi... ve yine sarıldık uzun sarılmaları hiç sevmem ama ben unutkan biriyim kokusunu unutacam diye korkuyorum. ya sarılırken tam kalbine denk gelmem... bir gün sadece kalbini dinlemek istiyorum.
hissediyorum beni seviyor, çok seviyor hatta bakmaya kıyamayacak kadar çok...
yalnız ben de korkuyorum eve gidince onu hayal edemiyorum çünü karşılıklı bakıştığımız olmadı, gözlerini kaçırıyor benden. onun tarafına bakınca başka tarafa bakıyor.
ayrıca ben ilk buluşmamızda bir şeyler eklemeyi unutmuşum. saçlarımı çok seviyormuş. saçlarımı öptü ve elleriyle öyle nazikçe dokunuyor ki bana . bazen kendimi tuhaf hissediyorum, kuşlar gibi...
elleri arasındaki bir kuşmuşum gibi davranıyor. bıraksa uçacam, sıksa ölürmüşüm gibi...

öyle incitmeden seviyor işte hayret ediyorum sevdiğim'e.
biraz yollarımız uzadı biraz daha vakit geçirmek için. ve herkes bilir ki güzel vakitler tez geçer. son bir sarılma ve veda...

en çok da neyi seviyorum iki adım attım sonra arkamı döndüm ve o durdu ama arkasını dönmedi. telefonunu aldı ve birini aradı. telefonum sessizdeydi ve beni aramış. daha iki adım uzaklaştım senden sevdiğim... ve araması giderken bile sesimi duymak istemesi... daha yanımdayken özlemesi... seni seviyorum.

hoşuma gidiyorsun, biraz da bana gel sevdiğim ve kaçırma gözlerini benden.*


•sevdiğinden: *

o zaman sıra bende..
bugün ikinci buluşmamızdı. sabah uyandığım ilk andan beri aklımdaydı. onun yanına gittiğimde ellerini tutmak için sabırsızlanıyordum ellerini tuttuğum zaman üşümüştü avucumun içine aldım ısıtmak istedim ellerini. çok narin elleri var dokunmaya kıyamıyorum. ona beni hiç kimse böyle sevmemişti demek geldi içimden yapamadım diyemedim. sevdiğime sarılırken zarar vermekten korkuyordum başını göğsüme koyduğum zaman beni ne kadar sevdiğini hissedebiliyordum onunla yağmurlarda ıslanmak ıstiyorum her anımız beraber geçsin ıstiyorum fakat daha gözlerine bakıp konuşabilme cesaretinde bulunmadım bunu aşabilecegimi düşünüyorum sonuçta beraber yaşayacağız her şeyi.
çünkü ona bir eş, bir baba, bir sevgili, bir sırdaş olmak için birlikteyim.... yarın tekrar birlikte vakit geçireceğiz. seni sevmek seni anlatmak bir yazıya sığmaz. yarınlarımız birlikte geçsin hep. seni çok seviyorum lotus çiçeğim
devamını gör...
3328.
birden fazla var bu defterden ve daha sayfalara sığmayan sadece telefonda duran binlerce not bazı gözlere sayfalar yetmiyo bazı bakışları dünyanın en güzel kalemi yazamıyo e
devamını gör...
3329.
birinin iki günlük tatilime laf atması sinirimi bozdu. ben en azından sonumu düşünmeden hareket etmiyorum öğrenci halimle kendi paramla iki günlüğüne tatile gitmişim atmadığı iftirâ kalmamış sağ olsun. babamla benim aramı bozmaya çalışmak nedir?
devamını gör...
3330.
insanların yaptıkları şeylere yüzünden değil yapmadıkları şeyler yüzünden kızgınım. insanların beni kızdıran bu durumları yüzünden hayata kırgınım. tek tek kişileri sorumlu tutabilecek kadar kaba biri olmadım hiçbir zaman, sadece hardcore biriyim, bu da hiçbir şey ifade etmez..
devamını gör...
3331.
anladım ki, bir şeylerden soğuyorsan bunun sebebi sen değilsin. kesinlikle seni soğutan sebepler ve kişiler oluyor. hal ve hareketler seni soğutuyor. sen soğumuyorsun. ıtiliyorsun.
devamını gör...
3332.
mental olarak çöküşte olduğum bir dönemdeyim. belki komple çöker bir topragın altında kalıveririm. kısmet.
devamını gör...
3333.
bazen bir hoşçakala bile sığdıramazsın hissettiklerini. hoşçakal bile diyemezsin aslında ağır gelir düşündüklerin ezilir boğulursun duyguların denizinde. sessiz sedasız uzaklaşırsın uzaktan seyredersin , gidemezsin ama gelemezsin de ''o''ndan habersiz korkuların vardır susup içine atmak zorunda olduğun . kurtulamazsın. dilinde bir şarkı ;

boşluğun dibinde yalnızım
biraz kararsızım
kendinden utanır mısın?
sonum belki en başımdır
yollar karışmıştır
ben olmadan kaçamaz mısın?
düşerdim yamaçlarından
sapsarı saçlarından, avuçlarından
yine de kalkar severdim, gülüşün özeldi
beni kendinden kurtar

bilmezsin ki kaçışlar çare değil ölüme . ölüm gibi birşey olur bazen ama kimse ölmez. bir kelimeye ,bir gülüşe bakar bazen mutluluk.hic gitmemiş gibi kapının aralık olduğunu bilmek rahatlatır o kapıdan hiç girmeyecek olsan bile.
bazen söylenmesi gereken sadece bir şarkıdır.
beni sen inandır
devamını gör...
3334.
karaladıklarınızı okumadım. özür dilerim.
çok mu arabesk acaba?
devamını gör...
3335.
varlığımı varlığına armağan etmiştim şimdi sen yoksun ben de yokum ... ne az ne çokum ben sadece yokum...
devamını gör...
3336.
bir izdüşüm gibi
serilir zaman önüme
ne kalır keder nede anlamsız hatıralar
hafızası vardır
torağın
suyun
havanın
bizden öncekileri
bizden sonrakileri
bir günlük
tutar gibi
aydınlatır
devamını gör...
3337.
allah kurtarsın kardeşim artık ben anca bu cümleyi yazıp duru
devamını gör...
3338.
ve üçüncü buluşmamız...

•sevdiğinden;*

bugüne de heyecanlı bir giriş yaptım nasıl olsa yine beni göremeye gelecekti. ve beni görmek istemesi de çok hoşuma gidiyor. okul çıkışı kimsecikleri göremedim her ne kadar üzülmediğimi arkadaşlarıma söylesem de ben hayal kırıklıklarından nefret ederim, çok üzüldüm elbet. neyse ben kafama koydum şu hayal kurmaları bir kenara bırakıp gerçekleşmeyince içime kötü bir ağırlık oturmasın. neyse haber alamadım ancak kötü de düşünmedim illaki bir durum var ki gelememiş dedim. eve vardık ve dışarı çıktım bu sefer okul çıkışı olmasa da buluşacaktık. bekledim, bekledim, bekledim... habi derler ya "beklemek ateşten sancılıdır" işte öyle beklemek b3ni çok yoruyor. neyse kriz üstüne kriz geçirdim. bir sürü şey ters gitti. tam evin oraya vardım ki bir baktım aradı. nerdesin işte kırtasiyedeyim sen nerdesin?...
hı hı çok uzakta asla 20 dakikadan az bir süre içerisinde gelemez. 5 dakikaya ordayım dedi. ve ben ne diyeceğimi bilmiyorum. beş dakikada ölsem bile gelemez yani. sen bekle geliyorum deyince tamam dedi. ben biraz bekledim ki yine aradı işte şuradayım dedi. inanmıyorum beş dakikada gelmişti. nasıl olur da bu kadar kısa bir sürede gelebilir hâlâ bile çok şaşkınım. kendi mahallemdeyim biraz daha uzak durmaya çalışıyoruz hani. birtanem benim bir de en sevdiğim çikolatayı almış bana. üstünde de "bugün günlerden biz" yazılı. elini tutabilir miyim, sarılabilir miyim diye soruyor ya hani içim gidiyor kimse bilemez. sen nasıl olur da bu kadar iyisin böyle. o kadar sinirliydim ki o âna kadar. böyle de tatlı biraz bağırdım ona aslında. şu an o kadar pişmanım ki, çok özür dilerim sevdiğim...
bağırmak istemezdim. ne kadar da her şeyime razı duruyordu ona baktım ve duraksadım, aptal mıydım ben neden onun suçu yokken ve benim için artık nasıl büyük bir hızla gelmişse gelmişti işte. bu sinirimi hiç hak etmemişti işte. elimi tutmak istedi ancak elimi veremedim bu sefer kendi mahallemdeydim. kapıya kadar benimle geldi sarılmak istedi ve ben sarılamadım da... üzgünüm sevdiğim... bu berbat günde sinirime rağmen yüzümü güldüren insan seviyorum seni.

gelelim yine en güzel âna. böyle deyince de onunla her anım güzel gibi. ancak en hoşuma giden ayrı. eve kadar bıraktı ve daha yeni arkamı döndüm ki yine beni aradı. ve yine gözlerimin içine bakıp söyleyemediği şeyi söyledi: seni seviyorum. *


sevdiğinden; *
devamını gör...
3339.
ve üçüncü buluşmamız...

•sevdiğinden;*

bugüne de heyecanlı bir giriş yaptım nasıl olsa yine beni göremeye gelecekti. ve beni görmek istemesi de çok hoşuma gidiyor. okul çıkışı kimsecikleri göremedim her ne kadar üzülmediğimi arkadaşlarıma söylesem de ben hayal kırıklıklarından nefret ederim, çok üzüldüm elbet. neyse ben kafama koydum şu hayal kurmaları bir kenara bırakıp gerçekleşmeyince içime kötü bir ağırlık oturmasın. neyse haber alamadım ancak kötü de düşünmedim illaki bir durum var ki gelememiş dedim. eve vardık ve dışarı çıktım bu sefer okul çıkışı olmasa da buluşacaktık. bekledim, bekledim, bekledim... hani derler ya "beklemek ateşten sancılıdır" işte öyle beklemek bni çok yoruyor. neyse kriz üstüne kriz geçirdim. bir sürü şey ters gitti. tam evin oraya vardım ki bir baktım aradı. nerdesin işte kırtasiyedeyim sen nerdesin?...
hı hı çok uzakta asla 20 dakikadan az bir süre içerisinde gelemez. 5 dakikaya ordayım dedi. ve ben ne diyeceğimi bilmiyorum. beş dakikada ölsem bile gelemez yani. sen bekle geliyorum deyince tamam dedi. ben biraz bekledim ki yine aradı işte şuradayım dedi. inanmıyorum beş dakikada gelmişti. nasıl olur da bu kadar kısa bir sürede gelebilir hâlâ bile çok şaşkınım. kendi mahallemdeyim biraz daha uzak durmaya çalışıyoruz hani. birtanem benim bir de en sevdiğim çikolatayı almış bana. üstünde de "bugün günlerden biz" yazılı. elini tutabilir miyim, sarılabilir miyim diye soruyor ya hani içim gidiyor kimse bilemez. sen nasıl olur da bu kadar iyisin böyle. o kadar sinirliydim ki o âna kadar. böyle de tatlı biraz bağırdım ona aslında. şu an o kadar pişmanım ki, çok özür dilerim sevdiğim...
bağırmak istemezdim. ne kadar da her şeyime razı duruyordu ona baktım ve duraksadım, aptal mıydım ben neden onun suçu yokken ve benim için artık nasıl büyük bir hızla gelmişse gelmişti işte. bu sinirimi hiç hak etmemişti işte. elimi tutmak istedi ancak elimi veremedim bu sefer kendi mahallemdeydim. kapıya kadar benimle geldi sarılmak istedi ve ben sarılamadım da... üzgünüm sevdiğim... bu berbat günde sinirime rağmen yüzümü güldüren insan seviyorum seni.

gelelim yine en güzel âna. böyle deyince de onunla her anım güzel gibi. ancak en hoşuma giden ayrı. eve kadar bıraktı ve daha yeni arkamı döndüm ki yine beni aradı. ve yine gözlerimin içine bakıp söyleyemediği şeyi söyledi: seni seviyorum. *
çok fazla mesajlarına dönemedim .ben beklemekten nefret ederken bana bugün şu cümleyi kurdu: seni beklemek kadar güzel bir şey yok.

sevdiğinden; *
şiir düşlüm
bugün hızlı adımlarla yanına geliyordum.
çünkü biliyordum ki mutlu olmak istediğim yere gidiyordum.
baharın bir diger adının sen olduğunu anladim ellerim ellerine değince ısınıyordu. gözlerine bakıp konuşabilme cesaretinde bulunmadım biraz daha zaman istedim senden.
sen önümde yürüdüğün zaman uzun uzun baktım sana hayallerimizi düşündüm bizi düşündüm ve bir gün o hayallerimizin gerçekleşmesini diledim
sarılmak istedim yanından ayrılırken kokunu içime çekmek istedim.:(
bu güzel ve anlamlı günümüzü bir şiirle bitirmek istiyorum
saklı bir sevdadır bulduk sığındık
bu büyülü bir aşk çünkü yasak
gizli bir mutluluk ki ne söylesem az
bin yılda yaşasak hiç de yaşamasak
varımız yoğumuz aşkımız artık
hayatım ona tutsak
adı lavinia”
devamını gör...
3340.
en son iki hafta önce yazmışım buraya. hayretler hayretler.
o zaman gelsin bir yazı...

ah kendimize söylediğimiz şeyler. ah kendimizi kandırmalarımız yok mu? her şeye “neden” sorusunu sorup yine de yanlış cevapları söylemekten geri durmamamız. bazen arada nokta atışı doğruyu yakalamak zihinde ve rahatlamak. zorlayıcı şey kendinle konuşmak. sakin kalmak ve dinlemek… bir şey derken kendine sesinin yükselmesine dikkat etmek zihnin içinde. ve şefkatle yaklaşmak kendine, çektiğin sıkıntıya ya da bazen mutluluğuna. yalnız değiliz kendimizle konuşurken aslında. milyarlarca insanın benzer ya da aynı dertleri dünyanın bir yerinde yaşadığını bilmek belki rahatlatır.
ve işte şu an kendi kendime konuşuyorum. bir ben diyor ki, korktun mu? bilincim diyor ki korkma. bu yeni bir durum. ilk defa karşılaşıyorsun. bilinmezlik üzerine korkmamak elde değil diyorum. biraz da biliyorum aslında. yani yaşayabileceğim sıkıntıları önceden kestiriyorum. kestirmek bir işe yarıyor mu? denemek ve teyit etmek istiyorsun kestirdiğin şeyi. kötü olarak öngördüklerimizde keşke hep yanılsak ama bazen işte zihnimiz iyi çalışıyor.
ve işte şu an kendi kendime konuşuyorum. yaptığım şeyler sonrası duyduğum çelişkilerin girdabından kurtulmak için debelenip duruyorum. bir anlatma durumu. belki de kendi kendime konuşmuyorum sayın okur. belki direkt sana söylüyorum şu an. anlaşılmak, öğrenmek ve öğretmek adına.
şu an sustu zihnim.
bir dinginlik hali hakim olur gecenin bu saatinde.
yalnız olmadığımı biliyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim